Arama

Tarihteki önemli göçler nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 17 Aralık 2011 Gösterim: 57.303 Cevap: 21
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
14 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
TARİHTEKİ ÖNEMLİ GÖÇLER HAKKINDA BİLGİ
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Tarihteki Önemli Göçler

Sponsorlu Bağlantılar
ÖZETLE;

Kavimler Göçü,Orta Asya'dan yapılan göç hareketi,Pöhn göçleri,sömürge göçleri,Afrika'dan Amerika'ya yapılan göçler,Avrupa'dan Amerika'ya yapılan göçler.




GÖÇLERİN SEBEBLERİ

ABD, Avustralya, Almanya, İngiltere, Kanada, G.Afrika vs. gibi ülkelere göç oldukça fazla.

Çünkü bu ülkelerdeki imkanlar şöyle:

- Yüksek maaş/ücret,

- Absorb etme kapasitesi yüksek,

- İş gücü eksikliği,

- İş gücüne talep yüksek

- Eğitim çok masraflı,

- Eğitim planlı,

- Nüfus artışı düşük,

- Gelişim hızı fazla, tüketime yüksek,

- Fırsat işgücü maliyeti yüksek,

- Marjinal üretim işgücü yüksek,

- İş gücü az/çok istihdam edebilir durum da,

- Yüksek nitelikli işgücü gerekli,

- Ekonomide kar oranı çok yüksek,

- Sermaye yoğun üretim,

- Teknolojik zenginlik var,

- Teknoloji ithal edebilmekte

Ayrıca bu ülkeler ekonomisi ileri, teknolojik, endüstrileşmiş, gelişmiş ve zengin ülkeler. Nüfus az, yaşam standardıysa son derece yüksek.

Nijerya, Etopya, Gana, Mısır, Cezayir, Meksika, Kolombiya, Şili, Filipinler, Kore, İran, Irak, Türkiye vs. gibi ülkeler ise çok fazla göç veriyor.

Çünkü bu ülkelerde;

- Ücret seviyesi düşük,

- Absorp etme kapasitesi düşük,

- Eğitimli işgücü fazlası var,

- Eğitimli işgücüne talep az,

- Eğitim ucuz,

- Eğitim plansız ve programsız,

- Nüfus artış hızı fazla,

- Gelişmenin başında,

- İşsizlik ve işini beğenmeyen fazla,

- Yüksek nitelikli işgücü gerekli değil,

- Ekonomide kar oranı düşük,

- Ekonomik büyüme düşük,

- Teknoloji zayıf,

- Teknoloji ithal/transfer ediliyor.

Bu ülkelerin ekonomisiyse tarım ekonomisi ve nüfusları fazla, yaşam standardı da düşük




BAŞLAYALIM
,,,,,,,,,,,,,,,,,,


KAVİMLER GÖÇÜ

Çiçi'ye bağlı Batı Hunları Çin'in ve Doğu Hunları'nın baskısıyla Aral Gölü civarına göç etmişlerdi.
Burada 200 sene hayatlarını sürdüren Batı Hunlarının nüfusları arttı. Toprakları yetersiz kalmaya
başladı. Ve başka Türk Boylarının katılmasıyla güçlendiler. MS. 374 yılında VOLGA (İTİL) nehrini aşarak
Batı'ya (Avrupa'ya) doğru ilerlemeye başladılar. Türklerin bu ilerlemeleri karşısında önlerinde bulunan
Vizigot, Ostrogot, Vandal, Sakson, Frank, Germen gibi bir çok kavim hareketlenerek Türklerden kaçmaya
başladılar.
Böylece Batı Hun Türklerinin, sebep olduğu bu olaya tarihte KAVİMLER GÖÇÜ adı verilir.(375)

KAVİMLER GÖÇÜNÜN SONUÇLARI

1)- Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye ayrıldı.(395). Batı Roma
İmparatorluğu 476 yılında bu Germen kavimleri tarafından yıkıldı.
2)- Avrupa'nın ETNİK yapısı değişti. (Germen kavimlerinin Avrupa'daki yerli kavimlerle karışması
sonucu yeni milletler ortaya çıktı.)

