Arama

Atatürk'ün çocukluğunda içinde bulunduğu toplumun sosyal ve kültürel durumu nasıldı?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 18 Kasım 2014 Gösterim: 55.073 Cevap: 43
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
20 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
bulursanız sevinirim
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
1-CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEM

Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye’de devletin sosyal hayata müdahalesinin Cumhuriyet dönemi ile başlatmak bazı eksiklikler doğuracağından,Cumhuriyet öncesi dönemdeki sosyal nitelikli önlemlere ve bu mahiyetteki kanunlara kısaca değinmek uygun görülmüştür.

Küçük sınıfların zayıflaması,bunların mesleki organizasyonları olan Loncaları da etkilemiş ve 19.yüzyılın ortalarına doğru Türk sanayiinin modern esaslar dairesinde gelişebilmesi için siyasi ve ekonomik şartların uygun olmadığı bir dönemde Mecelle ile ortadan kaldırılmaları ile sonuçlanmıştır. 1860’da kabul edilen Mecelle,çalışma ilişkilerini düzenleyici ilk yasa niteliğine sahip olmak bakımından önemlidir. Bu dönemde çalışma hayatı ile ilgili çeşitli mesleklere uygulanmak üzere bazı yasalar ve tüzükler çıkarılmasına rağmen,hepsinde de iş ilişkilerinin düzenlenmesinde Mecelle’de olduğu bireyci görüş egemen olmuştur .

1869 yılında çıkarılan “Maadin Nizamnamesi”ile maden ocaklarında çalışanların sağlık ve güvenliği ile ilgili önlemler getirildiği görülmektedir . Bu nizamnameyi sosyal güvenlik alanındaki ilk devlet müdahalesi olarak kabul etmek mümkündür .

I. Meşrutiyet ve bunu izleyen dönemde sınırlı ve dolaylı bazı yasalaştırma girişimleri yapılmış olmakla birlikte,II.Meşrutiyet dönemine kadar maden işçilerini korumaya yönelik faaliyetler dışında bir devlet müdahalesine rastlanılmamaktadır. Meşrutiyetin ilanından sonra Fransız Devrimi ile gelen siyasi akımlar,zaman zaman sosyal hareketlerle de birleşerek bu devrin işçi hareketini oluşturmuştur .

II.Meşrutiyetin ilanı ile ortaya çıkan nispi özgürlük havası içinde,siyasi faktörlerin etkinliği daha fazla artmış ve işçi faaliyetleri hızla artmış,dernek kurma grev hakkı ve hatta 1909’da çıkarılan Cemiyetler Kanunu ile sendika kurma hakları kazanılmıştır.
İmparatorluk döneminde asker ve memurlarla sınırlı bazı işyerlerinde çalışanların belirli risklere karşı korunması amacıyla resmi ve özel yardımlaşma sandıkları kurulmuştur. Bunlardan 1909 yılında kurulan “Tersane-i Amireye Mensup İşçi Vesairenin Tekaüdiyeleri Hakkında Nizamname”isimli tüzükle kurulmuş olan sandık,işçileri yaşlılık ve malullükten ötür uğrayacakları gelir kayıplarına karşı koruyacak ilk sosyal güvenlik kurumunu teşkil etmektedir .
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
20 Kasım 2008       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
1-CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEM

Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye’de devletin sosyal hayata müdahalesinin Cumhuriyet dönemi ile başlatmak bazı eksiklikler doğuracağından,Cumhuriyet öncesi dönemdeki sosyal nitelikli önlemlere ve bu mahiyetteki kanunlara kısaca değinmek uygun görülmüştür.

Küçük sınıfların zayıflaması,bunların mesleki organizasyonları olan Loncaları da etkilemiş ve 19.yüzyılın ortalarına doğru Türk sanayiinin modern esaslar dairesinde gelişebilmesi için siyasi ve ekonomik şartların uygun olmadığı bir dönemde Mecelle ile ortadan kaldırılmaları ile sonuçlanmıştır. 1860’da kabul edilen Mecelle,çalışma ilişkilerini düzenleyici ilk yasa niteliğine sahip olmak bakımından önemlidir. Bu dönemde çalışma hayatı ile ilgili çeşitli mesleklere uygulanmak üzere bazı yasalar ve tüzükler çıkarılmasına rağmen,hepsinde de iş ilişkilerinin düzenlenmesinde Mecelle’de olduğu bireyci görüş egemen olmuştur .

1869 yılında çıkarılan “Maadin Nizamnamesi”ile maden ocaklarında çalışanların sağlık ve güvenliği ile ilgili önlemler getirildiği görülmektedir . Bu nizamnameyi sosyal güvenlik alanındaki ilk devlet müdahalesi olarak kabul etmek mümkündür .

