Arama

Muhasebe - Tek Mesaj #5

sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
30 Mayıs 2007       Mesaj #5
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye
ÇALINAN ZAMAN
Bu olay bir arkadaşımın başından geçmiştir.
Yıllar önce bir imalat şirketinde işe başlıyor.
Meslek hayatındaki genç ve idealist çağları.
Şirketin başında tek bir patron var.Arkadaşımın görevi mali işler ve muhasebe.
Yeni işine intibak etmede zorluk çekmiyor.
İmalatta çalışan 30 kadar işçi var.Ayrıca üretilen malları gezerek pazarlayan 10 tane satış elemanı.
Birkaç gün sonra aybaşı,yani maaş verilme günü.
Patron ,arkadaşıma çift bordro sistemi uyguladıklarını söylüyor.
Çift bordro.
Arkadaşım pek anlamıyor.
Kendisi üniversite mezunu,o güne dek büyük şirketlerde çalışmış.
Okul ve çalışma hayatında öğrendiklerini kavramış durumda.
Hem mevzuatı hem de uygulamayı gereğince yerine getirebilecek kıvamda.
Yaptığı işlerin mevcut yasalarla ilişkisini özümsemiş.
Ama bu çift bordronun ne anlama geldiğini bilmiyor.
Patron izah ediyor.
Maaşların ödeneceği zaman iki tane bordro hazırlanıyor.
30 kişi için bir bordro,10 kişi için diğer bir bordro.
Her ikisi de bildiğimiz bordrolar.
Brüt maaşı,vergi ve sigorta kesintilerini içeriyor.
Herkes maaşını alırken isterse bordroyu inceleyebilir.
O zamanlar çalışana bordronun bir suretinin verilme usulu yoktu.
Maaş ödemeleri bitince 30 kişilik bordro çöpe atılacak.
10 kişilik bordro ise muhasebe kayıtlarına geçecek.
Arkadaşım bunu öğrenince şoke oluyor.
Zira 30 kişi kayıt dışı çalıştırılıyor.
Ve bunlar sigorta primlerinin ödendiğini sanıyorlar.
Patron,bu 30 kişinin en fazla 2 yıl çalıştıklarını söylüyor.
Zaten yıllardır bu iş böyle gidiyormuş.
Ben arkadaşıma sormuştum:
Peki bu 30 kişiden birinin SSK hastahanesine gitmesi gerekirse ne oluyordu?
Cevap basitmiş.O zamanlar bir kişi işe girdikten itibaren bir ay süre içinde SSK’ya bildiriliyordu.
Sevk evrakına işe yeni girdi diye yazarsın olur biter.
Peki o kişilerin emekli olma vakti geldiğinde durum ortaya çıkmayacak mı?
Kim öle kim kala?
Aradan zaman geçmiş.O şirkette çalıştığını nasıl kanıtlayabilirsin?
Hangi şahiti nerede bulabilirsin?
O günlerde bunlara benzer daha birsürü sorular sormuştuk.
Demek ki sözkonusu patronun vicdanı sızlamıyormuş.
Önemli olan kendisinin kazanç sağlamasıydı.
Daha fazla gelir elde etmenin duygusallıkla ilişkisi olamazdı.
Arkadaşım için bütün bunlar kabul edilemez şeylerdi.
Nitekim daha aybaşı gelmeden işten çıktı.
Zaman zaman bu işi konuşuruz.
O patron vergi kaçırıyordu.Vergi kaçakçısı idi.
SSK primleri ödemiyordu.Prim kaçakçısı idi.
Sahtekardı.Bir anlamda dolandırıcı idi.
Ama kişileri çalışıyor göstermemekle emekliliklerini de geciktiriyordu.
Yani insanların zamanını çalıyordu.
İşte bu eylemine uygun bir sıfatı bulamadık.