Arama

Türkiye'deki en önemli göçler nelerdir ve neden olmuştur?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 21 Ekim 2015 Gösterim: 19.008 Cevap: 12
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
27 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye deki en önemli göçler nelerdir ve neden olmuştur?
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
İÇ GÖÇLER

Sponsorlu Bağlantılar
A. Giriş
Göç, ulusal sınırlar içerisinde olabileceği gibi ulusal sınırların ötesine, hatta kıtalar ötesine de,taşabilmektedir. Ulusal sınırlar içerisinde gerçekleşen göçlere içgöçler, ulusal sınırların dışına taşan göçlere ise dış göçler denilmektedir.
Türkiye.de az gelişmiş bölgelerden iş olanaklarının daha geniş olduğu sanayi ve ticaret merkezleriyle iklim koşullarının daha elverişli olduğu turizm merkezlerine doğru yoğun bir gönüllü iç göçün yaşandığı görülmektedir. Yaşanılan bölgenin doğal koşulları sel baskını, deprem, yerleşim yerinin baraj altında kalması ve terör zorunlu göçe yol açabilmektedir.

B. Mevcut Durum
1990 Genel Nüfus Sayımına göre il ve ilçe merkezlerinin toplam nüfus içindeki oranı % 59.21, köy nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı ise % 40.79.dur. 1997 Genel Nüfus Tespitine göre ise il ve ilçe merkezlerinin toplam nüfus içindeki oranı % 65.03, köy nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı ise % 34.97.dir. İki ayrı nüfus sayımı sonuçları karşılaştırıldığında Türkiye.de iç göç hareketlerinin devam ettiğini söylemek mümkündür.
Ülkemizdeki nüfus hareketleri bölgeler temelinde ele alındığında sürekli göç veren ve sürekli göç alan bölgeler ayrımı söz konusu olabilmektedir. Sürekli göç veren bölgeler Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz Bölgeleri, sürekli göç alan bölgeler ise İstanbul ve Kocaeli gibi sanayi merkezlerini, Muğla ve Antalya gibi yumuşak iklimli kentleri içine alan Akdeniz, Marmara ve Batı Anadolu bölgeleridir.
VII. BYKP incelendiğinde iç göç olgusunun "Nüfus Hareketleri ve Aile Planlaması", Bölgesel Dengelerin Sağlanması", "Altyapı Hizmetlerinde Yapısal Değişim Projesi" gibi başlıklar kapsamında serpiştirilerek dolaylı bir biçimde plan kapsamında yer aldığı görülmektedir. İç göç olgusunun en önemli boyutlarından olan zorunlu göç ise planın herhangi bir yerinde tanımlanmış değildir.
Bu nedenle VII.BYKP’nında iç göçlere ilişkin uygulamaya konulan siyasi, ekonomik ve yasal düzenlemelerin neler olduğu doğrudan saptanamamaktadır. Planda yer alan Bölgesel Gelişme bölümünde göç veren bölgelerin başında gösterilen Güney Doğu Anadolu Bölgesine ilişkin GAP projesi çerçevesinde yapımı devam eden ve tamamlanan barajlara ilişkin bilgiler yer almaktadır. Ayrıca kırsal alana yerleşim planının düzenlenmesi için genelinde "merkez köy" olarak belirlenen birimlerden söz etmektedir. Halihazırda başlatılan "köye dönüş" projesinin başarı kazanabilmesi "Ulaşılmak İstenen Amaçlar ve Hedefler" bölümünde sunulan öneriler çerçevesinde düşünülmesi yararlı olacaktır.

Zorunlu göçler 1990'lı yıllarla birlikte hızlanmış ve Türkiye.nin eski geleneksel göç bölgelerine olan akışı yeni bölgelerin ve kentlerin eklenmesi ile farklı boyut ve biçimlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Zorunlu göç, ilk olarak bulunulan ilin kırsalından kent merkezine, ardından da diğer illere gerçekleşmektedir. Göçler sonucu kentlere gelenler, kentli nüfusun yerleşik sosyo-ekonomik ve kültürel yapısını olumsuz etkilemektedir. İşsizlik ve ekonominin bozulması göçün yol açtığı en temel problem alanı olarak görülmektedir. Genel asayişin bozulması, hırsızlık ve fuhuşun artışı, konut, alt yapı sorunu gibi kentleşme sürecine ilişkin olarak gündeme gelen sorunlar da ikincil derecede görülmektedir.



0



0
Ülkemizin gelişmiş ve gelişmemiş bölgeleri arasındaki yaşaman standardında görülen büyük farklılıklar göçü artırmaktadır. Göç sonucu gelenlerin gerekli koşulların sağlanması memleketlerine geri dönme eğilimi taşıdıkları görülmektedir. Özellikle gelme süresi kısaldıkça geri dönme eğilimi de güçlenmektedir. Ancak kentte durma süresi arttıkça geri dönme eğiliminin azaldığı da gözlemlenmektedir. Göç edenlerin geliş nedenlerine göre geri dönme eğilimlerine bakıldığında ise çeşitli nedenlerle köylerin boşaltılması sonucu göçe katılanların daha çok geri dönme eğilimi içerisinde oldukları, terörle yüz yüze kaldığı için göç edenlerin daha az, ekonomik nedenlerle göçe katılanların ise çok daha az geri dönme eğilimi içerisinde oldukları izlenilmektedir.

C. VIII. BYKP Döneminde (2001-2005) Beklenen Gelişmeler
Önem sırasına göre iş alanları ve yatırım beklentisi, göçün önlenmesi, konut ve altyapı gibi kentleşme sürecine ilişkin sorunların çözümü, güvenlik ve asayişin sağlanması, kültür farklılığının giderilerek, kente uyum sağlamaya yönelik özel eğitim programlarının hazırlanması gerekmektedir. Göç edenlerin kente uyum sağlama konusunda ilk yapılması gereken yeterli eğitimin verilmesi, kültür düzeylerinin yükseltilmesi ve iş alanlarının açılarak ekonomik düzeylerinin yükseltilmesi gelmektedir
Ekonomik nedenlerden kaynaklanan göç kısa dönemde, mevcut durumun devam edeceği varsayıldığında benzer oranlarda devam edecektir. Ancak terör olaylarının giderek azalması nedeniyle terör kaynaklı göçün gelecek dönemlerde azalması ve tümüyle ortadan kalkması beklenen bir gelişmedir. Son dönemde yaşanan Kocaeli depremi nedeniyle göçün hedef illeri (1985-90) sıralamasında; Kocaeli ve İstanbul illerinin daha alt sıralardaki Antalya, İçel, Tekirdağ, Muğla, Aydın gibi illerle yer değiştirmesi söz konusu olabilecektir. Kısa dönemde göç olayının yerleşim birimleri açısından değişiklik göstermesi beklenmemektedir. Köyden (kırsal bölgelerden) kente göç aynı ivme ile devam edecek, ancak kentten-kente göçün artan net göç hızı oranlarına bağlı olarak toplam göç içindeki payı artacaktır. Böylece Türkiye.deki kentleşme hızı mevcut durumu koruyarak devam edecek ancak belli hedef illerde biriken nüfus daha da çoğalacaktır. Türkiye.nin en büyük bölgesel kalkınma planı GAP projesinin her alanda uygulanmasıyla birlikte bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesinde önemli adımlar atılacaktır. Özellikle iş alanlarının ve yatırımların çoğalması sorunların bölgede çözülmesi ile iç göç olgusunun kendi doğal seyrine kavuşacağı düşünülmektedir.

