Arama

Sevgi ve saygının sosyal hayatımızdaki yeri ve önemi nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 3 Ekim 2018 Gösterim: 103.590 Cevap: 12
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
24 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Sevgi ve saygının sosyal hayatımızdaki yeri ve önemi nedir?
EN İYİ CEVABI HerHangiBiri verdi

SAYGI VE SEVGİNİN TOPLUM İÇİN ÖNEMİ

Saygı ve sevgi insanlar arasında iyi bir bağ oluşmasını sağlar. Bu bağ sayesinde insanlar birbirleriyle iyi geçinirler.

Sponsorlu Bağlantılar
Saygıyı ve sevgiyi insanlar çocuk yaşta öğrenir. Büyüdükçe de geliştirir bu yüzden çocukların eğitimi ailede başlar. Ailede bir çocuğa insanlara karşı saygı duyması öğretildiyse bu çocuk hayatı boyunca insanlara saygılı davranır. Fakat ailede çocuğa iyi bir eğitim verilmediyse bu çocuk hiçbir zaman insanlara saygılı davranmaz. Bu yüzden hem ailesinde hem de toplumda karışıklıklara sebep olur.

Aile içinde saygılı davranan bir çocuk toplumda da saygılı davranır. Toplumda saygı insanlar arasında barışı sağlar. İnsanlar birbirlerine saygı duyarsa birbirlerinin hakkında gözetir. Bu da insanların birbirleriyle uyum içinde yaşamasını sağlar. O toplum gelişir ve ilerler. Diğer toplumlarda daha üstün bir durum kazanır.

Toplumda saygı tek başına yeterli değildir. Saygının yanında insanlar birbirine sevgide duymalıdır. İnsanlar birbirlerini severse her zaman diğerlerine yardım etmek ister. Bu sayede birinin bir sıkıntısı olduğu zaman bütün toplum o kişiye yardım eder. O kişinin acısını paylaşır ve sıkıntısını azaltır.

Saygı ve sevgi farklı unsurlardır ama biri olmadan diğeri işe yaramaz. Saygı ve sevginin bir arada bulunduğu toplumlar uzun ömürlü olur ve hiçbir zaman kargaşa içine düşmez. O toplumda saygı ve sevgi ne zaman kayboldu ise o zaman o toplum çöker.

Bu yüzden bizde birbirimize saygılı davranmalıyız. Her zaman başkalarının sevincini ve acısını paylaşmalıyız. İnsanları sevmeli onları birbirinden ayırmamalıyız.
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:52
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
24 Kasım 2008       Mesaj #2
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi

İnsan İlişkileri-Sevgi-Saygı


İnsanlar birlikte yaşamak zorundadırlar. Her oyunun bir kuralı olduğu gibi birlikte yaşamanın da belirli kuralları vardır. Bu kurallara uyan insanların, ihtiyaçlarını daha kolay temin edecekleri ve daha çok mutlu olacakları açıktır. Bu nedenle insanların, toplum hayatını düzenleyen belirli kuralları öğrenmeleri ve bunları davranış haline getirmeleri hayatın bir gereğidir.
Sponsorlu Bağlantılar

Toplum hayatında insan ilişkileri önemli bir yer tutar. Bu ilişkiler, belli kurallara dayanır. Bu kuralların bir kısmı hukuka, bir kısmı örf ve adetlere bir kısmı da inançlara, sevgi-saygıya dayalıdır. Toplum hayatını düzenleyen bu kurallara uymak, insan ilişkilerini geliştirir ve kişilerin mutlu olmasını sağlar. Kurallara aykırı davranışlar; kişileri mutsuz kılar, giderilmesi güç olan durumların meydana gelmesine neden olur.
İnsan davranışları, hukuk kurallarına aykırı olursa, “hata veya suç”, örf ve adetlere aykırı olursa “ayıp”, inançlara aykırı olursa “günah”, sevgi-saygı kuralına aykırı olursa ‘’sevgisizlik ve saygısızlık şeklinde değerlendirilir.

