Arama

Matematik buluşları nelerdir, konuyla ilgili tarih şeridi nasıl hazırlanır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 28 Nisan 2018 Gösterim: 199.782 Cevap: 12
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
23 Kasım 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Matematik buluşları nelerdir, konuyla ilgili tarih şeridi nasıl hazırlanır?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
MİLATTAN ÖNCE
• Matematik sözcüğü, ilk kez, M.Ö. 550 civarında Pisagor okulu üyeleri tarafından kullanılmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar
• Yazılı literatüre girmesi, Platon'la birlikte, M.Ö. 380 civarında olmuştur
• matematiğin M.Ö. 3000-2000 yılları arasında Mısır ve Mezopotamya'da başladığını söyleyebiliriz.
• Herodotos'a (M.Ö. 485-415) göre matematik Mısır'da başlamıştır

• 3000 Mısır Hiyeroglif denen yazı sistemi bulundu
• 3000 Babil'de ilk toplama makinesi kullanıldı
• 540 Miletli (Batı Anadolu'da liman kenti) THALES geometri okulunu kurdu ve kendi teoremini geliştirdi
MİLATTAN SONRA
• 1614 İskoçyalı John NAPİER Logaritma cetvelini ict etti
• " 1642 Fransız matematikçi Blaise PASCAL ilk toplama makinesini icat etti
• Olasılığın (prior) tanımı 1654 yılında Pascal ve Fermat arasındaki yazışmalarda formüle edildi
• 1855 İskoç James MAXWELL Faraday kanunlarını matematiksel olarak kanıtladı ve kendi kuramını yazdı
• Meşhur Bernoulli teoremi ve binom dağılımı 1713 yılında ortaya atıldı

• "Minifici Logaritmorum Canonis Descripto’’logaritma cetveli tanımı ve iki ayrı trigonometri ile bütün matematik
hesaplarında kolay ve çabuk kullanılmasına genel açıklaması) adlı, zamanın bilim dili olan Latince olarak kaleme alınmış eser, ilk kez 1614 yılında Edinburg şehrinde yayınlandı.
ARKADAŞLAR ÇEŞİTLİ SİTELERDEN ÖDEVİM OLDUĞU İÇİN ARŞATIRDIM ANCAK BU KADAR BULABİLDİM İŞALLAH YARDIM ETMİŞ OLURUM YALNIZ SİZDEN RİCAM BU TÜR ŞEYLERİ ARAYANLARLA BU BİLGİYİ PAYLAŞIN İYİ ARAŞTIRMALAR
Son düzenleyen Safi; 28 Nisan 2018 16:32
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
6 Ocak 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Logaritma'nın Tarihsel Gelişimi
Üslü olarak verilen bazı ifadelerin gerçek değerlerini, doğrudan doğruya bulmak, matematik yönünden yapılması zor bir işlemdir. Kaynaklar, bu tür, birtakım hesaplamaları, kolaylıkla yapılmasını sağlayan, logaritmayı ilk kullananı, John Napier (1550 - 1617) olduğunu göstermekte.
Sponsorlu Bağlantılar

John Napier tarafından, bu konuda "Minifici Logaritmorum Canonis Descripto" (bir logaritma cetveli tanımı ve iki ayrı trigonometri ile bütün matematik hesaplarında kolay ve çabuk kullanılmasına genel açıklaması) adlı, zamanın bilim dili olan Latince olarak kaleme alınmış eser, ilk kez 1614 yılında Edinburg şehrinde yayınlandı. Böylece logaritma adını da John Napier koymuştur.

Bir logaritma çizelgesinin hazırlanmasında, taban olarak 1 den büyük sayı seçilebilir. Napier, çizelgesini (e) tabanına göre hazırlamıştır. Fakat çizelgeyi tamamladıktan sonra, (e) sayısını almakla, zor bir sistem ortaya koyduğunu, uygulaması sırasında farkına vardı. Daha sonraki yıllarda, 10 tabanlı, yeni bir logaritma sisteminin hesaplama işlerinde büyük kolaylıklar sağlayabileceğini düşündü. Fakat, bu yeni sisteme ait, düşündüğü temel ilkeleri, bizzat ortaya koyamadan öldü. Ömrünün son günlerinde, arkadaşı olan, İngiliz matematikçi ve astronom Henri Briggs'ten (1551 - 1630) düşüncelerinin tamamlanmasını istedi.

Henri Biggs, bu isteğe uyarak, 10 tabanına göre, bir logaritma cetveli hazırlayarak, 1617 yılında yayımlamıştır. Bu eser, 1'den 1000'e kadar olan sayıların 14 ondalıklı logaritmalarını gösterir. Henri Briggs, ilk logaritma cetvellerinin yayımından 7 yıl sonra, yani 1624 yılında; önceleri, 1'den 20.000'e daha sonra da, 90.000'den 100.000'e kadar olan sayıların 14 ondalıklı logaritmalarını kapsayan Logaritmik Aritmetik adlı bir eser daha yayımladı.

