Arama

Saniyeyi kim nasıl bulmuştur?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 23 Eylül 2014 Gösterim: 12.163 Cevap: 6
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
22 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
saniyeyi kim bulmuştur, nasıl bulmuştur
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
Alıntı

saati kim buldu*
saat 60 dakikadan oluşur, 60 dakika da 60 saniyeden, o da 100 saliseden, bunların hepsi arapça kelimeler dilimlemişlerde dilimlemişler, hatta salisenin ötesinde de hamise, ramise ifadeleri kullanılmış, bu bölme işlemlerinin saatin tanımında kifayetiz, mesnetsiz kaldığı aşikar. o halde tümden geri gelelim. gün, dünyanın ekseni etrafında 1 tam tur atması. greenwhich ten itibaren dünyayı üstten görünüm itibariyle her biri 1 dereceyi temsil etmek üzere 360 yay parçasına bölüyorlar. bu noktada meridyenleri 15er 15e gruplayıp üstten görünüşe göre dünyayı yirmidört zaman dilimine bölmüşler ve böylece dünyanın 15 derecelik dönüşü için geçen zamana 1 saat denmiş. burada 1 derece eşit 4dk diyebilmemiz için önce bir saat eşittir 60dk kabulünü yapmamız lazım ki bu da bizi başa götürür. toparlayayım, bu 24 saat nereden geliyor, ilk kez hangi yüzyılın kaçıncı çeyreğinde kullanıldı, adamlar 360 dereceyi niçin 15er 15er gruplamışlar?, 20şer 20şer yapsalar bir gün 18 saatten oluşurdu ya da10ar 10ar gruplandırsalar bir gün 36 saatten oluşurdu. bu işler nasıl olmuş yoksa saniyenin kankalarından müstakil bir tanımı mı var dı da (ör:radyoaktif xminyum un yarılanma ömrünün bişeysi falan filan gibi öyleyse adamlar o ölçme teknolojisini o zamanlar nasıl kullanmışlar) ben mi bir bihaberim. bir de avrupada zaman birimleri standardizasyon heyetinde günü kaça bölelim derken soyyolojik anlamda ne gibi ön görüler oldu da 24 diğerlerinden sıyrıldı, yani her şeyin onluk sistemde düzenlendiği sistemlerde niye 12 seçildi. daha bi de dereceninde grad ve radyan gibi bir kabul olduğunu düşünürsek yaşasın günü bine bölen internet saati diyesi gelebilir insanın ama gene de iyidir eski sistem en azından duvar saatlerindeki rakamların dizilimi yormuyor insanı

Alıntı

tamamen astronomik amaçlı olarak kullanılmak için ingliz kraliyet ailesinin açtığı bir yarışma sonucu bulunan alet.

..
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
22 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı

saati kim buldu*
saat 60 dakikadan oluşur, 60 dakika da 60 saniyeden, o da 100 saliseden, bunların hepsi arapça kelimeler dilimlemişlerde dilimlemişler, hatta salisenin ötesinde de hamise, ramise ifadeleri kullanılmış, bu bölme işlemlerinin saatin tanımında kifayetiz, mesnetsiz kaldığı aşikar. o halde tümden geri gelelim. gün, dünyanın ekseni etrafında 1 tam tur atması. greenwhich ten itibaren dünyayı üstten görünüm itibariyle her biri 1 dereceyi temsil etmek üzere 360 yay parçasına bölüyorlar. bu noktada meridyenleri 15er 15e gruplayıp üstten görünüşe göre dünyayı yirmidört zaman dilimine bölmüşler ve böylece dünyanın 15 derecelik dönüşü için geçen zamana 1 saat denmiş. burada 1 derece eşit 4dk diyebilmemiz için önce bir saat eşittir 60dk kabulünü yapmamız lazım ki bu da bizi başa götürür. toparlayayım, bu 24 saat nereden geliyor, ilk kez hangi yüzyılın kaçıncı çeyreğinde kullanıldı, adamlar 360 dereceyi niçin 15er 15er gruplamışlar?, 20şer 20şer yapsalar bir gün 18 saatten oluşurdu ya da10ar 10ar gruplandırsalar bir gün 36 saatten oluşurdu. bu işler nasıl olmuş yoksa saniyenin kankalarından müstakil bir tanımı mı var dı da (ör:radyoaktif xminyum un yarılanma ömrünün bişeysi falan filan gibi öyleyse adamlar o ölçme teknolojisini o zamanlar nasıl kullanmışlar) ben mi bir bihaberim. bir de avrupada zaman birimleri standardizasyon heyetinde günü kaça bölelim derken soyyolojik anlamda ne gibi ön görüler oldu da 24 diğerlerinden sıyrıldı, yani her şeyin onluk sistemde düzenlendiği sistemlerde niye 12 seçildi. daha bi de dereceninde grad ve radyan gibi bir kabul olduğunu düşünürsek yaşasın günü bine bölen internet saati diyesi gelebilir insanın ama gene de iyidir eski sistem en azından duvar saatlerindeki rakamların dizilimi yormuyor insanı

