Arama

Kurtuluş Savaşı'nda doğu ve güney cephelerinde yapılan mücadeleler nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 26 Mart 2015 Gösterim: 171.937 Cevap: 67
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
15 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
kurtuluş savaşında doğu ve güney cephelerinde yapılan mücadeleler
EN İYİ CEVABI Mira verdi
Kurtuluş Savaşı Güney Cephesi

Sponsorlu Bağlantılar
Güney Cephesinde Kimlerle Savaşıldı?
Güney Cephesinde Fransa (Fransızlar) Ermenistan (Ermeniler) ile savaştık.


Güney Cephesi
Güney Cephesi, Fransız Cephesi veya Kilikya Cephesi (Fransızca: La campagne de Cilicie), I. Dünya Savaşı'nın ardından Fransız kuvvetleri ve beraberindeki Ermeni Lejyonu ile TBMM idaresindeki Kuva-yi Milliye arasında gerçekleşen muharebelerden meydana gelen cephedir. Fransa, Sykes-Picot Anlaşması ve ardından Ermeniler ile imzalanan antlaşma ile kendisine düşen topraklara yönelmiştir. 20 Ekim 1921 tarihli Ankara Anlaşması ile cephe kapanmıştır.

Geçmişi

1916 yılında imzalanan Sykes-Picot Anlaşması ile Maraş, Antep, Urfa ve civarı İngilizlere, Musul ise Fransızlara bırakılıyordu. Ancak Büyük Britanya Musul'daki petrol kaynakları için Fransa ile 15 Eylül 1919'da Suriye İtilafnamesini kabul etti. Buna göre:
  • Musul İngilizlere
  • Maraş Antep ve Urfa civarı Fransızlara bırakıldı.
İngiliz döneminde pek de önemli bir olay yaşanmadı. Asıl olaylar Fransızlar döneminde yaşandı.

Maraş
I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Müttefiklerinin yenilmesi üzerine, Osmanlı İmparatorluğu 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi ile Anadolu'nun birçok yeri gibi Maraş'ta işgal altına girmesi ile işgal güçlerine karşı 22 Ocak 1920'de başlayan savunma 12 Şubat 1920 tarihinde işgalin ortadan kalkması ile sonuçlanmıştır. Maraş'taki ilk direniş, Sütçü İmam'ın, hamamdan çıkan kadınlara sarkıntılık eden Ermeni askerlere saldırması ile başlamıştır.

Antep
Fransızlar 1 Nisan 1919´da Antep´i işgal ettiler. 1920 yılının Nisan ayı başında Türk Milli kuvvetleri kentte bir ayaklanma başlatarak Fransızlara karşı direnişe geçmiştir. On ay kadar süren direniş esnasında Fransızların kente 70.000 mermi attığı ve Türk tarafında 6317 kişinin şehit olduğu anlatılır. Fransızlar, kenti yoğun olarak top ateşine tutmuş, Suriye'de bulunan birliklerinden destek almışlar fakat Antep'e girme konusunda askeri bir başarı gösterememişlerdir.

30 Mayıs 1920'de Fransızlarla bir ateşkes imzalanmış ise de 17 Haziran'da çatışmalar tekrar başlamış ve aralıklarla 1920 sonuna dek sürmüştür.