Daha sonra, Hollandalı matematikçi Adrien Vlacq, Henry Briggs'ten eksik kalan, 20.000'den 90.000'a kadar olan sayıların logaritmik değerlerini hesap etti ve cetvellerini 1626 yılında, Briggs' in adı altında, Goude'de yayımladı. Bu yeni çizelgeler, 10 ondalıklı olup, 1'den 1.000.000'a kadar sayılan , ve 0 dereceden 90 dereceye kadar olan açıların, 1'er açı dakikası aralıklı olarak, için sinüs, tanjant ve sekantın logaritma değerlerini kapsıyordu. Ayrıca, her biri 10" için, sinüs ve tanjantın logaritmalarına ilişkin bir çizelge yayımlandı. Logaritma cetvelleri üzerine eser hazırlayanlar, Adrien Vlacq' ın bu eserini temel kabul ederler.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
2 Şubat 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
MATEMATIKCILER VE MATEMATIK TARIHI ŞERIDI


Matematikciler ve Matematik Tarihi Şeridi Birinci Grup matematikciler Thales (M.Ö. 624-547),
Pisagor (M.Ö. 569-500),
Zeno (M.Ö. 495-435),
Eudexus(M.Ö. 408-355),
Öklid (M.Ö. 330?-275?),
Arşimed (M.Ö. 287-212),
Apollonius (M.Ö. 260?-200?),
Hipparc-hos (M.Ö. 160-125),
Menaleas (doğumu, M.Ö. 80)
İskenderiyeli Heron (? -M.S.80) ,
Batlamyos (85- 165) ve Diophantos (325-400)
Eski Yunan (Antik çağ, Grek) matematikçileri; M.Ö. 8. yüzyıl ile M.S. 2. yüzyıl arasında, ikinci grup olarak belirttiğimiz Batı Dünyası matematikçi-leri ise, 16. ile 20. yüzyıl arasında yaşamışlardır: Burada akla şöyle bir soru gelmektedir. 16. yüzyıldan önceki zaman içerisinde matematik konularında hiç bir araştırma ve çalışma olma-mış mıdır? Özellikle, islamiyetin ilk yılları olan 7. yüzyıl ile 16. yüzyıl arasında yaşamış olan Türk-İslam Dünyası matematik bilginlerinin varlığı ve çalışmaları görmezlikten gelinmiştir. İkinci grup matematikciler Johann Müler (1436-1476),
Cardano (1501-1596),
Descartes (1596. 1650),
Fermat (1601-1665),
Pascal (1623-1662),
Newton (1642-1727),
Leibniz (1646-1716),
Leibniz (1646-1716),
Mac Loren (1698-1748),
Bernoulliler (Bu aileden sekiz ünlü matematikçi vardır. Bunlar; Jean Ber-noulli l667-1748, Jacques Bernoulli 1654-1705, Daniel Bernoulli 1700-1782...), Euler (1707-1783), Gespard Monge (1746-1818), Lagrance (1776-1813), Joseph Fou-rier (1768-1830), Poncolet (1788-1867), Gauss (1777-1855), Cauchy (1789-1857), Lobaçevski(1793-1856), Abel (1802-1829), BooIe (1815-1864), Riemann (1826-1866), Dedekind (1831-1916), H. Poincare (1854-1912) Cantor (1845-1918)
8. ile 16. yüzyıl Türk - İslam Dünyası matematikçilerinin ha-zırlamış oldukları temel eserlerden büyük istifadeler sağlayarak, matematiği, bugünkü ileri seviyesine ulaştırabilmişlerdir. Türk - İslam Dünyası matematikçileri, Batı dünyasının ilmi düşünce ve araştırma duygularını ateşleyerek harekete geçirip beslediler ve yeni bir canlılık kazandırdılar. Cebir, geometri, aritmetik ve trigonometri konularında Batıyı kendi görüş ve keşiflerine dayanarak ilerleyebileceği seviyeye getirdiler. 16. yüzyıl sonları için İtalyan matematikçi Cordanonun (1501-1576) adını belirtebiliriz. 17. yüzyılda; İngiliz (İskoçyalı) Jean Napier (1550-1617), İsviçre matematikçilerinden Gulden (1577-1643); İtalyan matematikçilerinden Cavalieri (1598-1647); Fransız matematikçilerinden René Descartes (1596-1650), Desargues (1593-1662), Blaise Pascal (1623-1662), Pierre Fer-mat (1601-1663); Hollandalı matematikçi Huygensin (1629-1695) adlarını belirtebiliriz. Bu kişilerden J. Napier logaritmaya ait sistemleri ortaya koymuştur. R.Descartes de analitik geometriye ait yeni bazı temel esasları ortaya koymuş, mevcut analitik geometri bilgilerini sis-temleştirmiştir. Diğer matematikçiler de, matematiğin çeşitli dallarına ait, bazı yeni temel bilgi-ler kazandırmışlardır. 18. yüzyılda; İsviçre matematikçilerinden; Bernouilli (Jacques I 1654-1705), Cramer (1704-1752), Leonard Euler (1707-1783), Alman matematikçilerinden Gottfried Wilhelm Leibniz (1146-1716), İngiliz matematikçilerinden lsaac Newton (1642-1727), Mac-Loren (1698-1746), İtalyan matematikçilerinden Ceva (1648-1734), Riccati (1676-1754), Fransız matematikçilerinden Clairautin (1713-1765) adlarını belirtebiliriz. 19. yüzyıl Fransız matematikçilerinden; Joseph Louis Lagrange (1736-1813), Gespart Monge (1746-1818), Pierre-Simon Laplace (1749-1827), Joseph Fourier (1768-1830), Galois (1811-1832), Legendre (1752-1833), F. W. Bessel (1784-1846), Augustin-Louis Cauchy (1789-1857), Jean-Victor Poncolet (1788-1857), Poinsot (1771-1859), Brianchan (1785-1864), Dupin (1784-1873), Chasley (1793-1880), Charles Hermite (1822-1901); İtalyan matematikçilerden Carnot (1753-1823); Norveç matematikçilerinden Niels Henrik Abel (1802-1829), Alman matematik-çilerden, Jacobi (1804-1851), Carl Friedrich Gauss (1777-1855), Gerge Friedrich Berhard Riemann (1826-1866), Leopold Kronecker (1823-1891), Erust Kummer (1810-1893), Weier-strass (1815-1897); Sovyet matematikçilerinden Nicolas lvanawitch Lobatchewsky (1793-1856), Sonia Kowallewska (1850-1891); ingiliz matematikçilerden Gerge Boole (1815-1864), Cayley (1821-1895), James Joseph Sylvester (1814-1897) ve İrlandalı matematikçi William Rawan Hamilton (1805-1865) adlarını belirtebiliriz.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
2 Şubat 2009       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Matematiğin Tarihçesi Ortaçağ

