Arama


HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
23 Kasım 2007       Mesaj #1
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
TURİZM
Yirminci yüzyılın ikinci yarısında ortaya çıkan ekonomik, sosyal, kültürel, çevresel ve psikolojik değişmeler, alışkanlıklar ve ihtiyaçlar üzerinde büyük etkiler yaratmış; bunu sonucu olarak uluslar arası düzeyde yaygın bir turizm hareketi doğmuştur. Böylece, turizm olgusu günümüzde ulaştığı boyutlar sayesinde, sanayileşme veya uluslararası ticaret gibi önemli ve sürekli bir sektör özelliğine sahip olmuştur. Turist çekme ve turiste hizmet etme bilimi, sanatı ve ticareti olarak tanımlanan turizm; ulusal ve uluslar arası düzeyde kazandığı dev boyutlarla, yatırımları ve iş hacmini geliştiren, gelir yaratan, döviz sağlayan, istihdam alanları açan, sosyal ve kültürel hayatı etkileyen önemli toplumsal ve insancıl fonksiyonları başaran bir nitelik kazanmıştır.
Bu nitelik dünyada turizme yönelik ulusal ilgiyi arttırmış; turizmden beklentileri olan ülkeleri bu endüstrinin geliştirilmesine yöneltmiştir. Dövizin turizm yoluyla elde edilmesine yönelik faaliyetler, bu sektörün milli ekonomide önem kazanması sonucunu doğurmuştur. Turizmin özellikle gelişmekte olan ülkelerin ödemeler dengesine yaptığı olumlu katkı, ekonomik yönden turizmin yararlarını en önemli göstergesi olmuştur.

İnsanları turistik hareketlere ve faaliyetlere yönelten iç ve dış faktörler

İnsanları turistik hareketlere ve faaliyetlere yönelten faktörler çok çeşitlilik göstermektedir. Özellikle günümüz turizm hareketlerinde bu çeşitliliği oluşturan sebeplerin sayısı çok fazladır.

İç faktörler
Turizm olayının özünde bulunan, insanları seyahat ve konaklamaya yönelten temel dürtüler olarak tanımlanabilir. İnsanların gelir düzeyleri yükseldikçe ve sosyal devlet ilkeleri doğrultusunda ilerleme sağlandıkça, turizmin temelinde bulunan yer değiştirmeler, turizm ihtiyacını karşılamaya yönelik iç faktörler niteliğini kazanmaktadır. Bu faktörlerin başlıcaları şunlardır:
İş
Dünyada ekonomik ilişkilerin yoğunlaşarak gelişmesi milyonlarca insanın iş amacıyla seyahat etmesine sebep olmuştur. Örneğin, meslek alanındaki yeni gelişmeleri izlemek veya bir işi.
Merak
Turizm hareketlerini diğer yer değiştirmeler ve hareketlerden ayıran temel niteliği, başka yerleri ve toplumları görmek merakıdır. Turistler bu nedenle ülkenin kendine has özelliklerini görebilecekleri bir deve kervanını, bir dağ köyünün evlerini, yaşam biçimini, insan ve doğa manzaralarının bulunduğu yerler gibi bölgelere giderler. Turistler bu nedenle ülkemizde en çok İstanbul, Bodrum, Efes Bergama, Didim, Göreme, Antalya, Pamukkale, Nemrut, gibi tabii ve tarihsel bakımdan zengin olan yerleri gezerler.
Din
Tanrıya ibadet ve inanç konusunda insanların yöneldikleri yola din denmektedir. İnsanlar daima inandığı dini liderinin doğduğu, büyüdüğü, yaşadığı yeleri görmek ister. Bu inançla kutsal yerleri, mâbetleri ziyaret etmeyi dini görev olarak kabul etmektedir. Müslümanların Mekke ve Medine’yi, Hıristiyanların Efes’teki Meryem Ana Evini ve Roma kentindeki Vatikan Sarayını ziyaret etmeleri gibi.
Kültür, Eğitim, Öğretim
Kültür ve eğitim, insanları turistik harekete yönelten faktörlerin başında gelmektedir. Bazı ülkeler, kültür ve eğitim turizminden büyük döviz kazancı sağlamaktadır. Örneğin; Paris kenti sanat ve kültür dünyasındaki yeri ile turistik ziyaretlerin merkezi olmuştur. Londra, ünlü üniversiteleri, çeşitli eğitim kurumları, yaz okulları ve araştırma enstitüleri ile dünyanın pek çok ülkesinden her yıl öğrenim içi binlerce öğrenciyi çekmektedir.
Dinlenme ve Eğlenme

Gezerek eğlenmek ve dinlenmek çok eski bir kültür kalıbıdır. Çağdaş toplumsal ve kültürel koşullar, gezerek eğlenme ve dinlenme anlayışını daha da yaygınlaştırmıştır. Turizm faaliyeti bunun bir görünümüdür.
Spor
Spor turizmi her geçen gün büyük bir önem kazanmaktadır. Olimpiyatlar, uluslar arası sportif karşılaşmalar, binlerce insanın seyahat etmesine sebep olmaktadır.
Tedavi (Sağlık)
Turizm önemli faktörlerinden biri tedavi ve sağlıktır. Kaplıcalar, içme suları, şifalı sular çamur banyoları
Diğerleri
Snobizm (başkalarına özenme), dost ve akraba ziyareti, toplantılara katılma.