1914 yılında, I. Dünya Savaşı başladığı zaman Gaziantep 83 bin nüfuslu bir liva merkezi idi.30 Ekim 1918´de imzalanan Mondros Mütarekesi ile İtilaf Devletleri paylaştıkları topraklara sahip olmak amacıyla harekete geçerken, 17 Aralık 1918´de İngilizler Antep´e girmiştir. Bir yıl süren bu işgale Fransızlar tepki göstermiş, 1918 Eylül´ünde yapılan İngilizlerin Musul üzerindeki “Nezaret Hakkı” ndan vazgeçmeleri ile önce Suriye daha sonra Antep, Urfa ve Maraş boşaltılmıştır. Bunun ardından Fransızlar 29 Ekim 1919´da Kilis´i, 5 Kasım 1919´da Antep´i işgal ettiler.
1920 yılının başında ise ünlü Antep Savunması başlamış oldu. 1 Nisan 1920´de başlayan Gaziantep savunması 11 ay sürdükten sonra açlık yüzünden sona ermiştir. Savunma süresince Fransızlar şehre 70.000 mermi atmış, 6.000 Antepli şehit olmuştur. Bu olağanüstü savunma sonunda Türkiye Büyük Millet Meclisi 6 Şubat 1921 tarihli toplantısında Antep´e "Gazi" ünvanını vermiştir. 15 Mart 1921 tarihinde Londra´da Türk Dışişleri Bakanı ve Fransız delegasyonu Antep, Adana ve çevrelerinin Türklere geri verilmesi hususunda mutabakat sağlamıştır. Nitekim bu antlaşma Ankara Antlaşması ile son şeklini almış ve 25 Aralık 1921´de son Fransız askeri Antep´ten ayrılmıştır.

Urfa
Ali Saip Bey'in Jandarma komutanı olarak Urfa'ya atanmasından sonra halkın örgütlenmesi daha da süratlendi. Üçbin kişilik bir askeri güç oluşturuldu. 12'ler olarak adlandırılan ve Urfa'nın önde gelen 12 vatanseverinden oluşan Kuvay-i Milliye hareketi, önderleri Hacı Mustafa Hacıkamiloğlu vasıtasıyla 7 Şubat 1920'de Fransız komutanlığına şehrin boşaltılmasını isteyen bir ültimatom verdiler. 9 Şubat'ta şehrin yarısı geri alındı ve 10 Nisan'da Fransızlar çekildiler. Geri çekilen Fransızların neredeyse tümü, Urfa muharebesine geç yetişmiş çevre aşiret birlikleri tarafından kılıçtan geçirilmiştir.

Kurtuluş Savaşı Doğu Cephesi

Doğu Cephesi, Kurtuluş Savaşı sırasında 1919 - 1921 yılları arasında Türk Ermeni Savaşı (24 Temmuz - 7 Kasım 1920) dahil olmak üzere, Doğu Anadolu ve Güney Kafkasya'da açılan savaş cephesi.

Doğu Cephesinde Kimlerle Savaşıldı?
Kurtuluş savaşında Doğu Cephesinde Türkler, Ermeni Komutan Kanayan komutasındaki Ermeni, Gürcü ve o zaman ki Sovyetler Birliği şimdinin Rusya'sına ait birliklere karşı savaştı. Yani bir yanda Türkiye (Osmanlı Devleti) diğer yanda, Ruslar, Gürcistan (Gürcüler) ve Ermenistan (Ermeniler) vardı.

Geçmişi
I. Dünya Savaşı'nda, Kafkas Cephesi'nin açılması üzerine Ermeniler'le Ruslar işbirliğine yönelmişler ve Rusların kışkırtmalarıyla Osmanlılara saldırmaya başlamışlardır. Rusya’da ihtilal gerçekleşince Ruslar, Doğu Anadolu’da işgal ettikleri yerleri Türklere bırakarak geri çekildiler. Bu arada merkezi Erivan olan bir Ermeni devleti kuruldu (28 Mayıs 1918). Ruslar çekilirken daha Türk ordusu bölgeye ulaşmadan Ermeniler, Rusların yerini aldı ve Doğu Anadolu’nun kendilerine ait olduğunu ileri sürüp, Gümrü, Iğdır, Arpaçay ve Aras’a kadar ilerlediler.