Alıntı

tamamen astronomik amaçlı olarak kullanılmak için ingliz kraliyet ailesinin açtığı bir yarışma sonucu bulunan alet.

..
Sponsorlu Bağlantılar
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Kasım 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
saati kim buldu
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
23 Kasım 2009       Mesaj #4
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

saati kim buldu

Saati Kim İcat Etti?



Saatin insan hayatındaki büyük rolü herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Kolumuzda, cebimizde taşıdığımız, masamızın üzerinde bulunan,ya da duvarda asılı saat sayesinde, günün hangi zamanında bulunduğunuzu kestirir ,belirli zamanlarda yapılması gereken şeyler için davranışımızı böylece ayarlarız. Saatin bir başka görevi de,belirli iki olgu arasındaki zaman çizgisini (yani geçen zamanı) tayin etmektir.

Taş devrindeki insanlar için zaman ölçüleri gayet basitti. Güneşin doğuşu ve batışı,yıldızların gökyüzünde belirip kaybolmaları, onların ilkel hayatındaki zaman ölçümü için yeterliydi. Topluluklar yerleşik bir karakter alınca, yani belirli bir çevrede yerleşince, ilkel yöntemlerle de olsa tarıma başlayınca, zaman ölçümü daha büyük bir değer kazandı. Ekilen tohumların belirli zamanlarda sulanması, hayvanların düzenli zaman aralarıyla beslenmesi ve bunlar gibi zamanla bağıntılı daha başka bazı şeyler sözkonusuydu.

İlk insanlar,bu bakımdan "güneş saati"nden yararlandılar. Toprağa dikilen uzun bir çubuk en basit güneş saatiydi.Çubuğun toprağa düşen gölgesinin uzunluk veya kısalığıyla zaman ölçülüyordu. Çubuğun gölgesi güneşin gökyüzündeki durumuna göre uzalıp kısalacağından,bu en ilkel saat "güneş saati" diye tanımlanmıştır. Sonra soma "güneş saati" daha geliştirildi. Taştan ya da tahtadan uzun sütunların kullanılmasına başlandı. Bu sütunların üzerinde veya çevresinde çizgilerle işaretlemeler yapılmıştı. Gölgenin düştüğü her çizgi belirli bir zamanı ifade ediyordu.