Hukuk kuralları emredicidir. Bunların insanlar tarafından yerine getirilmesi zorunluluğu vardır. İnsan ilişkilerini düzenleyen örf, adet ve dine dayalı kurallar, emredici bir nitelik taşımazlar. Ancak, bu kurallara uymamak, onları bilerek yapmak, insanı çevresinde sevimsiz, kaba ve saygısız duruma düşürebilir.

Kısaca diyebiliriz ki, insanların birbirleriyle ilişkilerinde; önce kendilerine, sonra da karşısındakilere saygılı olması işlerini kolaylaştırır. Bu karşılıklı etkileşim insan ilişkilerinin bir gereğidir.
İnsan ilişkilerinin; ailede, bulunduğu çevrede ve ülke genelinde olduğu gibi diğer ülke insanlarıyla da iyi olması önemlidir. Bu nedenle, insanların iyi alışkanlıklar edinmeleri ve bunu sürekli bir davranış haline getirmeleri kaçınılmazdır.
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:54
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
24 Kasım 2008       Mesaj #3
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

SAYGI VE SEVGİNİN TOPLUM İÇİN ÖNEMİ

Saygı ve sevgi insanlar arasında iyi bir bağ oluşmasını sağlar. Bu bağ sayesinde insanlar birbirleriyle iyi geçinirler.

Saygıyı ve sevgiyi insanlar çocuk yaşta öğrenir. Büyüdükçe de geliştirir bu yüzden çocukların eğitimi ailede başlar. Ailede bir çocuğa insanlara karşı saygı duyması öğretildiyse bu çocuk hayatı boyunca insanlara saygılı davranır. Fakat ailede çocuğa iyi bir eğitim verilmediyse bu çocuk hiçbir zaman insanlara saygılı davranmaz. Bu yüzden hem ailesinde hem de toplumda karışıklıklara sebep olur.

Aile içinde saygılı davranan bir çocuk toplumda da saygılı davranır. Toplumda saygı insanlar arasında barışı sağlar. İnsanlar birbirlerine saygı duyarsa birbirlerinin hakkında gözetir. Bu da insanların birbirleriyle uyum içinde yaşamasını sağlar. O toplum gelişir ve ilerler. Diğer toplumlarda daha üstün bir durum kazanır.

Toplumda saygı tek başına yeterli değildir. Saygının yanında insanlar birbirine sevgide duymalıdır. İnsanlar birbirlerini severse her zaman diğerlerine yardım etmek ister. Bu sayede birinin bir sıkıntısı olduğu zaman bütün toplum o kişiye yardım eder. O kişinin acısını paylaşır ve sıkıntısını azaltır.

Saygı ve sevgi farklı unsurlardır ama biri olmadan diğeri işe yaramaz. Saygı ve sevginin bir arada bulunduğu toplumlar uzun ömürlü olur ve hiçbir zaman kargaşa içine düşmez. O toplumda saygı ve sevgi ne zaman kayboldu ise o zaman o toplum çöker.

Bu yüzden bizde birbirimize saygılı davranmalıyız. Her zaman başkalarının sevincini ve acısını paylaşmalıyız. İnsanları sevmeli onları birbirinden ayırmamalıyız.
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:55
marki1 - avatarı
marki1
Ziyaretçi
24 Eylül 2009       Mesaj #4
marki1 - avatarı
Ziyaretçi
Önce bir tutam sevgi ve bol miktarda saygı,
İçinde olmamalı fazla tasa ve kaygı.

Bazen Milli duygular Şehit,Bayrak ve Vatan,
Zaten bunlar değilmi Türk`ün gönlünde yatan?

Biraz da Aşk olmalı,yar`e güller dermeli,
Şiir,okuyanlara güzel şeyler vermeli.

Dostluk unutulmasın,O`nun da çok önemi,
İnsan ihtiyaç duyar,hayatın her dönemi.

Tasavvuflar anlatır,Allah aşkını bize,
Okuyanın gönlünde duygular gelir dize.

Taşlama yazar iken kötü söz seçmemeli,
Hakaret, Nezaket`in önüne geçmemeli.

Farklı görünmek için gerek yok tuhaf söz`e,
İmge falan hikaye,sadık kalmalı öz`e.