I. Dünya Savaşı'nın sona ermesi ve bölgede bulunan Türk 3'ncü Ordusu'nun 30 Ekim 1918 Mondros Mütarekesi gereğince Kafkasya'yı boşaltması sonucu Kafkaslar'da, Ermenistan başta olmak üzere Gürcistan, Azerbaycan ve Nahcivan Cumhuriyetleri kuruldu. Bu boşaltma sırasında muhtemel Ermeni saldırı ve tecavüzlerine karşı da Türk halkını korumak maksadıyla Ardahan, Batum bölgesinde Acara Şura Hükûmeti, Kars-Oltu-Sarıkamış-Kağızman bölgelerinde ise Güneybatı Kafkas Geçici Milli Hükûmeti kuruldu. Ancak bu iki hükümet 3 ay sonra İngilizler tarafından dağıtıldı. Bu olaydan sonra bölgenin Ermeni saldırılarına karşı savunulması, karargahı Erzurum'da bulunan 15'nci Kolordu tarafından sağlandı.

10 Ağustos 1920 Sevr Antlaşması hükümlerine dayanarak Büyük Ermenistan'ı kurmak isteyen Ermeni tedhiş hareketleri sonunda bölgedeki durum giderek gerginleşti. İtilaf Devletleri, Akdeniz ve Karadeniz’e çıkış kapıları olacak ve sınırları Wilson tarafından çizilecek Büyük Ermenistan düşünü gerçekleştirmek için Sevr Antlaşması’na bir madde koydular.

Savaş Düzeni
Bu cephede bulunan Türk 15'nci Kolordusu dört tümen ile süvari ve topçu alaylarından oluşmaktaydı. Muharip personel sayısı, 15.000 ile 20.000 kişi arasında idi.[2][1] Ermenilerin ise toplam 12 alaydan oluşan dört tümene sahiptiler. Ermeni kaynaklarına göre askeri personel mevcutları 20.000 kadar idi.[5] Milislerle beraber muharip personel sayısı 50.000'e kadar çıkıyordu. Cephe hattı Osmanlı-Rus Savaşı (1877-78) sonrasındaki Osmanlı-Rus sınırını olan Ardeşen-Yusufeli-Oltu-Bayezit olarak belirlenmişti.

TBMM Hükûmeti ile Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti Arasındaki Savaş
Kurtuluş Savaşı başlamadan önce Doğu Anadolu'nun Ermenilerin eline geçmesine mani olmak için Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adıyla bir örgüt kurulmuştu. Bu kuvvetler Ermenilerle Oltuda çatışma haline girmişlerdi.

TBMM Hükümeti artan Ermeni sorunlarına ve yayılmacılığına son vermek amacıyla 20 Eylül 1920'de bölgede bir askeri harekat yapılmasına karar verdi. 15. Kolordu Komutanı Musa Kâzım Karabekir'i tam yetkiyle Doğu Cephesi Komutanlığına atadı.

29 Eylül 1920'de saldırıya geçen Kâzım Karabekir kuvvetleri, birkaç gün içerisinde Ardeşen-Yusufeli-Oltu-Bayezit hattını aşarak Drastamat Kanayan komutasinda Ermeni kuvvetleriyle catışmaya girdi. İlk cephe Oltu Muharebesi oldu. Daha sonra Simon Vratsian ve Artashes Babalian komutasinda olan Ermeni Gucleriyle Sarıkamış Muharebesi (1920) ve Kars Muharebesi yapıldı. Kars'ın doğusuna çekilen Ermeniler Bolşevik Rusya'dan ve ABD'den yardım istedi. Bolşevik Rusya bu kafkasyayı kendi nüfüz alanı olarak gorduğunden dolayı ve Türk Kurtuluş Savaşı'nı desteklediği için yardım etmeyi reddetti. ABD'den de olumlu yanıt alamayan Ermeniler, işgal ettikleri Erzurum, Kars, ve çevresini Kazım Karabekir kuvvetlerine bıraktı ve bugünkü Ermenistan'ın batısına çekildi. Barış antlaşması imzalanmamışdı.

Kazım Karabekirin kuvvetleri Ermeni birliklerini daha ileri giderek Gümrü'ye kadar takip etti. Burada Gümrü Muharebesi yapildi. Yenilen Ermeniler barış istedi.

Gümrü Antlaşması

Barış isteğini kabul eden TBMM Hükümeti 2 Aralık 1920'de Ermenistan'la Gümrü Antlaşmasını imzaladı. Antlaşmaya göre Batum, Sarıkamış, Kars, Ağrı, Erzurum, Artvin, Oltu ve çevresi TBMM Hükümetine bırakılırken savaş esnasında Kazım Karabekir kuvvetlerinin eline geçen Gümrü kenti ise Ermenistan'a bırakıldı. Ayrıca, Mondros sonrasında Ermenistan'a bırakılan Tuzluca (Kulp) kazası da TBMM hükümetinin kontrolüne kaldı. Gümrü Antlaşması'na göre:
  • Sevr Antlaşması'nın geçersiz olduğu Ermenilerce de benimsenmiştir.
  • Ermeniler Doğu Anadolu'daki her türlü isteklerinden vazgeçmişlerdir. Büyük Ermenistan kurma girişimleri sona ermiştir.
  • 1878'de elden çıkan Kars ve çevresi Türkiye'nin topraklarına katıldı.
  • Gümrü Antlaşması TBMM'nin uluslararası alanda ilk siyasi başarısıdır.
  • Misak-ı Milli'nin doğu sınırları kısmen de olsa belirlendi.
  • Halk üzerinde ordu ve meclisin güveni artmıştır.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Aralık 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Doğu Cephesi
Ermeni Devleti, Rusya’da Çarlık sisteminin yıkılıp yerine Sosyalist bir devlet kurulması üzerine 1918′de ortaya çıktı. Taşnak Partisi tarafından idare ediliyordu. Ermeniler, sınırlarımıza saldırıyor, Müslüman halka aşırı zulüm, haksızlık ve katliam yapıyordu. Bunun üzerine, TBMM Ermenilere karşı askeri harekete geçilmesine karar verdi.
Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye Büyük Millet Meclisi, İcra Heyeti’ne (Bakanlar Kuruluna) mütareke hükümlerine uyularak boşaltılan, “Elviye-i Selâse” (doğuda bulunan 3 ilimiz) Kars, Artvin ve Ardahan’ın tekrar geri alınması için gereğinin yapılması yolunda ayrıca yetki vermişti. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 30 Mayıs ve 4 Haziran 1920 tarihinde Doğu’daki durum hakkında hükümete rapor verdi. Bu raporda; “Ermenilerin ilk fırsatta Erzurum’u dahi ellerine geçirmek için teşebbüslerde bulunacakları, Ermeni ordusuna karşı hâkim ve müsait bir vaziyet almanın zorunluluğu, Brest Litovsk ve Batum Antlaşması ile Türkiye’ye bırakılan Elviye-i Selâse’yi işgal etmek üzere harekete geçmenin gerekliliği” açıklanmış ve hükümetçe de bu durum uygun görülmüştü. Taarruz için 7 Haziran’da emir verildi. Ancak, Sovyet Dışişleri Bakanının Ermenistan, İran ve Türkiye sınırlarının belirlenmesinde, Rus Sovyet Hükümeti’nin arabuluculuğu ile meselenin siyasi yollardan halledilmesinin mümkün olduğunu bildirmesi üzerine, ordunun taarruzu geciktirilmişti. Bu arada Ermenilerin, Türk topraklarına ve halkına karşı tecavüzü, Oltu’yu işgal etmeleri ve Gürcülerin de 25 Temmuz’da Artvin’i almaları üzerine, 28 Eylül 1920′de ordumuz taarruza geçti. 29 Eylül’de Sarıkamış, 30 Ekim’de Kars (15. Kolordu Kafkas Tümeni Komutanı Albay Halit Bey (Karsıalan) yönetiminde), 7 Kasım’da Gümrü geri alındı. Kesin barış antlaşması 2-3 Aralık gecesi imzalandı. Gümrü Barış Antlaşması, TBMM Hükümetinin imzaladığı ilk antlaşmaydı ve Misak-ı Milli’nin Doğu sınırlarını da kısmen belirliyordu.
Güney Cephesi
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın, İtilaf Devletleri tarafından tek taraflı, haksız ve yanlış bir şekilde uygulanışı çerçevesinde Güney Anadolu’nun işgali, bu bölgede milli mücadele cephelerinin kurulmasına ve düşman saldırısına karşı direnmeye sebep olmuştu. Fransızların Adana’yı, İngilizlerin ve Fransızların beraberce Urfa, Maraş ve Antep’i işgal etmeleri halk arasında korku, nefret ve endişe oluşturmuştu. Fransızların, Ermenilerle işbirliği yaparak sömürge yönetimi usullerini burada uygulamaları, yer yer bölgesel savunma tertiplerinin alınmasına ve milli kuvvetlerin kurulup teşkilatlanmasına etken oldu.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
22 Aralık 2008       Mesaj #3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
kurtulus savasinda dogu ve guney cephelerinde yapilan mucadeleleri sebep ve sonuclari nelerdir
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Aralık 2008       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
angel_fairy adlı kullanıcıdan alıntı

Doğu Cephesi
Ermeni Devleti, Rusya’da Çarlık sisteminin yıkılıp yerine Sosyalist bir devlet kurulması üzerine 1918′de ortaya çıktı. Taşnak Partisi tarafından idare ediliyordu. Ermeniler, sınırlarımıza saldırıyor, Müslüman halka aşırı zulüm, haksızlık ve katliam yapıyordu. Bunun üzerine, TBMM Ermenilere karşı askeri harekete geçilmesine karar verdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, İcra Heyeti’ne (Bakanlar Kuruluna) mütareke hükümlerine uyularak boşaltılan, “Elviye-i Selâse” (doğuda bulunan 3 ilimiz) Kars, Artvin ve Ardahan’ın tekrar geri alınması için gereğinin yapılması yolunda ayrıca yetki vermişti. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 30 Mayıs ve 4 Haziran 1920 tarihinde Doğu’daki durum hakkında hükümete rapor verdi. Bu raporda; “Ermenilerin ilk fırsatta Erzurum’u dahi ellerine geçirmek için teşebbüslerde bulunacakları, Ermeni ordusuna karşı hâkim ve müsait bir vaziyet almanın zorunluluğu, Brest Litovsk ve Batum Antlaşması ile Türkiye’ye bırakılan Elviye-i Selâse’yi işgal etmek üzere harekete geçmenin gerekliliği” açıklanmış ve hükümetçe de bu durum uygun görülmüştü. Taarruz için 7 Haziran’da emir verildi. Ancak, Sovyet Dışişleri Bakanının Ermenistan, İran ve Türkiye sınırlarının belirlenmesinde, Rus Sovyet Hükümeti’nin arabuluculuğu ile meselenin siyasi yollardan halledilmesinin mümkün olduğunu bildirmesi üzerine, ordunun taarruzu geciktirilmişti. Bu arada Ermenilerin, Türk topraklarına ve halkına karşı tecavüzü, Oltu’yu işgal etmeleri ve Gürcülerin de 25 Temmuz’da Artvin’i almaları üzerine, 28 Eylül 1920′de ordumuz taarruza geçti. 29 Eylül’de Sarıkamış, 30 Ekim’de Kars (15. Kolordu Kafkas Tümeni Komutanı Albay Halit Bey (Karsıalan) yönetiminde), 7 Kasım’da Gümrü geri alındı. Kesin barış antlaşması 2-3 Aralık gecesi imzalandı. Gümrü Barış Antlaşması, TBMM Hükümetinin imzaladığı ilk antlaşmaydı ve Misak-ı Milli’nin Doğu sınırlarını da kısmen belirliyordu.
Güney Cephesi
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın, İtilaf Devletleri tarafından tek taraflı, haksız ve yanlış bir şekilde uygulanışı çerçevesinde Güney Anadolu’nun işgali, bu bölgede milli mücadele cephelerinin kurulmasına ve düşman saldırısına karşı direnmeye sebep olmuştu. Fransızların Adana’yı, İngilizlerin ve Fransızların beraberce Urfa, Maraş ve Antep’i işgal etmeleri halk arasında korku, nefret ve endişe oluşturmuştu. Fransızların, Ermenilerle işbirliği yaparak sömürge yönetimi usullerini burada uygulamaları, yer yer bölgesel savunma tertiplerinin alınmasına ve milli kuvvetlerin kurulup teşkilatlanmasına etken oldu.

...
Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
24 Aralık 2008       Mesaj #5
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
iç anadolu bölgesinin kurtuluş savaşları ve günleri
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
24 Aralık 2008       Mesaj #6
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Çok SaoLun KaRdeşLer Çok İşime Yaradı Msn Wink
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #7
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Doğu ve Güney cephesindeki sebep ve sonuçlar nelerdir?
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #8
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
bakınız
Alıntı
angel_fairy adlı kullanıcıdan alıntı

Doğu Cephesi
Ermeni Devleti, Rusya’da Çarlık sisteminin yıkılıp yerine Sosyalist bir devlet kurulması üzerine 1918′de ortaya çıktı. Taşnak Partisi tarafından idare ediliyordu. Ermeniler, sınırlarımıza saldırıyor, Müslüman halka aşırı zulüm, haksızlık ve katliam yapıyordu. Bunun üzerine, TBMM Ermenilere karşı askeri harekete geçilmesine karar verdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, İcra Heyeti’ne (Bakanlar Kuruluna) mütareke hükümlerine uyularak boşaltılan, “Elviye-i Selâse” (doğuda bulunan 3 ilimiz) Kars, Artvin ve Ardahan’ın tekrar geri alınması için gereğinin yapılması yolunda ayrıca yetki vermişti. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 30 Mayıs ve 4 Haziran 1920 tarihinde Doğu’daki durum hakkında hükümete rapor verdi. Bu raporda; “Ermenilerin ilk fırsatta Erzurum’u dahi ellerine geçirmek için teşebbüslerde bulunacakları, Ermeni ordusuna karşı hâkim ve müsait bir vaziyet almanın zorunluluğu, Brest Litovsk ve Batum Antlaşması ile Türkiye’ye bırakılan Elviye-i Selâse’yi işgal etmek üzere harekete geçmenin gerekliliği” açıklanmış ve hükümetçe de bu durum uygun görülmüştü. Taarruz için 7 Haziran’da emir verildi. Ancak, Sovyet Dışişleri Bakanının Ermenistan, İran ve Türkiye sınırlarının belirlenmesinde, Rus Sovyet Hükümeti’nin arabuluculuğu ile meselenin siyasi yollardan halledilmesinin mümkün olduğunu bildirmesi üzerine, ordunun taarruzu geciktirilmişti. Bu arada Ermenilerin, Türk topraklarına ve halkına karşı tecavüzü, Oltu’yu işgal etmeleri ve Gürcülerin de 25 Temmuz’da Artvin’i almaları üzerine, 28 Eylül 1920′de ordumuz taarruza geçti. 29 Eylül’de Sarıkamış, 30 Ekim’de Kars (15. Kolordu Kafkas Tümeni Komutanı Albay Halit Bey (Karsıalan) yönetiminde), 7 Kasım’da Gümrü geri alındı. Kesin barış antlaşması 2-3 Aralık gecesi imzalandı. Gümrü Barış Antlaşması, TBMM Hükümetinin imzaladığı ilk antlaşmaydı ve Misak-ı Milli’nin Doğu sınırlarını da kısmen belirliyordu.
Güney Cephesi
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın, İtilaf Devletleri tarafından tek taraflı, haksız ve yanlış bir şekilde uygulanışı çerçevesinde Güney Anadolu’nun işgali, bu bölgede milli mücadele cephelerinin kurulmasına ve düşman saldırısına karşı direnmeye sebep olmuştu. Fransızların Adana’yı, İngilizlerin ve Fransızların beraberce Urfa, Maraş ve Antep’i işgal etmeleri halk arasında korku, nefret ve endişe oluşturmuştu. Fransızların, Ermenilerle işbirliği yaparak sömürge yönetimi usullerini burada uygulamaları, yer yer bölgesel savunma tertiplerinin alınmasına ve milli kuvvetlerin kurulup teşkilatlanmasına etken oldu.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Kasım 2009       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Doğu ve Güney cephesindeki sebep ve sonuçlar nelerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Aralık 2009       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Doğu Cephesi
