Arama

Muhsin Ertuğrul

Güncelleme: 6 Eylül 2011 Gösterim: 57.604 Cevap: 6
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
18 Kasım 2006       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Hem tiyatro hem de sinema alanında Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul (bazı kaynaklarda Ertuğrul Muhsin), 28 Şubat 1892'de İstanbul'da doğdu. Tefeyyüz Mektebi'nde, Topbaşı Rüştiyesi'nde, Mercan İdadisi'nde okudu. 1909'da Erenköy'deki Burhaneddin Kumpanyası'nda Canon Doyle'ın Şerlok Holmes oyununda Bob rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. 1911'de tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İ. Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanısıra Karanlık İçinde Buse, Fener BekçileriParis'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu'ndaki çalışmalarını izledi. 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye yardımcı öğretmen olarak atandı. 1918'de Berlin'e giderek sinemayla tanıştı. 1919-1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve Samson adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için de yönetmenlik yaptı. 1921'de İstanbul'a dönüp Darülbedayi'ye yönetmen olarak katıldı. Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi. Çeşitli aralıklarla Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir TiyatrolarıTürk Tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. gibi oyunlar da sunuldu. Tekrar Başrejisörlüğü görevini sürdürdü. Muhsin Ertuğrul 1979'da İzmir'de vefat etti.

Sponsorlu Bağlantılar

Filmleri - Oyuncu (8)
  • Samson 1919
  • İstanbul'da Istırap 1922
  • Boğaziçi Esrarı 1922
  • Ateşten Gömlek 1923
  • Kızkulesi Faciasi 1923
  • Ankara Postası 1928
  • Şehvet Kurbanı 1940
  • Kıskanç 1943
Filmleri - Yönetmen (36)
  • Samson 1919
  • İstanbul'da Bir Facia-i Aşk 1922
  • İstanbul'da Istırap 1922
  • Boğaziçi Esrarı 1922
  • Leblebici Horhor 1923
  • Kızkulesi Faciasi 1923
  • Ateşten Gömlek 1923
  • Sözde Kızlar 1924
  • Tamilla 1925
  • Bir Sigara Yüzünden 1928
  • Ankara Postası 1928
  • Kaçakçılar 1929
  • İstanbul Sokaklarında 1931
  • Bir Millet Uyanıyor 1932
  • Karım Beni Aldatırsa 1933
  • Naşit Dolandırıcı 1933
  • Söz Bir Allah Bir 1933
  • Leblebici Horhor Ağa 1933
  • Cici Berber 1933
  • Fena Yol (O Kakos Dhromos) 1933
  • Milyon Avcıları 1934
  • Aysel Bataklı Damın Kızı 1934
  • Aysel Bataklı Damın Kızı 1935
  • Aynaroz Kadısı 1938
  • Tosun Paşa 1939
  • Bir Kavuk Devrildi 1939
  • Allahın Cenneti 1939
  • Şehvet Kurbanı 1940
  • Akasya Palas 1940
  • Kahveci Güzeli 1941
  • Kıskanç 1942
  • Nasreddin Hoca Düğünde 1943
  • Yayla Kartalı 1945
  • Kızılırmak-Karakoyun 1946
  • Evli Mi Bekar Mı 1951
  • Halıcı Kız 1953
Filmleri - Yapımcı (2)
  • Samson 1919
  • Aysel Bataklı Damın Kızı 1934
Filmleri - Senaryo (14)
  • Boğaziçi Esrarı / Nur Baba 1922
  • İstanbul'da Bir Facia-i Aşk 1922
  • Kızkulesi Faciasi 1923
  • Ateşten Gömlek 1923
  • Leblebici Horhor 1923
  • Sözde Kızlar 1924
  • Ankara Postası 1928
  • Kaçakçılar 1929
  • İstanbul Sokaklarında 1931
  • Bir Millet Uyanıyor 1932
  • Leblebici Horhor Ağa 1933
  • Aysel Bataklı Damın Kızı 1934
  • Bir Kavuk Devrildi 1939
  • Evli Mi Bekar Mı 1951
Filmleri - Sanat Yönetmeni
  • Aysel Bataklı Damın Kızı

Biyografi Konusu: Muhsin Ertuğrul nereli hayatı kimdir.
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
22 Kasım 2006       Mesaj #2
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
4991343feb5rz5

Sponsorlu Bağlantılar

Hayatı

7 Mart 1892’de İstanbul’da doğan Muhsin Ertuğrul, özel Tefeyyüz Mektebi’nde okurken tiyatroya ilgi duydu ve aktör olmaya karar verdi. 30 Temmuz 1910’da Burhanettin Kumpanyası’nda sahneye çıktı ve Othello, Hamlet piyeslerini oynadı. Bir süre sonra İsmail Galip Arcan, Behzat Budak gibi oyuncu arkadaşlarıyla kurduğu “Yeni Turan Temsil Heyeti”nde yönetmenlik ve oyunculuk yaptı, Şehzadebaşı’nda açtığı Ertuğrul Sineması’nda ise film öncesi kısa gösteriler sundu.Muhsin Ertuğrul, 1913 sonunda karıştığı bir siyasi olay nedeniyle sınır dışı edilince Fransa’ya gitti. Paris konservatuarına tüm uğraşmalarına karşın giremedi, ancak oradaki tiyatrolar ve sinema stüdyolarında gözlemler yaptı. İstanbul’a döndüğünde “Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları” topluluğunu kuran sanatçı, kuruluş çalışmalarına katıldığı Darülbedayi’de öğretmenliğe atandı. Ancak, I. Dünya Savaşı başlayınca Darülbedayi, tiyatro okulu olmaktan çıkıp bir tiyatro topluluğuna dönüştü. Bunun üzerine sanatçı Berlin’e giderek sinema ve tiyatro incelemelerinde bulundu, Karanlıkta Işık filminde uzun bir rol oynadıktan sonra İstanbul’a döndü. 1917’de Halit Fahri Ozansoy’un Baykuş piyesini sahneleyen Ertuğrul, başrolde ihtiyar bir köylüyü oynadığında 25 yaşındaydı. Kısa bir süre yeniden Berlin’e giderek Beranien Düşesi filminde ihtilalci bir subay rolünü oynadı ve yurda döndükten birkaç ay sonra Temaşa dergisinde sinema eleştirileri yazdı. Robert Kolej’de, Halide Edip’in librettosunu yazdığı, Vedi Sabar’nın bestelediği Kenan Çobanları operasını hazırladı. İstanbul Film Şirketi adına başrolünü de oynadığı Samson filmini çekti, yanı sıra Üstat Film Şirketi’nde yönetmenlik yaptı.


