Arama

Dünyaca ünlü Türk müzisyenler kimlerdir? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 29 Mayıs 2014 Gösterim: 134.328 Cevap: 50
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Aralık 2009       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
biride trompetin sanatçılarınız yaznnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn nnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn pleasssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssssss
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Aralık 2009       Mesaj #12
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Off yaa nolur Fazıl Say'ı da yazınnMsn Sad( BulamadımmMsn SadMsn SadMsn SadMsn SadMsn Sad
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2009       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
dünyaca ünlü müzisyenler kimdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2010       Mesaj #14
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Jacques Fevrier gibi ünlü piyanistler eşliğinde resitaller veren Ünver, Paganini’nin 1. Keman Konçertosu’nun Türkiye’de ilk seslendirmesini gerçekleştirmiştir. Fransa’nın önde gelen müzik merkezlerinde ve Danimarka, Almanya, Avusturya, Romanya ve Kıbrıs’ta sanatını dinleten Ünver’in Fransa’da ORTF radyosu ve televizyonunda verdiği konserler övgüyle karşılanmıştır. Yine Fransa’da yorumladığı konçertolar üzerine Le Figaro ve Midi Libre gibi basın organlarında yayınlanan yazılarda övülen Ünver, Gstaad Festivali’nde Yehudi Menuhin için özel bir resital sunmuş, 1977’de Bükreş’te yapılan “Avrupalı Müzikçiler Festivali”nde sanatını dinletmiştir.
“Devlet Sanatçısı” unvanıyla onurlandırılan sanatçımız, orkestra eşliğindeki birçok yapıtın Türkiye’deki ilk seslendirmesini gerçekleştirmiştir: Paganini’nin Keman Konçertosu No:1; Max Bruch’un İskoç Fantezisi; Samuel Barber’ın Öp. 14 Keman Konçertosu; Viextemps’un Op. 13 Keman Konçertosu. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın solistidir.
ünlü piyanistlerle sahne paylaşan sanatçı Cumhuriyetimizin 75. yılı nedeniyle sekizinci kez Japonya’da olmak üzere Vietnam, Filipinler, Tayland ve Hırvatistan’daki konserleriyle ülkemizin adını başarıyla duyurmuştur. 1987’de “Devlet Sanatçısı” ünvanına layık görülen sanatçı, 1988’de de Boğaziçi Üniversitesi “Fahri Doktorluk” payesi aldı. Gülsin Onay, halen “Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası” solist sanatçısıdır.


ERMAN VERDA



1944'te İstanbul' da doğdu. Devlet Sanatçısı piyanistimiz. Müzik öğrenimine İstanbul Bele diye Konservatuvarında başladı. Rana Erksan ve Ferdi Statzer'in öğrencisi oldu. Kısa zamanda üstün yeteneğini belli etti ve olağanüstü yetenekli çocuklar için çıkartılmış olan 6660 sayılı yasa gereğince 1957 yılında Paris'e gönderildi. Paris Konservatuvarında piyano öğrenimini sürdürdü, Lucet te Descaves'in öğrencisi oldu. Okulu birincilikle bitirdi. Kariyerini geliştirmek amacıyla ayrıca ünlü piyanist ve pedagog Lazare Levy ile çalıştı.
Noel Gallon'dan armoni ve kontrpuan dersleri aldı. Paris'de bulunduğu süre içinde başarılı konserler verdi. Yurda döndükten sonra Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde birçok piyano konçertosunu seslendirdi, bazılarının Türkiye'de ilk seslendirilişini gerçekleştirdi. 1963 Kasım ayında Marguerite Long-Jaques Thibaud Uluslararası Piyano Konkuru'nda Paris kenti ödülünü kazandı. 1965' de Kanada Uluslararası Piyano Ya rışması'nda ikincilik kazandı. 1971' den sonra, dünyanın önemli müzik merkezlerine konuk sanatçı olarak davet edildi ve konserler verdi. Rudolf Serkin tarafından Malboro Festivaline çağrıldı. Müzik merkezlerindeki ünlü orkestralar eşliğinde konçertolar çal dı. Belgrad, Paris, Montreal ve Bükreş' de başarılar kazandı.
Devlet Sanatçısı Verda Erman, aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın solist sanatçısıdır. Orkestra'nın Avrupa turnelerine birçok kez katılmış ve verdiği konserler dış basında övgüyle karşılanmıştır.

İdil BİRET (Devlet Sanatçısı)



İlk piyano derslerini Fenmen'den aldı. TBMM'nin çıkardığı özel kanunla yedi yaşında Fransa'ya gönderildi. Nadia Boulanger'nin gözetiminde Paris Konservatuvarı'nın yüksek piyano, eşlikçilik ve oda müziği bölümlerini birincilikle bitirdi. Beş kıtayı kapsayan sayısız konserlerinde Boston Senfoni, Leningrad Filarmoni, Leipzig Gevvandhaus, Dresden Staats Kapelle, Sidney Senfoni, Tokyo Filarmoni, Paris Senfoni gibi orkestralarla Boult, Kempe, Keilberth, Sargent, Monteux, Leinsdorf, Scherchen, Rozhdestvensky, Mackerras gibi ünlü şeflerin yönetiminde çalmıştır. Montreal, Royan, Atina, Persepolis, Berlin, Ruhr dahil olmak üzere birçok uluslararası festivale katıldı. Gene "Uluslararası 1. İstanbul Festivalinde Yehudi Menuhin ile Beethoven'in sonatlarını, 1986 "Montpellier Festivali"nde Beethoven Senfonileri'nin Liszt tarafından yapılan piyano uyarlamalarının tamamını dünyada i|k kez dört konserde seslendirdi. Kraliçe Elisabeth (Belçika), Van Cliburn (ABD), Busoni (İtalya), Liszt (Almanya) gibi birçok uluslararası piyano yarışmasında jüri üyeliği yapan İdil Biret'in aldığı ödüller arasında "Lili-Boulanger" (Boston), "Harriet Cohen/Dinu Lipatti" (Londra), Polonya hükümetinin "kültür liyakât" ve Fransız hükümetinin "Chevalier de I'Ordre National de Merite" nişanları da bulunmaktadır. Biret 73 yılından beri Devlet Santçısıdır. Bugüne kadar seslendirdiği plakların sayısı 45 adet CD ile birlikte 60'ı aşmaktadır. Bunlar arasında plak tarihinde ilk kez komple proje halinde seslendirilen Beethoven/Liszt Senfonilerinin tamamı, Chopin'in bütün piyano eserleri, Brahms'ın bütün solo piyano eserleri ve konçertoları, Rachmaninof'un bütün piyano eserleri yer almaktadır. Bunlar pek çok eleştirmenin hayranlığı ile karşılanmış ve sanatçının "çağımızın en önde gelen piyano ustalarından biri" olarak nitelenmesine yol açmıştır. 95'te Chopin'in bütün eserleri dizisi Varşova'da yapılan "Chopin Plakları Büyük Ödülü" yarışmasında jüri özel ödülünü almıştır. Aynı yıl kaydettiği Fransız besteci Boulez'in üç sonatını içeren CD Paris'te yılın "Altın Diyapozon" ödülünü almış ve Le Monde gazetesi tarafından 95 yılının en iyi plakları arasına seçilmiştir. 97 yılında, 100. Ölüm Yıl Dönümü nedeniyle Brahms'ın tüm solo piyano eserlerini 5 konserlik bir dizide seslendirmiştir.