3)- Türkler Avrupa'da BATI HUN DEVLETİ'ni(AVRUPA HUN) kurdular.
4)- İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin temeli atıldı.
5)- Avrupa'da FEODALİTE (DEREBEYLİK) rejimi ortaya çıktı.
6)- İlk çağ kapandı, Ortaçağ başladı.
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Tarihteki Önemli Göçler

Sponsorlu Bağlantılar
ÖZETLE;

Kavimler Göçü,Orta Asya'dan yapılan göç hareketi,Pöhn göçleri,sömürge göçleri,Afrika'dan Amerika'ya yapılan göçler,Avrupa'dan Amerika'ya yapılan göçler.




GÖÇLERİN SEBEBLERİ

ABD, Avustralya, Almanya, İngiltere, Kanada, G.Afrika vs. gibi ülkelere göç oldukça fazla.

Çünkü bu ülkelerdeki imkanlar şöyle:

- Yüksek maaş/ücret,

- Absorb etme kapasitesi yüksek,

- İş gücü eksikliği,

- İş gücüne talep yüksek

- Eğitim çok masraflı,

- Eğitim planlı,

- Nüfus artışı düşük,

- Gelişim hızı fazla, tüketime yüksek,

- Fırsat işgücü maliyeti yüksek,

- Marjinal üretim işgücü yüksek,

- İş gücü az/çok istihdam edebilir durum da,

- Yüksek nitelikli işgücü gerekli,

- Ekonomide kar oranı çok yüksek,

- Sermaye yoğun üretim,

- Teknolojik zenginlik var,

- Teknoloji ithal edebilmekte

Ayrıca bu ülkeler ekonomisi ileri, teknolojik, endüstrileşmiş, gelişmiş ve zengin ülkeler. Nüfus az, yaşam standardıysa son derece yüksek.

Nijerya, Etopya, Gana, Mısır, Cezayir, Meksika, Kolombiya, Şili, Filipinler, Kore, İran, Irak, Türkiye vs. gibi ülkeler ise çok fazla göç veriyor.

Çünkü bu ülkelerde;

- Ücret seviyesi düşük,

- Absorp etme kapasitesi düşük,

- Eğitimli işgücü fazlası var,

- Eğitimli işgücüne talep az,

- Eğitim ucuz,

- Eğitim plansız ve programsız,

- Nüfus artış hızı fazla,

- Gelişmenin başında,

- İşsizlik ve işini beğenmeyen fazla,

- Yüksek nitelikli işgücü gerekli değil,

- Ekonomide kar oranı düşük,

- Ekonomik büyüme düşük,

- Teknoloji zayıf,

- Teknoloji ithal/transfer ediliyor.

Bu ülkelerin ekonomisiyse tarım ekonomisi ve nüfusları fazla, yaşam standardı da düşük




BAŞLAYALIM
,,,,,,,,,,,,,,,,,,


KAVİMLER GÖÇÜ

Çiçi'ye bağlı Batı Hunları Çin'in ve Doğu Hunları'nın baskısıyla Aral Gölü civarına göç etmişlerdi.
Burada 200 sene hayatlarını sürdüren Batı Hunlarının nüfusları arttı. Toprakları yetersiz kalmaya
başladı. Ve başka Türk Boylarının katılmasıyla güçlendiler. MS. 374 yılında VOLGA (İTİL) nehrini aşarak
Batı'ya (Avrupa'ya) doğru ilerlemeye başladılar. Türklerin bu ilerlemeleri karşısında önlerinde bulunan
Vizigot, Ostrogot, Vandal, Sakson, Frank, Germen gibi bir çok kavim hareketlenerek Türklerden kaçmaya
başladılar.
Böylece Batı Hun Türklerinin, sebep olduğu bu olaya tarihte KAVİMLER GÖÇÜ adı verilir.(375)

KAVİMLER GÖÇÜNÜN SONUÇLARI

1)- Roma İmparatorluğu; Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu olmak üzere ikiye ayrıldı.(395). Batı Roma
İmparatorluğu 476 yılında bu Germen kavimleri tarafından yıkıldı.
2)- Avrupa'nın ETNİK yapısı değişti. (Germen kavimlerinin Avrupa'daki yerli kavimlerle karışması
sonucu yeni milletler ortaya çıktı.)