D. Ulaşılmak İstenen Amaç Ve Hedefler

1. Kısa Dönemde (2001-2005)
• Göç veren bölgelerdeki yoğun göçün önlenebilmesi, öncelikle ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve yüksek doğal nüfus artış hızının aşağı çekilmesine bağlıdır. Bu sonuca ulaşmak için yerel kaynakların harekete geçirilmesi ve ekonomiye kazandırılması gerekmektedir. Bu noktada özel sektörün desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
• Kentten-kente göçü engelleyecek çeşitli önlemlerin yanı sıra kırsal alanlardan yakın kentsel alanlara göç özendirilmeli, göç eden nüfus için özellikle hizmetler sektöründe iş olanakları hazırlanmalıdır.
• Göç nedeniyle çeşitli il merkezlerinde bulunan ve geri dönme eğilimi olmayan göçer nüfusun bulundukları kentlere uyum sağlayabilmeleri için eğitim, meslek edindirme, sağlık, yerleşim, iş sorunu gibi temel sorunların çözülebilmesi için merkezi ve yerel otoriteler daha etkin davranmalıdır
• Zorunlu ya da gönüllü göçle gelen ve bir daha geriye dönmeyi düşünmeyenlerin ise bulundukları yerlerde sosyo-ekonomik ve kültürel düzeylerini yükseltici başlıca kurumlar ivedilikle açılmalıdır.
• Yoğun göç alan kentsel birimlerin yol, su, kanalizasyon gibi alt yapı gereksinimlerinin giderilmesi ivedilikle yapılmalıdır.
• Göç alan bölgelerin çevre düzenlemesine önem verilmeli ve tasarım olarak göze hoş görülmeyen, kullanılan malzeme bakımından yetersiz ve dayanıksız olan, imar planına uymayan konut yapımına izin verilmemelidir.
• Göçün yoğun olarak yaşandığı bölge üniversitelerinde göçü önleyecek politikalara yardımcı olmak üzere, araştırma yapmak ve bulgulara birinci elden ulaşmak amacıyla araştırma merkezleri kurulmalıdır.
• Orman köylerinden göçe katılanların oranını düşürmek amacıyla, ormanlardan köylünün bilinçli ve etkin bir biçimde yararlanabilmesi için olanaklar yaratılmalı ve orman köylülerinin yerinde kalkındırılması için gerekli olan fon kredileri yükseltilmelidir.

2. Uzun Dönemde
• Temel hedef, göçe zorlayan nedenleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Bu bağlamda işsizlik sorununu kısa ve uzun vadede çözebilecek orta ve büyük ölçekli işletmeler kurulmalıdır.
• Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu.ya yönelik bölgenin şartlarına uygun sosyo-ekonomik yatırımlara öncelik verilmelidir.
• Göç veren bölgelerden göç etme nedeni olarak gösterilen işsizliğe son verilmeli ve bölgeye özgü istihdam politikası gerçekleştirilmelidir.
• Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi olmak üzere, göç veren bölgelere eğitim kültür ve sağlık alanında yatırımlara devam edilmelidir.
• Göç veren bölgelerde gelir getirici uğraşlar yaratılmalıdır. Bunun içinde bölgedeki tarım dışı sektörler desteklenmelidir.
• Göç veren bölgelerde bölge şartlarına uygun kırsal sanayiye geçilmelidir. Böylece kırsal sanayiden en çok yararlananlar kırsal alanda yaşayanlar olacaktır.
• Göç veren bölgelerde bir yandan köy tipi sanayi geliştirilmeli ve el emeğinin
değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir
• Göç veren bölgelere devlet yatırımı ile birlikte, bölgede yatırım yapacak özel girişimciler cesaretlendirilmeli ve özendirilmelidir.
• Gerek köylerde, gerekse kentlerde el sanatlarına dönük imalat ve evlerde yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmelidir.
Alıntı

Yüksek oranda göç alan şehirlerin başlıcaları şunlardır:
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Şanlı Urfa, Antalya, Mersin, Konya, Samsun, Gazi Antep, Diyarbakır gibi illerdir. İç göç, ülkemizde özellikle sanayileşmiş merkezlere daha fazla olmaktadır

Dış göçler ve Türkiye
Ülkemize 1923 - 1989 yılları arasında çoğu Balkan ülkelerinden olmak üzere 2,2 milyon göç olmuştur. Bu sayı nüfusumuzun % 5′ini oluşturur.
1950′den sonra, başta Almanya olmak üzere yurt dışına işçi gitmeye başlamıştır. Bugün Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İsveç, ABD, Avustralya, Libya, S. Arabistan, Kuveyt ve Orta Asya ülkelerinde işçilerimiz bulunmaktadır
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
27 Kasım 2008       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
İÇ GÖÇLER

Sponsorlu Bağlantılar
A. Giriş
Göç, ulusal sınırlar içerisinde olabileceği gibi ulusal sınırların ötesine, hatta kıtalar ötesine de,taşabilmektedir. Ulusal sınırlar içerisinde gerçekleşen göçlere içgöçler, ulusal sınırların dışına taşan göçlere ise dış göçler denilmektedir.
Türkiye.de az gelişmiş bölgelerden iş olanaklarının daha geniş olduğu sanayi ve ticaret merkezleriyle iklim koşullarının daha elverişli olduğu turizm merkezlerine doğru yoğun bir gönüllü iç göçün yaşandığı görülmektedir. Yaşanılan bölgenin doğal koşulları sel baskını, deprem, yerleşim yerinin baraj altında kalması ve terör zorunlu göçe yol açabilmektedir.