HÜSEYİN SERMET “DEVLET SANATÇISI, PİYANO”



1955 yılında İstanbul’da doğan Hüseyin Sermet müzik çalışmalarına yedi yaşında başlamıştır. 1965 yılında Ankara Devlet Konservatuarı’na giren sanatçı ünlü Türk müzikçileri ve bestecileri Ferhunde Erkin, Ulvi Cemal Erkin ve Ahmed Adnan Saygun ile çalıştı. Türk hükümetinin verdiği parasal destekle Hüseyin Sermet 1968 yılında Fransa’ya “Conservatoire Superieur de Musique de Paris”e gönderildi. Sermet, Olivier Messiaen ile kompozisyon çalıştı ve “Ecole Normale Superieure de Musigue” de Thierry ve Brunhoff’un derslerini izledi. Aynı zamanda Paris’de Nadia Boulanger ile de çalıştı. Sanatçı 1974 yılında Münih uluslararası oda müziği yarışmasını kazandı ve Lili Boulanger ödülünü aldı. 1975 yılında Maurice Ravel uluslararası yarışmasında üçüncülüğü elde etti ve bu bağlamda SACEM’in özel ödülünü aldı. Aynı yıl Paloma O’Shea uluslararası yarışmasında Lili Boulanger ödülü verildi. 1981 yılında İspanya’da Jaen ve Milano’da Ettore Pozzoli uluslararası yarışmalarında birincilik ödüllerini kazandı. 1983 yılında Brüksel Reine yarışmasında finalist oldu. İtalya’da Francesco Paolo Neglia yarışmasını aldı. 1985 yılında Zürih’de Geza Anda yarışması ödülünü elde etti. 1988 yılında İstanbul Boğaziçi Üniversitesi tarafından onursal doktor ilan edildi ve 1991 yılında devlet sanatçısı oldu. Hüseyin Sermet Milano, Venedik, Bolonya, Lizbon, Barselona, Valensiya, Zürih, Londra, Brüksel, Amsterdam, Paris (Champs-Elysee Tiyatrosu, Gaveau, Pleyel ve diğerleri) gibi hemen hemen bütün büyük Avrupa kentlerinde ve Meksika, ABD ve Japonya’da sahneye çıkmıştır.




Flüt öğrenimine Saki Şarıl ile başlayan sanatçı 1979 yılında üstün başarı ile konservatuvardan mezun oldu. Aynı yıl Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının üyesi oldu. Öğrenimine Viyana’da ve İtalyan hükümetinin davetlisi olarak Roma’da S. Cecilia Akademisinde devam etti. Prof. Werner Tripp, Prof. Ançillotti, Prof. Vinçenzoni, Prof. Balboni, James Galway gibi ünlü ustalarla solistlik kariyer çalışmaları yaptı. A.D. Konservatuvarında y.doçent olarak 5 sene flüt öğretmenliği yaptı. İtalya’da çeşitli konserler veren sanatçı 1981 yılında Veletri Primavera Musicale’ye katılarak yorumculuk ödülü aldı. 1985 yılında Viyana’da Doblinger Uluslararası Flüt yarışmasında 3. olan sanatçı 1986 yılında aynı yarışmada dünya birincisi oldu. Beethoven’in evinde ödül alarak konser verdi. Avusturya televizyonu “ORF” sanatçıya programlarında çeşitli defalar yer verdi. ABD’nde konser turneleri yapan sanatçı Washington D.C.W.G.M.S. radyosunda Yunus Emre’yi tanıtan bir program yaptı. Dünya’nın en meşhur konser salonu olarak bilinen “CARNEGIE HALL (WEILL HALL)”de özellikle Türk eserlerinin çok beğenildiği bir konser verdi ve çok başarılı bir eleştiriler aldı. New York’ta “LINCOLN CENTER” da verdiği başarılı resitale Amerikan basını geniş yer verdi. İsrail’deki faaliyetleri sırasında ünlü şef Zubin Mehta sanatçıyı dünya müzik otoritelerine ve basına takdim etti. D. Ashkenazy ile Northern Sinfonia orkestrası eşliğinde bir CD dolduran sanatçının CD’leri dünya katologlarına girerek dünya çapında dağıtılmaktadır.
Şefika Kutluer, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Senfoni Orkestrası’nın Flüt solistidir.


EMEÇ MEHVEŞ



1963’de doğdu. Piyanoya Rana Erksan ile başladı. İlk konserini beş yaşında verdi. 1968’de İstanbul Belediye Konservatuvarına girdi. Ferdi Statzer’in öğrencisi oldu, 1978’de Konservatuvarı bitirdi. Salzburg’daki Mozarteum Yüksek Müzik Okulu’nun sınavlarını kazandı, Peter Lang’ın öğrencisi oldu. 12. İstanbul Festivaline solist olarak katıldı. 1983’de Avusturya’da Bösendorfer piyano ödülünü kazanan Emeç, Ayşegül Sarıca ile piyano ve G. Winberger ile kompozisyon çalıştı.

YEŞİM GÖKALP



1966 yılında İzmir’de doğdu. 8 yaşında iken Ankara Devlet Konservatuvarı “Piyano Bölümüne” girerek Prof. Ayşe Savaşır’ın öğrencisi oldu. Sınıf atlayarak 1982-1983 öğretim yılında konservatuvarın yüksek devresinden pekiyi derece ile mezun oldu.
Aynı yıl “Devlet Bursu” kazanarak F. Almanya’da ihtisas öğrenimini yapma hakkı elde etti. Prof. Dr. B. EBERT’le çalıştı. Köln ve Detmold Yüksek Müzik Akademileri’ ndeki öğrenimini Prof. G. LUDVIG ve W. KASSEBAUM’la tamamlayarak 1990 yılında “Sanatta Olgunluk” diploması aldı. Amadeus Kuartet ile oda müziği çalışmaları yaptı.
İlk konserini 16 yaşında İzmir Devlet Senfoni Orkestrası eşliğinde veren sanatçı, yurtiçi konserlerinin yanı sıra Almanya, Fransa ve Rusya Federasyonu’nun çeşitli kentlerinde de konser ve resitaller verdi. Bunun yanı sıra Prof. Hikmet Şimşek, Rengim Gökmen, Ender Sakpınar, Erol Erdinç, Borislav Ivanov, Marek Pıjarowski, Tadeus Strugala, Jose Conta, Robert Janssens gibi yabancı ve Türk şefler ile konserler verdi. Köln Senfoni Orkestrası ve KVB Orkestrası ile yapılan konserleri Belçika televizyonundan ve WDR tarafından yayınlandı. St. Petersburg Senfoni Orkestrası eşliğinde CD kaydı yaptı. GÖKALP halen İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Solist sanatçısıdır ve çalışmalarına son olarak Almanya’da Renate Kreitchmar Fischer ile devam etmiştir.

TUNCAY YILMAZ ‘KEMAN’



20. yüzyılın önemli müzisyen ve pedagoglarından biri olan Andre Getrler ekolünün en genç solist kemancılarından birisi olarak tanınan Tuncay Yılmaz, İzmir’de doğdu. Küçük yaşta keman çalışmalarına başladı ve solist olarak ilk konserini henüz öğrenci iken, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası eşliğinde P. Hindemith’in Keman Konçertosu’nun Türkiye’deki ilk yorumunu gerçekleştirerek verdi. Ankara Devlet Konservatuvarı’ndan mezun olduktan sonra Alman Devlet Bursu’nu (DAAD) kazanan Yılmaz, Freiburg ve Saarland’da solistlik sınıflarına kabul edilerek 7 yıl süreyle öğrenim gördü ve Almanya’da en yüksek derece sayılan ‘Solist’ ünvanı taşıyan diplomayı aldı. Avrupa’daki öğrenim yıllarında Almanya-Louis Spohr Keman Yarışması’nda ‘En İyi Schumann Yorumcusu’ ödülünü, Dünya Mozart Yılı’nda Mozart’ın 5. Keman Konçertosu yorumundan dolayı Saarland Üniversitesi tarafından verilen ‘Mozart Onur Ödülü’nü kazandı. İsviçre Tibor Varga Yarışması ve Berlin-Mendelssohn Yarışması’nda finalist oldu. Bu başarıların ardından, Türkiye, Avrupa ve ABD’de önemli orkestralar eşliğinde çaldı. Bunlardan bazıları, Stuttgart Oda Orkestrası, Moskova Viva Oda Orkestrası, Saarland Radyo Senfoni, BBC Concert Orhestra, West Virginia Symphony, İstanbul ve İzmir Devlet Senfoni Orkestrasıdır. Londra, Berlin, Frankfurt, Zürih, Köln, Barselona, Boston, Chicago, İstanbul, Ankara, Abu Dhabi, Monte Carlo, ve New York (Carnegie Hall) gibi önemli merkezlerde vermiş olduğu başarılı konser ve resitaller ile dikkat çeken sanatçı, bir çok uluslararası radyo ve TV kayıtları gerçekleştirdi. Eğitimi süresince Nicolai, Eralp, Marschner ve Epstein ile çalışan Yılmaz, Ashkenazy ve Perlman tarafından verilen ‘Yorum Kursları’na da kabul edildi.
Uluslararası çalışmalarını ve başarılı kariyerini ülkemizde sürdüren Tuncay Yılmaz, 1996 yılından beri T. C. Kültür ve Turizm Bakanlığı İzmir Devlet Senfoni Orkestrası keman solist sanatçısıdır. Cumhuriyetin 75. Yılı kutlamaları çerçevesinde ülkemizi Monte Carlo’da, ünlü Salle Garnier’de temsil etmiş ve dünyanın en prestijli gazetelerinden biri olan Nice Matin Yılmaz için ‘Olağanüstü bir solist kemancı, kemanın prensi…. ‘deyimini kullanarak söz etmiştir. Sanatçının repertuarında Bartok, Beethoven, Brahms, Berg, Mendelssohn ve Bruch gibi önemli kençertolar ve bir çok keman /piyano sonatları bulunmaktadır.
Tuncay Yılmaz’ın ilk uluslararası CD’si New York’da kaydedildi ve 2001 yılında Universal Müzik etiketiyle piyasaya sürüldü. CD, Elgar ve Franck sonatlarını içermektedir.

