Arama

Halk edebiyatına ait aşk şiiri örnekleri verir misiniz?

Güncelleme: 20 Aralık 2010 Gösterim: 11.130 Cevap: 7
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
18 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ben Halk edebiyatından Aşk şiileri arıyordum 3-4 tane Halk Edebiyatı Aşk Şiiri verebilirmisiniz ?
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
18 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Tasavvuf ya da tekke edebiyatı

Sponsorlu Bağlantılar
Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" ya da "tekke edebiyatı" denilen türü 12’nci yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Ama Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’da 19'uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı.
Tekke edebiyatı şairleri yalın bir dille hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye yakın yalın kalıplarıyla şiirler yazdılar. Tekke şiirinin genel adı özel bestelerle okunan ve tarikatlara göre değişik isimlerle anılan ilahilerdi. Nazım birimi dörtlüktü. Ama gazel biçimde yazılmış ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düzyazı biçimini ise evliya menkıbeleri efsaneler masallar fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaşamlarını konu alan yapıtlar oluşturur.

Âşık edebiyatı

Halk edebiyatının aşık adı verilen halk sanatçılarının ürünlerinden oluşan ve 16’ncı yüzyılın başlarında ortaya çıkan "aşık edebiyatı" türünde ise söz ve müzik birbirini tamamlayan iki unsurdur. Günümüzde varlıklarını sürdüren aşıklar bir yandan eski destan geleneğini yaşatırken bir yandan da doğaçlama aşk şiirleri söyler başka sanatçıların ürünlerini yayar çeşitli törenlerde bir eğlence unsuru olarak yer alırlar. Aşık şiirinin nazım biçimi de dörtlük olmakla birlikte dize sayısı çoğalıp azalabilir.
Bu edebiyatın başlıca türleri destan güzelleme taşlama koçaklama ağıt ve muammadır. Genellikle yalın ve yapmacıksız bir dil kullanılan aşık şiirinde yinelemeler boş tekerlemeler ölçü ve uyak tutturmada kolaylık sağlayan yakıştırmalar bulunur.

Aşıklarımız

Aşık edebiyatının en büyük şairleri 16 ve 17’nci yüzyılda yetişti. Bunlar arasında Aşık Ömer Gevheri Katibi Kayıkçı Kul Mustafa Şahinoğlu Katip Ali Karacaoğlan Üsküdari Aşık Halil Aşık Ali Aşık Mehmed sayılabilir. 18’inci yüzyılın aşık şairleri arasında ise Kabasakal Mehmed Levni Kıymeti Mecnuni ve Nuri sayılabilir. Bayburtlu Zihni Dertli Seyrani Tokatlı Nuri Erzurumlu Emrah Ruhsati Sümmani Celali Muhibbi Dadaloğlu Beyoğlu Seyyit Osman 19’uncu yüzyılan aşık şairleridir. 20'nci yüzyılda ise sönmeye yüz tutan aşık edebiyatı Mazlumi Kahraman İrşadi Mesleki Talibi Karamanlı Gufrani Aşık Ali İzzet ve Aşık Veysel gibi şairlerle bir gelenek olarak varlığını sürdürdü.

Halk edebiyatında düzyazı

Türk Halk Edebiyatı’nın düzyazı alanındaki öyküler Türk Arap ve İran-Hint kaynaklı olmak üzere 3 grupta toplanır. Türk kaynaklı öyküler arasında Dede Korkut Köroğlu Danişmendname gibi serüven-kahramanlık öyküleri Kerem ile Aslı Aşık Garip Karacaoğlan ile İsmigan Sultan Emrah ile Selvihan gibi aşıkların yaşam öyküleri çevresinde gelişen öyküler yer alır. Doğu Anadolu’da kaside adı verilen küçük öyküler Güney Anadolu’da bozlaklar meddah öyküleri ve Nasreddin Hoca fıkraları da halk edebiyatının düz yazı örneklerindendir. Yusuf ü Züleyha Ebu Müslim Battalname Leyla ile Mecnun da Arap kaynaklı öykülerin en yaygın olanları ve bilinenleridir. Hint-İran kaynaklı öykülerin en ünlüleri arasında Ferhat ili Şirin ve Kelile ve Dimne sayılır.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
18 Aralık 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
NAZIM TÜRLERİ