B. Mevcut Durum
1990 Genel Nüfus Sayımına göre il ve ilçe merkezlerinin toplam nüfus içindeki oranı % 59.21, köy nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı ise % 40.79.dur. 1997 Genel Nüfus Tespitine göre ise il ve ilçe merkezlerinin toplam nüfus içindeki oranı % 65.03, köy nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı ise % 34.97.dir. İki ayrı nüfus sayımı sonuçları karşılaştırıldığında Türkiye.de iç göç hareketlerinin devam ettiğini söylemek mümkündür.
Ülkemizdeki nüfus hareketleri bölgeler temelinde ele alındığında sürekli göç veren ve sürekli göç alan bölgeler ayrımı söz konusu olabilmektedir. Sürekli göç veren bölgeler Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz Bölgeleri, sürekli göç alan bölgeler ise İstanbul ve Kocaeli gibi sanayi merkezlerini, Muğla ve Antalya gibi yumuşak iklimli kentleri içine alan Akdeniz, Marmara ve Batı Anadolu bölgeleridir.
VII. BYKP incelendiğinde iç göç olgusunun "Nüfus Hareketleri ve Aile Planlaması", Bölgesel Dengelerin Sağlanması", "Altyapı Hizmetlerinde Yapısal Değişim Projesi" gibi başlıklar kapsamında serpiştirilerek dolaylı bir biçimde plan kapsamında yer aldığı görülmektedir. İç göç olgusunun en önemli boyutlarından olan zorunlu göç ise planın herhangi bir yerinde tanımlanmış değildir.
Bu nedenle VII.BYKP’nında iç göçlere ilişkin uygulamaya konulan siyasi, ekonomik ve yasal düzenlemelerin neler olduğu doğrudan saptanamamaktadır. Planda yer alan Bölgesel Gelişme bölümünde göç veren bölgelerin başında gösterilen Güney Doğu Anadolu Bölgesine ilişkin GAP projesi çerçevesinde yapımı devam eden ve tamamlanan barajlara ilişkin bilgiler yer almaktadır. Ayrıca kırsal alana yerleşim planının düzenlenmesi için genelinde "merkez köy" olarak belirlenen birimlerden söz etmektedir. Halihazırda başlatılan "köye dönüş" projesinin başarı kazanabilmesi "Ulaşılmak İstenen Amaçlar ve Hedefler" bölümünde sunulan öneriler çerçevesinde düşünülmesi yararlı olacaktır.

Zorunlu göçler 1990'lı yıllarla birlikte hızlanmış ve Türkiye.nin eski geleneksel göç bölgelerine olan akışı yeni bölgelerin ve kentlerin eklenmesi ile farklı boyut ve biçimlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Zorunlu göç, ilk olarak bulunulan ilin kırsalından kent merkezine, ardından da diğer illere gerçekleşmektedir. Göçler sonucu kentlere gelenler, kentli nüfusun yerleşik sosyo-ekonomik ve kültürel yapısını olumsuz etkilemektedir. İşsizlik ve ekonominin bozulması göçün yol açtığı en temel problem alanı olarak görülmektedir. Genel asayişin bozulması, hırsızlık ve fuhuşun artışı, konut, alt yapı sorunu gibi kentleşme sürecine ilişkin olarak gündeme gelen sorunlar da ikincil derecede görülmektedir.



0



0
Ülkemizin gelişmiş ve gelişmemiş bölgeleri arasındaki yaşaman standardında görülen büyük farklılıklar göçü artırmaktadır. Göç sonucu gelenlerin gerekli koşulların sağlanması memleketlerine geri dönme eğilimi taşıdıkları görülmektedir. Özellikle gelme süresi kısaldıkça geri dönme eğilimi de güçlenmektedir. Ancak kentte durma süresi arttıkça geri dönme eğiliminin azaldığı da gözlemlenmektedir. Göç edenlerin geliş nedenlerine göre geri dönme eğilimlerine bakıldığında ise çeşitli nedenlerle köylerin boşaltılması sonucu göçe katılanların daha çok geri dönme eğilimi içerisinde oldukları, terörle yüz yüze kaldığı için göç edenlerin daha az, ekonomik nedenlerle göçe katılanların ise çok daha az geri dönme eğilimi içerisinde oldukları izlenilmektedir.

C. VIII. BYKP Döneminde (2001-2005) Beklenen Gelişmeler
Önem sırasına göre iş alanları ve yatırım beklentisi, göçün önlenmesi, konut ve altyapı gibi kentleşme sürecine ilişkin sorunların çözümü, güvenlik ve asayişin sağlanması, kültür farklılığının giderilerek, kente uyum sağlamaya yönelik özel eğitim programlarının hazırlanması gerekmektedir. Göç edenlerin kente uyum sağlama konusunda ilk yapılması gereken yeterli eğitimin verilmesi, kültür düzeylerinin yükseltilmesi ve iş alanlarının açılarak ekonomik düzeylerinin yükseltilmesi gelmektedir
Ekonomik nedenlerden kaynaklanan göç kısa dönemde, mevcut durumun devam edeceği varsayıldığında benzer oranlarda devam edecektir. Ancak terör olaylarının giderek azalması nedeniyle terör kaynaklı göçün gelecek dönemlerde azalması ve tümüyle ortadan kalkması beklenen bir gelişmedir. Son dönemde yaşanan Kocaeli depremi nedeniyle göçün hedef illeri (1985-90) sıralamasında; Kocaeli ve İstanbul illerinin daha alt sıralardaki Antalya, İçel, Tekirdağ, Muğla, Aydın gibi illerle yer değiştirmesi söz konusu olabilecektir. Kısa dönemde göç olayının yerleşim birimleri açısından değişiklik göstermesi beklenmemektedir. Köyden (kırsal bölgelerden) kente göç aynı ivme ile devam edecek, ancak kentten-kente göçün artan net göç hızı oranlarına bağlı olarak toplam göç içindeki payı artacaktır. Böylece Türkiye.deki kentleşme hızı mevcut durumu koruyarak devam edecek ancak belli hedef illerde biriken nüfus daha da çoğalacaktır. Türkiye.nin en büyük bölgesel kalkınma planı GAP projesinin her alanda uygulanmasıyla birlikte bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesinde önemli adımlar atılacaktır. Özellikle iş alanlarının ve yatırımların çoğalması sorunların bölgede çözülmesi ile iç göç olgusunun kendi doğal seyrine kavuşacağı düşünülmektedir.

