Arama

Doğa olayları maddeleri nasıl etkiler? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 28 Eylül 2014 Gösterim: 87.889 Cevap: 43
cobeco - avatarı
cobeco
Ziyaretçi
21 Aralık 2008       Mesaj #11
cobeco - avatarı
Ziyaretçi
doğa olayları maddeyi kullanıcı bir değişikliğe sokar doğa olayları nedir e girerek istediğinizi bulabilirsiniz
Sponsorlu Bağlantılar
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
5 Ocak 2009       Mesaj #12
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Doğa olayları maddeyi nasıl değiştirir?
Sponsorlu Bağlantılar
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
7 Ocak 2009       Mesaj #13
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
lütfen bulun!
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
8 Ocak 2009       Mesaj #14
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
lütfen hemen açıklayın
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Şubat 2009       Mesaj #15
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Doğa Olaylarının Maddelere Etkisi




Doğa Olaylarının Maddelere Etkisi

Yer yüzünün şekli milyonlarca yıldan beri çeşitli doğa olayları nedeniyle sürekli
değişmektedir. Dış etkiler dediğimiz yağmurlar , rüzgarlar, akar sular ve buzlanma gibi doğa olayları yer kabuğunu parçalamış, aşındırmış, değişmesine neden olmuştur.

AKAR SULARIN ETKİSİ
Yer yüzünün değişmesine etki eden kuvvetlerin en önemlisi akar sulardır. Akar sular yağmur yada eriyen kar sularının yerine eğimine uygun olarak akmasıyla oluşurlar. Akar sular yer çekimine uygun olarak akarken geçtikleri yerlerdeki kayaları aşındırır ve parçalar. Kayalarda koparılan bu parçalar ve kumlar denizlere doğru sürüklenirken çarptıkları kayaçları aşındırırlar. Sel suları yamaçlardan hızla akarken verimli toprakları aşındırır, sürükler.
Toprağın verimli bölümünü yok eder. Bu olaya erozyon denir. Akar sular bazı bölgelerde yumuşak kayalar aşındırarak peri bacaları denilen oluşuma neden olurlar. Yurdumuzdaki Kapadokya bölgesinde bu tür oluşmalar vardır.

RÜZGARIN ETKİSİ

Rüzgarda yeryüzünün değişmesine neden olan etkenlerdir. Şiddetli rüzgarların savurduğu kum, toprak gibi maddelerin doğal yapı üzerinde aşındırma etkisi vardır. Yeryüzündeki birçok değişim bu şekilde oluşmuştur. Ayrıca rüzgar torağın verimli bölümünü aşındırarak erezyona neden olur.
Rüzgar yerkabuğundaki değişmelere neden olduğu gibi tarihi yapıların da aşınmasında önemli bir rol oynar. Yeryüzündeki birçok yapı bu nedenle yok olmuştur.

BUZLANMA ETKİSİ

Kayaçlar doğal etkiler sonucu çatlarlar. Soğuk mevsimlerde bu çatlakların arasına giren yağmur suları donar. Donan sular gençleştikleri için kayaların parçalanmasına neden olurlar. Bu durum süreklilik gösterdiği için kayaçlar zaman içinde parçalanıp, ufalanırlar. Buzlanmanın etkisi soğuk iklime sahip yerlerde daha çok görülür.
Ayrıca kayaçların arasına giren ve orada büyüyüp gelişen bitki kökleri de parçalanmalarına neden olurlar.

SICAKLIK DEĞİŞİMLERİ
Gece ve gündüz arasındaki farklı maddeler üzerinde etkili olur. Gündüz ısınarak gelişen, gece soğuyarak büzülen kayalar zaman içinde parçalanır, ufalanırlar.

BİLELİM
Yeryüzünü değiştiren dış etmenlerden başka depremler, volkanik gibi iç etmenlerde vardır.


Maddelere ısı verdiğimiz zaman sıcaklığı artar. Buna karşılık ısı kaybeden maddelerin sıcaklığı düşer, soğur.
Isı ve sıcaklık farklı kavramlardır. Isı bir enerji türüdür. Sıcaklık termometreyle ölçülen bir değerdir. Isı ise kalorimetre kabıyla ölçülür. Isı, maddeleri çeşitli yönlerden etkiler. Isınan maddeler genleşir. Soğuyan maddeler büzülür. Yani ısı maddelerin hacmini değiştirir.