3)- Türkler Avrupa'da BATI HUN DEVLETİ'ni(AVRUPA HUN) kurdular.
4)- İngiltere, Fransa gibi Avrupa devletlerinin temeli atıldı.
5)- Avrupa'da FEODALİTE (DEREBEYLİK) rejimi ortaya çıktı.
6)- İlk çağ kapandı, Ortaçağ başladı.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
TÜRKLERİN ORTA ASYADAN ÇIKIŞI VE GÖÇLER



Türklerin tarih içerisinde çok geniş bir coğrafyaya yayıldıkları ve göç ettikleri bölgede güçlü devletler kurduklarını biliyoruz. Bu Türk göçleri, atalarımızın ilkel göçebe bir toplum yapısına sahip oldukları gibi, yanlış ve haksız bir iddianın da mesnedi olarak gösterilmeye çalışılmıştır. Halbuki bu göçlerin sebep ve sonuçları göz önüne alındığında, Türklerin ilkel göçebe bir anlayışla değil, aksine, kendine has yüksek bir kültür ve medeniyetin sahibi ve yayıcısı olarak göç ettikleri görülür. Dünya üzerinde atı ilk kez ehlileştiren ve onu binek hayvanı olarak kullanan Türkler, atın sağladığı hız ile yüksek devlet ve toplum telâkkilerini geniş coğrafyalar üzerinde hâkim kılmıştır. Konar göçer, atlı yaşantının temelinde büyük oranda hayvancılık ve kendine yeterli bir ziraat kültürü yer alır. Dolayısıyla, Türk göçleri bu yaşantıya uygun olan sahalara doğru olmuştur. Hem Türk tarihi hem de Dünya tarihi üzerinde çok büyük tesirleri olan bu göçlerin birçok sebepleri vardır. Bu sebepleri şöyle sıralayabiliriz:

1-GÖÇLERİN SEBEPLERİ
İktisadî ve Sosyal Sebepler: Daha çok hayvancılıkla geçimlerini sağlayan Türkler, kuraklık, salgın gibi tabiî olayların etkisiyle göç etmek zorunda kalmışlardır. Otlakların yetersiz kalması veya nüfusun artması, Türkleri, iklimi ve coğrafyası müsait yeni bölgelere sevk etmiştir. M.S.IV. yüzyıldaki Hun göçlerinde, Orta Asyada hüküm süren "kuraklık"ın etkili olduğunu biliyoruz.
Toprağın artan nüfusu besleyemez hâle gelmesi veya hayvanlar için yeterli otlakların kalmaması, iktisadî düzeni sarstığı zaman, Türkler, kendi yaşantılarına uygun, tabiatın zengin ve nispeten nüfusun az olduğu bölgelere yönelmişlerdir. Selçuk Bey ve Arslan Yabguya bağlı Türkmenlerin Horasan ve Harezme göçmeleri veya XI.-XII. yüzyıllarda, Anadolunun Selçuklular tarafından fethinde bu durumu görebiliriz. Siyasî Sebepler: Yabancı kavimlerin baskısı veya kendi aralarındaki hâkimiyet mücadelesi göçlerin diğer bir sebebidir. Meselâ XI. yüzyıldaki Kitanların hücumu Türklerin batıya göçlerini beraberinde getirmiştir. Orhun-Yeniseydeki Uygur Devletinin 840 yılında yine bir Türk kavmi olan Kırgızlar tarafından ortadan kaldırılması, Kutlu yurt Ötügenin elden çıkmasıyla neticelenmiş ve Uygurlar, Turfan, Kansu, Tarım Havzası gibi daha güneydeki bölgelere göç etmek zorunda kalmışlardır. Belki de Uygurların meşhur "Göç" destanı bu olayın hatırasını taşımaktadır.
Destanda vatanı sembol eden "Kutlu Dağ"ın Çinlilere verilmesi ve Çinliler tarafından dağın parçalanarak Çine götürülmesi, ülkede felâket ve kuraklığa sebep olur ve bütün canlı cansız mahlûkat "göç, göç" diye inler. Bu ilâhî emre uyan Uygurlar, Beşbalıgın olduğu yere gelerek beş ayrı şehir kurarlar. İlkel göçebelerde görülmeyen bu mukaddes vatan anlayışı, istiklâl ile perçinlenmektedir. Türkler, istiklâlini kaybetmektense göç etmeyi yeğlemişler ve kendilerine yeni vatan aramışlardır. Türklerdeki bu güçlü vatan oluşturma ve devlet kurma geleneği, atalarımızı yeni fetihlere sürükleyen diğer önemli bir sebeptir. Zaman içerisinde, dünyayı huzur ve sükûna kavuşturmayı, insanları adalet ve eşitlik içinde yönetmeyi töresinin bir hususiyeti olarak hedefleyen bu fütuhat anlayışı, Türklerde, "Cihan Hâkimiyeti Mefkûresi"nin doğmasını sağlamıştır.
Dolayısıyla Türk göçleri ilkel göçebe anlayışından farklıdır. Göçebeler vatan kavramını tanımayan, nerede duracağı belli olmayan ilkel topluluklardır. Türkler ise vatan kabul ettikleri ülkede, belirli yaylak ve kışlaklar arasında yaşayan "töreli" bir millettir. Bu sebeple eski Türkler konar göçer bir hayat yaşamaktaydılar.
2-TÜRKLERİN YAYILDIKLARI B**GELER
Milâttan Önce Türklerin Yayıldıkları Sahalar: Altay-Sayan dağlarının kuzey-batı kesimlerinde yaşayan Andronovo kültürü insanı, M.Ö.1700lü yıllarda Altay, Tanrı dağları ve Maverâünnehir e kadar olan bölgelere uzanmaktaydı. M.Ö. 1100 yıllarında aynı kültür Çinin kuzeyindeki Ordos ve Kansu bölgesinde görülmekteydi. M.Ö. IV. yüzyıldan itibaren Hazar ve güney Rusya da Türklerin yaşadıkları bölgeler arasına girmiştir. Bu duruma en iyi örnek mühim bir kısmını Türk kabilelerinin oluşturduğu, konar göçer, atlı kültüre sahip bir kavimler topluluğu olan İskitler (Sakalar)dir. İskitler, M.Ö . VIII. yüzyılda, Orta Asyanın Tanrı dağları ile Hazar denizi arasında kalan geniş bozkırlarında yaşarlarken, daha sonra göç ederek, Karadenizin kuzeyinde, İtil ve Tuna nehirleri arasındaki düzlüklere yayılmışlardır. M.Ö. VI.-IV. yüzyıllar
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2008       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Türkiye'den isçi göçü.

