Arama

Yasaklı Filmler

Güncelleme: 27 Kasım 2012 Gösterim: 26.600 Cevap: 3
tekinfsm - avatarı
tekinfsm
Ziyaretçi
22 Mayıs 2012       Mesaj #1
tekinfsm - avatarı
Ziyaretçi
The Independent sinema tarihinin en ünlü yasaklı filmlerini derledi.

Sponsorlu Bağlantılar
A Clockwork Orange/ Otomatik Portakal (1971)

Usta yönetmen Stanley Kubrick'in filmi Otomatik Portakal'ın yasaklandığı ülkeler: İrlanda, İngiltere, Singapur, Malezya, Güney Kore, İspanya.

İlaç bağımlısı, dam dövüp, hırsızlık yapıp insanlara tecavüz etmekte olan çetenin başı Alex hapse girer. Alex'in cezasını hafifletmesi için önünde bir seçenek vardır: Bir deneye tabi tutulmak. Sonrasında Alex'in hayatı tümüyle değişecektir.






*****
The Texas Chainsaw Massacre (1974)

Yasaklandığı ülkeler: Finlandiya, İngiltere, Brezilya, Avustralya, Almanya, Şili, İzlanda, İrlanda, Norveç, Singapur, İsveç

Filmin Konusu:

Sally ve sakat kardeşi Franklin, Teksas'da ki büyük babasının mezarının, bir grup mezar soyguncusu tarafından açıldığı haberini alırlar.İki kardeş arkadaşları Jerry, Kirk ve Pam ile Teksas'ın içlerine doğru bir yolculuğa çıkarlar.Gençler ilk önce Sally ve Franklin'in eski evlerine doğru yol almışlardır.Yolculuk sırasında arbaya bir otostopçu alırlar.İlk başlarda normal gözüküp ailesinden bahseden otostopçu daha sonra aniden Franklin'in fotoğrafını çeker.Onlara fotoğrafı 2 dolara satmak ister.Gençler fotoğrafı almak istemeyince Franklin'in kolunu keser. Ve ardından gençler onu arabalarından atar.





*****

The Exorcist (1973)
Yasaklandığı ülkeler: Finlandiya, İngiltere, Brezilya, Avustralya, Almanya, Şili, İzlanda, İrlanda, Norveç, Singapur, İsveç

Filmin Konusu:

12 yaşındaki bir kız, garip davranışlar sergilemeye başlar. Yattığı yerde havalanan kız, aynı zamanda inanılmaz bir güce kavuşmuştur. Önce tıbbi yöntemlere başvuran annesi, doktorlar hiçbir açıklama ve çözüm getiremeyince,aynı zamanda psikiyatr olan Peder Merrin'i çağırır. Genç kızı inceleyen Peder, kızın içine şeytan girdiğini tespit eder.
Doğaüstü güçlere karşı verilen mücadele, sinema tarihine geçmiş gerilim ve ürperti sahneleriyle dolu. Filmin ilk vizyona girişinde makaslanmış sahnelerin de yer aldığı bu daha uzun ve daha ürpertici montaj, ABD'de olumlu eleştiriler aldı.





*****
Life of Brian (1979)
Yasaklandığı ülkeler: Norveç, Singapur, İrlanda

Filmin Konusu:

İngiliz komedisinin prensesinden belkide en çok tartışmaya yol açan filmi Brian'ın Hayatı, İsa'yla aynı gece doğan köylü bir çocuğun uzun hikayesini anlatıyor. Hayatları kesiştikçe kahkalar yükseliyor.





*****
The Last Tango in Paris (1973)
İtalya, Singapur, Yeni Zelenda, Portekiz, Güney Kore

Filmin Konusu:

Jeanne, evlilik hazırlıklarını sürdürürken bir yandan da evlenince oturmak için bir ev aramaktadır. Bir gün çok beğendiği bir evi gezerken çok ilginç ve garip bir adamla tanışır. Paul, kendinden yaşça büyük ve tanıdığı bütün erkeklerden farklı bir adamdır. Aralarındaki çekime karşı koyamaz ve birlikte olurlar.
Uzunca bir süre sadece birlikte olabilmek için bu evin çatısı altında buluşacak ama birbirlerinin dışarıdaki hayatlarına dair hiçbir soru sormayacak ve hiçbir şey bilmeyeceklerdir. Bu, Paul'ün ilişkilerinin devam edebilmesi için koymuş olduğu bir şarttır. Paul'ün karamsar ruhuna karşılık Jeanne'in capcanlı gençliği, koydukları bu sert kurallara dayanamayacaktır.





BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 20 Eylül 2016 22:33
tekinfsm - avatarı
tekinfsm
Ziyaretçi
22 Mayıs 2012       Mesaj #2
tekinfsm - avatarı
Ziyaretçi
YASAKLI FİLMLER ve GİZEMLİ ÇEKİCİLİĞİ
Sinema çok yönlü bir sanat. Küçücük bir böceğin yaşamından, tüm gezegenin tehlike içinde olmasına kadar her türlü hikayeyi bize gösterebiliyor. Kendi içinde bu çok yönlülüğünü türler içinde seyirciye ulaştırıyor. Yalnız bazı filmler var ki şu ya da bu türe sokulamıyor, zamanla kendine yeni bir isim veriliyor: Yasaklı Film. Bu tarz filmler aslında tek bir türe hizmet etmiyor. Genellikle korku, şiddet, cinsellik, dram gibi türlerden beslense de aslında birçok türden malzemeyi önümüze koyuyor.

Sponsorlu Bağlantılar
Niye yasaklı bu filmler? Yasaklı kavramı ülkeden ülkeye değişse de bu filmler tüm dünyada yasaklanıyor. Barındırdığı içerik nedeniyle akıl ve ruh sağlığına ciddi boyutlarda zarar verecek görüntüler içermesi yasaklanmasına neden oluyor. Yalnız bu noktada yasak kelimesinin cezbediciliği ortaya çıkıyor. “Acaba neden yasaklandı?”,“Acaba ne gösteriyor?” gibi sorular zamanla filme olan talebi arttırıyor ve internet ortamlarında ve sinefillerde – film berbat da olsa ki çok fazla yasaklı film izlememe karşın içlerinden çok azı iyi denilebilecek düzeyde - filmi izleme iştahını kabartıyor. Bir de izleyenin günlük yaşantısında görmediği veya görmeyeceği olayları ve durumları içten içe görme isteği ayrıca kan, şiddet, cinsellik gibi ilkel dürtülerini psikolojik olarak bastırması filme olan talebi arttırıyor. Kendi açımdan baktığımda “Yönetmen ve ekip ne kadar ileri gitmiş, hangi aşırılıklara varmış, insanlar hangi uçlara kadar gitmiş?” gibi soruların cevaplarını görebilmek için izliyorum. Sonuçta izlediğimiz bir film fakat o filmi başından sonuna kadar oluşturan insanlar canlı kanlı aramızda ve biliyorum ki çoğu bir şeyler anlatmak peşinde değil. Nasıl sansasyonel olurum, nasıl ismimi duyururumun peşinde ama yine de izlemek, izlememekten daha baskın geliyor. Ama hala soruyorum bir yönetmen niye ekranda göstermek ister?
İnternet üzerinde birçok liste mevcut. Arama motorlarını yasaklı filmler listesi yazmanız yeterli. Yalnız izleme isteğiniz varsa önce midenizin sağlam, bilinçaltınızın kapalı, kalbinizin rahatsız olmaması gerekli.
Kendimce, izlenmemesi gerekli 10 filmlik bir liste yaptım. Hiçbir filmi övmüyorum, bu filmlerden uzak durun.
  • Salo or The 120 Days of Sodom (4 kodaman ve onların kendilerince zevk-ü sefası)
  • Cannibal Holocaust (Gerçekçi bir şiddet ritüeli)
  • A Serbian Film (Cinselliğin uçlarında dolanıyor)
  • Sweet Movie (Gerçeküstücü bir iğrenç gerçeklik)
  • Scrapbook (Erkeğin kadın üzerindeki şiddeti)
  • Pink Flamingos (Pislik nasıl bir şey?)
  • Nekromantik (Ölüleri de severler)
  • Baise-moi (Kadının erkek üzerindeki dişilik şiddeti)
  • Irreversible (Rahatsız edicilik)
  • AugustUnderground’s Mordum (Film demeye bile bin şahit, iğrençlik seremonisi)


