Arama

Ozonla Tedavi - Tek Mesaj #2

HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
23 Mart 2007       Mesaj #2
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
YENİ ASIR : DÜNYADA İLGİ GÖREN YÖNTEM İZMİR'DE 11 ARALIK 2004 CUMARTESİ
Ozon terapi ile bağışıklık güç kazanıyor

Özel Kocaman Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Çiloğlu, "Yöntemi uyguladığımız 40 kişide başarılı sonuçlar aldık. Hasta sayımız sürekli artıyor" dedi


Özel Kocaman Hastanesi Başhekimi ve Genel Cerrahi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Asım Çiloğlu, bağışıklık sistemini güçlendiren ve hastalıklara karşı direnç veren "Ozon terapi" yönteminin İzmir'deki ilk uygulayıcısı olduklarını söyledi.

Tıpta başdöndürücü hızla gelişen teknoloji, yeni tedavi yöntemlerinin uygulama başarısını yükseltiyor.
Dünyada yaklaşık elli yıldır kullanılan ozon terapi, Türkiye'de de hızla yaygınlaşıyor.
Özel Kocaman Hastanesi, insan sağlığını koruma ve hastalıklarla mücadelede doğal tedavi yöntemlerinden biri olan ozon terapiyi İzmir'e getirdi.

40 hastaya ulaştık
Bağışıklık sistemini güçlendiren ve hastalıklara karşı direnç veren yöntemin İzmir'deki ilk uygulayıcısı Özel Kocaman Hastanesi'nin Başhekimi ve Genel Cerrahi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Asım Çiloğlu, "Ülkemizde ilk kez 1999 yılında uygulanmaya başlanan ozon terapi, alınan başarılı sonuçlar üzerine tüm yurda hızla yayıldı. İzmir ve çevresinde yaklaşık 40 hastaya ulaştık. Olumlu sonuçların görülmesiyle hasta sayımız da arttı" diye konuştu.
Ozon gazının normal oda ortamında 30 dakikada parçalanırken; vücutta kanla karıştığı zaman 2-3 saniye içinde, iki atomlu ve tek atomlu oksijen olarak bölündüğüne dikkat çeken Çiloğlu şu bilgileri verdi:

Gençleştiriyor
"İki atomlu oksijeni alyuvarlar hemen emiyor. Madeni para gibi birbirine yapışık hareket eden alyuvarlar, ozon gazıyla yüklenince hemen ayırılıyor ve şekil değiştiriyor. Dolayısıyla yüzey genişlediğinden yüksek derecede oksijen alan alyuvarlar, vücudun ihtiyacı olan bölgeye hızla gidiyor. Örneğin karaciğerde iltihap varsa, ozon gazıyla oksijen oranı artan alyuvarlar, hastalıklı dokuya ulaşıp tedaviyi hızlandırıyor."
Ozon terapi yönteminin sağlıklı insanların performanslarını artırma ve vücudu gençleştirmede de etkin rol oynadığını sözlerine ekleyen Op. Dr. Çiloğlu, "Ozon terapiyi, her hekim kendi branşında kolaylıkla uygulayabiliyor" dedi.

Şifa sağladığı hastalıklar
Sağlıklı ve uzun bir yaşam için önerilen ozon terapi yöntemi Avrupa başta olmak üzere toplam 8 bin merkezde uygulanıyor. Yöntem şu hastalıklarda olumlu sonuç veriyor:
Dolaşım bozuklukları,
Alerji ve romatizmal hastalıklar,
Kanser,
Kronik yorgunluk,
Karaciğer ve cilt hastalıkları,
Kozmetik nedeniyle yaşlanma ve yaşa bağlı görme bozuklukları...

Kanserli hücreler yöntemle azalıyor
Hastadan alınan kanın, ozon generatörüyle elde edilen ozon gazıyla karıştırılıp, vücuda geri verildiğini anlatan Özel Kocaman Hastanesi Başhekimi Op. Dr. Asım Çiloğlu, "Yaklaşık 12 seans süren tedavinin hiçbir yan etkisi yok. Kanser hastalarında tedavi süresi 18-20 seansa kadar yükselebiliyor. Çünkü kanser vakalarında, kanser hücreleri oksijenli ortamda bulunamadıklarından, parçalanamayıp, oksijen içinde boğuluyor. Bu uygulamayla bağışıklı sistemi güçlendiğinden kanser hücrelerinde azalma sağlanıyor..