1960'larda baslayan isci göcü son zamanlarda karsimiza degisik nitelikle çikmaktadir.Aradan geçen sürede görülen o dur ki,avrupa'da yasayan türkler kendilerini orada pek de geçici görmemektedirler.Artik yurt disinda yasayanlar,yasadiklari ülkelerin tabiiyetine geçmeye,hem ekonomik hem de demokratik hak ve özgürlüklerinden yararlanmaya çalismaktadirlar.Çifte vatandaslik sorunu Türkiye'nin duyarliligi ile çözülmüstür.
Almanya 60'li yillardan beri ülkesine gelenlere "geçici misafir" muamelesi yapmis, onlari gün gelip de gereksinim kalmayinca kolayca ülkelerine geri dönmelerini saglamaya özen göstermistir.
Bu nedenle Türkiye'den dil ve din hocalari getirtilmis,almanya'daki okullarda bu isçilerin çocuklarina özel programlar uygulanmistir.
Bu politika beraberinde iki büyük sorun getirmistir.

isçi Türklerin çocuklari ne alman toplumuna ayak uydurabilmis ne de türk toplumuna uyum saglamistir. Çünkü almanya'daki 1.kusak Türkler ile 2.kusak Türkler ve 3.kusak Türklerin kültür gereksinmeleri çok farklidir. Ikinci kusak, bilhassa üçüncü kusak Türk kültürünü tanimamaktadir. Böylece her iki toplum açisindan da uyumsuz, toplumsal basarida zorlanan kusaklar ortaya çikmistir.
Almanya'nin özellikle uyguladigi egitim politikasi, bir anlamda da "ghetto politikasi" sonunda hem birinci hemde ikinci ve üçüncü kusak Türklerin büyük bir bölümü soven milliyetçilige ve banaz dincilige kayan bir yapiya sarilmislardir. Bu gelisme, hem Almanlari hem de Türkleri düsündüren ve Avrupa'da yasayan Türk isçilerin ve ailelerinin toplumsal,kültürel ve siyasal uyumlari açisindan sorun yaratan bir durum olarak ortaya çikmistir.
Almanya'daki Türk nüfusunun artisi ve niteligi, Türklerin birörnek isçi toplumundan farlilasmis bir azinlik grubuna dönüsmelerini getirdi.
Almanya uyguladigi politikanin yanlis oldugunu fark edince, çocuklarin elme yasini 16'a düsürdü. Geri dönüs özendirilmeye çalisildi. Sadece 1984 senesinde geri dönenler 200'000 kisiyi asmistir.
Iste 21.Yüzyila gelindiginde, Almanya'da 10 Milyar Marka yakin yatirimi olan, cirosu 40 Milyar Marka ulasan bir "Almanya'li Türkler" azinlik grubu ortaya çikmistir.
Bu insanlara daha halen "göçmen isçi" olarak bakmak fevkalade yanlistir.
Almanya'da emekli olmus ve halen Almanya'da yasayan Türklerin sayisi 50'000' i asmistir. Türkler arasinda yapilan anketlerde, Almanya'da yasayanlarin % 80'den fazlasi geri dönmeyi düsünmediklerini ifade etmislerdir. Almanya'da yasayan Türkiye'lilerin % 10'u kendi sahipleri olduklari gayrimenkullerde ikamet etmektedirler. Türkiyeli mütesebbislerin kurduklari isyerlerinde 200 binden fazla kisi istihdam edilmekte, bu isyerlerinin Almanya ekonomisine katkilari ise 70 Milyar Marki asmaktadir. Kisacasi:
Almanya'nin disinda AB ülkelerinde yasayan Türkiyeliler artik yasadiklari ülkelerin bir parçasi olmuslardir.
Yavas yavas Alman Politikasi da, istese de istemese de,Türkiyelilerin kaliciligini kabul etmek zorunda kalmistir.
Türkiye AB ülkesi olsa da olmasa da, Avrupali Türk-Nüfusu ile Avrupa'nin bir parçasi olmustur.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2008       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Yeni Dünya'ya Göçler
Yeni keşfedilen topraklardaki kaynakların işlenmesi ve bu kaynakların ticari potansiyeli, bölgede Avrupalı ticaret kolonilerinin kurulmasına sebep oldu. Özellikle İngilizler ve Fransızlar Kuzey Amerika'da, İspanyollar da Güney Amerika'da ticari koloniler kurdular.
Bütün bu göç hareketleri sonucunda Amerika Kıtası'nda yeni devletlerin kurulması, bütün Avrupa ve Dünya tarihini değiştirecek önemli gelişmelerin başlamasına neden olmuştur.
Yeni Dünya olarak adlandırılan Amerika'ya yapılan bu göç hareketi özellikle 19. yüzyılın ilk yarısında büyük bir hız kazandı.
Avrupalı göçmenlerin çoğu; siyasal baskılardan kaçmak, dinsel inançlarını özgürce yerine getirebilmek, maceraya atılmak ya da ülkelerinde kendilerine tanınmayan fırsatlardan yararlanabilmek için vatanlarından ayrıldılar.
Sanayi Devrimi'yle gelişen teknoloji ve seyahat imkânları, bu göç hareketinin hızlanmasında en önemli etken oldu. 15. yüzyılın sonuna doğru
Kristof Klomb, Macellan Vasco dö Gama'nın yaptığı seyahatlerle artık dünyada bilinmeyen yer kalmadı, özellikle Amerika Kıtası'nın keşfedilmesi ile bu kıtaya Avrupa'dan göçler başladı. 60 milyon insanın yer değiştirdiği bu göçler, 20 yüzyılın kadar sürdü
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2008       Mesaj #6
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Türk-Yunan Nüfus Mübadelesi veya Değişimi, 1923 yılında Lozan Antlaşması'na ek protokol uyarınca Türkiye'deki Rumların (Rum denilenlerin arasında, Türkçe'den başka dil bilmeyen ve konuşmayan Karamanlı Hıristiyan Türkler de vardır) Yunanistan'a, Yunanistan'daki Müslümanların Türkiye'ye zorunlu göçü sürecine verilen addır. Mübadelede 1.500.000 ila 2.200.000 Rum Yunanistan'a, 350.000 ila 500.000 Türk Türkiye'ye göçmüştür. Türkiye'de sadece İstanbul kenti ile Gökçeada ve Bozcaada'da oturan Rumlar, Yunanistan'da ise sadece Batı Trakya'da oturan Türkler mübadeleden muaf tutulmuşlardır.
Değişimin çok büyük bir bölümü 1923-1924 yıllarında gerçekleşmiş, ancak geriye kalan az sayıda sayıda olayda 1930 İnönü-Venizelos sözleşmesine dek zorunlu göç uygulamasına devam edilmiştir.
Zorunlu göç gerek Türk gerek Yunan ekonomisinde yaklaşık 20 yıl süren ağır bir krize yol açmıştır.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
14 Aralık 2008       Mesaj #7
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
ULGARİSTANDAN GÖÇLER

Cumhuriyetin kurulmasını izleyen yıllarda Anadolu’ya ikinci büyük göç dalgası Bulgaristan’dan gelmiştir. Bulgaristan’dan göçler aralıklarla 1989 yılına kadar sürmüştür. Cumhuriyet döneminde ülkeye gelen toplam göçmenlerin % 48’ini oluşturan 790.717 Bulgaristan göçmeninin, göç hareketi dört aşamada gerçekleşmiştir (Köy Hizm.Env.s.138).

•1925 yılındaki Türk - Bulgar ikamet sözleşmesi ile 1949 yılına kadar 19.833 ailede 75.877 kişi iskanlı, 37.073 ailede 143.121 kişi serbest göçmen olmak üzere toplam 56.906 ailede 218.998 kişi Türkiye’ye göç etmiştir (DPT, s.6).

•1950 - 1952 yılları arasında Bulgaristan’ın tehcir ve göçe zorlaması sonucu 37.851 aileye mensup olmak üzere 154.393 kişi iskanlı göçmen olarak Türkiye’ye gelip yerleşmişlerdir (DPT, s.6).

•1968 - 1979 yılları arasında da Türkiye-Bulgaristan Yakın Akraba Göçü Anlaşması çerçevesinde 32.356 aileye mensup 116.521 kişi Türkiye’ye göç etmiş ve bu göç ile 1950 -52 yılları arasında gelen göçmen ailelerinden büyük bölümünün Bulgaristan’da kalan yakınlarının Türkiye’ye serbest göçmen olarak gelmeleri sağlanmış ve böylece parçalanmış ailelerin birleşmesi gerçekleştirilmiştir (DPT, s.10).

•Bulgaristan’dan son göç hareketi 1989 yılında Türk kökenli müslüman Bulgar vatandaşlarının, Bulgar hükümeti tarafından Türkiye’ye göçe zorlanmaları ile başlatılmıştır. Göçmenler kitleler halinde trenlerle Türk sınırına bırakılmışlardır. Böylece Türkiye, II nci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da görülen en yoğun ve zorunlu göç akımını yaklaşık üç aylık bir süre içinde kabul etmek durumunda kalmıştır. Bu dönemde 64.295 aileye mensup 226.863 kişi serbest göçmen olarak Türkiye’ye gelmiştir. Bu tarihten itibaren 1995 yılına kadar da aralıklı olarak gelen serbest göçmenlerin sayısı 27.224 ailede 73.957 kişiye ulaşmıştır (Köy Hizm.Env.s.138).

Bulgaristan’dan 1950 - 52 yılları arasında gelen ve devlet tarafından yerleştirildikleri için iskanlı göçmen olarak kabul edilen göçmenler iskan yasasına göre yapılan planlamalar doğrultusunda ülkenin çeşitli il-ilçe ve köylerine dağınık veya mahalleler eklenmek suretiyle yerleştirilmişlerdir.

1950 - 1960 döneminde toplam 35.496 ailenin yerleşiminin sağlandığı görülmektedir. Bunlardan 25.583 çiftçi ailesinin büyük çoğunluğunun Adana (1.442 aile), Ankara (1.136 aile), Balıkesir (1.474 aile), Bursa (2.185 aile), Konya (1.523 aile), Manisa (1.383 aile), Tekirdağ (1.619 aile) illerine, zanaatkar ailelerin çoğu Bursa (1.356 aile), İstanbul (3.100 aile), Eskişehir (1.116 aile), İzmir (1.1160 aile) illerinde yerleşimleri gerçekleştirilmiştir. İskan için yapılan 36.292 evin 22.761’i köy tipi; 12.219’u şehir tipi ve 1.312’isi hazır evdir. Kırsal alanda yerleşmek isteyenler için 13 müstakil köy kurulmuştur. Evlerin %70’i kırsal alana serpiştirilmek suretiyle yapılmıştır. % 25’i kentlere eklenen göçmen mahallelerinde inşa edilmiş olup, % 5’i müstakil köylerde yapılan evleri kapsamaktadır (Geray, s.54-55).