1921’de Darülbedayi’de yönetmen olarak göreve başlayan Ertuğrul, yönetin kurulunun ve diğer birimlerin sanatçılardan oluşması için girişimlerde bulununca, arkadaşlarıyla birlikte Darülbedayi’den çıkarıldı. Bunu üzerine çeşitli filmler çekmeye başladı ve Kurtuluş Savaşı üzerine ilk belgesel sayılan Zafer Yolları adlı filmini gerçekleştirdi.Türk tiyatro tarihinde “Ferah dönemi” olarak bilinen çalışmalarını Ferah Sineması’nda sürdürürken 1925’te gittiği Sovyetler Birliği’nde Meyerhold, Stanislavski, Ayzenştayn gibi sanatçılarla tanıştı; Tamilla ile Spartaküs filmlerini çekti. İstanbul’a döndüğünde Belediye Başkanı Muhittin Üstündağ’ın önerisiyle Darülbedayi’de sanat yönetmeni oldu.

İlk sesli Türk filmi olan İstanbul Sokaklarında ve Bir Millet Uyanıyor filmlerinin çeken Ertuğrul, bu dönemde operetlerle revülere ağırlık verdi ve 15 Aralık 1932’de “Goethe Madalyası” ile onurlandırıldı. Karım Beni Aldatırsa, Söz Bir Allah Bir, Leblebici Horhor Ağa, Aysel Bataklı Damın Kızı filmlerinde senarist olarak Mümtaz Osman takma adını kullanan Nâzım Hikmet’le çalıştı. Eşi Neyyire Neyir ile bir süre Perde ve Sahne dergisini çıkaran Ertuğrul, açılması için uğraş verdiği İstanbul Açık Hava Tiyatrosu’nda Kral Oidipus’u sahneledi. 1949 Temmuz’unda Devlet Tiyatrsosu ve Operası genel müdürlüğüne atandı ve Büyük Tiyatro’yu gösterilere açtı. Bir Komiser Geldi oyunundaki müfettiş rolüyle oyuncu olarak son kez sahnede görünen sanatçı, 1950’de Büyük Tiyatro’da balo yapılmasına karşı çıkınca Demokrat Parti iktidarının tepkisini çekti ve görevinden istifa etti.

1958’de görevden alınan sanatçı, bir yıl sonra İstanbul Şehir Tiyatrosu baş rejisörü oldu;1964’te Türkiye’de ilk kez Brecht’in bir oyununu Sezuan’ın İyi İnsanı’nı ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları eleştiriler aldı ve 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla baş rejisörlük kadrosu kaldırıldı. Basında ve TBMM’de sürekli tartışılan “Muhsin Ertuğrul Olayı” tiyatroya indirilen bir darbe olarak yorumlandı. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde “tiyatro eleştirisi” dersleri veren Ertuğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı.Kültür Bakanı Talât Halman’ın çabasıyla 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya, Muhsin Ertuğrul’a Devlet Kültür Armağanı verildi. Şehir Tiyatroları genel sanat yönetmenliğine atandığında 82 yaşında olan Ertuğrul, semt tiyatrosu, öğle tiyatrosu, gezici tiyatro gibi çeşitli uygulamalarla yeni bir tiyatro seferberliği başlattı ancak iç çekişmeler üzerine 1976’da görevi bıraktı.

Çağdaş Türk tiyatrosunun temelini atan ve geliştiren Muhsin Ertuğrul 29 Nisan 1979'da İzmir’de kalp krizi sonucu öldü. Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu, Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyle Ertuğrul’a “fahri doktor” unvanı vermişti.


Tiyatro Yaşamı

Türk tiyatro adamı; oyuncu, yönetmen, yönetici, eğitmen, çevirmen, makale yazarı, sinema yönetmeni; çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusu.

Devlet görevlisi bir babanın oğlu olan Ertuğrul, 1910'da Burhanettin Kumpanyası'nda oyuncu olarak tiyatro yaşamına başladı. 1911'de görgüsünü geliştirmek için Paris'e gitti. Türkiye'ye döndüğünde Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları topluluğunu kurdu (1912), Millet Tiyatrosu (Yeni Turan Temsil Heyeti) topluluğuyla etkinliklerini sürdürdü (1913); yeniden Paris'e gitti, J. Coeau ve Antoeine'ı izledi. Paris dönüşü Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları topluluğunu kurdu (1914), Darülbedayi'ye sınavla girdi, öğretmen yardımcısı oldu (1914), kadroya alındı (1915); Berlin'e gitti (1916), Darülbedayi'de oynadı ve oyunlar sahneledi, yeniden Berlin'e gitti (1917), döndüğünde Edebi Tiyatro Heyeti adlı topluluğu kurdu, oyunlar sahneye koydu (Hortlaklar, 1918, Ibsen); Darülbedayi'ye yeniden katıldı (1919).İstanbul Film'i kurdu, Almanya'da Ustad Film’in ortağı ve yönetmeni oldu; Darülbedayi'ye yönetmen olarak gidiyse de çıkarıldı; film çalışmalarına devam etti; Strimdberg kutlamaları için İsveç'e gitti (1924)

Darülbedayi'den ayrılan sanatçılarla yine Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları topluluğunu kurdu, "Ferah Dönemi" diye adlandırılan yenilikçi evrede (1925), dünya dağarcığından ve yerli yazarlardan oyunlar sahneledi (İhtilal, Andreyev; Baba, Strindberg; Bir Halk Düşamı, Ibsen; Kreutzer Sonat, Tolstoy; Othello, Shakespeare; Azarya, Ahmet Vefik Paşa; Yorgaki Dandini, Ahmet Vefik Paşa), İşşizler, Vedat Nedim Tör; Canavar, Faruk Nafiz); Sovyetler Birliği'ne gitti; Stannislavski, Nemireviç-Dançenko, Tayrov, Meyerhold, Teretyakov ve Ayzanitayn gibi yönetmen ve sanatçılarla tanıştı, çalışmalarına katıldı (1920); Darülbedayi Sanat Yönetmenliği’ni üstlendi, ilk kez Sahne İçtüzüğü düzenlendi; Türk Güzel Sanatlar Birliği Tiyatro Bölümü Başkanı oldu; Darülbedayi'yle birlikte Kahire turnesi yaptı.

