Arama

Yusuf Akçura (siyaset adamı)

Güncelleme: 21 Aralık 2015 Gösterim: 8.478 Cevap: 2
KisukE UraharA - avatarı
KisukE UraharA
VIP !..............!
27 Aralık 2007       Mesaj #1
KisukE UraharA - avatarı
VIP !..............!

Biyografi
Yusuf Akçura, 2 Aralık 1876'da Kazan'ın Simbir ketinde dünyaya geldi. Babası Hasan Bey'in 1878'de ölümünden sonra annesi ile birlikte İstanbul'a göç etti. İlk ve orta öğretimini tamamladıktan sonra Harp Okuluna girdi. 1897'de Kurmay sınıfına geçti. Fakat yasaklanmış yazıları okuduğu için askerlikten atıldı ve Trablusgarb'a sürgün edildi. Sürgünden kaçarak Paris'e gitti ve Siyasal Bilgiler Okulu'na girdi. 1902'de mezun oldu. Kazan' giderek Mahmudiye Medresesi'nde tarih ve coğrafya öğretmenliğine başladı. Bir yandan dan da Kazan Muhbiri gazetesini çıkarmaya başladı. Meşrutiyetin ilanı üzerine İstanbul'a geldi . Önce Harp Akademisi'nde, sonra İstanbul Üniversitesi'nde tarih öğretmeni ve profesörü oldu.
Sponsorlu Bağlantılar
Türk Derneği ve Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer aldı.
Türk Yurdu dergisinin müdürlüğünü üstlendi.
Birinci Dünya Savaşı'nda Rusya'ya görevli gönderildi ve Milli Mücadele başlayınca Anadolu'ya geçti. 1923'den itibaren TBMM'nde milletvekili tayin edildi. Türk Tarih Kongresi'ne başkanlık etti. İstanbul Üniversitesi tarih profesörlüğüne getirildi. 12 Mart 1935'te İstanbul'da vefat etti.
Paris'te Siyasal Bilgiler Okulu'nda eğitim görmüş ve tarihçiliğin, kendisi için mükemmel bir çalışma alanı olacağını anlamıştır.Okuldan diploma almak için hazırladığı "Osmanlı Devlet Teşkilatı Üzerine Bir Deneme" adlı aaainde şu sonuca vardığı görülmektedir.: "Jön Türklerin uğrunda çalıştıkları Osmanlı milleti oluşturma hareketi boş bir girişimdir. Tek çıkar yol, MİİLİYETÇİLİKTİR."
Yusuf Akçura, o dönemin bütün aydınlarında olduğu gibi, çöküntüye gitmekte olan Osmanlı Devleti için çıkış yolları aramak ihtiyacındadır. Devletin içine sürüklendiği karışıklıktan sıyrılabilmesi için Tanzimat aydınları Osmanlıcılık ve İslamcılık gibi görüşleri yaymaya çalışmışlardır. Osmanlıcılık soy, din ve mezhep ayrımı gözetilmeksizin, Osmanlı uyruğundaki bütün toplulukları eşit duruma getirmek, böylece ortak bir Osmanlı milleti meydana çıkarmak hedefini güdüyordu.Bu görüşte yanlış, suni yollarla bir millet meydana getirmenin mümkün olacağı kanaatidir.
İkinci fikir İslamcılıktı. Akçura bu iki fikrede karşıydı. Akçura, bu görüşün de bir çıkış yolu olmayacağını ileri sürmüştür. Ona göre, Tanzimat, Osmanlı toplulukları arasında siyasi ve hukuki eşitliğin yaygınlaşmasını amaç edinmiştir. İslam birliğine dayalı bir rejim kurulduğu takdirde, böyle bir eşitlik artık söz konusu olmayacaktır. Müslüman tebaaya sahip imparatorlukler (İngiltere, Rusya,vb) bu tasarının gerçekleşmesini var güçleriyle önleyeceklerdir.
Akçura , "Türk birliği ilkin Osmanlı İmparatorlu'ndaki Türklerin, Türk olmadıkları halde az çok Türkleşmiş olanlarla ulusal vicdandan yoksun bulunanların Türkleştirilmesiyle başlayacaktır. Sonra, Asya kıtasıyla Doğu Avrupa'da yayılmış Türklerin birleştirilmesine geçilerek buyuk bir siyasi millet meydana getirilecektir." diyor. Bunun adı "Tevhid-i Etrak" (Türk Birliği) "Türklük" veya "Türk Milliyet-i Siyasiyesi"dir. Görüldüğü gibi hangi adla anılırsa anılsın, bu, Turancılıktır.

