Arama


virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
7 Aralık 2006       Mesaj #9
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Türk Ailesinde Tasarruf Anlayışı

Türk Ailesinde Tasarruf Anlayışı Türk kültüründe tasarruf ya da tutumluluk anlayışı, Türk- lerin her yaşam döneminde söz konusu olmuştur. Yani Türk tarihinde tutumluluk her dönemde geçerli sayılmış ve günlük yaşamın her kesiminde geniş bir uygulama alanı bulmuştur. Ama kültür tarihimize baktığımız zaman, "aca- ba eski Türklerde mi tutumluluk daha fazlaydı, yoksa gü- nümüzde mi daha fazladır?" sorusunu sorduğumuzda eski Türklerin her ne kadar belirli alanlarda tutumluğa yer ver- mekle birlikte bolluk içinde yaşayarak, tutumlu davranış- larının daha az olduğunu söylemek olanaklıdır. Çünkü çe- şitli ziyafetler, uzun süreli düğünler, toylarda bol bol yiyip içmeler yaygındı. Hatta bu konularda israfa kaçan harca- malar çok görülmekteydi. Islamiyetin kabulü ile tasarruf anlayışının yaygınlaştığı söylenebilir. Çünkü islam dininde tasarruf daima teşvik görmüş ve Müslümanların israftan kaçınmaları daima telkin edilmiştir. Anadolu'da kıtlık do- 148 Türk Ailesi Antropolojisi nemlerinde, savaş zamanlarında zorunlu olarak tutumlu olmaya yönelinmiştir. Özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında- ki kıtlık, ülkemizi geniş ölçüde etkilemiş ve bu durum ta- sarrufu oldukça yaygınlaştırmıştır. Elbiselerimize yama yapma herhalde o zamanların daha yaygın bir geleneği ol- muştu. Kanaatkar kişilik yapımız da tasarruflu olmayı ko- laylaştırmıştır. Tasarruf, insanlan cimriliğe götürebilir. Fakat iki kav- ram aynı şey değildir. Cimrilikte, yapılması gereken tüke- tim yapılmaz. Cimrilik, tasarrufun derecesinin aşırı duru- ma getirilmesidir. Tasarrufun Tanımı Tasarrufu, gereksiz tüketimin önlenmesi anlamına kulla- nabiliriz. O zaman hangi durumlarda tüketim söz konusu- dur? a) Gelirin harcanması olarak tüketim, b) Piyasada belli malların satın alınması olarak tüke- tim, c) Aile üyelerinin mallardan yararlanması olarak tüke- tim. Tüketim, daha çok bu üç açıdan söz konudur. Tüketim Kavramı Tüketimi, ekonomik mallardan özel yarar elde edilmesine yönelik davranışlar olarak tanımlayabiliriz. Tüketim, özde bireysel bir davranıştır. Gözlenen tüke- tici davranışlarının arkasında psikolojik motifler vardır. Kıtlık dönemlerinde tüketimin toplumsal önemi geri plana itilir. Refah dönemlerinde ise ön plana çıkar. Tüketimin artması sanayi toplumlarına özgüdür. Sanayileşme ile bir- likte tüketime yönelme artar. Sanayi ötesi toplumlarda bu Türk Ailesinde Tasarruf Anlayışı 149 :ğilim daha çok artmaktadır. Sanayi öncesi toplumlarda se durum değişiktir. Yani tasarruf olgusu yöneten ve yö- ıctilenler açısından farklılaşır. Yağmacı toplumlarda devlet, halkı haraca keser. Hazır nal, para alır. Hizmet alır. Bunlar yüksek bürokratlara sağlanır. Savaş arttıkça ganimet artar. Böylece onlarda ta- sarruf olgusu yoktur ve ayıptır. Tutumluluk halk sınıfla- rında bir değerdir. Osmanlılarda tasarruflu adam cimri idam sayılırdı. Tüketici davranışı, birçok etmene bağlı olarak gerçek- leşir. Örneğin: a) Bireylerin gereksinimlerine. b) Satın alma koşullarına bağlı bulunmaktadır (kişinin gelir ve serveti). c) Genel ekonomik durum (kişinin tüketim ve tasar- ruf eğilimleri genel ekonomik durumdan etkilenir), ç) Kişinin toplumsal konumu, rolleri. d) Tüketicinin yaşı (genç kuşak daha çok tüketimde bulunur). e) Kişinin bulunduğu toplumsal çevre. Çevrenin belir- lediği tüketim normları, kişi