Arama

Çocuk Edebiyatı - Tek Mesaj #1

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ekim 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çocuk Edebiyatı
MsXLabs.org & Temel Britannica
Çocuk edebiyatı, 15 yaş altı çocuklar için konuları, karakterleri ve kullanılan dil özelleştirilerek hazırlanan edebi eserlerin oluşturduğu edebiyat koludur.
Anton Çehov gibi edebiyat dünyasının önemli bazı isimleri bu kavramın bir edebiyat türü olarak ele alınamayacağını, yalnızca 'doz' olarak edebi vurgunun hafifletilerek sunulduğunu vurgulamakta ve bu tartışma sürmektedir. Edebiyatın dozunun hafifleştirilmesine Türk edebiyatından örnek olarak Ömer Seyfettin, Kemalettin Tuğcu eserleri ya da Yaşar Kemal, Aziz Nesin gibi yazarların çocuk öyküleri gösterilebilir.
Akademik olarak net bir tanım olmasa da, çocukları hedef alan ürünlerin tanım olarak yeni bir sektör yaratmasıyla bu tanıma uyan edebi eserler de kategorik olarak çocuk edebiyatı başlığına girmişlerdir.
Çocukları hedef alan edebi ürünler konusunda dünya çapında en önemli isimlerden biri olan Enid Blyton aynı zamanda yapıtları başka dillere en çok çevrilen İngiliz yazarlar arasında anılarak da alanın büyüklüğüne işaret etmektedir.
Bu alan Türkiye'de, özellikle Yalvaç Ural ile öne çıkan Çocuk dergiciliği ile doldurulmakta, bununla birlikte Gülten Dayıoğlu gibi roman ve öyküleriyle bu alanın en köklü yazarları arasında sayılmaktadır.
Masallar akademik edebiyat tanımı içinde kesinlikle ayrı bir türdür ve çocuk edebiyatı içinde değerlendirilmez.

Günümüzde, güzel bir kitapçı dükkânına giren bir çocuk büyük bir olasılıkla dilediği kitabı bulabilir. Resimli, resimsiz macera romanları, peri masalları ve efsaneler, bilimkurgu, özyaşamöyküleri, tarih kitapları, doğayla ilgili kitaplar, şiirler, kısaca yeryüzünde var olan hemen her şeyle ilgili düzinelerle kitap rafları doldurur.
Bugün kitap okuyan çocuk sayısı eskisine göre çok arttı. Kitap satın alamaya gücü yetmeyen çocuklar için Halk kütüphanelerinin çocuk kitapları bölümün­den süreli olarak ödünç kitap alınabilir. Bir­çok okulun da kendi özel kütüphanesi vardır.
Günümüzde çocuk kitaplarının hem öğreti­ci, hem de eğlendirici olmasına önem verilir. Ama eskiden böyle değildi, üstelik çocukların okuyacak kitap bulmaları kolay olmuyordu. 18. yüzyılın başında yaşamış bir çocukla bu konuda konuşabilseydiniz, okumuş olduğu kitapların azlığına ve bunların sadece birkaçı­nın çocuklar için yazılmış olmasına şaşardınız. Bundan 150 yıl öncesine kadar kitap denince, çocukların aklına, baştan sona iyi davranış kuralları ile dolu ders kitapları gelirdi. Öğre­tici kitapların yanı sıra çocuklar için ilginç, eğlendirici kitaplar yazılmaya başlanalı çok olmadı.

