Arama

Çanakkale Hikayeleri - Tek Mesaj #16

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Kasım 2005       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Savas Sonrası Çanakkale’den Mektup
Milli Ajans Ve Tanin Gazetesi Muhabirinin Çanakkale’deki Izlenimlerini Anlatan Mektubu (1916)
(Anafartalarda Ingilizlerin kullandıgı zehirli gaz lekeleri)
Gelibolu yarımadasının Anafartalar mıntıkasından Ingilizler mutlak bir hezimet kazancıyla firar ettikten sonra; aylarca kanlar ve ölümler altında kalan bu harp sahnesinde pek çok merak uyandıran sahneler kaldı. Bu terkedilmiis cephedeki görüntüleri; Ingiliz siperlerine ve hazırlıklarına, yasam tarzlarına ve özellikle elde edilen ganimetlere ait bilgileri yerinde görmek maksadıyla adaya geldi. Ingilizlerin terk ettikleri bu 16km’lik Anafartalar cephesini, Arıburnu mıntıkasını, sahilin son buldugu kıyılara kadar dolasarak her tarafını ayrı ayrı görüp incelemek en büyük aceleyle ancak 2 haftada mümkün olabileceginden, bölgelere ayrılarak hergün bir tarafı gezmeye karar verdi. Pazar günü sert bir kuzey rüzgarının esintisine ragmen pek kanlı bomba muharebelerinin meydana geldigi ve Ingilizlerin en önemli nokta ve savunma hatlarından birinin teskil etmis olan Kayacık Agıl Sırtı’na gittim. Bizim cephemize yaklastıgımız zaman insan boyundan epeyce yüksek gizli yollardan saga sola saparak rehperimle bir hayli yürüdük. Yollarda tesadüf ettigimiz bir çok koyun kervanlarına geçit vermek için birçok defalar durmak zorunda kaldık. Nihayet ileri mevzilerimize ulastık.

Bomba infilaklarından, mayın gürültülerinden, obüs gürültülerinden her saniye facia yasamaktan kurtulan saha, simdi üzerinde çürüyen ölülerin sessizligiyle bekleniyordu. Intizamlı halini muhafaza eden siperlerimiz üzerinden atlaya atlaya iki tarafın siperlerinin ortak çatısma bölgesine yetistik. Agır adımlarla yürümeye basladık. Gözlerim olanca kuvvetiyle herseyi görmeye ugrasıyordu. Burada iki tarafın siperlerinin arasındaki mesafe 20 metreden baslayarak 2-3 metreye kadar birbirine yakın idi. Bizim siperlerin 2-3 metre yakınında düsmanın fırlattıgı el bombalarının düsenlri pek çoktur. Bu izlere düsman siperleri yakınında çok tesadüf olmasına nazaran tarafımızdan atılan bombaların daima düsman siperi içine düstügü, Ingilizlerin el bombalarını fırlatma kudret maharetleri az oldugu anlasılıyor. Siperde pek ziyade merak ve itinaları malum olan Ingilizler heralde bomba atmakta Türk’ün pazu ve bilek kuvvetine de rekabet edememistir. Her iki tarafın siperleri yakınında patlatılan mayınların açtıgı pek büyük çukurlara da sık tesadüf ediliyordu. Bu ates sahasının ve siperlerimizin çogunlugunda koyu paslı sarı, yesilimsi (kimyasal gazlar) genis lekelere tesadüf bulunuyordu. Bunlar düsmanın attıgı bogucu gazlı mermilerden meydana gelmistir. Siper hatlarının gözümle görebildigim uzun bölümünde bu lekelerden var. Bu bogucu gazlar ihtimal ki havanın cereyanından ziyade lekesinden pek çok insan bogulmamıs ise de herhalde kusarak bayıldıkları olmustur.