tarafından benimsenir. Birey hangi toplumsal tabakaya mensup ise o tabakatan tüketim normlanna sahip olur. O Bireyin girmiş olduğu belli toplumsal gruplar da kendilerine özgü tüketim alışkanlıklarına sahiptir. işte yukarıda belirttiğimiz tüketici davranışları sanayi toplumlarında daha çok görülür. Bu nedenle o toplumlara "tüketici toplum" denmiştir. Şimdi bu kavramın özellikle- rine değinelim. Tüketim Toplumu Günümüzde modern sanayi toplumlarında tüketim, bir amaç olarak belirlenmiştir. Tüketim, bir dünya görüşü ol- 150 Türk Ailesi Antropolojisi muştur. Özellikle tüketimi artırmak için özel stratejiler ge- liştirilmiştir. Örneğin Batı'da reklamcılık, tüm gücüyle tüketiciliğe göre ayarlanmış olup, tüketiciyi borç almaya, borçlanma- ya, aklına geleni satın almaya, "şimdi al, sonra öde" formü- lünü benimsemeye ve bütün bunları, ekonominin çarkları- nın dönmesini sağlayarak, ülkesine hizmet olarak yapmaya teşvik etmektedir. Tüketim yönünden tüketici toplumun geliştirdiği bazı özellikleri şöylece belirtebiliriz: a) insanları fazla tüketimde bulundurmaya yönelt- mek. Örneğin kişinin bir ev ve arabası varsa, tatil evi ve ikinci bir arabaya sahip olmaya yöneltmek gibi. b) Bir kez kullanımlık üretime (kullan at tüketim biçi- mi) yöneltmek. Kâğıt peçeteler, mendiller, havlular, şişelerin tümü, evlerde çabucak kullanılacak ve yok edilecektir. Isıtma kaplarıyla satılan yiyeceklerin kapları bir kullanılışta atıla- caktır. Japonya'da bez mendiller artık çağdışı sayılıyor. Fransa'da bile kullanılıp atılan sigara çakmakları çok yay- gındır. Pazara sürülen kâğıttan yapma giysiler de vardır. c) Tüketim mallarının kullanım ömrünün planlanmış olması. Kalite yönünden daha kısa kullanım süresi olan mallar üretimi. ç) Moda. Modaya uygun mal alınıp eskisi atılır. d) Müşteri kredileri verilir. e) Maddi mallara sahip olma isteği uyandırılır. f) Yeni gereksinimler ortaya çıkarılır. g) Eski mallar alınarak yenilerinin satılması teşvik edi- lir. h) Bir başka uygulama da genç yaştakileri tüketime yö- neltmektir. Örneğin ABD'de gençlere 16 yaşında araba kul- lanma ehliyeti verilmektedir. Oysaki ehliyet genellikle 18 yaşındakilere verilir. Pek çok araba üretimi yapılmaktadır. Türk Ailesinde Tasarruf Anlayışı 151 Araba tüketimini artırmak için ehliyet alma yaşı 16'ya indi- rilmiştir. Din ve Tasarruf Kapitalist ekonomik sistem, Alman sosyolog Max We- ber'in tezine göre Protestan mezhebinden doğmuştur. Yani din kurumu ekonomik bir sistemi yaratmıştır. Kapitalist sistemin özelliklerinden birisi de çok çalışmak, çok kazan- mak ve kazancını biriktirip tekrar yatırıma yönelmektir. Ayrıca tasarruf etmek de yine sistemin özelliklerinden biri- sidir, işte Protestan ahlakı da tasarruflu olmayı teşvik et- miş ve fert için ölçülü bir yaşamı öngörmüştür. islamiyet de tasarrufu teşvik etmiştir. A'raf, 31'de "Ye- yiniz, içiniz, israf etmeyiniz" der. Yine Kuranıkerim, Enam Suresi 141. ayette, "israf etmeyin, çünkü Allah israf eden- leri sevmez" der. Kültürümüzden Tasarruf Örnekleri Kültürümüzde her zaman tasarruf örneklerini görmek ola- naklıdır. Bu örnekler hem köy hem de kent yaşantısında geçerlidir. Buraya, gelişigüzel seçtiğimiz belli başlı tasarruf örneklerini aldık. • Evlerde anneler çocuklarının elbiselerini saklayarak daha sonra olan çocuklarına giydirirler. • Pazarcılık geleneği kültürümüzde çok yaygındır. Manava oranla daha ucuz yiyeceklerin satıldığı pazarlar adeta tasarruf için kurulmuşlardır. • Ekmeklerin çöpe atılmaması. Hatta birikmiş ekmek kırıntıları ziyan