Arama


BARIŞ - avatarı
BARIŞ
Ziyaretçi
7 Nisan 2007       Mesaj #6
BARIŞ - avatarı
Ziyaretçi
Hollanda'da Halkın Katılımı

Hollanda Kıyıları
Hollanda; yoğun nüfusa sahip ve bu nüfusunun yaklaşık %60 oranı kıyı alanlarında yaşayan deniz seviyesine yakın (düşük) kotlarda olan bir ülkedir. Ülke, Kuzey Denizi, Almanya ve Belçika ile sınırlanmıştır. Kıyının güney kesimi (Belçika sınırı ve Rotterdam yakınındaki Hoek van Hollanda arası) Rhine, Meuse ve Scheldt nehirlerinin deltalarını içine alır. Hoek van Hollanda ve Den Helder arasındaki kıyı çizgisi süreklidir, ancak eski Rhine nehri ağzı ve "Hondsbossche Zeeweering" yapay deniz savunma yapısı noktalarında kesiklik vardır. Den Helder ve Alman sınırı arasında Wadden Denizi'nin Hollanda'ya ait bölümü yer alır. Hollanda kıyıları, Fransanın kuzey kıyısından (cap Blanc Nez) Jut Land'daki Danimarka kıyılarına kadar uzanan daha büyük bir kıyı sisteminin bölümüdür.
Hollanda kıyı bölgesinin düşük kotlu bir doğaya sahip olusu; fırtınalar ve deniz seviyesindeki yükselmelerle birleşince, bölgeyi kıyı taşkınları ve erozyon açısından hassas bir duruma dönüştürmektedir. Deniz seviyesi altında bulunan ülkenin büyük bir kesimi, taşkınlara karşı doğal ve yapay birimlerden oluşan bir kıyı savunma yapısı ile korunmaktadır. Çağlar boyunca bu düşük kotlu bölgede yaşayan kişiler, denizden gelen tehditlere karşı sonsuz bir sıkıntı ile yüzyüze kalmaktadırlar. Bu nedenle, arazi ıslahı (denizden kazanım), taşkın koruma sahaları yapımı (polder), sedde inşaatı ve deniz seviye kontrolü ile ilgilenmek zorunda kalmışlardır. (Karel Van der Mullen, 2001). Kıyı alanındaki Hollanda yerleşimleri; neredeyse yarısını barajlar ve seddelerin koruduğu 451 km.lik kıyı çizgisi boyunca, Dünya'daki en kapsamlı kıyı savunma sistemini kullanmaktadır. 1990 yılından bu yana kıyı politikası, kum beslemesi yoluyla daha fazla toprak kaybını önleyerek kıyı çizgisini korumaktır. Bu politika bugüne kadar başarılı olmuştur. Bununla birlikte gelecekte, deniz seviyesindeki yükselmeler ve kıyı bölgesinde aşırı kentleşme yüzünden sorunlar ortaya çıkabilir.

Haringvliet Barajındaki boşalım kanalları. Bu baraj, Rhine, Meuse ve Scheldt Deltasındaki eski bir haliç olan Haringvliet'i Kuzey Denizi'nden bloke etmektedir. Boşalım kanalları, tatlı su gölündeki fazla suyu denize deşarj etmek için kullanılır. Hükümet halihazırda, orjinal ekosistemin restorasyonu için, deniz suyunu küçük boyutlarda olmak üzere, tekrar Haringvliet Barajına girmesine karar vermiştir.