I. Meşrutiyet ve bunu izleyen dönemde sınırlı ve dolaylı bazı yasalaştırma girişimleri yapılmış olmakla birlikte,II.Meşrutiyet dönemine kadar maden işçilerini korumaya yönelik faaliyetler dışında bir devlet müdahalesine rastlanılmamaktadır. Meşrutiyetin ilanından sonra Fransız Devrimi ile gelen siyasi akımlar,zaman zaman sosyal hareketlerle de birleşerek bu devrin işçi hareketini oluşturmuştur .

II.Meşrutiyetin ilanı ile ortaya çıkan nispi özgürlük havası içinde,siyasi faktörlerin etkinliği daha fazla artmış ve işçi faaliyetleri hızla artmış,dernek kurma grev hakkı ve hatta 1909’da çıkarılan Cemiyetler Kanunu ile sendika kurma hakları kazanılmıştır.
İmparatorluk döneminde asker ve memurlarla sınırlı bazı işyerlerinde çalışanların belirli risklere karşı korunması amacıyla resmi ve özel yardımlaşma sandıkları kurulmuştur. Bunlardan 1909 yılında kurulan “Tersane-i Amireye Mensup İşçi Vesairenin Tekaüdiyeleri Hakkında Nizamname”isimli tüzükle kurulmuş olan sandık,işçileri yaşlılık ve malullükten ötür uğrayacakları gelir kayıplarına karşı koruyacak ilk sosyal güvenlik kurumunu teşkil etmektedir .
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
[QUOTE]atatürküncumhuriyetten önce içinde bulunduğu grup ve kurumlar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Ekim 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Atatürk'ün çocukluk döneminde içinde bulunduğu toplmun sosyal ve kültürel şartları?
HackerInside - avatarı
HackerInside
Ziyaretçi
21 Ekim 2009       Mesaj #5
HackerInside - avatarı
Ziyaretçi
Ödevlerimiz son derece yoğun bir halde devam ediyor. Şu sıralar Atatürk’le ilgili ödevler ağırlıkta. Ya Atatürk ile ilgili bir konu veriliyor ve soruların cevaplanması isteniyor ya da bizden ilgili şiir, anı bulmamız isteniyor. Durum böyle olunca Prof. Dr. Yurdakul Yurdakul’un yazdığı “Atatürk’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar” kitabı tekrar başucu kitabım olarak yerini aldı. Geçen sene çok zevkle okuduğum kitap hakkında bu yazımda bahsetmiştim. Kitabın başında Makbule Hanım’ın, kardeşi Mustafa’nın nasıl askeri okula girdiğini ve nasıl bir çocuk olduğunu anlattığı iki küçük hikayeyi sizinle de paylaşmak istedim.
“Atatürk mahalle mektebinden sonra “Şemsi Efendi Mektebi’ne gittiği sırada babası ölmüş. Ali Rıza Efendi ölünce geçim sıkıntısına düşen Zübeyde Hanım, çocukları da alıp Langaza köyündeki dayısının yanına taşınmışlar. Dayısı bir çiftlikte kahyalık yapıyormuş. Bu köy hayatı çocukları okumadan yoksun bırakacağı için Zübeyde Hanım bir müddet sonra çocukları ile bereber Selanik’e gelmiş. Orada ev kiracıları Binbaşı Kadri Bey’in yardımıyla Mustafa askeri rüştiye imtihanlarına girerek bu imtihanları kazanmış. Fakat zübeyde Hanım devamlı harpler olduğu ve bir çokları geri dönmediği için oğlunun subay olmasını istemiyormuş. Mustafa’nın okumasını istediği bu kararsız günlerinde bir gece rüya görmüş. Rüyasında oğlu bir altın tepsi ile minareye çıkıyormuş. Bu rüyayı komşuları, askeri okulun Mustafa için çok hayırlı olacağı şeklinde yorumlamışlar. Bunun üzerine Zübeyde Hanım da Mustafa’nın askeri okula gitmesine razı olmuş. Böylece Mustafa’nın askerlik hayatı başlamış.
——.
“Babam öldükten sonra dayımın köyüne yerleştik. Dayımın büyük tarlaları vardı. Orada çoluk çocuk hepimiz bir işe yardımcı oluyorduk. Ben ve ağabeyim Mustafa küçük olduğumuz için bize de bakla tarlasına gelen kargaları kovalamak görevi verilmişti. Sabahları annem bize yiyecek bazı şeyler hazırlar ve bizi tarlaya yolcu ederdi. Biz orada ağaç dallarından yapılmış bir gölgeliğin altında akşama kadar görevimizi sürdürürdük.
Bir gün yoğurt yerken ağabeyimle aramızda kavga çıktı. Ağabeyim sinirlenip kafamı yoğurt tasının içine sokmuştu. Sonra da katıla katıla gülüşmüştük. ,
Annem ağabeyim Mustafa’yı çok severdi. Belki ilk çocuğu olduğundan, belki de iki kızına karşılık bir oğlu olduğu için ağabeyime çok düşkündü. Ona bir şey olacak, O’na bir şey söylenecek diye aklı çıkardı. Ağabeyim de annemi çok sever ve sayardı.
Ağabeyim küçükken de çok temiz giyinmeyi isterdi. Her çocukla konuşmaz, çocukların haşin davranışlarına , saban taşı atma, çelme takma gibi oyunlarına hiç iltifat etmezdi. Böyle oyunlara çağırıldığında, onları gayet kibar bir şekilde geri çevirirdi. sokakta iki eli cebinde ve başı dik yürürdü. Herkesin dikkatini çekmekle bereber, sıkılgan bir çocuktu.
Kendisi daha Rüştiye Mektebi’nde iken komuşu çocukların ders verirdi. ”
“Atatük’ten Hiç Yayınlanmamış Anılar’ı hala almadıysanız mutlaka alıp okuyun.