ERDEN BİLGEN




Selim Bilgen ve Ankara Devlet Operası 1. trompetçisi Cemal Cimcoz ile başlayan Erden Bilgen,1964 yılından itibaren İzmir Devlet Konservatuvarı’nda Hermann Neuling ve Hans Nicolai ile beş yıl,1969/71 yılları arasında da Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Jean Claude Bayeaux ile iki yıl çalışarak mezun oldu.

1971/78 yılları arasında Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda yedi yıl trompetçi olarak çalıştı. Bu dönemde,birçok tv ve radyo proğramında, müziğin bütün türlerinde (Klasik Türk ve Batı,Türk Halk,Pop,Caz) bestelenmiş olan eserleri seslendirdi.

1978 yılında Düsseldorfer Musikhochschule'de Prof.R.Lodenkemper ile trompet üzerine master çalışması yaptı, ayni okulda Prof.W.Trommer'in orkestra şefliği derslerine katıldı.1979/80 yıllarında Essen Filarmoni (Essener Philarmoniker) Orkestrası’nda 1.trompetçi, 1981/89 yılları arasında Freiburg Müzik Okulu ve Pedagoji Akademisinde trompet,Stuttgart Müzik Akademisi’nde solfej dersi verdi..Alman çağdaş müzik grubu "Avance" ile çağdaş bestelerin ilk seslendirilişini gerçekleştirdi..Yurt dışında yapılan “Enstruman Seminerlerinde, "üfleme tekniği" ve "eserlerin yorumu” üzerine yapılan etüdlerde, tüm bakır enstrumanlara başkanlık etti.

1985 yılında Freiburg caz okulunun kurucu üyesi olarak görev aldı ve ayni okulda trompet dersi verdi.

1991 yılında sanatçıya Kültür Bakanlığı tarafından Solist Sanatçı (Devlet Solisti) ünvanı verilmiştir.

Almanya,Avusturya,İsviçre,İtalya,İngiltere,İspanya ,Portekiz,Belçika,Fransa,Monako,İsveç,DanimarkaYun anistan,ÇekCumhuriyeti,Romanya,Litvanya,Macaristan ,Fas,Tunus,Katar,Umman,Mısır,Amerika,Kanada,Meksik a,Avustralya,Yeni Zelanda Hawaii’de birçok festival ve konsere solist olarak katıldı.

Erden Bilgen,Türk Makamları’ndan oluşan kendi besteleri ile yurt dışında festivallere katılmış, çeşitli orkestralar ile birlikte hem şef hemde solist olarak konserler vermiştir.Türk ve yabancı bestecilerin kendisine ithaf edilen eserlerinin ilk çalınışlarını orkestralar eşliğinde gerçekleştirmiş ,Cd kayıtlarını yapmıştır.

”Dialog” isimli, hicaz ve nikriz makamında yapmış olduğu kendi bestesini,Berlin Radyo Senfoni Orkestrası eşliğinde Almanya’da solist olarak seslendirmiştir. Bu eser ve Ensemble De Cologne eşliğinde seslendirdiği barok trompet konçertoları, “Erden Bilgen Plays Music for Trumpet” Cd'sinde yer almaktadır.Ayrıca, Yeni Zelandalı besteci Gary Daverna’nın kendisine ithaf ettiği “Gallipoli” Gelibolu Rapsodisi adlı eserinin Moravian Filarmoni Orkestrası eşliğindeki yapılan CD kaydında, Erden Bilgen trompet solisti olarak yer almıştır.

Erden Bilgen İzmir Devlet Senfoni Orkestrası Solist Sanatçısı’dır.


sanatçısı görevini sürdürmektedir.

GÜLGÜN AKAGÜN SARISÖZEN




Viyolonsele; Ankara Devlet Konservatuvarı’nda Nusret KAYAR’ın öğrencisi olarak başladı, viyolonsel yüksek bölümünden 1978 yılında pekiyi derece ile mezun oldu. Aynı yıl Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve TRT Ankara oda Orkestrası’na girdi. Bir süre Ankara Devlet Konservatuvarı’nda öğretmenlik yaptı.
1980 yılında başladığı solistlik faaliyetlerini aralıksız olarak sürdürerek, çeşitli orkestralar eşliğinde yerli ve yabancı şeflerle birlikte birçok konser ve resital verdi, olumlu kritikler aldı.
1982 yılında İstanbul’da düzenlenen viyolonsel yarışmasında ikincilik ödülünü kazandı.
1985 yılında kurdukları “Anadolu Yaylı Sazlar Dörtlüsü” ile birlikte yurt içinde ve yurtdışındaki belli başlı sanat merkezlerinde birçok konser yaptı.
Solistlik çalışmaları ile birlikte CSO’ndaki Viyolonsel Grup Şef Yardımcılığı görevini onsekiz yıl sürdürdü. 1996 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası’na solist sanatçı olarak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Mart 2010       Mesaj #15
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
dünyaca ünlü müzisyenlere örnek istiyorum
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Nisan 2010       Mesaj #16
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

turk muzisyen isimleri

fadsfasdasdasdasdas
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Nisan 2010       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
dünyaca ünlü müzisyenlerimiz kimlerdir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Nisan 2010       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

dünyaca ünlü müzisyenlerimiz kimlerdir?


Dünyaca Ünlü Türk Müzisyenler


Avrupa’da İlk Türk müzisyenler: Mehter takımı

Avrupa Türk müziği ve müzisyenleriyle ciddi anlamda ilk kez 1683 yılındaki İkinci Viyana Kuşatması sayesinde tanıştı. Bu askeri olaydan Avusturya – Alman kültürünün en önemli kazanımı Mehter esinli “Alla Turca” tarzı müzik oldu. “Alla Turca” bugün konser salonlarında, operaevlerinde, kasetlerde, CD’lerde canlılığını sürdürüyor.
Kuşatma sonrası barış döneminde, 1699′da büyük bir Osmanlı Heyeti Viyana’yı ziyaret etti. Osmanlı Gösteri Takımı’nın yer aldığı ve günümüze gravürlerle taşınan bu ziyaret sırasında, Mehter Takımı günde beş vakit Viyana’da Osmanlı Sefareti’nin önünde “nöbet vurdu” ve büyük ilgiyle karşılandı. Viyana halkının ve bestecilerin de ilgiyle izlediği bu halk konserlerinin de etkisiyle “Alla Turca €? stili Viyana’da doğdu. M. Haydn, W. A. Mozart, L.V. Beethoven, C. W. Glück başta olmak üzere pek çok besteci mehterden esinlenerek yapıtlar bestelediler.

Musika-i Humayun’dan CSO’ya

Mehter takımının Viyana önlerinde kendini göstermesinden tam 234 yıl sonra, bu kez Musika- Humayün, barışcıl amaçlarla Avrupa’da izlenen Türk müzisyenler oldular. 1917′de İstanbul’a gelerek Kızılay yararına konserler veren Macar ve Alman orkestralarına karşılık olarak sadrazam Talat Paşa, Musika-İ Hümayun’u Avrupa’ya turneye gönderdi, Türk müzisyenler Sofya, Berlin, Dresden, Münih, Viyana ve Budapeşte’de konserler vererek, “Türklerin başta Beethoven olmak üzere Avrupa’nın müziğini başarıyla icra edebildiğini” gösterdiler.
Cumhuriyet döneminde, Atatürk tarafından Ankara’ya alınarak Riyaseticumhur Filarmoni Orkestrası’na (Bugünkü CSO) dönüştürülen orkestra üyeleri, 1926′da Avrupa kıyı kentlerine düzenlenen sergi vapuru turnesinde yer alarak, genç Cumhuriyetin çağdaş, batılı yüzünü gösterdiler. Dokuz yıl önce karşılarında fesli müzisyenler gören Avrupa, bu kez sivil giysiler içindeki Türk müzisyenleriyle karşılaştı. Giderek sayıları artan Türk devlet orkestraları, operaları, baleleri ve özel orkestralar, günümüze kadar değişik Avrupa ülkelerinde gerçekleştirdikleri turnelerle Türk müzisyenlerin Batı müziği icrasındaki gelişimini sergilediler.