OZON'LU TEDAVİ GENÇLEŞTİRİYOR
Bağışıklık sistemini güçlendiren ve hastalıklara karşı direnç veren “ozon terapi” yöntemi, hücrelerde oksijeni artırarak “yaşlanmayı geciktiriyor” ve kronik yorgunluk sendromuna iyi geliyor.

İzmir
AA

8 Ocak 2005 — “Ozon terapi” yöntemi ile hasta bölgeye oksijen vererek dolaşımın düzelmesi sağlanıyor. Yöntem, dolaşım bozuklukları, alerji ve romatizmal hastalıklar, kanser, kronik yorgunluk sendromu, karaciğer ve cilt hastalıkları, kozmetik nedeniyle yaşlanma ve yaşa bağlı görme bozuklukları, şekere bağlı ülserler, yanıklar ve cinsel fonksiyon bozuklarında kullanılıyor. Yan etkisi olmayan ozon tedavisi herkese uygulanabiliyor. Genel Cerrahi Üroloji Uzmanı Opr. Dr. Asım Çiloğlu, bağışıklık sistemini güçlendiren ve hastalıklara karşı direnç veren “ozon terapi” yönteminin, bakteri öldürücü ve virüs çoğalmasını önleyici özelliği olduğunu belirtti.
Dünyanın çeşitli ülkelerinde 50-60 yıldır “ozon terapi” yönteminin başarıyla uygulandığını, bu tedavinin hem organ, hem de hayat kurtarıcı etkisi olduğunu savunan Dr. Çiloğlu, bu yöntemle tedavi süresinin kişiye göre değiştiğini söyledi.
Hasta bölgeye oksijen vererek dolaşımın düzelmesini sağladıklarını anlatan Dr. Çiloğlu, şunları söyledi: “Ozon tedavisi herkese uygulanabiliyor. Yan etkisi yok. İnsan sağlığını koruma ve hastalıklarla mücadelede doğal tedavi yöntemlerinden olan ozon terapiyi hastanemizde uyguluyoruz. Geçen yıl başladığımız ozon terapi yöntemini, şu ana kadar 75 hastamıza uyguladık.”
Ozon gazının normal oda ortamında 30 dakikada parçalanırken, vücutta kanla karıştığı zaman 2-3 saniyede, iki atomlu ve tek atomlu oksijen olarak bölündüğüne dikkat çeken Çiloğlu, şu bilgileri verdi: “İki atomlu oksijeni alyuvarlar hemen emiyor. Madeni para gibi birbirine yapışık hareket eden alyuvarlar, ozon gazıyla yüklenince hemen ayrılıyor ve şekil değiştiriyor. Dolayısıyla yüzey genişlediğinden yüksek derecede oksijen alan alyuvarlar, vücudun ihtiyacı olan bölgeye hızla gidiyor. Örneğin karaciğerde iltihap varsa, ozon gazıyla oksijen oranı artan alyuvarlar, hastalıklı dokuya ulaşıp tedaviyi hızlandırıyor. Sağlıklı insanların performanslarını artırma ve vücudu gençleştirmede de etkin rol üstleniyor.”
Dr. Asım Çiloğlu, ozon terapi yönteminin, dolaşım bozuklukları, alerji ve romatizmal hastalıklar, kanser, kronik yorgunluk sendromu, karaciğer ve cilt hastalıkları, kozmetik nedeniyle yaşlanma ve yaşa bağlı görme bozuklukları, şekere bağlı ülserler, yanıklar ve cinsel fonksiyon bozuklarında kullanıldığını dile getirdi.
Ozon terapi yönteminin 12 seans olduğunu, her yıl tekrarlanması gerektiğini kaydeden Dr. Çiloğlu, kanser hastalıklarında tedavi süresinin 18-20 seansa kadar yükseldiğini ifade etti.