ABD'ye gitti (1928), Paramount stüdyolarını gezdi; Darülbedayi'de yönetmenlik çalışmalarına devam etti (1928-29, Deyyus, Crommelynok; Karanlığın Kudreti, Tolstoy; Yapma Adamlar (R.U.R.), Çapek; Onikinci Gece, Shakepeare; Matmazel Juli, Strindberg; 1929-30, Yahudi, Hırçın Kız, Shakespeare; Haydutlar, Schiller; Bebeğin Evi, Ibsen); Darülbedayi dergisini yayınlamaya başladı; Tiyatro kitaplığı kurdu;sahneleme çalışmalarını sürdürdü.(1930-31, Mektup, S. Maugham;Aptal, Pirandello; Venedik Taciri, Shakespeare; 1931-32, Dr. Knock, Romains; Mukaddes Alev, Maugham; Kafatası, Nazım Hikmet; Akın, Faruk Nafiz; 1932-33, Rose Brend, Hauptmann; Güneş Batarken, Hauptmann; Bir Ölü Evi, Nazım Hikmet; Üç Saat, E. ve C. Reşit Rey; 1933-34, Peer Gynt, Ibsen; Volpone, Jonson; Turandot, Gozzi; Köksüzler, Vedat Nedim Tör); sanat yaşamının 25. yılı kutlandı.
Sovyet Çocuk Tiyatrosu kurucusu N. Saz'la Moskova'da görüştü, İstanbul'da Çocuk Tiyatrosu'nu başlattı; oyun sahnelemeyi sürdürdü (Ölçüye Ölçü, Shakespeare; Karamazof Kardeşler, Dostoyevski/Copeau; Faust, Goethe; Saz-Caz, E. ve C. Reşit Rey; Tohum, Necip F. Kısakürek; 1936-37, Makbet, Shakespeare; Ayaktakımı Arasında, Gorki; Yaban Ördeği, Ibsen; Kral Lear, Shakespeare); Ankara Devlet Konservatuvarı'na tiyatro öğretmeni oldu; yine oyunlar sahneledi (Size Öyle Geliyorsa Öyledir, Pirandello; Prenses Turandot, Gozzi; Kral Lear, Shakespeare); Şehir Tiyatrosu'nu Anadolu turnesine çıkardı; oyunlar sahneledi (1938-39, Yanlışlıklar Komedyası, Shakespeare; Anne Karenina, Tolstoy; 1839-40, İkizler, Plautus; Romeo Jülyet, Shakespeare; Hayat Bir Rüyadır, Calderon; Leydi Windermere'nin Yelpazesi, O. Wilde; Aptal, Dostoyevski/Noziére; Şeytan, Molnar; 1940-41, Othello, Shakespeare; Emilia Galotti, Lessing; 1941-42, Hamlet, Shakespeare; Müthiş Aile, Cocteau; Yaşadığımız Devir, Çapek; 1942-43, Kış Masalı, Shakespeare; Don Carlos, Schiller; Krampton, Hauptmann; Büyük İhtilal, Roland; İflas, Bjornson; Vişne Bahçesi, Çehov; Yalancı, Goldoni; Büyük Şehir, Cevat Fehmi Başkut; 1943-44, Nasıl Hoşunuza Giderse, Shakespeare; İki Efendinin Uşağı, Goldoni; Marianne'nin Kalbi, Alfred de Musset; Kadınlar Mektebi, Moliére; 1944-45, Atinalı Timon, Shakespeare; Doktorun Hatası, Shaw; Vanya Dayı, Çehov; 1945-46, Coriolanus, Shakespeare; Maria Stuart, Schiller; Müfettiş, Gogol; 1946-47, Jül Sezar, Shakespeare; Köyde Bir Ay, Turgenyev; Dedikoducular, Goldoni; Kral Oidipus, Sophokles; Küçük Şehir, Cevat Fehmi Başkut).

Perde ve Sinema dergisini çıkarmaya başladı (eşi Neyyire Neyir'le, 1941); Tiyatro Tarihi Matineleri başlattı (1942), Londra'ya giderek Kraliyet Balesi yöneticisi Dame Ninette de Valois'yla işbirliği görüşmeleri yaptı. Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek amacıyla Ankara Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi, Küçük Tiyatro'yu (1947) ve Büyük Tiyatro'yu açtı (1948), Devlet Tiyatrosu ve Operası Genel Müdürlüğü'ne atandı; bu arada, oyunlar sahneledi (Hamlet, Shakespeare; Satıcının Ölümü, Miller; Büyük Tiyatro); görevinden ayrılarak İstanbul'da Yapı ve Kredi Bankası'nın çağrısı üzerine Küçük Sahne'yi kurdu ve oyunlar yönetti (Fareler ve İnsanlar, Steinbeck; Aşağıdan Yukarı, Vedat Nedim Tör; 1952-53, Ne İsterseniz, Shakespeare; 1953-54, Babayiğit, Synge; Hamlet, Shakespeare; Godot'yu Beklerken, Beckett); Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü'ne atandı (1954), Üçüncü Tiyatro'yu (1955) ve Oda Tiyatrosu'nu açtı; Bölge Tiyatroları tasarısı doğrultusunda İzmir ve Bursa Devlet Tiyatroları açıldı (1957), görevinden alındı (1958); İstanbul Şehir Tiyatrosu'na başyönetmen olarak atandı; genç kuşak tiyatrocularla yeni bir dönem başlattı; Üsküdar Tiyatrosu'nu ve Kadıköy Tiyatrosu'nu açtı (1960-61), Rumelihisar temsillerini başlattı, Zeytinburnu Tiyatrosu'nu açtı (1965), başyönetmenlik kadrosunun kaldırılmasıyla açıkta kaldı; ITI Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan ayrıldı; LCC Tiyatro Okulu'nda sahne dersleri, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'nde tiyatro eleştirisi dersleri verdi; 60. sanat yılı kutlandı; Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni oldu (1974), Gültepe Tiyatrosu'nu ve Bayrampaşa Tiyatrosu'nu açtı (1974-75), Deneme Sahnesi'ni kurdurdu; görevini bıraktı (1976); Ege Üniversitesi'nce Fahri Doktor payesi verildi (1979).

Ölümünden sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesi, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu adını aldı.

Kendi deyişiyle, "daha düzenli, daha iyi ve daha güzel olana erişmeyi amaçlamış tiyatro anlayışını (meliorizmi)" benimseyen Ertuğrul, çağdaş Batı Tiyatrosunu Türkiye'de kurumsallaştıran, 60 yıllık sanat yaşamı boyunca çağdaş tiyatro kültürünü tüm kurumlarıyla getiren ve uygulayan kişi olarak anılır.



Sinema Yaşamı

1909'da profesyonel olarak sahneye çıktı. Çeşitli tiyatro topluluklarında çalıştı. Paris ve Berlin'e gitti. Buralarda tiyatro ve sinema konusundaki bilgi ve görgüsünü arttırdı. 1918'de Berlin'de "Beranien Düşesi" adlı filmde oynadı. Aynı yıl "Samson", "Kara Lale Bayramı" ve "Şeytana Tapanlar" filmlerini yönetti.1921'de Darülbedayi'de yönetmen olarak çalışmaya başladı ve ülkemizin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film'in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu. Türkiye'de ilk filmini 1922 yılında (İstanbul'da Bir Facia-i Aşk) yönetti. 1921-24 yılları arasında bu şirket adına 6 film çekti. 1924'te Sovyetler Birliğine gitti. Orada "Tamilla" ve "Spartaküs" adlı filmleri çekti. 1923 yılında çektiği Ateşten Gömlek filminde baş rolde oynayan Neyyire NEYİR ile evlendi.
Türkiye'ye dönüşünde yeniden Darülbedayi'de çalışmaya başladı ve 1928'de ülkemizin ikinci büyük yapım şirketi olan İpek Film'in kurulmasına öncülük etti.İpek Film, 10 yılı aşkın bir süre Türkiye'nin tek film yapım şirketi olarak kaldı. Yeniliğe açık olmalarıyla tanınan İpekçiler, Ertuğrul'a her türlü harcama yetkisi vererek çağdaş düzeyde teknolojinin ülkemize girmesini sağladılar. Böylelikle Ertuğrul 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan "İstanbul Sokaklarında"yı çekti. Bu filmin hemen ardından İpekçiler ilk sesli film stüdyosunu kurdular.

