Arama


Mavi Peri - avatarı
Mavi Peri
Ziyaretçi
1 Ağustos 2012       Mesaj #4
Mavi Peri - avatarı
Ziyaretçi
İttihat ve Terakki

II. Meşrutiyet'in ilânını sağlayan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun son yıllarındaki bütün olaylarda önemli rol oynayan siyasî kuruluş. İstanbul'da 1889 yılında, tıbbiye öğrencilerinin kurduğu İttihad-ı Osmani Cemiyeti, Paris'teki Jön Türkler'den Ahmet Rıza Bey ile ilişki kurduktan sonra Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti adını aldı. İstanbul'da fazla gelişemeyen Cemiyet'in üyelerinin bir kısmı, II. Abdülhamit'in polisi tarafından yakalandı, diğerleri ise Avrupa'ya kaçtılar. Tüm Jön Türkler'i bu program çevresinde birleştirmek amacıyla 1902'de Paris'te toplanan kongrede iki farklı görüş ortaya çıktı. Ahmet Rıza Bey'in taraftarları, rejimi değiştirmek için yabancı bir devletin müdahalesinin gerekmediğini savunuyor; merkezci, tekelci ve reformları yukardan aşağıya uygulayacak bir devlet yapısı öngörüyorlardı. Prens Sabahattin ve çevresindekiler ise, rejimin değiştirilebilmesi için yabancı bir devletin müdahalesini gerekli görüyor, hür teşebbüsçü, ademi merkeziyetçi (yerinden yönetim) ve liberal bir devlet yapısını savunuyorlardı. Bu tartışma bir ayrılıkla sonuçlandı ve Ahmet Rıza Bey grubunun ad değiştirerek yeniden kurdukları Terakki ve İttihat Cemiyeti hızla gelişti. Eylül 1906'da Selânik'te kurulan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti ile 1907 yılında birleşerek daha da güçlendi. Örgütün liderleri olan posta memuru Talat Bey, Ahmet Rıza Bey, Doktor Nazım, 3. Ordu subaylarından kolağası Niyazi Bey (Resneli), binbaşı Enver Bey, İsmail Hakkı Bey, Mithat Şükrü, İsmail Canbulat vd.; Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanmasını önleyecek tek yolun, 1876 Anayasası'nın yeniden yürürlüğe konması olduğunu düşünüyorlardı. Hükümeti buna zorlamak için, kolağası Niyazi Bey ve binbaşı Enver Bey, Temmuz 1908'de yandaşlarıyla birlikte dağa çıktılar. II. Abdülhamit tarafından örgütü dağıtmak üzere Rumeli'ye gönderilen Şemsi Paşa da, ittihatçılar tarafından öldürülmüştü. 7 Temmuz'da ittihatçılar Yıldız Sarayı'na bir telgraf çekerek Meşrutiyet'in yeniden ilânını istediler. Olayların gelişmesinden çekinen II. Abdülhamit, 24 Temmuz 1908'de anayasayı yürürlüğe koydu. Prens Sabahattin'in Teşebbüsü Şahsi ve Ademi Merkeziyet Cemiyeti'yle birleşen Terakki ve İttihat Cemiyeti, yeniden Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti adını aldı. Ancak bu, hiçbir zaman gerçek bir birlik olmadı. 21 Ağustos 1909 tarihli anayasa değişiklikleriyle, özgürlükleri kısıtlayan bazı hükümler ve padişaha sürgün yetkisi tanıyan 113. madde kaldırılarak parlamenter sistem kabul edildi. Padişahın yetkileri kısıtlandı, hükümetin meclise karşı sorumlu olduğu ilkesi onaylandı. 1913 yılına kadar cemiyetin politik etkinliği iki büyük çelişkiyi barındırıyordu. İttihat ve Terakki, dışarıda dernek kimliğindeyken, Meclisi Mebusan'daki milletvekillerinin oluşturduğu grup, parti olarak kabul ediliyordu. Bunun yanı sıra, Meclisi Mebusan'da çoğunluğa sahipken bile, hükümet kurma görevini üstlenmiyordu. Cemiyet yöneticileri, "iyi niyetli ve namuslu" kişileri işbaşına getirip, onlara dışardan yol göstererek ya da birkaç nazırlığı elde tutarak devlet işlerini yürütmek istiyorlardı. Bu dönemde, Cemiyet'le muhalefet arasında mücadele başladı. İttihat ve Terakki'ye karşı gelişen muhalefet, 31 Mart Olayı'nı doğurdu. Hareket Ordusu tarafından bastırılan bu ayaklanma sonucunda II. Abdülhamit tahttan indirildi ve yerine kardeşi V. Mehmet getirildi. Bunların yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğu, 1908'de Bosna ve Hersek'in Avusturya tarafından ilhakı, Trablusgarp'ın İtalyanlarca alınması ve 1912'de patlak veren I. Balkan Savaşı nedeniyle, dışta da oldukça güç bir durumdaydı. 1912 Temmuzu'nda, V. Mehmet, Ahmet Muhtar Paşa'yı sadarete atadı. İttihat ve Terakki'den hiç kimsenin alınmadığı bu hükümet, Büyük Kabine adıyla tanınır. Balkan Savaşı'nda Osmanlı ordularının yenilmeye başlaması üzerine "Büyük Kabine" istifa etti ve yerine Kamil Paşa kabinesi kuruldu. Bu kabinenin de dışında bırakılan İttihat ve Terakki, bir yıpratma kampanyası başlattı. 23 Ocak 1913'te Enver ve Talat beylerin yönetiminde bir grup, Babıâli'yi basarak yönetime el koydular. Mahmut Şevket Paşa sadrazam oldu. Enver Paşa yönetimindeki Osmanlı ordusu, Edirne'yi Bulgarlardan geri aldı. Mahmut Şevket Paşa 13 Haziran 1913'te öldürüldü. Mayıs 1914'te yapılan seçimler sonucunda tek başına iktidara gelen İttihat ve Terakki, bir baskı rejimi oluşturdu. Sait Halim Paşa kabinesini, Talat Paşa kabinesi izledi. Bu tarihten başlayarak, İttihat ve Terakki'nin ve dolayısıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetimi, Enver, Talat ve Cemal paşaların eline geçti. Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'na girişinin sorumluluğu, çoğu tarihçi tarafından İttihat ve Terakki'nin omuzuna yüklenmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nun savaştan yenik çıkması sonucunda, İttihat ve Terakki yöneticileri, yurt dışına kaçtılar ve böylece örgüt dağılmış oldu.

MsXLabs.org & MORPA Genel Kültür Ansiklopedisi
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.