D. Ulaşılmak İstenen Amaç Ve Hedefler

1. Kısa Dönemde (2001-2005)
• Göç veren bölgelerdeki yoğun göçün önlenebilmesi, öncelikle ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve yüksek doğal nüfus artış hızının aşağı çekilmesine bağlıdır. Bu sonuca ulaşmak için yerel kaynakların harekete geçirilmesi ve ekonomiye kazandırılması gerekmektedir. Bu noktada özel sektörün desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
• Kentten-kente göçü engelleyecek çeşitli önlemlerin yanı sıra kırsal alanlardan yakın kentsel alanlara göç özendirilmeli, göç eden nüfus için özellikle hizmetler sektöründe iş olanakları hazırlanmalıdır.
• Göç nedeniyle çeşitli il merkezlerinde bulunan ve geri dönme eğilimi olmayan göçer nüfusun bulundukları kentlere uyum sağlayabilmeleri için eğitim, meslek edindirme, sağlık, yerleşim, iş sorunu gibi temel sorunların çözülebilmesi için merkezi ve yerel otoriteler daha etkin davranmalıdır
• Zorunlu ya da gönüllü göçle gelen ve bir daha geriye dönmeyi düşünmeyenlerin ise bulundukları yerlerde sosyo-ekonomik ve kültürel düzeylerini yükseltici başlıca kurumlar ivedilikle açılmalıdır.
• Yoğun göç alan kentsel birimlerin yol, su, kanalizasyon gibi alt yapı gereksinimlerinin giderilmesi ivedilikle yapılmalıdır.
• Göç alan bölgelerin çevre düzenlemesine önem verilmeli ve tasarım olarak göze hoş görülmeyen, kullanılan malzeme bakımından yetersiz ve dayanıksız olan, imar planına uymayan konut yapımına izin verilmemelidir.
• Göçün yoğun olarak yaşandığı bölge üniversitelerinde göçü önleyecek politikalara yardımcı olmak üzere, araştırma yapmak ve bulgulara birinci elden ulaşmak amacıyla araştırma merkezleri kurulmalıdır.
• Orman köylerinden göçe katılanların oranını düşürmek amacıyla, ormanlardan köylünün bilinçli ve etkin bir biçimde yararlanabilmesi için olanaklar yaratılmalı ve orman köylülerinin yerinde kalkındırılması için gerekli olan fon kredileri yükseltilmelidir.

2. Uzun Dönemde
• Temel hedef, göçe zorlayan nedenleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Bu bağlamda işsizlik sorununu kısa ve uzun vadede çözebilecek orta ve büyük ölçekli işletmeler kurulmalıdır.
• Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu.ya yönelik bölgenin şartlarına uygun sosyo-ekonomik yatırımlara öncelik verilmelidir.
• Göç veren bölgelerden göç etme nedeni olarak gösterilen işsizliğe son verilmeli ve bölgeye özgü istihdam politikası gerçekleştirilmelidir.
• Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi olmak üzere, göç veren bölgelere eğitim kültür ve sağlık alanında yatırımlara devam edilmelidir.
• Göç veren bölgelerde gelir getirici uğraşlar yaratılmalıdır. Bunun içinde bölgedeki tarım dışı sektörler desteklenmelidir.
• Göç veren bölgelerde bölge şartlarına uygun kırsal sanayiye geçilmelidir. Böylece kırsal sanayiden en çok yararlananlar kırsal alanda yaşayanlar olacaktır.
• Göç veren bölgelerde bir yandan köy tipi sanayi geliştirilmeli ve el emeğinin
değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir
• Göç veren bölgelere devlet yatırımı ile birlikte, bölgede yatırım yapacak özel girişimciler cesaretlendirilmeli ve özendirilmelidir.
• Gerek köylerde, gerekse kentlerde el sanatlarına dönük imalat ve evlerde yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmelidir.
Alıntı

Yüksek oranda göç alan şehirlerin başlıcaları şunlardır:
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Şanlı Urfa, Antalya, Mersin, Konya, Samsun, Gazi Antep, Diyarbakır gibi illerdir. İç göç, ülkemizde özellikle sanayileşmiş merkezlere daha fazla olmaktadır

Dış göçler ve Türkiye
Ülkemize 1923 - 1989 yılları arasında çoğu Balkan ülkelerinden olmak üzere 2,2 milyon göç olmuştur. Bu sayı nüfusumuzun % 5′ini oluşturur.
1950′den sonra, başta Almanya olmak üzere yurt dışına işçi gitmeye başlamıştır. Bugün Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İsveç, ABD, Avustralya, Libya, S. Arabistan, Kuveyt ve Orta Asya ülkelerinde işçilerimiz bulunmaktadır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Ekim 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dünya üzerindeki zorunlu göçler ve nedenleri nelerdir
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
25 Ekim 2009       Mesaj #4
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Dünya üzerindeki zorunlu göçler ve nedenleri nelerdir

Türkler'in Orta Asya'dan Göç Etmenlerinin Nedenleri; topraklarının tarıma elverişsiz olması, hayvanlar için otlakların yetersiz olması, iklim koşullarının değişmesi nedeniyle kuraklık ve şiddetli kış yaşanması,
ve Türk boyları ve yabancı kavimlerle yapılan mücadelelerdir.

Hicret: Muhammed ve diğer müslümanların baskılar yüzünden 622'de Mekke'den Medine'ye göçüne verilen isim. Bu göçün sonucunda Medine'de bir İslam Devleti kurulmuştur.

Kırım Göçü: (1871) 35 bin Kırım Türkü öldürülünce Anadolu'ya ve Balkanlar'a 500 bin Türk göçü oldu (1785-1788)

Yunanistandan Göç: 1850-1868 de 60 bin, 1923-1933 yılları arasında 384 000 kişi baskı nedeniyle Türkiye'ye göç etti.

Balkan Göçü: Rus ve Bulgar saldırıları nedeniyle 1876-1920 yılları arasında 500 binden fazla göçmen Trakya ve Anadolu'ya göç etti.