1928-41 yılları arasında İpek Film adına 20 film çekti. "Aysel Bataklı Damın Kızı", "Şehvet Kurbanı", "Bir Kavuk Devrildi" gibi filmler ilgi gördüyse de genel olarak sinema alanında başarısız kabul edildiler.

Muhsin Ertuğrul, köklü bir tiyatro geleneğine sahip olduğu için filmlerinde daha çok tiyatral bir tarzla çalışıyordu. Zaten 1947 yılından sonra sinemadan uzaklaşmaya ve tiyatro alanında çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladı.1953 yılında çektiği ve büyük bir başarısızlıkla sonuçlanan ülkemizin ilk renkli filmlerinden biri olan "Halıcı Kız" Muhsin Ertuğrul'un son sinema çalışması oldu

Yönetmenliğini Yaptığı Filmler

·Samson 1919
·İstanbul'da Bir Facia-i Aşk 1922
·İstanbul'da Istırap 1922
·Boğaziçi Esrarı 1922
·Leblebici Horhor 1923
·Kızkulesi Faciası 1923
·Ateşten Gömlek 1923
·Sözde Kızlar 1924
·Tamilla 1924
·Bir Sigara Yüzünden 1928
·Ankara Postası 1928
·Kaçakçılar 1929
·İstanbul Sokaklarında 1931
·Bir Millet Uyanıyor 1932
·Karım Beni Aldatırsa 1933
·Naşit Dolandırıcı 1933
·Söz Bir Allah Bir 1933
·Leblebici Horhor 1933
·Cici Berber 1933
·Fena Yol 1933
·Milyon Avcıları 1934
·Aysel Bataklı Damın Kızı 1934-1935
·Aynaroz Kadısı 1938
·Tosun Paşa 1939
·Bir Kavuk Devrildi 1939
·Allah’ın Cenneti 1939
·Şehvet Kurbanı 1940
·Akasya Palas 1940
·Kahveci Güzeli 1941
·Kıskanç 1942
·Nasreddin Hoca Düğünde 1943
·Yayla Kartalı 1945
·Kızılırmak-Karakoyun 1946
·Harman Sonu (Köy Güzeli) 1946
·Evli Mi Bekar Mı 1951
·Halıcı Kız 1953


Oynadığı Filmler

·Samson 1919
·İstanbul'da Istırap 1922
·Boğaziçi Esrarı 1922
·Ateşten Gömlek 1923
·Kızkulesi Faciası 1923
·Ankara Postası 1928
·Şehvet Kurbanı 1940
·Kıskanç 1942

Yapımcılığını Üstlendiği Filmler

·Samson 1919

Senaryosunu Yazdığı Filmler

·Boğaziçi Esrarı 1922
·İstanbul'da Bir Facia-i Aşk 1922
·Kızkulesi Faciası 1923
·Ateşten Gömlek 1923
·Leblebici Horhor 1923
·Sözde Kızlar 1924
·Ankara Postası 1928
·Kaçakçılar 1929
·İstanbul Sokaklarında 1931
·Bir Millet Uyanıyor 1932
·Naşit Dolandırıcı 1933
·Leblebici Horhor Ağa 1933
·Aysel Bataklı Damın Kızı 1934
·Bir Kavuk Devrildi 1939
·Harman Sonu (Köy Güzeli) 1946
·Evli Mi Bekar Mı 1951



ÖDÜLLERİ
Türk sineması ilk uluslararası ödülünü Muhsin Ertuğrul'un Leblebici Horhor adlı filmiyle kazandı. Film, 2. Venedik Film Festivali'nde Onur Madalyası ile ödüllendirildi.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Mart 2007       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Muhsin Ertuğrul
muhsinertugrul2904h
Muhsin Ertuğrul, Venedik Film Festivali'nde ödül alan ilk Türk sinemacı oldu
Türk tiyatro ve sinemasının en önemli isimlerinden Muhsin Ertuğrul, 1979'da 87 yaşında vefat etti.

Türk tiyatro adamı, oyuncu, yönetmen, yönetici, eğitmen, çevirmen, makale yazarı, sinema yönetmeni, çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusu Muhsin Ertuğrul, 1909'da profesyonel olarak sahneye çıktı.

Çeşitli tiyatro topluluklarında çalıştı. Paris ve Berlin'e gitti. 1918'de Berlin'de 'Beranien Düşesi' adlı filmde oynadı. Aynı yıl 'Samson', 'Kara Lale Bayramı' ve 'Şeytana Tapanlar' filmlerini yönetti.

1921'de Darülbedayi'de yönetmen olarak çalışmaya başladı ve ülkemizin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film'in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu.

Türkiye'de ilk filmini 1922 yılında ('İstanbul'da Bir Facia-i Aşk') yönetti. 1921-24 yılları arasında bu şirket adına altı film çekti.

1924'te Sovyetler Birliğine gitti. Orada 'Tamilla' ve 'Spartaküs' adlı filmleri çekti. 1923 yılında çektiği 'Ateşten Gömlek' filminde baş rolde oynayan Neyyire Neyir ile evlendi.

Türkiye'ye dönüşünde yeniden Darülbedayi'de çalışmaya başladı ve 1928'de ülkemizin ikinci büyük yapım şirketi olan İpek Film'in kurulmasına öncülük etti.

İpek Film, 10 yılı aşkın bir süre Türkiye'nin tek film yapım şirketi olarak kaldı. Yeniliğe açık olmalarıyla tanınan İpek Film, Ertuğrul'a her türlü harcama yetkisi vererek çağdaş düzeyde teknolojinin ülkemize girmesini sağladı.

Böylece Ertuğrul 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan 'İstanbul Sokaklarında'yı çekti. Bu filmin hemen ardından İpekçiler ilk sesli film stüdyosunu kurdu.

1928-41 yılları arasında İpek Film adına 20 film çekti. 'Aysel Bataklı Damın Kızı', 'Şehvet Kurbanı', 'Bir Kavuk Devrildi' gibi filmler ilgi gördüyse de genel olarak sinema alanında başarısız kabul edildiler.

