Arama

Sivas Kongresi - Tek Mesaj #2

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  Sivas Kongresi3.jpg
Gösterim: 1605
Boyut:  72.3 KB

Sivas kongresi


Kurtuluş savaşı sırasında Sivas'ta toplanan ulusal kongre (4 -11 eylül 1919). Mustafa Kemal Paşa (Atatürk) Sivas'ta ulusal nitelikte bir kongre toplanmasına ilişkin kararını, Erzurum kongresinden (23 temmuz - 7 ağustos) önce, 22 haziran 1919'da yayımladığı Amasya genelgesinde açıklamıştı. Erzurum kongresi, Şarki Anadolu müdafaa! hukuk cemiyeti Erzurum şubesince düzenlenmiş bölgesel bir kongreydi ve kararları doğu illeri ile sınırlıydı. Sivas kongresi ise tüm ülkenin ve ulusun geleceği ile ilgili kararlar alacaktı.

Sivas kongresi, 4 eylülde 20-25 kadar delegenin katılımıyla açıldı. Bu sayı daha sonra katılanlarla 38'e yükseldi. Mustafa Kemal Paşa, Rauf Bey (Orbay), Bekir Sami Bey, Raif Efendi (Dinç), Fevzi Efendi (Fırat), Refet Bey (Bele) kongreye Şarki Anadolu müdafaai hukuk cemiyeti heyeti temsiliyesi adına katılmışlardı. Vilayet ve livaları temsil eden delegeler şunlardı: İsmail Fazıl Paşa, İsmail Hami Bey (Danişmend), Plikmet Bey (Fırat) [İstanbul]; Başağazade Yusuf Bey (Başkaya), Necip Ali Bey (Küçüka), Dalamanlı Ahmet Şükrü Bey, Flakkı Behiç Bey (Bayiç) [Denizli]; Macit Bey (Alaşehir); İbrahim Süreyya Bey (Yiğit) [Manisa]; Mehmet Tevfik Bey, Abdurrahman Dursun Bey (Çorum); Yusuf Bahri Bey (Yozgat); Tatlızade Nuri Efendi, Sami Zeki Bey (Kastamonu); Salih Sıtkı Bey, Mehmet Şükrü Bey, Bekir Bey (Afyonkarahisar); Ahmet Nuri Bey, Osman Nuri Bey, Asaf Bey (Bursa); Halil İbrahim Bey, Bayraktarzade Hüseyin Bey, Hüsrev Sami Bey (Kızıldoğan) [Eskişehir]; Mustafa Efendi (Soylu) [Niğde]; Dellalzade Hacı Osman Efendi (Nevşehir); Halit Hami Bey (Bor); Ömer Mümtaz Bey, Nuh Naci Bey, Ahmet Hilmi Bey (Kalaç); Kara Vasıf Bey (Gaziantep); Boşnakzade Süleyman Bey (Samsun); Mazhar Müfit Bey (Kansu) [Hakkâri].

Kongre Mustafa Kemal Paşa’nın “davet sahibi” sıfatıyla yaptığı açış konuşmasından sonra başkanlık sorununu görüştü. İsmail Fazıl Paşa’nın “herkesin sırayla başkanlık etmesi" yolundaki önerisini reddeden kongre, Mustafa Kemal Paşa'yı başkan seçti. Kongrenin gündeminde belli başlı iki madde bulunuyordu. Bunlar Erzurum kongresi'nde kabul edilen tüzük ve bildiri ile bazı delegelerin Sivas'ta hazırladığı manda sorununa ilişkin muhtıraydı. Ancak gündem maddeleri üç gün sonra ele alınabildi. Bu ilk üç günün nasıl geçtiğini Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatmaktadır: “Üç gün ittihatçı olmadığımızı tespit etmek lüzumu ile yemin formülü hazırlamakla; padişaha ariza yazmakla ve kongrenin açılışı münasebetiyle gelen telgraflara cevap vermekle ve bilhassa kongre siyasetle uğraşacak mı uğraşmayacak mı zemininin münakaşasıyla geçti.”