İslâm Dünyası'nda başta aritmetik olmak üzere, matematiğin geometri, cebir ve trigonometri gibi dallarına önemli katkılarda bulunan matematikçiler yetişmiştir. Ancak bu dönemde gerçekleşen gelişmelerden en önemlisi, geleneksel Ebced Rakamları'nın yerine Hintlilerden öğrenilen Hint Rakamları'nın kullanılmaya başlanmasıdır.

Konumsal Hint rakamları, 8. yüzyılda İslâm Dünyası'na girmiş ve hesaplama işlemini kolaylaştırdığı için matematik alanında büyük bir atılımın gerçekleştirilmesine neden olmuştur.

Daha önce Arap alfabesinin harflerinden oluşan harf rakam sistemi kullanılıyordu ve bu sistemde sayılar, sabit değerler alan harflerle gösteriliyordu. Örneğin için a harfi, 10 için y harfi ve 100 içinse k harfi kullanılıyordu ve dolayısıyla sistem konumsal değildi. Böyle bir rakam sistemi ile işlem yapmak son derece güçtü.

Erken tarihlerden itibaren ticaretle uğraşanların ve aritmetikçilerin kullanmaya başladıkları Hint Rakamları'nın üstünlüğü derhal farkedilmiş ve yaygın biçimde kabul görmüştü. Bu rakamlar daha sonra Batı'ya geçerek Roma Rakamları'nın yerini alacaktır.

Cebir bilimi İslâm Dünyası matematikçilerinin elinde bağımsız bir disiplin kimliği kazanmış ve özellikle Hârizmî, Ebu Kâmil, Kerecî ve Ömer el-Hayyâm gibi matematikçilerin yazmış oldukları yapıtlar, Batı'yı büyük ölçüde etkilemiştir.

İslâm Dünyası'nda büyük ilgi gören ve geliştirilen bilimlerden birisi olan astronomi alanındaki araştırmalara yardımcı olmak üzere trigonometri alanında da seçkin çalışmalar yapılmıştır. Bu konudaki en önemli katkı, açı hesaplarında kirişler yerine sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonların kullanılmış olmasıdır.

Yeniçağ

Bu dönem diğer alanlarda olduğu gibi matematik alanında da yeniden bir uyanışın gerçekleştiği ve özellikle trigonometri ve cebir alanlarında önemli çalışmaların yapıldığı bir dönemdir.

Trigonometri, Regiomontanus, daha sonra da Rhaeticus ve Bartholomaeus Pitiscus`un çabalarıyla ve cebir ise Scipione del Ferro, Nicola Tartaglia, Geronimo Cardano ve Lodovice Ferrari tarafından yeniden hayata döndürülmüştür.

Yapılan çalışmalar sonucunda geliştirilen işlem simgeleri, şu anda bizim kullandıklarımıza benzer denklemlerin ortaya çıkmasına olanak vermiş ve böylelikle, denklem kuramı biçimlenmeye başlamıştır.

Rönesans matematiği özellikle Raffaello Bombelli, François Viète ve Simon Stevin ile doruk noktasına ulaşmıştır. 1585 yılında, Stevin, aşağı yukarı Takîyüddîn ile aynı anda ondalık kesirleri kullanmıştır.

Bu dönemde çağdaş matematiğin temelleri atılmış ve Pierre de Fermat sayılar kuramını, Pascal olasılık kuramını, Leibniz ve Newton ise diferansiyel ve integral hesabı kurmuşlardır.

Yakınçağ

Bu dönemde Euler ve Lagrange, integral ve diferansiyel hesabına ilişkin 17. yüzyılda başlayan çalışmaları sürdürmüş ve bu çalışmaların gök mekaniğine uygulanması sonucunda fizik ve astronomi alanlarında büyük bir atılım gerçekleştirilmiştir. Mesela Lagrange, Üç Cisim Problemi'nin ilk özel çözümlerini vermiştir.