Balkanlardan, Türkistan'dan ve Kıbrıs'tan, son olarak da Kuzey Irak'tan göçler benzer nedenlerle devam etmektedir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Kasım 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İÇ GÖÇLER
İç göçler 1950 'den sonra Ulaşımın gelişmesi ve sanayileşme ile artış göstermiştir.
İç Göçün (Köyden Kente) Sebepleri
1. Hızlı nüfus artışı,
2. Tarım alanlarının miras yoluyla küçük parçalara ayrılması,
3. Tarımda makineleşme ile işsizliğin oluşması (bu genelleme Karadeniz bölgesi için geçerliliğini yitirir.).
4. Eğitim hizmetleri, alt yapı hizmetlerinin yetersizliği,
5. Kan davaları ve terör.
6. İklim ve yer şekillerinin olumsuz etkileri.
7. Sağlık hizmetlerinin yetersizliği (en az etkili).
8. İş imkanlarının sınırlı olması.
9. Kentlerde sanayinin gelişmiş olması.
Köyden Kente Göçün Sonuçları
1. Nüfusun dağılışında dengesizlik olur.
2.Yatırımların dağılışında dengesizlik olur.
3. İşsizlik ortaya çıkar.
4.Konut sıkıntısı olur. Sonuçta gecekondulaşma olur.
5.Sanayi tesisleri (fabrikalar) kent içinde kalır.
6. Çevre sorunları artar.
7.Trafik, eğitim-sağlık problemleri olur.
8.Alt yapı hizmetlerinin götürülmesi zorlaşır.
9.Kültür çatışması olur.
10.Kırsal kesimdeki yatırımlarda verimsizlik olur.
Köyden Kente Göçü Önlemek İçin
1.Sulamalı tarım yaygınlaştırılmalı,
2.Modern tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalı.
3.Besi ve ahır hayvancılığı geliştirilmeli.
4.Eğitim -sağlık hizmetleri geliştirilmeli.
5.Tarıma dayalı sanayi kolları kırsal kesime kaydırılmalı
6.Alt yapı hizmetleri geliştirilmeli (yol ,su, elektrik, haberleşme).
GÖÇ
Waugh'a göre (1990: 301) "göç, devinim ve insanın yerleşme yerinde, bazı dönemlerde, kalıcı değişimidir. Göçler itici ve çekici faktörlerin etkileri ile ortaya çıkmaktadır. İtici faktörler, insanları mevcut yerleşmelerinden hoşnutsuz eden baskılar nedeniyle uzaklaştırırken, çekici faktörler insanların yeni bir yerleşmesine etki eder". Göç, kısaca, insanların yaşadıkları yerleri
herhangi bir amaçla uzun veya kısa süreli olarak değiştirmesi olayıdır.
Göçün Sebepleri
Göç hareketinin çok sayıda sebebi bulunmaktadır. İnsanların yaşamlarını devam ettirebilmeleri için ekonomik anlamda, içinde bulundukları devre göre, belirli standartlarda olanaklara sahip olmaları gerekmektedir. İnsanlar yaşamak için öncelikle fizyolojik ihtiyaçlarını karşılamak zorunda olup, bunun için belirli bir gelire ihtiyaç duyarlar. Bu amaca yönelik insanlar, bir işte çalışarak kendisinin ve bakmak zorunda olduğu kişilerin geçimini sağlamaktadırlar. İnsanlar bulundukları ortamlarda iş bulamıyor ve geçimlerini sağlayamıyorlarsa iş bulabilecekleri bir yere göçmek zorundadırlar. Bu nedenle de araştırma sahasında, göçün en önemli sebebi, iş bulmak amacını taşımaktadır (%78,1). GAP'ın faaliyete geçmeye başlaması ile beraber, bu neden ortadan kalkmaya başlamıştır Yukarıda değinilen göçün nedenlerini Gökçe'de (1996: 264) destekleyerek, 1981 verilerine göre %40 olan topraksız çiftçi ailelerinin oranının 1993'e gelindiğinde de aynı olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, bu durumun topraktan yeterli geçim sağlayamama, kentlere kitlesel göç ve işsizlik sorununu da beraberinde getirdiğini vurgulamıştır. Araştırma sahasında göç olayının sebeplerinden bir diğeri "kan davası"dır. Kan davasının göç nedeni olması (%2,1), sahada kan davası olaylarının hala devam ettiğini göstermesi bakımından oldukça önemlidir. Bu çağdışı olayın hala yaşanıyor olması sahadaki insanların geleneksel etkilerinden kopamıyor olmasının bir göstergesi olması yanında, eğitim, ekonomik ve kültürel anlamdaki bazı eksikliklerin etkili olduğu söylenebilir. F. Doğanay
(1997: 21-22), Harran'da 1970'li yıllarda, bazı aileler arasında kan davasının olduğuna dikkat çekerek, bunun ailelerde huzursuzluk ve güvensizlik nedeni olduğunu belirtmiştir.
Araştırma sahasında, ankete katılan hane halkı reislerinden köyden "göçmek isteyenlerin" oranı azımsanmayacak kadar çoktur (%25,4), Ancak, bu sadece bir istek olup, kesinleşmiş bir olay değildir. Köyden göçmek istemeyenler ise çoğunluğu oluşturmaktadırlar (%74,6). Bu da, göçün durmaya başladığının göstergelerinden kabul edilebilir.
Ankete katılan hane halkı reislerinden yurt içine göçmek isteyenlerin önemli bir kısmı; Adana (%34,9) ve İstanbul'u (%21,7) tercih etmişlerdir. Göç isteği çoğunlukla yakın merkeze ve il içine doğru bir hareketlilik göstermiştir (%72,2), (Tablo 5). Bu oranlara bağlı olarak göç isteğinin, iş imkanı fazla olan gelişmiş uzak merkezlere ve yakın merkezlere şeklinde olduğu söylenebilir.
Dış göç eğilimine karşın, Şanlıurfa'dan dışa göç eğilimi son 15-20 yıl süresince sürekli düşüş göstermiştir. Buna karşın, bölge kentlerine olan göç; nüfus yığılmasına sebep olmaktadır.
Araştırma sahasına, göç ederek gelenlerin çoğu iş imkanının artmış olduğunu belirtmişlerdir (%73,3). İş kurduğu için gelenlerde de artış vardır (%6,7) Bu durum, GAP'ın ve Şanlıurfa ilinin iş cazibesi bakımından önemli olmaya başladığını gösterdiği gibi gelecekte de önemli olacağının işaretlerindendir.
