Arama

Yüklem Nedir? - Tek Mesaj #5

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
29 Haziran 2015       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

YÜKLEM

Ad:  yüklem.JPG
Gösterim: 422
Boyut:  17.0 KB

a. Dilbil.
1. Sözcedeki öteki öğelerin işlevlerinin çevresinde düzenlendiği, cümlenin temel öğesi. (Temel cümlede, ad sentagmasına oranla fiil sentagması: Köpek havladı.) [Bk. ansikl. böl.]
2. Bir fiil aracılığıyla, özneye ya da nesneye verilen bir varoluş biçimini ya da bir niteliği gösteren terim.

—Mant. Yüklem yargısı, ilişki yargısına karşıt olarak, yüklemleme yargısı.

—Mant. ve Fels. Bir özne hakkında ileri sürülen ya da ona ait olduğu söylenen şey. (Bilgelik Sokrates'e aittir ya da Solrates bilgedir örneğindeki bilgelik/bilgc, yüklemdir. Bu sorunsalı ilk ortaya atan Aristoteles'tir: ona göre yüklem, bir önermede özneye atfedilen, yüklenen şeydir. Örneğin, sanatçılar filozoftur önermesinde filozof bir yüklemdir. Aristoteles'in özellikle vurguladığı bir nokta da, bir özneye ait yüklemlerin sonlu sayıda olması gerektiği, yoksa tanım yapmanın imkânsız olduğudur.) ll Yüklemler hesabı, yüklemler halinde çözümlenmiş önermelerin genel özelliklerini inceleyen mantık bölümü. (Eşanl. NİCELEME KURAMI.) [Bk. ansikl. böl.] ll yüklem, içinde n kadar serbest değişken bulunan bir biçimsel dilin formülü.

—ANSİKL Geleneksel olarak temel cümlenin iki öğeden oluştuğu kabul edilir: özkuzey denizi ndenı ne (hakkında konuşulan varlık, nesne) ve (Norveç karasuları) yüklem (varlık ya da nesne hakkında söypetrol yükleme yeri lenen). Örneğin, çocuk yürüyor, çocuk bir elma yiyor, çocuk üzgündür cümlelerinde, yürüyor, bir elma yiyor, üzgündür, çocuk'a bağlı yüklemlerdir.
L. Tesniöre'e göre, bu temel mantıksal şema, cümlenin kurucu öğelerinin üstlendiği işlevler yelpazesinin tümünü açıklayamaz. Bu nedenle, L. Tesniöre sözkonusu işlevler ağını, temel öğesi yüklem (ya da genel olarak fiil) olan bir bağımlık dizgesine göre ele alır.

Üretici dilbilgisinde, kimi zaman fiil sentagması (sentagma bileşeninin [c --»AS + FS] ilk kuralının yeniden yazımıyla elde edilen ikinci kurucu) ad sentagmasıyla karşıtlaştırılmak için, yüklemsel sentagma deyimiyle belirtilir.

Mantıksal-anlamsal düzeyi kullanan kuramların son zamanlardaki gelişimi, mantıksal yüklem kavramının sık kullanılmasına yol açtı: bu durumda, çeşitli gerekçelerle bağıntılı bir işlemleyici sözkonusudur. Örneğin, çocuk kitabı öğretmene veriyor tümcesinin mantıksal gösterimi: VERMEK (çocuk, kitap, öğretmen) biçimindedir; fiil yüklemsel değişmeyen, gerekçeler de bireysel değişmeyenlerdir.

—Mant. Yüklemler hesabı, yüklemler üzerinde çıkarım kurallarından yararlanılarak yapılır. Bu kurallar arasında, önermeler hesabının aksine olarak, nicelendiricileri içeren kurallar bulunabilir. Yüklemler hesabı genellikle aşağıdaki türlere ayrılır: birinci dereceden salt yüklemler hesabı, birey değişmezi simgesi ya da işlevsel simge içermez ve yalnızca değişkenlerden (x, y, vb. gibi) oluşan terimlere sahiptir; birinci dereceden uygulamalı yüklemler hesabı ise, özel işlevler (-,., vb.) ve ilişkiler (''... daha büyüktür") içerir (bu uygulamalı hesapların en basiti, hiç şüphesiz, eşitlikli yüklemler hesabı’dır, burada, ikili yüklem için özel bir simge bulunur: "="). İkinci dereceden hesap: oldukça çeşitli metalojik özellikleri olan ikinci dereceden yüklemler hesabı, yüklemler üzerinde nicelendirmelere elverişlidir ('her ö özelliği için...”); Peano aritmetiği, ikinci dereceden biçimselieştirmeye bir örnektir.

Yüklemler hesabı mantığı, genellikle aristotelesçi mantığın modern çeşidi olarak görülür. Fakat, önerme işlevi, yüklem işlevi ve nicelendirici gibi kavramları ilk kez Frege, Begrifschrift (Kavram yazısı) [1879] adlı yapıtında kullandı. Birinci ve ikinci dereceden hesaplar ayrımı her ne kadar Russell'ın mantık tipleri kuramında (1908) dolaylı olarak içerilmiş durumdaysa da, ancak Hilbert ve Ackermann’ın Grundzüge der theoretischen Logik (Kuramsal mantığın ilkeleri) [1928] adlı yapıtlarında açıkça ortaya konulmuş ve birinci dereceden yüklemler hesabı ancak burada sistemli ve bağımsız bir biçimde incelenmiştir (kaldı ki, birinci basımda yanlış olarak verilen yerinekoyma kuralı tanımı, ancak üçüncü basımda [1949] doğru bir biçimde formülleştirilmiştir). Yüklemler hesabının çeşitli aksiyomatikleri için birçok özyeterlilik tanıtlamaları yapılmıştır. Bunlardan biri de Herbrand'ın tanıtlamasıdır (1930). Gödel, 1930’da yüklemler hesabının tamlığını kurdu, ama bu sonucun özanlamının tanıtlaması Henkin’in eseridir (1947).

Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 17 Ekim 2016 01:42