aLınTı
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Ekim 2010       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
atatürk Dönemınde selanik cok önemli bir ticaret şehriydi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2010       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
19.yüzyıl sonları ile 20.yüzyıl başlarında mustafa kemal in içinde yaşadıgı toplumun özellikleri neler
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
17 Ekim 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
19.yüzyıl sonları ile 20.yüzyıl başlarında mustafa kemal in içinde yaşadıgı toplumun özellikleri neler
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
19. yy. başları 20. yy. sonlarında mustafa kemalin içinde yaşadığı toplumun özellikleri nelerdir
ahmetasa - avatarı
ahmetasa
Ziyaretçi
23 Kasım 2010       Mesaj #10
ahmetasa - avatarı
Ziyaretçi
1-CUMHURİYET ÖNCESİ DÖNEM

Türkiye’de devletin sosyal hayata müdahalesinin Cumhuriyet dönemi ile başlatmak bazı eksiklikler doğuracağından,Cumhuriyet öncesi dönemdeki sosyal nitelikli önlemlere ve bu mahiyetteki kanunlara kısaca değinmek uygun görülmüştür.

Küçük sınıfların zayıflaması,bunların mesleki organizasyonları olan Loncaları da etkilemiş ve 19.yüzyılın ortalarına doğru Türk sanayiinin modern esaslar dairesinde gelişebilmesi için siyasi ve ekonomik şartların uygun olmadığı bir dönemde Mecelle ile ortadan kaldırılmaları ile sonuçlanmıştır. 1860’da kabul edilen Mecelle,çalışma ilişkilerini düzenleyici ilk yasa niteliğine sahip olmak bakımından önemlidir. Bu dönemde çalışma hayatı ile ilgili çeşitli mesleklere uygulanmak üzere bazı yasalar ve tüzükler çıkarılmasına rağmen,hepsinde de iş ilişkilerinin düzenlenmesinde Mecelle’de olduğu bireyci görüş egemen olmuştur .

1869 yılında çıkarılan “Maadin Nizamnamesi”ile maden ocaklarında çalışanların sağlık ve güvenliği ile ilgili önlemler getirildiği görülmektedir . Bu nizamnameyi sosyal güvenlik alanındaki ilk devlet müdahalesi olarak kabul etmek mümkündür .

I. Meşrutiyet ve bunu izleyen dönemde sınırlı ve dolaylı bazı yasalaştırma girişimleri yapılmış olmakla birlikte,II.Meşrutiyet dönemine kadar maden işçilerini korumaya yönelik faaliyetler dışında bir devlet müdahalesine rastlanılmamaktadır. Meşrutiyetin ilanından sonra Fransız Devrimi ile gelen siyasi akımlar,zaman zaman sosyal hareketlerle de birleşerek bu devrin işçi hareketini oluşturmuştur .

II.Meşrutiyetin ilanı ile ortaya çıkan nispi özgürlük havası içinde,siyasi faktörlerin etkinliği daha fazla artmış ve işçi faaliyetleri hızla artmış,dernek kurma grev hakkı ve hatta 1909’da çıkarılan Cemiyetler Kanunu ile sendika kurma hakları kazanılmıştır.
İmparatorluk döneminde asker ve memurlarla sınırlı bazı işyerlerinde çalışanların belirli risklere karşı korunması amacıyla resmi ve özel yardımlaşma sandıkları kurulmuştur. Bunlardan 1909 yılında kurulan “Tersane-i Amireye Mensup İşçi Vesairenin Tekaüdiyeleri Hakkında Nizamname”isimli tüzükle kurulmuş olan sandık,işçileri yaşlılık ve malullükten ötür uğrayacakları gelir kayıplarına karşı koruyacak ilk sosyal güvenlik kurumunu teşkil etmektedir .

Benzer Konular

20 Kasım 2012 / gökhan Soru-Cevap
19 Ekim 2013 / Misafir Soru-Cevap
31 Ekim 2013 / Misafir Soru-Cevap
3 Kasım 2009 / Misafir Soru-Cevap