Bu dönemde matematiğe daha sağlam bir temel oluşturmaya yönelik felsefi ağırlıklı çalışmalar genişleyerek devam etmiştir. Russell, Poincaré, Hilbert ve Brouwer gibi matematikçiler, bu konudaki görüşleriyle katkıda bulunmuşlardır.

Russell, matematik ile mantığın özdeş olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır. Matematiğin, sayı gibi kavramlarını, toplama ve çıkarma gibi işlemlerini, küme, değilleme, veya, ise gibi mantık terimleriyle ve matematiği ise "p ise q" biçimindeki önermeler kümesiyle tanımlamıştır.

Hilbert'e göre ise, matematik soyut nesneleri konu alan simgesel bir sistemdir; mantığa indirgenerek değil, simgesel aksiyomatik bir yapıya dönüştürülerek temellendirilmelidir.

Sezgici olan Brouwer de matematiğin temeline, kavramlara somut içerik sağlayan sezgiyi koyar; çünkü matematik bir teori olmaktan çok zihinsel bir faaliyettir. Poincaré'ye göre de matematiğin temelinde sezgi vardır ve matematik kavramlarının tanımlanmaya elverişli olması gerekir.

Yine bu dönemin en orijinal matematikçileri olarak Dedekind ve Cantor sayılabilir. Dedekind, erken tarihlerden itibaren irrasyonel sayılarla ilgilenmeye başlamış, rasyonel sayılar alanının sürekli reel sayılar biçimine genişletilebileceğini görmüştür. Cantor ise, bugünkü kümeler kuramının kurucusudur.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
2 Şubat 2009       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bilim Tarihinde Matematik
Matematikle ilgili eserler incelendiğinde; birinci grup olarak, Eski Yunan matematikçilerinden Tales (Thales M.Ö. 624-547), Fisagor (Pythagoras M.Ö. 569-500), Zeno (M.Ö. 495-435), Eudexus(M.Ö. 408-355), Öklid (Euclides M.Ö. 330?-275?), Arşimed (Archimedes M.Ö. 287-212), Apollonius (M.Ö. 260?-200?), Hipparchos (M.Ö. 160-125), Menaleas (doğumu, M.Ö. 80) İskenderiyeli Heron (? -M.S.80) , Batlamyos (Ptelemeos Claudis 85-165) ve Diophantos (325-400) ile bunların çağdaşlarının adları görülür. Daha sonra, ikinci grup olarak da Batı Dünyası matematikçilerinden; Johann Müler (Regiomantanus ,adıyla da tanınır, 1436-1476), Cardano (1501-1596), Decartes (1596. 1650), Fermat (1601-1665), Pascal (1623-1662), Newton (Isaac Newton 1642-1727), Leibniz (1646-1716), Mac Loren (1698-1748), Bernoulli'ler (Bu aileden sekiz ünlü matematikçi vardır. Bunlar; Jean Bernoulli l667-1748, Jacques Bernoulli 1654-1705, Daniel Bernoulli 1700-1782...), Euler (1707-1783), Gespard Monge (1746-1818), Lagrance (1776-1813), Joseph Fourier (1768-1830), Poncolet (1788-1867), Gauss (1777-1855), Cauchy (1789-1857), Lobatchewsky (1793-1856), Abel (1802-1829), BooIe (1815-1864), Riemann (1826-1866), Dedekind (1831-1916), H. Poincare (1854-1912) ve Cantor (1845-1918) ile bunların çağdaşlarının adları belirtilir Bu bilginlerin adlarını ve matematikle ilgili sistem, teorem ve kavramlarını her kademedeki orta dereceli okul ile üniversite ve dengi okul matematik kitaplarında görmek mümkündür.
Yukarıda; birinci grup olarak belirttiğimiz; Eski Yunan (Antik çağ, Grek) matematikçileri; M.Ö. 8. yüzyıl ile M.S. 2. yüzyıl arasında, ikinci grup olarak belirttiğimiz Batı Dünyası matematikçileri ise, 16. ile 20. yüzyıl arasında yaşamışlardır: Burada akla şöyle bir soru gelmektedir. 16. yüzyıldan önceki zaman içerisinde matematik konularında hiç bir araştırma ve çalışma olmamış mıdır? Özellikle, islamiyetin ilk yılları olan 7. yüzyıl ile 16. yüzyıl arasında yaşamış olan Türk-İslam Dünyası matematik bilginlerinin varlığı ve çalışmaları görmezlikten gelinmiştir.
Gerçek olan şu ki; Türk-İslam Dünyası matematikçileri, yukarıda birinci grup olarak adlarını belirttiğimiz Eski Yunan bilginlerinin ortaya koyup, yeterli çözüm getiremedikleri, matematik sorunlarına yeni çözümler getirdikleri gibi, bu bilime yeni sistem, kavram ve teorem kazandırmışlardır. Bu başarılarının sonucu bugünkü ileri matematiğin temelini atmışlardır. Her ne kadar, Batı'lı bazı bilim tarihçileri, Eski Yunan matematiğini geliştirmiş olmakla vasıflandırıyorlarsa da, son yüzyıl içinde yapılan araştırmalar, bu hükmün temelinden yanlış olduğunu ortaya koymuşlardır.
Ülkemizde, evrensel nitelikteki kendi alimlerimizin bilimsel yönlerine gereken ve yeterli önem verilmezken; Batı'da, özellikle son yüzyıl içerisinde, bilginlerimize ait yüzlerce cilt eser ve makalelerin yayınlandığı, hatta bu bilginlerimiz için, yaşadığı yüzyıllara adlar verildiği ve anma törenleri düzenlendiğini görmek mümkündür. Bunlardan birkaç örnek vermek gerekirse; dünyada ilk cebir kitabı yazanın Harezmi (Harezm 780-Bağdat 850), trigonometrinin temel bilginlerinden olan sinüs ve cosinüs tanımlarını ilk açıklayan el-Battani (Harran 858-Samarra 929) , tanjant ve cotanjant tanımları ile ilgili temel bilgileri Ebu'l Vefa (Buzcan 940-Bağdat 998), Pascal'a (Blaise pascal 1623-1662) izafe edilen ve cebirde önemli kuralları ihtiva eden "Binom Formülünün" Ömer Hayyam'a (1038-Nişabur 1132) ait ve Kepler'in (Johannes Kepler 1570-1630) araştırmalarına rehberlik edenin İbn-i Heysem (Basra 965-Kahire 1039). olduğunu belirtebiliriz. Ayrıca Sabit bin Kurra (Harran-826-Bağdat 901) için "Türk Öklid'i" bilim dünyasının en büyük alimi, Beyruni (Bruni) (Ket 973-Gazne 1052) için "Onuncu Yüzyıl Bilgini", ünlü Türk hükümdarı Uluğ Bey için "On Beşinci Yüzyıl Bilgini" öğrencisi Ali Kuşçu için "On Beşinci Yüzyıl Batlamyos'u" dendiğini de belirtmek mümkündür.
Yukarıda sadece birkaçının adını belirttiğimiz 8. ile 16. yüzyıl Türk-İslam Dünyası alimlerinin eserleri, Batı'da "Tercüme Yüzyılı" olarak adlandırılan 12. yüzyıl başlarından itibaren, önceleri zamanın bilim dili olan Latince'ye, daha sonradan da, öteki Batı dillerine çevrilmiştir. Çevrilen bu eserlerin asılları ise, Doğu Yazma Eserleri ile zengin olan Avrupa kütüphanelerinde muhafaza edilmekte ve hala, ilgili bilim adamlarının elinde, gerektiğinde temel müracaat kitabı, ya da kaynak eser olarak değerlendirilmektedir.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
2 Şubat 2009       Mesaj #6
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Matematik Tarihinde Bir Gezinti