Tarihi
Çok eskiden öykü kitapları yokken, halk ozanlarının anlattığı destanlar, cin, peri ma­salları, yiğitlikleri dillere destan olmuş şöval­yelerin, eşkıyaların maceraları, sözde konu­şan hayvanların öyküleri dinlenir, bu öyküler anlatıla anlatıla ezberlenirdi.
Çocuk edebiyatı batı dünyasında ancak 18. yüzyılın ikinci yarısında bağımsız bir edebiyat kimliği kazandı. 18. yüzyıl başlarında Fransızca'ya, 19. yüzyılda İngilizce'ye çevrilen Binbir Gece Masalları da bütünüyle olmasa bile içinden seçilmiş bazı masallarla tüm dünya çocuklarının her dönemde vazgeçmeden oku­dukları yapıtlar olma özelliğini kazanmıştır. Alaeddinin Büyülü Lambası, Gemici Sinbad'ın Serüvenleri, Ali Baba ve Kırk Haramiler gibi Binbir Gece Masalları'ndan alınıp çeşitli dillere çevrilen ve resimlerle süslenen seçme masallar doğu toplumları kadar batı toplum­larında da benimsenmiş ve yaşamın her ala­nında etkileri görülmüş örnekler arasındadır (bak. Binbir Gece Masalları).
Gene 18. yüzyılın başlarında, bugün çocuk edebiyatı klasikleri arasına giren birkaç kitap yazıldı. Bunlardan ikisi, Daniel Defoe'nun Robinson Crusoe (1719-20) adlı romanı ile Jonathan Swift'in Güliver'in Gezilerindir (Gulliver's Travels; 1726). Bu yapıtlar son derece ilginç ve heyecan verici oldukları için hâlâ okunur. Oysa ikisi de özellikle çocuklar için yazılmamıştı. Güliver'in Gezileri zamanın düşünce ve adetlerinin saçmalığını göstermek amacını güdüyordu. Çünkü 18. yüzyılın orta­larına gelinceye kadar çocuklar büyüklerin küçük bir modeli sayılır, yetişmeleri için özel bir çaba gösterilmezdi. John Locke ve Jean-Jacques Rousseau gibi Aydınlanma Çağı dü­şünürlerinin öne sürdüğü tezler (bak. Aydınlanma Çağı), Sanayi Devrimi'nden sonra orta sınıfların güç kazanması ve kadınların eşit haklar mücadelesi gibi bir dizi tarihsel olay sonucu, çocuklar büyüklerden değişik varlık­lar olarak algılanmaya başlandı. Çocuk edebi­yatının gelişmesi de çocuğun kendine özgü bir varlık olarak kabulünden sonra gerçekleşti ve William Blake, Lewis Caroll, Louisa May Alcott, Mark Twain, Carlo Collodi, Hans Christian Andersen gibi yetenekli yazarların katkılarıyla güçlendi. Günümüzde ise çocu­ğun kitap yapraklarını karıştırmaya başladığı ilk aylardan, 14-15 yaşına kadar zevkle oku­yacağı çeşitli boylarda, konularda, dillerde ki­taplar var.

İngiltere
15. yüzyılda Avrupa'da Johannes Gutenberg'in bulduğu basım yöntemini İngiltere'de uygulayan William Caxton özellikle çocuklar için öykü kitapları basmayı düşünmemişti. Oysa yayımladığı kitapların çoğu aile büyükleri kadar çocukların da ilgisini çekti. Okuma yazma bilen yetişkinler bu öyküleri çocuklara yüksek sesle okurlardı. Caxton Ezop Masalları'nı İngilizce'ye çevirdi. Ayrıca kahramanlık öykülerinin yer aldığı birçok kitap yayımladı.
18. yüzyılın ikinci yarısında ise, Fransız düşünür Rousseau'nun görüşlerinin de etkisiyle İngiltere'de çocuk eğitiminde öğreticilik akımı önem kazandı. 19. yüzyılda, çocukların okuması için amaçlanan yeni bir öykü türü olan “peri masalları" ortaya çıktı. Bunlar Frans Charles Perrault'nun 1698'de yayımlanan Les Contes de ma mère l'Oye (1698; "Peri Masalları") adlı bu kitap "Külkedisi", "Kırmızı Şapkalı Kız", "Mavi Sakal", "Uyuyan Güzel" ve "Çizmeli Kedi" gibi hepinizin çok iyi bildiği ünlü çocuk öykü­lerini içeriyordu.

Fransa
18. yüzyılda Jean-Jacques Rousseau Emil (1762) adlı yapıtında, çocuk eğitiminde öğreticiliğin ağırlık taşıması göm­ünü ileri sürerek, bu alandaki yayınları nemli ölçüde etkiledi. Bu eğilim 19. yüzyılın büyük bir bölümünde etkisini sürdürürken, me de Segur'un torunları için yazdığı Bir Eşeğin Hatıraları (les memoires d'une âne; 60) gibi romanlar çocuk edebiyatına duygusal bir boyut ve canlılık kazandırdı. Bu dönem en önemli yazarı ise "bilimkurgunun babası" sayılan Jules Verne'dir (bak. Jules Verne). Ayrıca George Sand, Alphonse Daudet, Alexandre Dumas gibi önemli yazarlar da ık edebiyatına katkıda bulundular, ansız çocuk edebiyatı 20. yüzyılda parlak bir döneme girdi. Andre Maurois'nın Şişko-Sıskalar'ı (Patapoufs et Filifiers) ile Antoine de Saint-Exupery'nin Küçük Prensi (le Petit Prince; 1943) bu dönemin sevilen çocuk kitapları arasındadır. 20. yüzyılda çocuk ya­yınları arasında çizgi romanlar da tartışmasız bir yer tutmaktadır. Örneğin Herge'nin 1929'da çıkmaya başlayan Tenten'i ile Goscinny' nin Asteriks'i (1959) ve Red Kit gibi diziler çocuklarca çok sevilen ve izlenen çizgi roman­lardır.

