Arama


Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
10 Aralık 2015       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
PSİKOZ a. (fr. psychose)
1. Psikan. ve Psik. Öznenin gerçekle ilişkisini altüst eden kişilik bozukluğu. (Bk. ansikl. böl.)
2. Toplumsal ya da siyasal kökenli bir travmanın yol açtığı kolektif saplantı: Savaş psikozu.
3. Çocuk çağı psikozu, ça cukluğa özgü psikoz türü. (Bu kavram, özellikte M. Klein’ın çalışmalarından sonra ortaya çıktı. Kapsadığı durumlar daha önceleri, organik kökenli ağır zihinsel yetersizliklere bağlı sanılıyordu. Bu rahatsızlık, erken ve geç psikozlar olmak üzere ikiye ayrılır. Erken psikozlar çevreyle ilişkinin ve dilin yokluğu ite özetlenir ve en çok rastlanan tipi kapanırındır. Geç psikozlar 4 ya da 5 yaşına doğru ortaya çıkar. Zihinsel yetersizlik baskın değildir, fakat karakter bozuklukları, dengesizlik, konuşmama, kendini tecrit etme ve imgesel üretimlerin denetimsizliği ayırtedici özelliklerdir. Manyakodepresif türden duygulanım ba zuklukları ve şizofrenik ruhsal çözülme, buluğdan önce pek az görülür.) || Organik psikoz, organik beyin hastalıklarını izleyen zihinsel bozuklukların tümü (sarayla ilgili zihinsel bozukluklar, beyin tümörleri, kafatası travmaları, bunamalar, alkolizm).

—ANSİKL. Psikan. ve Psik. Psikiyatri, süreğen psikozlar grubuna, süreğen hezeyanları (en önemlisi şizofreni) ve manyako depresif psikozu alır, düşlü zihin karışıklığını ve akut psikozları bunlardan ayırır. Psikozların kliniği, XIX. yy.'da gelişti, nevrozlarınkiyse, XX. yy.'da derinleşti. Ne var ki, psikozlarda etkin olan psikodinamik süreçler, nevrozlardan daha geç incelenmiştir. Bu konudaki yaklaşımlar, Jacques Lacan ve Melanie Klein’ın çalışmalarına çok şey borçludur.
Psikanalistlere göre psikozlunun yaşam karşısındaki tutumunun ayırtedici özelliği, yarılma" olgusunda görülür Bu durumda, birbirinden tümüyle ayrılmış ruhsal süreçler, birbiriyle karşılaşmadan yan yana var olurlar. Özellikle idealleştirilmiş libido nesneleri, kişinin kendisine ait olduğunu hiçbir zaman kabul etmek istemediği baskıcı nesnelerle hiçbir biçimde karşılaşmamak durumundadırlar. Yani bu durumda, psikozlu, arzuya olanak tanıyan baba işlevi konusuna yanaşmaktan kaçınmakta ve onu reddetmektedir.
Kuşkusuz, kendisi için acımasızca yıkıcı olan ya da yapılandın» olmayan ve büyük önem taşıyan bir oidipus yaşantısı yüzünden böyle davranmaktadır. Yani ana baba, oidipus konusundaki kendi açmazlarına bağlı olarak çocuğa var olma güvenini ya da çocuğun isteyen bir özne olarak kendini konumlamasını sağlayacak ölçüde iyi deneyleri (yaşantıları) verememişlerdir. Baba adının atılması önce ana babanın davranışının sonucudur ve çocuk bunu kendi üzerine almaktan başka şey yapmamıştır.
Ne var ki, bir hezeyan, baba eğretilemesinin yeniden kurulması için bir girişimdir. Psikozlu, şuradan buradan bulabildiği parçalardan bir baba, bir çocuk, bir vücut imgesi vb. yaratmaya çalışır. Hezeyanı, bir iyileşme, insan kişisinin yaşamsal öğesi olan baba adı göstergesinin anneye çocuktan ayrılma isteğinin kanıtı olarak verilen olanağın yeniden kurulması girişimidir.
Aynı presprektif içinde sanrı, atılmış baba adının gerçeklik içinde bir yeniden ortaya çıkışıdır. Yani öznenin sanrıladığı, her zaman baba adıdır ya da onun yerine geçecek bir öğedir. Dolayısıyla, anne vücudunun öznede eksik kalmış bir parçasıdır ve özne bunu, bir yokluğun algılanmasına (sanrılanan öğe) ya da bir var olanın bilinçten kovulmasına (olumsuz sanrı) ilişkin paradoksal bir bağıntı biçiminde yeniden bulmaya çalışır.
M. Klein’a göre şizoparanoit ya da çöküntülü durumun gelişmesi başarısızlığa uğradığında, erişkinde ve hatta çocukta, şizofren-paranoyak ya da manyakodepresif tipte bir psikoz gelişebilir. Klein’ın görüşünü savunanlara, özellikte W. Bion'a göre psikozlu, kendi psikozlu yanlarının (iç ve dış gerçekliğe karşı şiddetli kin, yıkıcı dürtülerin egemenliği) etkisi altındadır. Bu yanlar, psikozlunun, gerçeğin ve düşüncenin bilincine varmasını sağlayabilecek olan her şeye saldırırlar. Çünkü psikozlu, yansıtmalı özdeşleşimi, yoğun biçimde kullanılır.


Kaynak: Büyük Larousse
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.