SICAKLIĞIN ÖLÇÜLMESİ

Bir maddenin sıcaklığını elimizle dokunarak anlayabiliriz ama ölçemeyiz. Bir maddenin sıcak, soğuk yada ılık oluşu duruma ve kişiye göre değişebilir. Bunu şöyle anlayabiliriz. Birinde soğuk, birinde sıcak, birinde ılık su olan üç kap alalım elimizin birini sıcak diğerini soğuk su olan kapta tutalım. Sonra her iki elimizi de ılık suya daldıralım. Ilık su sıcak sudan elimize soğuk, soğuk sudan çıkan elimize sıcak gelecektir.
Sıcaklık termometre ile ölçülür. Termometreler, ısınan maddelerin genleşmesi soğuyan maddelerin büzüşmesi ilkesine göre çalışırlar. Alkollü, civalı, dijital ve metal termometreler vardır. Sıvı termometrelerin içinde bulunan sıvı, sıcaklık yükseldikçe sıcaklık genleşir ve ince boruda yükselir. Soğuduğu zaman ise bunun tam tersi gerçekleşir ve sıvı ince borudan aşağı doğru iner. Termometrenin üzerinde bulunan çizgilerden ve sayılardan yaralanarak sıcaklıkları anlayabiliriz.
Termometreler çeşitli şekillerde derecelendirilirler. Yurdumuzda ve birçok ülkelerde celsius ( selsiyus ) derecesi kullanılır. Celsius derecesi ‘C sembolü ile gösterilir.
Termometrede görülen 25’C “ yirmi beş derece selsiyus “ olarak ifade edilir.
Sıvılı termometrelerin oda termometresi hasta termometresi, laboratuar termometresi gibi çeşitleri vardır. Bu termometre sıvı olarak alkol yada civa kullanılır.
Metal termometreler sıvı termometrelerin kullanılamadığı yüksek sıcaklıktaki yerlerde kullanılır.

BİLELİM
Termometrelerin suyun donma ve kaynama noktalarına göre derecelendirilirler. Üç çeşit derecelendirme vardır.
Celcius : celcius derecelendirilmesinde suyun kaynama noktası 100’C, donma noktası 0’C dir.
Fhrenheit ( Fahrenhayt ) : bu derecelendirmede suyun kaynama sıcaklığı 212 Fanrenheit, donma noktası 32 Fanrenheit kabul edilir.
Reaumur ( Reomür ) : Reomür derecelendirilmesinde suyun donma noktası 0’Reomür, kaynama noktası ise 80’Reomür olarak kabul edilir.


kaynak
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Şubat 2009       Mesaj #16
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Doğa olayları ve etkileri



icon13
Bahar ve yaz mevsimlerinde genellikle öğleden sonra havada bir ağırlık belirdiği zaman gökyüzünde kara bulutlar birikmeğe başlar. Bunun ardından, bazen dolu ile karışık sağanak halinde bir yağmur boşanır.

Yıldırım

Bu yağmurun nedeni, elektrikle yüklü çok büyük kümeler halindeki kümülonimbüs bulutlarıdır. Bunlardan ikisi birbirine dokunduğu zaman bir elektrik boşalması olur ki, buna yıldırım denir. Bunun, ansızın çakan ve gökyüzünü yırtar gibi kırık çizgiler halinde görünen izleriyse şimşek'tir.

Gök gürlemesi bu elektrik boşalmasının sesinden başka bir şey değildir; gürleme, özellikle dağlık yerlerde iki kayalık yamaç arasında olursa korkunç tarrakalar halinde işitilir (yankı olayı). Ses, ışıktan daha yavaş, yayıldığı için (saniyede yaklaşık olarak 340 m) şimşek gök gürültüsünden önce görülür.

Fırtına

Fırtınalar bazen çok korkunç olabilir. Şiddetli yağmurlar ekinlere, sebze ve meyve bahçelerine çok zarar verir: mevsime ve bitkilerin durumuna göre ürünler, tomurcuklar, filizler ve yumuşak meyveler dolu ile paramparça olur; dereler ve çaylar birdenbire yükselir. Dışarıda bulunan insanları ve hayvanları yıldırım çarpabilir. Yüksekte bulunan madeni kütleler ya da yüksek noktalar yıldırımı çeker. Bu nedenle açık arazide fırtınaya yakalanınca ağaçların altına sığınmaktan kaçınmak gerekir.