blank SABAH GAZETESİ : MUCİZE YARATAN OZON TEDAVİSİ 14/08/2004
Mucize yaratan ozon terapisi
Son günlerde üst üste gelen yoğun iş programınız nedeniyle kendinizi yorgun ve güçsüz mü hissediyorsunuz? Yoksa önünüzde sizin için hayati önem taşıyan, mutlaka kazanmanız gereken bir sınav mı var? Çok önemli bir spor müsabakasına mı katılacaksınız? Yaşlandığınız için her gün yeni bir ağrıyla mı tanışıyorsunuz? Vücut direncinizi arttırmak için avuç avuç vitamin ve enerji hapları almaya gerek yok. Bir kaç "ozon terapisi" seansına girerek kendinizi son derece dinç ve dinamik hissedebilirsiniz. Günümüzde kanserden hepatite, kolitten zonaya kadar pek çok hastalığın tedavisinde yardımcı yöntem olarak kullanılan ozon terapisi, aynı zamanda sağlıklı insanların performanslarını artırmaya ve vücudu gençleştirmeye de yarıyor. Dünyada yaklaşık 50 yıldır uygulanan bu terapi Türkiye'de ise çok yeni. İlk olarak 1999 yılında Kızılay Altıntepe Tıp Merkezi'nde uygulamaya başlayan Op. Dr. Muammer Velidedeoğlu, ozon terapisini şöyle açıklıyor: "Dolaşım bozukluklarında, kronik hastalıklarda, kolitlerde kullanıyoruz bu tedaviyi. Ayrıca vücudun yaşlanmasını önleyici etkisi de var. Ancak bu yöntem vücudu gençleştirmez, sadece vücudun fonksiyonlarını düzene sokar. Vücutta 70-100 milyar hücre bulunur. Aşağı yukarı günlük veya haftalık 10 milyar hücre tahrip olur. Vücut bunun yerine yenisini koyar. Ozon bunu takviye ediyor. Bağışıklık sistemindeki hücreleri aktive ederek hücrelerin 21 gün değil de 12 günde bir değişmesini sağlıyor. O yüzden bir gençlik ortaya çıkıyor. Aslında buna gençlik değil de dinçlik, dinamizm demek daha doğru."

Bu dinamizm öyle bir şey ki, Op. Dr. Velidedeoğlu ozon terapisine girenlerin büyük bir çoğunluğunun, "Yeniden doğmuş gibiyim. Ağacı kökünden sökebilirim" ifadesini kullandığını söylüyor: "İlk uyguladığımız dönemlerde bir üst düzey yönetici gelmişti ve manager hastalığı denilen bir hastalığı vardı. Yüksek pozisyondakilerin günlük stresleri neticesi oluşan bir sürmenaj durumu bu. Bu hastaya 8 kez uyguladık çok memnun kaldı. Sonra yavaş yavaş yayıldı. Sonra biri telefon etti, 'Sporcularda doping olarak yapılır mı?' diye. Almanya'da Bayern Münih takımı futbolcularına büyük maçlardan önce 2 veya 3 uygulama yapar. Ama bu doping değildir. Vücudun oksijen ihtiyacını karşılayıp performansını yükseltir. Aynı şekilde büyük bir sınava gireceksiniz, seyahate çıkacaksınız veya çok yoğun bir programınız vardır iki üç tedaviden sonra kendinizi çok dinç hissedersiniz. Ben 30 yıldır kendime uyguluyorum. İşadamları, bankacılar, doktorlar var bize gelen. Futbolcuları almadık buraya. Çünkü onlar için ayrı bir birim oluşturmak lazım. Ama onlara uygulayan arkadaşlar var sanıyorum."

KIRIŞIKLIĞA KULLANILMAZ
Avrupa'dan sonra Türkiye'de de ozon terapisinin rant amaçlı kullanılmaya başladığı ve bu nedenle anti- aging'in ön planda geldiğini söyleyen Op. Dr. Velidedeoğlu, özellikle son zamanlarda botoks yerine kullanılmasının çok yanlış olduğu görüşünde: "Bir insanın ozon tedavisiyle 10 yaş 20 yaş gençleşmesi mümkün değil. Kırışıklıklara verilen ozon gazı orada bir şişme meydana getiriyor. Dolayısıyla oraya aşırı derecede doku yüklemesi oluyor ve deri geriliyor. Ama 5-10 gün sonra tekrar eski haline dönüyor. Güzellik merkezleri yapıyor. Hekimlerin dışında uygulanması doğru değil. Biz daha ziyade tıbbi alanda uyguluyoruz. Mesela eklem kireçlenmelerinde ozon gazı veriyoruz eklemin içine. Ve yürüyemeyen hastalar iki üç hafta sonra bastonları bırakıp yürümeye başlıyorlar." Ozon terapisinin bir diğer kullanım alanı ise kanser hastalarının tedavisine destek olmak. Dr. Velidedeoğlu, 100'e yakın hastada uyguladıklarını ve olumlu sonuçları gördüklerini anlatıyor: "Mesela meme kanserlerinde kemoterapi yapılırken saç dökülmesi olur. Ozon uygulandığında saç dökülmesi yüzde 60- 70 azalıyor. Saçları dökülen sağlıklı insanlarda da uyguluyoruz ozonu ve faydasını görüyoruz."