olmasın diye ayrı bir "Tirit" yemeği yapı- lır. Kıymalı, soğanlı çorba gibi su, doğranmış ekmeklerin üstüne dökülür. Ekmeğin yere dökülmek istenmemesi dinsel etkidir. Ayrıca bayat ekmeklerin içini ufalayarak 152 Türk Ailesi Antropolojisi köfte yapmak bir başka örnektir. • Elbiselere yama yapılırdı. • Ayakkabılara pençe yaptırmak ve ayakkabıların bo- yanması. • Ulaşımda "dolmuşçuluk" geleneği bizim buluşu- muzdur. Halkımız için tasarrufa olanak sağlayan özgün bir Türk buluşudur. • Pilav artıklarının dökülmeyip çorba olarak yeniden değerlendirilmesi. • Konserve yapmak yine özgün bir Türk kültürüdür. Yiyeceklerin bol olduğu zamanlarda onların ziyan edilme- mesi için atılmayıp başka zamanlarda kullanılmasının sağ- lanması. Ayrıca yazdan kurutularak kışın tüketilen tüm yiye- cekler de yine tasarruf örneklerindendir. Her türlü meyvele- rin, sebzelerin kurutulması gibi. Pastırmacılık da yine göçe- be kültürümüzden kalma konserve tipi yiyeceklerimizden- dir. Pestil, salça, reçel, pekmez gibi değerlendirmeler aynı biçimde tasarruf örnekleridir. • Evlerde kâğıtları, kutuları, poşetleri biriktirip yeni- den kullanmak. • Elbiseleri tersyüz edip yeni bir elbise yapmak. • Ev kadınının tutumlu olması benimsenir. Kocasının israfa kaçan harcamalarım dengelemelidir, frenlemelidir. Kültürümüzde gelin kaynana geçimsizliklerinin bir nedeni de, gelinin müsrif olmasıdır. Kaynana, gelini bu hususta eğitmeye çalışır. Gelin tutumlu ise, gerek yakın çevresinde gerekse komşularmca takdir edilir ve övülür. • Altın bilezik, beşibirlik vs. gibi ziynet eşyaları aynı zamanda birer tasarruf simgesidirler. Gerektiğinde bozdu- rup gereksinimlerini kolaylıkla karşılayabilirler. Bunlar ay- nı zamanda kadının güvencesi sayılır. • Yakacak odun, kömür gibi maddelerin idareli kulla- nılması hem köylerimizde hem de kentlerimizde yaygın- dır. Türk Ailesinde Tasarruf Anlayışı 153 • Gecekondularda yaşayan halkımız tasarrufla, zor ge- çim koşullarına dayanabilmektedirler. • Köylümüz kesilen hayvanın her tarafını değerlendi- rir (örneğin koyun). • Sebzeler de çok amaçlı olarak kullanılabilmektedir. Bir sebzenin çeşitli parçalanndan ayrı yiyecekler yapılması gibi. Meyve sebze artıklarının hayvanlara verilmesi de ta- sarruf örneğidir. Hatta bazılarının yakacak olarak kullanıl- ması da söz konusudur. • Gecekondu kadınının küçük bez parçalarını kesip birbirine ekleyerek "çul kilim" yaptırması. Kuşkusuz bunlar birkaç örnektir. Kimileri unutulmuş- tur bile. Onları yeniden canlandırmak gerekmez. Bütün bu örneklerin içinde din, gelenekler ve tarımsal ekonomik ya- pının etkisini görmek mümkündür. Tasarruf, halkbiliminin bir boyutu olan atasözlerimize de yansımıştır. Örnekler: Ak akça kara gün içindir. Sakla samanı, gelir zamanı. Damlaya damlaya göl olur. Ayağını yorganına göre uzat. Yuvayı dişi kuş yapar. Çok arpa, atı çatlatır. Hesapsız harcanan para, insanı düşürür dara. Kuşkusuz halkımız bu ilkeleri kendine örnek olarak almış ve gerçekleştirmiştir. Ama günümüzde tasarruf gele- neğinden sapıldığım gösteren pek çok örnek verebiliriz. Örneğin: bir gencin evinde arkadaşıyla uzun uzun telefon konuşmaları, cenaze düğün vs. gibi törenlere gereğinden fazla çiçek gönderilmesi, evlerde suyun, elektriğin israf de- recesinde kullanılması, otobüs ya da dolmuş varken gerek- siz yere taksiye binmek, kent kesiminde binaların elli se- neyi doldurmadan 15-20 yılda yıkılarak servet kaybına yol 154 Türk Ailesi Antropolojisi Türk Ailesinde Tasarruf Anlayışı 155 açılması, evde temizliği yapılabilecek