Dördüncü gün (7 eylül) kongre, Erzurum kongresi kararlarını ve tüzüğünü bölgesel yanlarından arındırarak bütün Anadolu ve Rumeli'yi kapsayacak biçimde genelleştirdi. Şarki Anadolu müdafaai hukuk cemiyeti’nin adı “Anadolu ve Rumeli müdafaai hukuk cemiyeti" olarak değiştirildi. Erzurum kongresi nizamnamesinin Heyeti temsiliye’ye ilişkin “Heyeti temsiliye, Şarki Anadolu'nun heyeti umumiyesini temsil eder" ibaresi de “Heyeti temsiliye vatanın heyeti umumiyesini temsil eder" biçimini aldı. Kongre ayrıca Erzurum kongresi'nin müdafaa kararını pekiştirdi (her türlü işgal ve müdahalenin ve bilhassa rumluk ve ermenilik teşkili gayesine matuf harekâtın reddi hususlarında da müttehiden müdafaa ve mukavemet esası kabul edilmiştir).
Ertesi gün, kongre İstanbul delegesi İsmail Hami Bey'in hazırladığı ve birçok delegenin imzaladığı “Manda” ile ilgili muhtırayı görüştü. İstanbul’daki bazı aydın çevrelerce benimsenen ve kongrede de İsmail Hami, Refet Bey, Bekir Sami Bey, Rauf Bey, İsmail Fazıl Paşa tarafından savunulan amerikan mandası görüşü uzun tartışmalara yol açtı. Görüşmeler sırasında muhtıra sahipleri muhtıralarını geri aldılar. Rauf Bey'in önerisi üzerine Amerikan kongresi'ne, ülkedeki hüküm süren durum ve koşulları yerinde incelemek üzere bir komite gönderilmesini isteyen bir telgraf çekilerek sorun kapatıldı. Böylece manda sorunu askıya alındı ve Kurtuluş savaşı'nın akışı içinde bir daha önemli bir gündem maddesi olmadı.