İyi öğrenmek gerek serbest,aruz,hece`yi
Şiir aydınlatmalı, karanlık bir gece`yi.

Okuyan insanların içi huzur dolmalı,
Dostlar,benim bildiğim,Şiir böyle olmalı.

Yunus`lar,Mevlana`lar,işte böyle yazdılar,
Onlar kabirlerini,gönlümüze kazdılar...
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:55
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Ocak 2010       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevgi insanları birbirine bağlayan önemli bir duygudur,insanların hayatına anlam katan bu duygu toplumda saygın olmamızıda sağlar. Sevgi sayesinde insanlar bir birini daha iyi anlar. Sevgi aynı zamanda insanların arkadaş çevresini geliştirerek arkadaş edinmemizi sağlar. Sevgi ve saygı hayatımızın temelidir. Sevgi ve saygı sayesinde insanların karakterini ve kişiliğini saptarız. Bir insanın iyi, kötü, cana yakın vb bilgileri bu sayede öğrenebiliriz. Sevgi ve saygı aynı zamanda insanların belli hareketlerinin değişmesini sağlamaktadır ve sakın unutmayınki sevgi ve saygı hayatın en büyük lutfudur.
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:56
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ekim 2011       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Annemin yalnızca bir gözü vardı onu hiç sevmiyordumBabam ben çok küçükken ölmüş annem evi geçindirmek için benim okuduğum okulda temizlikçi olarak çalışıyor dubir gün okul da bana merhabe demeye gelmişti o an yerin dibine girdim ve hemen ordan uzaklaştım arkadaşlarım bana
aaa annenin yalnız bir gözü var dedi çok utandım
Eve gidince anneme defol git yanımdan senin gibi bi annem olacağına ölsen daha iyi dedim
annem boynunu büktü: kusura bakma oğlum dedi sessizce
ve odasına gitti çok alındığı belliydi ama hiç üzülmedim çünkü ondan nefret ediyordum
çok çalıştım ve singapura okumaya gittim okulum bitti singapurda kendime bir yuva kurdum
bir gün kapımız çaldı kapıyı çocuklarım açtı annemi görünce dalga geçip güldülerBen hemen yerimden kalktım ve anneme defol evimden çocuklarımı korkutuyorsun dedim annem sessizce:özür dilerim yanlış gelmişim dedi
birgün eski okulumdan mezuniyet gecesi için davet geldi eşime iş seyahatine gidiyorum dedimçünkü bi annem olduğunu bilmiyordumezuniyet gecesinden sonra sırf meraktan eski evime gittimAnnem ölmüştü
hiç üzülmedim Komşularına bana vermeleri için bir mektup birakmıştı
mektupta
Oğlum hayatın boyunca senin utanç kaynağın olduğum için özür dilerim singapura gelip çocuklarını korkuttuğum için çok üzgünüm
biliyormusun oğlum sen küçükken bir kaza geçirmiştin ve bir gözün kör olmuştu
ben bir anne olarak senin tek gözle büyümene razı olamazdım ve bu yüzden TEK GÖZÜMÜ SANA verdimo gözle benim yerime gördüğünü düşünüyor ve çok mutlu oluyordum

elveda seni çok seven annen
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:56
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Aralık 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SEVGİ VE SAYGI Sevgi içten gelen bir duygudur, öğretilmez, saygı bir davranış biçimidir, eğitimsiz olmaz Bu eğitim de ailede başlar Sevgi ve saygı dolu bir ailede yetişen insanlar davranışlarından, hal ve hareketlerinden bunu belli ederler Sevgisi olmayan insanları kimse sevmez Ama sevgisi olan insanlar sıcakkanlıdır ve birçok kişi onları sever Ama sevginin yanında saygı da önemlidir elbette İşte, insanlarda bu iki özellik de bulunursa tüm ilişkileri iyi olur, birçok kişi onları sever Sevgi ve saygıya sahip olan insanlara her zaman daha farklı davranılırİçinde sevgi barındırmayan insanlar aile hayatlarında, iş hayatlarında yalnız doğar, büyür ve ölürler İnsan sevdiklerine saygısız ve kırıcı davranmaz Bu da gösteriyor ki sevgi her şeyin temelidir Kısacası sevgi ve saygılı olmamızın başkalarına pek faydası yoktur, asıl bize faydası vardır Bunu kendimiz için yapmalıyız İnsanların kendilerine saygısı olduğu sürece insan ilişkilerini her zaman bu düzeyde yürütürler
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Ocak 2012       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bir bilgeye öğrencileri "Sevgi nedir, saygı nedir" diye sordular. Bilge biraz düşündü, sonra "Yarın öğle yemeği saatinde burada olun, kendi gözünüzle görün" diye cevap verdi.