Ingilizlerin medeni harpten uzaklastıran bu kimyasal gazı kullanmaları belki yaradılıs tabiatlarından belki de acizlik neticesidir. Ingiliz siperlerinde bu gaz lekelerine hiç tesadüf edilmemesi, bizim medeni harp yaptıgımızı ispat eder. Siperlerimizin sagında, solunda, ortasında, içinde düsmanın deniz ve kara toplarının en küçügü 30cm’ likten en küçük parçalarına kadar yagdırdıgı mermilerin açtıgı sayısız küçük büyük çukurlar... Ingiliz siperleri üzerindede mermilerimizin oydugu binlerce çukurlar...

Ingiliz siperlerinin içerisine girdik. Düsman siperlerini arazinin engellerine ve sekline uygun olarak tesis etmis. Grup grup açtıkları siperlerde kazma ve kürektenziyade kum torbalarından istifade edilmis. Bu yüz binlerce kum torbaları siper tesisinde büyük kolaylık ve hız temin eder.siperlerin içerisinde toprak kenarlarının geometrik düzgünlügünden kullandıkları kazma ve küreklerin keskin oldugu anlasılıyor. Birer metre koltuk siperiyler ileriye dogru çıkıntılı teskil eden siper cepheleri birer manga alacak kadar uzun. Siperlerdeki derinlik bir Ingiliz boyundan epey büyük. Ates edilecegi vakit askerin, yarısının dayanak mevziine yetismesi için siper ates cephesinin kaidesinde birer set mevcut. Ates ederken yaslandıkları duvarda el uzanacak mesafede sırayla oyulmus, tahminen 150 fisek konulabilecek büyüklükte raflar var. Cephe duvarının mukabil duvar kaidesine yakın ihtiyat cephanesi kısmında, duruma mahsus dikdörtgen ve genisçe oyuklar, bunların üzerinde de konserve kutuları, yiyecek kapları koymak için yine uzun oyuklar bulunuyor. Ara siperlerin köselerinde 8-9 kisinin sıgacagı inler açılmıs ki bunklar topçu atesine karsı korunacak yerler olacak. Gizli yollar ancak bir adam geçebilecek genisliktedir.

Her neferin ates esnasında basını emniyet altında bulundurmak için kum torbaları arasına mazgallı çelik levhalar geçirmisler. Bazı mevzilerin önlerinde tel örgü engeli mevcut. Ingilizlerin siper tertibatında heralde epeyce mükemmellik görülüyor.

Siperleri içerisinden bizim siperler istikametinde patlamıs ve henüz oyulamaya baslanarak terk edilmis birçok mayın agızlarına tesadüf olunuyor. Bu toprak kütlelerinin içinde çöküntüye mani olmak içinn biri digerine sıkısıp irtibat edecek tarzda hazırlanmıs kalınca ve bir metre uzunlugunda tahtala kullanmıslar. Bu kütlelerden bazıları bizim siper hatlarına dogru gidip, siperlerimize birkaç metre mesafede küçük bir delikte son buluyor. Bir kisi serbest hareket edecek genislikte olan bu deligin içinde siperlerimizin içine bomba atarlarmıs. Ingilizler iste bu suretle siper hatlarından hedeflerine ulastıramadıkları bombaları siperlerimiz içerisine düsürmek çaresini bulmuslar. Nihayet aceleyle bırakıp kaçtıkları bu siperler özetle mükemmel ve yeni yöntemle alet ve araç
istihkamıyla ne yapabilmesi mümkünse büyük bir gayret ve faaliyetle yapmıslar. Nihayet aceleyle bırakıp kaçtıkları bu siperler maksatlarının ayakları altında ezilmistir. Gerek siperlerinin içinde ve gerek ates hattına dogru fırlatılmıs milyonlarca et, sebze, süt, reçel, muhtelif boyutlarda yuvarlak, dikdörtgen, kare, renkli renksiz bos teneke kutuları herhalde isinin bilen bir bezirganın tamahını çeker. Her adımda fırlmıs süngülere parçalanmıs tüfeklere , elbise parçalarına, çürümüs kunduralara, kanlara bulanmıs migferlere tesadüf ediyorduk. Sonra insanın tüylerinin diplerini donduran feci ve pek feci sahneler...