Yusuf Akçura, büyük Türk birliği görüşünü ileri sürmekle, Türkçülük tarihinde şerefli ve ölümsüz bir yer kazanmışıtır.

Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2015 23:49
Biyografi Konusu: Yusuf Akçura (siyaset adamı) nereli hayatı kimdir.
Gerçekçi ol imkansızı iste...
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
15 Ekim 2009       Mesaj #2
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar

Yusuf Akçura
2 Aralık 1876'da doğdu., Türkçülük akımının önde gelen düşünür ve tarihçisidir. Harbiye Mektebi'nde okudu. 1897'de darbe girişimlerine katıldığı için tutuklandı. Taşkışla Divan-ı Harbi kararı ile müebbet kalebentlik cezasına çarptırıldı. Karar sonrasında Padişah fermanı ile Trablusgarp'a sürüldü. İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin 1899'da yaptığı girişimler sonucu Trablusgarp kenti içinde serbest dolaşma izni aldı. Kısa bir süre sonra da Fransa'ya kaçarak, Paris'teki Jön Türkler'e katıldı; burada Siyasal Bilgiler yüksekokuluna devam etti. 1903'te "Osmanlı Devleti Kurumlarının tarihi Üstüne Bir Deneme" adlı teziyle okulu bitirerek Rusya'ya döndü. Kazan'da öğretmenlik yaptı. Bu dönemde Mısır'da çıkan Şüra-yı Ümmet ve Türk gazetelerinde çok sayıda imzasız makalesi yayımlandı. Bunlar içinde, 1904'te Türk Gazetesinde çıkan "Üç Tarz-ı Siyaset" başlıklı dizi makale özel önem taşır. Bu makalede imparatorluğun önündeki seçeneklerin "Osmanlıcılık", "Panislamizm" ve "ırk esasına müstenit Türk Milliyetçiliği" olduğu, bunlardan en uygununun da sonuncusu olduğunu belirtiliyordu. Akçura, II. Meşrutiyet'ten sonra İstanbul'a geldi. Çeşitli okullarda öğretmenlik yaptı. Darülfünun'da ve Mülkiye Mektebinde siyasal tarih dersleri verdi. Türkçülük akımına daha çok düşünce düzeyinde katıldı. Türk Derneği ve Türk Ocağı'nın kurucuları arasında yer aldı. Türk Yurdu'nun başyazarı ve editörü oldu. Akçura, Osmanlı Türkleri ile Osmanlı Devleti dışındaki Türklerin yalnız dil ve tarih alanındaki ortak geçmişlerine dayanarak bir birlik yaratamayacaklarını savundu. Önemli eserleri arasında; "Üç Tarz-ı Siyaset", "Ali Kemal" ve "Ahmed Ferid" beyleri cevaplarıyla birlikte (1907; yb 1976), "Şark Meselesine Dair tarih-i Siyasi Notları"(1920), "Muasır Avrupa'da Siyasi ve İçtimai Fikirler Cereyanlar"(1923), "Siyaset