her elbiseyi temizle- yiciye vermek, çalışan kadınlarımızın işe giderken her gün değişik bir elbise giyinmesi, lüks maddeler ithali vs. gibi. Bu örnekleri dikkate alarak bir tasarruf eğitimine olan gereksinimimiz ortadadır. Tasarruf Eğitimi ve Eğitimde Tasarruf Tasarrufu teşvik ve israftan kaçınma bir eğitim konusudur. Her yerde her fırsatta tasarruf eğitimi yapılmalıdır. Örgün eğitim programlarında da tasarruf konularına yer vermeli- yiz. Çocuğun tasarrufa yöneltilmesi, erken yaşlarda aile içerisinde olmalıdır. Ana baba bu konuda çocuğa örnek ol- malıdır. Bir yazardan aldığımız şu örnek ilginçtir: "Yabancı ül- kelerin birisinde hayır kurumlarına mensup bir heyet bir milyonerden, dernekleri için yardım istemeye giderler. Muhteşem apartmanında heyeti misafir eden zengin zatın çocuğu, misafirlerin sigarasını yakmak için babasına yardı- ma koşar. Fakat iyice dikkat etmediğinden ve acelesinden birinci kibriti hiçbir sigara yakmadan söndürür. Bunu gö- ren milyoner, çocuğun elinden kibrit kutusunu alarak onu azarlar ve salondan çıkarır. Bir tek kibrit için çocuğunu azarlayan milyonerden para alma ümitleri tamamen kırılan heyetin başkanı, ziyaret nedenlerini kısaca anlatınca, zen- gin, çek defterinin bir sahifesine oldukça kabarık bir ra- kam yazar ve kendini bu hayır işinde akıllarına getirdikle- rinden dolayı heyete teşekkürlerini de ekleyerek çeki verir. Bir kibrit çöpü için çocuğuma yaptığım muamele ile bu halim sizleri herhalde hayrete düşürmüştür. Fakat müsaa- de ediniz de açıklayayım. "Ben bir kibriti dahi boş yere sarf etmeden bugünkü servetime ulaştım. Her zaman çocuklarıma da bunu hatır- latmaktayım. Tutumlu olmazlarsa, kazandıklarını tutamaz- larsa ve iyi kullanamazlarsa bu kadar çalışmaları boşa gi- der" der. Özellikle evlerde, çocuğa tutumlu olmanın yararlan, israfın zararları kuramsal olarak anlatılmalı. Göstererek yaşam deneyimleriyle ve davranışlarla ona malım, zamanı- nı hesaplı kullanma alışkanlığı verilmelidir. O halde za- man, para, eşya ve enerjiyi gereksiz yere harcamamayı kü- çük yaşlarda öğretmeliyiz. Çocuk, evde, ailenin sınırlı bir bütçesi olduğunu ve her istediğini gelişigüzel her zaman satın alınamayacağını görmeli ve bilmelidir. Ana baba da bu konuda birlikte anlaşmış olarak hareket etmeliler. Ço- cuğa daha okula ilk kez giderken defterini, kitabını, kale- mini, çantasını ve üst baş gibi tüm eşyalarını iyi kullanma- sını öğretmemiz gerekir. Kitabını bir haftada kullanılamaz hale getiren, defterinin yapraklarını gelişigüzel kopartan çocukların ailelerine ek masraflar açmaları çevremizde çok rastlanan olaylardır. Çocuğa eşyalarını kullanma zamanını da ailede önermeliyiz. Çantasını en az iki yıl kullanması gerektiğini belirtmeliyiz. Tasarruf eğitiminin bir yönü de evde çocuğa bazı ona- rım işlerini öğretmektir. Bir serbest zaman etkinliği olarak evdeki eşyaları ufak tefek onarmayı öğrenen çocuk, ilerde o işleri kendisi yaparak tasarruf edebilir. Evin badana işle- rini yapan, ufak onarımları kendisi yapan aile üyeleri ol- dukça tasarruf etmiş olurlar. Çocuk çarşı pazara götürele- rek fiyatlar, tahminler, piyasa durumu hakkında bilgi sahibi olarak tasarrufu yaşayarak öğrenir. Verilen harçlığın da hesaplı kullanılması için ailenin rehber olması, denetlemesi gerekir. Harçlığın harcanma bi- çimi, miktarı konusunda aile dikkatli davranmalıdır. Evdeki onarım işlerini daha çok erkekler yapmaktadır. Fakat kadınlarımızın da bazı becerilerle donatılması evde tasarrufu sağlar. Örneğin kültürümüzde her ev kadınının 