Sahada 1995 yılından itibaren, Atatürk Barajı'ndan sulamanın başlaması ile beraber, önceleri Türkiye'nin diğer bölgelerine çalışmaya giden insanların geriye dönmeye başlamış olmasına karşın, bu "tersine göç" nüfusun artış hızını etkiyecek kadar yüksek değildir. Çünkü, göç hareketinin etkileri kısa sürelerde görülmez. Araştırma sahasında yaşayan insanlar, daha önceleri, Adana ve Çukurova gibi yerlere çalışmaya gitmişlerdir. 1995'te GAP'ın devreye girmesi ise, henüz yeni sayılabilecek bir olaydır. Bunun "tersine göç"gibi sosyal boyuttaki olaylara geç tesir etmesi de gayet doğaldır. Bölge dışına göç eden insanlar göç ettikleri yerlerde ekonomik faaliyetlerini sürdürdüğü gibi buralardan genellikle geriye dönmek istemezler. Çünkü, geriye döndükleri zaman tekrar geldikleri yerlere uyum sağlamaları da geç olacak ve buna bağlı olarak da kurulu düzenleri bozulacaktır. Türkiye'de son yıllarda yaşanan, ülke genelindeki ekonomik çıkmazın da tersine göçe olumsuz etkisi olduğu söylenebilir. Bu sebeple, son yıllarda artması beklenen tersinegöç, yukarıda belirtilen nedenlerle az gerçekleşmiştir. Tersine göç olgusunun az da olsa başlamış olması, GAP'ın çekici özelliklerinden kaynaklanmaktadır.
Yukarıda ortaya koymuş olduğumuz görüş, bazı araştırmacılar tarafından da desteklenmektedir. GAP entegre bölgesel kalkınma projesi gerçekleştiğinde, Güneydoğu Anadolu, göç veren değil, yüksek oranda göçlerin yöneldiği bir bölge olacaktır. Gaziantep ve Şanlıurfa bölgenin en büyük ve Türkiye'nin sayılı metropolleri arasına girecektir (H. Doğanay, 1997: 448). Gökçe'de bu görüşü destekleyerek (1996: 265), 2005 Hedef Yılı'nda, bölgesel istihdamın 1985 yılına göre % 251 oranında artış kaydedeceğini, buna karşılık, nüfus artış oranının ise % 240 olacağını belirtmiştir. Görüldüğü gibi, 2005 Hedef Yılı'nda bir istihdam fazlalığı dikkati çekmektedir. Bu istihdam fazlalığının bölge dışında çalışan nüfusu bölgeye çekme gücü vardır.
Yukarıdaki araştırmacıları Özer'de destekleyerek (1997: 161), GAP ile birlikte bölgenin önemli oranda göç alacağını ve bu göçün en büyüğünün projenin başları ile (1990) sonları yani ürünlerin verileceği dönem (2010) olacağını belirtmiştir. Ayrıca, GAP bölgesine proje ile birlikte ve projeden sonra genellikle Doğu Karadeniz, Doğu Anadolu ve İç Anadolu'dan göç geleceğini vurgulamıştır.
Görüldüğü gibi, GAP'ın tamamlanmasıyla birlikte sadece daha önce araştırma sahasından Türkiye'nin diğer bölgelerine göç eden insanlar sahaya göç etmeyecek, buna ilave olarak Ülkenin diğer bazı bölgelerinden de araştırma sahasına göç hareketi gerçekleşecektir. Çünkü, GAP tamamlandığında sahaya göç verme ihtimali olabilecek bölgelerde istihdam sorun olmaya devam ederken, GAP bölgesinde istihdam fazlalığı olacaktır. Bu da, sahaya diğer bölgelerden göç hareketinin gerçekleşmesi için yeterli bir nedendir.
Araştırma sahasında "geni aile tipi"nde olan ailelerden işini ve kazancını ayıran bireyler daha sonra "çekirdek aile" kurarak toplumsal manada yaşamlarını önceki geniş ailelerinden ayrı olarak devam ettirirler. Bu durum, göçe sebep olabilmektedir. Şöyle ki; evini ayırarak yeniden çekirdek aile oluşturan bireyler bazen bulunduğu yerden iş bulmak için ayrılarak göç ederler.
İç Göç
Günümüzde, insanlar daha rahat ortamlarda yaşamak istemektedirler. Bu istek aynı zamanda göç nedenlerinin en önemlilerindendir. Göç çoğunlukla, insanların bölgeleri dışındaki sanayileşmiş büyük şehirlere olurken, bazen kendi yaşadıkları kırsal alanların bağlı bulundukları il ve ilçe merkezlerine de olabilmektedir. Hatta, bazı insanlar yurt dışına bile göç ederler. Araştırma sahasında, son zamanlara gelinceye kadar ciddi düzeyde bir göç olayı söz konusu idi. Ancak, sulamalı tarıma geçilmesi nedeniyle böyle bir hareketlilik ortadan kalkmaya hatta tersine dönmeye başlamıştır. Bu tersine durum, yani "tersine göç" çok önemli oranlarda olmamakla birlikte böyle bir eğilimden söz edilebilir. Şanlıurfa ilinde göç 1990'lı yıllar ve öncesinde negatif iken; 1990'lı yıllarda durmaya günümüzde ise tersine dönmeye başlamıştır.
Araştırma sahasında yurt içine göç; "il içi" ve "il dışı" olarak iki şekilde değerlendirilebilir. Ankete katılan hane halkı reislerinden il dışına göç eden hane bireylerinin olduğunu belirtenler önemli bir oran oluşturmaktadır. Hane halkı reislerinden önemli bir kısmı, haneden herhangi bir bireyin yurt içine göçtüğünü belirtmişlerdir. Göç eden hane halkı bireylerinin önemli bir kısmı (%45,5) Adana'yı tercih etmiştir. İl dışına göç edenlerin çoğunluğu ise çevre illeri tercih etmişlerdir (%55,8). Geriye kalanların önemli bir kısmı, Şanlıurfa Merkez İlçe'ye göç ederken (%23,9), arta kalanlar ise uzaktaki illere göçmüşlerdir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Mart 2010       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İÇ GÖÇLER