Muhsin Ertuğrul, köklü bir tiyatro geleneğine sahip olduğu için filmlerinde daha çok teatral bir tarzla çalışıyordu. Zaten 1947'den sonra sinemadan uzaklaşmaya ve tiyatro alanında çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladı.

1953 yılında çektiği ve büyük bir başarısızlıkla sonuçlanan ülkemizin ilk renkli filmlerinden biri olan 'Halıcı Kız', Muhsin Ertuğrul'un son sinema çalışması oldu.

Muhsin Ertuğrul'un Halide Edip Adıvar'ın 'Ateşten Gömlek' adlı romanından uyarladığı filmde kamera önüne geçen Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir sinema filminde oynayan ilk Müslüman Türk kadınları oldu.

Türk sineması ilk uluslararası ödülünü Muhsin Ertuğrul'un 'Leblebici Horhor' adlı filmiyle kazandı. Film, İkinci Venedik Film Festivali'nde Onur Ödülü aldı.

Kendi deyişiyle, daha düzenli, daha iyi ve daha güzel olana erişmeyi amaçlamış tiyatro anlayışını (meliorizmi) benimseyen Ertuğrul, çağdaş Batı tiyatrosunu Türkiye'de kurumsallaştıran, 60 yıllık sanat yaşamı boyunca çağdaş tiyatro kültürünü tüm kurumlarıyla getiren ve uygulayan kişi olarak anılır.

Rol aldığı filmler

'Samson' 1919, 'İstanbul'da Istırap' 1922, 'Boğaziçi Esrarı' 1922, 'Ateşten Gömlek' 1923, 'Kızkulesi Faciası' 1923, 'Ankara Postası' 1928, 'Şehvet Kurbanı' 1940, 'Kıskanç' 1943

Yönettiği filmler

'Samson' 1919, 'İstanbul'da Bir Facia-i Aşk' 1922, 'İstanbul'da Istırap' 1922, 'Boğaziçi Esrarı' 1922, 'Leblebici Horhor' 1923, 'Kızkulesi Faciası' 1923, 'Ateşten Gömlek' 1923, 'Sözde Kızlar' 1924, 'Tamilla' 1925, 'Bir Sigara Yüzünden' 1928, 'Ankara Postası' 1928, 'Kaçakçılar' 1929, 'İstanbul Sokaklarında' 1931, 'Bir Millet Uyanıyor' 1932, 'Karım Beni Aldatırsa' 1933, 'Naşit Dolandırıcı' 1933, 'Söz Bir Allah Bir' 1933, 'Leblebici Horhor Ağa' 1933, 'Cici Berber' 1933, 'Fena Yol' 1933, 'Milyon Avcıları' 1934, 'Aysel Bataklı Damın Kızı' 1934, 'Aysel Bataklı Damın Kızı' 1935, 'Aynaroz Kadısı' 1938, 'Tosun Paşa' 1939, 'Bir Kavuk Devrildi' 1939, 'Allahın Cenneti' 1939, 'Şehvet Kurbanı' 1940, 'Akasya Palas' 1940, 'Kahveci Güzeli' 1941, 'Kıskanç' 1942, 'Nasreddin Hoca Düğünde' 1943, 'Yayla Kartalı' 1945, 'Kızılırmak Karakoyun' 1946, 'Evli mi, Bekar mı' 1951, 'Halıcı Kız' 1953
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
10 Ekim 2008       Mesaj #4
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
(1892-1979) Çağdaş Türk tiyatrosunun kurucularından olan Muh­sin Ertuğrul'un ülkemizde tiyatro sanatının ve sevgisinin gelişmesinde tiyatroya adanmış ya­şamının büyük payı vardır.
Ertuğrul Muhsin diye de tanınan Muhsin Ertuğrul'un İstanbul'da doğduğu evin karşı­sında tiyatro vardı. Böylece daha küçük yaşta tiyatroyla tanıştı. Anılarında babasının onu sık sık tiyatroya götürdüğünden; gördüğü oyunları okulda arkadaşlarına anlatıp birlik­te oynadıklarından söz eder.

Öğrenimini çeşitli okullarda, askeri rüştiye­lerde ve Mercan İdadisi'nde (lise) yaptı. Öğrencilik yıllarında da kopmadığı tiyatro onun için vazgeçilmez bir tutku oldu. İlk kez 1909'da sahneye çıkınca buna karşı çıkarailesi ile arası açıldı. Muhsin Ertuğrul seçimi­ni tiyatrodan yana yaptı ve baba evini terk etti. Tiyatroyu derinliğine öğrenmek amacıyla 1911'de Paris'e gitti.
I912'de İstanbul'a dönünce yönetmen ve oyuncu olarak çalışmaya başladı. İlk kez Shakespeare'in Hamlet oyununu sahneye koydu ve Hamlet rolünü oynadı. 1914'te açılan ve aynı zamanda bir okul niteliğinde olan Darülbedayi'nin kuruluş çalışmalarına katıldı.
Muhsin Ertuğrul tiyatro kunusundaki bilgi ve deneyimini artırmak üzere bu kez Berlin'e gitti. Berlin'de bulunduğu yıllarda sinema ve tiyatrodaki yenilikleri gözlemledi. Yurda dö­nüşünde Darülbedayi'ye girdi, ama anlaşmaz­lıklar nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı.

1924-25 yılları arasında Ertuğrul Muhsin ve Arkadaşları adlı bir topluluk kurarak Othello, Bir Halk Düşmanı, Baba, Kamelyalı Kadın gibi oyunları sahneledi. 1927'ye kadar süren bu dönemde, tiyatroyu halka sevdirmek için çalışmalar yaptı. İndirimli gösteriler ve açıkla­yıcı, bilgi verici broşürlerle geniş bir kesimin tiyatrolara gelmesini sağladı. Aynı yıllar için­de SSCB'ye de giden Muhsin Ertuğrul, bura­da ünlü tiyatro yönetmenlerini izledi, film çalışmalarına katıldı.
1927'de Darülbedayi'nin başına getirilen Muhsin Ertuğrul'a tiyatroya yaptığı hizmet­lerden ötürü 1931'de Almanlar'ca Goethe Madalyası verildi. 1935'te İstanbul'da Şehir Tiyatrosu'nun Çocuk Bölümü'nü açtı ve bu­rada birçok sanatçının yetişmesine olanak hazırladı. Muhsin Ertuğrul 1949'da genel müdür olarak atandığı Ankara Devlet Opera ve Tiyatrosu'ndaki çalışmalarıyla başkentte de tiyatro yaşamını canlandırdı. Ama bir süre sonra görevinden ayrılarak İstanbul'a gitti ve 1951-52 tiyatro mevsiminde Küçük Sahne adıyla bir tiyatro kurdu. Çağdaş anlamdaki ilk özel tiyatro örneğini gerçekleştirmiş oldu. Küçük Sahne'de Fareler ve İnsanlar, Kanlı Düğün, Godot'yu Beklerken gibi seçkin oyun­lar sahneledi. Tekrar aynı görevle döndüğü Ankara'da iki tiyatro salonu daha açtı. Gene bu dönemde bölge tiyatroları çalışmalarına da ağırlık verdi.