Hükümet türü
Hollanda Hükümeti; bir başbakan ile yönlendirilen bir ulusal hükümeti içeren anayasal monarşidir. Başbakan'a, bir kabine (Bakanlar Kurulu) yardımcı olmaktadır. Hükümetin yasama kolu, halk oyu ile oluşturulan il konseylerince seçilen ilk meclis ve doğrudan halk oyu ile seçilen ikinci meclis olmak üzere ikili bir yapı gösterir. Yasaların yönlendirilmesi ise Yüksek Mahkeme (the Supreme Court) tarafından yapılmaktadır. Hollanda'da 12 il ve yaklaşık 500 adet belediye bulunmaktadır. Uzun yıllar boyunca Hollandalılar, çevresel konularda karar verme ve genel yönetimde bütün ilgili grupların aktif Katılımına ve geniş müzakerelere açık olan, 'polder' (seddelerle korunmuş alan) denilen bir yönetim modeli ile ünlü olmuşlardır. Kıyı yönetimi ile ilgili olarak faaliyetler, il yönetiminin denetimi altındaki Su Dairesi ve Belediye seviyesinde başlatılmaktadır. Ulusal hükümet, istikrarlı bir tarzda 'kontrolör' (denetimci) rolünü yerine getirmektedir. Ayrıca, büyük nehirleri ve Kuzey Denizi gibi ulusal nitelikteki suları yönetir ve çatışmaların çözülmesine hizmet eder.

NASIL BAŞLADI
Hollanda'da kıyı yönetimine halkın katılması sürecinde, düzenli bir kronolojik yol izlenmemiştir. Gerçekte, diğer birçok ülkede, insanlar bu haklar için kendileri ile en kararlı biçimde savaşmak zorunda kalmıştır. Bu kapsamda iki önemli olay, anlatmaya değer bulunmaktadır. Birincisi; Friesland il yetkililerince iki adet barajı kullanarak, Ameland Adasını ana karaya bağlamak için tasarlanan bir plandır. Bu plan Hollanda Su Yönetimi ve Ulaşım Bakanlığı için önemliydi. Çünkü; Zuyder Zee / IJsselmeer 'in kısmen ıslahatını kapsayan " Zuiderzeewerken ", olarak da bilinen çalışma bitirilmeye yakındı. Ayrıca, bu çalışma, IJsselmeer (Afsluitdijk) Barajının kuzeyindeki (Wadden Denizi) deniz sahasını da dahil eden çok daha kapsamlı planın da bir parçasıydı. Ancak insanlar, bu plana karşıydı. Sayısı 50.000 kişinin üzerinde olan vatandaş kitlesi ve birçok örgüt, bölgesel ve ulusal yetkililere protesto mesajları göndermişti. Ulusal ölçekteki bir halk Katılımı, özellikle Bakanlık için ciddi bir sorun olmuştu.

1968 yılının başında Su Yönetimi ve Ulaşım Bakanlığı; tamamen ve kısmen yapılacak bir ıslahatın olumlu ve olumsuz yönlerini, koordineli bir araştırma ile inceleyecek olan, çok yönlü bir komisyonun kurulmasını önermişti. 4 yıl sürmüş olan bu çalışma; 'basit' bir sonucu vurgulayan 'değerli' bir bilgiyi içermekteydi:
-Wadden Denizi, önleme ve koruma için ıslah edilmemeliydi !
Özellikle karar-verme süreci üzerindeki kamu etkisini ilgilendirdiği için, Hollanda kıyı politikasında bir dönüm noktasına işaret eden ikinci bir olay ise; Zeeland ilinde bir baraj inşaa ederek, Eastern Scheldt'i Kuzey Denizinden tamamen bloke edecek ve hükümet tarafından önerilmiş olan plandı. Bu plan, taşkın endişesi ve güvenlik açısından gerekli görülmüştü. Çünkü 1953 yılındaki zorlu bir fırtına, kabaran dalgalarla Hollandanın güney-batı parçasını kapsayan geniş bir sahayı sular altında bırakarak; birçok kıyı yerleşimini ve tarımsal alanları yok etmiş ve yaklaşık 2000 kişinin ölümüne neden olmuştu.

