Arama

Ahmed Adnan Saygun - Tek Mesaj #8

Alina234 - avatarı
Alina234
Ziyaretçi
12 Mart 2014       Mesaj #8
Alina234 - avatarı
Ziyaretçi
Ahmed Adnan Saygun
Nevşehir’den İzmir’e göç etmiş olan Matematik öğretmeni Mahmut Celalettin ile Zeynep Seniha Hanım’ın ilk oğulları olarak 1907 yılında İzmir’de doğdu.
1912 yılında İzmir’deki Hadika-i Subyan İlkokulu'na başladı.Müzik derslerindeki üstün yeteneği herkesin dikkatini çekiyor ve güzel soprano sesiyle duyduğu şarkıları bir dinleyişte söyleyebiliyordu.

1918 yılında İzmir’de İttihat ve Terakki Lisesi’ne yazıldı ve müzik öğretmeni olan İsmail Zühtü Kuşçuoğlu’nun kurduğu dört sesli koroya katıldı.

Saygun henüz 13 yaşındayken öğretmeninin önerisi üzerine ünlü piyano öğretmeni olan Rossati’den piyano dersleri almaya başladı.

1922’de Macar Tevfik Bey ile çalışmalara başladı, 1923’de Hüseyin Sadettin Arel’den iki ay armoni dersleri aldı.

1925 yılında Fransız La Grande Encyclopedie'den müzikle ilgili makaleleri çevirerek birkaç ciltlik büyük bir 'Musiki Lugati' meydana getirdi.

1926’da İzmir Lisesi’ne müzik öğretmeni olarak atandı.Bundan iki yıl sonra Maarif Vekaleti’nin açtığı sınavı kazanarak burslu olarak Paris’e gönderildi.

Paris’te ünlü müzik okulu Schola Cantorum’da Vincent D’Idy, Eugene Borrel, Souberbielle, Amedee Gastoue gibi öğretmenlerin öğrencisi oldu.

İlk yapıtı olan “Divertissement” i 1930’da Paris’te besteledi.

1931 yılında yurduna dönerek Musiki Muallim Mektebi’ne, 1936’da İstanbul Belediye Konservatuarı'na kontrpuan ve teori öğretmeni olarak atandı.

1934 yılında Cumhurbaşkanlığı Orkestrası bir yıl boyunca yönetti. CSO şefi olduğu dönemde devlet başkanı Atatürk 'ün talebiyle, Türkiye'yi ziyaret edecek olan İran Şahı şerefine ilk Türk operası olan op.9 Öz Soy Operasını bir ay gibi çok kısa bir sürede yazdı. Bu opera, Türk Milleti’nin doğuşunu, İran ve Türk milletlerinin kökü uzak tarihe dayanan kardeşliğini ifade etmekteydi. 1934 yılında yine Atatürk'ün talebiyle “Taşbebek” operasını besteledi. Bu operada yeni Cumhuriyet insanının doğuşunu anlattı.

1939’da CHP’nin Müzik Danışmanı ve Halkevleri Müfettişi, bundan bir yıl sonrada Ankara’da “Ses ve Tel Birliği” adlı bir dernek kurdu.

1942'de tamamladığı Yunus Emre Oratoryosu 1946 yılında Ankara’da seslendirildi ve büyük başarı kazandı. En önemli eseri kabul edilen bu eser, daha sonra Paris'te ve 1958'de Birleşmiş Milletler kuruluş yıldönümü vesilesiyle New York 'ta ünlü orkestra şefi Leopold Stokowski yönetiminde seslendirilmiştir. Bu eserle Saygun, çocukluğunda İzmir Kemeraltı Çarşısı'nın Dervişler Caddesi'nde bugün Anafartalar Caddesi Mevlevi dervişlerden duyduğu ezgileri Avrupa ve Amerika'ya, Birleşmiş Milletler çatısı altına, sonradan eserin çevrileceği 5 ayrı dile taşımış oluyordu.

1946 yılında Ankara Devlet Konservatuarı kompozisyon ve modal müzik öğretmenliğine atandı.

Sanatçının başarıları üzerine 1948’de İnönü Armağanı, 1949’da Fransa Milli Eğitim Bakanlığın’ca Akademik Nişan, 1950’de Akademi Madalya’sı, 1951’de İtalya Hükümetince, 1.Nişan ve Uluslararası Müzik Sosyetesi'nden Sibelius Bestecilik madalyası verildi.

1971'de yürürlüğe giren Devlet Sanatçılığı Kanunu çerçevesinde ilk Devlet Sanatçısı unvanı Adnan Saygun'a verilmiştir. 1981’de Atatürk Sanat Armağanı ve 1985’te “Sanatçı Profesör” unvanı verildi.

Türk Beşleri arasında yer alan Adnan Saygun, Türk halk ve sanat müziklerinin etkilerini taşıyan yapıtlarında romantik estetiğe bağlı kaldı.(Türk beşlerindekiler: Ulvi Cemal Erkin, Cemal Reşit Rey, Hasan Ferit Alnar, Necil Kazım Akses)

Bir konser için Ankara'ya gelen ve sonradan Nilüfer adını alan Budapşete Kadın Orkestrası üyelerinden Macar asıllı Irén Szalai ile 1940 yılında evlenmiştir, çiftin çocuğu olmamıştır.

6 Ocak 1991 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti.
Son düzenleyen Safi; 2 Mart 2018 16:28