Dış faktörler

Günümüzde gelişmiş tanıtma araçları ve teknikleri sayesinde, ülkeler kendi turistik potansiyelini tüm dünyaya tanıtmakta ve turizm hareketlerini geliştirmektedirler. Yoğun tanıtma, reklam, pazarlama ve halkla ilişkiler çalışmaları sayesinde turizm hızla gelişmekte, her yıl sayısı giderek artan sayıdaki insan, ulusal ve uluslar arası turizm hareketlerine katılmaktadır. Yeni turizm bölgelerinin turizme açılması ile de turizmin boyutları büyümektedir.


TÜRKİYE’NİN TURİZM POTANSİYELİ

Yurdumuz tabiî güzellikleri, tarihî eserleri, eşi bulunmayan sanat yapıları ile turizmin gelişmesi için birçok ülkeden daha büyük imkânlara sahiptir. Uzunluğu 8000 km’yi aşan kıyılarımız boyunca, yer yer ormanların deniz kenarlarına kadar indiği çok güzel plajlar birbirini izler. Ege ve Akdeniz kıyılarımızda yazlar uzun ve güneşlidir, yıllık ortalama güneşlenme süresi birçok ülkelerden daha uzundur. Buralarda deniz suyunun sıcaklığı 6-8 ay süreyle 20 derecenin üzerindedir. Bu kıyılarız, özellikle Avrupa’nın soğuk, sisli ve yağışlı yerlerde yaşayanlar için ideal bir tatil yeri, âdeta bir cennettir. Ürgüp-Göreme-Nevşehir yöresinin benzeri olmayan peri bacaları, kaya içine oyulmuş eski kiliseleri, yeraltı şehirleri turistlerin ilgisini çeker. Denizli yakınındaki Pamukkale; Adıyaman’ın kuzeydoğusundaki Nemrut Dağı; göllerimiz, yaylalarımız, ormanlarımız; genç volkanik şekiller yurdumuzun turizm potansiyelini arttırır. Ayrıca Türkiye , tarihte birçok uygarlıkların kurulduğu bir ülkedir. Bu sebeple yurdumuz, tarihi kent kalıntıları, çeşitli uygarlıklara ait sanat yapıları, çok kıymetli eserlerin sergilendiği müzeleri, renkli folkloru ve dünyaca ünlü yemekleri ile eşine pek az rastlanan, hatta eşi olmayan bir ülkedir.

a) Türkiye’de Turizmin Başlaması
Osmanlı İmparatorluğu döneminde Türkiye’de turizm hareketleri yabancı din adamı, serüvenci ve antika kaçakçılarının çeşitli amaçlarla ülkeye gelmeleriyle sınırlıydı. 18. Yüzyılda yabancı ülkelere gezilere çıkmaya başlayan zengin ve soylu İngilizler’in uğradığı yerler arasında İstanbul da bulunuyordu. 1883’de Avrupa’nın ilk kıtalar arası ekspresi olan Şark Ekspresi sefere kondu. Bu tren Paris’ten kalkıyor, çeşitli Avrupa ülkelerinde birkaç önemli kentte kısa molalar vererek İstanbul’a ulaşıyordu. Şark Ekspresinin işleticisi Wagon-Lits şirketi, 1892’de İstanbul’da açılan ve Türkiye’nin ilk çağdaş oteli olan Pera Palas’ın ortaklarındandı. Yabancı (özellikle de İngiliz) demiryolu şirketleri bu ve benzeri yollarla Türkiye’ye yönelik bir turist hareketinin başlamasına katkıda bulundular. İngilizlerin yabancı ülkelere düzenledikleri toplu geziler pek çok ülkede Bristol ve Kent gibi ingiliz adları taşıyan otel ve caddelerin yaygınlaşmasına yol açtı. Nitekim, 19. Yüzyıl sonlarında İstanbul’da açılan ilk otellerden biri Bristol Oteli’ydi.