Almanya
16. yüzyılda gerçekleşen Reform hareketi, Almanya'da tüm alanları etkilediği gibi, ço­cuk edebiyatını da etkiledi. Böylece çocukla­ra yönelik yapıtlarda öğretici ve dinsel ilkeler öne çıktı. Daha sonra Aydınlanma Çağı'ndan başlayarak, çocuğun bağımsız bir kişiliği ol­ması gerektiği vurgulandı. İngiliz yazar Daniel Defoe'nun Robinson Crusoe adlı yapıtını Rousseau öğretisi paralelinde uyarlayan Joachim Heinrich Campe'nin Genç Robensonu (Robinson der Jüngere; 1779) bu yeni akımın en önemli ürünlerinden biriydi. 19. yüzyılın başlarında ise Romantizm Akımı'nın etkisine giren çocuk edebiyatın­da, giderek Almanya'nın zengin halk ede­biyatı kaynaklarına ilgi duyulmaya başlandı. Peri masalı alanında en önemli adlar olan ve Grimm Kardeşler (bak. Grimm Kardeşler) olarak tanınan Jacob Ludvvig Cari ve Wilhelm Carl'ın 1812-15 arasında derledikleri masallar arasında Türkçe'ye de çevrilen Hansel ve Gretel, Rapunzel, Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler ve Parmak Çocuk gibi ünlü masallar vardır.
II. Dünya Savaşı öncesi ve sırasında durak­layan Alman çocuk edebiyatı, 1945'ten günü­müze kadar çok önemli bir gelişme göstermiş­tir. Bugün çocuğun bağımsız kişiliğine verilen önem ve çocuk kurumlarının vardığı ileri dü­zey bakımından Almanya dünyanın en önde gelen ülkelerinden biridir. Çağdaş Alman yazarlarından Erich Kâstner çocukların dünya­sını ciddiye alan, mizah yollu anlatımıyla çok sayıda çocuk kitabı yazmış bir yazardır. Toplu 'apıtları 1959'da Gesammelte Schriften adıyla ayımlandı. Bunların içinden Noktacık ile An­ton, Uçan Sınıf, Palavracı Baron gibi birçok öykü Türkçe'ye çevrildi.

İskandinav Ülkeleri
İsveç, Norveç ve Danimarka'da çocuk edebiya­tı zenginlik ve yaratıcılık bakımından dün­ya ülkeleri içinde ön sıralardadır. İsveç' te köklü bir çocuk tiyatrosu geleneği vardır. Gerçek bir İsveç ulusal çocuk edebiyatı, daha 1751-53 yıllarında Kont Cari Tessin'in yazdığı peri masallarıyla başladı. Ne var ki, Reform hareketinden beri sürmekte olan Alman etki­si 19. yüzyıla kadar çocuk edebiyatında da kendini gösterdi. Bu tarihlerden sonra İsveç' te peri masalı geleneği yeniden canlandı. Selma Lagerlöf'ün Nils Holgersson'un İsveç Ge­zisi (Nils Holgerssons underbara resa genom Sverige; 1906-07) adlı yapıtı, tüm öğretici içe­riğine karşın, çocuklar için bir düş dünyası ya­ratır. Gene bu tarihlerde Laura Fitinghoff'un 1860'larda yaşanan kıtlığı konu alan ve çocuk klasikleri arasında yer alan Barnen fran Frostmofjallet (1907; "Yayla Çocukları") adlı tarihi romanı yayımlandı. 1920'lere kadar öğretici akımın etkisinde kalan İsveç çocuk edebiyatı, 1940'tan sonra birçok yetenekli yazarın ro­manları ve ressam yazarların resimli romanlarıyla önemli bir gelişme gösterdi. Bu dönem yazarları arasında Pippi Uzunçoraplı (Pippi Lângstrump; 1945,) yazarı Astrid Lindgren ve Daniel Doppsko'nun (1959) yazarı şair Lennart Hellsing sayılabilir.
Norveç'te çocuk edebiyatı alanında ün kazan­mış bir yazar çıkmamış olmasına karşın, daha 1830'lardan başlayarak özellikle çocuklara yönelik yapıtlar yazıldı. Bunların en önemlile­ri P. C. AsbjOrnsen ve Jorgen Moe'nun halk masalları derlemeleridir.
Danimarka'da ise dilimize Andersen Masal­ları adıyla çevrilen ünlü masalların yazarı Hans Christian Andersen'den sonra (bak. Hans Christian An­dersen) aynı düzeyde çocuk edebiyatı ürünleri görülmedi ve çoğunlukla Alman yayınlarından çeviri ve uyarlamalarla yetinildi.