A. Giriş
Göç, ulusal sınırlar içerisinde olabileceği gibi ulusal sınırların ötesine, hatta kıtalar ötesine de,taşabilmektedir. Ulusal sınırlar içerisinde gerçekleşen göçlere içgöçler, ulusal sınırların dışına taşan göçlere ise dış göçler denilmektedir.
Türkiye.de az gelişmiş bölgelerden iş olanaklarının daha geniş olduğu sanayi ve ticaret merkezleriyle iklim koşullarının daha elverişli olduğu turizm merkezlerine doğru yoğun bir gönüllü iç göçün yaşandığı görülmektedir. Yaşanılan bölgenin doğal koşulları sel baskını, deprem, yerleşim yerinin baraj altında kalması ve terör zorunlu göçe yol açabilmektedir.

B. Mevcut Durum
1990 Genel Nüfus Sayımına göre il ve ilçe merkezlerinin toplam nüfus içindeki oranı % 59.21, köy nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı ise % 40.79.dur. 1997 Genel Nüfus Tespitine göre ise il ve ilçe merkezlerinin toplam nüfus içindeki oranı % 65.03, köy nüfusunun toplam nüfus içindeki oranı ise % 34.97.dir. İki ayrı nüfus sayımı sonuçları karşılaştırıldığında Türkiye.de iç göç hareketlerinin devam ettiğini söylemek mümkündür.
Ülkemizdeki nüfus hareketleri bölgeler temelinde ele alındığında sürekli göç veren ve sürekli göç alan bölgeler ayrımı söz konusu olabilmektedir. Sürekli göç veren bölgeler Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz Bölgeleri, sürekli göç alan bölgeler ise İstanbul ve Kocaeli gibi sanayi merkezlerini, Muğla ve Antalya gibi yumuşak iklimli kentleri içine alan Akdeniz, Marmara ve Batı Anadolu bölgeleridir.
VII. BYKP incelendiğinde iç göç olgusunun "Nüfus Hareketleri ve Aile Planlaması", Bölgesel Dengelerin Sağlanması", "Altyapı Hizmetlerinde Yapısal Değişim Projesi" gibi başlıklar kapsamında serpiştirilerek dolaylı bir biçimde plan kapsamında yer aldığı görülmektedir. İç göç olgusunun en önemli boyutlarından olan zorunlu göç ise planın herhangi bir yerinde tanımlanmış değildir.
Bu nedenle VII.BYKP’nında iç göçlere ilişkin uygulamaya konulan siyasi, ekonomik ve yasal düzenlemelerin neler olduğu doğrudan saptanamamaktadır. Planda yer alan Bölgesel Gelişme bölümünde göç veren bölgelerin başında gösterilen Güney Doğu Anadolu Bölgesine ilişkin GAP projesi çerçevesinde yapımı devam eden ve tamamlanan barajlara ilişkin bilgiler yer almaktadır. Ayrıca kırsal alana yerleşim planının düzenlenmesi için genelinde "merkez köy" olarak belirlenen birimlerden söz etmektedir. Halihazırda başlatılan "köye dönüş" projesinin başarı kazanabilmesi "Ulaşılmak İstenen Amaçlar ve Hedefler" bölümünde sunulan öneriler çerçevesinde düşünülmesi yararlı olacaktır.

Zorunlu göçler 1990'lı yıllarla birlikte hızlanmış ve Türkiye.nin eski geleneksel göç bölgelerine olan akışı yeni bölgelerin ve kentlerin eklenmesi ile farklı boyut ve biçimlerin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Zorunlu göç, ilk olarak bulunulan ilin kırsalından kent merkezine, ardından da diğer illere gerçekleşmektedir. Göçler sonucu kentlere gelenler, kentli nüfusun yerleşik sosyo-ekonomik ve kültürel yapısını olumsuz etkilemektedir. İşsizlik ve ekonominin bozulması göçün yol açtığı en temel problem alanı olarak görülmektedir. Genel asayişin bozulması, hırsızlık ve fuhuşun artışı, konut, alt yapı sorunu gibi kentleşme sürecine ilişkin olarak gündeme gelen sorunlar da ikincil derecede görülmektedir.



0



0
Ülkemizin gelişmiş ve gelişmemiş bölgeleri arasındaki yaşaman standardında görülen büyük farklılıklar göçü artırmaktadır. Göç sonucu gelenlerin gerekli koşulların sağlanması memleketlerine geri dönme eğilimi taşıdıkları görülmektedir. Özellikle gelme süresi kısaldıkça geri dönme eğilimi de güçlenmektedir. Ancak kentte durma süresi arttıkça geri dönme eğiliminin azaldığı da gözlemlenmektedir. Göç edenlerin geliş nedenlerine göre geri dönme eğilimlerine bakıldığında ise çeşitli nedenlerle köylerin boşaltılması sonucu göçe katılanların daha çok geri dönme eğilimi içerisinde oldukları, terörle yüz yüze kaldığı için göç edenlerin daha az, ekonomik nedenlerle göçe katılanların ise çok daha az geri dönme eğilimi içerisinde oldukları izlenilmektedir.

C. VIII. BYKP Döneminde (2001-2005) Beklenen Gelişmeler
Önem sırasına göre iş alanları ve yatırım beklentisi, göçün önlenmesi, konut ve altyapı gibi kentleşme sürecine ilişkin sorunların çözümü, güvenlik ve asayişin sağlanması, kültür farklılığının giderilerek, kente uyum sağlamaya yönelik özel eğitim programlarının hazırlanması gerekmektedir. Göç edenlerin kente uyum sağlama konusunda ilk yapılması gereken yeterli eğitimin verilmesi, kültür düzeylerinin yükseltilmesi ve iş alanlarının açılarak ekonomik düzeylerinin yükseltilmesi gelmektedir
Ekonomik nedenlerden kaynaklanan göç kısa dönemde, mevcut durumun devam edeceği varsayıldığında benzer oranlarda devam edecektir. Ancak terör olaylarının giderek azalması nedeniyle terör kaynaklı göçün gelecek dönemlerde azalması ve tümüyle ortadan kalkması beklenen bir gelişmedir. Son dönemde yaşanan Kocaeli depremi nedeniyle göçün hedef illeri (1985-90) sıralamasında; Kocaeli ve İstanbul illerinin daha alt sıralardaki Antalya, İçel, Tekirdağ, Muğla, Aydın gibi illerle yer değiştirmesi söz konusu olabilecektir. Kısa dönemde göç olayının yerleşim birimleri açısından değişiklik göstermesi beklenmemektedir. Köyden (kırsal bölgelerden) kente göç aynı ivme ile devam edecek, ancak kentten-kente göçün artan net göç hızı oranlarına bağlı olarak toplam göç içindeki payı artacaktır. Böylece Türkiye.deki kentleşme hızı mevcut durumu koruyarak devam edecek ancak belli hedef illerde biriken nüfus daha da çoğalacaktır. Türkiye.nin en büyük bölgesel kalkınma planı GAP projesinin her alanda uygulanmasıyla birlikte bölgeler arası eşitsizliğin giderilmesinde önemli adımlar atılacaktır. Özellikle iş alanlarının ve yatırımların çoğalması sorunların bölgede çözülmesi ile iç göç olgusunun kendi doğal seyrine kavuşacağı düşünülmektedir.