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
6 Haziran 2012       Mesaj #3
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye
The Independent sinema tarihinin en ünlü yasaklı filmlerini derledi. (Devam)

All Quiet on the Western Front (1930)

Yasaklandığı ülkeler: Avusturya ve Almanya (1931-1945)
Filmin Konusu:

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok, savaşın anlamsızlığını gözler önüne seren ve savaşta herkesin kaybettiğini savunan Erich Maria Remarque'nin "Im Western nichts Neues" isimli romanından uyarlanan bir klasik.
Film, Birinci Dünya Savaşı'na bağnaz öğretmenlerinin kendilerine empoze ettiği militarist-milliyetçi duygularla gönüllü olarak katılan Alman gençlerinin savaşın ağırlığı ve acımasızlığı altında nasıl ezildiklerini, bedenen kurtulsalar bile geri dönüşü olmayan verdikleri bu kararın ruhların da açtığı derin yaraları çarpıcı bir biçimde gözler önüne serer.
Hem film hem kitap yayınlandığı dönemde birçok milliyetçinin tepkisini çekmiş, İtalya ve Almanya'da filmin gösterimi yasaklanmış; kitap ise Nazi Almanyası'nda 1933 yılındaki "Kitap Yakma Eylemi" sırasında yakılmıştır. Film aynı zamanda, en iyi yönetmen ve en iyi film dallarında Oscar ödülünün de sahibi olmuştu.


*****
Caligula (1979)

Yasaklandığı ülkeler: Kanada ve İzlanda
Filmin Konusu:

İtalyan yönetmen Tinto Brass'ın 1979 yılında çektiği filmin bazı sahneleri Giancarlo Lui ve Penthouse dergisinin kurucusu Bob Guccione tarafından çekilmiştir. Filmin konusu Roma İmparatorluğu ve İmparator Gaius Caesar Germanicus'nun yükselişi ve yıkılışıdır. Filmin senaryosu Gore Vidal'a ait olup, Penthouse dergisi tarafından finanse edilmiş ve yapımcılığını Guccione ve Franco Rossellini yapmıştır. İmparator rolünde başrolde Malcolm McDowell oynamıştır.


*****
The Last House on the Left (1972)
Yasaklandığı ülkeler: İngiltere (1984-2002), Singapur, İzlanda, Yeni Zelenda, Norveç, Batı Almanya Avustralya (32 yıl)
Filmin Konusu:

17 yaşındaki Mari ve arkadaşı Phyllis, hayranı oldukları bir grubun konserine gitmek üzere yola çıkarlar. Fakat bu yolculuk, hayatlarının son ve en trajik yolculuğu olacaktır.
Bir grup katil tarafından yolları kesilen kızlar, bütün bir gece işkence, tecavüz ve her türlü şiddete maruz kalarak öldürülürler. Kızları öldürdükten sonra kaçarken bir eve sığınan katiller, kendileri için de sonun başlangıcına geldiklerinden habersizdirler.
Sığındıkları evin sahipleri, Mari'nin anne ve babasıdır. Kızlarının başına gelen felaketten habersiz olan anne ve baba, evlerine sığınan gençlerin işledikleri korkunç cinayetin farkına vardıkları anda, dehşet saçan bir intikam planının uygulayıcısı olacaklardır.

Korku ve gerilim filmlerinin usta isimlerinden Wes Craven'ın yönettiği ilk film olan The Last House on the Left, yönetmenin sonraki çalışmaları için de ipuçları veriyor.


*****
Freaks (1932)
Yasaklandığı ülkeler:İtalya, Finlandiya, İrlanda
Filmin Konusu:

Hilkat garibeleriyle dolu bir sirk artistleri arasında bulunan güzel trapez sanatçısı, cüce Hans'la evlenmek ister. Fakat hilkat garibeleri, bu evliliği Hans'ın parası için olduğunu öğrenirler.
Onlarla dalga geçen trapezcinin onlardan bir olan kocasını öldürme planları yaptığı açığa çıktığındaysa, hilkat garibeleri öç alma yoluna giderler.
Yönetmenin yıllarca sirklerle yaptığı yolculuklardan edindiği deneyimlerini yansıttığı Ucubeler, dış güzellikten çok iç güzelliğin önemli olduğu vurgusu yapılmış kült etiketine sahip bir filmdir.