Geliştirilmiş ve titiz ayrıntıları olan güneş saati,Hristiyanlık döneminden yaklaşık olarak 1000 yıl önce Babil`liler tarafından kullanılıyordu. O çağ insanlarının "60" sayısından temellenen "altılı" bir sayı sistemleri vardı. Sonradan eski Mısır`da, Yunanistan ve Roma`da da aynı sayı sistemi geçerli olmuştur. Çağdaş astronomide ve günü 12 ya da 24 saate bölmemizde hala bu sistemin etkisinden izler vardır.Geliştirilmiş güneş saati büyük ölçüde yararlı oluyordu ama,geceleri ve bulutlu havalarda işe yaramıyordu. Bu sakıncayı farkeden insanlar,zamanı daha kapsamlı verebilecek bir gereç (alet) düşündüler. Böylece "su saati" icat edildi. Zamanımızdan 4500-5000 yıl önce, Çin`de, Mısır`da ve Mezopotamya`da bu saatten yararlanılıyordu. Su saatleri çeşit çeşitti.En çok kullanılan tip, tam bir günde yani 24 saatte boşalan büyükbir su kabından ibaretti. Alttaki bir delikten yavaş yavaş akan suyun seviyesi için,kabın içinde çizgilerle işaretlemeler yapılmıştı. Her çizgi belirli bir "birim zaman"ı ifade ediyordu. Suyun seviyesi bu çizgilerden birine varınca, saatin başındaki görevli bağırarak durumu bildirir,yani saatin kaç olduğunu söylerdi.

Çinliler bir kaptan başka bir kaba akan.biriboşalınca öteki kabı dolduran suyla zamanın belirlendiği daha değişik bir "su saati" kullanıyorlardı. Eski Yunanlılar ve Romalılar, su saatlerinin daha da geliştirilmiş tiplerini yaptılar.

İskenderiye şehrindeki Yunanlı bir saatçi, tarihte ilk kez silindirler ve çarklarla kendi kendine çalışan bir su saatini gerçekleştirdi. Bu arada insanın bilgisi artmış, görüş ufukları daha genişlemişti. Zamanı ayrıntılarıyla bilmek gereğini duymuştu. Bunun için "kum saati,"ni tasarladı ve bu için irisini uyguladı. Kum saati, Ortadan çok dar bir boğazla birbirine bağlantılı, biçimi ve hacmi eşit iki ayrı bölmeden meydana gelmiş cam bir kaptı. Bölmelerden üstteki çok ince kumla doluydu. Buradaki ince kum dar bağlantı boğazdan akar ve varım saat içinde aşağıdaki bölmeyi doldururdu. Sonraları, cam bölmeler çizgilerle işaretlendi. Çeyrek saatler, hatta daha küçük zaman parçalarının belirlenmesi yoluna gidildi.

Su ve kum saatlerine yandaş olarak, bazı çevrelerde belirli zaman çizgileriyle işaretlenmiş çok uzun mumlar da kullanılıyordu. Yanıp eriyen mumun ulaştığı çizgi, bu arada ne kadar zaman geçtiğini belirtmekteydi.

M. S. 1000 yılında, Papa II. Silvester batıda ilk rakkaslı saati yaptı. Önceleri rakkaslı saatlerin çarkları,kadranları pratik bakımdan güçlükler çıkaracak ölçüde büyüktü. Sonradan bu sakıncalar giderildi. Rakkaslı saatler daha mükemmelleştirildi. 1232 yılında, Mısır Sultanı Almanların İmparatoru II. Frederick`e "horologium" diye tanımlanan bir saat gönderdi. Bu saat sarkaç yerine asılı bazı ağırlıklar ve çarklarla çalışıyordu. Gerçek anlamda ilk "çarklı saat`in bu olduğu söylenebilir. Aradan geçen zamanla, Württemberg`li Henry De Wieck adında bir Alman çarklı saati daha geliştirdi. 1364 yılında, Fransa Kralı V. Charles,De Wieck`i Paris`e çağırdı ve kraliyet sarayının kulelerinden birine bir saat yapmasını istedi. 8 yıl çalışan De Wieck, şimdi "Adalet Sarayı" diye bilinen yapının kulelerinden birinde bu saati yaptı.Sözkonusu saat 1850 yılının sonlarına kadar çalıştı. Bu saatin makine aksamı yaklaşık olarak 300 kiloydu.