ve İktisat hakkında Birkaç Hitabe ve Makale" (1924), "Osmanlı İmparatorluğunun Dağılma Devri"sayılabilir. Ayrıca Türk Yılı(1928) adlı derlemesi Türkçülük hareketinin kaynaklarını ve gelişimini inceleyen kapsamlı bir çalışmadır. Mevkufiyet hatıraları ise (1914) Rusya'daki etkinlikleri ve tutukluluğu üzerine bilgi verir. Hakkında en önemli yapıt, François Georgeon'un Aux Origines du Nationalisme Turc; Yusuf Akçura (1980) adlı kitabıdır. Yusuf Akçura 12 Mart 1935'de İstanbul'da öldü.
Yusuf Akçura'nın kendi kaleminden çıkan hâl tercümeleri şunlardır:1 — 1905 de Osmanlı türkçesi ile "'Mevkufiyet Hatıraları" (I. Duma'ya (Parlamentoya) seçilmesini önlemek için bahane ile tevkifi).
2 — 1911 de "Başımdan geçenler" O renburg'da Matbaai Hüseyiniye'de basılmıştır.
3 — "Defter-i A'malim" Harbiyede I. defa tutuklu iken yazılmıştır. Birinci defter çocukluk hatıralarını kapsar. II. defter kaybolmuştur. Rahmetli yazar ve millet hadimi Muharrem Feyzi Tugay, Akçura'nın rahmetli eşi Selma Hanımefendiden I. defteri alarak "Yusuf Akçura'nın Hayatı ve Eserleri" adlı kitabını yayınlamıştır (1937 de hazırlanan eser, Akçura'nın vefatından on yıl sonra 1944 de Zaman Kitabevi tarafından yayınlanmış olup 141 sahifedir).
4 — Türk Yılı'nda kısa bir hâl tercümesi.
M. F. Togay zikri geçen eserinde Akçura'yı şu cümlelerle tanıtır: "Yusuf Akçurayalnız Türkiye'nin değil, bütün Türk dünyasının malı olmuş bir varlıktır. Dahilde ve hariçte Türklüğü hayatım her zaman tehlikeye koyarak zindan ve mahbeslerin her türlü izdir ap ve işkencelerini göz'önüne alarak son nefesine kadar çalışmış fedakâr bir Türk müverrihi idi".
Y. Akçura, "Şeyhuhet = ihtiyarlık" sayılmayacak, topu altmış yıllık ömründe yalnız Osmanlı İmparatorluğunu değil bütün dünyayı sarsan vak'aların tanığı olmuştur.
1877 (1293) Osmanlı - Rus Harbi,
1897 Yunan Harbi,
1904 Rus -Japon Harbi,
1911 Trablus Harbi,
1912 Balkan Harbi, 1914 - 18 I. Cihan Harbi,
1919 - 21 İstiklâl Harbi, arada isyanlar ve inkılaplar.
Y. Akçura, kendisini Akçura yapan gerçek benliğini bu mücadeleli devirde bulur. O, Türkiye'nin son kale olduğunu ve Türklüğün bir bütün teşkil ettiğine çoktan inanmıştır. Bu yalnız duygusal bir düşünce olmayıp, ilmî kanaat düzeyine ulaşmıştır. O, son nefesine kadar milletinin savunucusu olmuştur.