1- Sayıların cisimlerden 'kurtulması' (örneğin 12 sayısının 12 elmadan ayrılması), insanlık tarihinin en büyük düşünsel devrimlerinden biridir.

2- Basamak kavramının oluşumu ,matematiğin önünü açmıştır.Basamak olmasaydı,en fazla tek rakamlı sayılarla yine tek rakamlı sonuçlar veren dört işlem yapabilirdik.

3- Bilim kendini geometri ile belli etmiştir.Algılanabilir nesnelerden çizgileri,açıları ve yüzeyleri soyutlama onuru ilk olarak Tales'e aittir.

4- Bir şeklin önemli noktalarını harflerle gösterme düşüncesi ilkin Euclides'e aittir.

5- M.S. 700 yıllarında sıfır kavramı bulundu.Sıfır olmasaydı,ne bilim ,ne sanayi,ne de ticaret hızlı bir biçimde ilerleyebilirdi.

6- Bayağı kesirler (örneğin 24/5 ) 4000 yıldan beri biliniyordu.Ama ondalık sayılar (örneğin 4.8 ) ilk kez 16. yüzyılda François Vi'ete (1579'da) ve Simon Stevin (1585'de) tarafından kullanılmaya başlandı.

7- İsveç'li matematikçi John Napier,1614'te logaritmayı geliştirdi.

8- 10 Kasım 1619 tarihi,modern matematiğin doğuşunun resmi tarihidir. O günde ,geometri cebirselleşti,cebir de görselleşti.Kartezyen geometri hem fonksiyon kuramının ,hem de uzayın sayısallaştırılmasının başlangıç noktasıdır.

9- Değişmezler için a,b,c, değişkenler için de x,y,z, Descartes'ten beri (1637'den beri) kullanılmaktadır.

10- Sonsuz sembolü ilk kez 1655'de John Wallis tarafından kullanılmış ve bu sembol genel kabul görmüştür.

11- Diferansiyel ve integral hesap metodu, 1666 yılında Newton tarafından geliştirildi.Leibniz'in de eşzamanlı olarak geliştirdiği bu metot olmasaydı,mühendislik ve mimarlık ancak dahilerin işi olarak kalırdı.Limiti sıfıra giden bir değişkene,Newton ve Leibniz 'den beri 'sonsuz küçük' denmektedir.

12- Olasılık hesabı ,17. yüzyılda Fermat ve Pascal tarafından kuruldu.Galileo,olasılık hesabının olabilirliğini ve gerekliliğini sezmişti.Olasılık hesabını daha sonra Laplace ve Gauss geliştirdiler.

13- Euclides,bütünün parçasından daha büyük olduğunu söylemişti.19.yüzyılın ikinci yarısında kümeler kavramı ve teorisi doğdu.

