Arama

İslamın paylaşmaya ve yardımlaşmaya verdiği önem nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 10 Ekim 2013 Gösterim: 29.782 Cevap: 13
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
paylaşma ve yardımlaşma
EN İYİ CEVABI Misafir verdi
islamın yardımlaşmaya ve paylaşmaya verdiği önem
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen kompetankedi; 29 Aralık 2008 13:28
Lavie - avatarı
Lavie
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #2
Lavie - avatarı
Ziyaretçi
yardımlaşmanın önemi;
www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/88050-islamiyette-yardimlasma-ve-yardimlasmanin-onemi.html#post855017
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Aralık 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
islamın yardımlaşmaya ve paylaşmaya verdiği önem
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
11 Aralık 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
islamın paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önem
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
11 Aralık 2009       Mesaj #5
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
İslamiyet'te Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi
Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi

a) Yardımlaşmanın Önemi:

Genellikle ifâde edildiği gibi İslâmiyet bir yardımlaşma dinidir. İslâmiyetten önce de sonra da hiç bir din ve fikir sistemi onun kadar bu konuya eğilmemiş yardım anlayışını ve bu anlayışın uygulanışını bu kadar geniş boyutlara ulaştıramamıştır.
Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimiz bu gerçeği, hayatımızın her anında görüyoruz. Geçmişte olduğu gibi, şimdi de hayatı paylaşan insanlar, aynı düzeyde değillerdir, örneğin zayıfı, güçlüsü, fakiri, zengini,erkeği, kadını gibi. Böyle insan toplulukları beraber doğup, beraber ölürler. Bu beraberlik “hayat”ın kaynağını oluşturuyor.
Ancak bu farklı insanlar, yaşadıkları süre içinde birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Zenginler bile fakirlere ihtiyaç duyar. Hiç bir zengin benim kimseye ihtiyacım yoktur diyemez. O insan servetini çalıştırdığı insanların gücü ile kazanır. Zira kimi çalıştırıyorsa ona muhtaç demektir.
İnsanların birbirlerine muhtaç olmaları, aralarındaki yardımlaşmaları zorunluluğunu ortaya çıkarır.Yardımlaşma toplum halinde yaşamanın sonucudur.
Cenâb-ı Hakk: “İyilikte ve kötülükten sakınmakta birbirinizle yardımlaşın, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın.” buyuruyor. Zekat vermenin, güzel söz söylemenin, ve daha pek çok şeyin, iyi olarak kabul edersek, yardımlaşmanın sınırını sonsuz olduğunu anlarız.
Yardımlaşmanın konusunun içinde, maldan sevgiye kadar herşey verilebilir. Verme işi bazan zekat fitre gibi mecburi olduğu halde, bazan tamamen isteğe bağlıdır. Bu vermenin sınırı yoktur.Bu yardımın dışında, müslümanlar birbirlerine sevgi ile bağlanmak zorundadırlar.

b) Yardımın İnsanların ve Toplumların Yaşamlarındaki yaptığı değişiklikler:

1- Yardımla yoksullar korunmuş olur. Onlara yapılan maddi yardımlar, onların hırsızlık gibi kötü yollara sürüklenmesini engeller.
2- Yardım yapanla yapılan arasında sevgi ve ülfet doğar.yardımla topluma kazandırılan insanlar kin, hased, düşmanlık gibi kötü huylardan kurtulur, kimsenin malında gözü olmaz.
3- Hz. Muhammed, müslümanlara yardım edilenin değil, yardım eden kişi olmalarını bildirmiştir.Sıkıntı zamanında müslümanlardan yardım, anlayış ve sevgi görenler, sıkıntılarını atlatınca, alan değil veren kişiler olmaya çalışacaktır.
4- Zekât, sadaka ve diğer maddî yardımlar, müslümanların güçlü olmalarında, birlik ve beraberlik içinde bulunmalarında en büyük etkendir. Yardımlaşma, zenginle fakir, tokla aç arasındaki uçurumu kapatır ve sevgi, saygı bağı kurar.
5- Yardımlaşmanın yaygın olduğu toplumlarda dostluk duyguları güçlü olur. Fakirlik ve bununla gelen dilencilik ortadan kalkar.