Mekanik Saat Mum Saati

1509 yılında, Nürenberg`li Alman saatçi Peter Henlein, madeni parçalardan ilk cep saatini yaptı. Henlein,çelik yay yerine domuz kılı kullanmıştı. Bu ilk cep saati "Nürenberg Yumurtası" diye tanımlanır. 1583 yılında, Galileo (Galile), "pandelum" diye tammlanan gerçek ve bilimsel ilkelerle çalışan rakkası keşfetti. Galileo,bir ipe bağlı ağırlıkların yani sarkaçların büyüklüğü ne olursa olsun, ipin uzunluğu değişmedikçe aynı süre içinde sallantılarını tamamladıklarını ortaya koymuştu. Böylece, rakkasın bir salıntısı bir saniyede tamamlanan rakkaslı saatlerin yapımı gerçekleştirildi. 1728 yılında, İngiliz John Harrison ilk kronometreyi yaptı.

Güneş saatinden başlayarak belirli bir doğrultuda süregelen çalışmalar, modern saatçiliğin çıkış noktasına ulaşmıştı.
quartro - avatarı
quartro
Ziyaretçi
17 Nisan 2010       Mesaj #5
quartro - avatarı
Ziyaretçi
saati kim buldu bileniniz var mı?
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
17 Nisan 2010       Mesaj #6
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Alıntı
quartro adlı kullanıcıdan alıntı

saati kim buldu bileniniz var mı?

Saati Kim İcat Etti?
Saatin insan hayatındaki büyük rolü herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Kolumuzda, cebimizde taşıdığımız, masamızın üzerinde bulunan,ya da duvarda asılı saat sayesinde, günün hangi zamanında bulunduğunuzu kestirir ,belirli zamanlarda yapılması gereken şeyler için davranışımızı böylece ayarlarız. Saatin bir başka görevi de,belirli iki olgu arasındaki zaman çizgisini (yani geçen zamanı) tayin etmektir.

Taş devrindeki insanlar için zaman ölçüleri gayet basitti. Güneşin doğuşu ve batışı,yıldızların gökyüzünde belirip kaybolmaları, onların ilkel hayatındaki zaman ölçümü için yeterliydi. Topluluklar yerleşik bir karakter alınca, yani belirli bir çevrede yerleşince, ilkel yöntemlerle de olsa tarıma başlayınca, zaman ölçümü daha büyük bir değer kazandı. Ekilen tohumların belirli zamanlarda sulanması, hayvanların düzenli zaman aralarıyla beslenmesi ve bunlar gibi zamanla bağıntılı daha başka bazı şeyler sözkonusuydu.

İlk insanlar,bu bakımdan "güneş saati"nden yararlandılar. Toprağa dikilen uzun bir çubuk en basit güneş saatiydi.Çubuğun toprağa düşen gölgesinin uzunluk veya kısalığıyla zaman ölçülüyordu. Çubuğun gölgesi güneşin gökyüzündeki durumuna göre uzalıp kısalacağından,bu en ilkel saat "güneş saati" diye tanımlanmıştır. Sonra soma "güneş saati" daha geliştirildi. Taştan ya da tahtadan uzun sütunların kullanılmasına başlandı. Bu sütunların üzerinde veya çevresinde çizgilerle işaretlemeler yapılmıştı. Gölgenin düştüğü her çizgi belirli bir zamanı ifade ediyordu.

Geliştirilmiş ve titiz ayrıntıları olan güneş saati,Hristiyanlık döneminden yaklaşık olarak 1000 yıl önce Babil"liler tarafından kullanılıyordu. O çağ insanlarının "60" sayısından temellenen "altılı" bir sayı sistemleri vardı. Sonradan eski Mısır"da, Yunanistan ve Roma"da da aynı sayı sistemi geçerli olmuştur. Çağdaş astronomide ve günü 12 ya da 24 saate bölmemizde hala bu sistemin etkisinden izler vardır.Geliştirilmiş güneş saati büyük ölçüde yararlı oluyordu ama,geceleri ve bulutlu havalarda işe yaramıyordu. Bu sakıncayı farkeden insanlar,zamanı daha kapsamlı verebilecek bir gereç (alet) düşündüler. Böylece "su saati" icat edildi. Zamanımızdan 4500-5000 yıl önce, Çin"de, Mısır"da ve Mezopotamya"da bu saatten yararlanılıyordu. Su saatleri çeşit çeşitti.En çok kullanılan tip, tam bir günde yani 24 saatte boşalan büyükbir su kabından ibaretti. Alttaki bir delikten yavaş yavaş akan suyun seviyesi için,kabın içinde çizgilerle işaretlemeler yapılmıştı. Her çizgi belirli bir "birim zaman"ı ifade ediyordu. Suyun seviyesi bu çizgilerden birine varınca, saatin başındaki görevli bağırarak durumu bildirir,yani saatin kaç olduğunu söylerdi.