14- Öklitçi olmayan geometrinin kurucuları, Lobaçevski,Bolyai ve Gauss 'tur. Küresel geometri,paraleli olmayan geometridir.




Kaynak:Cumhuriyet (Bilim Teknoloji)
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Aralık 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
MİLATTAN ÖNCE
• Matematik sözcüğü, ilk kez, M.Ö. 550 civarında Pisagor okulu üyeleri tarafından kullanılmıştır.
• Yazılı literatüre girmesi, Platon'la birlikte, M.Ö. 380 civarında olmuştur
• matematiğin M.Ö. 3000-2000 yılları arasında Mısır ve Mezopotamya'da başladığını söyleyebiliriz.
• Herodotos'a (M.Ö. 485-415) göre matematik Mısır'da başlamıştır

• 3000 Mısır Hiyeroglif denen yazı sistemi bulundu
• 3000 Babil'de ilk toplama makinesi kullanıldı
• 540 Miletli (Batı Anadolu'da liman kenti) THALES geometri okulunu kurdu ve kendi teoremini geliştirdi
MİLATTAN SONRA
• 1614 İskoçyalı John NAPİER Logaritma cetvelini ict etti
• " 1642 Fransız matematikçi Blaise PASCAL ilk toplama makinesini icat etti
• Olasılığın (prior) tanımı 1654 yılında Pascal ve Fermat arasındaki yazışmalarda formüle edildi
• 1855 İskoç James MAXWELL Faraday kanunlarını matematiksel olarak kanıtladı ve kendi kuramını yazdı
• Meşhur Bernoulli teoremi ve binom dağılımı 1713 yılında ortaya atıldı

• "Minifici Logaritmorum Canonis Descripto’’logaritma cetveli tanımı ve iki ayrı trigonometri ile bütün matematik
hesaplarında kolay ve çabuk kullanılmasına genel açıklaması) adlı, zamanın bilim dili olan Latince olarak kaleme alınmış eser, ilk kez 1614 yılında Edinburg şehrinde yayınlandı.
ARKADAŞLAR ÇEŞİTLİ SİTELERDEN ÖDEVİM OLDUĞU İÇİN ARŞATIRDIM ANCAK BU KADAR BULABİLDİM İŞALLAH YARDIM ETMİŞ OLURUM YALNIZ SİZDEN RİCAM BU TÜR ŞEYLERİ ARAYANLARLA BU BİLGİYİ PAYLAŞIN İYİ ARAŞTIRMALAR
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Aralık 2009       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Ziyaretçi adlı kullanıcıdan alıntı

lütfen hemen cevap gelsin
lütfennn

MATEMATİK FEN VE TEKNOLOJİDEKİ İLGİNÇ BULUŞLAR VE İCATLAR

İLK LOGARİTMA CETVELİ
1614 yılında İskoç Napier tarafından bulundu.Çok fazla işe yaramasa da zaman zaman ihtiyaç duyulur.

İLK DEFA SİNÜSÜN KULLANILMASI
Battanî10.yy’da sinüs ile hesaplar yapmaya başladı.

İLK DEFA TANJANTIN KULLANILMASI
Ebu’l Vefa10.yy’da matematiğe tanjantı getirdi.

İLK DEFA SIFIRIN KULLANILMASI
Harezmî9. yy’da sıfırı buldu.Daha önceki yıllarda sıfır yerine boşluk bırakılıyordu.Bu da zaman zaman işlem hatalarına yol açıyordu.İlk olarak Türk matematikçi sıfırı Avrupalılara tanıttı ve hemen kabul gördü.

İLK DEFA ALGORİTMANIN KULLANILMASI
Harezmî9. yy’da.(Algoritma ismi Harezmî’nin değişmiş hâlidir.)

İLK BİNOM AÇILIMI
Ömer Hayyam. 11.yy.

İLK PASCAL ÜÇGENİ
Ömer Hayyam. 11.yy.

Pİ SAYISININ HESAPLANAN EN BÜYÜK DEĞERİ
Yıllarca pi sayısının tam değeri bulunamadı.Günümüzde ise 1 milyarıncı basamağa kadar biliniyor.

İSİMLENDİRİLMİŞ EN BÜYÜK SAYI
10 üzeri 100 sayısı (1 ve yanında 100 tane sıfır) googol olarak adlandırılır.

ROMA RAKAMI İLE YAZILAN EN UZUN SAYI
3888 sayısı:MMMDCCCLXXXVIII

Alıntı
Ziyaretçi adlı kullanıcıdan alıntı

ARKADAŞLAR,MATEMATİK TARİH ŞERİDİ HAZIRLIYORUM BUNUN İÇİNDE TARİHTE YAPILAN ÖNEMLİ [MATEMATİK İLE İLGİLİ] BULUŞLARI,TEOREMLERİ ARAŞTIRMAM GEREKİYOR.BANA YARDIMCI OLURSANIZ SEVİNİRİM.

MATEMATİK FEN VE TEKNOLOJİDEKİ İLGİNÇ BULUŞLAR VE İCATLAR

İLK LOGARİTMA CETVELİ
1614 yılında İskoç Napier tarafından bulundu.Çok fazla işe yaramasa da zaman zaman ihtiyaç duyulur.