Etki olarak bu barajın, gelecekteki taşkınlara karşı etkin bir bariyer olarak hizmet etmesi beklenmekteydi. Ayrıca bu baraj, haliç habitatının değerli ekosistem karakteristiklerinin yok olması anlamına da gelmekteydi. Kamu, yine bu planın karşısında yer almıştı. Protesto mesajları ve yürüyüşleri sayesinde halk, Hükümetin tüm projeyi tekrar-değerlendirmesini sağlamıştı. Daha sonra, 'tamamen bloke edici bir sistem' düşüncesi bir kenara bırakılarak, bunun yerine aynı yerde, ekstrem hava ve Kuzey Denizi koşullarında kapatılabilecek olan bir 'açık baraj' inşaa edildi. Bu proje, ilk plandan yaklaşık olarak 70 kere daha maliyetli olmasına karşın yine de tercih edilmişti.

Yukarıda belirtilen iki olayda olduğu gibi, ilgili grupların erken katılması ile, Hükümetin çevresel karar-vermedeki tüm süreci tekrar değerlendirilmesine imkan veren olaylar zinciri harekete geçirilebilmiştir. Bir beklentiden daha çok bir kural olarak; özellikle kitlesel protestolar üretebilecek olan önemli kararlarda Hükümet, insanlara mümkün olduğunca kapsamlı olarak danışılmasını temin etmelidir. Yıllar geçtikçe kıyı yönetimine halkın Katılımı konusunda; politikalar, stratejiler ve deneyimler giderek artmıştır.

" Maeslantkering " ( Ref: Internet ), nihai bir 'delta koruma' çalışmasıdır (Deltaworks). Rotterdam Limanı ana ulaşım kanalı üzerinde konumlandırılmış olup, genellikle açık olarak işletilir. Her 50 yılda bir meydana gelen şiddetli fırtınalara dayanacak şekilde tasarlanmıştır.

Kıyı Yönetiminde Halkın Katılımı Araçları
Politikalar
Kıyı alanları yönetiminde halkın Katılımı stratejileri ve politikaları arasında daima belirgin ayrımlar yoktur. Bu çalışmada, kendi varlığını meşru ve kanuni gerekliliklere borçlu olan 'halkın katılım mevzuatı', 'politikalar' olarak test edilmektedir.
Oysa diğer taraftan, politika planlayıcıları ve uygulayıcıları, STÖ'ler, yerel halk ve diğerlerinin inisiyatifleri ile gelişen unsurlar ise, 'stratejiler' kapsamında dikkate alınmaktadır.

  • Kurumsal Düzenlemeler
  • Yasal mevzuat
  • Bilgiye erişim ve Halkın Katılımı
  • Adalete erişim
  • Çevresel etki değerlendirme Stratejiler ve mekanizmalar
    Danışma-Katılma Süreçleri
    STÖ hareketi

    Avrupa'daki Halkın Katılımı için çeşitli mekanizmalar, BKAY sürecindeki 'BKAY Katılımı' üzerine olan bir 'Avrupa Birliği Gösterim Programı' ( Ref: Internet ): Mekanizma ve gerek duyulan mevzuat (s.98) içende sunulmaktadır. Hollanda'daki en güncel mekanizmalar aşağıda belirtilmektedir:
    • Atölye çalışmaları/ Odak Grupları
    • Şebeke oluşturma
    • Ortaklık
    • Tarafsız Hizmet
    • Çatışmaların çözülmesi
Ulaşılan sonuçlar
Tartışılan yöntemler; ayrıntılı değildir ancak bunlar, hangi stratejilerin şu ana kadar karşıt olan işbirliğini, rizikolu bir beraberliğe dönüştürmekte kullanılabilir olduğunu, doğru bir şekilde ifade etmektedir. Aslında halkın Katılımında kullanılan çok çeşitli stratejiler arasında, belirli bir ayrım bulunmadığı hususu burada yinelenmelidir. Çoğu araçlar; diğerlerinin gölgesinde kalan niteliktedir veya birinin ya da daha fazlasının bütünleşik bir kombinasyonudur. Diğer hallerde, bir mekanizma ile başlayıp daha sonra da bir diğerini kabul etmek; en iyi yol olmaktadır.
Son düzenleyen Mira; 18 Temmuz 2012 18:17 Sebep: Düzenlendi.