*****
Evil Dead (1983)
Yasaklandığı ülkeler: Malezya, İngiltere (1983-1990), Batı Almanya (1984), İsveç, İzlanda, İrlanda, Singapur
Filmin Konusu:

Beş arkadaş haftasonunu geçirmek için ormandaki bir kulübeye gelirler. Burada, daha önce bir profesör tarafından bırakılmış teyp kaydına ve sonradan Nekronomikon'un kendisi olduğu anlaşılan Ölüler Kitabı'na rastlarla. Teybi çalıştırdıklarında profesörün kendi çevirisini yaptığı ölüleri canlandırma pasajlarını dinlerler ve ağıza alınmayacak derecede dehşetli bir kötülük ormanda açığa çıkar.
Önce ormanın kendisi sonra da insanlar kötücül yaratıklara dönüşmeye başlar. Kızlardan biri ormana kaçtığında ağaçların tecavüzüne uğrar. Diğerleri de daha az korkunç olmamak üzere paylarına düşen dehşetle yüzleşeceklerdir. Filmin asıl kahramanı, eğer varsa, hiç kuşkusuz Bruce Campbell'ı türün hayranları arasında ölümsüzleştirecek olan Ash karakteridir.
Soluksoluğa izlenen ve sinirbozucu derecede korkunç bu film çoktandır kült klasikleri arasında üst sıralardaki yerini korurken, Sam Raimi'nin dehasına şahit olup, şimdiki tahtına nasıl kurulduğunu merak edenler tarafından kaçırılmamalı.


*****
120 Days of Sodom / Salo ya da Sodom'un 120 Günü (1975)
Yasaklandığı ülkeler: İtalya, Finlandiya, Avustralya, Batı Almanya, Yeni Zelenda and Norveç
Film gösterime girdiği tarihten bu yana içerdiği görsel şiddet ve sadizmin dozu nedeni ile hep tartışma yaratmış ve bugüne kadar yapılmış en rahatsız edici film olarak nitelendirilmiştir.
Birçok ülkede gösterilmesi bugün bile yasak. Filmde II. Dünya Savaşı 'nın son günlerinde Faşist İtalya'da çöküşün eşiğindeki dört varlıklı seçkinin genç kız ve erkekleri şatolarında tutsak ederek 120 gün boyunca onlara fiziksel, ruhsal ve cinsel işkence uygulamaları anlatılmaktadır.


*****
Mikey (1992)
Yasaklandığı ülke: İngiltere
Dennis Dimster'in yönettiği film psikopat bir çocuğu evlat edinen ailenin başına gelenleri konu alıyor.


*****
I Spit on Your Grave (1978)
Yasaklandığı ülkeler: Finlandiya (2006), Avustralya (1997-2004), Çin, Singapur, Malezya, Yeni Zelenda, Kanada, İzlanda, Norveç, Batı Almanya, İrlanda (2002), İngiltere (1984-2001)
Meir Zarchi’nin ilk filmi olan I Spit on Your Grave, tam bir tecavüz ve intikam filmi. Film çekildiği yıllarda oldukça ün salmış ve tartışılmış olup hala tartışılan bir film özelliğini sahip.


*****
Cannibal Holocaust / Yamyam Soykırımı (1980)
Yasaklandığı ülkeler: Singapur, Avustralya, Norveç, Finlandiya, Malezya, Yeni New Zelenda, İrlanda, İzlanda, dönemin Batı Almanya'sı, İtalya ve İngiltere
B-türü filmlerin bir alt türü olan Trash filmler veya İstismar filmleri (Exploitation films) alt türüne dahil olan 'Cannibal Holocaust' gibi filmlerde şiddet, işkence, sadizm, kan, cinsellik istismarı, tecavüz, din karşıtlığı gibi ögeler en uç sınırlarına kadar kullanılıyor.


*****
Visions of Ecstasy (1989)
Yasaklandığı ülkeler:İngiltere
Nigel Wingrove'un yönettiği 19 dakikalık kısa film, İsa'nın haç üstündeki bedenini okşama sahneleri oldukça tartışıldı.

