Arama

Pamuk Nedir? - Tek Mesaj #2

Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
27 Kasım 2015       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM
PAMUK a.
1. Koza denen meyvesinde beyaz ya da sarımtırak uzun selüloz lifler bulunan, sarı ya da pembe çiçekli otsu ya da odunsu tropikal bitki. (Bil. a. gossypium; ebegümecigiller familyası.) [Bk. an- siki. böl.]
2. Bu bitkinin tohumlarını saran ince ve yumuşak lif yumağı.
3. işlenmiş pamuk.
4. Pamuk atıcısı, hallaç. || Pamuk atmak, yay ve tokmakla pamuğu ditmek. || Pamuk balı, beyaz bal. || Pamuk bezi, pamuktan dokunmuş bez, pamuklu. || Pamuk gibi, çok yumuşak ve bembeyaz şeyler için kullanılır. || (Bir işi) pamuk ipliğiyle bağlamak, bir işi geçici, kısa süreli bir çözümle geçiştirmek. || Pamuk ipliğiyle bağlanmak, aradaki ilişki ya da bağ çok zayıf olmak.

—Camc. Cam pamuğu, incelikleri ve esneklikleri bakımından pamuk ipliklerine benzeyen çok ince cam liflerinden oluşmuş kütle.

—Eczc. Hidrofil pamuk, yağlı ve reçineli maddelerden arındırılmış pamuk elyafından oluşan ve büyük bir emici gücü olan homojen pamuk. (Hidrofil pamuk kullanımı giderek yerini gaz bezi kompreslerine bırakmaktadır.) || Kaba pamuk, taranarak yabancı maddelerden arınmış ve bu suretle lifleri paralel hale getirilmiş ham pamuk. Pansumanlarda koruyucu ve kompres ya da doldurma gereci olarak kullanılır.

—Fişekç. Pamuk barutu, patlayıcı özellikleri olan nitrolanmış pamuk. (Bk. ansikl böl.) || Kolodyum pamuğu, azot oranı yaklaşık % 12 olan, alkol-eter karışımı içinde tümüyle çözünebilen nitroselüloz.

—Tekst. Pamuk tohumlarının yüzeyindeki tohum tüylerinden oluşan selülozik doğal tekstil lifi. (Bk. ansikl. böl.) || Pamuk ipliği, dikiş ya da nakış işlerinde kullanılan, çile ya da yumak halinde satılan, düz ya da bükülmüş, mat ya da parlak iplik. || Aminli pamuk, pamuğu, örneğin dokunmuş bir pamuğu aşırı ölçüde alkali bir çözelti içinde aminoetilsülfürik-2 asitle işleme sokarak elde edilen ürün. (Aminli pamuk, yün için asit boyarmaddeleri bağlar, ıslanabildiği ortadan kalkar ve çürümeye karşı dayanıklılık kazanır.) || Asetilli pamuk, pamuk elyafını, ipliklerini ya da dokumaları, katalizör olarak perklorit asit eşliğinde, ısıya, çürümeye ve selüloz asetatın yüzeysel oluşumu sonucunda ortaya çıkan küflenmelere karşı direncini artırmak için asetik asit anhidriti ve asetik asitle işleme sokarak elde edilen ürün. || Kaba pamuk, toplandığı halde bulunan ham pamuk. || Ölü pamuk, toplama anında, olgunluğa erişmemiş pamuk elyafı. (Ölü pamuk elyafının birçok boyarmaddeye karşı ilgisi çok azdır ve boyanmış maddelerde açık renkler halinde ortaya çıkar. Kostiklerce işlemi, genellikle bu hatayı kapar.) || Siyanoetilli pamuk, pamuğu akrilik nitrille işleme sokarak elde edilen ürün. || Uzun elyaftı pamuk, elyafının uzunluğu 55 mm'ye ulaşabilen ve parlak ve sert dokumalar gerçekleştirmeyi sağlayan iyileştirilmiş pamuk çeşidi (örneğin Mısır pamuğu, menufi ya da giza).

—Yağ. mad. Pamukyağı, pamuk tohumlarında bulunan ve içerdiği zehirli madde (gosipol) rafine edilerek giderilen yağ. (Dünyada, özellikle de ABD'de en fazla tüketilen besin yağlarından biridir.)

♦ sıf. İşlenmiş pamuktan yapılan.

—El sant. Pamuk boğum, yapma çiçek yapımında çiçeğin sapla, yaprakların dalla birleştiği yerlere pamuğu yuvarlatarak yapılan ve üzeri krepon kâğıdıyla kaplanan boğum.

—Mutf. Pamuk helva - KETEN HELVA-.