1958'de bir anlaşmazlık sonucu görevinden ayrıldı ve yeniden İstanbul Şehir Tiyatrosu başyönetmenliğine getirildi. 1967'ye kadar bu görevde çalıştı. Bu dönem Türk tiyatrosu için büyük bir atılım dönemi oldu. Sahnelenen oyunlar geniş bir kitle tarafından beğeniyle karşılandı. Tiyatroya ilgi arttı ve seyirci sayısı çoğaldı.

1967'de gene bir anlaşmazlık sonucunda görevinden ayrılan Muhsin Ertuğrul 1974'te yeniden göreve dönerek çalışmalarını sürdür­dü. Tepebaşı Deneme Sahnesi, Bayrampaşa Tiyatrosu ve Yedikule Zindanları'nda bir açıkhava tiyatrosunun kurulması bu döneme rastlar. Aynca, kurduğu Gezginci Tiyatro adlı topluluk İstanbul'un çeşitli semt ve mahalle-lerindeki kahvelerde oyunlar sergileyerek ti­yatroyu halkın ayağına kadar götürdü.Ölümüne kadar geçen sürede tiyatro çalış­malarını aralıksız sürdüren Muhsin Ertuğrul'a 70. sanat yılında Ege Üniversitesi'nce "fahri doktorluk" unvanı verildi. Hasta hasta katıl­dığı bu törenden kısa bir süre sonra İzmir'de öldü.Oyuncu, yönetmen ve eğitimci olarak Türk tiyatrosuna birçok alanda öncülük eden Muh­sin Ertuğrul'un Türk sinemasına da oyunculu­ğu ve yönetmenliğiyle katkıları oldu. Türk kadınını sinema oyuncusu olarak ilk kez beyaz perdeye çıkardı. Ayrıca ilk sesli filmin yönetmeni olmasının yanı sıra, ilk renkli filmi de çeken Muhsin Ertuğrul'dur. Ama filmle­rinde tiyatrodaki kadar başarılı olamadı. Yö­nettiği filmlerin başlıcaları Boğaziçi Esrarı/ Nur Baba (1922), Ateşten Gömlek (1923), Bir Millet Uyanıyor (1932), Aysel, Bataklı Damın Kızı (1939) ve KızılırmakKarakoyun'dur (1947). Çeşitli yerlerde yayımlanmış tiyatro yazılarının yanı sıra birçok sahne yapıtını da dilimize çevirdi. Muhsin Ertuğrul'un tiyat­royla ilgili anıları da yayımlanmıştır.

Kaynak: Msxlabs & Temel Britannica
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
ayk55 - avatarı
ayk55
Ziyaretçi
13 Nisan 2010       Mesaj #5
ayk55 - avatarı
Ziyaretçi
Muhsin Ertuğrul

Vikipedi, özgür ansiklopedi



220px Muhsin ertugrul 01
Muhsin Ertuğrul Doğumu Muhsin Ertuğrul
28 Şubat 1892
Yalova Ölümü 29 Nisan 1979 (87 yaşında)
İstanbul Eğitimi Mercan İdadisi Mesleği Yönetmen
oyuncu
yapımcı Etkin yılları 1909-1979 Eşi Neyyire Neyir (1929-1943) Handan Ertuğrul (1950-1979) [göster]Ödülleri Diğer ödülleri Leblebici Horhor
2. Venedik Film Festivali Muhsin Ertuğrul (d. 28 Şubat 1892, İstanbul - ö. 29 Nisan 1979, İstanbul) Türk yönetmen, oyuncu, yapımcı.
Hem tiyatro hem de sinema alanında Türkiye'de ilk önemli katkıları gerçekleştiren Muhsin Ertuğrul,Tefeyyüz Mektebi’nde, Topbaşı Rüştiyesi’nde, Mercan İdadisi’nde okudu. 1909'da Erenköy'deki Burhanettin Tiyatrosu’nda Arthur Conan Doyle'ın Sherlock Holmes oyununda 'Bob' rolüyle ilk kez sahneye çıktı. Bu toplulukla birçok oyunda rol aldı. 1911'de tiyatro eğitimi için Paris'e gitti. Orada Comedie Française ve birçok Rus tiyatro topluluklarının oyunlarını izledi. 1913'te Bursa'da Millet Tiyatrosu adıyla İsmail Galip Arcan, Behzad Butak ve Kemal Emin Bara ile kurduğu toplulukla çok sayıda yabancı oyunu sahneledi ve bu oyunlarda oynadı. Aynı yıl Şehzadebaşı'nda Ertuğrul Sineması'nı açtı. Burada film gösterileri yanısıra Karanlık İçinde Buse, Fener Bekçileri gibi oyunlar da sunuldu. Tekrar Paris'e giderek Jacques Copeau ve Andre Antoine'ın Odeon Tiyatrosu’ndaki çalışmalarını izledi. 1914'te Darülbedayi Osmani adıyla kurulan (daha sonra İstanbul Şehir Tiyatroları adını alacak olan kurum) Müzik ve Tiyatro Okulu'nun kuruluş çalışmalarında Reşat Rıdvan Bey ile Andre Antoine'a yardımcı oldu. Aynı yıl açılan sınavla Darülbedayi'ye yardımcı öğretmen olarak atandı. 1918'de Berlin'e giderek sinemayla tanıştı. 1919 - 1920'de kendi adına Berlin'de bir film şirketi kurdu ve Samson adlı filmi çekti. Diğer film şirketleri için de yönetmenlik yaptı. 1921'de İstanbul'a dönüp Darülbedayi'ye yönetmen olarak katıldı. Uzun yıllar hem sinema hem de tiyatro oyunları yönetti. 1947'de kurulmakta olan Devlet Tiyatrosu'nu yönetmek üzere Ankara Devlet Konservatuvarı Tatbikat Sahnesi'nin başına getirildi.
Türkiye'de ilk kez Brecht’in bir oyununu ve Shakespeare’in 400. doğum yıldönümü nedeniyle beş sahnede beş Shakespeare oyunu sahneletti. Bu çalışmaları nedeniyle bazı eleştirilere hedef oldu. 1966’da İstanbul Belediye Meclisi’nin kararıyla baş rejisörlük kadrosu kaldırıldı. Kamuoyunda, mecliste ve medyada büyük tepkilere yol açan "Muhsin Ertuğrul olayı", Türk tiyatrosuna indirilen bir darbe olarak yorumlandı. Muhsin Ertuğrul, yeniden çağrılmasına karşın Şehir Tiyatrosu’nda görev almadı. 23 Ekim 1971’de Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir sanatçıya verilen Devlet Kültür Armağanı’na layık görülen Ertuğrul, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde “tiyatro eleştirisi” dersleri, LCC Tiyatro Okulu'nda sahne dersleri vermekteydi.
Türkiye'nin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film’in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu. 1923 yılında çektiği Ateşten Gömlek filminde baş rolde oynayan Neyyire Neyir ile evlendi. Ertuğrul, 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan "İstanbul Sokaklarında"yı çekti.
1941 yılında eşiyle birlikte Perde ve Sinema adlı bir dergi çıkarmaya başladı. 1947'de Ankara'da Küçük Tiyatro, 1948'de Büyük Tiyatro'yu, 1955'te Oda Tiyatrosu'nu açtı. Daha bir çok tiyatro salonunun açılmasına öncülük etti. Tiyatro tarihine ve Türk tiyatrosunun gelişmesine çok önemli ölçülerde katkıda bulundu.
Çeşitli aralıklarla Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Şehir Tiyatroları Baş rejisörlüğü görevini sürdürdü. Türk Tiyatrosunun batılı anlamda kurucusu olarak kabul edilen Muhsin Ertuğrul1979'da İstanbul'da vefat etti.
Ölümünden bir ay önce Ege Üniversitesi Senatosu, Türk tiyatro ve sinemasına yaptığı hizmetler nedeniyle Muhsin Ertuğrul’u “fahri doktor” unvanına layık görmüştü. Ölümünden sonra İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatroları Harbiye Sahnesi, Muhsin Ertuğrul Tiyatrosu adını aldı.
Muhsin Ertuğrul, çağdaş Batı Tiyatrosunu Türkiye'de kurumsallaştıran, 60 yıllık sanat yaşamı boyunca çağdaş tiyatro kültürünü tüm kurumlarıyla getiren ve uygulayan kişi olarak anılır.