Flütçü Saffet Bey ve Rey

Batı’nın Türk askeri müziğinden etkilenmesinden yıllar sonra, Batı etkisinin Osmanlı’da kendini göstermesi, Mehterhane’nin Musika-i Hümayun’a dönüştürülmesi, Batı tarzı bando ve orkestranın oluşturulmasını (1826), eğitim amacıyla Batı’ya devlet tarafından bir müzisyenin gönderilmesi izledi. Avrupa’ya gönderilen ilk Türk müzisyeni kıdemli yüzbaşı, flütist Saffet Bey 1886′da gittiği Paris’te müzik teorisi ve solfej çalıştı, döndükten sonra ilk solfej kitabını yazdı.
Osmanlının son döneminde Avrupa’da bir başka önemli Türk, babasının siyasetteki durumu nedeniyle Paris’e taşınmak zorunda kalmasıyla müzik dehası keşfedilen Cemal Reşit Rey’dir. Paris ve Cenevre Konservatuvarlarında öğrenim gören Cemal Reşit Rey, Türkiye’ye Cumhuriyetin ilanından iki hafta önce dönerek İstanbul’da, öğretmenliğe başladı. Cemal Reşit Rey, Cumhuriyet’in müzik yaşamına yetiştirdiği öğrenciler ve yapıtlarıyla önemli katkılarda bulunmuş isimlerden biridir.

Cumhuriyet’in Gençleri

Flütçü Saffet Bey’den 98 yıl sonra, Cumhuriyet rejimi Atatürk’ün direktifiyle 1924 yılından itibaren, sınav açarak müzik eğitimi görmek üzere Avrupa ülkelerine gençler göndermeye başladı. Bu gençlerin arasında CSO’nun şefi ve İstiklal Marşı bestecisi Osman Zeki Bey’in oğlu olan Ekrem Zeki Ün (1924-1930), Ulvi Cemal Erkin (1925-1930), Necil Kazım Akses (1926-1934), Ferit Alnar (1927-1932) ve Ahmet Adnan Saygun (1928-1931) yılları arasında çeşitli Avrupa ülkelerinde müzik eğitimi gördükten sonra yurda döndüler. Yurt dışında aynı dönemde eğitim görenler arasında Necdet Remzi Atak, Ferhunde Atak Erkin, Nurullah Taşkıran gibi isimler de bulunmaktadır.

Hârika Çocuklar

1940′lı yıllarda Avrupa’ya bu kez bir “dâhi” ve bir “yetenekli” çocuk, eğitim amacıyla gönderildi. İsmet İnönü’nün Cumhurbaşkanlığı döneminde özel ilgisi ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in gayretleriyle, tüm yabancı otoriteler tarafından da “genius/dahi” olarak nitelendirilen İdil Biret (piyano) ve yetenekleri otoritelerce takdir edilen Suna Kan’ın (keman) yabancı ülkelerde müzik eğitimine gönderilmesine ilişkin yasa çıkartıldı (1948). Yasa sekiz yıl sonra, başka yetenekli çocukları da kapsayacak biçimde genişletilerek yeniden düzenlendi (1956). Kısaca “Hârika Çocuklar Yasası” olarak adlandırılan 6660 Sayılı Yasa kapsamına alınan sanatçılarımız saptayabildiğimiz kadarıyla şöyle sıralanıyor:
Piyano: İdil Biret, Verda Erman, Ateş Pars, Fuat Kent, Selman Ada ( aynı zamanda kompozisyon), Gülsin Onay, Hüseyin Sermet, Emrecan Yavuz (Kapsama alındı, yurtdışına gönderilemedi) Keman: Suna Kan, İsmail Aşan, Tunç Ünver Burada “saptayabildiğim kadarıyla €? deyimini kullanmamın nedeni, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlıklarından bugüne kadar doğru bir liste almanın mümkün olmayışıdır. Örneğin ailesinin olanaklarıyla Avrupa’da eğitim gören ünlü kemancımız Ayla Erduran ile piyanistimiz Ayşegül Sarıca verilen listede sanki 6660 sayılı yasadan yararlanmış gibi gösterilmiştir.
Kaynak yetersizliği gerekçesiyle 6660 sayılı yasa işlemez hale getirilince, Mithat Fenmen ve İlhan Baran’ın gayretleriyle üstün yetenekli çocukların Ankara Devlet Konservatuvarında değişik bir programla yetiştirilmesi için hazırlanan ve Bakanlar Kurulu kararıyla 1976′da kabul edilen “özel statü” ile 6660 sayılı yasa ve MEB tarafından verilen devlet bursu, kimilerince karıştırılmaktadır.
MEB Bursuyla giden Tuluyhan Uğurlu, Taşkın Oray gibi müzisyenler, yukardaki her iki gruba da girmemekte, doğrudan bakanlık tarafından sınav açılarak verilen devlet bursundan yararlananlar arasında bulunmaktadırlar.
Türk müzisyenlerin Avrupa’ya gidiş nedenleri:
Müzikçilerimiz değişik nedenlerle Avrupa’ya gitmişler, gene farklı nedenlerle dönmüş veya kalarak müzik yaşamlarını orada ürdürmüşlerdir. Avrupa’daki Türk müzisyenleri şu gruplarda toplayabiliriz:
Devlet tarafından gönderilen ve dönmeyerek bursu ödeyip Avrupa’da yerleşenler.
Başka burslar kazanarak gidip kalanlar.
Kendi olanaklarıyla gidip, eğitim gören ve iş bulanlar
Avrupa’da çalışan Türk ailelerin ikinci, üçüncü kuşak çocukları Türkiye’deki müzik yaşamının, ülkenin genel koşulları içinde giderek olumsuzluklardan daha çok etkilenmesi, müzik öğrenimi gören gençleri Avrupa’ya gitme yolu araştırmaya yöneltiyor. Kompozisyon ve çalgıcılık dallarında farklılıklar gösterse de nedenleri şöyle sıralayabiliriz.
Türkiye’deki konservatuvarlarda, eğitimini daha ileriye götürebileceğine inanmamak
İleri düzeyde müzik eğitimi alabilmek ve dalında sivrilmiş ünlü eğitimcilerle çalışabilmek
Değişik ekol ve tarzları tanımak
Türkiye’de devlet sanat kurumlarında kadrolara vize verilip yeterli sınav açılmaması nedeniyle, işsiz kalma durumu
İş bularak Avrupa orkestralarında veya üniversitelerinde çalışmak Almanya ve DAAD BursuTürk müzisyenlerin en yaygın biçimde bulundukları ülke Federal Almanya. Türkiye’den Almanya’ya giden Türk müzisyenlerin pek çoğunun ilk çıkış noktası DAAD bursu oluyor.
Alman Akademik Değişim Servisi (DAAD), yabancı başvuru sahiplerine güzel sanatlar, dizayn, sinema, müzik, mimarlık, sahne sanatları, reji, dans ve koreografi alanlarında Almanya’daki bir Devlet Yüksek Okulunda, mezuniyet dışında, derinlemesine araştırma olanakları sunuyor. Burs süresi bir öğretim yılı ama, özel durumlarda başvuru üzerine uzatılabiliyor. Burs başlangıcında 32 yaşını geçmemiş olmak gerekiyor.
Burs miktarı aylık 715 €. Gerektiğinde aileler için ek ödeme ve kira yardımı da yapılıyor. Ayrıca yolculuk ve bagaj giderleriyle, hastalık sigortası da DAAD tarafından ödeniyor.
Araştırmaya yönelik eğitim için verilen burslar genellikle kendi ülkelerindeki tüm eğitim olanaklarından yararlanmış ve bu süreci bitirme sınavıyla tamamlamış adaylar için öngörülüyor. Müzikcinin branşına göre kayıt, partisyon, video benzeri materyal isteniyor ve bu Alman konservatuvarlarından uzman bir kurul tarafından izlenerek başvurular değerlendiriliyor.
Alman Kültür dairesi’nin kayıtlarına göre 1985 yılından bu yana toplam 85 Türk müzisyeni DAAD bursundan yararlanmış. DAAD bursundan yararlanarak Almanya’ya giden müzisyenlerin bazıları, orada kalmış durumda. Çoğunluğun ise Türkiye’ye dönerek orkestra, opera ve eğitim kurumlarında görevlerine devam ettikleri gözleniyor.