Eserleri:

Yusuf Akçura'nın makalelerini de içine alan tam bir bibliyografyası henüz yoktur. M. F. Togay'ın da veciz bir şekilde ifade ettiği gibi "Türk Yurdu, Akçura; ve Akçura Türk Yurdu" demektir. Onun "Kazan Muhbiri", Orenburg da çıkan "Vakit", Kırım'da çıkan "Tercüman" gazeleri ile Orenburg "Şura" ilmî dergisi v.b. çıkan makelcleri ile Türkiye'deki, Mısır'daki, Fransa'daki yayınlarının bibliyografyasını, genç kütüphanecilerimiz bir tez olarak hazırlayabilir. Biz burada eserlerinden bir kısmını hatırlatmakla yetineceğiz:
— İlk Büyük Türk Tarihçisi, Kazan'h Sahabettin Mercanî, Musavver Malûmat Gazetesi, 2 Ocak 1897.
— Osmanlı Saltanatı Müessesatının Tarihine Dair Bir Tecrübe, 1903. Paris Ulûmu Siyasiye Mektebi Doktora Tezi, Fransızca, (Üçüncü mükâfatı kazanan bu eserin medhal kısmı 1914 de Bilgi Dergisi I. ve 2. sayılarında yayımlanmıştır).
— Üç Tarzı Siyaset, Türk Gazetesi, Kahire, 1905. P. Krisal'in 1912 yılı Mayıs 14 de çıkan Fransız Mecmuası "İslâm âlemi" tanıtır.
— Ulûm ve Tarih, Kazan 1906 (Kazan'daki "Medrese-i Muhammediye" de okuttuğu dersler).
— Alimcan-el Barudi Tercüme-i hali (eski harflerle), Kazan, Şeref Matbaası, 1907. 64 sahife.
— Kazan Muhbiri'ndeki Makaleleri, 1908.
— 3 Haziran Vak'ai Müessifesi, Kerimof ve Hasimof Matbaası, Orenburg 1907.
— Defter-i A'mal (Muharrem Feyzi Togay; Yusuf Akçura ve Hayatı, 1944 İstanbul'da elyazmasından aynen yayımlandı).
— (Paris'te Ahmed Rıza Bey tarafından türkçe yayınlanan "Şurayı Ümmet" ve fransızca "Meşveret" gazetelerindeki makaleleri).
— Eski Şurayı Ümmet de çıkan makalelerinden (Eski harflerle), Tanin Matbaası, 17 Ekim 1329 (1913).
— Kader, 9 Mayıs 1902.
— Glohofski'nin Nutku Üzerine Mütalâa, 21 Haziran 1902,
— Bir Tavsiye, 3 Kasım 1902,
— Şark Meşelerine Dair, 7 ve 31 Aralık 1902,
— Nur ve Zulmet, 29 Ocak 1903,
— Rusya İhtilâline Dair,
— Türk, Cermen ve İslav Halkları Arasındaki Tarihî Münasebetler, Kadir Matbaası 1330 (1914).
— Rusya'daki Türk - Tatar Müslümanların şimdiki Vaziyeti ve Emelleri, 1916 Lusanne, İsviçre (Fransızca).
— Muasır Avrupa Siyasî ve İçtimaî Fikirler ve Fikrî Ceryanlar, Büyük Millet Meclisi Hükümeti Maarif Vekâleti Yayınları, 1339 (1923) (İslâv ittihadı pek vakıfane tahlil edilmiştir. Hürriyet, müsavat, ve adalet islâmiyetin esaslarıdır. Sosyalizm de yeni birşey değildir).

Siyaset ve îktisad, Hilmi Kitabevi, İstanbul 1924, 221 s. (İstiklal Harbine ve kurtuluşa tesadüf eden günlerdeki hitabe ve makaleleri):Cihan harbine iştirakimiz ve istikbalimiz (nutuk).
İlk Ankara tahassüsatından bir mülakat,
Celâdet gösterdiğimiz,
Vazifemiz ve bir vazifeniz,
İktisadiyat ve fırkalar,
Cihad-ı Ekber'e dair,
Milliyetçilik ve halkçılık,
Türk Milliyetçiliğinin iktisadî menşeleri,
Milliyet ve maişet.
— Türk ve Tatarlar birdir ve medeniyete hizmet etmişlerdir, Altın Armağan I. sayı.
— Türklük, Altın Armağan, Sayı. II.
— Türk Yılı, 1928. (Türkocakları adına neşredilmiştir).
— Tarih Yazmak ve Okutmak Usulleri, I. Tarih Kongresi, 1932.
— Osmanlı İmparatorluğunun Dağılma Devri (Eser 15 Şubat 1934 de yazılıp bastırılmış, bir sene sonra da hayata veda etmiştir. Eserin ikinci baskısı Maarif Vekâletince yapılmıştır). 174 sah. ve resimler, planlar.
— Şark Meselesine Ait Tarihî Notlar, (Erkânı Harbiye Mektebinin ikinci sınıfındaki takrirleri) Erkânı Harbiye Mektebi Külliyatı, No. 12, Kasım - 1936.

*
Kaynak: Türk Tarih Kurumu: Kuruluş Amacı ve Çalışmaları / Fahri Çoker.- Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1983.- (Türk Tarih Kurumu Yayınları XVI.Dizi-Sa. 48)



