Arama


BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
23 Kasım 2006       Mesaj #2
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
AKARSULARIMIZIN GENEL ÖZELLİKLERİ

Türkiye, iklim koşulları ve yer şekillerinin çeşitliliğine bağlı olarak sık bir akarsu ağına sahiptir. Topraklarımızdan kaynağını alan çok sayıda akarsu, altı önemli havza ile bazı kapalı havzalara su taşır. Ancak akarsularımızın uzunlukları fazla değildir. Türkiyenin bir yanmada oluşu ve dağların genellikle kıyılara paralel sıralar hâlinde uzanması, uzun akarsuların oluşmasını engellemiştir. Kıyılarımızdaki dağlardan kaynağını alan akarsular, kısa bir yol aldıktan sonra denize ulaşır. Bu nedenle bu akarsuların boylan oldukça kısadır. Kaynağını iç kesimlerden alan akarsularımızın boylan daha uzundur. Bununla birlikte en uzun akarsuyumuz olan Kızılırmakın boyu (iç Anadoluda genişçe bir kavis çizdiği hâlde) 1355 kmyi ancak bulur. Akarsularımızın diğer bir özelliği de, taşıdıkları su miktarının az olmasıdır Türkiyenin büyük bir bölümünün yarı kurak iklimin etkisinde olması nedeniyle az yağış alması bunun başlıca nedenidir. Akarsularımızın taşıdıkları su miktarı azlığının diğer nedeni de, akarsu havzalarının dar oluşudur. Akarsularımızın boylan kısa, kollan da az olduğundan doğal olarak taşıdıkları su, fazla olmamaktadır. Ancak, her mevsim yağışlı olan Doğu Karadeniz Bölümünün akarsuları, her zaman bol su taşımaktadır. Akarsularımızın rejimleri düzenli değildir. Türkiyede yağış rejiminin düzensiz oluşu, ilkbahardaki kar erimeleri ve yazın buharlaşmanın fazla olması, akarsularımızın taşıdıkları su miktarının yıl boyunca büyük değişikliklere uğramasının başlıca nedenleridir. Akarsularımızın tümünde, su seviyesinin en düşük düzeyde olduğu dönem, yaz mevsimidir. Bu dönemde bazı akarsular tümüyle kurur. Sonbahar yağmurlarının başlaması ve buharlaşmanın azalmasıyla akarsu düzeylerinde yükselme başlar. Akarsularımızın büyük bir kısmında su seviyesinin en yüksek düzeyde olduğu dönem, ilkbahara rastlar. Bu dönemde yağışların artması ve kar erimeleri nedeniyle akarsuların su düzeyleri oldukça yükselir. Yataklarının fazla eğimli oluşu, akarsularımızın bir diğer özelliğidir. Bu nedenle akış hızları dolayısıyla erozyonu hızlandırıcı etkileri fazladır. Bol alüvyon taşır ve denizlere döküldükleri yerlerde deltalar oluştururlar. Türkiyedeki akarsuların genellikle denge profilini almamış olmaları, Türkiyenin son jeolojik zamanda şekillenmiş olmasından başka bir deyişle genç arazi yapısından kaynaklanmaktadır. Akarsularımızın hidroelektrik enerji üretimine çok elverişli olmaları da dar ve derin vadiler oluşturmalarının bir sonucudur. Bu nedenle ülkemizde çok sayıda baraj yapılmış ve hidroelektrik santrali kurulmuştur. Akarsularımızın çoğu, dağlık kesimlerden inmektedir. Taşıdıkları kum ve çakıllarla yataklarını doldurdukları için denize yakın kısımlarında bile ulaşıma elverişli değildir. Yalnızca Kocaırmak, kıyıdan 7 km iç kısma kadar ulaşıma olanak verir. Akarsularımızın, balıkçılık yönünden önemli bir potansiyele sahip olduğu söylenebilir. Yeşilırmak, Kızılırmak ve Sakarya ağızlarında avlanan