156 Türk Ailesi Antropolojisi dikiş dikmesi istenir. Çocuklarının ve kendisinin dikişleri- ni diken bir anne, terzi ücretinden kurtularak aile bütçesi- ne katkıda bulunur. Aynı biçimde evde bulunan çeşitli parçalarla çocuklarına oyuncak yapan bir anne de hesaplı davranma alışkanlığı elde etmiştir. Çocuğun tasarruflu yetiştirilmesinde ailenin yanında okulun da sorumluluğu vardır. Özellikle öğretmenin ço- cuklarda bu zihniyetin yerleşmesine katkısı ve rolü yadsı- namaz. Öğrenciye kazandırılması gereken amaçlar kategori- sinde onun tutumlu bir kimse olması istenmektedir. Bu amaçla okullarımızda "Tutumluluk Haftası" düzenlenmek- tedir (12-18 Aralık'ta). ilkokul, Ortaokul, Lise ve Dengi Okullar Eğitici Çalışmalar Yönetmeliği 68. maddesi şöyle- dir: "Öğrencilerimizi tutumlu davranmaya ve Türk Malı kullanmaya alıştırarak milli kalkınmamıza katkıda bulun- malarını sağlamak, ferdin ve toplumun refah ve mutlulu- ğunu artırıcı alanlarda en etkili ve verimli yatırım yapma bilincini ve gücünü kazandırmak amacıyla her okulda "Tutum, Yatırım ve Türk Malları Haftası" düzenlenir. Bu maksatla okullar dövizlerle donatılır, sergiler açılır, konuş- ma, şiir, yazı, müzik, fotoğraf, film ve benzeri yollarla haf- tanın anlamı ve önemi kavratılır" (M.E.B. Tebliğler Dergi- si, 6 Haziran 1983). Okullarda işbilgisi derslerini de çocuğun evde kendi başına bazı eşyaları onarma becerisini kazandırma biçimi- ne dönüştürmek gerekir. Tasarruf eğitimini dar anlamda sadece okullarda ço- cuklara değil, kitle iletişim araçlarıyla da yetişkinlerin eği- timi biçiminde geniş kapsamlı olarak uygulamak gerekir. SONUÇ Tasarruf, benimsenmesi ve yaşatılması gereken bir değer- dir. Şimdiye kadarki açıklamalarımızda, kültürümüzde ta- sarruf değerinin var olduğunu belirttik. Fakat günümüzde bu değerin giderek sarsıldığını gözlemekteyiz. Niçin? Çün- kü tüketim toplumunda yaşıyoruz. Fakat tüketim tolumu- nun düzenini kabul etmek zorunda değiliz. Sanayi babala- rının, reklam şirketlerinin yarattığı bu sistemi kabule zorunlu muyuz? Kendi kendimize yeterli bir düzen kura- maz mıyız? Tüketim toplumu, pek çok sakıncaları berabe- rinde getirmiştir. Örnekler: a) Çevrde kirlenmesi aşırı boyutlara ulaşmıştır. b) Sınırlı hammadde kaynakları giderek azalmıştır. c) insanlar geleceklerini düşünemez olmuşlardır. ç) Savurganlık alışkanlıkları geliştirilmiştir. O halde halkımızda var olan bu değeri pekiştirmeye çalışmalıyız. Fakat iktidarların da bu değere sadık kalarak kamu kesiminde tasarruf değerini gerçekleştirmeleri gere- kir. Tüketimde aşırılıktan kaçınıp ölçülü olmak zorunda- yız. Hükümetler kendileri savurgan olursa halkı bu değere î) sadık kalamaz. Planlı kalkınma, aynı zamanda tasarruf ne- deniyle ortaya çıkmış bir kalkınma biçimidir. Kamu hiz- meti olarak standartlara uygun mallar üretmek de tasarru- fu sağlayan bir başka husustur. Bu konudaki denetimi sağlayan kamu kuruluşları da etkin bir duruma getirilmeli- dir. Enerji tasarrufu yapan, su, elektrik, doğal kaynakları rasyonel kullanan bir hükümet çağdaş bir hükümet de- mektir. Çağdaş devletler de tüketim toplumunun zararların- dan etkilendikleri için; zamandan, insandan, mallardan ta- sarruf etmeye başlamışlardır. Böylece refah ve mutluluğu daha etkin olarak sağlamaya çalışmaktadırlar. 158 Türk Ailesi Antropolojisi Son zamanlarda ülkemizde resmi çevrelerin konuya önem vermeleri sevindirici bir husustur. Bu konuda aydın- lar, hükümet, gönüllü kuruluşlar, eğitim kurumları hep birlikte seferber olursak başarıya ulaşabiliriz.