Arama


byseus - avatarı
byseus
Kayıtlı Üye
4 Nisan 2012       Mesaj #3
byseus - avatarı
Kayıtlı Üye
TÜRKİYE VE TÜRK CUMHURİYETLERİ ARASINDA KÜLTÜREL İLİŞKİLER:
Türk Dünyasında olmasını beklediğimiz yakınlaşma, ekonomik ve siyasal atılımlarla gerçekleşecektir. Ancak, en azından bu yakınlaşmayı sağlayabilmek kadar önemli, bir başka konu daha vardır: Ekonomik ve siyasal atılımlarla sağlanan yakınlaşmayı sürdürülebilir kılmak. İşte bu noktada ortak bir kültür ve gelecek önem kazanmaktadır.

Şüphesiz ki, uluslararası ilişkilere hakim olan ana etken “güç dengesi”dir, fakat gücün önemli unsurlarından birisi de uluslararası sistemde yalnız olmamaktır. Bu noktada ortak kültür büyük bir önem kazanmaktır; aynı dil, din, mezhep, ırk veya ideolojiye sahip ülkelerin genellikle birlikte, bir bütün olarak hareket ettikleri gözlenmektedir. “Sosyo-kültürel-tarihsel ve dinsel birliktelik bütünleşmenin oluşlumunda oldukça önem arz etmektedir. Türk Cumhuriyetlerinde Türkmenistan istisna edilirse, demokratik-laik yönetim anlayışı benimsenmişltir. Türk Cumhuriyetleri arasında ortak tarih anlayışınınesasını Türk tarihinin bütünlüğü oluşturur.

Türk Cumhuriyetlerinde Kazakistan hariç nüfusun çoğunluğu Müslüman'dır. Türk Cumhuriyetleri kendi aralarındaki resmi görüşmelerde Rusça'yı esas almakta ve Kiril alfabesini kullanmaktadırlar. Ancak son yıllarda Latin alfabesi kullanılmaya başlanmış ve Azerbaycan gibi kimi ülkeler bu alfabeyi resmen kabul etmişlerdir.” Mustafa Kemal Atatürk, ortak bir kültürün ve özellikle de dilin önemini şu sözleriyle çok net bir şekilde ortaya koymaktadır: “Biz Balkanları niçin kaybettik biliyor musunuz? Bunun tek bir sebebi vardır. Bu da Slav Araştırma Cemiyetleri'nin kurduğu Dil Kurumlarıdır, bizim içimizde yaşayan insanların millî tarihlerini yazıp millî şuurlarını uyandırdığı zaman Yarınlar için ortak bir kültür inşa etmek, daha doğrusu mavcut olan ortak kültürü su yüzüne çıkartmak gerekmektedir. Bunun tek yolu da geleceğin teminatı olan genç beyinlerin eğitminde aktif rol oynamaktır.

Bu noktada Türkiye pek çok projeye imza atmış ve uzunca bir yol kat etmiştir: “Günümüz Türk Cumhuriyetlerinin ilişkileri, esasında kültürel ağırlıklıdır. Bu işin lokomotifini de Türkiye üstlenmiştir. Bağımsızlığın hemen ardından her Türk cumhuriyetinden getirtilen çeşitli düzeylerdeki öğrenciler, yine değişik konularda Türkiye’de eğitim ve öğretime tabi tutuldular. Bu insanların büyük bir kısmı hayal kırıklığiçinde ülkelerine dönerken, bir bölümü de Türkiye ve Türk insanından aldıklarını memleketlerine götürdüler. Bunlar geleceğin bürokratları ve idarecileri olacak. Bu nedenle Türkiye ile Türk Cumhuriyetlerinin münasebetlerinin ileriki yıllarda geniş çaplı olması mümkündür; ama bu gençlerin üzerine yapılan yatırımlara daha da çok önem verilmelidir."
Son düzenleyen Safi; 27 Aralık 2017 23:56