Yıldırım Siperi

Yıldırım bir bulutla yer arasında meydana gelen şiddetli bir elektrik akımı olduğundan bunun elden geldiğince zararsız bir şekilde yere geçmesini sağlamakta yarar vardır. Bu nedenle yüksek binaların, minare ve camilerin tepesine yıldırım siperi (paratoner) konur. Yıldırım siperini, 1754'te Benjamin Franklin bulmuştur.

En basit yıldırım siperi uzun ve kalın bir tel ile bunu yere bağlayan bir zincirden oluşur. Tele düşen yıldırım zarar vermeden bu yoldan toprağa gider. Bu düzenek madeni eşyadan ve elektrikli aygıtlardan uzak olmalıdır, çünkü yıldırım içinden geçerken bu tel tıpkı bir yüksek gerilim kablosunu andırır.

Yıldırım siperi sistemi «İsviçre yöntemi» ile daha da mükemmelleştirilmiştir. Buna göre bir yapının üstüne kısa boylu (30 cm) birçok madeni uç konur, sonra bunlar birbirine bağlanır. Bunlardan da yere sacayağı gibi birçok tel indirilip toprağa gömülür.



New York'ta bir fırtına. Kırık çizgili tek şimşek, saniyenin onda biri kadar bir sürede, birçok yerde birden çakabilir. Şimşeğin boşalttığı elektrik gücü, akıl almaz orandadır: 30 milyon volt ve 100,000 amper. Süre çok kısa olduğu için, bu güç ele geçmez ve kullanılamaz.

(Sağda) Benjamin Franklin (1706-1790), J.B. Greuze'ün eseri, Petit Palais, Paris. Yıldırım siperinin (paratoner) mucidi olarak tanıdığımız Franklin, kendi kendini yetiştirmiş bir dâhidir: matbaacı, gazeteci, filozof, fizikçi ve büyük bir devlet adamı... Sömürgelerin İngiltere'ye karşı savaşını destekledi, Amerika'nın ilk meclisine girdi, Bağımsızlık Bildirisi'ni kaleme alan heyete katıldı.

Saniyeleri Saymak

Gök gürlemesi korkulacak bir şey değildir: işitildiği zaman yıldırım çoktan düşmüştür. Şimşeğin çakışıyla gök gürültüsünün işitildiği an arasında geçen saniyeler sayılarak fırtınanın uzaklığı hesaplanabilir (3 saniye yaklaşık 1 km demektir).

Magnetik Fırtınalar

Her on bir buçuk yılda bir Güneş'in etkinliği yükselir: içten gelen püskürmeler sonucunda uzaya elektrikli tanecikler fışkırır ve bunların bir kısmı atmosfere gelir. O zaman Dünya bir mıknatıs gibi davranır: kutuplar ışık saçan göktaşları n ı çeker ve bunlar kutuplarda kutup kızıllığı denen olayları meydana getirir 3u taneciklerin gelişi üç-dört gün süreyle Yer'in magnetizmasını değiştirecek magnetik fırtınalara yol açar. Pusulaların ibresi şaşkına döner; radyo dalgaları karışır ve boz




GEL GİT OLAYI
Gelgit olayı, Manş Denizi'nin ve Atlas Okyanusu'nun sığ kıyılarında kolayca gözlenebilir: deniz, kıyı yönünde ilerler, kumsalı örterek bir süre öyle durur, sonra açıklara doğru çekilerek daha önce kaplamış olduğu yüzeyi yeniden açıkta bırakır. Kabarma ile alçalma arasındaki yüzey farkına yükselme denir.

Bu hareket okyanusların çoğunda, 24 saatte iki defa (yarım günlük gelgit) tekrarlanır; buna karşılık yeryüzünün birçok bölgesinde ancak bir defa (günlük gelgit) olur. Yılın bazı mevsimlerinde, kıyının belirli noktalarında, çok genişlik kazanır: Mont-Saint-Michel Körfezi'nde 15 metre, Kanada'da, Fundy Körfezi'nde 19 metre.