Günümüze kadar DAAD bursundan yararlananlar arasında, dikkati çeken isimler şunlar:
Fazıl Say, Özgür Aydın, Emre Elivar, Aylin Çakıcı, Ergican Saydam (piyano), Mahir Çakar (korno), Oktay Dalaysel, Reyyan Yücelen, Aslı Özsoy, Emre Tamer, Tuncay Yılmaz(keman), Koral Çalgan (Viyola), Osman Mumcuoğlu, Onur Özkaya (kontrabas), Güzin Bilgen, İrfani Özdemir(obua), Gülşen Tatü, Songül Özdemir Siedel (flüt), Remziye Tanrıkulu ve Hülya Saydam (şan)
DAAD bursundan yararlananlar arasında bugün hayatta olmayan piyanistlerimiz Gülay Uğurata ile Vedat Kosal da bulunuyor. Uğurata Türkiye’ye dönmüş, Kosal ise Münih’e yerleşerek konser piyanisti olarak Almanya’da çalışmaya başlamıştı.

Özel bir örnek: Betin Güneş
DAAD bursuyla Almanya’ya giderek orada kalıp tutunma başarısı gösteren en önemli isim kompozisyon ve orkestra şefliği alanında sivrilen Betin Güneş’tir. Besteci, orkestra şefi, piyanist ve tromboncu olarak etkinliğini sürdüren Güneş, 1980′den beri profesyonel müzikçi kimliğiyle Almanya’da yaşıyor.
Köln Müzik Yüksek Okulu’nu bitiren, çeşitli yarışmalarda başarı elde eden Güneş, 1988′de Köln Senfoni Orkestrası’nın kurulmasına öncülük etti. Halen bu bu orkestranın sanat yönetmeni ve şefi. Ayrıca, Salih Yiğit’le birlikte kurduğu Mondial Filarmonik Orkestrası’nın da şefi.
Avrupa’da çalgıcılık yapan Türk müzisyenlerden oluşturduğu bir orkestrayla 1997′de Eskişehir Festivali’nin açılış konserini yapmıştı. Güneş’in tüm besteleri yurtdışında seslendirildi ve CD olarak yayımlandı. Bunların bir bölümü çeşitli Avrupa kurumlarının siparişleri üzerine yapıldı. Eserleri İsviçre’deki Edition Marc Reift tarafından yayımlanıyor.
Betin Güneş, Türkiye’den önce Avrupa Birliği’ne tam olarak girebilmeyi başaran Türk müzisyenlerin başında geliyor.
Koblenz Oda Orkestrası’nın başkemancısı Sedat Şen de DAAD bursundan yararlanıp, Almanya’da kalarak tutunma başarısı gösterenlerden. Halen eski DAAD bursiyerlerinden genç piyanistlerimiz Özgür Aydın ile Emre Elivar, konser piyanisti olarak etkinliklerini Berlin merkezli olarak sürdürüyorlar.
Örneğin Özgür Aydın 17-18 ve 24-25 Mart 2006 günleri Beethoven’in beş piyano konçertosunu Almanya’nın Braunschweig ve Wolfenbüttel kentlerinde In-Kun Park yönetimindeki Braunschweig orkestrası eşliğinde seslendirdi.
Bir başka önemli örnek obua sanatçısı ve hocası Taşkın Oray. İzmir Devlet Konservatuvarını bitirdikten sonra 1969′da MEB devlet bursuyla Essen’deki Folkwang Müzik Yüksek Okulu’nda öğrenim gören Taşkın Oray, yarışmalarda ve konserlerde büyük başarı gösterdi. Düseldorf Senfoni’nin solo obuacısı olan Oray, Schuman Müzik Yüksek Okulu’nda ders veriyor. Ayrıca yöredeki oda müziği çalışmaları ile dikkati çekiyor.
Almanya’ya CSO’dan ayrılarak gelen kemancı Erol Aygün de, uzun yıllar çeşitli orkestralarda keman çaldı, halen Gerbrunn’da yaşıyor ve zaman zaman gelerek Başkent Üniversitesi’nde oda müziği çalışmaları yaptırıyor.

Yiğit Aydın ve Sinem Altan
Almanya’da öğrenim veya akademik çalışma sürdürürken, bir yandan da bestecilik etkinliğinde bulunan Yiğit Aydın ile Sinem Altan da önemli birer örnek.
Ankara Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü ile ODTÜ Makine Mühendisliği bölümü mezunu, ODTÜ Sosyoloji masterlı Yiğit Aydın; halen Almanya’da, Frankfurt’ta yaşıyor. Marburg Müzikbilimleri Enstitüsü’ndeki doktora çalışmalarını Sabine Henze-Döhring yönetiminde sürdürerek “Yeni Türk Müziği €? konusunda bir tez hazırlıyor. Bestecilik verimi ise Eczacıbaşı Beste Yarışmasını iki kez üstüste kazanmasını sağladı. Son olarak 2005′te Uluslararası Ankara Müzik Festivali’nde Anders başlıklı piyano ve yaylılar için eseri dünya prömiyeri yaptı. Almanya’da seslendirilen oda müziği eserleri de ilgiyle karşılanıyor.
Sinem Altan ise çok genç bir besteci, henüz 20yaşında. Bilkent’te okurken Arif Melikov’un dikkatini çeken Sinem Altan, Doğramacı Bursu’yla 11 yaşındayken gittiği Berlin’de kompozisyon alanında iki önemli okulda UDBerlin Güzel Sanatlar Üniversitesi ve Hans Eislerr Müzik Akademisi’nde paralel olarak öğretimini sürdürürken, besteleri çeşitli müzik gruplarınca seslendiriliyor ve siparişler alıyor. Ayrıca eserlerinin seslendirilmesinde piyanist olarak da dikkati çekiyor. Son olarak sipariş üzerine yazdığı “Mesir Macunu €? adlı operası Berlin’de sahnelendi ve büyük ilgiyle karşılandı.
Genç Kontrabasçılar Kontrabasçı genç Orçun Mumcuoğlu ise Ankara Devlet konservatuvarı’nı bitirdikten sonra, daha ileri öğretim görmek ve sanatını icra etmek üzere kendi olanaklarıyla Almanya’ya giden bir müzisyen. Son olarak, sınavını kazandığı Almanya’nın önemli orkestralarından Bamberg Senfoni’de yapılan oylamada, oybirliğiyle orkestranın asil üyeliğine kabul edildi.
Bir başka kontrabasçı Onur Özkaya DAAD bursuyla gittiği Almanya’da halen Mahler Oda Orkestrası üyesi. Bir başka genç kontrabasçı Burak Marlalı Freiburg’da hem orkestra’da çalıyor, hem de yüksek lisans çalışması yapıyor. Marlalı Türkiye’deki orkestralarla da kontrabas solisti olarak konserler verdi.

Almanya’dan seçme örnekler

Almanya’dan bazı seçme örnekleri şöyle sıralayabiliriz:
Detmold merkezli olarak çeşitli konser ve festivallere davet edilerek katılan, bu arada Türk bestecilerinin yapıtlarını konserlerinde seslendirerek Çağdaş Türk Müziği’nin tanıtımına önemli katkı sağlayan piyanist Yeşim Gökalp,
Frankfurt opera orkestrasında solo kornist, Mahir Çakar öğrencilerinden Mahir Kalmik,
Münster Opera Orkestrası kemancılarından ve Münster Oda Orkestrası konzertmeisterlerinden, her yıl Türkiye’de birkaç kez solo çalan kemancı Muharrem Cenker,
Türkiye’de hiç tanınmayan ancak genç yaşta Almanya’da profesör olarak Duesseldorf Müzik Yüksek Okulunda ders veren, Prof. Altuğ Ünlü,
Egitimini Saarbrucken’de TEV bursiyeri olarak tamamlayan, solo konserler veren, Maxim Vengerov’un asistanlığını yapan Özcan Ulucan,
Gene TEV bursiyeri olan ve ağabeyi Özcan Ulucan’la oda müziği konserleri veren Birsen Ulucan,
Detmold’te eğitim gördükten sonra Kassel Operasi ikinci keman grup şef yardımcısı olarak çalışan Elvan Baran,
Almanya’da lutiye olarak sivrilen Ahmet İyidoğan’ı da ihmal etmemek gerek.