Çinliler bir kaptan başka bir kaba akan.biriboşalınca öteki kabı dolduran suyla zamanın belirlendiği daha değişik bir "su saati" kullanıyorlardı. Eski Yunanlılar ve Romalılar, su saatlerinin daha da geliştirilmiş tiplerini yaptılar.

İskenderiye şehrindeki Yunanlı bir saatçi, tarihte ilk kez silindirler ve çarklarla kendi kendine çalışan bir su saatini gerçekleştirdi. Bu arada insanın bilgisi artmış, görüş ufukları daha genişlemişti. Zamanı ayrıntılarıyla bilmek gereğini duymuştu. Bunun için "kum saati,"ni tasarladı ve bu için irisini uyguladı. Kum saati, Ortadan çok dar bir boğazla birbirine bağlantılı, biçimi ve hacmi eşit iki ayrı bölmeden meydana gelmiş cam bir kaptı. Bölmelerden üstteki çok ince kumla doluydu. Buradaki ince kum dar bağlantı boğazdan akar ve varım saat içinde aşağıdaki bölmeyi doldururdu. Sonraları, cam bölmeler çizgilerle işaretlendi. Çeyrek saatler, hatta daha küçük zaman parçalarının belirlenmesi yoluna gidildi.

Su ve kum saatlerine yandaş olarak, bazı çevrelerde belirli zaman çizgileriyle işaretlenmiş çok uzun mumlar da kullanılıyordu. Yanıp eriyen mumun ulaştığı çizgi, bu arada ne kadar zaman geçtiğini belirtmekteydi.

M. S. 1000 yılında, Papa II. Silvester batıda ilk rakkaslı saati yaptı. Önceleri rakkaslı saatlerin çarkları,kadranları pratik bakımdan güçlükler çıkaracak ölçüde büyüktü. Sonradan bu sakıncalar giderildi. Rakkaslı saatler daha mükemmelleştirildi. 1232 yılında, Mısır Sultanı Almanların İmparatoru II. Frederick"e "horologium" diye tanımlanan bir saat gönderdi. Bu saat sarkaç yerine asılı bazı ağırlıklar ve çarklarla çalışıyordu. Gerçek anlamda ilk "çarklı saat"in bu olduğu söylenebilir. Aradan geçen zamanla, Württemberg"li Henry De Wieck adında bir Alman çarklı saati daha geliştirdi. 1364 yılında, Fransa Kralı V. Charles,De Wieck"i Paris"e çağırdı ve kraliyet sarayının kulelerinden birine bir saat yapmasını istedi. 8 yıl çalışan De Wieck, şimdi "Adalet Sarayı" diye bilinen yapının kulelerinden birinde bu saati yaptı.Sözkonusu saat 1850 yılının sonlarına kadar çalıştı. Bu saatin makine aksamı yaklaşık olarak 300 kiloydu.

Mekanik Saat Mum Saati

1509 yılında, Nürenberg"li Alman saatçi Peter Henlein, madeni parçalardan ilk cep saatini yaptı. Henlein,çelik yay yerine domuz kılı kullanmıştı. Bu ilk cep saati "Nürenberg Yumurtası" diye tanımlanır. 1583 yılında, Galileo (Galile), "pandelum" diye tammlanan gerçek ve bilimsel ilkelerle çalışan rakkası keşfetti. Galileo,bir ipe bağlı ağırlıkların yani sarkaçların büyüklüğü ne olursa olsun, ipin uzunluğu değişmedikçe aynı süre içinde sallantılarını tamamladıklarını ortaya koymuştu. Böylece, rakkasın bir salıntısı bir saniyede tamamlanan rakkaslı saatlerin yapımı gerçekleştirildi. 1728 yılında, İngiliz John Harrison ilk kronometreyi yaptı.

