Arama

Yönetim Şekilleri (Devlet Yönetim Biçimleri)

Güncelleme: 1 Mayıs 2017 Gösterim: 397.302 Cevap: 3
best10 - avatarı
best10
Ziyaretçi
15 Mayıs 2010       Mesaj #1
best10 - avatarı
Ziyaretçi
Yönetim Şekilleri (Devlet Yönetim Biçimleri)
MsXLabs.org & Vikipedi, özgür ansiklopedi
Sponsorlu Bağlantılar

Yönetim biçimleri, devletlerin idare şeklidir. Devlet şekli cumhuriyet olan, yani halk egemenliği olan devletlerde, yönetim biçimi bununla özdeş olarak demokrasi olmayabilir. Yönetim biçimi ile devletin kuruluşunun ve milletlerin hayat tarzlarının, dünya görüşünün derin bir ilgisi vardır.
Örneğin Mustafa Kemal Paşa'nın cumhuriyeti kurarak monarşiye son vermesinde Meclis Yönetimi'ni esas alması, dünyada tek bir oluşumdur. Çünkü genellikle cumhuriyete geçen sistemlerde, diktatörlük veya ideolojik yönetimler egemendir. Bir cumhuriyetin meclise dayanması doğası gereğidir.

Yönetim biçimleri şunlardır:

Totalitarizm
Küçük bir politik grubun önemli bütün yetkileri tekelinde toplayarak, demokratik olmayan bir biçimde, devletçilikle ve sıkı bir denetim rejimiyle toplumu yönetmesi akımı ve uygulamasıdır.

Teokrasi
Yasama, yürütme ve yargı fonksiyonlarına ilişkin bütün devlet gücünün, ancak ilâhî kaynaklı olması halinde meşruiyet ve hukukîlik kazanacağını savunan ve bu gücün sadece Tanrı'nın yeryüzündeki vekiller tarafından kullanılabileceğini öngören teoriyi ifade eder.

Federasyon
Birden fazla devletin kendi istekleriyle bir araya gelerek dışarıya karşı tek bir siyasal güç olarak görülmeleri ve bu amaçla kurdukları örgütün oluşturan devletlerin üzerinde olması; iç işlerinde ise, gene aralarındaki anlaşmaya göre geniş veya dar ölçüde özerk olmaları. Bu devlet içinde yaşayan çeşitli uluslar da büyük bir özerklik içinde ama aynı devlet içinde dışarıya karşı birliklerini bozmadan yaşamlarını sürdürebilirler.

Konfederasyon
Bağımsız devletler tarafından, egemenliklerini muhafaza etmek şartıyla, ortak ve sınırlı menfaatlerini sağlamak maksadıyla, bir antlaşma ile kurulan devletler topluluğudur. Konfederasyonda, devletler ancak belli ve sınırlı maksatlarla birleşmişlerdir. Konfederasyonu meydana getiren konfedere devletlerin devletlik vasfı, konfederasyon halinde de devam eder. Ortak menfaatlerini gerçekleştirmeye yarayacak nispette bir işbirliği yaparlar; bunun dışında müstakil devlet sıfatlarını, hak ve vazifelerini tamamıyla korurlar.

Monarşi
Bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır.

Oligarşi
Sadece belirli bir zümrenin bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir. Genelde yönetimdeki grup, askeri, siyasi veya maddi olarak ülkenin önde gelen gruplarından birisidir. Bazı siyaset bilimciler, yönetim şekli ne olursa olsun, her devletin yönetiminde mutlaka bir oligarşi olduğunu belirtirler.

Doğrudan Demokrasi
Doğrudan hükümet de denilen doğrudan demokrasi, halkın egemenliğini bizzat ve doğrudan doğruya kullandığı demokrasi tipidir. Doğrudan demokraside devlet için gerekli olan bütün kararlar, yurttaşlar topluluğu tarafından aracısız ve temsilcisiz olarak bizzat alınırlar. Doğrudan demokrasi, halkın halk tarafından yönetilmesini öngörmektedir. Dolayısıyla doğrudan demokrasi sistemi, demokrasinin ideal anlamına en yakın olan sistemdir.