Öğrencileri ertesi gün geldiler. Ortaya bir sofra kurulmuş, bir sürü insan etrafına toplanmıştı. Sonra biri kaşıkları getirdi, bu kaşıkların sapları bir metre uzunluğundaydı. İnsanlar şaşkınlıkla kaşıklara bakarken tencereler içinde çorbalar geldi.

Hepsi çorba içmek için kocaman kaşıklarla saldırdı. Ama içemiyor, yerlere döküyor, kaşığın sapını yandakinin gözüne kaşına sokuyorlardı. Büyük bir kargaşa başlamıştı, herkes bağırıp çağırıyor, yanındakiyle kavga ediyordu.

Bilge biraz izledikten sonra onları durdur du. "Tamam. Küçük kaşıklar geliyor" dedi, küçük kaşıklar geldi. Bilge, "Başka çorba yok ona göre için" dedi. Masanın çevresindekiler bu kez ellerindeki normal kaşıklarla tencerelere saldırdılar. Kaselerine çorba alarak vakit kaybetmemek için hepsi tencerelere hamle ediyorlardı. Birbirlerini itip çekiyor, hiçbiri çorbayı doğru dürüst içemiyordu. Sonunda herkes aç kaldı, homurdanarak çekip gittiler. Geride pislik içinde bir masa bırakmışlardı, içtikleri çorbanın iki katını sağa sola döktükleri için...

Bilge öğrencilerine döndü ve "Yarın yine aynı saatte gelin" dedi...
Öğrenciler ertesi gün yine geldiler.
Sofra kuruluydu, çevresinde bir grup insan oturuyordu.
Önce normal boyda kaşıklarla kaseler getirildi, sonra da tencereler içinde çorbalar. Sofradakiler sırayla kaselere çorba alıyor, kaseleri birbirlerine ikram ediyorlardı.
Tam içmeye başlayacakları sırada Bilge seslendi: "Durun, yanlış kaşıklar gelmiş".
Bir görevli bütün kaşıkları topladı ve her birine sapları uzun kaşıklardan dağıttı.
Sofradakiler önce bu kaşıklara baktılar. Sonra biri, karşısındakinin kasesine kaşığını daldırdı ve ona çorba içirdi. Sofradakilerin hepsi aynı hareketi tekrarladı.
Bilge, kendisine sevgi ve saygının ne olduğunu soran öğrencilerine döndü, "Anladınız mı" dedi ve konuklarının yanına oturup o da çorba beklemeye başladı.
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:57
pusula - avatarı
pusula
Ziyaretçi
28 Şubat 2012       Mesaj #9
pusula - avatarı
Ziyaretçi

İNSAN İLİŞKİLERİNİ DÜZENLEYEN KURALLAR:


a) Toplumda Dikkat Edilmesi Gereken Genel Kurallar:
Bir toplumun oluşmasında ve gelişmesinde, o toplumu meydana getiren insanlar arasında uygulanan Görgü kurallarının önemli bir yeri vardır.
Genel görgü kurallarına uyma zorunluluğu yoktur. Yani hukuken suç sayılmaz. Ancak, toplum genel görgü kurallarına uymayanlara cahil, bencil , kaba, saygısız ve saire sıfatlarla tanımlar ve kınar.
Toplum hayatının düzenlenmesinde et kili olan genel görgü kurallarına uyan kişileri; terbiyeli, saygılı, nazik ve saire şeklinde nitelemek mümkündür.
Bu kurallar toplumdaki uygarlık düzeyinin de göstergesi olabilir. İnsanın bencil, kaba düşüncelerden sıyrılarak, başkalarına karşı davranışlarını bir düzene koyması , onun duyarlı ve nazik olmasını sağlar. Bu da insanların birbirleriyle olan ilişkilerini sağlıklı ve tutarlı olmasına neden olur.
Görgü kurallarını öğrenmenin bir okulu yoktur. Görgü kuralları, bir toplumun ayrı ayrı bölgelerinde farklı olduğu gibi değişik uluslarda da farklılıklar gösterir.
İnsanlar, toplum içinde bir arada yaşamak zorunda olduğuna göre, davranışlarında da göz önünde bulundurmaları gereken kurallar vardır. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz.
--Hoşgörülü ve iyimser olmak;
--Olgun bir kişiliğe sahip olmak için çaba göstermek;
--Eleştiriyi yerinde ve zamanında yapmak;
--Giyime önem vermek, Giysinin mevki yer ve zamana uygun olmasına özen göstermek;
--Başkalarını rahatsız edici davranışlardan sakınmak;
--Verilen sözü tutmak;
--Ziyaretin kısa ve zamanlı olmasına özen göstermek;
--Oturuş ve kalkışlarda hareketlere özen göstermek;
--Gerektiğinde özür dilemesini bilmek;
--Özel konuşma yapanların yanına gitmemek;
--Uygun olmayan el ve sözlü şakalardan kaçınmak; gibi.
b) Giyinme Konusunda Dikkat Edilmesi Gereken Genel Görgü Kuralları:
İnsanlar, bulundukları iklim şartlarına, çevrenin örf ve adetlerine, bütçelerine ve modaya göre giyinirler.
Toplumsal hayatın her alanında, her sosyal faaliyette, insanlar, giyim kuşamlarıyla kabul görürler. Çalışanların iş yeri şartlarlını dikkate alarak giyinme zorunlulukları vardır. Bir maden işçisinin, bir servis memurunun ve bir öğretmenin kıyafetinin farklı olacağı doğaldır . Kıyafet iyi bir tavsiye mektubudur. Sözünden esinlenerek, insanlar; görgülü, zevkli, nazik, kültürlü ve ağır başlı vb. izlenimleri karşı tarafa yansıtacak şekilde giyinmeye özen göstermelidirler. Aksi mesajlar verecek giyim ve kuşamdan kaçınmalıdırlar.
İnsanların giyim konusunda dikkat etmesi gereken kurallardan bazıları şunlardır:
--Kadın ve erkek kendisine uygun kıyafet seçmelidir
--Kıyafet seçerken kişinin yaşı, fiziki yapısı, cinsiyeti, mesleği gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
--Giydiği elbise, gömlek, kravat, ayakkabı, şapka gibi eşyalar arasında uyum sağlanmalıdır.
--Sökük, yırtık, ütüsüz elbise, boyasız ayakkabı giyilmemelidir.
--Çalıştığı iş yerinde sade giyinmeye özen göstermelidir.
--Önemli toplantılarda; toplantının yerini, zamanını ve özelliğini dikkate alarak uygun kıyafetle gidilmelidir.
--Misafir karşılama veya kabul etme sırasında da uygun kıyafet seçip giyinmelidir.
--Otel, kamp, spor alanı ve tatil köyü gibi yerlerde de toplumu rahatsız etmeyecek uygun kıyafetler giyinmelidir.
--Bulunduğu yer veya toplumun kabul etmeyeceği kıyafetleri giyinmekten kaçınmalıdır.