Güneş saatinden başlayarak belirli bir doğrultuda süregelen çalışmalar, modern saatçiliğin çıkış noktasına ulaşmıştı.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Eylül 2014       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Ziyaretçi adlı kullanıcıdan alıntı

saniyeyi kim bulmuştur, nasıl bulmuştur

En eski medeniyetlerden sümerler şu anda bile tam bilemediğimiz kadar matematik ve diğer bilimlerde çok ileri buluşlar yapmışlar şimdiki eğitim sistemine benzer okullar kurmuşlar ilk yazıyı hatta ilk olarak çocuklara ev ödevleri dahi vermişlerMsn Happy bilim öncelikle sayma ihtiyacından doğmuş şuanda 10 luk sistemde saymamızın en basit sebebide 10 parmağımızın oluşudur ama bu kadar basit bir gerçeği bile öğretmenlerimiz eğitimcilerimiz bilmemekte Msn Happy)) ancak sümerler güneşi ve ayın hareketlerini takip etmişler detaylı çalışmalar sonucunda 60 lık sayma sistemini kullanmışlar bu sistem 10luk sistemden daha hızlı ve doğru hesaplamalar yapmalarını sağlamıştır en azından zaman konusunda .Ayın evreleri ni en ince ayrıntısına kadar incelemişler dikkat ederseniz ay da karpuzun dilimleri gibi hergün görüntüsü değişmekte böylece günü 12 veya 24 e bölmüşler daha ince hesaplamalar yapabilmek için saati 60 dakikaya dakikayı 60 saniyeye bölmüşler .insanoğlu her gün tepesinde dolaşan güneşi ve ayı zamanı ölçmek için kullanması kadar doğal bir şeyde yoktu zaten matematikte tam bir dönüş 360 derece tıpkı çok eskilerin bir yılı 360 gün kabul etmesi gibi ve bunlarda 60 ın katlarıdır.tabiki bir gün tam 24 saat olamaz insanın koyduğu bir saniyelik birimin 60.60.24 yani 86400 saniye değildir bir gün küsaratı vardır bir yıl dediğimiz güneşin etrafında dönme hadisesi 365 gün artı çeyrek gündür . 4 yılda bir şubat 29. Gün eklenir aranızda hiç o çeyrek fazlalık olan günü hisseden gören oldumu ? Tabiki yok çünkü bir gün hiç bir zaman yani dünyanın etrafında dönüşü 24 saat değil. Yani zamanı insanlık tarihi ayın dünyanın etrafında dönüşünü bir ay. Dünyanın kendi etrafında dönüşünü bir gün .dünyanın güneş etrafında dönüşünü 1 yıl kabul etmiştir.bu hesaplamaları en doğru yakın hesaplayabilmek içinde 60 lık sayma sistemini kullanan sümerlilere insanlık tarihi teşekkürlerini sunar. Bu arada geometri bilminin temeli olan pisagor teoreminide aslında sümerliler bulmuş bu kanıtlandığı halde avrupa yunan medeniyetine felsefesine hayranlığı bilimin yunanla başladığı safsatasından vazgeçmediği için kabullenmemekte küçümsemeye kalkmakta yazıyı ilk bulan medeniyet daha fazlasınıda bulmuş olmalı diye düşünemeyecek kadar kibirli olmak bu olsa gerek

Benzer Konular

14 Ekim 2014 / Misafir Soru-Cevap
13 Şubat 2017 / cozdem Cevaplanmış
26 Şubat 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
3 Mart 2012 / konuk :) Soru-Cevap
31 Ağustos 2013 / Misafir Soru-Cevap