İLK DEFA SİNÜSÜN KULLANILMASI
Battanî10.yy’da sinüs ile hesaplar yapmaya başladı.

İLK DEFA TANJANTIN KULLANILMASI
Ebu’l Vefa10.yy’da matematiğe tanjantı getirdi.

İLK DEFA SIFIRIN KULLANILMASI
Harezmî9. yy’da sıfırı buldu.Daha önceki yıllarda sıfır yerine boşluk bırakılıyordu.Bu da zaman zaman işlem hatalarına yol açıyordu.İlk olarak Türk matematikçi sıfırı Avrupalılara tanıttı ve hemen kabul gördü.

İLK DEFA ALGORİTMANIN KULLANILMASI
Harezmî9. yy’da.(Algoritma ismi Harezmî’nin değişmiş hâlidir.)

İLK BİNOM AÇILIMI
Ömer Hayyam. 11.yy.

İLK PASCAL ÜÇGENİ
Ömer Hayyam. 11.yy.

Pİ SAYISININ HESAPLANAN EN BÜYÜK DEĞERİ
Yıllarca pi sayısının tam değeri bulunamadı.Günümüzde ise 1 milyarıncı basamağa kadar biliniyor.

İSİMLENDİRİLMİŞ EN BÜYÜK SAYI
10 üzeri 100 sayısı (1 ve yanında 100 tane sıfır) googol olarak adlandırılır.

ROMA RAKAMI İLE YAZILAN EN UZUN SAYI
3888 sayısı:MMMDCCCLXXXVIII
Son düzenleyen Misafir; 21 Aralık 2009 17:31 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Ocak 2010       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tam Sayıların Bulunuşu hakkında ansiklopedik bilgi
D üzenle|Mayıs 2007 Tam Sayılar Neden Ve Ne zaman Bulundu? Tam sayılar kümesini pozitif tam sayılar, sıfır ve negatif tam sayılar diye üçe ayırmak gerek. Çünkü bunların her biri farklı tarihe sahipler. Pozitif tam sayıların ortaya çıkışı tam olarak bilinmiyor. 70 bin yıl önce pozitif tam sayıların, sayma sayıları olarak kullanıldığını gösteren belgeler var. İlk kullanımın saymak amacıyla olduğu anlaşılıyor. Güney Afrika'da bulunmuş olan bazı taşların üzerinde, yılın altı ayını, 28'er günlük ay takvimine göre sayan, çentikler atıldığı bulunmuştur. Bu çetelelerin sayma amacıyla kullanılmasını matematik olarak nitelemek zor. Sayıları ifade etmek için, her sayıya karışlık bir işaretin, bugünkü tabirimizle rakamların icadı matematiğin başlangıcı sayılabilir. Bu amaçla ilk yazılı kayıtlara M. Ö. 2000 yıllarında Babil'de rastlanıyor. 60 tabanına göre kurulmuş bu sayı sistemi negatif sayıları içinde taşımamakla beraber, kavram olarak sıfırı bulmak mümkün. Demek ki, sayı sistemi yazılı hale getirilinceye kadar, gelişmesi için de bir sürenin geçtiğini var sayarsak, ilk matematik ile ilgili yaklaşık başlangıç zamanı kestirimi bulmuş oluruz. Negatif sayıların ilk kayıtlarda görüldüğü zaman M.Ö. 100-50 dönemi Çin'dir. Hindistan'da Brahmagupta 628'de yayınladığı Brahmasphuta Siddhanta adlı eserinde borç anlamına gelmek üzere negatif sayılardan bahsettiği görülür. Orta Doğu'da muhasebe kayıtlarında borç veya zarar yerine negatif sayıların kullanılması da aynı zamanlara rastlamaktadır.. Avrupa'da negatif sayıları ilk Fibonecci'nin Liber Abaci'sinde görüyoruz. 1202 yılında yayınlanmış bu eser, Arap matematiğini Avrupa'ya taşımakta öncülük etmiştir. . Negatif tam sayıların Avrupa matematiğinde tam olarak yerleşmesi 18 yy.'ı bulur. Öğretmenlerin bu konu hakkında bilgisi olmasına rağmen öğrencilere eziyet çektirmek için konuyu araştırılması istenir. Ayrıca deminki mükemmel doğruluktaki cümleyi de NAZLI SILA KAYAM yazmıştır. İlgililerin dikkatine...


Turkcebilgi.com: Tam Sayıların Bulunuşu hakkında ansiklopedik bilgi
Genel Başvuru ve Bilgi Sitesi
Under Creative Commons License: Attribution Non-Commercial
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ocak 2010       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Matematiğin Tarihçesi Ortaçağ

İslâm Dünyası'nda başta aritmetik olmak üzere, matematiğin geometri, cebir ve trigonometri gibi dallarına önemli katkılarda bulunan matematikçiler yetişmiştir. Ancak bu dönemde gerçekleşen gelişmelerden en önemlisi, geleneksel Ebced Rakamları'nın yerine Hintlilerden öğrenilen Hint Rakamları'nın kullanılmaya başlanmasıdır.

Konumsal Hint rakamları, 8. yüzyılda İslâm Dünyası'na girmiş ve hesaplama işlemini kolaylaştırdığı için matematik alanında büyük bir atılımın gerçekleştirilmesine neden olmuştur.