c) Karşılama, Selamlaşma ve El Sıkma Konularında Uyulması Gereken Genel Görgü Kuralları:
Selam; yaş, cinsiyet ve makam durumuna göre saygı ve incelik ifade eden bir davranıştır. Küçüğün büyüğü, Aynı yaşta olanların birbirlerini selamlamaları sevgi ve saygının bir ifadesi olarak değerlendirilir.
Karşılamam, Selamlaşma ve El Sıkmada Uyulması gereken bazı kurallar şunlardır:
--Selamlaşma sırasında abartılmış konuşma ve davranışlardan kaçınmak gerekir.
--Devlet büyüklerine (cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, vali gibi) karşı bir saygı ifadesi olarak yolda geçerken veya karşılaşılan herhangi bir yerde baş eğilerek selam verilir. Aynı şekilde törenlerde de bayrağımız, büyük bir gururla ayakta selamlanır.
--Selamlaşma; baş eğilerek, el kaldırılarak, şapka çıkartılarak olduğu gibi sözle de olur. Birisiyle sabah karşılaşıldığında , günaydın, akşam karşılaşıldığında iyi akşamlar, seyahat sırasında karşılaşıldığında iyi yolculuklar demek suretiyle selamlaşılabilinir.
--Gerek ilk tanışmada ve gerekse selamlaşma sırasında, özellikle erkeklerin dikkatli olması gerekir. Bayan elini uzatmadıkça, erkeğin elini uzatması hoş karşılanmaz.
--El sıkışmada, üst makamda bulunanların veya yaşlıların önce el uzatmaları, bunu gören alt makamlarda olan bayan veya bayların ellerini uzatarak tokalaşmaları genel görgü kurallarındandır.
--Selamlanan kişinin yanında bulunanlar, selam vereni tanımasalar bile, selamlanan kişi ile birlikte selam almaları nezaket kuralıdır. Ancak, içten gelen nezaket makbuldür. Bu nedenle selamlaşmaların nazik hareketlerle yapılması değer taşır.
--Tanıdık iki kişinin, sokakta karşılaşmaları halinde birbirlerini selamlamaları, yolu işgal etmeden bir kenara çekilerek konuşmaları veya yolda yürüyerek konuşmalarını sürdürmeleri yerinde olur.
--Erkeğin bayanı; gencin yaşlıyı; kıdemsizin kıdemliyi; gelenin orada bulunanları; ayrılanın ayrıldığı yerde kalanları selamlaması gerekir.
El sıkma bir dostluğun, samimiyetin ifadesidir. O nedenle el sıkma sırasında, ne kuvvet denemesi yaparcasına fazla sıkılması, ne de elin uzatılıp bırakılması doğrudur. Doğru olan elin, muhatabın elini kavrayacak şekilde tutulmasıdır. El sıkmada soğuk davranmak, eli hiç kıvırmadan kaskatı uzatıp el sıkışmak, muhatap tarafından iyi karşılanmaz, hoşnutsuzluk yaratır. El sıkarken olumsuz davranışların meydana gelmemesine dikkat edilmelidir.
Karşılama veya uğurlama sırasında kişinin, yüzünden tebessümü eksik etmemesi gerekir.
Bir grubu karşılama sırasında; grubu karşılayan kişi, karşıladığı gruptaki insanlardan bir kısmını tanımayabilir. Bu gibi durumlarda, tanıdık olan kişi veya kişilerin yanındakileri, karşılayan kişi ile tanıştırmaları gerekir.
Kalabalık yerlerde, tanıdıkların birbirleriyle selamlaşmalarına karşın, tanıdık olmayanların selamlaşması Kuralları:mümkün olmamaktadır. Ancak şehir dışında, tenha yerlerde ve iş için gidilen herhangi bir yerde karşılaşan insanların birbirleriyle selamlaşmaları yerinde olur. Selamlaşma sırasında başkalarını rahatsız edici konuşma veya davranışlardan kaçınılır
d) Hitap Etmede Uyulması Gereken Genel Görgü Kuralları:
Hitap etme; etkili söz söyleme, karşı tarafı etkileme anlamı taşır. İnsanlar, isteklerini sözle karşı taraf
iletirler. İletişim aracı olarak kullanılan dilin, insanları etkileyecek şekilde kullanılması, insan ilişkilerini kolaylaştırır. Bu nedenle, kullanılan sözcüklerin çok iyi seçilmesi ve kullanılmasında büyük yarar vardır.