D. Ulaşılmak İstenen Amaç Ve Hedefler

1. Kısa Dönemde (2001-2005)
• Göç veren bölgelerdeki yoğun göçün önlenebilmesi, öncelikle ekonomik koşulların iyileştirilmesi ve yüksek doğal nüfus artış hızının aşağı çekilmesine bağlıdır. Bu sonuca ulaşmak için yerel kaynakların harekete geçirilmesi ve ekonomiye kazandırılması gerekmektedir. Bu noktada özel sektörün desteklenmesi büyük önem taşımaktadır.
• Kentten-kente göçü engelleyecek çeşitli önlemlerin yanı sıra kırsal alanlardan yakın kentsel alanlara göç özendirilmeli, göç eden nüfus için özellikle hizmetler sektöründe iş olanakları hazırlanmalıdır.
• Göç nedeniyle çeşitli il merkezlerinde bulunan ve geri dönme eğilimi olmayan göçer nüfusun bulundukları kentlere uyum sağlayabilmeleri için eğitim, meslek edindirme, sağlık, yerleşim, iş sorunu gibi temel sorunların çözülebilmesi için merkezi ve yerel otoriteler daha etkin davranmalıdır
• Zorunlu ya da gönüllü göçle gelen ve bir daha geriye dönmeyi düşünmeyenlerin ise bulundukları yerlerde sosyo-ekonomik ve kültürel düzeylerini yükseltici başlıca kurumlar ivedilikle açılmalıdır.
• Yoğun göç alan kentsel birimlerin yol, su, kanalizasyon gibi alt yapı gereksinimlerinin giderilmesi ivedilikle yapılmalıdır.
• Göç alan bölgelerin çevre düzenlemesine önem verilmeli ve tasarım olarak göze hoş görülmeyen, kullanılan malzeme bakımından yetersiz ve dayanıksız olan, imar planına uymayan konut yapımına izin verilmemelidir.
• Göçün yoğun olarak yaşandığı bölge üniversitelerinde göçü önleyecek politikalara yardımcı olmak üzere, araştırma yapmak ve bulgulara birinci elden ulaşmak amacıyla araştırma merkezleri kurulmalıdır.
• Orman köylerinden göçe katılanların oranını düşürmek amacıyla, ormanlardan köylünün bilinçli ve etkin bir biçimde yararlanabilmesi için olanaklar yaratılmalı ve orman köylülerinin yerinde kalkındırılması için gerekli olan fon kredileri yükseltilmelidir.

2. Uzun Dönemde
• Temel hedef, göçe zorlayan nedenleri ortadan kaldırmak olmalıdır. Bu bağlamda işsizlik sorununu kısa ve uzun vadede çözebilecek orta ve büyük ölçekli işletmeler kurulmalıdır.
• Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu.ya yönelik bölgenin şartlarına uygun sosyo-ekonomik yatırımlara öncelik verilmelidir.
• Göç veren bölgelerden göç etme nedeni olarak gösterilen işsizliğe son verilmeli ve bölgeye özgü istihdam politikası gerçekleştirilmelidir.
• Başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesi olmak üzere, göç veren bölgelere eğitim kültür ve sağlık alanında yatırımlara devam edilmelidir.
• Göç veren bölgelerde gelir getirici uğraşlar yaratılmalıdır. Bunun içinde bölgedeki tarım dışı sektörler desteklenmelidir.
• Göç veren bölgelerde bölge şartlarına uygun kırsal sanayiye geçilmelidir. Böylece kırsal sanayiden en çok yararlananlar kırsal alanda yaşayanlar olacaktır.
• Göç veren bölgelerde bir yandan köy tipi sanayi geliştirilmeli ve el emeğinin
değerlendirilmesi yoluna gidilmelidir
• Göç veren bölgelere devlet yatırımı ile birlikte, bölgede yatırım yapacak özel girişimciler cesaretlendirilmeli ve özendirilmelidir.
• Gerek köylerde, gerekse kentlerde el sanatlarına dönük imalat ve evlerde yapılacak fason üretim canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmelidir.
Alıntı

Yüksek oranda göç alan şehirlerin başlıcaları şunlardır:
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Şanlı Urfa, Antalya, Mersin, Konya, Samsun, Gazi Antep, Diyarbakır gibi illerdir. İç göç, ülkemizde özellikle sanayileşmiş merkezlere daha fazla olmaktadır

Dış göçler ve Türkiye
Ülkemize 1923 - 1989 yılları arasında çoğu Balkan ülkelerinden olmak üzere 2,2 milyon göç olmuştur. Bu sayı nüfusumuzun % 5′ini oluşturur.
1950′den sonra, başta Almanya olmak üzere yurt dışına işçi gitmeye başlamıştır. Bugün Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İsveç, ABD, Avustralya, Libya, S. Arabistan, Kuveyt ve Orta Asya ülkelerinde işçilerimiz bulunmaktadır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mart 2011       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BAHAR=düzgün cevap verirmisiniz ödevim var.
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
4 Mart 2011       Mesaj #8
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

BAHAR=düzgün cevap verirmisiniz ödevim var.

Önemli göçler

Türkler'in Orta Asya'dan göç etmelerinin nedenleri; topraklarının tarıma elverişsiz olması, hayvanlar için otlakların yetersiz olması, iklim koşullarının değişmesi nedeniyle kuraklık ve şiddetli kış yaşanması ve Türk boyları ve yabancı kavimlerle yapılan mücadelelerdir.

Hicret: Muhammed ve diğer müslümanların baskılar yüzünden 622'de Mekke'den Medine'ye göçüne verilen isim. Bu göçün sonucunda Medine'de bir İslam Devleti kurulmuştur.

Kırım Göçü: (1871) 35 bin Kırım Türkü öldürülünce Anadolu'ya ve Balkanlar'a 500 bin Türk göçü oldu (1785-1788)

Yunanistandan Göç: 1850-1868 de 60 bin, 1923-1933 yılları arasında 384 000 kişi baskı nedeniyle Türkiye'ye göç etti.

Balkan Göçü: Rus ve Bulgar saldırıları nedeniyle 1876-1920 yılları arasında 500 binden fazla göçmen Trakya ve Anadolu'ya göç etti.

Balkanlardan, Türkistan'dan ve Kıbrıs'tan, son olarak da Kuzey Irak'tan göçler benzer nedenlerle devam etmektedir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
arkadaşlar göçün sebepleri nelerdir ve göçün sonuçları nelerdir çabuk olursanız sevinirim
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Kasım 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ülkemizdeki göç hareketleri hakkında bilgi verir misniz ?

Benzer Konular

17 Aralık 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
27 Nisan 2007 / Misafir Türkiye Cumhuriyeti
28 Şubat 2013 / Misafir Soru-Cevap
8 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
16 Mart 2011 / Misafir Taslak Konular