Avusturya’daki Türk müzikçiler

Avusturya’da da, Almanya kadar olmasa da, çoğu Viyana’da olmak üzere hayli Türk müzisyen bulunuyor.
6660 Sayılı yasadan yararlandırılarak yurt dışında eğitim gören Fuat Kent, Avusturya’da çağdaş müzik alanında önde gelen piyanistlerden. Yeni Sanat adlı bir topluluğu var. Amerikalı besteci Crumb’un yapıtlarının Avrupa’da tanıtılmasında önemli rol oynadı, kayıtlar yaptı. Halen Voralberg Konservatuvarı’nda ders vermeyi sürdürüyor.
Ertuğrul Sevsay, Türkiye’de daha çok Avusturya’da kurduğu tango orkestrasıyla verdiği konserlerle tanındı. Sevsay, Viyana Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde kompozisyon bölümünde orkestrasyon dersleri veriyor. Yeni bir ders kitabı yayımladı.
Aynı üniversitede yıllardır Pedagoji bölümünde ders veren Prof. Inci Häusler Altınok, Viyana’daki Türk müzik öğrencileri ve müzisyenleri arasında çok iyi tanınan, fahri kültür ateşesi gibi çalışan bir isim.
Can Aksel Akın, genç bir besteci olarak, hem Viyana Müzik ve Sahne sanatları Üniversitesi’nde doktora çalışması sürdürüyor, hem de besteci olarak değişik alanlarda Avusturya’nın müzik yaşamına katkıda bulunuyor. 2005 Eczacıbaşı Beste Yarışması’nda ikinciliği elde etti. Çeşitli kombinasyonlar için çok sayıda oda müziği eseri Avusturya ve İsviçre’de seslendirildi. Ayrıca besteci olarak Türkiye’yi çeşitli festivallerde temsil ediyor. 2006 yaz aylarında Uluslararasi Allegro Vivo Oda Müziği Festivali’nin açılışında ve ayrıca iki konserde seslendirilmek üzere “Ney solo, Keman solo, Yaylılar ve Vurmalılar İçin €? yaklasik 20 dakikalık bir müzik besteliyor. Ney soloyu Avrupa’daki bir başka müzikçimiz Kudsi Erguner seslendirecek. Böyle bir yapıtın bestelenip seslendirilmesi Avusturya Cumhurbaşkanlığı’nca da destekleniyor.
Piyanist Kamerhan Turan, Viyana Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde ders veriyor. Davet aldığı çeşitli orkestralarla solistlik etkinliğini ve Şölen Dikener (ABD- çello), Hülya Saydam (Türkiye- mezzosoprano) başta olmak üzere çeşitli Türk solocularla oda müziği çalışmalarını sürdürüyor.
Atilla Aldemir solo kemancı olarak konserler veriyor. Engin Yafet, Halk Operası Orkestrası ikinci keman grup şefi…
İki piyanoda Ferhan-Ferzan Önder çalışmalarını Avrupa ağırlıklı olarak çeşitli orkestralar eşliğinde iki piyano için yazılmış eserleri seslendiriyor, ayrıca resitaller veriyorlar..
Seçil İlker sınavı kazanarak Viyana Operası’na bu yıl girdi, Viyana Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde master yapıyor.
Didem(mezzo) ve Sinem(soprano) Balık Kardeşler, İstemihan Talay’ın Kültür Bakanlığı döneminde sağlanan bir destekle gittikleri Viyana’da, “opera ikizleri €? olarak konserlerle müzik yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.

Hollanda’daki besteci ve yorumcularımız

Hollanda gerek yüzölçümü, gerek nüfus itibariyle küçük bir ülke olmasına karşın, özellikle yeni müzik ve caz alanında genç Türk bestecilerinin kendilerini geliştirmek için seçtikleri bir cazibe merkezi. Çünkü konservatuvarlarında özellikle yeni ve elektronik müzik alanlarında önemli hocalar ve teknik olanaklar bulunuyor.
Hollanda’da yerleşik Türk müzisyenler içinde en eskisi viyolacı İmer Saraçoğlu. 1969′da sınav kazanarak, CSO’dan ayrılıp Amsterdam Concertgebauw orkestrasına girdi ve 30 yılı aşkın orkestrada çalıştı. Piyanist ve besteci Meliha Doğuduyal da yüksek lisansını bestecilik alanında Hollanda’da yaptı. Son olarak bir eseri Orkestra@Modern tarafından Ankara’da seslendirildi. Zaman zaman Türkiye’deki devlet orkestralarıyla konser veriyor. Şirin Pancaroğlu için arp parçaları yazıyor.
Türkiye’de çeşitli sahne müzikleri yazmış olan Selim Doğru, Utrecht ve Rotterdam Konservatuvarlarında kompozisyon bölümlerinde lisans ve yüksek lisans çalışmalarını tamamlamış, sürekli sipariş alan, sahne müzikleri ve konser parçaları çeşitli topluluklarca seslendirilen bir besteci. Yapıtları yeni müzik ve elektronik müzik alanlarında yoğunlaşıyor. Selim Doğru’nun eserleri Hollanda, Türkiye, Almanya, Belçika ve İsviçre’de seslendiriliyor..
Uğraş Durmuş, Bilkent kompozisyon bölümü sonrası Rotterdam Konservatuvarı kompozisyon bölümünü bitiren ve Amsterdam Konservatuvarında yüksek lisansta ünlü Theo Loevendie’nin sınıfından bu yaz mezun olacak bir başka genç besteci. Eserleri çeşitli topluluklarca çalınıyor ve siparişler alıyor. Son olarak Hollanda Besteciler Birliği’ce iki yılda bir düzenlenen Henriette Bosmans Kompozisyon Yarışması’nı kazanarak önemli bir başarı elde etti. Dönerek Türkiye’de doktora ve beste yapmayı amaçlıyor.
Esra Pehlivanlı, ADK’nu bitirdikten sonra ünlü viyolacı ve besteci Michel Kugel’la çalışmak üzere Belçika’ya giden, Belçika ve Hollanda’daki kraliyet konservatuvarlarında lisans ve solistlik bölümlerini bitirerek Hollanda’da yerleşen bir genç viyolacımız. Avrupa’da çeşitli yarışmalarda derece aldı. Esra halen Hollanda’da yaşıyor ve bağımsız bir viyola solisti olarak Avrupa ülkelerinde verdiği solo dinletiler, orkestra eşlikli konserler ve oda müziği dinletileriyle ayakta durmaya çalışıyor. Kurduğu iki ayrı ikili var. Piyanist Anastasia Safonova ile viyola-piyano, akordeoncu Marko Kassl ile viyola-akordeon ikilisi olarak festivallere katılıyor, dinletiler veriyorlar.

Hollanda’da bilinen diğer Türk müzisyenler şöyle:

Hülya Keser, Roterdam Konservatuvarından mezun olduktan sonra yüksek lisansını da tamamlamış başarılı bir piyanistimiz.
Emirhan Tuğa, Amsterdam Konservatuvarı klarinet bölümünden mezun oldu ve Hollanda’ya yerleşti. Amsterdam müzik okulunda ders verirken çeşitli topluluklarda klarinet çalıyor.
Oğuz Büyükberber, Amsterdam Konservatuvarında yüksek lisans programına devam eden bas klarinetçimiz. Modern müzik ve cazı birleştiren ilginç besteleri var, çok sayıda konsere katıldı.
Timuçin Şahin, dünyaca tanınan bir caz gitaristi ve besteci. Amsterdam konservatuvarı mezunu…Hollanda’da iki önemli ödül kazandı. Amerika’da da tanınıyor ve çalışıyor ama merkez olarak Amsterdam’da bulunuyor.
Çağlayan Yıldız önemli projelerde yer alan bir caz gitaristi, Utrech Konservatuvarı mezunu, elektronik müzik üzerine yüksek lisans yapıyor. Kendi kurduğu ve yönettiği Turqumctance adlı orkestra ile konserler vermektedir.
Esra Dalfidan, caz solisti-besteci . Almanya’da doğdu, . Amsterdam Konservatuvarının caz bölümünden mezun oldu şimdi yüksek lisans yapıyor. Kendi parçalarını ve halk müziğimizden yaptığı aranjmanları seslendirdiği caz grubuyla başarılı konserler veriyor.
Evrim Demirel, Hollanda’nın önemli yeni müzik topluluklarına eser besteleyen ve yüksek lisansıs yapmakta olan bir piyanist-besteci. Çeşitli yarışmalarda ödülleri var.
Gökçe Altay da Rotterdaml’da yüksek lisansını elektronik müzik üzerine tamamlamakta olan bir besteci. Eserleri değişik konser programlarında seslendirildi. İstanbul’a yerleşmeyi planlıyor.

