Arama

Yerel Yönetim Nedir?

Güncelleme: 28 Mayıs 2016 Gösterim: 9.267 Cevap: 7
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
6 Aralık 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Siyasal ve Yerel Yönetim


MsXLabs.org & Temel Britannica
Sponsorlu Bağlantılar

Bir ülkede, eyalette, kentte ya da köyde birlikte yaşayan insanlar bütün ülke ya da topluluğun yararı için konulmuş bazı kural ve düzenlemeler içinde yaşamak zorundadır. Böyle bir topluluğu bu kural ve düzenlemelere göre yönlendirme işi yönetimdir.
Yönetim kavramı iki farklı düzeyde açıklanabilir. Bir ülkede siyasal iktidar ile kurumların yapılanışını ve birbirleriyle ilişkilerini belirleyen tüm sisteme siyasal yönetim denir. Başbakan ya da başkan, parlamento, hükümet, mahkemeler, kamu hizmetleri, silahlı kuvvetler, polis gibi tüm bir yönetim sistemi, siyasal yönetim kapsamındadır.
Bir topluluk içinde yaşarken, bireylerin ortak gereksinimlerini karşılayacak kamu hizmetlerinin de sağlanması gerekir. Bu hizmetleri sağlamak kamu yönetiminin görevidir. Kamu hizmetleri siyasal yönetimin bir parçası olarak merkezden yönlendirilebileceği gibi, bir bölgede yaşayan halkın bazı gereksinimlerini o bölge içerisinde yerel olarak karşılamak da olanaklıdır. Yerel yönetimler, merkezi yönetimin dışında, belirli bir bölgede kamu hizmetlerini yerine getirir.
Yönetim sözcüğü ayrıca, "yönetim bugün yeni ekonomik önlemleri açıkladı" haberinde olduğu gibi hükümet anlamında ya da "Başbakan A.'nın yönetimi" biçiminde, ülkenin o dönemdeki siyasal önderine gönderi yapılarak da kullanılabilir.
Yönetim biçimleri ülkeden ülkeye değişir. Değişik ülkelerin siyasal yönetimlerini tanımlamak için demokrasi, komünizm, diktatörlük, faşizm, cumhuriyet, krallık ya da monarşi gibi çeşitli kavramlar kullanılmaktadır. Her ülkenin yönetimi, o ülkenin tarihsel gelişiminin ve siyasal ideallerinin bir yansımasıdır. Aynı siyasal sisteme sahip iki ülkenin yönetimleri, gelişimlerini farklı tarihsel ve toplumsal koşullarda sürdürdükleri için birbirinden farklı olabilir.

Siyasal ve Yerel Yönetimin Gelişimi


İlkel kabilelerde, en güçlü savaşçının zora başvurarak yönetimi ele geçirdiği ilkel yönetim biçimleri uygulanırdı. Başka kabileleri yenen ve yeni topraklar kazanan başarılı savaşçılar, iktidarı ordularının gücü ve yandaşlarının desteğiyle ele geçirerek ilk krallar oldular. Bu krallıkları yönetmek için yasalar konuldu. Yönetimin temel görevi ordu kurmak ve vergi toplamaktı. Eski Mısır, Babil ve Asur'da din, kralın iktidar kaynağının tanrısal olduğu inancını yerleştirerek, kralın yönetimini pekiştirmekte yaşamsal bir rol oynadı.

İÖ 6. yüzyıldan başlayarak Eski Yunan'da Aristo ve Platon gibi siyasal düşünürler modern yönetim kavramını ortaya koydular. Yunanlı düşünürler, yurttaşların ülkenin yönetiminde söz sahibi olmalarına olanak sağlayan demokratik yönetim kuramını da geliştirdiler. Ama bu dönemde uygulanan demokrasi günümüzdeki anlamından farklıydı. Eski Yunan kent devletlerinde halkın yönetimde söz sahibi olması yalnızca yurttaşlarla sınırlıydı. Kent nüfusunun çoğunu oluşturan kölelerin yönetime katılma haklan yoktu. Gene de, Atina gibi kent devletlerinde "halk yönetimi" olduğu söylenebilir. Halkın temsilcileri yasalar yapmak, vergileri kararlaştırmak ve anlaşmazlıktan zor ile değil oylama ile çözmek üzere düzenli olarak toplanırlardı.
Ülkelerin, özellikle Akdeniz çevresindekilerin yasaları, kültürleri ile bilimleri geliştikçe ve nüfuslan arttıkça, yönetime ilişkin düşünce ve çalışmaları çok daha karmaşıklaştı ve ayrıntılandı. 16.-18. yüzyıllar arasında Avrupa'da hüküm süren mutlak krallar, krallıklarını yönetebilmek için ordular beslemenin yanı sıra büyük bir memur ve yönetici ağının yardımına gereksinim duydular. Devlet görevlileri ve memurlardan oluşan bu topluluğa bürokrasi denildi. (Sözcük, işyeri anlamına gelen Fransızca bureau ve iktidar anlamına gelen Yunanca kratos'dan türemiştir.) Her yönetimin bir bürokrasisi vardır.
Bazen bir ülkede halk yönetim biçimini onaylamaz ve kurulu düzeni değiştirmek için başkaldırır. Böyle halk ayaklanmalarına devrim denir. İngiliz baronlarının 1215'te krala karşı ayaklanması ülkenin yönetiminde dönüm noktası oldu. Kral, uyruklarının bireysel haklarını tanıyan Magna Carta adındaki belgeyi imzalamak zorunda kaldı. 17. yüzyılda, ülkeyi kimin yöneteceği sorunundan kaynaklanan İngiliz İç Savaşı (1642-51) kral ve parlamento arasındaki güç dengesinde bir başka önemli değişmeye yol açtı. Amerikan, Fransız, Rus, Çin ve Küba devrimleri yönetim biçimlerinde büyük değişikliklere neden oldu.

Siyasal Yönetim Sınıflandırmaları


Siyasal yönetimler çeşitli biçimlerde sınıflandırılabilir. Bunlardan biri egemenliğin kaynağına göre yapılan sınıflandırmadır. Buna göre yönetim, dinsel ve laik olarak ikiye ayrılır. Dinsel ya da teokratik yönetimde yerleşik hukuk düzeninin Tanrı tarafından konulmuş olduğuna inanılır. Bu yönetimde siyasal otoritenin Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcisi olduğu varsayılır. Bu nedenle de, var olan düzen ve otoriteye karşı çıkılamaz ve eleştirilemez.
Laik yönetimde ise egemenliğin kaynağı dünyasaldır. Laik yönetimler ülkenin siyasal sistemine göre çok farklı biçimler alabilir. Örneğin, halkın işbaşına getirdiği demokratik yönetimler gibi, kaba güce dayanan bir önder ya da grubun egemenliği de laik olabilir.

