Arama

Sümerlerin başkenti neresidir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 25 Mayıs 2018 Gösterim: 97.677 Cevap: 3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
2 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Sümerlerin başkenti neresidir?
EN İYİ CEVABI _KleopatrA_ verdi
Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümerlerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gerekse din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a ilk kez Sümerlerde rastlanır. Sümer döneminde 21'i büyük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlara örnek vermek gerekirse Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur zikredilebilir.

Sponsorlu Bağlantılar
Bu dönemde her kent genellikle surlarla çevriliydi. Her kentte en az bir tapınak bulunurdu. Sümerlerde tarihin belki de ilk kral listeleri ile karşılaşılır. Fakat bu listeler genellikle tarihsel gerçeklerin ötesinde mitolojik unsurlara da sahiptirler. Örneğin kral listesine göre Tufan'dan önce Sümerlerin yaşadığı bölgede efsanevi sekiz yönetici (ve dolayısıyla kent) mevcuttu. Kral listesine göre Tufan'dan sonraki ilk Sümer hanedanları Kiş, Uruk ve Ur'dur. Ünlü Gılgamış destanının kahramanı Gılgamış kral listesine göre Uruk Hanedanı'nın krallarındandır.

Lagaş'ta iktidara gelen Ur-Nanşe yaptırdığı inşaatlarla öne çıkmıştır. Urukagina da ilk yazılı reformları sayesinde tanınmıştır.

Erken dönemlerde Sümerlerin ana tanrısı An'dır, fakat daha sonraki dönemlerde bu tanrı yerine Enlil Sümerlerin baş tanrısı konumuna yükselir. Enlil'in Nippur'da Ekur adında bir tapınağı vardır. Bu nedenle Nippur Sümerlerin dini başkenti sayılırdı ve burada tapınak yaptırmak veya bu tip inşaatlarda çalışmak, hizmetli olmak önemli sayılırdı.

DEVAMI Sümer Uygarlığı (Sümerler)
Son düzenleyen Safi; 25 Mayıs 2018 01:49
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
23 Kasım 2009       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümerlerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik gerekse din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a ilk kez Sümerlerde rastlanır. Sümer döneminde 21'i büyük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlara örnek vermek gerekirse Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Uruk ve Ur zikredilebilir.

Sponsorlu Bağlantılar
Bu dönemde her kent genellikle surlarla çevriliydi. Her kentte en az bir tapınak bulunurdu. Sümerlerde tarihin belki de ilk kral listeleri ile karşılaşılır. Fakat bu listeler genellikle tarihsel gerçeklerin ötesinde mitolojik unsurlara da sahiptirler. Örneğin kral listesine göre Tufan'dan önce Sümerlerin yaşadığı bölgede efsanevi sekiz yönetici (ve dolayısıyla kent) mevcuttu. Kral listesine göre Tufan'dan sonraki ilk Sümer hanedanları Kiş, Uruk ve Ur'dur. Ünlü Gılgamış destanının kahramanı Gılgamış kral listesine göre Uruk Hanedanı'nın krallarındandır.

Lagaş'ta iktidara gelen Ur-Nanşe yaptırdığı inşaatlarla öne çıkmıştır. Urukagina da ilk yazılı reformları sayesinde tanınmıştır.

Erken dönemlerde Sümerlerin ana tanrısı An'dır, fakat daha sonraki dönemlerde bu tanrı yerine Enlil Sümerlerin baş tanrısı konumuna yükselir. Enlil'in Nippur'da Ekur adında bir tapınağı vardır. Bu nedenle Nippur Sümerlerin dini başkenti sayılırdı ve burada tapınak yaptırmak veya bu tip inşaatlarda çalışmak, hizmetli olmak önemli sayılırdı.

DEVAMI Sümer Uygarlığı (Sümerler)
Son düzenleyen Safi; 25 Mayıs 2018 01:53
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
12 Kasım 2010       Mesaj #3
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
SÜMERLER A) DEVLET YÖNETİMİ:
Sümerler ilk zamanlarda Site adı verilen şehir devletlerinden oluşurdu. Her site başlı başına bir devletti. Patesi adı verilen bir prens şehri tanrı adına yönetirdi. Patesi aynı zamanda şehrin başrahibiydi. Bu bakımdan hem dini hem siyasi yetkilere sahipti. Sümerlerde yönetim tarzının teokratik (dini yönetim) [Yunanca Teo; tanrı, din, Krasi; yönetim, demektir] olduğunu söyleyebiliriz. Patesilerden biri güçlenerek çevresinde bulunan siteleri ele geçirdiğinde kral anlamına gelen Lugal unvanını alırdı.