Gökcisimlerinin Etkisi

Bu olay hakkında ilk yeterli açıklama, ancak XVIII. yy.da ve İngiliz bilgini Isaac Newton tarafından yapılabilmiştir. Bu bilginin çalışmalarına göre gelgitin aslı, gökcisimlerinin çekim gücüdür ve gökcismi ne kadar büyük ve Dünya'ya ne kadar yakın olursa, çekim gücü de o kadar güçlü olur.

Gezegenlerle Güneş'in etkisi önemsiz olmamakla birlikte bu konuda başlıca rol, yakınlığı dolayısıyla, Ay'dadır. Böylece, gelgit vaktinde her gün görülen 50 dakikalık sapmanın nedeni de anlaşılır; çünkü Ay, Dünya'ya göre her 24 saat 50 dakikada bir aynı duruma gelir. Ay ve Güneş'in çekim etkisi birbirine eklendiği zaman büyük gelgitler, bu iki etki birbirine karşıt olduğu zaman ise küçük gelgitler oluşur.

Gelgit olayının meydana gelmesi için, deniz yüzeyinin yeterince büyük olması gerekir, yoksa çekim gücü önemsiz kalır: sözgelimi Akdeniz'de suların hareketi ancak yirmi-otuz santimetre içerisinde kalır. Ayrıca, kıyı çizgileri de gelgitlerin genişliğini etkiler: körfezlerde ve haliçlerde gelgitler daha belirli olur.

Ancak, Newton'un yorumu da tamamen yeterli sayılmaz. Özellikle Büyük Okyanus ve Hint Okyanusu'nun bazı kıyılarında, günlük gelgitlerde niçin suların 24 saatte ancak bir defa kabarıp bir defa alçaldığını açıklayamaz. Bazı yerlerde gelgit yüksekliği bir metreyi aşar, oysa bütün gökcisimlerinin gücü birleşse bile, bir metreyi aşkın bir gelgit meydana getirememesi gerekir. Aslında, gelgit olayı «seselim» cinsinden çok karmaşık bir olaydır: gökcisimleri, art arda düzgün itimlerin, bir salıncağı gittikçe daha yukarılara çıkardığı gibi, ardışık bir çekim gücüyle bunu sağlar.

İnsan ve Gelgitler

XIX. yy. sonunda İngiliz bilgini lord Kelvin ile Fransız bilgini Henri Poincare, gelgitleri önceden bilmeye yarayan ve denizciler için çok faydalı cetvellerin hazırlanmasına olanak sağlayan hesaplar yaptılar.

Bugün, hemen her büyük ülkede, kıyıların önemli her noktasındaki yerel genlik katsayılarım ve başlıca dalgaların her birine uygulanacak devirlerini deneysel olarak bulan bir hidrografya servisi vardır. Yılın her günü için, bu noktalardaki gelgit tahminleri yapılır ve lord Kelvin'in gelgit tahmin aletiyle hesaplar tamamlanır.

Gerçekten de gelgit, gemiciler için büyük kolaylıklar sağlar, çünkü gemilerin sığ haliçlere ve limanlara girmesini ve çıkmasını kolaylaştırır. Ama çoğu zaman, sular alçaldığında gemiler oturmasın diye tesviye havuzları yapmak gerekir.

Gelgit hareketleri, küçümsenmeyecek bir enerji kaynağıdır («mavi» kömür). Ortaçağ'da bile gelgit değirmenleri vardı. Haliçlere yapılacak hidrolik santrallar, elektrik üretecek türbinleri çalıştırmak üzere suyun gücünden yararlanarak bu enerjiyi kullanabilir. Ama böyle santrallar yapmakta henüz tereddüt var, çünkü bunlar çok pahalıdır. Bugün için dünyadaki bu tip tek santral, Bretagne'da bulunan Rance gelgit elektrik fabrikasıdır.

Kıyılarda Yaşam

Gelgit alanındaki hayvanlar ve bitkiler, hayatta kalabilmek için bazı özel nitelikler taşımak zorundadır. Günde iki kere su dışında ve güneşte kaldıkları için bu canlılar kurumaya karşı dirençli olmalı ve büyük sıcaklık farklarına dayanabilmelidir. Tatlı sudan (çünkü sular çekildiğinde yağmur yağabilir) etkilenmemeleri ve nihayet dalgaların yıkıcı gücüne karşı da dirençli olmaları gerekir.