Bulgaristan’dan 1968 - 1979 yılları arasında gelen göçmenler serbest göçmen stasüsünde oldukları ve parçalanmış ailelerin birleştirilmesine yönelik anlaşmalar çerçevesinde Türkiye’ye göç ettikleri için daha önce gelen akrabalarının bulunduğu il, ilçe ve köylerde kendi olanakları ile yerleşmişlerdir (DPT s.7).

1989 yılında Bulgaristan’dan gelen serbest göçmenlerin büyük bir bölümü daha önce Türkiye’ye göç eden akraba veya komşularının yoğun olduğu bölgelere kendi imkanları ile yerleşirken bir bölümü de devlet tarafından 14 il merkezi ile 23 ilçe ve beldede göçmen ailelerin parasal katkısı ve borçlandırılması esasına dayalı bir yöntemle yapılan toplam 21.438 konuta 5 yıllık süreç içinde yerleşmişlerdir. Sözkonusu konutlar kentlerin dışında siteler olarak planlanmıştır (Köy Hizm.).







YUGOSLAVYA’DAN GÖÇLER

Yugoslavya’dan Türkiye’ye Cumhuriyet döneminde toplam77.431 ailye mensup olarak 305.158 kişi göç etmiştir. Bu ailelerden 1950 yılına kadar gelenlerden 14.494 kişi devlet tarafından iskan edilmiştir. Ailelerin diğer bölümü serbest göçmen olarak Türkiye’ye yerleşmişlerdir (Köy Hizm.Env. s.138).

Yugoslavya’dan yapılan göçün Yunanistan ve Bulgaristan’dan olduğu gibi politik zorlamalardan kaynaklanmadığı, göçün sosyo-ekonomik nedenlere dayandığı kabul edilmektedir (Arı, s.6).









ROMANYA’DAN GÖÇLER

Romanya’dan 19.865 aileye mensup 79.287 kişi 1923 - 49 yılları arasında iskanlı göçmen olarak Türkiye’ye gelmiştir. Ayrıca11.280 aileye mensup 43.271 kişide serbest göçmen olarak gelmiş ve daha önce gelen yakınlarının yerleştiği yerlere yerleşmişlerdir.



DİĞER ÜLKELERDEN GÖÇLER

Cumhuriyet döneminde Anadolu’ya Balkan ülkeleri dışında özellikle, müslüman olan veya Türk Dil grubuna bağlı olan ülkelerden iskanlı ve serbset göçmen olarak göç eden ailelerde olmuştur. Örneğin Türkistan’dan toplam 695 ailede 2.194 nüfus iskanlı, 214 ailede 684 nüfus serbest göçmen olarak, Afganistan’dan 1.006 ailede 4.163 nüfus iskanlı göçmen olarak gelmişler ve özellikle İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da kırsal ve kentsel kesimde yerleştirilmişlerdir (Köy Hizm.Env. s. 140).

Türkiye’ye son göç 1993 yılında olmuş ve Rusya’da yaşayan 150 Ahıska Türk ailesi iskanlı göçmen olarak getirilmiştir. Iğdır ilinde yapılmakta olan konutlara yerleştirilmeleri planlanmaktadır
Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
14 Aralık 2008       Mesaj #8
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
HAKINDA BILGI VERIRMISINIZ
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
21 Aralık 2008       Mesaj #9
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
DÜNYADA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GÖÇLER VE NEDENLERİ HAKKINDA BİLGİ LÜTFEN
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
21 Aralık 2008       Mesaj #10
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
DÜNYADA MEYDANA GELEN GÖÇLER NELERDİR VE BU GÖÇLERİN NEDENLERİ NELERDİR???

Benzer Konular

17 Temmuz 2012 / Misafir Cevaplanmış
21 Ekim 2015 / Ziyaretçi Soru-Cevap
20 Kasım 2010 / krm9 Soru-Cevap
1 Şubat 2014 / Misafir Cevaplanmış