Kahramanlık şiirleri

Yine soylu savaşçılarla hükümdarların kahramanlıklarını ağırbaşlı yüce dramatik bir üslupla belirli biçimsel kurallara bağlı kalarak anlatan şiirlerdir. Genellikle tek tip çalgı eşliğinde okunur ya da hal şarkısı olarak söylenirler. Halk ozanlarının yapıtları aracılığıyla kuşaktan kuşağa nakledilirler. Halk edebiyatında yiğitlik yurt sevgisi gibi konuları ya da tarihsel olayları coşkulu bir anlatımla işleyen kahramanlık şiirleri vardır. Şiir destan ve koçaklama türünde yazılmışlardır.

Halk şarkısı

En eski halk edebiyatı biçimlerinden biridir. Sözlü gelenek içinde yaşayan daha çok duyarak yani kulaktan öğrenilen ve alilerle sınırlı toplumsal gruplar içinde yayılan şarkılardır. En belirgin özelliği günlük yaşamdaki etkinliklerle yakın ilişkili olmasıdır. Köylerde bu tür etkinlikler ekin hasat harman iplik eğirme dokuma bebek uyutma içki oyun oynama gibi etkinliklerdir. Halk şarkılarının haber ve dedikodu iletmek yerel tarihle aile kütüklerini belgelemek bir topluluğun bilgi ve edebiyat birikimini korumak sürdürmek gibi işlevleri de vardır.

Koşma

Halk edebiyatımızda doğa aşk ölüm ayrılık yiğitlik toplumsal olaylar gibi konuların işlendiği en sık kullanılan şiir türü. Dörder dizelik bendlerden oluşur. Bend sayısı genellikle 3 5 arasındadır. Hece ölçüsünün 6+5 veya 4+4+3 duraklı 11’li kalıbıyla yazılır. Şair koşmanın son bendinde ismini ya da mahlasını söyler. Koşmalar dile gitirilen duygular ve söylenişlerine göre koçaklama güzelleme taşlama ağıt gibi isimler alır. Karşılıklı konuşma şeklinde yani "dedim" "dedi" diye başlayan dizelerle de söylenebilir. Bu tür koşmalara "mürâcaa" ismi verilir. Bütün kafiyeleri cinaslı olan koşmalara "tecnis" denir.

Koşmalar ezgilerine göre ve yapılarına göre olmak üzere ikiye ayrılır.

Ezgilerine göre koşmalar: Özel bir zegiyle okunurlar ve hece sayısı dikkate alınmaz. Ankara koşması Acem koşması Kerem kesik Kerem Gevherî Sümmâni koşması gibi.

Yapılarına göre koşmalar:
Koşmalar yapılarına göre 7’ye ayrılır.

Düz koşma:
Âşık edebiyatında en sık kullanılar tür. Adi koşma olarak da adlandırılır.

Yedekli koşma:
İki şekli vardır. İlki koşma-mani halidir. Koşma bendlerinin arasına aynı kafiyede bir bayati bendi ya da 7 heceli bend girer. İkincisi yedekli 5’li koşma diye adlandırılır. 8’li hece ölçüsüyle yazılır. İlk bend 5 ikinci ve yedek sayılan bend 4 dizelidir.

Ayaklı koşma: İlk bendin dize sonlarına diğer bendlerin ise sadece son dizelerine ziyade eklenerek oluşturulur. Ziyadeler 5 hecelidir. Genellikle musammat koşma şeklinde yazıldıklarından musammat ayaklı koşma da denir.

Zincirleme koşma: Bendlerinin dördüncü dizesinin kafiyesi bir sonraki bendin ilk dizesinin başında tekrarlanan koşmalardır. Genellikle destanlarda kullanılır.