TOPRAK AŞINMASI
Yüzyıllar boyu yağmurun, rüzgârın, don olaylarının, hattâ insanların etkisiyle yerkabuğunun görünümü yavaş yavaş değişmiştir. Bütün bu doğal ya da yapay kuvvetler zamanla en sert kayaları bile parçalayabilir ve böylece Dünya'nın yüzey şekillerini tümüyle değiştirebilir.

Bitmez Tükenmez Bir Etki

Yerkürenin bizim bulunduğumuz bölgelerinde su en önemli aşındırma etkenidir. Yağmur suları vadilerin yamaçlarından dereler halinde akar ve ırmaklarla akarsuların yataklarında toplanarak geçtiği yerde vadiler açar. Suyun bazı kayaları (özellikle kireçtaşı kayalarını) oyarak düdenler ve mağaralar meydana getirdiği de olur. Aynı şekilde deniz suları da yalıyarların tabanlarını aşındırır ve sonunda yalıyar çökerek «geriler».

Dağlarda ve soğuk iklimli bölgelerde don olayının aşındırıcı etkisi çok güçlüdür. Toprağın çatlaklarından içeriye sızan su donunca hacmi genişler ve kayaları içten parçalar. Bu soğuk bölgelerde karların oluşturduğu buzullar da geniş vadiler oyan önemli bir etkendir.

Özellikle hızını ve şiddetini kesecek hiç bir engelin bulunmadığı çöllerde rüzgârın etkisi çok fazla olur. Yerden kaldırdığı kum tanelerini yüzey şekillerinin üzerine savuran rüzgâr, kayaların diplerini aşındırır ve koskoca kayaları bir mantar biçimine sokabilir.

Nihayet, çevresindeki doğadan düşüncesizce yararlanmağa kalkışarak, rüzgârın önüne büyük bir engel olarak çıkan tepeleri ya da ormanları ortadan kaldıran, suların toprağa sızmasını kolaylaştıracak galeriler açan insanoğlu da, bütün bu aşındırma olaylarının etkisini arttırmakta yardımcı olur. Böylece aşındırma olayları hiç durmaksızın '''Dünya'nın yüzey şekillerini bozar ve değiştirir; yeryüzünün görünümünü durmadan değiştirir.

Toprak Aşınmasına Karşı Korunma

İnsanoğlu, tarlasını ve evini korumak için toprak aşınmasıyla savaşmak zorundadır. Dağların yamaçlarında, yağmur ve kar sularının akıp gitmesi için enlemesine hendekler^ açar. Ovalarda, rüzgârı engelleyecek sıra halinde ağaçlar diker. Tepelerin eteklerini ve kıyı kumullarını ağaçlandırarak toprağın ya da kumun kaymasını önler. Deniz akıntılarını yavaşlatan dalgakıranlarla kıyıları denizin etkisinden korur.

Nevşehir dolaylarındaki ünlü peribacaları, toprak aşınmasının en belirgin görüntülerindendir. Kiminin tepesinde sert kaya parçalarından birer takke bulunan, kiminin içi oyularak konut veya kilise haline getirilmiş bu garip taşlar, yağmur sularının aşındırdığı tüflerden (yumuşak yanardağ kayacı) oluşmuştur

kaynak
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Şubat 2009       Mesaj #17
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Doğal unsurlar ve doğal olayların insan hayatına etkileri.

Aşağıdaki doğal unsurların insan hayatına etkilerinin neler olduğunu günlük yaşantınızdan ve farklı kaynaklardan faydalanarak açıklayınız.
SICAKLIK: Canlıların hayatlarını devam ettirebilmeleri için normal bir sıcaklık gerekir.Canlılar çok yüksek ve çok düşük sıcaklıkların olduğu yerlerde yaşamakda zorlanır.Canlılara uygun koşulların ortaya çıkması ve bu koşulların devamlılığında sıcaklık şartları direk etkilidir. Aşırı sıcak ve soğuk insan hayatını olumsuz etkiler. Giyim sağlık,tarım, hayvancılık, turizm, ulaşım, ticaret gibi ekonomik faaliyetleri olumsuz etkiler.
cevresever col Doğa olayları maddeleri nasıl etkiler?