Ozon gazının vücuda nasıl etki ettiği konusunda şöyle bilgi veriyor Dr. Velidedeoğlu: "Ozon, normal oda ortamında 30 dakikada parçalanır. Vücutta kanla karıştığı zaman 2-3 saniye içinde parçalanıyor ve ikiye ayrılıyor. İki atomlu ve tek atomlu oksijen. İki atomlu oksijeni alyuvarlar hemen emiyor. Normalde alyuvarlar kanda madeni paralar gibi birbirine yapışık hareket ederler. Ama ozon gazıyla karıştığı zaman hemen ayrılıyorlar ve formlarını değiştiriyorlar. Dolayısıyla satıh genişlediğinden yüksek derecede oksijeni emerek vücudun ihtiyacı olan bölgeye gidiyor. Mesela karaciğerinizde iltihap varsa bütün ozonla yükselmiş alyuvarlar oraya yöneliyor. Böylece parçalanma sonucunda emilen oksijen dokuya gidiyor."

Ozonun vücuda uygulanışını ise Dr. Muammer Velidedeoğlu şöyle anlatıyor: "Ozon'un vakum şişeleri vardır. Önce vücuttan 50 ya da 75 ml. kan alınır. Ozon gazı ozon generatörüyle elde edilir. Kan alındıktan sonra ozonla karıştırılır, sonra tekrar vücuda verilir. Bu uygulamanın tekrarı hastanın şikayetine göre 6 ila 12 defa arasında değişir. Kanserlerde 18- defaya kadar haftada iki defa yapılır. Kanser hastalarında çok yüksek doz uygulanır. Sebebi kanser hücreleri oksijenli ortamda bulunamazlar, parçalanamazlar ve oksijen içinde boğulurlar. Aynı zamanda vücudun bağışıklık sisteminin arttığı derecede kanser hücresinde azalma olur." Hiçbir yan etkisi olmadığı söylenen ozon terapisinin bir seansı için Kızılay'da 100 milyon lira ödemek gerekiyor. Ayrıca Türkiye'de bir de ozon cemiyeti kuruldu. Burada ozon eğitimi alan hekimler, bu uygulamayı yapabiliyor ancak cemiyet tarafında sürekli denetimden geçiriliyorlar.

blank MİLLİYET: OZON OKSİJEN TEDAVİSİ
Oksijen yaşamımızı sürdürmemiz için gerekli olan en önemli ögelerden birisi. Vücudumuzun her bir hücresi oksijene ihtiyaç duyuyor. Ancak hepimizin yaşamında zamanla oksijen alımında bir düşüş ve beynimizde kullandığımız oksijen miktarında azalma oluyor. Böylece yaşamımız olumsuz etkilenerek bedenimiz canlılığını yitirir. Kan dolaşımı bozukluklarında, metabolizma düzensizliklerinde, akciğer ve karaciğer hastalıklarında, kolesterol problemi olanlar, mantar, bağırsak hastalıkları olanlarda saf oksijenden elde edilen ozon oldukça faydalı oluyor.

(Milliyet Gazetesi)

blank Hürriyet Gazetesi - Tatil Pazar Eki : GENÇLİK AŞILAYAN GAZ: OZON


bulletAmeliyat sonrası halsizlik durumlarında, kireçlenmelerde, eklem ağrılarında, sporcularda performans artırmada başvurulan ozon tedavisinden çok iyi sonuçlar elde ediliyor. Amica Dergisi, gençlik ve sağlık aşılayan
sihirli gaz ozonla yapılan tedaviye yer verdi.