Siyasal yönetimlerin en eski sınıflandırılma biçimlerinden biri de egemenliği kullanan kişi sayısına göre yapılandır. Bu ayrımda tek kişinin yönetimine monarşi, soylu azınlığın yönetimine aristokrasi, halk çoğunluğunun yönetimine de demokrasi denmiştir. Bu sınıflandırma Eski Yunan'dan yakınçağlara kadar bazı terim farklılaşmalarıyla geçerli olmuştur.
Toplum biçimlerine göre yapılan sınıflandırmada, siyasal iktidarın toplumsal ve ekonomik yapı tarafından belirlendiği düşünülür. Yönetimler feodal, kapitalist, sosyalist toplum biçimlerine göre farklılaşır.
Siyasal yönetimlerin bireyin ve birey özgürlüğünün temel alınmasına göre sınıflandırılmasında, yönetim liberal ve liberal olmayan biçiminde ikiye ayrılır. Liberal yönetimler, halkın tercihlerini yansıtan çoğulcu demokratik yönetimlerdir. Liberal olmayan yönetimler ise, otoriter ve faşist yönetimler gibi birey karşısında devletin üstünlüğünü savunan yönetimler ya da toplumun üstünlüğünü savunan sosyalist yönetimler olarak farklılaşabilir.

Son düzenleyen Safi; 28 Mayıs 2016 08:06
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
27 Nisan 2010       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi

Yönetim


insanların tek tek gerçekleşti remeyecekleri amaçlara ulaşabilmek için yürütülen bir grup faaliyetidir. Birden fazla insanın beden ve zihin güçlerini birleştire rek çalışmalarını gerektiren bu faaliyetin belli bir düzen ve güven ortamında sürdürü lebilmesi bir kısım kurallara uyulmasını ge rektirir. Bu kural lan, grup içindeki statüsü ve konumu diğerlerine göre daha güçlü olan yöneticiler koyarlar. Yöneticilerin almış ol dukları kararların, ast-üst ilişkisine bağlı olarak, emir ve talimatlar şeklinde yöneti lenlere ulaştınlmasiyle yönetim olgusu ger çekleşir. Yöneticilerin karar alması ile yö netilenlerin bu kararlara uyması arasında gerçekleşen çok aşamalı bir süreç olan yö netim olgusu, “belli bir amacı gerçekleştirmek için müşterek hareket eden insanlar arasındaki statü farklılığına dayanan bir grup faaliyeti” diye tanımlanabilir. Bu tanı ma göre yönetim evrensel bir olgudur; en küçük topluluk kabul edebileceğimiz aile den başlayarak, kulüp, demek, parti, sendi ka, ticari işletme, belediye, bakanlık, devlet ve uluslararası örgütlere kadar, üyeleri ara sında statü ve makam farkı bulunan her dü zeydeki toplulukta yönetimden söz edilir. Yönetim, aniden gerçekleşen ve bir kez gerçekleşmekle ortadan kalkan bir olgu de ğildir. Yönetim, çeşitli kademelerdeki yö neticiler arasından geçerek, yönetilenlere ulaşan, çok aşamalı işlemlere bağlı karma şık bir süreçtir. Belirlenen amacın gerçek­leştirilebilmesi için bu süreç içerisinde ön celikle yapılacak işler belli bir plan ve prog rama bağlanır. Sahip olunan maddi imkânlarla insan gücünün en verimli şekil de birleşürilebilmesi için çeşitli kademe lerde görev yapanlar, işin amaçlarına uygun biçimde eğitilir ve yönlendirilirler. Bunla rın yapılması ise pek çok bürokratik işlem leri gerektirir. Zaten çağımız toplumlarında yönetilenler, yönetimin varlığını, kendile rine uygulanan bürokratik kurallar aracılığı ile hissederler. Yönetimler, içinde cereyan ettikleri toplumun bölge, yer, zaman ve kül türel koşullarına bağlı olarak farklılıklar gösterirler. Halkın konuştuğu dil, inançlar, ahlâk ve kültür değerleri ile coğrafi ve fiziki çevre yönetimin yapısını etkilemektedir. Tarihsel olarak, siyasi iktidarların her türlü emir ve talimatına karşı itaat etme duygusu ağır basan ülkelerde, baskıcı ve otoriter yö netimler; bu tür emirlere karşı direnme ve isyan duygusu yerleşmiş olan toplumlarda ise Özgürlükçü ve demokratik yönetimler uygulanmaktadır. Yönetim, evrensel bir olgu olmasına rağmen ilk olarak kamu ku rumlan ve resmi organları, daha geniş ifa desi ile devlet yönetimini çağrıştırmaktadır. Devlet otoritesi, yasalarla değişik kamu ku rumlan arasında bölüşülerek kullanılır. Bu bölüşümün yapılmasında “merkezden yö netim” ve “yerinden yönetim” olmak üzere iki ilkeden hareket edilir. Devletler üzerin de kurulduklan ülkenin stratejik konumu na, ekonomik gelişmişlik düzeyine, siyasi rejiminin niteliklerine ve gerçekleştirmek istedikleri amaçlara bağlı olarak “merkez den yönetim” ya da “yerinden yönetim” il kelerinden birine ağırlık vererek örgütlenir ler.
Sponsorlu Bağlantılar

Merkezden yönetim


kamu hizmet ve fa aliyetlerinin belli bir merkezden yönetilme si, bu hizmet ve faaliyetlerin gerçekleştiril mesi için gerekli olan kamusal güç ve otori tenin ülkenin başkentindeki organlarda top-lanmasıdır. Biri siyasi, Öteki idari yönden olmak üzere iki türlü merkezyet vardır. Si yasi merkeziyet, ülkenin yönetimine ilişkin siyasi gücün merkezî bir organ elinde top lanması ve siyasal birliğin sağlanmasıdır. Siyasal yönden merkeziyetçiliğin sağlandı ğı ülkede, eyalet ya da federe devlet gibi bö lünmeler yoktur. Egemenliği devlet adına kullanan ve başkentte bulunan bir tek yasa ma organı vardır. Bu organın çıkarmış ol duğu yasalara ülkenin her yerinde uyulması zorunludur. Bir ülkede idari bakımdan mer kezden yönetimin uygulanabilmesi için si yasi merkeziyetin sağlanması gerekir. Siya si merkeziyet olmadan idari yönden merkeziyetin uygulanması mümkün değil­dir. Devletin yönetimine ilişkin tüm yetki ve otoritenin başkentteki organların elinde toplanması esasına dayanan merkezden yö netime “mutlak merkeziyet” denir. Mutlak merkeziyette, yerinden yönetim birimleri yoktur, ülke yönetimi için gerekli tüm ka rarlar başkent organlarınca alınmaktadır. Çağımızda artık mutlak merkeziyetle yöne tilen bir ülke bulunmamaktadır.

Merkezden yönetim ilkesine göre örgütlenen ülkeler belli ölçülerde yerinden yönetime de yer vermektedir. Merkezî yönetime bağlı kuru luşların hepsi başkentte yer almayıp, belli bir ast-üst ilişkisi içerisinde, merkezden taşraya doğru küçülerek ülkenin en küçük yerleşim birimlerine kadar yayılmaktadır. Yumuşak bir merkezden yönetimi gerçek leştirmenin aracı, kamusal makamlar ara sındaki ast-üst ilişkisi (hiyerarşi)dir. Bu yolla merkezdeki üst düzey organlarca alı nan kararlar, ülkenin en uzak bölgesindeki en alt kademelere kadar ulaştırılmaktadır. Merkezden yönetime ağırlık veren ülkeler de, her hizmet başkente doğru kademeli olarak yükselerek sonunda bir bakanlığa bağlanır. Başkentte bulunan bakanın almış olduğu kararlar ise ast-üst ilişkisine bağlı kademelerden geçerek taşradaki en küçük birime kadar ulaştırılır.

Merkezden yönetim ilkesinde, merkezî yönetimin sahip olduğu yeücilerden bir kıs mının, aynı hiyerarşi İçerisinde bulunan alt kuruluşlara verilmesine “yetki genişliği” denilmektedir. Yetki genişliği üçüncü bir tür yönetsel örgütlenme biçimi olmayıp, merkezden yönetimin değişik bir uygula masıdır. Bu uygulamada, kendisine karar alma yetkisi verilen makamlar, merkezî yö­netimin hiyerarşik astı ve temsilcisidir; merkezî yönetimi temsilen ve merkezî yö netim adına karar alırlar. Bu kararların alın masında merkezî yönetimin uygulamakta olduğu kurallar geçerlidir. Türkiye’nin yö netiminde yetki genişliğine en iyi Ömek valilerdir. Valiler, başında bulunduktan ilin yönetimine ilişkin olarak merkezî yönetime ait bîr kısım yetkileri kullanırlar. Ancak bu yetki merkezin kendisine verdiği emir ve talimatla sınırlı olduğundan, hukuki sonuç lan bakımından merkezî yönetimin işlem lerine denktir. Yetki genişliği, bir yandan merkezî yönetimin yükünü belli ölçülerde hafiflettiği, bir yandan da kararlan n alın masındaki kademeleri azalttığı için, bürok rasinin azaltılması ve hizmetlerin yürütül mesinde kolaylık sağlaması bakımından, giderek daha fazla uygulama alanı bulmak tadır.
Merkezden yönetim genellikle, ülkede birlik ve beraberliğin korunmasında sağla dığı kolaylıklar nedeniyle ve siyasi amaçlı olarak tercih edilmektedir. Bunun dışında merkezden yönetimin sağladığı yararlar ve aynca sakıncalar bulunduğu kuşkusuzdur.

Merkezden yönelimin kamusal hizmet faa liyetlerinin yürütülmesinde sağladığı ya rarlar dört başlık altında şöyle sıralanabilir:
1. Başkentten başlayarak kademeli bir bi çimde ülkenin en küçük yönetim birimine kadar uzanan örgütleriyle, ülkenin birlik ve bütünlüğüne yönelen tehlikelerin denetim altında tutulmasını kolaylaştırır.
2. Ülke düzeyinde yapılacak merkezî bir planla, ka mu hizmetlerinin dengeli dağılımına ve bu hizmetlerden yararlanmada bölgesel farklı lıkların giderilmesinde yardımcı olur.
3. Kamu hizmetlerinin yürütülmesi için ge rekli olan uzman görevlilerin temini ve böl geler arasında dağılımı konusunda kolaylık sağlar.
4. Kamu hizmetlerinin yürütülme sinde yöresel çıkar gruplannın olumsuz et kilerini azaltır. Merkezden yönetimin, sayı lan bu yararlan yanında pek çok sakıncası nın da bulunduğu kuşkusuzdur.

Bu sakıncalardan önemli olanları altı başlık altında şöyle sıralanabilir:
1. Kararlar birden fazla makamın katılması ile alındığından, kırtasi yeciliğin ve bürokratik engellerin çoğalma sına sebep olur.
2. Bölgesel ihtiyaçların ye rinden ve doğru bir şekilde tespit edilerek karşılanmasına uygun değildir.
3. Mahalli kararların alınmasında halkın katılımına imkân vermediği için demokratik değildir.
4. Memurlar amirlerinin gözüne girmek için, halkın ihtiyaçlarını karşılamaktan çok, kuralları uygulamaya özen gösterirler; gereksiz engeller çıkararak halkın taleplerini geri çevirirler.

Kamu hizmet ve faaliyetlerinin, merkezî yönetim dışında örgütlenen ve merkezî yö netimin hiyerarşik astı olmayan kuruluşlar ca yürütülmesine yerinden yönetim denir, merkeziyet ilkesine en fazla ağırlık veren ülkelerde bile bir kısım hizmetler yerinden yönetim ilkesine göre yürütülmektedir. Sa­nayileşme ve ihtiyaçların hızla artması, devletleri yerinden yönetim kuruluşlarını yaygınlaştırmaya zorlamaktadır. Çünkü yerinden yönetim ilkesine göre çalışan Ör gütlerin karar almaları ve almış oldukları bu kararlan uygulamaya koymaları merkez den yönetime göre daha kolaydır. Biri hiz­metleri esas alan, öteki de hizmetlerin yürü tüldüğü coğrafi ve mülki alanı ölçü kabul eden iki türlü yerinden yönetim vardır. Hiz metler esas alınarak kurulan yerel yönetim birimlerinin amacı ülkede ihtiyaç duyulan bir kısım hizmetleri yürütmektir. Belli coğ rafi bölgeleri esas alan kuruluşların amacı ise, kuruldukları bölgenin ihtiyaç duyduğu hizmetleri yürütmektir. Dolayısı ile birinde yürütülen hizmetler, ötekinde hizmetlerin yürütüldüğü coğrafi alan önem kazanmak tadır. Türkiye’nin yönetiminde yer alan ve belli hizmetlerin yürütülmesini esas alan kuruluşlara Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu, Üniversiteler, barolar, borsalar ve buna benzer tüm meslek kuruluştan göste rilebilir. Bu kuruluşların tümü kendi faali yet alanlarıyla ilgili olarak kanunla verilen belli bazı hizmetleri yürütmek için yurt dü zeyinde örgütlenmişlerdir. Türkiye’nin yö netiminde rol alan ve yer esasına göre ör­gütlenen yönetim birimleri ise belediyeler, özel idareler ve köylerdir. Yerel yönetimler ya da mahallî idareler denilen bu kuruluşlar da belli coğrafi ve mülki alanların ihtiyacı olan ortak hizmetleri yürütmektedir. Gerek yer bakımından ve gerekse hizmet bakımın dan yerinden yönetim ilkesine göre örgütle nen yönetim birimlerinin hepsi merkezî idarenin hiyerarşisi dışında yer alan ve kendi başına karar alma yetkisi bulunan kuru luşlardır. Her birinin merkezî yönetimin ge lir ve harcamalarını gösteren, genel bütçe den ayrı birer bütçeleri vardır. Buna rağmen çalışmalannı tamamen merkezî idarenin kontrolü dışında yürütemezler, merkezî yö netim bu kuruluşların çalışmasını, ülkenin genel yönetim politikasına uygunluk açı sından denetler. Ayrıca, gelirleri giderlerini karşılamadığından, bütçelerini genel büt çeden almış olduklan yardımlarla denkleş tirirler.

Yerinden yönetimin de bir kısım yararlan ve sakıncaları vardır. Yararlan üç başlık altında şöyle sıralanabilir:
1. Kırtasiyecilik ve bürokratik engeller fazla olmadığı için kararların alınması ve uygulanmasında ça bukluk sağlanır.
2. Hizmetlerin yürütülme si yerinden izlendiği için, mahalli ihtiyaçla rın gerçeklere uygun olarak tanınmasına ve daha kolay karşılanmasına imkân sağlar.
3. Gerek organlarının oluşmasında ve gerekse kararların alınmasında halkın katılımına imkân verdiği için merkezden yönetime göre daha demokratiktir.

Belirtilen bu yararla rının yanında aynca sıralayacağımız şu sa kıncalarının bulunduğu da söylenebilin
1. Yerel baskı güçlerinin olumsuz etkilerine, kayırma ve benzeri kötü alışkanlıkların yer leşmesine ortam hazırlar.
2. Yerel yönetim lerin malî imkânları birbirinden farklı oldu ğundan, hizmetlerin yurt düzeyindeki dağı lımında dengesizliklere neden olur.
3. Yeni teknikleri bulmada ve bu teknikleri uygula yacak uzmanları teminde güçlük çektikle rinden, hizmetlerin ortaya çıkan yeni ihti yaçların karşılanmasına yetecek nitelikte gelişmeleri sağlanamaz. Devletlerin yöne­timi, yerinden ve merkezden yönelim kuru luşlarıyla bir bütündür. Böyle iki farklı ör gütlenmeye gidilmesinin amacı kamusal hizmet ve faaliyetlerin daha verimli yürü tülmesinin sağlanmasıdır. Yönetimde bir lik ve beraberliğin bozulmaması için yerin den idare kuruluşlarının işleyişi merkezî yönetim tarafından denetlenmektedir. Ye rinden yönetim kuruluşlarından bir kısmı nın işlemlerinin tamamı, bir kısmının iş lemlerinin ise önemlileri merkezî yöneti min denetimine bağlanmıştır, merkezî yö netimin yerinden yönetim birimlerine karşı uyguladığı bu denetime “vesayet denetimi” adı verilmektedir.
Son düzenleyen Safi; 28 Mayıs 2016 08:02
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Mayıs 2011       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Yerel yönetim birimleri nelerdir?


Mahalle Muhtarının Görevleri


  1. Seçim zamanlarında sandık seçim kurullarına, sağlık ocağı ve sağlık merkez kurullarına ve emlak vergisi ile ilgili olarak arsaların bedel tespit komisyonu gibi kurul ve komisyonlara katılmak,
  2. Sandık seçim listelerinin ve askerlik çağına girmiş olanların kimlik çizelgelerinin askıya çıkarılması gibi ilan işlerinin yapılması,
  3. Cadde, sokak ve meydan levhalarını zaman zaman kontrol ederek eksik ve bozulmuş olanları belediyeye bildirerek yapılmasını sağlamak,
  4. Salgın ve bulaşıcı hastalıkları şüpheli kimseleri ilgili kuruluşlara bildirmek,
  5. Askerlik ve seferberlik başta olmak üzere tebligatların yapılmasında yardımcı olmak,
  6. Seçmen kâğıtlarının dağıtılmasını sağlamak,
  7. Mahallede oturan vatandaşlar için gerekli ilmühaberler düzenleme,
  8. Nüfus kâğıdını kaybeden ya da yenisini çıkarmak isteyenlere gerekli olan belgeleri düzenlemek,
  9. Muhtaç, yaşlı, sakat ve kimsesizlere ,"Yeşil Kart" verileceklerin ve afet zamanlarında yardım yapılacakların tespiti gibi işlerde idareye yardımcı olmak,
  10. Mahallede yapılan ve yürütülen hizmetlerle ilgili görüş bildirmek.