b) Doğal Güzelliklerin Değerlendirilmesi

Türkiye’nin coğrafi ve jeolojik özellikler taşıyan tabiî varlıkları, turizm açısından çok çeşitli çekiciliklere sahiptir.
Ülkemizdeki belli başlı tabiî harikalar arasında Nevşehir’deki Ürgüp Peri Bacalarını ve Göreme’deki açık hava müzesi içinde yer alan kaya kiliselerini, Ihlara Vadisini, Pamukkale, Hierapolis harabelerinin yanında bulunan kalker traveltenleri, Antalya, Düden, Erzurum, Tortum ve Manavgat Şelalelerini, Manyas-Kuş Cennetini, Bolu-Yedi Gölleri, Kuşadası-Dilek Millî Park’ı sayabiliriz.
Ülkemizin sahip olduğu çeşitli iklim türleri ve bunun sağladığı olanaklar, ülkemiz turizmi açısından eşsiz bir tabiî bir zenginlik oluşturur.
Akdeniz, Ege, Marmara denizi kıyıları sahip olduğu iklim tipiyle , güneş ve deniz banyosu kürlerine, yaz sporlarına; Uludağ, Erciyes gibi turizm merkezleri ise, kış sporlarına uygun olanaklar sağlayan yerlerdir.
Ülkemizde aynı anda dört mevsim birden yaşamak ve her mevsimin güzelliklerini ayrı ayrı görmek mümkündür. Yazın karlı tepelere sahip dağlarıyla, ormanlarıyla, gölleriyle ırmakları ve üç tarafı çevrili denizleriyle ülkemiz, aynı anda hem kış, hemde yaz sporlarının yapılabilmesine olanak sağlayabilen zenginliklere sahiptir.
Her ülkeye nasip olmayan bu iklim türleri, ülkemizi turistlik açıdan önemli ve çekici bir konuma getirmektedir. Dış ülkelerden gelen turistler için ülkemiz, nisan ayından kasım ayına kadar devam eden güneş ve deniz mevsimine sahiptir.
Şifalı sular ve kaplıcalar, turistleri özellikle sağlık amacıyla çeken, tabiî çekicilikler arasındadır. İnsanlar, eski çağlardan beri hastalıklarına şifa bulmak amacıyla bu tür tabiî kaynakların bulundukları yerlere seyahat etmişlerdir.
Bu kaynaklarda kurulan çeşitli termal tesisler sayesinde, doğadan tıp alanında yararlanılmakta, aynı zamanda sağlık turizmi açısından da ekonomik kazanç sağlanmaktadır.
Ülkemiz kaplıca ve şifalı sular açısından son derece önemli kaynaklara sahiptir. Türkiye’nin coğrafik şekli ve jeolojik yapısı uygun iklimiyle birleşerek, termal kaynaklar açısında zengin bir potansiyel ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde termal kaynak sayısı 2000’i aşmaktadır. Ancak bu kaynaklardan turizm açısından yeteri kadar yararlanıldığı söylenemez.

c) Tarihi eserlerin değerlendirilmesi

Anadolu Yarımadası Asya ile Avrupa arasında bir köprü konumundadır. Bu konumu nedeniyle tarih boyunca birçok göç dalgası Anadolu’dan akıp gitmiş, göç eden kavimlerden bir bölümü bu topraklardan yerleşerek zengin bir kültür birikimi bırakmıştır. Bu kavimlerin sayesinde Anadolu uygarlıkların beşiği haline gelmiştir. Anadolu’da bilinen ilk uygarlığın yaratıcısı Hititler’dir. Onları Urartular, İyonyalılar, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler takip etmiştir. Bugün açık hava müzeleri diye adlandırdığımız bölgeler bu uygarlıklar zamanından günümüze kadar gelen şehir kalıntılarıdır. Bu uygarlıklardan sonra Anadolu’yu egemenliği altında bulunduran Bizans İmparatorluğu, Selçuklu Devleti’nin, Anadolu Türk Beylikleri’nin ve Osmanlı Devleti’nin zamanlarında burası oldukça zenginleşmiş ve dünyanın sayılı yerlerinden biri olmuştur.
Turistik açıdan önemli kültür ve sanat varlıkları kapsamında, eski mimari şekil ve özelliğini koruyan sanat şehirleri, tarihsel ören yerleri ve eserler, anıtlar, müzeler bulunmaktadır. Arkeolojik kazılardan elde edilen yapıtların korunup sergilenmesi amacıyla yurdun bir çok köşesinde çeşitli müzeler bulunmaktadır.

d) Turizmin ülke ekonomisine katkısı

Turistlerin bir ülkede yaptıkları harcamalar, sektördeki ücretleri ve diğer ekonomik alanlardaki gelirleri oluşturmaktadır. Turizm sektörü, birçok faaliyet kollarıyla yakın ilişkili olduğu için, turizm gelirleri diğer birçok mal ve hizmetin ihracatından daha çok olumlu sonuçlar yaratmaktadır. Örneğin, turizm, otellerde, lokantalarda, kahvehanelerde seyahat acentalarınde, ulaştırma alnında, şenliklerde,dinlendirici spor ve faaliyetlerde, özel veya kamu satış yerlerinde, kısacası turistlerin para harcadığı her yerde çalışan kişilere belirli gelirler sağlamaktadır.
Türkiye’de turizm sektörü alanında, planlı döneme kadar, belli bir turizm politikası ortaya konmamıştır. Bazı kurum ve kuruluşlar kendi imkan ve amaçları çerçevesinde yürütmeye çalışmışlardır. Planlı dönemden sonra ise bu amaçla kurulan Turizm ve Tanıtma Bakanlığı, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), Otelciler Birliği, Turizm Geliştirme Vakfı (TUGEV), Türk Tanıtım Vakfı (TÜTAV), gibi kuruluşlar önemli görevler üstlenmişlerdir. 90’lı yıllarda, elde edilen turizm gelirleri ise istenilen hedefe gittikçe yaklaşmaktadır.
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...