Arama

Ahmed Adnan Saygun - Tek Mesaj #7

edazxcv - avatarı
edazxcv
Ziyaretçi
26 Şubat 2014       Mesaj #7
edazxcv - avatarı
Ziyaretçi
AHMED ADNAN SAYGUN
İzmir, 7 Eylül 1907
İstanbul, 6 Ocak 1991

Matematik öğretmeni Celal Bey'in oğludur. İlk müzik derslerini İttihat ve Terakki okulunda okurken İsmail Zühtü'den almış, on üç yaşında Rosati'nin piyano öğrencisi olmuştur. 1922'den sonra Macar Tevfik Bey ile piyano çalışmaya başlamış, bu arada armoni ve kontrpuan bilgisini kendi kendine geliştirmiştir. 1924-25 yıllarında İzmir'de ilkokul müzik öğretmenliği yapmış, 1926'da aynı görevi İzmir Lisesi'nde sürdürmüştür. 1928'de devlet sınavı ile burs kazanarak Paris'e gitmiştir. Scola Cantorum’da önce Madame Eugène Borrel'in armoni ve kontrpuan derslerini izlemiş; sonra Vincent d'Indy ve Paul La Flem’den kompozisyon, Monsieur Borrel'den füg ve kompozisyon, Edouard Souberbielle'den org müziği ve Amedée Gastoue'dan Gregor Ezgileri dersi almıştır.

1931'de yurda dönmüş, Ankara Musiki Muallim Mektebi'nin kontrpuan öğretmenliğine atanmış, 1934'te bir yıl kadar Riyaset-i Cumhur Orkestrası’nı yönettikten sonra, 1936'da Istanbul Belediye Konservatuvarı'nda öğretmenliğe başlamıştır. Aynı yıl ülkemize gelen ünlü Macar besteci Bela Bartók ile Adana’nın Osmaniye ilçesinde incelemeler yapan Saygun, bir çok halk ezgisini notaya aktarmıştır. Aynı zamanda Istanbul Belediye Konservatuvarı'nın arşivindeki çalışmalarıyla Karadeniz oyun havalarını da notaya aktarmıştır. 1939'da Halkevleri müfettişliği ve Cumhuriyet Halk Partisi müzik danışmanlığı görevinde bulunmuş; bu süre içinde ülkenin çeşitli yörelerini dolaşarak halk müziğinin yerel ritim ve ezgilerini derlemiştir. 1940'ta kurduğu "Ses ve Tel Birliği" adlı dernekte, müzik tarihi dönemlerini ve Türk yapıtlarını kapsayan koro konserleri düzenlemiştir. 1955'te Ankara'da kurulan Folklor Araştırmaları Kurumu'na kurucu üye olmuştur. Saygun 1946'dan 1972'ye dek Ankara Devlet Konservatuvarı'nda kompozisyon dersi vermiştir. Aynı kuruluşta modal müzik dersleri de vermiş ve bölüm şefliği yapmıştır. Besteci 1960-1965 yıllarını kapsayan dönemde Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu üyeliğinde bulunmuş; 1972-1978 yılları arasında TRT Yönetim Kurulu üyeliği yapmıştır. Ölümüne dek İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'nda etnomüzikoloji ve kompozisyon dersleri vermiştir.

Saygun'un ülke sınırları dışında adını duyurmasını sağlayan ilk olay, 1947'de Paris'in Pleyel salonunda Lamoureux orkestrası tarafından Yunus Emre Oratoryosu'nun seslendirilmesidir. Aynı yıl International Folk Music Council'a yönetim kurulu üyesi seçilmiştir. 1949'da Fransa Milli Eğitim Bakanlığı'nın Palmes Academique nişanını; 1955'te Federal Almanya'nın Frederich Schiller madalyasını; 1958'de İtalya'nın Stella Della Soliderieta nişanının birinciliğini ve aynı yıl İngiltere'nin Harriet Cohen Uluslararası Müzik Ödülü’nün Jean Sibelius kompozisyon madalyasını almıştır. Macar besteci Bela Bartók ile yaptığı çalışmalar dolayısıyla Macaristan Hükümeti tarafından 1981'de Budapeşte'de Bartók Armağanı’na değer bulunmuştur. 1986'da Bartók’u Anma Komitesi tarafından düzenlenen Pro Cultura Hungarica ödülünü almıştır.

Saygun'un yurt içinde aldığı ödülleri de şöyle özetleyebiliriz: 1948'de İnönü Armağanı; 1971'de T.C. Devlet Sanatçılığı; 1978'de Ege Üniversitesi ve Anadolu Üniversitesi Fahri Doktoraları; 1981'de Atatürk Sanat Armağanı; 1984'te Kültür Bakanlığı Büyük Ödülü; Mimar Sinan Üniversitesi'nin kuruluşunun yüzüncü yılında "Osman Hamdi Onur Belgesi"; 1990 Sevda Cenap And Vakfı Altın Onur Madalyası.

Saygun, etnomüzikoloji alanında pek çok inceleme yapmış; mod-öncesi ve mod-içi müzikler üstüne yaptığı araştırmalar bugün ülkemizdeki çoksesli müzik çalışmalarına ışık tutmuştur. Modal müziği ve geleneksel Türk müziği makamlarını İran-Yunan müzikleriyle karşılaştırmalı olarak incelemiştir. Bestecinin bütün çalışmaları modal yapıdadır. Anadolu halk müziğinin de Asya türküleri, Ural türküleri gibi; Macar ve Fin halk müziğinde görülen pentatonik yapıları araştırarak yayılışlarını incelemiştir.

Saygun, Atatürk'ün evrenselliğe ulaşabilecek nitelikte, ulusal bir Türk müziği yazılması arzusunu, kendine ilke edinmiştir. Sanatın kökünden ayrılmadan gelişebileceğine inanmıştır. Saygun, bestecilik sürecinin ayrı dönemler halinde incelemesini uygun bulmamıştır.

1934'te yazdığı Taşbebek ve Özsoy başlıklı tek perdelik operaları çoksesli Türk müziğinin bu daldaki ilk örnekleridir. Bestecinin bundan sonraki opera ve oratoryo çalışmalarında ve sahne kantatlarında genellikle gerçeği arayan insanın çilesi konu alınmıştır. Saygun, Türkçe'nin kendine özgü söyleyiş ve seslenişini gözönünde tutarak tüm vokal yapıtlarında doğru prozodinin kullanımına özen göstermiştir. Saygun'un bestelerinde halk ezgileri kadar halk masalları, destanlar ve İslam ilahileri de yer alır. Bestecinin modal armonileme anlayışı kendinden sonraki kuşakların tekniğini etkilemiştir. Yapıtlarının bir kısmının yayın hakkı SACEM'e ait olduğu gibi, bir kısmı Southern Music Publishing Co., New York ve bir kısmı da Peer Musikverlag’a (Hamburg) aittir. Yapıtları Bilkent Üniversitesi’nde korunmaktadır.
Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2018 16:28