bulletGenç kalmayı, kırışıklıkların oluşumunu bir nebze de olsa engellemeyi ve hep zinde olmayı kim istemez? Ozon tabakasının incelmesi yüzünden dünyamızın ne kadar olumsuz etkilendiğini bilmeyen yok. İşte bu gazın
aynı zamanda olumlu etkileri de olduğu ve gençlik aşıladığı söyleniyor.

bullet Ozon, bağışıklık sisteminin zayıfladığı bütün hastalıklarda etkili. Ozon gazı, ciltten emilim yoluyla alındığı zaman hücrenin oksijenlenmesini artırarak yaşlanmaya neden olan serbest radikalleri engelliyor. Ameliyat sonrası halsizlik durumlarında, kireçlenmelerde, eklem ağrılarında, sporcularda performans artırmada ozan tedavisinden çok iyi sonuçlar elde ediliyor. Bunun dışında şeker hastalarında meydana gelen açık yaraların kapatılmasında kullanılan ozon, açık yarası olmayanlar hastalarda doku tahribatını engellemek için uygulanabiliyor. Astımlı hastaların
da ozon tedavisinden sonra rahat nefes alıp aktif yaşamlarına kısa zamanda geri dönmeleri mümkün.

bulletGrip aşısı yerine kış aylarında herkese ozon öneriliyor. Ozon tedavisi erkeklerde sıkça görülen cinsel fonksiyon bozukluklarında dolaşımı düzenlediği için tercih edilebilir.

bulletOzon tedavisinde uygulanan torbalama yöntemi şöyle işliyor: Kişinin şikayetine göre vücudun bazı bölgeleri özel bir solüsyonla nemlendirilerek torbalanıyor. Küçük torbalar sadece el bölgesine ve ayaklara, büyük
torbalar ise ayaklardan bele kadar olan bölgeye kaplanıyor. Daha sonra içeri aktif oksijen (ozon) veriliyor ve özel bir solüsyon yardımıyla ozunun cilt tarafından amilmesi sağlanıyor. Haftada iki veya üç seans uygulanan bu tedavinin süresi yaklaşık 30 dakika sürüyor.

bulletOzon tedavisi her yaşta uygulabilen bir yöntem. Ozonun en çok 35-70 yaş arasındaki kadınlarda, yaşlanmanın etkilerini en aza indirmek için kullanılıyor, ikinci sırada ise astım şikayeti olanlar geliyor. (Hürriyet Gazetesi - Tatil Pazar Eki)
blank Star Gazetesi : STRESE KARŞI OKSİJEN

Klinikte gençlik aşısının yanı sıra oksijen yüklemesi ve kan temizlemesi de yapılıyor. Bu yöntemlerle sağlığını kalıcı kılan starlar, ünlü Kleopatra Banyosu'yla gençliklerine gençlik katıyor...

bullet OKSİJEN TEDAVİSİ: Klinikte uygulanan
önemli bir tedavi yöntemi de 'Oksijen Tedavisi'. Sağlıklı yaşamak, genç kalmak ve uzun ömürlü olmak isteyenlerin, Hücre Terapisi ya da Chelat Terapisi'ne paralel olarak yaptırdığı Oksijen Tedavisi, insanın en doğal ve temel 3 ihtiyacından birini karşılıyor: Ekmek, su, oksijen.
Bilindiği gibi gıda yoluyla alınan enerji dışında insanın yaşaması için gerekli olan en önemli madde oksijen.

Oksijensiz yaşam düşünülemez. Bilimsel araştırmalara göre bir insan yemek yemeden 6 aya kadar yaşayabilir. Su içmeden 5-7 gün hayatta kalabilir. Ancak oksijen olmadan sadece birkaç dakika içinde ölüm gelir. Nefes aldığımız havadaki oksijen oranı ise yüzde 21 civarında.