mersin balıklandın yumurtalarından havyar elde edilir. Van Gölüne dökülen akarsuların ağızlarında da inci kefali denilen balık türü bolca avlanmaktadır. Diğer akarsularımızda da kefal, sazan, alabalık, yayın vb. balık türleri bulunmaktadır. Her akarsu, bütün kollarıyla birlikte, belirli bir bölgenin sularını toplar. Akarsuyun sularını topladığı alana, o akarsuyun su toplama alanı ya da havzası denir. Aynı deniz ya da göl dökülen akarsular da o göl ya da denizin havzasını oluşturur: Karadeniz havzası, Marmara havzası, Van Gölü havzası gibi. Bir havzanın büyüklüğü, yer şekillerinin özelliklerine ve eğime göre değişir. Sözgelimi; Ege ve Marmara havzaları oldukça dar, Karadeniz havzası ise geniştir. Yurdumuzdaki başlıca su bölümü çizgisi, genel doğrultu olarak kuzeydoğu - güney¬batı yönünde uzanır. Çoruh -Yeşilırmak - Kızılırmak - Ceyhan, Aras ve Fırat havzaları bu çizgi ile ayrılır
Bazı akarsularımız da sıcaklığın etkisiyle buharlaşarak veya yer altına sızarak kaybolur. Suların denize ulaştırmayan alanlara kapalı havza denir.Yurdumuzda Tuz Gölü ve Van Gölü ve çevreleri ile Göller Yöresi birer kapalı havzadır.Bazı akarsular kaynağını yurdumuzdan alır, sınırlarımızın dışında denize ulaşır. Bazı akarsular da sınırlarımızın dışında doğup, yurdumuzda denize dökülür. Akarsular bakımından en zengin bölgemiz Karadeniz Bölgesidir. Çoruh, Yeşilırmak, Kızılırmak, Yenice, Sakarya gibi büyük akarsularımız Karadeniz’e dökülür.Yeşilırmak taşıdığı alüvyonlarla Çarşamba, Kızılırmak da Bafra delta ovalarını oluşturmuştur.Karadeniz’e ayrıca çok sayıda küçük çay ve dere akar. Topraklarımızda doğup sınırlarımız içerisinde denize dökülen en uzun akarsuyumuz Kızılırmak’tır. Susurluk Çayı, Marmara denize dökülen akarsuyumuzdur. Bu denizimize dökülen diğer akarsular küçüktür. Ege Bölgesi’nin akarsuları, kıyıya dik uzanan dağ sıraları arasındaki çukur alanlara yerleşmiştir. En önemlileri Bakırçayı, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes’tir. Bu akarsular, atıkları çöküntü alanlarına taşıdıkları alüvyonları biriktirerek alüvyon ovaları oluşturmuşlardır. Akdeniz’e dökülen başlıca akarsularımız Aksu, Manavgat Çayı, Göksu, Seyhan ve Ceyhan’dır. Göksu, taşıdığı alüvyonlarla Silifke Ovası’nı, Seyhan ve Ceyhan da Çukurova’yı oluşturmuştur. Kaynaklarını yurdumuzdan alan bazı akarsularımız, sınırlarımızın dışında denize ulaşır. Doğu Anadolu Bölgesi’nden doğan Fırat ile Dicle, Basra Körfezi’ne dökülür. Yine Doğu Anadolu’daki Aras ve Kura ,Hazar Denizi’ne dökülür. Çoruh da komşumuz Gürcistan’da Karadeniz’e ulaşan akarsuyumuzdur Asi ve Meriç nehirleriyse kaynakları sınırlarımızın dışın dadır
Orontes olarak da adlandırılan Asi Nehri Lübnan Bekaa Vadisi’nin doğu kısmından doğar ve Türkiye Hatay ilinden Akdeniz’e dökülür. Asi Nehri'nin toplam uzunluğu 450 km. olup, nehrin büyük bölümü Suriye toprakları içinde bulunmaktadır. Antakya ile Akdeniz'e arasını doğal su yolu bağlanmış olan Asi Nehri'nin ortalama su debisi 30 m3/sn dir.

Meriç Nehri
, Yunanistan ile Türkiye sınırının bir kısmını oluşturan, Bulgaristan'da doğarak Türkiye'ye giren ve EdirneEge Denizi'ne dökülen ırmaktır.