Köy Muhtarının Görevleri


Muhtarın göreceği Devlet işleri şunlardır:
  1. Hükümet tarafından bildirilecek kanunları, nizamları köy içinde ilan etmek ve halka anlatmak ve kanunlar, nizamlar, talimatlar, emirler ile kendisine verilecek işleri görmek;
  2. Köyün sınırı içinde dirlik ve düzenliği korumak (asayişi korumak);
  3. Salgın ve bulaşık hastalıkları günü gününe Hükümete haber vermek;
  4. Hekim olmayanların ve üfürükçülerin hastalara ilaç yapmasını menetmek ve Hükümete haber vermek;
  5. Köylünün çiçek ve bulaşık hastalıklar aşısı ile aşılanıp hastalıktan kurtulmasına çalışmak;
  6. Köye gelip gidenlerin niçin gelip gitmekte olduklarını anlamak ve bunlar içinde şüpheli adamlar veyahut ecnebiler görülürse hemen yakın karakola haber vermek;
  7. Her ay içinde köyde doğan, ölen, nikâhlanan ve boşananların defterini yapıp ertesi ayın onuncu gününden evvel nüfus memuruna vermek ve köyün nüfus defterini birlikte götürerek vukuatı yürüttürmek;
  8. Vergi toplamak için gelen tahsildarlara yol göstermek, yardım etmek ve tahsildarların yolsuzluğunu görürse Hükümete haber vermek.
  9. Asker toplamak ve bakaya ve kaçakları Hükümete haber vermek;
  10. Köy civarında eşkıya görürse Hükümete haber vermek ve elinden gelirse tutturmak;
  11. Köylünün ırzına ve canına ve malına el uzatan ve Hükümet kanunlarını dinlemiyen kimseleri köy korucuları ve gönüllü korucularla yakalattırarak Hükümete göndermek;
  12. Köy sınırı içinde yangın ve sel olursa köylüleri toplayıp söndürmeğe ve çevirmeğe çalışmak, (orman yangınlarında sınırdan dışarı olsa dahi yardıma mecburdurlar.);
  13. Mahkemelerden gönderilen celpname ve her türlü tezkere ve hükümleri lazım gelenlere bildirerek istenilen işleri yapmak ve mahkeme mübaşirine ve jandarmaya vazifesinde kolaylık göstermek;
  14. İhzar ve tevkif müzekkereleri (bazı adamların kanun namına tutulmasını emreden mahkeme kağıdı) gösterildikte aranılan kimseleri kağıdı getirenlere tutturmak;
  15. Zarar görenlerin şikayeti ve bilip işitenlerin haber vermesi üzerine sorup araştırmak;
  16. Bu kanunda ismi geçen davaları ihtiyar meclisine söyleyip hükmünü almak.

Madde 37 - Muhtarın göreceği köy işleri şunlardır:


  1. 13 üncü maddede sayılan işleri ihtiyar meclisi ile görüşerek yapmak ve yaptırmak;
  2. 14 üncü maddede sayılan işlerin yapılabilmesi için köylülere öğüt vermek;
  3. İhtiyar Meclisi ile görüştükten sonra köylüyü işe çağırmak;
  4. İhtiyar Meclisi kararı ile köy işlerine harcanacak parayı toplamak;
  5. Köy işlerine harcanacak parayı topladıktan sonra harcamak için emir vermek;
  6. Bir ay içinde nerelere ve ne kadar para harcamış ise gelecek ay başında hesabatını ihtiyar meclisine vermek;
  7. Köy işlerinde hem davacı, hem hasım olarak mahkemede bulunmak ve isterse mahkemeye diğer birini yerine (vekil) göndermektir.

Büyükşehir belediye başkanının görevleri şunlardır:


  1. Belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilâtını sevk ve idare etmek, beldenin ve belediyenin hak ve menfaatlerini korumak.
  2. Belediyeyi stratejik plâna uygun olarak yönetmek, belediye idaresinin kurumsal stratejilerini oluşturmak, bu stratejilere uygun olarak bütçeyi hazırlamak ve uygulamak, belediye faaliyetlerinin ve personelinin performans ölçütlerini belirlemek, izlemek ve değerlendirmek, bunlarla ilgili raporları meclise sunmak.
  3. Büyükşehir belediye meclisi ve encümenine başkanlık etmek, bu organların kararlarını uygulamak.
  4. Bu Kanunla büyükşehir belediyesine verilen görev ve hizmetlerin etkin ve verimli bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli önlemleri almak.
  5. Büyükşehir belediyesinin ve bağlı kuruluşları ile işletmelerinin etkin ve verimli yönetilmesini sağlamak, büyükşehir belediyesi ve bağlı kuruluşları ile işletmelerinin bütçe tasarılarını, bütçe üzerindeki değişiklik önerilerini ve bütçe kesin hesap cetvellerini hazırlamak.
  6. Büyükşehir belediyesinin hak ve menfaatlerini izlemek, alacak ve gelirlerinin tahsilini sağlamak.
  7. Yetkili organların kararını almak şartıyla, büyükşehir belediyesi adına sözleşme yapmak, karşılıksız bağışları kabul etmek ve gerekli tasarruflarda bulunmak.
  8. Mahkemelerde davacı veya davalı sıfatıyla ve resmî mercilerde büyükşehir belediyesini temsil etmek, belediye ve bağlı kuruluş avukatlarına veya özel avukatlara temsil ettirmek.
  9. Belediye personelini atamak, belediye ve bağlı kuruluşlarını denetlemek.
  10. Gerektiğinde bizzat nikâh kıymak.
  11. Diğer kanunların belediye başkanlarına verdiği görev ve yetkilerden büyükşehir belediyesi görevlerine ilişkin olan hizmetleri yerine getirmek ve yetkileri kullanmak.
  12. Gerektiğinde görev ve yetkilerinden bir veya birkaçını ilçe veya ilk kademe belediye başkanına devretmek.
  13. Bütçede yoksul ve muhtaçlar için ayrılan ödeneği kullanmak, özürlülerle ilgili faaliyetlere destek olmak üzere özürlü merkezleri oluşturmak.

Kaymakamın en önemli sayılabilecek görevleri şunlardır:


  1. Kaymakam, ilçenin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur
  2. Kaymakam, kanun, tüzük yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını, uygulanmasını sağlar ve bunların verdiği yetkileri kullanır ve ödevleri yerine getirir. Kaymakam, valinin talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir;
  3. Kaymakamlar, dördüncü maddenin son fıkrasında belirtilen daire ve müesseseler dışında kalan bütün Devlet daire ve müessese ve işletmelerini ve özel işyerlerini, özel idare, belediye ve köy idareleriyle bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetler ve teftiş ederler. Bu teftiş ve denetlemeyi bizzat veya idare şube başkanları veya validen talep edeceği Bakanlık veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlük müfettişleri vasıtasıyla ortaokul veya bu dereceli öğretim müesseselerini de bizzat veya ilgili müfettişleri marifetiyle denetler;
  4. Kaymakam, denetlemesi sırasında iş başında kalmalarında mahzur gördüğü ilçe idare şube başkanlarını valinin muvafakatiyle, diğer memur ve müstahdemleri re'sen sorumluluğu altında işten el çektirebilir.
  5. Kaymakam, valinin tasvibiyle ilçe genel ve özel kolluk kuvvetleri mensuplarının geçici veya sürekli olarak yerlerini değiştirebilir
  6. Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararları ve bunlara dayanılarak valiler tarafından verilecek talimat ve emirler ilçe idare, şube başkanlarına kaymakamlar yolu ile tebliğ olunur.
  7. Anayasamıza göre sadece illerin yönetimi yetki genişliği ilkesine dayanması söz konusu olduğundan, vali ve kaymakam arasında önemli yetki farklılıkları ortaya çıkmaktadır.
  8. Valiler yetki genişliğinden yararlanırlar. Kaymakamlar ise bundan yararlanamazlar. Bu bakımdan valiler merkeze sormadan karar alabilirler kaymakamlar ise bunu yapamazlar.
  9. Valinin genel emir çıkarma yetkisi vardır; kaymakamın ise böyle bir yetkisi yoktur.
  10. Valinin il içerisindeki memurları atama yetkisi kaymakam için son derece sınırlıdır.
  11. Kaymakama valinin aksine yabancı ülke konsolosları ve komşu devletlerin sınır makamları ile ilişki kurma yetkisi

Valinin başlıca görevleri olrak şunları sayabiliriz:


  1. Vali, kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını ve uygulanmasını sağlamak ve Bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir. Bu işlerin gerçekleştirilmesi için gereken bütün tedbirleri almıya yetkilidir.
  2. Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için valiler genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler.
  3. İlin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur
  4. Vali, ilde teşkilatı veya görevli memuru bulunmıyan işlerin yürütülmesini, bu işlerin görülmesiyle yakın ilgisi bulunan her hangi bir idare şube veya daire başkanından istiyebilir. Bu suretle verilen işlerin yapılması mecburidir.
  5. Vali, Cumhuriyet Bayramında ilde yapılacak resmi törenlere başkanlık yapar ve tebrikleri kabul eder
  6. Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır. Bu maksatla Devletin genel ve özel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teşkilat amir ve memurları vali tarafından verilen emirleri derhal yerine getirmekle yükümlüdür.
  7. İldeki devlet memurlarının bir kısmını doğrudan atamak, bir kısmının atanması konusunda görüşünü bildirmek, bir kısmının da görev yerlerini belirlemek ve değiştirmek.
  8. İldeki yerinden yönetim kuruluşları üzerinde vesayet yetkilerini kullanmak.

Başbakan'ın Görevleri:


Başbakan, TBMM üyeleri arasından cumhurbaşkanı tarafından atanır. Bakanlar ise başbakan tarafından seçilir.
Bakanlar Kurulu, başbakan ve bakanlardan oluşur. Bakanlar Kuruluna, hükümet ya da kabine de denir. Bakanlar Kurulu oluşturulduktan sonra en geç bir hafta içinde hükümet programı TBMM’de okunur ve güvenoyuna sunulur. Güvenoyu alırsa görevine başlar.
Başbakanın görevleri şunlardır:
  • Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek,
  • Bakanlar arasında işbirliği sağlamak,
  • Hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetmek,
  • Bakanların görevlerini anayasa ve yasalara uygun yerine getirmelerini sağlamak.
Son düzenleyen Safi; 28 Mayıs 2016 07:50
Gece Prensesi - avatarı
Gece Prensesi
Ziyaretçi
24 Mayıs 2011       Mesaj #4
Gece Prensesi - avatarı
Ziyaretçi

Yerel yönetimler, bir anayasal kavramdır.


1876 Anayasası dahil diğer bütün anayasalar, yerel yönetimlerle ilgili hükümlere ve ilkelere yer vermiştir. Ancak 1982 Anayasasının yerel yönetimlerle ilgili düzenlemesi, diğer anayasalara göre daha geniş kapsamlıdır.

1982 Anayasası’nın “İdarenin Kuruluşu” kenar başlığı altında “merkezi idare” ve “mahalli idareler” yer almaktadır. Anayasanın merkezi yönetim ile ilgili düzenlemesi kısa olduğu halde, yerel yönetimlerle ilgili maddesi, oldukça uzun düzenlenmiştir. Bu da yerel yönetimler konusundaki tartışma ve endişelerden kaynaklanmış olmalıdır. Anayasa’daki düzenlemeye göre yerel yönetimlerin özellikleri şöyle belirlenebilir.
  • Yerel yönetimler; il, belediye ve köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan kamu tüzel kişileridir.
  • Yerel yönetimlerin karar organları seçimle belirlenir.
  • Yerel yönetimlerin kuruluş ve görevleri ile yetkileri, yerinden yönetim ilkesine uygun olarak kanunla düzenlenir.
  • Yerel yönetimlerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanmalarına ilişkin itirazların çözümü ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile olur.
  • Görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan yerel yönetim organları veya bu organların üyelerini İçişleri Bakanı geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar görevinden uzaklaştırabilir.
  • Yerel yönetimlerin seçimleri beş yılda bir yapılır. Ancak, milletvekili genel seçiminden önceki veya sonraki bir yıl içinde yapılması gereken mahalli idare organların veya bu organların üyelerine ilişkin genel ve ara seçimler, milletvekili genel ve ara seçimleriyle birlikte gerçekleştirilir.
  • Merkezi yönetim, yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisine sahiptir. İdari vesayet, mahalli hizmetlerin, idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması amacıyla yapılır. İdari vesayet yetkisi kanunla düzenlenir.
  • Yerel yönetimler kendi aralarında birlik kurabilirler. Birlik kurmaya ilişkin izni Bakanlar Kurulu verir.
  • Yerel yönetimlerin merkezi yönetim ile karşılıklı bağ ve ilgileri kanunla düzenlenir.
  • Yerel yönetimlere görevleri ile orantılı gelir kaynakları sağlanır.
  • Büyük yerleşim merkezleri için kanunla özel yönetim biçimleri oluşturulabilir.
Yerel yönetimlerle ilgili yasal düzenlemelerin Anayasadaki bu hüküm ve ilkelere uygun olması gerekir Anayasa, üç tür yerel yönetimden söz etmektedir. Bunlar, “il özel idaresi”, “belediye” ve “köy”dür. Anayasa, yerel yönetimlerin yalnızca “karar organları”nın seçimle belirlenmesini emretmektedir. Karar organlarının dışında kalan yürütme organları (belediye başkanı, vali ve muhtar) seçimle değil, atama ile belirlenebilecektir. Nitekim olağanüstü durumlarda, belediye başkanları ve muhtarlar seçimle işbaşına gelmiş olsalar da görevden alınabilmekte, yerlerine başkasının ataması yapılabilmektedir. Bu da ülkemizde askeri müdahaleleri kolaylaştıran bir nitelik arz etmekte ve demokrasiden sapmaları yasallaştıracak oluşumlara neden olmaktadır.