Sümerlerin baş tanrısı konumundaki Enlil'in tapınağı Nippur'da idi bu nedenle Nippur Sümerlerin dini başkenti sayılırdı

Sümer, Sümerliler, M.Ö. 3500 - M.Ö. 2000 yılları arasında Güney Irak'ta (Mezopotamya) yerleşik olan, medeniyetin beşiği olarak bilinen coğrafi bölge ve medeniyet.
Mezopotamya'da ortaya çıkan sayısız medeniyetin temelini Sümerliler atmıştır. Ayrıca yazı ve astronomi de ilk kez Mezopotamya'da Sümerlilerde ortaya çıkmıştır.Genel kanı Sümerlilerin çağdaşı olan halklarla yakın etkileşimi sonucu benzerliklerin olduğu yönündedir.
Mezopotamya'da yaşayan birçok farklı kavimden ilk öne çıkan ve daha sonraki medeni oluşumların temelini atan Sümerlilerdir. Gerek yazı, dil, tıp, astronomi, matematik, gerekse din, fal, büyü ve mitoloji gibi alanlarda ilk öne çıkan ve bilinen toplum Sümerlilerdir. "Yaratılış" ve "Tufan"a ilk kez Sümerlilerde rastlanır. Sümer döneminde 21'i büyük olan yaklaşık 35 büyük şehir ve kasaba vardı. Bunlar arasında Kiş, Nippur, Zabalam, Umma, Lagaş, Eridu, Kurda,UrukUr sayılabilir.

Edebiyat
Sümerlilerin en önemli edebiyat eserleri; Gılgamış Destanı, Yaradılış Destanı ve Tufan Hikayesi'dir. Sümerliler kendi ülkelerine Kengir, konuştukları dile Emegir ve kendilerine Sag-giga derlerdi.

Toplum yapısı

Devlet kentlerden oluşmuştu ve her kent surlarla çevrili idi. Kent içinde yüksek bir tepeye yapılan tapınak bulunurdu ki bu sosyal yaşamın merkezini oluşturmaktaydı.
Başlangıçta Anaerkil bir toplum yapısına sahiptiler.[kaynak belirtilmeli] İşbölümü derinleşmişti;1. sınıfı din adamları ve askerler 2. sınıfı halk 3. sınıfı ise kölelerin oluşturduğu bir toplumsal hiyerarşi vardı. Sürekli savaşlar sonucunda halktan her insan kolayca köle edinebiliyordu. M.Ö. 3000-2500 yıllarında yüksek ruhbanlardan oluşan egemen sınıflar, dinsel yapıya sahip kent devletlerinin yöneticileri olarak ortaya çıktılar. Bu kral-rahipler dinsel ve siyasal işleri yürütürlerdi. Bir kentin baş rahibi, aynı zamanda o kentin başkanıydı.
Hissedilen her nesnenin bir Tanrısı vardı ve insan görünümündeydiler, fakat insanüstü güçleri olan ölümsüz varlıklardı. Tanrılar, insanlara ne istediklerini bildirmez. Ancak insanlar onlara, kendilerinden istenileni sorarak öğrenebilirdi.

Sümer mitolojisinin en önemlilerinden biri Gılgamış Destanı'nda da adları geçen tanrılardan başlıcaları şunlardır:
  • Anu veya An: Gök tanrısı, önceleri baş tanrıyken sonra yerini hava tanrısı Enlil almıştır.
  • Enlil: Hava tanrısı, tanrıların babası, tapınağı Ekur Nippur kentindeydi.
  • Enki: Bilgelik tanrısı
  • Nimmah (Ninhursag): Ulu hanım, ana-tanrıça
  • Nanna (Sin): Ay tanrısı
  • Utu (Şamaş): Güneş tanrısı, ay tanrısı Nanna'nın oğlu.
  • Ecem (Kueen) : Kraliçe Soylular tanrıçası.
  • İnanna (İştar): Aşk ve Bereket Tanrıçası
İlk defa Akadlar tarafından içten çökertildi ve bundan sonra bir daha eski haline gelemedi; M.Ö. 2000'li yıllardan sonra uygarlıkları bağımsız kimlikleriyle yaşayamadı. Ardından gelen Akad ve Babil uygarlıkları çoğunlukla Sümerler'in izlerini taşıdılar. Kendilerine özgü dilleri ve çivi yazıları uzun süre yaşadı. Sümer inanışları ve mitolojisi de Fenike - Yunan - Roma bağlantısıyla günümüze dek ulaştı
Son düzenleyen Safi; 25 Mayıs 2018 01:51
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
25 Kasım 2010       Mesaj #4
ener - avatarı
Ziyaretçi
Mezopotamya, Sümer, Babil ve Asur gibi en eski ve büyük uygarlıkların doğduğu bölgedir. "İki ırmağın arasındaki bölge" anla­mına gelen Mezopotamya adı Yunanca mesos (ara, orta) ve potamos (ırmak) sözcüklerin­den gelir. Bu ad, Dicle ve Fırat ırmaklarının verimli vadileri ile bu iki ırmağın arasında kalan topraklar için kullanılmaktadır. Günü­müzde Mezopotamya, Irak'ın bir bölümünü içerir.