Zincirleme ayaklı koşma: Zincirleme koşmalara ziyadeler eklenerek yazılır.
Koşma şarkı: Her bendinin dördüncü dizelere aynı olan kavuştaklı koşmalardır.
Quo vadis?
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
18 Aralık 2008       Mesaj #4
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Acaba Halk Edebiyatı Aşk Şiirine örnek varmı ?Bana örnek lazım...
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
18 Aralık 2008       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
ÖRNEK MANİLER:

Akşamlar olmasaydı
Badeler dolmasaydı
Yâr koynuna girince
Hiç sabah olmasaydı

A benim bahtiyarım
Gönülde tahtı yârim
Yüzünde göz izi var
Sana kim baktı yârim

Anne demeye geldim
Kaymak yemeye geldim
Meramım kaymak değil
Yâri görmeye geldim

Bağlarında üzüm var
Mor şalvarda gözüm var
Kaçma yârim uzağa
Sana bir çift sözüm var

Dağlarda gezer oldum
Okuyup yazar oldum
Ben bir güzel uğruna
Kuruyup gazel oldum

Hıçkırık tuttu beni
Tuttu kuruttu beni
Elin oğlu değil mi
Gitti unuttu beni

Kahve Yemen’den gelir
Bülbül çimenden gelir
Ak topuk beyaz gerdan
Her gün hamamdan gelir

Kesik mani: Birinci dizesi 7 heceden az anlamlı ya da anlamsız bir sözcük grubu olan maniler. Bu kesik dize sadece kafiyeyi hazırlar. Eğer meydan ve kahvehanelerde söylenen ve ilk dizeleri "aman aman" ünlemi ile doldurulan manilerse bunlara İstanbul manileri denir.

ÖRNEK KESİK MANİ:
Karaca
Aldım aşkın tüfeğin
Vurdum bir kaç karaca
Dünyada bir yâr sevdim
Kaşı gözü karaca

Dağ bana
Bahçe sana bağ bana
Değme zincir kâr etmez
Zülfin teli bağ bana

Ayağı
Kuşlardan bir kuş gördüm
Var başında ayağı
Üstad manici isen
Aç maniden ayağı

Cinaslı mani: Kesik manilerde eğer kafiye cinaslı ise bunlara cinaslı mani denir.
Yedekli mani: Düz maninin sonuna aynı kafiyede iki dize daha eklenerek söylenen maniler. Cinaslı kafiye kullanılmaz birinci dizeleri anlamlıdır. Yedekli maniye artık mani de denir.

ÖRNEK ARTIK MANİ:

Ağlarım çağlar gibi
Derdim var dağlar gibi
Ciğerden yaralıyım
Gülerim çağlar gibi
Her gelen bir gül ister
Sahipsiz bağlar gibi

Tası yok tası yok
Ne viran çeşme imiş
Su içecek tası yok
Yıkıldı viran gönlüm
Yapacak ustası yok
Şu vefasız dünyanın
Ucu var ortası yok

Deyiş: İki kişinin karşılıklı söylediği manilerdir. Soru yanıt şeklinde düzenlenir. Bir başka kişinin ağzındanmış gibi aktarıldığı şekilleri de vardır.

ÖRNEK DEYİŞ:

Adilem sen naçarsın
İnci mercan saçarsın
Dünya deniz olanda
Gönlüm nere kaçarsın

Ağam derim naçarım
İnci mercan saçarım
Dünya deniz olunca
Ben kuş olup kaçarım

Adilem sen naçarsın
La’l ü gevher saçarsın
Ben bir şahin olunca
Yavrum nere kaçarsın

Ağam derim naçarım
La’l ü gevher saçarım
Sen bir şahin olunca
Ben yerlere kaçarım

Adilem sen naçarsın
La’lü gevher saçarsın
Ben azrail olunca
Kuzum nere kaçarsın

Ağam derim naçarım
La’l ü gevher saçarım
Sen azrail olunca
Ben cennete kaçarım
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
18 Aralık 2008       Mesaj #6
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Nefes
Dini temellere bağlı aşık edebiyatı nazım şekillerinden ilahilerin Alevi-Bekteşi aşıklarınca yazılanlarına denir. Konusu genellikle tasavvuftaki vahdet-i vücud Alevi-Bektaşi ilkeleri tarikat kurallarıyla ilgilidir. Dili sade bir Türkçe olan nefesler biçim olarak koşmaya benzer. Dörtlükler halinde hece ölçüsünün 7 8 11’li kalıpları ile ya da az da olsa aruzla yazılanlara rastlanmaktadır. Dörtlük sayısı 3-7 arasında değişir. Fazla da olabilir.