Temsili Demokrasi
Demokratik ülkelerde milletin egemenlik hakkını doğrudan değil de, seçtiği temsilciler (milletvekilleri) aracılığıyla kullandığı bir demokrasi uygulamasıdır. Genellikle nüfusu yüksek ülkelerde kullanılır.

Mutlakiyet
Bir hükümdarın kayıtsız şartsız idaresi altında bulunan hükümet şeklidir. İdareyi elinde bulunduran mutlak hâkimdir ve kimseye hesap vermez. İktidar miras yoluyla alınabildiği gibi seçimle de olabilir.

Despotluk
Hiçbir yasaya bağlı kalmaksızın ve buyrukçunun çıkarından başka hiçbir amaç gözetmeksizin, zorbaca uygulanan ve buyruklara dayalı yönetim biçimidir.

Meşrutiyet
Hükümdarların mutlak yetkilerinin bir bölümünü anayasal kurumlara ve meclise devrettiği yönetim biçimidir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Mayıs 2017 13:36
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ekim 2010       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yönetim Biçimleri

Sponsorlu Bağlantılar
Monarşi (ya da krallık) bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir gibi çeşitli adlar alabilir. Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Cumhuriyetlerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir.Monarşi,bir sultanın,hükümdarın veya padişahın tek başına egemen olduğu sisteme denir.

Oligarşi, sadece belirli bir zümrenin bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir. Yunancadaki 'az' ve 'yönetim' kelimelerinin birleşmesiyle oluşturulmuş bir kelimedir.
Genelde yönetimdeki grup, askeri, siyasi veya maddi olarak ülkenin önde gelen gruplarından birisidir. Bazı siyaset bilimciler, yönetim şekli ne olursa olsun, her devletin yönetiminde mutlaka bir oligarşi olduğunu belirtirler.

Teokrasi dine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terim (Dinerki). Daha doğru bir anlatımla, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimidir. Her ne kadar farklı algılanış biçimleri ve yorumları mevcut olsa da, teokrasi en yalın anlamda "devlet işlerinden bir tür ruhban sınıfının sorumlu olduğu ve devlet işlerinin dini temellere dayandırılmaya çalışıldığı sistem" olarak tanımlanabilir.

Cumhuriyet, milletin, egemenliği kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli süreler için seçtiği temsilcileri aracılığıyla kullandığı yönetim biçimidir. Aynı zamanda, "Türkiye Cumhuriyeti" örneğinde olduğu gibi, cumhuriyetle yönetilen ülkelere de cumhuriyet adı verilir.
Cumhuriyet haklın kendi kendisini yönettiği yönetim şeklidir. Cumhuriyet yönetiminde millet egemenliğni kendi elinde tutar ve bunu belirli süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığı ile kullanır. Padişahlıkta ise siyasi otorite aynı ailede miras yolu ile geçer ve ülke tek kişi tarafından yönetilir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
19 Mayıs 2012       Mesaj #3
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Cumhuriyet
Cumhuriyet, egemenliğin halka ait olduğu devlet biçimidir. Hükümet başkanının, kamu tüzel kişiliğini temsil eden bir heyet tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu oligarşi kavramının zıddıdır.
Latince respublica, klasik kullanımda "Devlet" anlamındadır. Toplumun bütünü namına kamu otoritesini kullanan tüzel kişiliği ifade eder. Avrupa siyasi düşüncesinde respublica Jean Bodin'den (1530-1596) itibaren, egemenlik hakkını kullanan hükümdardan ayrı olarak "devletin soyut kişiliği" anlamında kullanılmış, 1640'lı yıllardan itibaren de popüler kullanımda "hükümdarsız devlet biçimini" ifade etmiştir.