bulletSTRES FAKTÖRLERİ: Günlük yaşam mücadelesi, iş yoğunluğu, mesleki ve ailevi sıkıntılar, endüstriyel olarak hazırlanan
gıda ürünleri, çevre kirliliği, nikotin, alkol, kahve, kötü alışkanlıklar, yanlış yaşam biçimi ve hatalı beslenme, hareketsizlik, hastalık ve enfeksiyonların her biri başlı başına ayrı bir stres faktörü. Normal yaşlanma süreci de eklenince insan vücudunun oksijen ihtiyacı fazlalaşıyor. Nefes alıp vermenin dışında, enerjinin vücuttaki dağılımı, insanı zehirleyen atıkların arındırılması yine oksijenle gerçekleşiyor. Oksijen yetersiz olduğunda organ ve hücrelerin çalışması aksıyor. Oksijen yetersizliğini gösteren semptomların başında, baş ağrısı, bitkinlik, yorgunluk, çalışma gücünün zayıflaması, yaşam sevincinin azalması, erken yaşlanma, hayati önem taşıyan organların yıpranması geliyor. Oksijen yetersizliğinde damarlar, beyin, kalp, eklemler, omurilik ve akciğerlerde kireçlenmelerle fonksiyon bozuklukları meydana geliyor. Ve hastalıklar ortaya çıkıyor.

stargazetesi2

bulletTEDAVİ YÖNTEMİ: Klinikte çeşitli oksijen tedavileri uygulanıyor. Hastaya bir maske ile talebi ve sağlık durumuna göre oksijen veriliyor. Vücudun daha fazla miktarda oksijen almasını
sağlamak için bisiklet çevirtiliyor. Bu süre içinde kişinin vitamin ve mineral almasına özen gösteriliyor. Sürekli ölçülen tansiyon ve nabızla, vücuttaki gelişmeler izleniyor. Oksijen ve vitamin takviyesiyle vücutta düzenli bir dinçleşme kaydediliyor. Kür süresince doktor ve hastanın belirlediği sayıda oksijen tedavisi uygulanıyor.

bulletOZON TERAPİSİ: Klinikte yine oksijen tedavisi kapsamında gerçekleştirilen 'Kan yıkama' uygulaması anında gözle görülür bir değişiklik sağlıyor. Bu tedavide hastadan her seansta 50 mililitre kan alınıyor. Şırınga ile alınan kan, özel bir sistemde, sadece bir kez kullanılan şişeler içine yavaş yavaş enjekte ediliyor. Serum şişesine benzeyen şişeye kan enjekte edilirken bol miktarda oksijen de veriliyor. Oksijen ve kan, aynı zamanda şişe içine yansıyan, ozonlaşmaya neden olan özel bir ışıkla kaynaştırılarak kanın daha fazla oksijen alması sağlanıyor. Özel şişede işlemi tamamlanan, oksijenle yıkanan kan, serum gibi damla damla hastaya geri veriliyor.

bullet OZON TEDAVİSİ ÜCRETİ: Klinikte oksijen ve ozon tedavisi ücreti, sayı ve uygulama şekline göre değişiyor. 12 seanslık oksijen tedavisi, tüm check-up ve doktor ücretleri dahil olmak üzere 980 Euro. Oksijen Süper Regenerasyon adı verilen yine 12 seanslık oksijen ve 4 seanslık ozon tedavisinden oluşan uygulama ücreti 1380 Euro. Bu ücretlere, klinikte konaklama fiyatı dahil değil. 2 saat süren tek seanslık oksijen tedavisi 50, tek seferlik ozon terapisi ise 100 Euro.

bulletKISRAK SÜTLÜ BANYO: Alp Dağları'ndan
gelen şifalı suyun kullanıldığı muhteşem havuz, yine şifalı sulardan oluşan ayak banyoları, dinlendiren saman banyosu, Türk hamam ve Fin saunasından oluşan muhteşem banyo ve ter atma odaları gençlik aşılayıp, dinlendiriyor. Klinik hamamında göbek taşı yerine her kişi için ayrı, ancak aynı etkiyi gösteren mozaiklerden hazırlanmış ısınma, terleme ve yumuşamaya yarıyan taştan yapılma şezlonglar bulunuyor. Klinikte rağbet gören 'Kleopatra Banyosu'nda yıkanmak ise ayrı bir zevk. Çok görkemli, tek kişilik bir odada bulunan Kleopatra Banyosu'nda özel bal ve 'Kısrak sütü' ile banyo yapılıyor. Ballı kısrak sütü tüm bedeni dinlendiriyor, gözeneklerin temizlenmesini, cildin beslenip gerilmesini sağlıyor. Bir kerelik Kleopatra Banyosu, havuz kullanma, ayak banyosu, çiçek yapraklı yüz buhar banyosu ile birlikte toplam 4 saatlik kürün fiyatı 26 Euro.