Ülkemizde, “il özel idaresi”, “belediye” ve “köy” olmak üzere üç türlü yerel yönetim birimi bulunmaktadır

Ad:  yerel yöntem.jpg
Gösterim: 2905
Boyut:  123.0 KB
Son düzenleyen Safi; 28 Mayıs 2016 07:49
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Nisan 2014       Mesaj #5
Avatarı yok
Yasaklı
Yerel Yönetim => Ulusal sınırlar içinde yaşayan ve farklı büyüklüklerdeki toplulukları oluşturan insanların yerel ve ortak özellikli ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla hukuksal bir çerçeve içerisinde oluşturulan anayasal nitelikli kuruluşlara verilen ad

DEVAMI Yerel Yönetim Nedir?
Son düzenleyen Safi; 28 Mayıs 2016 07:57
_AERYU_ - avatarı
_AERYU_
Ziyaretçi
1 Mayıs 2014       Mesaj #6
_AERYU_ - avatarı
Ziyaretçi

Yerel yönetim birimleri nelerdir?


MsXLabs.org
Kentlerde belediyeler, kısral yerleşimde köy muhtarlıkları ve illlerde il özel idaresi yerel yönetim birimleridir.

Belediyelerin Görevleri:
1- Kentin altyapısı ile ilgilenmektedir. Bunun içerisine su dağıtımı, şebeke dağıtımı, kanalizasyon, şehiriçi yollar, doğalgaz dağıtımı vs. gibi işler belediyeye aittir.
2- Çöp toplama, yolların temizlenmesi, itfaiye hizmetler, zabıta hizmetleri, cadde ve sokak temizliği ve halk sağlığını koruma gibi görevler.
3- Şehir içerisinde imar ile ilgili izin ve belgeler belediyenin görevleri arasındadır.
4- Şehrin ekonomik işleri belediyenin kontrolü altındadır. Fiyat ve ücret tespit etme, haller açma, pazar yerleri kurma, sanayi bölgeleri kurma vs. gibi görevler belediyeye aittir.
5- Şehir içerisinde eğitim ile ilgili görevleri vardır. Okul öncesi eğitim verme, mesleki eğitim kursları düzenleme ve kütüphane açma vs. gibi görevleri vardır.
6- Sağlık hizmetleri, dini görevler, nikah işleri, yurt açma ve ucuz konut yapma gibi görevleri vardır.
7- Şehir içerisindeki ulaştırma alanındaki işler belediyeye aittir.
8- Eski tarihi eserleri koruma, kültür merkezi açma, spor alanları yaratma, tiyatro müze ve sinema salonları açma gibi görevleri vardır.

Köy Muhtarlıklarının Görevleri:
1- Hükümet tarafından bildirilen kanunları köy içinde duyurma ve halka anlatmak ve kanunların kendisine verdiği işleri yerine getirmek
2- Köyün sınırı içindeki asayişi sağlamak
3- Salgın ve bulaşıcı hastalıklarda hükümete haber vermek
4- Doktor olmayıp hastalara ilaç veren kişileri engellemek
5-Köyün bulaşıcı hastalıklara karşı aşılanmasını sağlamak
6-Köye gelenlerin neden geldiklerinin anlamak, gelenlerin arasında şüpheliler varsa en yakın karakola haber vermek
7- Her ay köy içerisinde doğum yapan, ölen, evlenen veya boşanan kişilerin kayıdını tutup ertesi ayın 10. gününden önce nüfus memuruna vermek
8- Vergi toplamak için gelenlere yardımcı olmak
9- Asker çağı gelenleri toplamak, kaçakları ilgili birimlere bildirmek
10- Köy etrafında kaçak veya eşkiya görülürse ilgili yere haber vermek
11- Köyün ırzına, canına veya malına göz tutanları köy korucularına veya gönüllü koruculara yakalatıp teslim etmek
12- Köy içerisinde yangın ve sel gibi durumlarda köylüleri toplayıp afeti engellemek.

İl Özel İdaresinin Görevleri Nelerdir:
Yasayla belirlenen mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçların karşılanmasında hizmet çakışmalarını en aza indirecek bir anlayışla hareket edip öncelikli alanları belirlemek, bütçenin önemli bir kısmını bu alanlara tahsis etmek ve tüm hizmetleri eşitsizlik ve adaletsizlikleri ortadan kaldırarak demokrasiyi güçlendirecek şekilde kaliteli, verimli ve etkili bir şekilde halkın yararına sunmaktır.
Son düzenleyen Safi; 28 Mayıs 2016 07:51
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
22 Mayıs 2016       Mesaj #7
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Yerel Yönetim Nedir?


Ad:  IMG_20160522_110436.jpg
Gösterim: 2844
Boyut:  60.7 KB
Yerel yönetimler,ulusal sınırlar içerisindeki değişik büyüklüklerdeki topluluklarda yaşayan insanların, ortak ve yerel nitelikteki gereksinimlerini karşılamak amacıyla kurulan ve hukuk düzeni içerisinde oluşturulmuş olan anayasal kuruluşlardır. "Yerel yönetimler, belli bir coğrafi alan üzerinde yaşayan yerel topluluk üyelerinin kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, ekonomik, sosyal, kültürel zenginliğe ve refaha ilişikin yerel hizmetleri genel yetkiyle, kendi sorumluluğu doğrultusunda yerine getiren, işleyişinde açıklığı, şeffaflığı çoğulcu ve katılımcı demokrasi ilkelerini hayata geçiren, yetkilerin yerel halka en yakın yönetim birimince kullanıldığı, kamu tüzel kişiliğine sahip, özerk, demokratik bir kuruluştur. Belediye, valilik, kaymakamlık örnek olarak verilebilir.
Anayasanın tanımladığı yönetim yerel yönetim biçimleri şöyle olmakta;
İl Özel İdareleri
Belediyeler ve Köy İdareleri

Ad:  IMG_20160522_110057.png
Gösterim: 14140
Boyut:  124.4 KB

Yerel Yönetimlerin Görevleri


Belediyelerin Görevleri
Kentin belli başlı sorunları ile ilgilenmek. Bu sorunların tespiti ve giderilmesi için çalışmalar yapılmalıdır. Su, elektrik, doğalgaz gibi hatların sağlıklı olarak işlediğinin takibini yapmalıdır. Çevrenin ve doğanın temizliğinden sorumlu olmaktadırlar. Şehir içerisinde ekonomik işleri kontrol altına alıp halkın temel ihtiyaçlarına sahip çıkmalı. Sağlık hizmetini devamlı kontrol etmeli. İnsanları spora teşvik edip onların sağlıklı faydalı bireyler haline getirmelidir.