Meritokrasi
Meritokrasi yönetim erkinin, yetenek ve kişilerin bireysel üstünlüğüne yani liyakata dayandığı yönetim biçimidir. Bu yönetim şeklinde idare erki, üstün özellikleri olduğu düşünülen kişiler arasında paylaştırılmaktadır. Kayırma yoktur. Özellikle kamu yönetiminde daha bilgili ve yetenekli kişilerin seçilmesi ve yine hizmet içindeki ilerleme, yükselmelerinin bilgi başarı yenenek kıstaslarına göre yapılmasını amaçlar. Osmanlı Devleti'ndeki Devşirme sistemi buna örnek gösterilebilir. Meritokrasi kelimesi ilk kez Britanyalı sosyolog Michael Young'ın hiciv tarzındaki eseri Rise of the Meritocracy (Meritokrasinin Yükselişi)'de geçmektedir. Bu kelime Latince meritum ile Yunanca kratein (κρατεῖν) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Meritum; yeterli ve değer anlamına, kratostan üreyen krasi ise, güç, etki ve kuvvet anlamına gelmektedir. Kelimeler birleşince ortaya çıkan kelime ise; toplumda değerlilerin, seçkinlerin güçlü ve etkili olmasını savunan bir görüşün adıdır. Dolayısıyla, üst kademelerde zekâ, çalışkanlık ve diğer mesleki hünerleri bulunan kişilere yer verilmesi anlamına gelmektedir. Liyakat sistemi (Merit System), siyasal kayırmacılık sisteminin uygulamada olumsuz sonuçlar vermesi neticesinde ortaya çıkan bir sistemdir. Sistem, 1883 tarihli “Pendleton Act” in ABD’de uygulanmasıyla başlanmıştır.

Kayırma sisteminin ortaya çıkışından itibaren geçen zaman içinde, devlet’in rolü büyük ölçüde değişmiştir. Devletin geleneksel düzenleyicilik işlevleri, hem hacim yönünden katlanarak artmış, hem alan itibariyle son derece genişlemiş; bunun sonunda devlet yeni ve büyük sorunlar üstlenmiştir. Devletin bu yeni görevlerini yerine getirebilmek için, modern kamu personeli, zamanımızın sosyal, ekonomik, bilimsel ve teknik problemlerini çözme gücüne sahip olmalıdır. Bu ihtiyaçlarla ve sorunlarla karşı karşıya kalan devlet bunları çözümleme sorumluluğunu üzerine almış ve “liyakat sistemini” geliştirmiştir. Konuyla ayrıntılı bilgi yazarın Kamu ve Kamu Personeli kitabında bulunmaktadır. Ayrıca sosyolog Melvin Tumin'in ifade ettiği üzere Meritokrasi, toplum içerisinde bireylerin yetenekleri ölçüsünde rol almaları durumudur.

Despotizm
Despotizm, ister bireysel ister sıkıca birbirine bağlı bir grup tarafından olsun mutlak siyasi bir güç ile hükmeden tek bir idari otoriteye sahip hükümet biçimi. Klasik biçiminde despotizm, bir şahsın idaresinin olduğu devlet, despot ise bütün siyasi gücü kullanan ve bütün devleti temsil eden diğer herkesin ikincil önemde olduğu otoritedir. Bu tip despotizm medeniyetin kurulmasında ilk aşamalarda görülen derebeylik ve benzeri yönetimlerde yaygındı. Tarihteki Mısır Firavunları klasik despotlara bir örnektir.

Federasyon
Federasyon coğrafî yapılarına göre oluşmuş birden fazla devletin kendi istekleriyle bir araya gelerek dışarıya karşı tek bir siyasal güç olarak görülmeleri ve bu amaçla kurdukları örgütün oluşturan devletlerin üzerinde olması; iç işlerinde ise, gene aralarındaki anlaşmaya göre geniş veya dar ölçüde özerk olmaları ile oluşan topluluk. Bu devlet içinde yaşayan çeşitli uluslar da büyük bir özerklik içinde ama aynı devlet içinde dışarıya karşı birliklerini bozmadan yaşamlarını sürdürebilmelerine konfederasyon adı verilir.