c) Yardımlaşma Çeşitleri:

1- Maddî Yardım:
Yerde ve gökte ne varsa hepsi Allah’ındır.Fakat, Cenâb-ı Hakk, yerde ve gökte bulunan bütün varlıklar, yüce katından bir lütuf ve bağışlama olarak, insanların hizmetine vermiştir. Varlığın sahibi olan Allah Teâla, bunu, kullarından dilediğine verip dilediğinden alacağını açıklamıştır.Ancak kendilerine mal ve mülk verdiği kişilere, malları ile ilgili bazı sorumluluklar yüklemiş ve görevler vermiştir. Bu sorumluluk ve görevler, Allah’ın bir emaneti olan mallardan bir kısmının başkalarına verilmesidir. Cenâb-ı Hakk, iman ve namazdan sonra, malın başkalarına verilmesini emretmiştir. Buna “infak etmek” denir. İnfakın üç çeşit kısmı vardır(Farz, vacip ve mendup). Farz olan zekât, vacip olan fitredir.
Dünyada kalacak olan malımızın, Allah’ın emrine göre kullanılması ve harcanması önemli bir iştir. Bu harcama, âhirete uzanan geçide sağlam bir köprü kurmamızı sağlar.
Hayır ve iyilik, mal, el ve dille yapılır. Yapılacak bütün iyiliklere “sadaka” denir.
Mal ile yapılacak iyilik ve yardımın başında zekât gelir. Zekât, insanların ihtiyaçlarından fazla olan mallardan başkalarına vermeleridir ve mecbûri bir yardım şeklidir.Bunun dışında, sadaka ile başkalarına yardım etmemiz gerekir.
İnsan yakınlık derecesine göre başkalarına yardım etmelidir (Çocuğu annesi-babası, kardeşi, yakın akrabaları, yakın ve uzak komşuları, içinde yaşadığı toplumun diğer bireyleri). Ancak maddî olarak yardım edilecek kişilerin gerçekten yoksul olmaları gerekir.
Fakat insan gönül zenginliğinin yerine, elinde olanın daha fazlazını ister, gözünü hırs bürür. Bunun yerine Allah’ın bize nimet olarak verdiği malların hayır yolunda, bize emrettiği şekilde harcanması olumlu bir davranıştır.Yalnız insan istediği malı değil, mallarından sevdiklerini yoksullara vermek zorundadır, böylece Allah’ın rızasını kazanır.
Mal ile yapılacak yardımlardan biri de “karz-ı hasen”dir.Bu yardım, faiz veya benzeri menfaat beklemeden ödünç para verilerek yapılır.
Herkesin yararlanabileceği çeşme, köprü, cami, hastane, okul, yol gibi kurumlar yaptırmak da mal ile yapılan yardımlar arasındadır.Bu tür hayır eserlerine sadaka-i câriye denir ve bu kişiler öldükten sonra da, o yerler hala işliyorsa sevabı çok olur.
Sosyal ve ekonomik bakımdan malla yapılacak en önemli yardımlardan biri de zenginlerin mallarını yatırıma aktarmalarıdır ve çalışmak isteyenlere iş ve geçim imkanı hazırlamalarıdır.

1-Mânevî Yardım:
Allah’ın ve Resûlünün bizden yapılmasını istediği, akıl ve vicdanın hoş gördüğü bir şeyi yapmak iyiliktir. Kötülükten sakınmak, başkalarına kötülük yapmamak da iyiliktir. Bu tür iyilikler de “sadaka”dır.İyilikte yardımlaşmak kadar kötülükten alıkoymaya çalışmak da müslümanların dinî-ahlâkî görevleri arasındadır. Kötülük gören kişi, kötülük ister küçük ister büyük olsun, ona engel olmalıdır. Eğer bu görev yapılırsa, kötülük azalır, toplum huzur bulur.