Çizme’deki La Diva

Avrupa’da kökleşmiş, uluslararası ün kazanmış en önemli şan sanatçımız Leyla Gencer’dir. Opera sanatının beşiği İtalya’da kendini kabul ettirdi, dünyanın önemli sahnelerinde “La Diva Turca E? olarak Türkiye’yi temsil etti. 1954 yılında Napoli’deki ünlü San Carlo Tiyatrosu’nda “Madame Butterfly €? ile başlayan uluslararası platformdaki opera serüveni, 1975 yılında Milano’daki La Scala’da kazandığı başarıyla doruğa çıktı. 1980′de sahnelere veda edinceye kadar hep dorukta kaldı. Halen Milano’da La Scala Akademisi’ni yönetiyor, İstanbul’da kendi adını taşıyan uluslar arası şan yarışmasının kurucusu.
Leyla Gencer’i gene 50′li yıllardan itibaren Suna Korad, Ayhan Baran gibi şan sanatçılarımız izledi. 80′li yıllardan itibaren Almanya’daki operaevlerinde Hakan Aysev, Sedat Öztoprak gibi şancılarımız kadrolu olarak çalıştılar. Halen Avrupa’daki dolaşımda Bülent Külekçi, Bülent Bezdüz, Burak Bilgili, Ünüşan Kuloğlu gibi erkek sesleri başta olmak üzere Türk şan sanatçılarının yer aldığını görüyoruz.
Ada’daki iki isimİngiltere’de Türk müzisyen olarak ilk akla gelen isim viyola sanatçısı Ruşen Güneş’tir. 1961′de CSO’da çalışmaya başlayan iki yıl sonra bir burs kazanarak İngiltere’de iki yıl daha okuyan Güneş, daha sonra bir başka bursla ABD’de bir yıl kaldı. 1970′de tümüyle İngiltere’ye göç etti, Londra Filarmoni’nin başviyolacısı oldu, daha sonra BBC Senfoni Orkestrası’nın başviyolacılığını yaptı. Altı yıl önce oradan da emekli oldu. Halen Londra’da hocalık yapıyor, solistik çalışmalarını sürdürüyor. Bu yıl 23. Uluslar arası Ankara Müzik Festivali’nde de Pelin halkacı’yla keman-viyola ikilisi olarak izleceğiz Güneş’i…
Ada’da yaşayan müzikolog-besteci Emre Aracı, özellikle Avrupa-Türkiye ilişkilerinin tarihinde müzik alanında bilinmeyenleri veya unutulmuşları araştırıp ortaya çıkararak önemli bir hizmet yapıyor. Aracı, hem konuları belgeliyor, hem de seslendirerek kayıt altına alınmasını sağlıyor. Aracı’nın, özellikle Dışişleri bakanlığı kanalıyla kimi ülkelerde düzenlenen açıklamalı konserleri, Türkiye ve tarihimizin tanıtılmasına da katkı oluşturuyor.
İngiltere ile Türkiye arasında müzik köprüsü oluşturulmasında besteci Sıdıka Özdil ile kızkardeşi şef İnci Özdil’in de katkılarını kaydetmekte yarar var. Özellikle çağdaş müzik konusunda karşılıklı alışverişi sağlıyor ve SCAMV’nın önderliğinde oluşturulan Orkestra@Modern aracılığıyla bu işbirliğinin dinleyiciye de yansımasını sağlıyorlar.

Fransa ve Belçika’nın ünlüleri

Fransa’da en ünlü müzik elçimiz piyanist Hüseyin Sermet. Ankara Devlet Konservatuvarı sonrası üstün yetenekli çocuklar yasası kapsamında Paris’te okuyan, pek çok yarışmada ödül kazanan Sermet, halen çok satan CD’leri, uluslararası konser turneleriyle Fransa’da yaşayan en ünlü Türk müzisyen. Hüseyin Sermet’i, Türkiye’de yaşamasına rağmen yaptığı çağdaş müzik kayıtlarıyla dikkati çeken piyanistimiz Toros Can izliyor. Neyzen Kudsi Erguner de Fransa’da etkinlikleri ilgiyle izlenen bir müzisyenimiz.
Belçika’da ise en kayda değer Türk müzisyen, Belçika Kraliyet Konservatuvarı öğretim üyelerinden piyanist-besteci Muhittin Dürrüoğlu Demiriz. 9 Mayıs 2004′te “Avrupa Günü” ve Belçika Krallığı’nın “Hanedanlık Günü” ortak kutlamaları için seçilen yorumcuydu. Saint Michel Senfoni Orkestrası eşliğinde besteci Didier van Damme’ın eserlerini seslendirdi. Aynı zamanda Belçika, dolayısıyla AB vatandaşı olan Muhittin Dürrüoğlu Demiriz, konser akşamı kendisini “Türk kimliğini benimseyen ve doğuştan Avrupalı hisseden bir kişi” olarak tanımlayarak konserin kendisi için sembolik bir anlamı bulunduğunu belirtiyor, “AB’ye üyelik benim çocukluk rüyamdı, çocuklarıma o günü göstermek istiyorum” diyordu.
Demiriz’in çocukları, hâtta torunları o günü görebilecekler mi, biraz şüpheli ama, pek çok Türk müzisyenin kimi çifte vatandaşlık yoluyla resmen, kimi kayıtlı biçimde çalışarak fiilen, çoktan AB’ye girmiş oldukları bir gerçek.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Nisan 2010       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

Off yaa nolur Fazıl Say'ı da yazınnMsn Sad( BulamadımmMsn SadMsn SadMsn SadMsn SadMsn Sad

Fazıl Say
Vikipedi, özgür ansiklopedi

Fazıl Say
Doğum tarihi 14 Ocak 1970
Doğum yeri Ankara,
Türkiye
Mesleği Besteci Piyanist ve Müzisyen

Fazıl Say, (d. 14 Ocak 1970, Ankara) Türk klasik müzik piyanisti, besteci. Yazar ve müzikolog Ahmet Say'ın oğludur. Piyano eğitimini Ankara'da Mithat Fenmen ve Kamuran Gündemir, Düsseldorf'ta David Levine ile yapmıştır.
Üç yaşındayken obuacı Ali Kemal Kaya ile ritmik jimnastik ve işitme alıştırmalarına başlayan Fazıl Say, bir yıl sonra Mithat Fenmen’den aldığı piyano dersleriyle sevgiyi de içeren bir öğrenim sürecine girmiştir. Fenmen’le sekiz yıl süren bu dönem, piyano, solfej ve teorinin yanı sıra, besteciliğe özendirme çalışmalarını ve konser podyumlarına ısındırma amaçlı küçük dinletileri kapsar. Mithat Fenmen’in 1982 yılında vefat etmesi üzerine Ankara Devlet Konservatuarı'na giren Fazıl Say, 'Özel Statü' olarak nitelenen hızlandırılmış yoğun eğitim çerçevesinde Kamuran Gündemir ile piyano, İlhan Baran ile kompozisyon çalışmıştır. Gündemir, yorum kavrayışı gerektiren yapıtlar üzerinde üst düzey bir değerlendirme ortamı yaratarak öğrencisini yetiştirmiş, İlhan Baran ise ona kompozisyon eğitiminin temeli olan teknik donanımları kazandırmıştır. Donanımların başlıcaları armoni, kontrpuan, form bilgisi, analiz, enstrümantasyon, orkestrasyon, antik modlar, Türm Müziği makamsal ve ritmik sistemleri, caz armonisi ve stil araştırmalarıdır. İlhan Baran, ayrıca çağdaş müzik stilleri çalışması için Ertuğrul Oğuz Fırat'dan yararlanılmasını istemiş ve Fazıl Say, üç yıl Fırat'dan ders almıştır. 1987 yılında konservatuarı bitiren genç piyanist, Almanya’nın DAAD bursuyla bu ülkeye gitmiş, Düsseldorf Müzik Yüksek Okulu’nda ABD'li piyanist David Levine'in öğrencisi olmuştur. Dünyanın önde gelen Schubert yorumcularından olan Levine, "Yaratıcı Yorumculuk" açısından örnek bir piyanisttir. Fazıl Say, piyanist kimliğiyle onu örnek almıştır.
2007 yıllarının sonunda yabancı bir gazeteye verdiği demeçlerle gündeme gelmiştir. Say, AKP iktidarını açıkça eleştirmiş, Cumhuriyet'in temel niteliklerinin tehlikede olduğunu, bundan endişe duyduğunu söylemiştir. Say ayrıca müzik eğitiminin Milli Eğitim Bakanlığı tarafından önemsenmediğine vurgu yapmıştır.[1] 2007 yılı sonunda ayrıca bir ödül kazanmıştır.