—ANSİKL Bot. Pamuk genellikle piramit görünümlü çokyıllık bir çalıdır. Her biri 6 ila 9 tohum içeren 3 ila 5 bölmeli kozalar açıldığında bir tohumla onu saran liflerden oluşan küflüyü salıverir.
Günümüzde 6 değişik genoma bağlı 26 yabani pamuk türü bilinmektedir. Eski Dünya'da yetiştirilenler diploit, Yeni Dünyada yetiştirilenler tetraploittir. Günümüzde yetiştirilen başlıca çeşitler bu tetraploit türlerden türeyen iki büyük grupta toplanır: kökeni Orta Amerika, özellikle Meksika olan orta boy lifli çeşitler grubu (Gossypium hirsutum) ve kökenleri Güney Amerika ile Karayib adaları olan uzun lifli çeşitler grubu (G. barbadense).
Pamuk tarımı, tropikal bölgelerle yarı çöl iklimi olan sıcak yerlerde yapılır Bazı ülkelerde, bu arada Mısır’da pamuk tarımı satt ya da çoğunlukla sulamaya dayanır. Tarımın ve hasadın elle yapıldığı gelişme yolundaki ülkelerde yaklaşık 170 milyon insan, yani aşağı yukarı bu ülkeler nüfusunun % 10'u ya doğrudan doğruya pamuk üretiminden ya da sanayisinden geçinir.
Pamuğun tarımı genellikle yıllıktır. Bitkinin gelişim süresi 120-160 gün arasındadır. Ekim için elverişli süre genellikle çok kısadır. Yabancı otların basmasından çok etkilenen pamuk daima özenli bakım ister. Çiçeklenme, ekimden 40 ila 60 gün sonra başlar ve kurak ya da soğuk gibi elverişsiz koşulların ortaya çıkışına kadar sürer. Çiçeğin açılmasıyla kozanın açılması arasında ortalama 60 gün geçer. Aynı ülkede bile bir yıldan ötekine üretim büyük değişiklikler gösterir. Ekonomik koşullar (sentetik elyafın rekabeti, üretim giderleri) ve doğa koşulları (yağmur miktarı, asalaklar) bu değişikliklerin sorumlu etmenleridir.
Pamuğun pek çok düşmanı, zararlısı ve hastalığı vardır. Başlıca hastalıklara dayanıklı çeşitler ıslah yoluyla elde edilmiştir. Yüksek verim almak için, böceklere karşı ilaçla mücadele gereklidir. Kütlünün toplanması genellikle elle yapılır. Kozalar zamanla ve yavaş yavaş açıldığından çok temiz pamuk almak için tarladan birçok kez geçmek gerekir. Bazı ülkelerde parnuk hasadı makineyle yapılır: Amerika Birleşik Devletleri, Sovyetler Birliği, İsrail ve Avustralya. El emeğinin ucuz olduğu ülkelerde kalitesini iyileştirmek için elyaf küflüden elle çıkarılır. Elyafı tohumdan ayırma işlemine çırçırlama denir. Uzun lifli çeşitler, ilk mekanik çırçırlar olan meşin merdanelerle çırçırlanır. Günümüzde, çırçırlama dakikada 400 devir yapan testerelerle yapılmaktadır. Orta boy lifli bir çeşidin kütlü bileşimi şöyledir: % 38 lif, % 10 tüy, % 26 çiğit kabuğu, % 26 çiğit. Makinelerle toplanmış kütlünün çırçırlanmasından sonra elde edilen pamuk lifleri temizleyicilerde arındırılır. Bundan sonra lifler 217 kiloluk standart balyalar halinde sıkıştırılır ve piyasaya verilir.
Pamuk çekirdeğinde (çiğit) % 16-22 yenebilir yağ vardır Çiğit yağlı tohumlar arasında soyanın ardında, ayçiçeğinin önünde ikinci sırayı alır. Yağın çıkarılmasından sonra kalan küspe proteince zengindir, geleneksel olarak hayvan yemi olarak tüketilir.
Çiğitte »/o 40-55 arasında protein vardır ve bunun tamamı küspede bulunur. Ama, çiğitte bulunan ve gosipol denen zehirli madde, yağ alındıktan sonra kalan küspenin ya da küspe ununun insanlarca yenmesine engeldir Gosipol içermeyen çeşitlerin elde edilebilmesi için gereken genetik araştırılmalar sürdürülmektedir.