SSCB
Tarihsel olaylar, SSCB'de çocuk edebiyatını 1917 öncesi ve sonrası olmak üzere bıçakla kesilmiş gibi iki döneme ayırır. Devrim öncesi çocuk edebiyatı, büyük Rus edebiyatı ile karşılaştırılamayacak ölçüde zayıftı. İvan Krilov'un fablleri, halk edebiyatının zenginliği ya da Tolstoy'un çocuklar için yazmış olduğu öy­küler bu yoksulluğu gidermekten uzaktı. Rus­ya'da çocuk kimliği Avrupa'nın öteki ülkele­rinden de geç tanındığı için, çocuk edebiyatı­na yönelik çalışmalar ancak Ekim 1917 Devrimi'nden sonra, çocuğa verilen önemle birlikte gelişti. Güzel resimli çocuk kitapları çok ucuz fiyatlarla çocuklara ulaştı. Genç beyinlerin beslenmesi için konular özenle seçilerek işlen­di. Çocuk edebiyatının gelişmesinde dünyaca ünlü yazar Maksim Gorki'nin önemli etkisi oldu. Çocuk öykülerinin, yeni kültürü yarata­cak özgür düşünceli sanatçıların kaleminden çıkması gerektiğini vurgulayan Gorki, bu öy­külerin çocuğun düş gücünü kamçılayıcı ve düşündürücü olması gerektiği üzerinde dur­du. Çocuk kitaplarında eğlendiriciliğin yanı sıra, bilgilendirmeye de önem verildi. Çocuk­ların sevdiği yazarlar arasında Yuri Kazakov, Samuel Marşak, Sergey Mihalkov ve Lev Kassil'i sayabiliriz. 1920-30 arasında masalla­ra gerçekdışı olmaları nedeniyle savaş açılmış­tı. Bugün ise çağdaş çocuk edebiyatı çok çeşit­liliği ile dikkati çekmektedir.

Latin Amerika
Latin Amerika ülkelerinin çocuk edebiyatı öğretici niteliği ile dikkati çeker. Kilise ile ço­cuğun aile ve okul yaşamı arasındaki yakın ilişki dinsel eğitime öncelik tanınmasına yol açmıştır. Düşsellik ancak 1930'larda Brezilya ve Meksika çocuk edebiyatlarında belirmeye başlamış, gerçekçi bir yaklaşımla birlikte kah­ramanlık öğesi de çocuk edebiyatına girmiş­tir. Halk edebiyatı kaynakları çok önemli bir esin kaynağı oluştururken, daha çok İspanyol efsanelerinin etkisi görülmektedir. Küba'da ise devrimden sonra çocuklar için sömürge ve devrim tarihini konu alan öyküler yazılmış; sosyalist ahlak ve davranış örneklerinin be­nimsenmesini hedef alan bir yayın politikası izlenmiştir. Arjantin'de birtakım yerel halk öyküleri ve goşo adı verilen sığır çobanlarının yaşamlarına ilişkin öyküler çocuk edebiyatın­da önemli bir yer tutar.

Uzakdoğu
Batı ile Uzakdoğu arasında çocuk edebiyatı alanındaki gelişmelerde büyük bir fark vardır. Yeni Gine gibi bazı yerlerde henüz sözlü ede­biyat geleneği aşılamamıştır. Hindistan, Fili­pinler, Sri Lanka ve İran gibi başka ülkelerde ise dille ilgili sorunlar edebiyatı olumsuz yön­de etkilemiştir. Çocuk edebiyatı yazarları sayıca batıdakinden daha azdır. Çin'de, ço­cukları öykülerle ve şiirlerle eğitmek eğilimi 1950'lerden sonra ağırlık kazanmış, çok güzel resimlerle donatılmış kitapçıklar tüm çocukla­rın sahip olabileceği ucuzlukta, evlere, okul­lara, köylere kadar ulaştırılmıştır. Bunlar ge­nellikle çocukları özverili ve çalışkan olmaya özendirici niteliktedir. Japonya'da, özellikle II. Dünya Savaşı'ndan önce egemen olan aile ve atalara saygı gelenekleri edebiyatı engel­leyici rol oynamıştır. Uzakdoğu ülkelerinin birçoğunda, batıda yayımlanan çocuk kitaplarını taklit etme eğilimi görülürse de, özgün nitelikte yapıtlar da yayımlanmaktadır.