*****
Faces of Death / Ölümle Yüzyüze Gelmek (1978)
Yasaklandığı ülkeler: Yeni Zelenda, Avustralya, Finlandiya, Norveç ve İngiltere
Film, gerçek ölüm sahnelerini izleyiciye bütün açıklığıyla gösteriyor. Filmin esas amacı ise ölüm anında insanların yüzlerindeki ifadeyi tüm gerçekçiliğyle insanlara göstermek.



*****
No Pressure / Baskı Yok (2010)
Yasaklandığı ülkeler: İngilte
İngiltere'nin ünlü komedi yazarlarından Richard Curtis'in 10:10 kampanyası için hazırladığı "No pressure" adlı film sadece İngiltere'de yasaklanan filmler arasında. Filmde Karbon emisyonunu azaltmak için harekete geçmeyenleri havaya uçuruyor. Havaya uçanların içinde ilkokul öğrencileri de var.


*****
Das Testament des Dr. Mabuse / Dr. Mabuse'nin Vasiyeti (1933)
Yasaklandığı ülkeler: Finlandiya (1933), Almanya (1933-1945) ve İsveç (1933-1952)
*****
Aftermath (1994)
Yasaklandığı ülke: Avusturya
Nacho Cerdà'nın yönettiği 30 dakikalık kısa filmde hiçbir diyalog yok. Filmde sadece morgta, otopsi yapan doktorun ilginç bir şekilde cesetlerle yakın temasını izleiyorsunuz.


*****

The Devils / Şeytanlar (1971)
Yasaklandığı ülkeler: Finlandiya, İrlanda ve İtalya
Ken Russell'ın İngiliz tarihsel korku filmi olan Şeytanlar, Fransa’nın bağımsız Loudun eyaletindeki Ursuline rahibelerinin şeytan tarafından ele geçirilmelerine sebep olan büyüleri yapmakla suçlanan Peder Urbain Grandier'in, bildik şeytan filmleriyle alakası olmayan, akla hayale seslenen hikayesini anlatıyor.


*****
Straw Dogs / Köpekler (1971)
Yasaklandığı ülke: İngiltere
Dustin Hoffman, Susan George filmin başrollerinde. Köpekler filmi, içerdiği şiddet sahneleri nedeniyle oldukça yankı uyandırdı.



BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
tekinfsm - avatarı
tekinfsm
Ziyaretçi
27 Kasım 2012       Mesaj #4
tekinfsm - avatarı
Ziyaretçi

Mürebbiye
Sansürlenen İlk Film Dünya Savaşı sonu. İşgal Kuvvetleri İstanbul’da. Sinemalarda “Mürebbiye” diye bir film oynuyor. 1919 yılında Hüseyin Rahmi’nin aynı adlı eserinden Ahmet Fehim tarafından sinemaya uyarlanmış filmde, bir Osmanlı konağındaki çapkın bir Fransız mürebbiyenin aşkları anlatılıyor. Çapkın mürebbiye, konaktaki herkesi baştan çıkarır. Bunu göre Fransız İşgal Kuvvetleri Generali Pronşe, filmdeki bir Fransız kızının düşük ahlaklı oluşunu kabullenemiyor ve filmin Anadolu’da gösterimini yasaklıyor. Böylelikle Türk Sineması’ndaki ilk sansür olayı gerçekleşiyor. Sansür Kurulu’nun Başlangıcı 7 Şubat 1923′de İzmir İktisat Kongresi toplandı. Kongrede bazı üyeler, ahlaka aykırı filmlere sansürün uygulanması gerektiğini belirttiler. 1932 yılına kadar merkezi bir sansür kurulu kurulmadı ama film gösterime girmeden önce mahalli polis tarafından izlenir ve filmin uygun görülmeyen yerlerini kesebilir sonra gösterimine izin verilirdi.

“Vurun Kahpeye”
1949 yılında Ömer Lütfi Akad’ın “Vurun Kahpeye” adlı filmin, savaş sonrası ve çok partili döneme geçişin sembol filmlerinden biridir. Film, bir iftira sonrası yobazlar tarafından linç edilen Aliye Öğretmen’in hikayesini anlatır. Film, tutucu çevrelerin tepkisini çekti. Önce Sansür Heyeti’nin büyük beğenisini kazanan film, daha sonra bazı baskılar sonucu gösterimden kaldırıldı. Film tam 3 kez sansüre girerek gösterimine daha sonra devam etti.