Sosyal ilişkilerde insanlar, hitap etmeleri gereken kişilerin bulundukları yer veya makama göre farklı hitap şekilleri kullanılır.
Konuşma bir kültür, zeka, bilgi ve görgü işidir. Her şeyde olduğu gibi konuşmanın da belli kuralları vardır. Bunlardan bazıları aşağıda sıralanmıştır. Kişiler arasında yapılan konuşmalarda:
--Muhatabın düzeyine göre uygun hitaplar seçilmesi, sert ifadelerden kaçınılması;
--Argo sözcüklerin kullanılmaması;
--Yeni tanışılan kişilere karşı mesafeli davranılması;
--Yüksek sesle ve hızlı konuşma yolunun tercih edilmemesi;
--Muhatabın kültür seviyesine uygun bir dil kullanılması;
--Davranışların söylenenleri doğrular nitelikte olması;
--İncelenip kesin bilgi edinilmemiş konularda, kessin söz söylemeden kaçınılması;
--Kişinin kendisinden çok söz etmemesi, muhatabı mihnet altında kalacak duruma düşürmekten sakınması;
--Muhataba da konuşma hakkı tanınması ve bunun davranışlarla da gösterilmesi;
--Samimi, güvenilir, sakin ve doğal davranışlar içinde kalınması;
--Çeşitli konuşmalardan öğrenilen sırların saklanması; her yerde ileri geri söz sarf edilmemesi;
--Topluma karşı yapılan hitapların etkili olması için önceden gerekli hazırlıkların yapılması;
--Toplumca yanlış anlaşılabilecek konuşmalardan kaçınılması;
--Topluma hitap edecek kişinin, gerekli ön hazırlık yaparak kürsüye çıkması;
--Konuşmacının; konusunu dinleyenleri etkileyecek şekilde anlatması, gerektiğinde kısa sorular sorarak dinleyenlerin dikkatlerini toplaması ve konuşmaları beklenen sonuca götürecek şekilde bitirmesi;
--Konuşmacının, tutarsız, kuşkulu, çekingen, kararsız davranışlarla dinleyicileri sıkmaktan kaçınması;
gerekir
e) Telefon Konuşmaları ve Uyulması Gereken Görgü Kuralları:
Telefon konuşması belli bir kültürü ve beceriyi gerektirir. Toplumda dikkat edilmesi gerekli kurallardan
.birisi de telefon konuşmalarıdır. Telefonla konuşurken uyulması gerekli kurallar şu şekilde sıralanabilir:
--Telefon edenin, karşıdakine kendisini tanıtması;
--Sekreter aracılığı ile yapılan telefon görüşmelerinde astın telefonunun üst makamda olana bağlanması;
--Ölçülü ve nazik bir dil kullanılarak isteğin uygun bir ses tonu ile anlatılması;
--Telefon konuşmalarında ahizenin alınması ve yerine yavaşça konulması;
--Sabah saat 10.oo dan önce akşam saat 22.oo dan sonra telefon etmemeye özen gösterilmesi;
--Telefonda gizli konuların konuşulmaması;
--Cep telefonlarının uygun olmayan yer ve zamanlarda kapalı tutulması;
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:58
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Nisan 2012       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yılan, bile bir dost olur,
Sevgi ile, saygı ile.
Serti, yumşar ipek gelir,
Sevgi ile, saygı ile.

Sevgi versen taşa bile,
Taşlar çatlar gelir dile,
Eş olursun bir güzele,
Sevgi ile, saygı ile.

Sevgi güzel, saygı güzel,
Sevgi vermiyenler gâzel,
Adem’de başladı ezel,
Sevgi ile, saygı ile.

Düşmanı dost eder bile,
Olduğu yer, biter hile,
Bal, şeker yapışır dile,
Sevgi ile, saygı ile.
Son düzenleyen Safi; 3 Ekim 2018 02:58

Benzer Konular

12 Kasım 2008 / Ziyaretçi Cevaplanmış
8 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap
22 Ekim 2014 / sSiİnNeEmM Soru-Cevap
28 Aralık 2012 / Misafir Cevaplanmış
30 Eylül 2010 / Misafir Cevaplanmış