Ödülleri

  • Türk sineması ilk uluslararası ödülünü Muhsin Ertuğrul'un Leblebici Horhor adlı filmiyle kazandı. Film, 2. Venedik Film Festivali'nde Onur Madalyası ile ödüllendirildi...
Filmleri - Oyuncu

  • Şehvet Kurbanı - 1940
  • Kıskanç - 1943
Filmleri - Yönetmen

  • Kara Lale Bayramı - 1918
  • Şeytana Tapanlar - 1918
  • Samson - 1919
  • İstanbul'da Bir Facia-i Aşk - 1922
  • İstanbul'da Istırap - 1922
  • Kahveci Güzeli - 1941
Filmleri - Yapımcı

  • Samsun - 1919
  • Otoritem boş - 1919
Filmleri - Senaryo ve Yönetmenlik

  • Boğaziçi Esrarı - 1922
  • İstanbul'da Bir Facia-i Aşk - 1922
  • Kızkulesi Faciasi - 1923
  • Ateşten Gömlek - 1923
  • Leblebici Horhor - 1923
  • Sözde Kızlar - 1924
  • Ankara Postacım Benim - 1928
  • Kaçakçılar - 1929
  • İstanbul Sokaklarında - 1931
  • Bir Millet Uyanıyor - 1932
  • Leblebici Horhor Ağa - 1933
  • Aysel Bataklı Damın Kızı - 1934
  • Bir Kavuk Devrildi - 1939
  • Evli mi Bekar mı - 1951
  • Halıcı Kız - 1953
Filmleri - Sanat Yönetmeni

  • Aysel Bataklı Damın Kızı-1923
Afife Tiyatro Ödülleri Muhsin Ertuğrul Özel Ödülü Afife Tiyatro Ödülleri kapsamında, ödüllerin başlatıldığı 1997 yılından bu yana verilmekte olan özel ödüldür. Muhsin Ertuğrul anısına koyulan bu ödül, her sene yaşamı boyunca tiyatro dalında başarılı çizgisini sürdürmüş ya da tiyatro sanatına katkıda bulunmuş kişi açıklamasıyla verilir. Diğer özel ödüllerde olduğu gibi, bu ödülde de adaylık açıklanmaz. Bunun yerine, seçici kurul o sene ödüle layık görülen kişiyi, tüm özel ödül sahipleri ve diğer kategorilerdeki adaylarla birlikte, ödül töreni öncesinde açıklar.
Son düzenleyen asla_asla_deme; 9 Kasım 2010 16:08
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
9 Kasım 2010       Mesaj #6
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Muhsin Ertuğrul (1892–1979) daha 17 yaşındayken tiyatro oyunculuğuyla sahnelere adım attı. Fransa ve Almanya’da bulundu. Alman filmlerinde sahne işçilerinden figüranlığa kadar değişik rollerde oynadı, yönetmenlik yaptı. İstanbul’a dönüşünde Kemal ve Şakir Seden Kardeşler’i film yapımcılığına özendirdi. Eyüp’te bir mensucat fabrikasında Kemal FilmStüdyosu kuruldu. Bu stüdyoda iki yılda (1922–1924 arası) 6 film üretildi: İstanbul’da Bir Facia-i Aşk, Boğaziçi Esrarı,Ateşten Gömlek, Leblebici Horhor, Kızkulesi’nde BirFacia, Sözde Kızlar. Bu filmlerinin yönetmenliğini Muhsin Ertuğrul yaptı. Başrollerini Anna Mariyeviç ile Vahram Papazyan’ın oynadığı İstanbul’da Bir Facia-i Aşk, fettan bir kadının âşıklarından biri tarafından öldürülmesini konu alıyordu. Muhsin Ertuğrul bu filmiyle Türk sinemasında kendi adıyla anılacak bir dönemi de başlatmış oldu. Bir Bektaşi şeyhinin etrafında geçen ve Yakup Kadri’nin Nur Baba adlı romanından uyarladığı “Boğaziçi Esrarı” filminin setini Bektaşiler basıp dekorları parçalayınca filmin gösterimi bir yıl sonrasına sarktı.
Halide Edip’in aynı adlı romanından uyarlanan ve bir kadının gözünden Kurtuluş Savaşı’nı anlatan “Ateşten Gömlek”in oyuncu seçimi için Muhsin Ertuğrul değişik bir yol izleyerek gazete ilanı verdi. Başvuranlar arasından Münire Eyüp (Neyyire Neyir) ve Bedia Şekip (Bedia Muvahhit) film için seçildi. Böylece 1920 yılında bir Türk kadınının tiyatroda oynamasından sonra (Afife Jale) sinemada da azınlık mensupları dışında Türk kadınlarının oynamasının yolu açıldı. Kurtuluş savaşını izleyerek 1923’te çevrilen “Ateşten Gömlek” sadece milli duyguları çcoşturan konusu ile değil akıcı üslubu ve kudretli oyuncularıyla da Türk Sinema tarihinde ilk önemli film olarak yerini aldı. Cumhuriyetin ilanından 6 ay önceişgal altındaki İstanbul’da oynatılan film büyük ilgi gördü. Bir operetten uyarlanan “LeblebiciHorhor” ise salonda müzik çalınmasına rağmen sessiz sinemada başarılı olamadı. Peyami Safa’nın romanından uyarladığı “Sözde Kızlar”ı tamamladıktan sonra Rusya’ya giden ve burada da filmler çeken Ertuğrul, Türkiye’ye döndü.Diğer bir film de “Sözde Kızlar”dır. Peyami Safa'nın mütareke yıllarındaki İstanbul'u anlatan aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan bir eserdir.Muhsin Ertuğrul daha sonra evleneceği Neyyire Neyir ile beraber filmlerde oyunculuk da yaptı. 1932’de ilk Türk sesli filmi ve ilk Türk ortak yapımı (Türk, Mısır, Yunan) “İstanbulSokaklarında”yı çekti. Aynı kızı seven biri kör iki kardeşin çekişmesi ele alan ve tam bir melodram olan bu film seyircinin büyük ilgisini çekti. Dilencilik yapan kör kardeşin ve söylediği şarkının dizelerinin (Karanlık yollarda yorgun yürürüm/Dilenir gezerim, hastayım,körüm/Ne kadar uzadı, Yarab ne kadar/Mezarıma giden karanlık yollar) Türk sinemasının melodram geleneğinin tohumlarını içerdiğini söylemek yanlış olmaz. 1932’de çevirdiği “Bir Millet Uyanıyor” filmi milli duyguları cçoşturan, halkın beğenisini kazanan bir filmdi. Bunun dışında “Karım Beni Aldatırsa”, “Söz Bir Allah Bir”, “Milyon Avcıları”, “Cici Berber”ve “Leblebici Horhor Ağa” gibi müzikli filmler çevirdi Ertuğrul ilk Türk kadın film yıldızını da sinemaya kazandırdı.Ertuğrul’un “Aysel Bataklı Damın Kızı”, “Şehvet Kurbanı” ve“Tendeki Şeytan” filmlerinde rol verdiği Cahide Sonku, seyircinin yüzüne aşina olduğu ilk kadın yıldızımız oldu. Ertuğrul’un çoğu oyuncusu gibi tiyatro kökenli olan Sonku, adıyla filme seyirci çeken, taklit edilen bir yıldız haline geldi. Sonraları film şirketi de kuran Cahide Sonku’nun hayatı sefalet ve yalnızlık içinde sona erdi.
İlk renkli Türk filmi Muhsin Ertuğrul’un 1953 yılında yönettiği "Halıcı Kız" filmidir.Muhsin Ertuğrul, doğuşundan 1940’lara kadar Türk sinemasındaki tek adamdır. Yurtdışında da bulunup filmler çevirdiği için Ertuğrul, Türkiye’de zenginleri filmlerine yapımcı olmaya ikna etmekte zorlanmamıştır. Sinemamızda ilklerin adamı olan bu yönetmen birçok yönden eleştiriye uğramıştır. Bu eleştirilerden
bazıları şöyle sıralanabilir:

1. Kendisi de tiyatro kökenli olduğu için filmlerinde tiyatrocuları oynatmak,filmleri tiyatrovari oyunculuk ve yönetmenlik anlayışla çekmek. Sinemaya hep tiyatro açısından bakmak.
2. Uyarlama salgınını başlatmak. (Ertuğrul’un çektiği 30’u aşkın filmden 8’i yabancı filmlerden, 11’i tiyatro eserlerinden uyarlamadır.)
3. Filmlerinde klişelere çok yer vermek, sinemamıza ağdalı melodram geleneğini yerleştirmek.
4. Kendi kusurlarını tekrarlayan bir yönetmen kuşağı yetiştirmek.

Megep & MsxLabs
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
6 Eylül 2011       Mesaj #7
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs.org

Muhsin Ertuğrul

Doğum: 1892 İstanbul
Ölüm : 1979 İstanbul

Tiyatro ve film yönetmeni. Soğukçeşme ve Topkapı rüştiyelerinde, Mercan İdadîsi'nde okudu. 1909'da Erenköy'de Burhanettin Kumpanyası'nda sahneye çıktı. 1911'de tiyatro öğrenimi için Paris'e gitti. Türkiye'ye dönünce (1912), "Hamlet"i sahneye koydu ve başrolü oynadı. 1913'te Ertuğrul Sineması'nı açtı, sonra yeniden Paris'e gitti. 1914'te Darülbedayii Osmani'de öğretmenlik yapmaya başladı. 1917'de Darülbedayi'nin seçtiği ilk telif oyun olan "Baykuş"u sahneye koydu. 1921'de Darülbedayi'de yönetmen oldu. Bir süre sonra yöneticilerle sanatçılar arasında çıkan bir anlaşmazlık nedeniyle İ. Galip, Behzat Butak ve Onnik Binemeciyan ile birlikte Darülbedayi'den çıkarılınca Avusturya'ya gitti. Sonra Şehzadebaşı Ferrah Tiyatrosu'nda yığınlara yönelik ucuz gösteriler düzenledi. 1925-1927 arasında SSCB'de Stanislavski ve Meyerhold'un çalışmalarını izledi. 1927-1928 sezonunda Darülbedayi'nin başına getirildi. 1930'da "Darülbedayi" dergisini çıkarmaya başladı. 1936'da Ankara Devlet Konservatuvarı'nda öğretmenlik yapmaya başladı. 1949-1951 ve 1954-1958 yılları arasında Ankara Devlet Tiyatrosu'nun genel müdürlüğünü üstlendi, semt ve bölge tiyatroları kurdurdu. 1959'da İstanbul Şehir Tiyatroları başrejisörü oldu. 1966'da görevine son verildi. 1973'te yeniden getirildiği Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenliği'nde iki yıl kaldı. Tiyatronun yanı sıra sinema alanında da çalışmaları oldu. 1922'den 1953'e dek Türk filmciliğinde en önemli yeri alan Muhsin Ertuğrul'un başlıca filmleri şunlardır:
  • "Nur Baba" (1922),
  • "Ateşten Gömlek" (1923),
  • "Leblebici Horhor" (1923),
  • "Ankara Postası" (1927),
  • "İstanbul Sokakları" (1931),
  • "Bir Millet Uyanıyor" (1932),
  • "Aynaroz Kadısı" (1938),
  • "Bir Kavuk Devrildi" (1939).

Benzer Konular

25 Mart 2015 / KisukE UraharA Siyaset tr
24 Aralık 2013 / Misafiriş Soru-Cevap
18 Şubat 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
8 Ekim 2009 / Kral_Aslan Spor tr
16 Mayıs 2011 / DERUNİ Müzik tr