d) Yardım Yapılırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:
1- Yardım Allah rızası için yapılır. Allah rızası gözetilmeden yapılan iyilikte riyâ ve gösteriş, yada çıkar düşüncesi vardır.
2- Yardım yapılacağı sırada gerçekten yoksul olan kişiler aranmalıdır. Ancak hayâ sahibi yoksullar, yoksulluklarını belli etmez. Yardım yapacakların, bunlar gibilerini bulup, haysiyetlerini bozmadan yardım etmelidirler.
3- Kötü, işe yaramaz mallar yardım olarak başkalarına verilmez.
4- Yapılan yardım hiç bir zaman başa kakılmamalıdır, aksi takdirde yapılan yardımın sevabı olmaz.
5- Yoksulun halinden anlamalı ve ona iyi davranmalıdır.
6- Hiç bir yardım küçük görülmemelidir.
7- İyilik ve yardımda bulunacak kişi bunu zamanında yapmalıdır. Zamanında yapılmayan yardım, ihtiyacı karşılamaktan uzaklaşır.
8- Yardım yapılırken gizliliğe önem verilmelidir. Ancak zekat gibi farz olan ibadetlerde açıklık esastır.

e) Başkalarından Yardım Bekleyenlerin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar:
1- İhtiyaçtan fazlası istenmemelidir.
2- Yapılan yardımı azımsamadan kabul etmek gerekir.
3- Yardım kerîm olandan istenir, yardım etmek istemeyenden veya imkanı olmayandan yardım istenmez.
4- İyilik ve yardım yapana nankörlük değil, teşekkür etmeliyiz.

ayrıca bakınız>İslamiyet'te Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Şubat 2010       Mesaj #6
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yardımlaşmaaaaaaa ndr?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Aralık 2010       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
hiç bir şey bulamadım dfaha fazla şeyler koyabilmeniz gerekmektedir
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
21 Aralık 2010       Mesaj #8
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
paylaşmanın tanımı nedir?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Kasım 2011       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
5 - 3 = ?Sorunun Cevabını Yazın
CevaHızlı Cevapp içinde mesajdan alıntı yap?Konuya Cevap Yaz - MsXLabs MK

Ana Sayfa
Forumlar
Günlükler
Üye Ol
Üyeler
Gruplar
Albümler
Sohbet
Videolar
Site Dizini
Arama
Bize Ulaşın
Beni Hatırla?

MsXLabs™ MK :: Ziyaretçiler :: Soru-Cevap İslamın paylaşmaya ve yardımlaşmaya verdiği önem nedir?
Konu: İslamın paylaşmaya ve yardımlaşmaya verdiği önem nedir?

Forum: Soru-Cevap Gönderen: Ziyaretçi İlk Mesaj: 29-12-2008 (10:56) Son Mesaj: 21-12-2010 (15:31) Cevap: 7 Gösterim: 10683
islamda paylasmanin onemi, islamin yardimlasmaya verdigi onem, paylasma ve yardimlasma, paylasmanin onemi, paylasmanin onemi nedir,
« Önceki Konu | Sonraki Konu »

Konu Araçları Bu Konuda Ara :: Ziyaretçiler :: - Soru-Cevap forumunda yer alan İslamın paylaşmaya ve yardımlaşmaya verdiği önem nedir? konusunu görüntülüyorsunuz; paylaşma ve yardımlaşma ...
29-12-2008 Cevaplandı #1 (mesaj-linki)
Ziyaretçi

İslamın paylaşmaya ve yardımlaşmaya verdiği önem nedir?
paylaşma ve yardımlaşma

Son Düzenleyen kompetankedi; 29-12-2008 @ 13:28.