osmanmuftuoglu 1k
bulletEN İYİSİ ROMA KÜRÜ: Alman Eczacılar Birliği kaynaklarına göre, ülkede bilinen 497 ayrı çeşit zayıflama ilacı ve zayıflama kürlerinin yapamadığını, Dr. Martin'in 'Cura Romana' (Roma Kürü) adlı rejim programı başarıyor. Protein ağırlıklı beslenme, vücudun kendi yağ eritme mekanızmasını harekete geçirme ve Dr. Martin'in özel olarak uyguladığı 'HCG' adlı aşı, en problemli bölgelerdeki yağları mum gibi eritiyor. Bu rejimde verilen kilolar bir daha alınmıyor, dolayısıyla 'Jojo Etkisi' görülmüyor.

bulletBİYOLOJİK ZAYIFLAMA: Dr. Martin, günümüzün en büyük hastalıklarından biri olan şişmanlıktan kurtulmanın aslında ciddi bir sorun olmadığını söylüyor. Roma Kürü, tamamen biyolojik yöntemle zayıflatıyor. Roma'da yaşayan ünlü İngiliz doktor A. T. W. Siemons'un başlattığı ancak Dr. Claus Martin tarafından geliştirilip günümüz şartlarına uyarlanan kür, kişinin sağlığına zarar vermeden, organlarında hiç bir yıpranmaya yol açmadan, sağlık ve bağışıklık sistemini güçlendirerek kalıcı zayıflamayı öngörüyor.

bulletAÇLIK ÇÖZÜM DEĞİL: Kilolu insanların
çoğunun birkaç hafta ya da birkaç ay dayanıklık gösterip, perhiz yaparak kilo kaybetmeyi hedeflediklerini belirten Dr. Martin, 'Bu rejimlerin büyük çoğunluğu insanın kendi kendine eziyet etmesinden, damak zevki ve keyfinden yoksun kalmasından başka bir işe yaramaz. Kısa süreli zayıflama yöntemleriyle özellikle yüz ve göğüslerde zayıflama meydana gelir, Sarkmalar başlar. Asıl yağların bulunduğu kalça, bacak, bel ve göbeklerde, yani problemli bölgelerde yağların erimediğinin görülmesi üzerine rejime küsülür. Eskisinden daha fazla yenilmeye başlanır. Atılan birkaç kilo, daha fazlası ile alınır. Az yemek, sadece sınırlı bir dönem içinde rejim yapmak soruna çözüm değildir. Disiplinli, bilinçli ve bilimsel uygulamalar dahilinde yapılacak rejimler ancak kalıcı olur. Doğrusu budur' diyor.

osmanmuftuoglu 2k
bulletSAĞLIK İKSİRİ GİBİ: Klinikte uygulanan kür yöntemi insanı zayıflatırken, sağlığına katkıda bulunup gençleştiriyor. Kalp ve tansiyon hastalıkları, karaciğer, safra kesesi, mide ve bağırsak fonksiyonları düzelerek, beslenmeden kaynaklanan bir gençleşme süreci harekete geçiyor. Zayıflama kürü, cilt ve romatizma hastalıklarına iyi geliyor. Kliniğin sahip olduğu spor imkanları ya da ek 'Welness' programları ile birlikte beslenme ve hareketlerle arzu edilen kiloya ulaşılıp, beslenme ve günlük yaşam alışkanlığı değişiyor.

bullet ACIKMADAN ZAYIFLA: Roma Kürü'nde, her zayıflama yönteminde bilinen bitkinlik, yorgunluk ve halsizlik gibi unsurlar ortaya çıkmıyor. Vücudun protein yapısı zedelenmediği için, vücut kür süresince mum gibi eriyip bilinçli zayıflarken, dinç, zinde ve sağlıklı kalıyor. Kür sırasında dinamizm kaybolmuyor. Açlık hissedilmiyor. Diğer kürlerin yüzde 90'ında atılan tüm kilolar, en geç 1 yıl içinde fazlasıyla geri alınırken, Roma Kürü yapanların yüzde 80'i, 1 yıl sonra da kilosunu koruyor. Dr. Martin, 'Yaptığımız araştırmalara göre, uyguladığımız kür, bilinen tüm rejimler arasında en etkin, en sağlıklı ve kişi için en tehlikesiz olan diyet programını oluşturuyor' diyor. (Star Gazetesi)
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 25 Aralık 2008 16:58
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...