Köy Muhtarlıklarının Görevleri
Köy içinde nüfus kayıtlarını tutmalı. Salgın veya herhangi bulaşıcı hastalıkta sağlık birimlerine haber vermeli. Doktor olmayan kesimlerde doktor ihtiyacı için çalışmalar yapmak. Hükümet tarafından verilen yardımları hak sahibine ulaştırmak. Asker olacak kişilerin evraklarını ayarlamak ve yetkili kişilere bildirmek. Köyün asayişini sağlayarak gerektiği durumlarda yetkilileri haberdar etmeli.

İl Özel İdaresinin Görevleri
Yasanın verdiği yetkiler doğrultusunda hizmetler karşılanmalı. Belediye tarafından verilecek olan hizmetlerin adil ve eşit şekilde dağıtıldığını takip etmeli. Halkın ihtiyaçlarını karşılayıp yaşam kalitesini yükseltmelidir.
Derlemedir
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen perlina; 22 Mayıs 2016 13:28
perlina - avatarı
perlina
Ziyaretçi
22 Mayıs 2016       Mesaj #8
perlina - avatarı
Ziyaretçi

Yerel Yönetimde Kaymakam ve Valinin Görevleri



1. Kaymakam, ilçenin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur
2. Kaymakam, kanun, tüzük yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını, uygulanmasını sağlar ve bunların verdiği yetkileri kullanır ve ödevleri yerine getirir. Kaymakam, valinin talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir;
3. Kaymakamlar, dördüncü maddenin son fıkrasında belirtilen daire ve müesseseler dışında kalan bütün Devlet daire ve müessese ve işletmelerini ve özel işyerlerini, özel idare, belediye ve köy idareleriyle bunlara bağlı tekmil müesseseleri denetler ve teftiş ederler. Bu teftiş ve denetlemeyi bizzat veya idare şube başkanları veya validen talep edeceği Bakanlık veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlük müfettişleri vasıtasıyla ortaokul veya bu dereceli öğretim müesseselerini de bizzat veya ilgili müfettişleri marifetiyle denetler;
4. Kaymakam, denetlemesi sırasında iş başında kalmalarında mahzur gördüğü ilçe idare şube başkanlarını valinin muvafakatiyle, diğer memur ve müstahdemleri re'sen sorumluluğu altında işten el çektirebilir.
5. Kaymakam, valinin tasvibiyle ilçe genel ve özel kolluk kuvvetleri mensuplarının geçici veya sürekli olarak yerlerini değiştirebilir
6. Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararları ve bunlara dayanılarak valiler tarafından verilecek talimat ve emirler ilçe idare, şube başkanlarına kaymakamlar yolu ile tebliğ olunur.
7. Anayasamıza göre sadece illerin yönetimi yetki genişliği ilkesine dayanması söz konusu olduğundan, vali ve kaymakam arasında önemli yetki farklılıkları ortaya çıkmaktadır.
8. Valiler yetki genişliğinden yararlanırlar. Kaymakamlar ise bundan yararlanamazlar. Bu bakımdan valiler merkeze sormadan karar alabilirler kaymakamlar ise bunu yapamazlar.
9. Valinin genel emir çıkarma yetkisi vardır; kaymakamın ise böyle bir yetkisi yoktur.
10. Valinin il içerisindeki memurları atama yetkisi kaymakam için son derece sınırlıdır.
11. Kaymakama valinin aksine yabancı ülke konsolosları ve komşu devletlerin sınır makamları ile ilişki kurma yetkisi

Valinin başlıca görevleri olrak şunları sayabiliriz:


1. Vali, kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının neşir ve ilanını ve uygulanmasını sağlamak ve Bakanlıkların talimat ve emirlerini yürütmekle ödevlidir. Bu işlerin gerçekleştirilmesi için gereken bütün tedbirleri almıya yetkilidir.
2. Kanun, tüzük, yönetmelik ve Hükümet kararlarının verdiği yetkiyi kullanmak ve bunların yüklediği ödevleri yerine getirmek için valiler genel emirler çıkarabilir ve bunları ilan ederler.
3. İlin her yönden genel idare ve genel gidişini düzenlemek ve denetlemekten sorumludur
4. Vali, ilde teşkilatı veya görevli memuru bulunmıyan işlerin yürütülmesini, bu işlerin görülmesiyle yakın ilgisi bulunan her hangi bir idare şube veya daire başkanından istiyebilir. Bu suretle verilen işlerin yapılması mecburidir.
5. Vali, Cumhuriyet Bayramında ilde yapılacak resmi törenlere başkanlık yapar ve tebrikleri kabul eder
6. Vali, il sınırları içinde bulunan genel ve özel bütün kolluk kuvvet ve teşkilatının amiridir. Suç işlenmesini önlemek, kamu düzen ve güvenini korumak için gereken tedbirleri alır. Bu maksatla Devletin genel ve özel kolluk kuvvetlerini istihdam eder, bu teşkilat amir ve memurları vali tarafından verilen emirleri derhal yerine getirmekle yükümlüdür.
7. İldeki devlet memurlarının bir kısmını doğrudan atamak, bir kısmının atanması konusunda görüşünü bildirmek, bir kısmının da görev yerlerini belirlemek ve değiştirmek.
8. İldeki yerinden yönetim kuruluşları üzerinde vesayet yetkilerini kullanmak.
Derlemedir
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

16 Nisan 2013 / best10 Siyasal Bilimler
14 Mayıs 2011 / Misafir Cevaplanmış
21 Nisan 2016 / Misafir07 Soru-Cevap
5 Mayıs 2012 / Misafir Cevaplanmış