Hıçkırık
Bu öneriler doğrultusunda yönetmen, filmi yanındaki memur nezaretinde çekiyor, çekilen filmler tekrar komisyon tarafından inceleniyordu. Savaş Sonrası Savaş sonrası ülkeyi yabancı ideolojilerden koruma isteği, Sansür Kurulu’nu aşırı duyarlı yapmıştı. Atıf Yılmaz’ın 1953′te İtalya’da çektiği “Hıçkırık” filmi bu nedenle kuşa çevrilmişti.
“Bataklı Damın Kızı Aysel”
Gerekçe ise düşman gemilerinin boğaz girişini net bir şekilde görmüş olmalarıdır. Ayrıca plajda güneşlenen sevgililerin olduğu sahnede, düşmanın çıkarma yapabileceği uygun kumsal imajı verildiği gerekçesiyle çıkarılması uygun görünmüştür. Yazarlara Sansür Sansür Kurulu, birçok yazara da yasak uyguluyordu. “Bataklı Damın Kızı Aysel” filminin senaristi Nazım Hikmet’ti. Ama filmde Hasan Cemil’in ismi geçiyordu.
“Bu Vatanın Çocukları”
Çünkü mimli yazarların isimleri rahatlıkla kullanılmazdı. Nazım Hikmet’i Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Vedat Türkali gibi edebiyat ustaları izledi. Yaşar Kemal’ın “Bu Vatanın Çocukları” filminde, Yılmaz Güney de ilk kez yeralmıştı. (1965) Senaristin adı Yaşar Kemal yerine izin alınabilsin diye sansür polisinin adı yazılmıştı. Ancak film, Antalya’da en iyi senaryo ödülü alınca, ödül, Yaşar Kemal’in gözü önünde sansür polisine verildi.
“Mahallenin Sevgilisi”
Politik iktidar için sinema ürkütücü birşeydi. Halkı sinemadan uzak tutmak için politikalar geliştirilmeliydi. “Mahallenin Sevgilisi” (Memduh Ün) filminde, filmdeki dozer sahnesi, halkın üzerinde vahşet etkisi yaratır diye ve devlet malı dozerin özel biri tarafından özel amaçla kullanılamayacağı gerekçesiyle yasaklanmıştı. Ama asıl nedenler başkaydı tabii. 1960 yılında Orhan Kemal’in “Suçlu” filmi ise en çok kesilmiş filmlerden birisiydi.

“Yılanların Öcü”
Film, tam 28 yerden kesildi. 1962 yılındaki Metin Erksan’ın çektiği “Yılanların Öcü” filmi de sansürün hışmına uğrayan filmlerden biriydi


Ordu ve Sansür “Şafak Bekçileri” filmi 1962 yılında içindeki uçak düşme sahneleri yüzünden yasaklanmıştı. Gerekçe, gençleri askerlikten soğutabilirdi.
v


“Susuz Yaz”
Aynı yıllarda Suphi Baykam da bir kanun teklifi hazırlayarak konuyu Meclis’e getirdi. Ancak teklif, bir sonuca ulaşmadı. Sansürden Kaçırılan Film Metin Erksan, 1963′te, Necati Cumalı’nın “Susuz Yaz” adlı romanını sinemaya uyarladı. Film, Sansür Kurulu’nun festivale katılmasına izin vermemesine karşın, Berlin’e gitti ve Altın Ayı Ödülü’nü kazandı.



“Gurbet Kuşları”
İlk Erotik Görüntü Aynı yıllarda “Gurbet Kuşları” adlı filmde Sevda Ferdağ’ın göğsü tesadüfen açılıyor ve filmin inanılmaz iş yapmasına neden oluyordu. O tarihe kadar, gerek dünya, gerekse Türk Sineması’nda kadın göğsü hiç görünmemişti. İşin garip tarafı ideolojik ya da ahlaki olarak oldukça katı olan Sansür Kurulu, bu sahne için onay verebilmişti. Danıştayca Yasaklanan İlk Film 1966 yılında, bir filme karşı çok sert bir tavır alındı.