HAVA:İnsanlar için hava , hayati öneme sahiptir.Bütün canlılar besinsiz, susuz uzun süre yaşayabilir ama, havasız yaşayamaz.Nefes alırken akciğerlerimize hava dolar. Aldığımız bu havanın oksijeni, kanımızın temizlenmesini sağlar. Fakat hava kirliliği canlıların sağlığını olumsuz yönde etkiler.
Bulutlu2BHavahava durumu

YAĞMUR: Yağmur su döngüsünün önemli bir parçasıdır.Canlıların hayatının devamı için suya ihtiyaç duyarlar ve bu suyun kaynaklarından bir tanesi de buharlaşan nemin yağmur olarak yüzeye dönmesidir.Bitkiler,hayvanlar için tüm canlılar için son derece önemlidir.Aşırı yağmurlar olumsuz etkiler doğurabilir.Seller,heyelan, turizmi olumsuz etkileyebilir.

yagmur2rkkurak2872

KAR:Sıcaklık koşullarının belirlenmesinde etkili olabilir.Özellikle kuru ve soğuk geçen kış günlerinde kar yağması havayı yumuşatır.Bu olay bir çok bitkinin aşırı dondan etkilenmesini engeller.Bahar dönemlerimde ani kar erimeleri olumsuzluklara yol açabilir (sel).Yine bu kar erimeleri önemli bir su kaynağıdır.Kışın kar yağışları bitkiler için koruyucu bir etki yaparar. Giyim tarzımızı ve sağlığımızı etkiler. Tarım için önemlidir. Tarım ürünleri soğuğa karşı koruduğu gibi toprak nemimin artmasına ve yeraltı suyunun zenginleşmesine katkı sağlar. Deniz turizmine olumsuz etki yaparken kış turizmine (kayak) imkân sağlar.
kar05 018

DENİZ DALGALARI:Kıyı bölgelerdeki biyoçeşitlilikte etkili olabilir.Kasırga ya açık bölgelerde şiddetli fırtınalarla çok yıkıcı etkileri olur. Aşırı dalgalar deniz turizmini ve deniz yolu taşımacığını olumsuz etkiler. Tsunami bir doğal afettir. Kıyılarda çeşitli aşınma ve biriktirme şekilleri oluşumunu sağlar. Balıkçılığı da etkiler.Son dönemlerde dalga enerjisi üzerine ciddi çalışmalar yapılmaktadır.

seatrials3fe4
RÜZGÂR:Bitkilerin yayılmasında tozlaşmasın da son derece önemlidir.Sıcaklığı ve sıcaklığın etkilediği her şeyi etkiler.Havayı temizletici özelliği vardır.Deniz turizmi için olumsuzluktur.Çok şiddetli rüzgârlar (Fırtına) doğal afetlere neden olabilir. Bazı yerlerde rüzgâr santralleri ile enerji üretilir. Ayrıca geçmiş asırlarda ve günümüzde de taşımacılıkta rüzgâr gücünden faydalanılmaktadır.Bir bölgedeki hava kütlelerinin taşıyıcı gücü rüzgarlardır.
ruzgar1 TOPRAK:Canlıların önemli yaşam alanlarından biridir.Milyonlarca canlıya barınma imkânı sağladığı gibi tarımın üzerinde yapıldığı alan olması sayesinde her türlü besinin de ana kaynağıdır.İnsanların hayatlarını devam ettirebilmeleri için ihtiyaçları olan besin maddelerinin en önemli yetişme alanıdır.Seramik çanak çömlek vb kullanım alanları vardır.En önemli sorunu toprakların kirletilmesi ve erezyondur.Ayrıca toprağın verim gücü topraktan faydalanmayı etkilemektedir.Özelliklerine göre faydalanma yoğunlukları da değişir.Verimli alanlarda nüfus daha yoğun verim azaldıkça nüfus ve yerleşme sayısı azalmaktadır.