ÖRNEK NEFES:

Biz Urum Abdallarıyız
Maksadımız yârdır bizim
Geçtik ziynet kabâsından
Gencinemiz erdir bizim

Dâim kılarız biz zârı
Harceyleriz elden var
Dost yoluna verdik seri
Mürkirimiz hârdır bizim

Aşk bülbülüyüz öteriz
Râh-i Hakka yüz tutarız
Mânâ gevherin satarız
Mürşidimiz vardır bizim

İstivâyı gözler gözüm
Seb’almesanidir yüzüm
Ene’l Hakk’ı söyler sözüm
Mi’râcımız dârdır bizim

Haber aldık mahkemâttan
Geçmeyiz zâttan sıfattan
Balım nihan söyler Haktan
İrşâdımız sırdır bizim

Balım Sultan
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
18 Aralık 2008       Mesaj #7
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Hoyrat ya da Horyat
Dört dizelik serbest tarzda halk edebiyatı nazım türü. Söz ve ezgisinde yiğitlik havası hakimdir. Irak’ta Türkler’in yoğun olduğu Kerkük ve Erbil ile Diyarbakır Elazığ Erzurum Kars yörelerimizde yaygındır. Basit üsluplu derin anlamlı uyumlu cinaslı sözcüklerden kuruludur. Genellikle 7 hecelidir. Benzer dizelerin başına veya sonuna konulan ve miyan denilen ek sözcüklerle vezin bozulabilir. İlk dize bir anlam ifade eden ve diğer dizelere ayak veren cinaslı bir sözcüktür. Hoyran söyleyenlere hoyrat çağıran ya da sazlıyan (yas törenlerinde ağıt yakan anlamında) denir. Anadolu’da hoyratların bir bölümüne ayaklı mani kesik mani adı da verilir.

ÖRNEK HOYRAT:

Dolandı gün
Döndü gün dolandı gün
Men sene daldalandım
Sene de dolandı gün

Güle naz
Bilbil eyler güle naz
Girdim dost bağçasına
Ağlayan çok gülen az

Yüz aya değer
Hüsniv yüz aya değer
Ay var bir güne değmez
Gün var yüz aya değer

Düşte gör
Hayalde gör
Hayalde gör düşte gör
Düşenin dosti olmaz
İnanmazsan düşte gör


Kalenderî
Halk şairleri tarafından aruzun mef’ûlü mefâ’îlü kalıbıyla gazel murabba muhammes müseddes biçiminde söylenen şiire denir. Özel bir ezgiyle okunur. Ezgisi bakımından düz kalenderî Acem kalenderisi Emrah kalenderisi gibi çeşitlere ayrılır. Kafiye düzeni divan ve semaî ile aynıdır. Bu tür şiirler 3+4+3+4 veya 7+7 şeklinde ondört heeceli iken sonradan yerine aruz vezninin geçtiğini ileri sürenler vardır.


Kavuştak
Halk edebiyatında bentler arasında tekrarlanan dizelerdir. Bağlama ve nakaratla aynı anlamdadır. Türkülerde sık kullanılır.

ÖRNEK KAVUŞTAK:

Keklikte gelek olmaz
Sen boyda melek olmaz
Gözünü sevdiğim yâr
Her yerde henek olmaz

Gel gel yanıma keklik
Kadan canıma keklik
Kınalı parmakların
Batır kanıma keklik

Tüyünü döker gelir
Ayağın seker gelir
Yâri arzulayan da
Dağları söker gelir

Gel gel yanıma keklik
Kadan canıma keklik
Kınalı parmakların
Batır kanıma keklik

Koçaklama
Konusu savaş yiğitlik kahramanlık olan halk edebiyatı şiirleri. Çoşkun ve yüksek tempolu söyleyişleri vardır. Halk edebiyatımızda bu türün en güzel örneklerini Köroğlu ile Dadaloğlu vermiştir.
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Aralık 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
halk edebiyatındaki aşk anlayışı ile divan edebiyatındaki aşk anlatışını karşılaştırınızz

Benzer Konular

24 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
8 Aralık 2014 / QuesTo Soru-Cevap
22 Şubat 2012 / alican-52 Soru-Cevap
5 Nisan 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
3 Ocak 2014 / türkbilisim Soru-Cevap