yaptıkları

Besteleri

  1. 'Prelüdler', flüt ve piyano için, 1985; ilk seslendirme: Mehmet Mesci ve F. Say, (1986).
  2. 'Süit', piyano için, (1986).
  3. 'Siyah İlahiler', keman ve piyano için, 1987; ilk seslendirme, Götz Bernau ve Sayali Dadaş; Berlin’in 750. yılı kutlamaları dolayısıyla, 1987.
  4. 'Gitar Konçertosu', 1987; bu yapıtı geri çekti, 1997’de gitar ve orkestra için yeni bir yapıt yazdı.
  5. 'İpekyolu', piyano için, 1989; ilk seslendirme: RIAS Berlin Radyosu, canlı yayın: F. Say, 1989; sonradan konçertoya dönüştürüldü.
  6. 'Yansıtmalar', keman, piyano ve orkestra için konçerto, 1991; ilk seslendirme: Eduard Maturet yönetimindeki Berlin Senfoni Orkestrası, solistler; Götz Bernau, F. Say, 1991.
  7. 'Nasreddin Hoca’nın dansları' (sonradan “Türk Dansları” olarak adı değiştirilmiştir), piyano için, 1991.
  8. 'Antik Anadolu Modları Albümünden', piyano için, 1991.
  9. 'Üç Masal', oda orkestrası için: (12 yaylı, 6 üflemeli çalgı, arp, çelesta ve vurmalı çalgılar için), 1992.
  10. 'Liszt’in si minör sonatı orkestralaması”; büyük orkestra için, 1992.
  11. 'Altı Prelüd' Debussy’nin 6 prelüdünün orkestralaması. 14 solo çalgıcı için: flüt, obua, klarnet, fagot, trompet, 2 vurmalı çalgı, piyano, gitar ve yaylılar dördülü, 1992; ilk seslendirme: besteci yönetimindeki Yeni Müzik Topluluğu, Köln, 1992.
  12. 'Paganini’nin temaları üzerine çeşitlemeler” (modern caz stilinde) piyano için, 1993.
  13. 'İpekyolu', piyano konçertosu, 1994; ilk seslendirme: Scott Yoo yönetimindeki Boston Metamorphosen Orkestrası, solist: F.Say, 1995.
  14. 'Fantazi parçaları', piyano için, 1993.
  15. 'Caz Fantazileri', piyano için, 1994.
  16. 'Senfoni Konçertant', piyano ve büyük orkestra için, 1993; ilk seslendirme: Gürer Aykal yönetimindeki Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, solist: Fazıl Say, 1996; orkestra: 3 flüt, 3 obua, 3 klarnet, altosaksofon, 2 fagot, kontrafagot, 4 trompet, 3 trombon, tuba, 7 vurmalı çalgıcı için 27 vurmalı çalgı ve yaylılar için (14+12+12+8).
  17. 'Gitar ve Orkestra için', (gitar konçertosunun yeniden yazılışı), 1996.
  18. 'İki Ballade', oda orkestrası için; 1996 ilk seslendirme: Scott Yoo yönetimindeki Boston Metamorphosen Orkestrası, 1996.
  19. 'Oda Senfonisi', oda orkestrası için, 1996; ilk seslendirme: Scott Yoo yönetimindeki Boston Metamorphosen Orkestrası, 1996.
  20. 'Kara Toprak', piyano için, Aşık Veysel’in teması üzerine, 1997.
  21. 'Gülnihal', piyano için, Hamamizade İsmail Dede Efendi’nin teması üzerine, 1997.
  22. 'Kadanslar', Mozart’ın piyano konçertoları için kadanslar, 1987 – 1996.
  23. 'Nazım Oratoryosu', piyano, solo ses, koro ve orkestra için, 2001.
  24. 'Metin Altıok için Ağıt', piyano, solo ses, koro ve oda orkestrası için, 2002/2003.
  25. 'Piyano Konçertosu, No:3', piyano ve orkestra için, 2001.
yapma aslı

Kitapları

  1. 'Uçak Notaları', Müzik Ansiklopedisi Yayınları, Kasım 1999
Nota Defterleri

  1. 'Schwarze Hymnen for violin and piano', Verlag für Musik-Enzyklopaedie, 1987.
  2. 'Nasreddin Hoca'nın Dansları (Piyano için)', Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1990.
  3. 'Fantazi Parçaları (Piyano için)', Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1993.
  4. 'Paganini Çeşitlemeleri (Piyano için)', Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1995.
  5. 'Sonat (Keman ve Piyano için)', Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1997.
  6. 'İpekyolu (Piyano Konçertosu)', Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1998.
Albümleri (CD)

  1. 'Wolfgang Amadeus Mozart', Warner Music France
    1. Piano Sonata K.333 in B flat major
    2. Variations on 'Ah, vous dirais-je, maman' K.256
    3. Piano Sonata K.330 in C major
    4. Piano Sonata K.331 in A major 'Alla Turca'.
  2. 'Fazıl Say', Troppenote Recordings
    1. Piano Concerto No.2 "Silk Road"
    2. Chamber Symphony
    3. Two Ballades
    4. Four Dances of Nasreddin Hodja
    5. Fantasy Pieces.
  3. 'George Gershwin', Teldec Classics International
    1. Rhapsody in Blue
    2. Porgy and Bess arrangements...
  4. 'Igor Stravinsky', Teldec Classics International
    1. Le Sacre du Printemps.
  5. 'Johann Sebastian Bach', Teldec Classics International
    1. French Suite N.6 BWV 817 in E major
    2. Italian Concerto BWV 971 in F major
    3. Prelude and Fugue BWV 543 in A minor
    4. Chaconne in D minor (F. Busoni)
    5. Prelude and Fugue BWV 846 in C major.
  6. 'Peter Ilyich Tchaikovsky', Teldec Classics International
    1. Piano Concerto No.1 in B flat minor
  7. 'Franz Liszt',
    1. Piano Sonata in B minor.
  8. 'Johann Sebastian Bach, Teldec Classics International
    1. Italian Concerto BWV 971 in F major
    2. French Suite N.6 BWV 817 in E major
    3. Prelude and Fugue BWV 543 in A minor
  9. 'Wolfgang Amadeus Mozart',
    1. Piano Sonata K.331
ödülleri

  • Avrupa Birligi Piyano Yarışması, 1991
  • Genç Konser Solistleri Yarışması Avrupa Birinciliği, 1994
  • Genç Konser Solistleri Yarışması Dünya Birinciliği, 1995
  • Radio France/Beracasa Vakfi Ödülü, 1995
  • Paul A. Fish Vakfı Ödülü, 1995
  • Boston Metamorphosen Orkestrası Solist Ödülü, 1995
  • Maurice Clairmont Vakfı Ödülü, 1995
  • Telerama Ödülü, 1998, 2001
  • RTL Televizyonu Ödülü, 1998
  • Le Monde de la Musique Ödülü, 2000
  • Diapason d’Or ( Altın Plak ) Ödülü, 2000
  • Classica Ödülü, 2000
  • Le Monde Ödülü, 2000
  • Avusturya Radyo-TV Ödülü, 2001
  • Deutsche Phono Akademie ECHO Ödülü, 2001


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Nisan 2010       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mozart Beethoven falan onları sölyeyim pls

Benzer Konular

25 Şubat 2015 / mitooken Soru-Cevap
2 Mart 2010 / Misafir Cevaplanmış
18 Şubat 2009 / SAMET1997 Soru-Cevap
12 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap