Arama


muronoloji - avatarı
muronoloji
Ziyaretçi
22 Ocak 2014       Mesaj #4
muronoloji - avatarı
Ziyaretçi
Muhammed-ül-Emîn
MsXLabs.org

Hz. Muhammed'in (sav) hayatındaki en etkileyici konulardan biri, peygamber olarak seçilmeden önce tüm toplumun ona 'emin' sıfatıyla inanması ve güvenmesidir.

Kendisini düşman olarak gören bir müşrikin bile ona malını, kıymetli eşyalarını güvenle emanet etmesi, Efendimiz'in şahsiyetiyle ilgili çok önemli bir özelliktir.

Allah (cc), son elçisini 'emin' sıfatıyla donatarak, toplumda saygınlık ve güven kazanmasını ve ardından Kur'an mesajının daha güçlü yayılmasını sağladı.

'Emin' sıfatı insanın içinde huzur, güven ve adalet duygusu meydana getiriyor. Efendimiz'in belki de en etkili gücü cemaline yansıyan ve bakıldığında insanın içini ısıtan mütebessim 'emin' sıfatıydı. Bu özelliğinin tüm yaşamı boyunca kaybolmadığına ve her zaman ön planda olduğuna dikkat edilmesi gerekir.

Müşriklerin kendisini öldürme planları yüzünden Mekke'yi terk etmek zorunda kaldığında, üzerindeki emanetleri sahiplerine teslim etmişti önce. Emanetin sahipleri Müslüman değildi.

Sahabesiyle beraber en şid- detli saldırılara, işkencelere maruz kaldığında sabretti, direndi ama onlar gibi ahlak dışı şiddete, işkenceye başvurmadı.

En sevdiği amcası, koruyucusu Hz. Hamza (as) şehid edildiğinde ve savaşta dişi kırıldığında, yaralan- dığında bile bunları yapan kişilere, esirlere kötü davranmadı. Hz. Hamza'yı (as) öldüren Vahşi Müslüman olarak gelip ona teslim olduğunda, 'öldürülürüm' diye korkmadı, 'emin' olan Efendimiz'in adalatten sapmayacağını bildi.

Şimdi bu büyük şahsiyeti örnek alan ümmetine ve sevenlerine bakalım.

Bugün ülkemizdeki ve dünyadaki Müslüman algısı nasıl?

Aslında bu sorunun cevabını aşağı yukarı herkes biliyor. Hiçbirimizin hoşuna gitmeyecek ve Efendimiz'in yarattığı 'emin' algısıyla uzaktan yakından alakası olmayan bir imaj çıkıyor ortaya.

Çok üzücü ve kötü sıfatların yer aldığı bir liste sıralanabilir buraya. Aslında birkaç örnek vermek gerekir diye yazdım. Sonra bu sıfatlarla Müslüman kelimesinin ve Muhammed'ül Emin (sav) Efendimiz'in isimleri yan yana geldiğinde çok üzüntü verici bir görüntü çıktığı için sildim yazdıklarımı.

Yazamadığım ama hepimizin bildiği kamuoyundaki Müslüman algısı artık bizim için alarm veriyor. Biz o büyük şahsiyetin, Efendimiz (sav) Muhammed'ül Emin ümmeti miyiz gerçekten?

Yaptıklarımız, yaşadıklarımız, kendimize mübah gördüklerimiz, yaşam tarzımız ve başkalarına davranışımız o kadar tuhaflaştı ki artık 'emin' sıfatını tartışmak bir yana bizim 'Müslüman' olup olup olmadığımız tartışılmaya başlandı.

Bu algının oluşmasında batılı merkezlerin ve medyanın etkisinden bahsederek içinde bulunduğumuz kötü durumun sorumluluğunu hafifletmeye çalışmayalım. 'Aslında biz böyle değiliz' demek için geç kaldık. 'Aslında bazılarımız böyle' demek biraz olsun rahatlatıcı. Çünkü, en azından aramızda bize örnek olacak güzel Müslümanlar hala var.

Masum sivilleri öldürmekten, kul hakkını gasp etmeye, yalan söylemekten, ahlak dışı yaşamlara kadar cesaret edip de itiraf edebildiğimiz nice gayri İslami davranışlarda bulunanlar maalesef Müslüman kimliği taşıyor.

Oysa biz Müslümanların en uzak olduğu şeyler yapılanlar.

İslam; ahlak, beşeri münesabetler ve adalet üzerine insanlığın gördüğü en mükemmel sistemi kurmuştur. Bu sistem, bizzat Muhammedül Emin Efendimiz (sav) tarafından da uygulanmış ve örnek olarak gösterilmiştir.

Bu yazıyı okuyanlar sanırım 'emin' sıfatını tahrip edenlerin kendilerinden başka Müslümanlar olduğunu düşünüyor olabilirler. Oysa hepimiz yaşantımızda Efendimiz'in en büyük özelliği ve belki de en önemli mirası 'emin' sıfatına küçük ya da büyük zarar veriyoruz.

Sadece, Efendimiz'in etrafında oluşturuduğu 'emin' algısını düşünün ve kendinizi buna göre kontrol edin.

Biz Müslümanız ve bu dünya üzerinde emin, adil, güvenilir, ahlaklı, dürüst ve müşfik insanlar olarak herkese örnek olmalıyız.

Durumumuzun çok kötü olduğu geçeğini görmeli ve şiddetli bir şekilde kendi içimizde tartışmalıyız. Müslüman algısı ve Müslüman kimliği kavramı üzerine yeniden düşünmeli ve konuşmalıyız. Aydınlarımız, fikir adamlarımız neredeyse dibe vuran algımızı tartışmalılar ve bize yol göstermeliler.

Gittikçe siyasallaşan ve dünyevileşen yaşantılarımızda 'ahlak, edep, emin, adalet, nezaket, sanat, dürüstlük, ibadet' gibi kavramlara yer açmak şart oldu.

images?qtbnANd9GcRkfWnAgf5ys9Z SgDyKvaiiLMp2jlPfOg2o5cIINg0eEmxeHBQ
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen _Yağmur_; 23 Ocak 2014 11:59