—Fişekç. Pamuk barutu. Nitroselülozların patlayıcı niteliği, azot oranına bağlı olarak artar. Uygulamada azot oranının en az % 12 olması halinde, patlayıcı olarak kullanılabilen maddeler elde edilir.
Pamuk barutu üretiminde, linters denen, çok iyi temizlenmiş kısa lifli pamuklar kullanılır Bu pamuk kurutulduktan sonra nitrolama işleminden geçirilir. Son yıllara dek Selwig türbinlerinde uygulanan nitrolama işlemi, günümüzde karıştırıcılarla donatılmış ve paslanmaz çelikten yapılmış nitrolayıcılar içinde gerçekleştirilir. Emdiği asit fazlasını almak için nitrolanmış pamuk, bir türbinde sıkılır; önce soğuk su, ardından sıcak suyla yıkanır. Pamuk barutunun sıcak suyla kararlılaştırılması işlemi, günümüzde otoklavlarda yaklaşık 110 °C'ta yapılır. Otoklavda tutma süresi, ürünün polimerliğinin bozulma derecesinin (ya da teknikte dendiği gibi akışmaz- lığının) ayarlanmasını sağlar. Pamuk barutu daha sonra, kâğıt üretiminde kullanılan aygıtlara benzeyen bir aygıt, yani konik bir incelticide ezilir. Daha sonra pişirilmek, yani kalsiyum karbonat katılmış bir suda 100 °C'ta 1 ya da 2 saat süreyle ısıtılmak suretiyle tam bir kararlılık kazandırılır; ardından soğuk suyla yeniden yıkanarak sıkılır; böylece elde edilen ürünün bileşiminde % 25 su bulunur. Pamuk barutu bu nemlilik oranında çok az duyarlı- dır ve güvenli bir patlayıcı niteliği taşır; bu nedenle nemli olarak saklanır ve taşınır.

—Tekst. Antikçağ’ın başlarından beri Mısırlılar tarafından bilinen pamuk, Avrupa' ya Fenikeliler (Sicilya) ve Araplar (ispanya) tarafından sokuldu. Uzun süre lüks bir ürün olarak kalan bu tekstil maddesinin gerçek anlamda gelişmesi ancak XVIII. yy.’ın sonunda, eğirilmesinde kullanılan mekanik iplik makinelerinin bulunmasıyla başladı.

• Türkiye'de, özellikle Adana ovasında pamuk ekimi çok eski dönemlerden beri yapılmakla birlikte bu ekim ancak yöresel gereksinimi karşılayabildi. XIX. yy.'ın başlarına kadar pamuk ilkel biçimde eğırilip dokundu. Elde edilen kumaşlar çok pahalı olmaları nedeniyle ancak varlıklı kişiler tarafından kullanılabildi. 1820'li yıllara gelindiğinde Çukurova'da Mısır'dakinden daha fazla alanda pamuk ekimi yapılmaya başlandı (Adana: 800 000, Mısır: 552 643 dönüm). 1830’lu tarihlerde özellikle Mısır valisi Mehmet Ali Paşa'nın oğlu İbrahim Paşa döneminde bölgede pamuk ekimine ve dokumasına verilen önem arttı. Kıbrıs ve Mısır'dan nitelikli pamuk tohumu ve pamuk ekiminde usta zenci işçiler Adana'ya getirildi. Bunun sonucu 1850'de Adana’da pamuk üretimi 50 000 balyaya ulaştı. 1853'e gelindiğinde bölgede 50 pamuk işleme yeri. 10 keçe yapımevi, 22 basmane, 40 masara yeri vardı. Şirket olarak çalışan bu işyerleri çalışmalarını bir nazırın denetimi altında sürdürdü.
1861'de başlayan Amerikan iç savaşı nedeniyle İngiltere’nin pamuğa olan gereksinimi olağanüstü artınca pamuk fiyatları hızla yükseldi. İngiltere, gereksinimi olan pamuğu sağlamak için yeni ekim alanları ararken Mısır ve Çukurova'da bu konudaki etkinliğini artırdı. Özel şirketler kurarak Osmanlılar'ın pamuk üretimini çoğaltmaları için İstanbul hükümetinden ayrıcalıklar ve ödünler elde etti: pamuktan alınan vergiler düşürüldü; dışardan bu konuyla ilgili olarak getirilecek araç gereç ve makinelere gümrük bağışıklığı sağlandı; dışsatımdan alınacak vergi düşürüldü. Birkaç yıl sonra Adana'da Fransızlar tarafından ilk çırçır (pamuk işleme) fabrikası açıldı (1864). Bu fabrikayı ingilizler’in kurdukları fabrika izledi (1865). Bir yıl sonra türk girişimci Tırpani kardeşler de bir çırçır fabrikası kurdular. 1890'a kadar, pamuk üretiminde türk girişimlerinin sayısı arttı. Avrupa'dan gerekli birçok araç gereç getirildiği gibi pamuk üretiminde olsun, dokumacılığında olsun daha çağdaş yöntemler uygulanmaya başlandı. XX. yy.'ın başlarından sonra pamuğa verilen önem daha da arttı. Amerika'dan getirtilen pamuk tohumları üreticiye parasız dağıtıldı. Dışardan getirilen makinelerin yanı sıra içerde yapılan makineler de kullanılmaya başlandı. Demiryollarının açılması pamuk üretimi ve sanayisini olumlu yönde etkiledi.
Pamuk, elyaf uzunluklarına göre çeşitli kalitelere ayrılır: 25 mm'nin altındakiler kısa elyaflı pamuk; 25-32 mm arasında olanlar orta elyaflı pamuk; 32 mm'nin üstündekiler de uzun elyaflı pamuk olarak adlandırılır. Bunlar ayrıca, temizliklerine göre de sınıflandırılır, en sık rastlanan “middling" tipi pamuk, çeşitli pamuk pazarlarında yapılan değerlendirmelerde temel alınır.
Kimyasal olarak pamuk, içinde bir miktar mum ve yağ kalıntısı bulunan arı selülozdan oluşur. Kimi koşullar altında, sud- kostikle işlem gördüğünde pamuk şişer ve belirgin bir parlaklık kazanabilir (merserize pamuk) Nem oranı % 8,50'dir. Fiziksel olarak, mikroskopta incelendiğinde, pamuk, kendi üzerine kıvrılmış bir şerit biçiminde görünür. Çapı, elyafın kalitesine göre 18 ile 25 pm arasında değişir. Liflerin tokluğu 20 ile 40 cN/teks düzeyindedir.
Siyanoetilli pamuk, pamuklu bir dokuma, lifte hafif bir şişkinlik yaratan ve bir önceki tepkimeyi akrilonitrille katalizleyen bir kostik banyosundan geçilerek elde edilir, sonra dokuma asetik asitle yansızlaştırılır, yıkanır ve kurutulur. Bu işlem, selüloz polimeri üzerine % 3 ile 5 azot bırakır. Siyanoetilli elyaf, çürümeye karşı dayanıklılık sağlar, ısı ve aşınmaya karşı çok iyi dayanımın yanı sıra boyarmadde- lere karşı da büyük ilgi gösterir.

• Pamuk üretimi. 70'li yılların ortalarından bu yana aşağı yukarı sabit olan dünya ham pamuk üretimi yaklaşık 14-15 Mt'dur. En büyük iki üretici Çin (4,8 Mt, 1991) ve ABD'dir (3.9 Mt, 1991). Eski sovyet cumhuriyetleri'nden Özbekistan, Tacikistan, Türkmenistan (1,4 Mt, 1989) ve Kırgızistan'ın (0,7 Mt, 1989) toplam pamuk üretimi 4,9 Mt'dur (1989). Bu ülkelerin arkasından 2 Mt ile Hindistan, 1,8 Mt ile Pakistan, 0,7 Mt ile Brezilya ve 0,6 Mt ile Türkiye gelir [1991], ABD ve eski sovyet cumhuriyetleri dışsatımda başı çeker; Japonya, Kuzey Kore, Endonezya ve İtalya ise başlıca alıcılardır.
Türkiye, dünyadaki en önemli pamuk üreticisi ülkelerden biridir. 1982'de 489 000 ton olan pamuk üretimi, 1986'da 518 000 tona, 1991'de 655 000 tona yükselmiş, aynı yıl 145 600 ton dışsatım yapılmıştır. Güneydoğu Anadolu projesi (GAP) ile pamuk üretimi yaklaşık iki katına çıkacak, bu da, Türkiye'nin pamuk üretimindeki önemini daha da artıracaktır. Türkiye'nin pamuk üretimi, bölgeler açısından incelendiğinde, gerek ekim alanları, gerek üretim bakımından, Ege bölgesi, büyük bir paya sahiptir. Söz konusu oranlar, Ege bölgesi için sırasıyla yüzde 38,5 ve % 41,7'dir. Ege bölgesini % 37,3 ve % 34,5 ile Çukurova bölgesi izler; bu iki bölge, Türkiye pamuk ekim alanlarının % 75,8'ini, üretimin %
76,2'sini oluşturur. Türkiye'nin diğer önemli pamuk üretim bölgeleri Güneydoğu Anadolu bölgesi ile Antalya'dır. Güneydoğu Anadolu, pamuk ekim ve üretiminde % 16,5 oranında pay alırken, Antalya için bu oranlar % 6,6 ve % 6,7'dir.


Kaynak: Büyük Larousse