Konfederasyon
Konfederasyon, bağımsız kuruluşlar ve kurumlar tarafından, egemenliklerini muhafaza etmek şartıyla, ortak ve sınırlı menfaatlerini sağlamak maksadıyla, bir antlaşma ile kurulan topluluklardır. Konfederasyonda, kurum ve kuruluşlar ancak belli ve sınırlı maksatlarla birleşmişlerdir. Konfederasyonu meydana getiren konfedere kurum ve kuruluşlar vasıfları, konfederasyon halinde de devam eder. Ortak menfaatlerini gerçekleştirmeye yarayacak nisbette bir işbirliği yaparlar; bunun dışında müstakil kurum ve kuruluşlar sıfatlarını, hak ve vazifelerini tamamiyle korurlar. Konfederasyona dahil konfeder kurum ve kuruluşlar gerek harici gerekse dahili bakımdan tam manasıyla hakimiyetlerine sahiptirler. Üye kurum ve kuruluş devlet ise diğer devletlerle hertürlü diplomatik münasebetlerde bulunabilirler. Konfeder devletler, konfederasyona dahil devletleri hiçbir taahhüd altına sokmaksızın başka devletlerle savaşa giriştikleri gibi, aynı konfederasyonda üye olan bir devlet ile savaş yaptığı zaman, bu milletlerarası hukuk bakımından bir iç savaş sayılmaz; iki devletin harbi sayılır. Konfederasyonda üye devletlerin temsilcilerinden meydana gelen bir meclisi vardır. Bu meclis tarafından alınan kararları üye devletlerin de tatbik edebilmesi için her devletin ayrı ayrı bizzat yetkili organınca benimsenerek tasdik edilmesi gerekmektedir. Konfederasyon devlet topluluğu bir antlaşma ile meydana geldiği için, üye devletler istedikleri zaman konfeder devletten ayrılabilirler. Konfederasyon tipi devlet topluluğuna örnek olarak Bağımsız Devletler Topluluğu ve İngiliz Milletler Topluluğu verilebilir. Yalnız, çoğunlukta federasyon devlet tipini hazırladığı için, tarihi bir önemi vardır. Gerçekten bugün federasyon tipi devletler, bir zamanlar konfederasyon şeklinde idiler. Mesela, İsviçre 1848 tarihine kadar konfederasyon halinde idi. Bu tarihte bugünkü federal devlet durumuna geldi. Bugün bir federasyon devlet şekli meydana getiren ABD, 1776'dan 1787 yılına kadar konfederasyon devlet şekli idi. Bugünkü Birleşik Almanya da 1870 yılına kadar konfederasyon devlet durumunda idi. Şu halde tarihi bakımdan konfederasyon, federal devlet şeklini hazırlayan bir merhaledir. Bkz. Arjantin, Küba, İspanya, Kolombiya, Meksika, Kanada Federal devletlere örnek olarak verilebilir. Fakat tam tersi bir süreç olarak bir istisna, federasyon devleti olan Yugoslavya'nın son iki üyeleri Sırbistan ve Karadağ 2003 yılında Sırbistan ve Karadağ adında bir konfederasyon devletine dönüştü. Ama 2006 yılında bu konfederasyon iki üye ülkenin sonunda yollarını tamamiyle ayırıp bağımsız olunca son buldu.

Teokrasi
Teokrasi dine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terimdir (Din erki). Daha doğru bir anlatımla, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimidir. Her ne kadar farklı algılanış biçimleri ve yorumları mevcut olsa da, teokrasi en yalın anlamda "devlet işlerinden bir tür ruhban sınıfının sorumlu olduğu ve devlet işlerinin dini temellere dayandırılmaya çalışıldığı sistem" olarak tanımlanabilir.

Kelimenin Kökeni Theokrasi teriminin kökeni Yunanca θεοκρατία (theokratia)'dan gelmektedir. Tanrı Düzeni (Josephus) demektir. Kelime Yunanca Teos'dan dönüşmüştür. Theos kelimesinin kökeni Hint Avrupa dillerinde dinî kavramlar içinde yer alır. Theos'un anlamı tanrı, Kratos'un anlamı ise düzen demektir. Kelime Yunancada Tanrı'nın Düzeni anlamına gelir. Teokrasi kelimesi hiçbir şekilde İngilizcede gerçek anlamında kullanılmamıştır. İngilizcede kaydedilen ilk kullanım 1622 tarihlidir. İlahi Esin Altındaki Papazların Hükümeti olarak (Tevratda Krallardan önce kullanıldığı şekliyle) anlaşılmıştır. 1825'ten sonra ise Din adamlığına ve dine dayalı politik ve sivil güce teokrasi denilmiştir.