“Temel İçgüdü”
Bu film, Fransa’da film eğitimi almış Alp Zeki Heper’in “Soluk Gecenin Aşk Hikayeleri” adlı filmiydi. Film, müstehcen bulunarak Danıştayca yasaklanmıştı. Filmin yönetmeni, bir gazete röportajında “aşk hiçbir zaman müstehcen olmamıştır. Aşka karşı tutumdur müstehcen olan” demiştir. Yargıtayca Aklanan İlk Film 1992 yılında gösterime çıkan “Temel İçgüdü” adlı film, Cumhuriyet tarihinde Yargıtayca aklanan ilk film olma özelliğini taşır. Joe Esterhas’ın senaryosunu yazdığı, Paul Verhoeven’in yönettiği ve dünyanın bu filmle starlaştığını söylediği Sharon Stone ile Michael Douglas’ın başrollerini paylaştığı film, dünyada hasılat rekorları kırdığı bir sırada, ülkemizde de gösterime girdi.



“Umut”
Yılmaz Güney’in “Umut” filmi böyle bir politikleşmenin içinden doğdu. Atının, araba çarpması sonucu ölmesi ve geçimini bu ata bağlamış olan, meçhul bir definenin peşinden koşan faytoncunun öyküsü anlatılmaktadır. Film, faytoncunun giyimi ve kuşamının, fakirliğin bir sembolü olarak ele alınmasını, zengin otomobil sahibi hakkında takibat yapılamayacağı kanaati verilmesini, faytoncunun iş ararken zengin-fakir ayrımı yapılmasını, Cabbar’ın (Yılmaz Güney) Amerikalı zenciyi soymasını, sabah namazının güneş doğarken kılınmasını sakıncalı bularak, sansür kurulunca yasaklanmıştı.



“Baba”
Film, 1971 yılında Danıştay kararıyla şartlı oynatılarak büyük ilgi gördü. Seks Filmleri 12 Mart 1971′de Ordu, yönetime tekrar el koydu. 1971 yılında Kültür Bakanı Talat Sait Halman, bir komisyon kurdu. Üyeler, sansürün kaldırılmasını tartışırken, başka bir yerde (Genelkurmay’da) başka bir tüzük hazırlanıyordu. 1972 yılında Adana Altın Koza Film Festivali’nde Yılmaz Güney’in “Baba” filmi birinci seçildi. Ama Yılmaz Güney’in politik tutumundan rahatsız olan çevreler, juriye baskı yapıp sonucun değişmesine neden oldular.



“Otobüs”
Verilen ödül geri alındı. Bu dönemde reddedilen filmlerden biri de Tunç Okan’ın “Otobüs” filmiydi. Gerekçe, Türkleri küçük düşürmesi ve aptal göstermesi, ayakta işeyen işçilerin ellerini yıkamadan sofraya oturmasının örf ve adetlere aykırı bulunması, sofrada bayat ekmek ve soğan bulunmasının Türklerin kötü beslendiği izlemi verdiği, şoförün dönülmez levhasına rağmen dönmesini Türklerin trafik kurallarına uymaması, plastik sosisleri kemirmesini küçültücü buluyordu. Bu dönemde en çarpıcı şey ise filme Yaşar Kemal ve Aziz Nesin’in karşı çıkmasıydı.


Milleyetçiler ve Sansür 1975 yılında işbaşına geçen Milliyetçi Cephe döneminde sansür ağırlaştı. Fiilen değilse de fikren iktidar partisine yakın olan Sansür Kurulu Üyeleri, kendi ahlak ve fikirleri doğrultusunda ya filmleri yasaklamış ya da koşulsuz serbest bırakmışlardır.
70’li yıllarda yaygınlaşan arabesk müzik, sağ ve solun yapamadığını yapıyor, kitleleri inanılmaz etkiliyor, şarkıcıları ilahlaştırıyordu. Bu dönemde arabeskin kralı Orhan Gencebay, ilk kez politik bir mücadele içinde gösterildi. Bu filmin adı “Derdim Dünyadan Büyük” idi. Film, daha sonra yasaklandı ve video kasetleri toplatıldı. Filmin yönetmeni Şerif Gören’di.
Son düzenleyen Safi; 20 Eylül 2016 22:34

Benzer Konular

24 Haziran 2013 / üye Taslak Konular
15 Haziran 2010 / konçuy Üyeler Hakkında