Çürümüs el kol ve bacak parçaları, etleri düsmüs Ingiliz kafaları, kurumus kunduralar içinden uzanan bacak etleri, kan lekeleri, gömmeye vakit bulamadıkları naaslar. Üzerine pek az toprak attıkları cesetlerin yagan yagmurların tesiriyle kolları bacakları meydana çıkmıs zavallı ve zavallı Ingilizler...

Bir taraftan amele kollarımız bu cesetleri gömmekle bir taraftan nakliye kollarımız tahribat kuvvetlerinin çıkardıkları yıgın yıgın ganimetleri tasımakla mesgul idiler. Meydanda bırakılan esyadan yiyeceklerden çok baska birçok yerde gömülmüs cephane, bomba sandıklarına, malzemeye, konservelere tesadüf ediliyor. Biz bu Kayacık Agılı Sırtı’nı dolasırken Arıburnu istikametinden düsmanın iki direkli, iki bacalı kruvazörü Anafartalar sahil açıklarına dogru gitti. Uzun müddet durarak bu terkedilmis sahayı gözetledi. Ihtimal ki açıklardan, Anafartalarda yatan binlerce Ingiliz ölülerini kutsuyordu. Ihtimal ki götüremedikleri seylere hiç olmazsa uzaklardan son bir defa bakıyorlardı.

Aksam oldu. Bugünün dolasmasına biz de son vermeye mecbur kaldık. Geldigimiz yola döndük. Siperlerimiz üzerinden atlaya atlaya geçtik. Yetistigimiz bir meydanda ayaklarına geçirdikleri yeni Ingiliz kunduralarının verdigi nese ile dolasan askerlere, güzel Ingiliz çadırlarının kurulnmasını talim eden bölüklere tesadüf ettik. Bu büyük çadırlar biri digerine bizim çadırlar gibi baglanırsa da bunlarda dügme ve ilik yerine yalnız delikler var. Bu delikler birbirlerinin üzerine getirilerek baglanıyor. Dönüste de yollarda yine pek çok ganimet tasıyan mekkare kollarına rastladık. Terk edilmis mıntıkalar artık sırayla hergün dolasılacaktır.
Milli Ajans Ve Tanin Gazetesi Muhabiri Cemil HAKKI

KAYNAKÇA
Anon. Yasayanların Agzından 18 Mart Çanakkale Zaferi, Eski Muharipler Cemiyeti Yayınları, Derleyen Gıyasettin YETKIN, Genel Kurmay Basımevi, Ankara, 1968.
Cepheden Mektuplar, Genel Kurmay Baskanlıgı Yayınları, 1977
NOYAN, Ord. Prf. Dr. Abdülkadir., Son Harplerde Salgın Hastalıklarla Savaslarım,Istanbul.
Harp Mecmuası, Yıl 2, sayı 16, 1915.
Kahramanlık Destanları, Genel Kurmay Yayınları, Istanbul Askeri Matbaası, 10 Subat 1937.
INCEOGLU, Necati., Siper Mekupları, Remzi Kitapevi, Aralık, 2001.
DÜNDAR, Can., Gölgedekiler, Imge Kitapevi, Istanbul, Mayıs, 2002.
GÜZEL, Abdurrahman., Ç.O.M.Ü. Atatürk Ve Çanakkale Savaslarını Arastırma Merkezi Yayınları Çanakkale, Çanakkale, 1996.
ÜNAYDIN, R.E., Çanakkale’de Savasanlar Dediler ki, T.T.K., Ankara, 1960.
HAMILTON, Ian., Gelibolu Günlügü, Hürriyet Yayınları, Istanbul, 1989.
KOCATÜRK, Utkan., Kaynakçalı Atatürk Günlügü, Türkiye Is Bank Yayınları, Ankara, 1993.
YILDIZ, Cemalettin., Seddülbahir Kahramanları, Çaglayan Yayınları, Mayıs, 2003
ÖNDER, Cahit., Yasayan Çanakkaleli Muharipler, Çanakkale Seramik Yayınları,1981.
ENER, K., Çanakkale’den Hatıralar, M.M.V., Istanbul Temsil Bürosu Yayınları, No:2, Istanbul, 1954.
Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:41