Mezopotamya'nın batısında Suriye ve Ara­bistan çölü, kuzeyinde Anadolu ve doğusun­da İran vardır. Güney ucu Basra Körfezi'ne kadar uzanır. Mezopotamya'nın güney bölü­mü çok sıcak düzlük bir bölgedir. Doğu Anadolu Bölgesi'ndeki karlı dağlardan doğan ve Güneydoğu Toroslar'daki kar ve yağmur sulanyla kabaran Dicle ve Fırat, Bağdat yakın­larında birbirlerine çok yaklaşır, güneydoğu­ya doğru devam eder ve Kurna kentinde birleşirler. Birleştikten sonra Şattü'l-Arap adını alan ırmak Basra Körfezi'nden denize dökülür. 5.000 yıl içinde, bir zamanlar körfe­zin bir parçası olan 240 kilometreden daha uzun bir alan ırmağın taşıdığı çamurlarla dolmuştur. Irmakların oluşturduğu dar top­rak şeridinin iki yanı çöldür. Dicle ve Fırat'ın sürükleyip getirdiği topraklar Mezopotamya' nın güneyinin çok verimli olmasına yol aç­mıştır. 4.000-5.000 yıllık pek çok kent kalıntı­sı, eski zamanlarda bu bölgenin nüfusunun çok yoğun olduğunun kanıtıdır. Dümdüz uza­nan ova, Bağdat'ın kuzeyinde oldukça verimli ve daha ılıman iklimli bir yaylaya dönüşür.

Arkeolojik araştırmalar Mezopotamya'da ilk insanların kuzeyde küçük köylerde yaşa­dıklarını ve İÖ 4000 yıllarında çanak çömlek ve kumaş üretip, komşuları ile ticaret yaptık­larını göstermektedir. Ana uğraşları tarım olmakla birlikte bu insanlar avcılık ve balıkçı­lık da yapıyorlardı.
Irmaklar bölgenin güney bölümünde yeni topraklar oluşturdukça, köylerde yaşayan in­sanlar gruplar halinde güneye göç etmeye başladılar. En eski köylerin bazılarının kalın­tılarını açığa çıkaran arkeologlar, çeşitli alet­ler buldular. Ama bu insanların ırkları ve dilleri konusunda belgeler günümüze ulaşma­mıştır.
İÖ 3000'lerde Mezopotamya'da değişik in­san toplulukları yaşıyordu. Kuzeyde, Arap­larla ve Yahudiler'le ırk ve dil bakımından akraba olan Sami kabileler yerleşmişti. Kö­kenleri ve ırk bağlantıları bilinmeyen Sümer­ler güneyde yaşıyorlardı. Mezopotamya'nın öteki halkları da, büyük olasılıkla kuzeydeki ve doğudaki dağlık bölgelerden gelerek yer­leşmişlerdi.

İÖ 4000-3000 arasında Sümerler çok par­lak bir uygarlık yarattılar. Ur, Uruk ve Eridu gibi bilinen ilk kentler ve yazı Sümer uygarlığının ürünüdür. Mezopotamya Sümer-ler'den sonra Babilliler'in, Asurlular'ın, Persler'in ve Eski Yunanlılar'ın yönetimine girdi. Daha sonra yüzyıllar boyu Romalılar, İskit­ler, Partlar ve Persler arasındaki savaşlara sahne oldu. İS 7. yüzyılda Arapkir'in eline geçen Mezopotamya'da 11. ve 12. yüzyıllarda kısa süreli Selçuklu egemenlikleri görüldü. 13. yüzyılda bölgeyi istila eden Moğollar, toprakları sulayan büyük sulama sistemlerini yıktılar. Mezopotamya 16. yüzyılda Osmanlı­ların eline geçtiyse de bölgede tam bir Osmanlı egemenliği sağlanamadı. I. Dünya Savaşı'nın sonunda ise bölgenin büyük bölü­münü oluşturan Irak, İngilizler'in eline geçti. Daha sonraları Mezopotamya'da bulunan petrol, Irak'ın sınırlarının içinde kaldı.

DEVAMI Mezopotamya Bölgesi (Mezopotamya Bölgesi Hakkında)
Son düzenleyen Safi; 25 Mayıs 2018 01:54

Benzer Konular

3 Aralık 2010 / Misafir Cevaplanmış
1 Nisan 2016 / Misafir Cevaplanmış
8 Aralık 2010 / Misafir Cevaplanmış
14 Mart 2014 / Misafir Cevaplanmış
2 Ocak 2016 / not misafir Taslak Konular