Daha önce Arap alfabesinin harflerinden oluşan harf rakam sistemi kullanılıyordu ve bu sistemde sayılar, sabit değerler alan harflerle gösteriliyordu. Örneğin için a harfi, 10 için y harfi ve 100 içinse k harfi kullanılıyordu ve dolayısıyla sistem konumsal değildi. Böyle bir rakam sistemi ile işlem yapmak son derece güçtü.

Erken tarihlerden itibaren ticaretle uğraşanların ve aritmetikçilerin kullanmaya başladıkları Hint Rakamları'nın üstünlüğü derhal farkedilmiş ve yaygın biçimde kabul görmüştü. Bu rakamlar daha sonra Batı'ya geçerek Roma Rakamları'nın yerini alacaktır.

Cebir bilimi İslâm Dünyası matematikçilerinin elinde bağımsız bir disiplin kimliği kazanmış ve özellikle Hârizmî, Ebu Kâmil, Kerecî ve Ömer el-Hayyâm gibi matematikçilerin yazmış oldukları yapıtlar, Batı'yı büyük ölçüde etkilemiştir.

İslâm Dünyası'nda büyük ilgi gören ve geliştirilen bilimlerden birisi olan astronomi alanındaki araştırmalara yardımcı olmak üzere trigonometri alanında da seçkin çalışmalar yapılmıştır. Bu konudaki en önemli katkı, açı hesaplarında kirişler yerine sinüs, kosinüs, tanjant ve kotanjant gibi trigonometrik fonksiyonların kullanılmış olmasıdır.

Yeniçağ

Bu dönem diğer alanlarda olduğu gibi matematik alanında da yeniden bir uyanışın gerçekleştiği ve özellikle trigonometri ve cebir alanlarında önemli çalışmaların yapıldığı bir dönemdir.

Trigonometri, Regiomontanus, daha sonra da Rhaeticus ve Bartholomaeus Pitiscus`un çabalarıyla ve cebir ise Scipione del Ferro, Nicola Tartaglia, Geronimo Cardano ve Lodovice Ferrari tarafından yeniden hayata döndürülmüştür.

Yapılan çalışmalar sonucunda geliştirilen işlem simgeleri, şu anda bizim kullandıklarımıza benzer denklemlerin ortaya çıkmasına olanak vermiş ve böylelikle, denklem kuramı biçimlenmeye başlamıştır.

Rönesans matematiği özellikle Raffaello Bombelli, François Viète ve Simon Stevin ile doruk noktasına ulaşmıştır. 1585 yılında, Stevin, aşağı yukarı Takîyüddîn ile aynı anda ondalık kesirleri kullanmıştır.

Bu dönemde çağdaş matematiğin temelleri atılmış ve Pierre de Fermat sayılar kuramını, Pascal olasılık kuramını, Leibniz ve Newton ise diferansiyel ve integral hesabı kurmuşlardır.

Yakınçağ

Bu dönemde Euler ve Lagrange, integral ve diferansiyel hesabına ilişkin 17. yüzyılda başlayan çalışmaları sürdürmüş ve bu çalışmaların gök mekaniğine uygulanması sonucunda fizik ve astronomi alanlarında büyük bir atılım gerçekleştirilmiştir. Mesela Lagrange, Üç Cisim Problemi'nin ilk özel çözümlerini vermiştir.

Bu dönemde matematiğe daha sağlam bir temel oluşturmaya yönelik felsefi ağırlıklı çalışmalar genişleyerek devam etmiştir. Russell, Poincaré, Hilbert ve Brouwer gibi matematikçiler, bu konudaki görüşleriyle katkıda bulunmuşlardır.

Russell, matematik ile mantığın özdeş olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır. Matematiğin, sayı gibi kavramlarını, toplama ve çıkarma gibi işlemlerini, küme, değilleme, veya, ise gibi mantık terimleriyle ve matematiği ise "p ise q" biçimindeki önermeler kümesiyle tanımlamıştır.

Hilbert'e göre ise, matematik soyut nesneleri konu alan simgesel bir sistemdir; mantığa indirgenerek değil, simgesel aksiyomatik bir yapıya dönüştürülerek temellendirilmelidir.

Sezgici olan Brouwer de matematiğin temeline, kavramlara somut içerik sağlayan sezgiyi koyar; çünkü matematik bir teori olmaktan çok zihinsel bir faaliyettir. Poincaré'ye göre de matematiğin temelinde sezgi vardır ve matematik kavramlarının tanımlanmaya elverişli olması gerekir.

Yine bu dönemin en orijinal matematikçileri olarak Dedekind ve Cantor sayılabilir. Dedekind, erken tarihlerden itibaren irrasyonel sayılarla ilgilenmeye başlamış, rasyonel sayılar alanının sürekli reel sayılar biçimine genişletilebileceğini görmüştür. Cantor ise, bugünkü kümeler kuramının kurucusudur.

ARKADAŞLAR BUNLARI SARAYLA YAZARSANIZ ÖDEVİNİZİ TAMAMLARSINIZ:-D

Benzer Konular

12 Ocak 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
28 Şubat 2011 / Ziyaretçi Soru-Cevap
13 Mayıs 2014 / Misafir Soru-Cevap
7 Mayıs 2012 / asd159 Soru-Cevap