Arama


Gülgeceler - avatarı
Gülgeceler
Ziyaretçi
9 Mart 2013       Mesaj #6
Gülgeceler - avatarı
Ziyaretçi
BALIĞIN 10 TEMEL ÖZELLİĞİ

balikburcuresimleripisc

DÜNYAYA ALDIRMAMA: Bu yönde kışkırtılmamışsa para, mal, makam gibi dünyevi hırsları olmama; rekabetten kaçınma, ancak bütçesinin üzerinde harcama yapmak.
ALDANIŞLAR, ALDATIŞLAR: Aldanma, aldatma, kolay ikna olma veya etme, öğüt almama.
UYUM: Herkesle ve herşeyle kendiliğinden uyum, bulunduğu kabın şeklini alma, bağlanma, bağımlı hale gelme, herkesin herşeyi olma; ancak herkese uyumsuz gelme.
BUNALIMLI RUH HALİ: Melankoli, üzülecek birşeyler bulma, olaylardan kolay etkilenme.
GERÇEK HAYATTAN KOPUKLUK: Düş perdesi arkasına gizlenmiş sevgi, abartılı duygular, gerçekmiş gibi yaşanan hayaller, bilinçaltı eğilimlerinin etkisinde kalma, bilinçdışı, zengin fantazi, hayal ile gerçeğin birbirine karışması.
CANAYAKINLIK: Sıcak ve cana yakın davranışlar, nezaket, zerafet, kibarlık, sempati, çekicilik, ilgi odağı olma.
DERİNLİK, GİZEMLİ: Muamma, büyü, gizem, gerçekleşen rüyalar, mistisizm, manyetizma, sanata meyil, zor durumda beklenmedik yardımlar görme, gizli derinlikler, güçlü altıncı his.
AŞIRI MERHAMETLİLİK: Ağlamaya meyil, koruma ve korunma, herkesin yardımına koşma, acı çekenleri görmeye dayanamama, bu nedenle kolay kullanılma, iyilikseverlik.
ÇİFT KİŞİLİK, ÇELİŞKİLİ YAPI: Dalgalı duygular, çatışan arzular, aşırılık, bağlanmalar ve ayrılıklar, arada bir fırtınalı davranışlar, değişkenlik, ya meyhane ya dergah.
ÇEKİNGENLİK, KARARSIZLIK: Karar verememe, hareketsizlik, korkaklığa varan çekingenlik, yöneticilik yapamama.
BALIĞA DAİR
DOĞARKEN
Kışın sona yaklaştığı günler. Yağmurlar yağmakta ve karlar erimektedir. Ilıman iklimlerde erik, kaysı gibi ağaçlar çiçeklenmeye, çalılıklar arasında eflatun menekşeler boy göstermeye başlar. Bir yandan büyük fırtınalar devam etmekte, bir yandan da toprağa tohumlar ekilmektedir. Ara sıra güneş görünsede havalar soğuktur. O günlerde, ırmakların denize dökülmesi gibi, önceki on bir burçtan özellikler almış bir bebek doğar. O, biraz daha az yoğunlukta olsada , Koç burcu gibi afacan, Boğa gibi inatçı, İkizler gibi zeki, Yengeç gibi sulu, Aslan gibi gerektiğinde heybetli, Başak gibi hasatçı, Terazi gibi kararsız, Akrep gibi sezgili, Yay gib konuşkan, Oğlak burcu gibi dik kafalı, Kova gibi bağımsızdır.
BÜYÜRKEN
O bir balık. Kaygan, ele avuca sığmayan, bünyesi zayıf, çabuk hastalanan, gereksiz yere ağlayıp arada bir gülen, sonra suskunlaşıp kendi dünyasında hayalleriyle oynayan, sürekli değişik ruh hallerine bürünen bir bebek. O ölümden sonra ki sonsuzluktan doğmuştur ve bunun gösterişli gururuyla yaşar. Gösteri dünyasından bu aleme düşmüş gibidir. Çabuk öğrenir ve bunun hareketlerle anlatır. O kadar duygusaldır ki daha iki yaşını doldurmadan karşı cinse aşık olmaya başlar. Dört-beş yaşına geldikten sonra kimseye eziyeti yoktur. Annesi babası bazen varlığından şüphelenirler. Acaba bir yerlere mi gitti, diye. Ancak o oradadır ve kendi kendisine sessiz sakin bir şekilde oynar. Görünüşüne bakıp onun başarılı olacağına inanmasalar da o öğretmenleri tarafından sevilen, genellikle teşekkür ve takdirle sınıfını geçen bir öğrenci olur. Ve aşırı merhametlidir, yardım etmek isterken zarar verecek kadar.
DÜNYAYA GELİŞ AMACI
