Yukarıda sözü geçen Ortaçağ Türk müzikologlarının kullandıkları Ebced notasında her harf veya harf gurubu, bir sese karşılık gelmektedir. Seslerin uzatılma kıymetleri ise harflerin altına konulan rakamlarla gösterilir.Klâsik Ebced adı verilen bu sistemde sesleri gösteren harfler aşağıdaki gibidir:
Galata Mevlevîhânesi Şeyhi ünlü neyzen -hattâ neyzenlerin kutbu manasında Kutb-ı Nâyî ünvanıyla anılan Osman Dede (1652?-1730) de bir çeşit Ebced notası geliştirmiştir. Bu nota sisteminin, kendisi de bir mû*****inas olan Sultan 2.Mustafa Devri'nde (l695-1703) meydana getirildiği sanılmaktadır.
Ebced notasına bir örnek.
Diğer Ebced notasına oldukça yakın olan bu sistemde sesleri gösteren harfler (Ebced, hevvez, huttî..gibi bir sıra gözetmeksizin) perde isimlerinden alınmıştır. Bu sistemde sesleri gösteren harfler aşağıdaki gibidir :
Polonya asıllı Ali Ufkî -veya Ufûkî -Bey (Albert Bobowski 1610-1675?), 1650 yılında yazdığı "Mecmua-i Sâz ü Söz" adlı eserinde sağdan sola doğru yazılan özel bir Batı Müziği nota sistemiyle 150 kadar eser yazarak (türkü, varsağı ve yelteme) yayınlamıştır. Bu eser, Batı notasının Türk Müziğinde kullanıldığı ilk örnek olmuştur.
Ali Ufkî'nin Mecmua-ı Sâz ü Söz'ünden bir sayfa. (Kendi el yazısı)
Osman Dede ile aynı yıllarda yaşayan Boğdan Prensi Demetrius Cantemir (Kantemiroğlu 1673-1723)da kısaca "Kantemiroğlu Edvârı" diye bilinen, "Kitâb-ı ilmi'l-Mûsikî alâ vechi'l Hurûfat -İşaret-i Perdehâ-yi Mûsikî" adıyla yayınladığı eserinde yeni geliştirdiği yazım sistemini tanıtmıştır.1693 yılında Sultan 2.Mahmud'a sunduğu bu eser iki bölümden oluşmakta; birinci bölümde makam, usûl ve perdelere ait bilgiler; ikinci bölümde ise 300'ü aşkın peşrev ve 40 kadar sazsemâîsi yer almaktadır.18.yüzyıl ortalarında yaşayan ve Kevserî Dede olarak tanınan Neyzen Mustafa Kevserî Efendi, "Kevserî Mecmuası" adlı eserinde bu yazım sistemiyle (Kantemiroğlu notasıyla) 160 kadar eser kaydetmiştir.
Kantemiroğlu Edvâr'ından İbrahim Ağa'nın Irak Sazsemâîsi.
Bu sistemde sesleri gösteren işaretler şöyledir :
Yenikapı Mevlevîhanesi Şeyhi Nâsır Abdülbâki Dede de (1765-1821), aynı zamanda büyük bir bestekar olan Sultan 3.Selim Dönemi'nde (1789-1807) ve onun isteği üzerine dedesi Osman Dede'nin yazım sistemini geliştirerek meydana getirdiği yeni sistemi "Tahririyye-Tahrir-i Fi'l-Mûsikî" adıyla Sultan'a sunmuştur.3.Selim tarafından terkib edilen Sûzidilârâ makamından, yine sultanın bestelediği Mevlevî Âyini, Peşrev ve Saz semâîsi ile Seyyid Ahmed Ağa'nın bestelediği Peşrev olmak üzere dört eserin yazımıyla örneklenen bu sistem, benzerleri içinde en mükemmel olanıdır.Bu sistemde sesleri gösteren harfler ise aşağıdaki gibidir :
Ermeni asıllı bir müzikolog olan Hamparsum Limonciyan da (1768-1839) Nâsır Abdülbâkî Dede ile aynı dönemde yine Sultan 3.Selim'in isteği üzerine bir nota yazım sistemi geliştirmiştir. Bestekârlar ve icrâcılar tarafından çok ilgi gösterilen bu sistem son zamanlara kadar yoğunlukla kullanılmıştır. Günümüzde dahi bilinen ve kullanılan bu sistem, Ortaçağ Avrupası'nda kilise ve manastırlarda müzik yapılırken ezginin iniş-çıkışlarını göstermek amacıyla güftelerin üzerlerine konulan işaretlere (neum) benzeyen 7 işaret üzerine kurulmuştur.
Hamparsum Nota Alfabesi
Hamparsum Nota alfabesi ile yazılmış bir örnek eser.
1886 yılında "Nota Muallimi" adıyla bir kitap yayınlayan Notacı Hacı Emin Efendi (1845-1907), bu kitabıyla Batı notasının Türk müzisyenlerce tanınmasını sağladı. 400 kadar eseri Batı notasıyla yayınlayan Hacı Emin Efendi, bugünkü kullandığımız sistemin öncüsü olmuştur.Son dönemin önemli müzikologlarından Rauf Yektâ Bey (1871-1935), 1919 yılında "Türk Notasıyla Kıraat-ı Mûsikî Dersleri" adıyla bir kitap yayınladı. Eski Ebced sistemine dayanan ancak bir sekizlide 24 perdenin sembollerine yer verilen bu sistemle Türk Müziği'nin tüm nota ihtiyacının giderileceğine inanıyordu. Kendi bestelediği Yegâh Mevlevî Âyini'ni "Türk Notası" adını verdiği bu sistemle yayınladıysa da sistem, devrin müzisyenleri tarafından benimsenmemiştir.Son olarak Mustafa Nezihi Albayrak (1871-1964), "Yıldırım Sistem" adını verdiği stenografiye benzer bir nota yazım sistemi geliştirmiş ve sistemini "İstenografik Mustafa Nezihi Albayrak Notası" adıyla yayınlamıştır. Batı ve Hamparsum notasını çok iyi bilen Albayrak, sisteminin çok kolay ve kullanışlı olduğunu iddia etmekteydi, ancak bu sistem de benimsenmemiştir.
KAYNAKLAR :BARDAKÇI, Murat, İstanbul 1995, Focus Dergisi Sayı:3.ÇEVİKOĞLU, Timuçin, Konya 1994, Selçuk Üniversitesi Devlet Konservatuarı Nota Yazım Bilgisi Ders Notları.ÖZTUNA, Yılmaz, Büyük Türk Mûsikîsi Ansiklopedisi, Ankara 1990, Başbakanlık Basımevi, Kültür Bakanlığı Yayınları, No: 1163.TANRIKORUR, Cinuçen, İstanbul, Nota Yazımı Ders Notları.TURA, Yalçın, Nota Yazımının Tarihi Gelişmesi, İstanbul, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Ders Notları