Son düzenleyen Safi; 21 Aralık 2015 23:49
Hera - avatarı
Hera
VIP A'mour
2 Temmuz 2015       Mesaj #3
Hera - avatarı
VIP A'mour
YUSUF AKÇURA,Türk siyaset adamı, tarihçi (Simbirsk, bugün Ulyanovsk, 1876- İstanbul 1935),
Küçük yaşta ailesiyle İstanbul’a göç etti. Harp okulu’nu bitirdi. Kurmay öğrencisiyken 1897 Jön Türk hareketine katıldığı için tutuklandı. Divanı harpte yargılandı; Şeref vapuruyla Trab- lusgarp’a gönderilen sürgün kafilesi içinde yer aldı. 1899’da Hüseyin Tosun ve Câmi beylerin yardımıyla Paris'e kaçtı. Şûra-yı ümmet ve Fransızca Mechveret gazetelerine makaleler yazdı. Ecole libre des Sciences politiques'de siyasal bilimler öğrenimi yaptı. Öğrenimini tamamlayınca Osmanlı ülkesine dönemediğinden Kazan'a gitti. Mısır'da çıkan Türk gazetesinde Üç tarz-ı siyaset başlığıyla yayımladığı yazı dizisinde Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük olarak tanımladığı seçenekleri tartıştı. 1905 Rus devrimi sonrasında Rusya müslümanları ittihadı adlı siyasi partinin kuruluşuna öncülük etti. Kazanmuhbiri gazetesini çıkardı. Siyasi etkinlikleri nedeniyle Rusya'da da tutuklandı. 1908 Meşrutiyeti'nin ilanından sonra İstanbul'a döndü. Türkçülük akımının önde gelen savunucularından oldu. Türk yurdu ve Türk ocağı derneklerinde çalıştı, Türk yurdu dergisini yönetti. Türkçü düşünceye dayalı Milli meşrutiyet fırkası (1912), Milli türk fırkası’nın (1919) kurucuları arasında yer aldı. Savaş esirlerinin değişimi için Kızılay temsilcisi olarak Rusya’ ya gitti (1917). Kurtuluş savaşı başlayınca Anadolu’ya geçti, ulusal harekete katıldı. Cumhuriyet’ten sonra İstanbul (1923- 1934), Kars (1934-1935) milletvekilliği yaptı. İstanbul Edebiyat ve Ankara Hukuk fakültelerinde tarih dersleri verdi. Oluşturulan Türk tarih kurumu'nun başkanlığına getirildi (1932).
Akçura, eylem bakımından karşıt olmakla birlikte, yazılarında marxçı çözümleme yöntemleri kullandı. OsmanlI toplu- munun gelişmesini iktisadi yapıya ve ilişkilere ağırlık vererek açıklamaya çalıştı. Özellikle Türk yurdu dergisindeki yazılarında bu rahatlıkla gözlenebilir. Temel görüşü, Osmanlı imparatorluğunda (sonra Türkiye’de) milliyetçi düşüncenin yayılmasıydı. Bu açıdan imparatorluk döneminde, herhangi bir unsurun milliyetçilik yapmasının, çok uluslu yapıyı çökerteceğini, dolayısıyla tek çarenin Osmanlıcılık olduğunu ileri süren Osmanlıcılar ile İslam di- nininmihiyetçiiikfikrinin uyuşmadığını ileri süren İslamcılar tarafından ağır biçiminde eleştirildi. Yapıtları arasında, Fransa’ da verdiği bitirme tezi OsmanlI saltanatı müesseselerinin tarihine ait bir tecrübe (özet olarak Meşrutiyet sonrasında çıkan Bilgi dergisinde yayımlanmıştır); Üç tarz-ı siyaset (İstanbul 1912); Eski Şûra-yı üm- met'de çıkan makalelerimden (İstanbul 1913) ; Ulum ve tarih (Kazan 1906); Mev- kufiyet hatıraları (Kazan ve İstanbul 1914); Üç haziran vak'a-i müessifesi (Orenburg 1907); Rusya'daki Türk Tatar Müslümanların şimdiki vaziyeti ve emelleri (İstanbul 1914) ; Şark meselesine ait tarihi notlar (İstanbul 1920); Muasır Avrupa’da siyasi ve içtimai fikirler ve fikir cereyanları (1923); Türk yılı (İstanbul 1928); Osmanlı imparatorluğumun dağılma devri (İstanbul 1940); yahut defter-i âmalim (İstanbul 1944) sayılabilir.

Benzer Konular

13 Mart 2013 / estudiantes Sosyoloji
19 Ağustos 2009 / ThinkerBeLL Sanat
16 Nisan 2011 / Mystic@L Edebiyat tr
17 Temmuz 2008 / TiglonBoYs Edebiyat tr