Ermeni Devleti, Rusya’da Çarlık sisteminin yıkılıp yerine Sosyalist bir devlet kurulması üzerine 1918′de ortaya çıktı. Taşnak Partisi tarafından idare ediliyordu. Ermeniler, sınırlarımıza saldırıyor, Müslüman halka aşırı zulüm, haksızlık ve katliam yapıyordu. Bunun üzerine, TBMM Ermenilere karşı askeri harekete geçilmesine karar verdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, İcra Heyeti’ne (Bakanlar Kuruluna) mütareke hükümlerine uyularak boşaltılan, “Elviye-i Selâse” (doğuda bulunan 3 ilimiz) Kars, Artvin ve Ardahan’ın tekrar geri alınması için gereğinin yapılması yolunda ayrıca yetki vermişti. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 30 Mayıs ve 4 Haziran 1920 tarihinde Doğu’daki durum hakkında hükümete rapor verdi. Bu raporda; “Ermenilerin ilk fırsatta Erzurum’u dahi ellerine geçirmek için teşebbüslerde bulunacakları, Ermeni ordusuna karşı hâkim ve müsait bir vaziyet almanın zorunluluğu, Brest Litovsk ve Batum Antlaşması ile Türkiye’ye bırakılan Elviye-i Selâse’yi işgal etmek üzere harekete geçmenin gerekliliği” açıklanmış ve hükümetçe de bu durum uygun görülmüştü. Taarruz için 7 Haziran’da emir verildi. Ancak, Sovyet Dışişleri Bakanının Ermenistan, İran ve Türkiye sınırlarının belirlenmesinde, Rus Sovyet Hükümeti’nin arabuluculuğu ile meselenin siyasi yollardan halledilmesinin mümkün olduğunu bildirmesi üzerine, ordunun taarruzu geciktirilmişti. Bu arada Ermenilerin, Türk topraklarına ve halkına karşı tecavüzü, Oltu’yu işgal etmeleri ve Gürcülerin de 25 Temmuz’da Artvin’i almaları üzerine, 28 Eylül 1920′de ordumuz taarruza geçti. 29 Eylül’de Sarıkamış, 30 Ekim’de Kars (15. Kolordu Kafkas Tümeni Komutanı Albay Halit Bey (Karsıalan) yönetiminde), 7 Kasım’da Gümrü geri alındı. Kesin barış antlaşması 2-3 Aralık gecesi imzalandı. Gümrü Barış Antlaşması, TBMM Hükümetinin imzaladığı ilk antlaşmaydı ve Misak-ı Milli’nin Doğu sınırlarını da kısmen belirliyordu.
Güney Cephesi
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın, İtilaf Devletleri tarafından tek taraflı, haksız ve yanlış bir şekilde uygulanışı çerçevesinde Güney Anadolu’nun işgali, bu bölgede milli mücadele cephelerinin kurulmasına ve düşman saldırısına karşı direnmeye sebep olmuştu. Fransızların Adana’yı, İngilizlerin ve Fransızların beraberce Urfa, Maraş ve Antep’i işgal etmeleri halk arasında korku, nefret ve endişe oluşturmuştu. Fransızların, Ermenilerle işbirliği yaparak sömürge yönetimi usullerini burada uygulamaları, yer yer bölgesel savunma tertiplerinin alınmasına ve milli kuvvetlerin kurulup teşkilatlanmasına etken oldu.

Benzer Konular

20 Aralık 2012 / Ziyaretçi Cevaplanmış
5 Mart 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
12 Aralık 2014 / Misafir Soru-Cevap
18 Mayıs 2011 / Misafir Soru-Cevap
30 Kasım 2012 / Furkan Türkmen Soru-Cevap