Kongrenin önemli kararlarından biri de, Ali Fuat Paşa’yı Garbi Anadolu umum kuvayı milliye komutanlığına atamasıydı.
Böylece kongre kendisini ülkeyi yönetmeye yetkili bir organ olarak ortaya koyuyordu. iradei milliye adıyla bir gazetenin çıkarılmasına karar veren kongre, vatanın heyeti umumiyesini temsil edecek bir "Heyeti temsiliye” seçtikten sonra, aldığı kararları ulusa ve tüm dünyaya duyuran bir bildiri yayımlayarak çalışmalarını tamamladı.
Bildiride şu esaslar yer alıyordu:
1. Osmanlı devleti ile İtilaf devletleri arasında imzalanmış olan mütarekenamenin imza olunduğu 30 ekim 1918’deki sınırlarımız içinde kalan ve her noktası ezici İslam çoğunluğuyla meskûn olan osmanlı ülkesi toprakları ve osmanlı toplumu bölünmez ve hiçbir nedenle birbirinden ayrılmaz bir bütün teşkil eder. Osmanlı ülkesinde yaşayan tüm müslümanlar, birbirlerine karşı saygı ve fedekârlık duygularıyla dolu ırksal ve toplumsal haklarıyla, bölgesel şartlarına saygılı öz kardeştirler.
2. Osmanlı toplumunun bütünlüğünün ve ulusal bağımsızlığın sağlanması ve hilafet ve saltanatın korunması için milli kuvvetleri etkin ve milli iradeyi egemen kılmak esastır.
3. Osmanlı ülkesinin herhangi bir parçasına karşı vaki olacak müdahale ve işgale ve özellikle vatanımız içinde bağımsız birer rumluk ve ermenilik oluşturulması amacına yönelik hareketlere karşı Aydın, Manisa, Balıkesir cephelerindeki ulusal mücadelede olduğu gibi birlik içinde savunma ve direniş geçerli esas kabul edilmiştir.
4. Öteden beri birlikte yaşadığımız tüm gayri müslim unsurların her türlü hukuki eşitlikleri tamamiyle saklı olduğundan, sözkonusu unsurlara siyasal egemenlik ve toplumsal düzeni bozacak imtiyazlar verilemez.
5. Osmanlı hükümeti dış baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk ve ihmal etmek zorunda bulunduğu takdirde, hilafet ve saltanat vatan ve milletin korunması ve bölünmezliğini sağlayacak her türlü önlem ve karar alınır.
6. itilaf devletleri'nce mütarekenamenin imzalandığı 30 ekim 1918 tarihindeki sınırımız içinde kalıp, müslümanların büyük çoğunluğu ile meskûn olan, kültürel ve medeni bütünlüğü müslümanlara ait bulunan mülki bütünlüğümüzün taksimi görüşünden tamamen vazgeçmekle bu topraklar üzerindeki, tarihsel, ırksal, dinsel ve coğrafi haklarımıza uyulmasını ve buna aykırı girişimlerin iptaline ve bu suretle hak ve adalete dayalı bir karar alınmasını bekleriz.
7. Ulusumuz insani ve uygar gayeleri kutlar ve teknik, sınai ve iktisadi hal ve ihtiyacımızı takdir eder. Bu yüzden devlet ve ulusumuzun iç ve dış bağımsızlığı ve vatanımızın bölünmezliği saklı kalmak koşuluyla 6. maddede açıklanmış sınırlar içinde milliyet esaslarına saygılı ve memleketimize karşı istila emeli beslemeyen herhangi bir devletin teknik, sınai ve iktisadi yardımını memnuniyetle karşılarız ve bu adil ve insani şartları kapsayan bir barışın da derhal karara bağlanması insanlığın selameti ve âlemin sükûnu adına ulusal duygumuzdur.
8. Ulusların kendi kaderini bizzat saptadığı bu tarihi devirde İstanbul hükümetinin de ulusal iradeye boyun eğmesi zorunludur. Çünkü ulusal iradeye dayanmayan herhangi bir hükümetin kendi kendine aldığı kararlar ulusça kabul edilmeyeceği gibi haricen de geçerli olmadığı ve olamayacağı şimdiye kadar geçen olaylar ve sonuçlar ile sabit olmuştur. Bu yüzden ulusun içinde bulunduğu feci durum ve endişeden kurtulmak çarelerine bizzat başvurmaya gerek kalmadan osmanlı hükümetinin, ulusal meclisi hemen ve zaman kaybetmeden toplaması ve bu suretle ulusun ve memleketin kaderi hakkında alacağı tüm kararları ulusal meclise sunması zorunludur.
9. Vatan ve ulusumuzun maruz kaldığı zulüm ve elemler ile tamamen aynı gaye ve amaçla ulusal vicdandan doğan vata- Sivas kongresi’nin ni ve ulusal cemiyetlerin birleşmesinden yapıldığı bina (1919) oluşan genel kitle bu kez “Anadolu ve Rumeli müdafaai hukuk cemiyeti” unvanıyla adlandırılmıştır. Bu cemiyet her türlü particilik akımlarından ve kişisel ihtiraslardan tamamen arınmıştır. Müslüman vatandaşlarımız bu cemiyetin doğal üyeleridirler.
10. Anadolu ve Rumeli müdafaai hukuk cemiyeti’nin 4 eylül 1919 tarihinde Sivas şehrinde toplanan genel kongresi tarafından kutsal gayeyi izlemek ile genel teşkilatı yönetmek için bir “Heyeti temsiliye" seçilmiş ve köylerden vilayet merkezlerine kadar tüm ulusal teşkilat birleştirilmiştir.

İstanbul hükümeti Sivas kongresi’nin çalışmalarını başından beri engellemeye çalıştı. Elazığ valisi Ali Galip, kongreyi basıp dağıtmak, Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşlarını tutuklayıp İstanbul'a göndermekle görevlendirildi. Ancak Mustafa Kemal Paşa’nın aldığı önlemlerle bu komplo boşa çıkarıldı.

Sivas kongresi, tüm ulusal örgütleri Anadolu ve Rumeli müdafaai hukuk cemiyeti çatısı altında birleştirmiş, Erzurum kongresi kararlarını tüm ülke için genelleştirmiş, manda sorununu kapatmış, böylece ulusal hareketi daha güçlü bir konuma getirmişti. Kongrenin kapanmasının ardından, ulusal hareketin baskısı sonucu, Damat Ferit Paşa hükümeti istifa etmek zorunda bırakıldı; onun yerini alan Ali Rıza Paşa hükümeti ile Amasya'da yapılan görüşmeler sonunda Sivas kongresi kararlarının ve Heyeti temsiliye’nin tanınması sağlandı. Sivas kongresi'nin seçtiği Heyeti temsiliye, Mustafa Kemal Paşa’nın başkanlığında ülkenin gerçek yöneticisi durumuna geldi.

Kaynak: Büyük Larousse
Son düzenleyen Safi; 22 Temmuz 2016 00:39