Din kurallarının geçerli olduğu sistem olan teokraside, kurallar ya dini kuralların aynısıdır, ya bunlardan büyük ölçüde etkilenmiştir ya da dini kurallarla çelişik olsa dahi dini temellere dayandırılır veya meşrutiyet için dayandırılması gerekir. Teokrasi ile yönetilen ülkelerde hukuk sistemi dine dayandırılması gerekir, hukuki kararların en yüksek mercii bir tür ruhban sınıfıdır. Teokratik sistemin dayandırıldığı dine göre ağırlığı ve önemi çeşitli olsa da, bu sistemde doğma mantığı ve akli durum göz önünde tutulur; çoğu zaman mantıki, akli ve pratik durumlar kabul edilen dogmalara adapte edilmeye çalışılır. Teorik anlamda, sistemin temeli dogmadır, diğer her türlü bilgi ikincil önem ve plandadır. Toplumsal yapı, hukuki yorumlar, eğitim ve kişisel hak ve özgürlükler dini kurallara göre uygulanır.

Monarşi
Monarşi bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir. Bu hükümdar, Türkçede kral, imparator, şah, padişah, prens, emir, kont, oymakbeyi gibi çeşitli adlar alabilir. Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır. Cumhuriyetlerde ise devlet başkanı seçimle işbaşına gelir. “Monarşi” sözcüğü dilimize Fransızca Monarchie kelimesinden gelir. Cezalandırma ve bağışlama yetkileri sadece hükümdarın elindedir.
Siyasal otoritenin genellikle miras yoluyla bir kişinin (kral,imparator v.b.) üstünde toplandığı yönetim biçimidir.
Monarşi kendi dışında yerleşmiş yasal ya da geleneksel bazı kuralları dikkate almak zorunda olmasından dolayı tiranlıktan ya da diktatörlükten ayrılır.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
In science we trust.
NURPERİ - avatarı
NURPERİ
Ziyaretçi
16 Nisan 2013       Mesaj #4
NURPERİ - avatarı
Ziyaretçi
TEOKRASİ
Teokrasi dine dayalı yönetim biçimini tanımlamak için kullanılan terimdir. Devlet işlerinin dini temellere dayandırılmaya çalışıldığı sistem.

MONARŞİ
Monarşi bir hükümdarın devlet başkanı olduğu bir yönetim biçimidir.Saltanatın bir başka adıdır.Bir monarşiyi diğer yönetim biçimlerinden ayıran en önemli özellik, devlet başkanının bu yetkiyi yaşamı boyunca elinde bulundurmasıdır.

OLİGARŞİ
Oligarşi, sadece belirli bir zümrenin bir ülkeyi yönetmesiyle ortaya çıkan yönetim biçimidir. Genelde yönetimdeki grup, askeri, siyasi veya maddi olarak ülkenin önde gelen gruplarından birisidir.

CUMHURİYET
Devleti yöneten kişilerin halk tarafından belirli süreler için seçildiği yönetim biçimine cumhuriyet denir. Bu yönetim biçimiyle halk da devlet yönetimine katılmış olur.
Örnek: Türkiye Cumhuriyet

SALTANAT
Osmanlı İmparatorluğu döneminde kullanılan yönetim şekline verilen addır. Yönetim şekli Osmanlı Hanedanı mensubu padişahın görünüşte mutlak egemen olmasına dayalıdır. Saltanat kelimesi Türkçe'de gösteriş ve zenginlik anlamında da kullanılır.Kısaca babadan oğula geçiş sistemi.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.

Benzer Konular

17 Mart 2017 / ThinkerBeLL Siyasal Bilimler
18 Mart 2009 / ThinkerBeLL Siyasal Bilimler
18 Ekim 2014 / Misafir Soru-Cevap
15 Mayıs 2010 / ThinkerBeLL Siyasal Bilimler
7 Haziran 2012 / virtuecat Siyasal Bilimler