Balığın dünyaya geliş amacı, duyularının ötesine geçerek, varlıkların ve olayların ardındaki gerçekliği algılamak, algıladığı gerçekliği hayalleriyle yoğurup sanata dönüştürmektir. Dış dünyadan kopmadan ve fakat dış dünyayı tüm gerçeklik bilmeden. O, parmaklarının ucunda yükselerek bale yaparken, yada fırçasıyla tuvalin üzerine renkleri dokundururken, gerçeklik adına çevresinde ne varsa bir sis perdesi ardına atar kendisini izleyen seyircilerden ve görünen dünyadan bağımsızlaşarak içindeki hayal dünyasından şekillendirir. O, asıl anlamıyla bu dünyanın değil, ölüm sonrası gerçekliğin, maddeye bulaşmamış saf bilincin insanıdır, öyle olmak zorundadır. Bunu sağlamak için sıklıkla yanlız kalmalı, gözlerini yummalı, kendisini dış dünyadan soyutlamalı ve kendi özünü dinlemelidir. Bunun ismi meditasyonda olabilir, tasavvuf yolunun rabıtası da. Acencak Balık, saf gerçekliği ve kendi gerçekliğini bulduktan sonra, hayal alemi olarakta görse, her yanlız kalışın ardından yaşanılan dünyaya dönmelidir; sevgiyle, şefkatle, hoşgörüyle, insanları anlayarak… Zira o, insanların içindeyken bile, sonsuzluk aleminden dünyayı seyredebilme yeteneğine sahiptir. Bunu beceremeye Balık, ruhsal durumuyla yaşanılan hayat arasındaki çelişkileri çözemeyecek, dış dünyadan korkacak, hayallerden oluşmuş iç dünyasına çekilecek, herşeyi oluruna bırakacaktır. Ve bir müddet sonra bunalıma düşecek, alkole, uyuşturucuya, gayesiz yemeye yada sekse sığınacaktır. İşte o zaman Balık, vücut anatomisindeki organın durumuna, yani ayağa düşecektir.
NE OLUR YARDIM ETME
Kozada küçük bir delik açılır. Bir ipek böceği, bedenini bu küçücük delikten çıkarmaya çalışır, saatlerce. Sonra ipek böceği yorulmuş bir halde durur. Bir adam, saatlerce süren bu olayı izler ve ipek böceğine yardım etmeye karar verir. Kozayı keserek deliği büyütür. İpek böceği kolayca dışarı çıkar ama kocaman bir bedeni, kuru ve buruşuk kanatları vardır. Adam, kanatların bedeni taşıyacak kadar büyüyeceği umuduyla izlemeye devam eder. İpek böceği benzeri yaratık bir müddet süründükten sonra ölüp gider. Adamın bu aceleci iyiliği, ölüme sebep olmuştur. Zira yaratıcı, ipekböceği oluşması için, kozadan zorlanarak çıkması kuralını koymuştur. Balık burcu insanlarının böyle iyilikleri çoktur. Kimisi civciv kolay çıksın diye yumurtanın kabuklarını soyar; kimisi ağaçtan düşen yavru kuşa yardım edip yerden alır, birileri zarar vermesin diye kuytu bir yere saklar ve oyuğun önünede taşlarla örer. Ama artık anne kuşunda onu bulamayacağını ve yavrusunun ölüp gideceğini düşünemez. Kirlendi diye tavşan yavrusunu yıkayıp sonrada fön makinesiyle kurutmaya çalışan ve karnı şişip ölen yavruya ağlayan Balık çocuklarıda bulunur. Belki fıkrada ki adamda Balıktır. Hoca dolaşırken dere kenarında kedisini yıkayan adamı uyarır. ” Hemşerim, hava soğuktur yıkama, kedi ölür.”Adam yıkamaya devam eder. Hoca geri dönerken adamı ölü kedinin başında ağlarken bulur. ”Ben sana demedim mi yıkama diye, bak ölmüş.” der Hoca. Adam cevap verir; ”Hocam, yıkarken değil, sıkarken öldü.”
ÇALIŞMA HAYATI
Balık insanları, yönetende ziyade yönetilen rolüne, yada ekip içinde çalışmaya uygundur. Bedenin ayak bölümünü temsil ettiklerinden liderlik ve önderlik yetenekleri yoktur. Onlar, gerçekleştirilecek projenin hayal ve duygu yönünü olgunlaştıracaklardır. Onları kurumun reklam ve tanıtım, yada halkla ilişkiler bölümünde çalıştırmak olumlu sonuçlar verecektir. Çift kişilik nedeniyle çok çalışkanda olabilirler, çok tembelde. Çok çalışmaları ve başarılı olmaları için işleini sevmeleri ve ruhsal derinliğe sahip olmaları gerekir. Güzelliklere hayran oldukları için, dünyayı dahada güzelleştirecek konularda hareketlidirler. Ve onları sürekli olarak motive etmek ve cesaretlendirmek gerekir. Cesaretlerini kazanırlarsa mutlaka başarılı olurlar. Sorunları çözmek, inisiyatif kullanmak, disiplin ve otorite sağlamak, birileriyle yarışmak onlara göre değildir. Ve aklınızın almayacağı kadar uyumaya gereksinim duyarlar.