toprak hazirlik2
KAYAÇLAR:Yer kabuğunun ana malzemesidir. Ayrışarak toprak malzemesi olur.Tüm canlı hayatın beslenmesi ve barınması için gerekli ana malzemedir.Hayatımızın her anında olan bir unsurdur.Özellikle yapı malzemesi olarak kullanılır.Ayrıca süs eşyası yapımında, enerji kaynağı olarak da kullanılır.Birçok sanayi dalının ham maddesidir. Bünyelerindeki birçok element veya mineraller değerli madenleri oluşturmaktadır.
moren
BİTKİLER:İnsanların ve canlıların en önemli besin kaynağıdır.Dünya fotosentez dengesinde çok önemlidir.Besin zincirinin en önemli halkasıdır.Dünyada bir çok kullanım alanları vardır,kozmetik ilaç sanayi ev eşyaları vb . 34rere İklim ve toprak özelliklerine göre yetişen bitki örtüsü, insanların faaliyetlerini değişik şekilde etkiler.Ormanların yakının­da bulunan insanlar, ormanların çeşitli doğal güzellikleri yanında ke­restesinden de yararlanır. Orman ürünlerine dayalı çeşitli sanayi faaliyetlerinde bulunurlar. Buna karşılık bozkırlarda yaşayan in­sanlar, ancak buraları mera olarak değerlendirebilir.

HAYVANLAR:Ekosistem içerisinde önemli bir elemandır.İnsanlar için önemli bir besin kaynağıdır.Doğada mevcut dengenin önemli bir halkasıdır.Bişr çok bölgede önemli bir ekonomik faaliyettir. Doğal dengenin önemli unsurlarından biridir. Besin ve şifa kaynağıdır. Evcil hayvanlar sayesinde insanlar için büyük bir nimettirAvcılık açısından da önemlidir.
hayvanlar NEM:Biyoceşitliliğin yoğun olduğu bölgeler nemli ve sıcak alanlardır.Doğada canlıların uygun koşullar bulabileceği bir alan yaratır.Yağışı ve sıcaklığı etkiler. Bunların etkilediklerine de dolaylı da olsa etki eder. Nemin ve yağışın bol olduğu alanlar bitki örtülerinin gür ve sık olduğu, ılıman iklim şartlarının yaşandığı alanlardır.Nemin az olduğu alanlar kuraklık şartlarının arttığı ve ekonomik faaliyetlerin çeşidinin az olduğu alanlardır.
nem


DAĞ:Yükselti ,iklim ve ekonomik özelliklerine göre tercih edilebilen alanlar olabilir.Genelde yerleşme için elverişsiz nüfusun seyrek olduğu yerlerdir.Yükselti değerlerine göre kışın kar yağışları ve buzullaşma görülebilir.Buda önemli bir tatlı su kaynağı oluşturur.
Dağlar yüksek ve engebeli yapısıyla tarıma elverişli arazilerin az olduğu, gerek eğimli ve sarp yer şekilleri gerekse aşırı kar yağışları ile ulaşımın zor olduğu, geçim kaynaklarının az olması nedeni ile de nüfus ve yerleşmelerin seyrek olduğu alanlardır.
dag resimleri8
AKARSU:İnsanlar için önemli bir su kaynağıdır.Ekonomik faaliyetlerimize direk etki yapar,önemli bir enerji üretim alnları ,tarımda sulama merkezleridir. Tarım, sulama, balıkçılık, turizm (rafting, piknik),yüzmek, serinlemek, enerji üretimi ve daha pek çok alanda insanlığa imkan sağlar.
baraj bysulama yatirimi MAĞARA:İnsanlar için geçmiş dönemde önemli bir sığınma alanıdır.Günümüz koşullarında daha çok turizm ve doğal güzellik ve şifa merkezi olarak kullanılabilir
magara2magara OVA:Önemli bir yerleşme alanlarıdır. Düz alanlardır.Ekonomik faaliyetlere ,ulaşıma yerleşmeye elverişli yapısı ovaları cazip kılar en önemli özellikleri verimli topraklarla kaplı olmasıdır.

havadan ova resim2008 ova3
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Aralık 2009       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hemen lazım doğanın insanlara ve hayvanlara etkileri nelerdir bbulunnnnnnnnnn lutfen!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Aralık 2009       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
doğa olayları maddeyi nasıl etkiler.maddeyi deyiştiren doğa olayları hangileridir .doğa olaylarının tarihi ve turistik yerlerde meydana getirdiği deyişim nelerdir,bu deyişimi önlemek içinalınan önlemler nelerdir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Aralık 2009       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
doğa olayları maddeyi nasıl etkiler

Benzer Konular

28 Eylül 2012 / Misafir Çevre Bilimleri
2 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
6 Ocak 2015 / Misafir Soru-Cevap
5 Ocak 2015 / Misafir Cevaplanmış
1 Mart 2011 / Misafir Soru-Cevap