En İyi Cevap Misafir tarafından gönderildi
islamın yardımlaşmaya ve paylaşmaya verdiği önem

29-12-2008 #2 (mesaj-linki)
Lavie

yardımlaşmanın önemi;
www.msxlabs.org/forum/muslumanlik-islamiyet/88050-islamiyette-yardimlasma-ve-yardimlasmanin-onemi.html#post855017

01-12-2009 #3 (mesaj-linki)
Misafir
islamın yardımlaşmaya ve paylaşmaya verdiği önem

11-12-2009 #4 (mesaj-linki)
Misafir
islamın paylaşma ve yardımlaşmaya verdiği önem

11-12-2009 #5 (mesaj-linki)
_KleopatrA_
İslamiyet'te Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi
Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi

a) Yardımlaşmanın Önemi:

Genellikle ifâde edildiği gibi İslâmiyet bir yardımlaşma dinidir. İslâmiyetten önce de sonra da hiç bir din ve fikir sistemi onun kadar bu konuya eğilmemiş yardım anlayışını ve bu anlayışın uygulanışını bu kadar geniş boyutlara ulaştıramamıştır.
Kur’an-ı Kerim’den öğrendiğimiz bu gerçeği, hayatımızın her anında görüyoruz. Geçmişte olduğu gibi, şimdi de hayatı paylaşan insanlar, aynı düzeyde değillerdir, örneğin zayıfı, güçlüsü, fakiri, zengini,erkeği, kadını gibi. Böyle insan toplulukları beraber doğup, beraber ölürler. Bu beraberlik “hayat”ın kaynağını oluşturuyor.
Ancak bu farklı insanlar, yaşadıkları süre içinde birbirlerine ihtiyaç duyarlar. Zenginler bile fakirlere ihtiyaç duyar. Hiç bir zengin benim kimseye ihtiyacım yoktur diyemez. O insan servetini çalıştırdığı insanların gücü ile kazanır. Zira kimi çalıştırıyorsa ona muhtaç demektir.
İnsanların birbirlerine muhtaç olmaları, aralarındaki yardımlaşmaları zorunluluğunu ortaya çıkarır.Yardımlaşma toplum halinde yaşamanın sonucudur.
Cenâb-ı Hakk: “İyilikte ve kötülükten sakınmakta birbirinizle yardımlaşın, günah ve düşmanlıkta yardımlaşmayın.” buyuruyor. Zekat vermenin, güzel söz söylemenin, ve daha pek çok şeyin, iyi olarak kabul edersek, yardımlaşmanın sınırını sonsuz olduğunu anlarız.
Yardımlaşmanın konusunun içinde, maldan sevgiye kadar herşey verilebilir. Verme işi bazan zekat fitre gibi mecburi olduğu halde, bazan tamamen isteğe bağlıdır. Bu vermenin sınırı yoktur.Bu yardımın dışında, müslümanlar birbirlerine sevgi ile bağlanmak zorundadırlar.

b) Yardımın İnsanların ve Toplumların Yaşamlarındaki yaptığı değişiklikler:

1- Yardımla yoksullar korunmuş olur. Onlara yapılan maddi yardımlar, onların hırsızlık gibi kötü yollara sürüklenmesini engeller.
2- Yardım yapanla yapılan arasında sevgi ve ülfet doğar.yardımla topluma kazandırılan insanlar kin, hased, düşmanlık gibi kötü huylardan kurtulur, kimsenin malında gözü olmaz.
3- Hz. Muhammed, müslümanlara yardım edilenin değil, yardım eden kişi olmalarını bildirmiştir.Sıkıntı zamanında müslümanlardan yardım, anlayış ve sevgi görenler, sıkıntılarını atlatınca, alan değil veren kişiler olmaya çalışacaktır.
4- Zekât, sadaka ve diğer maddî yardımlar, müslümanların güçlü olmalarında, birlik ve beraberlik içinde bulunmalarında en büyük etkendir. Yardımlaşma, zenginle fakir, tokla aç arasındaki uçurumu kapatır ve sevgi, saygı bağı kurar.
5- Yardımlaşmanın yaygın olduğu toplumlarda dostluk duyguları güçlü olur. Fakirlik ve bununla gelen dilencilik ortadan kalkar.

c) Yardımlaşma Çeşitleri:

1- Maddî Yardım:
Yerde ve gökte ne varsa hepsi Allah’ındır.Fakat, Cenâb-ı Hakk, yerde ve gökte bulunan bütün varlıklar, yüce katından bir lütuf ve bağışlama olarak, insanların hizmetine vermiştir. Varlığın sahibi olan Allah Teâla, bunu, kullarından dilediğine verip dilediğinden alacağını açıklamıştır.Ancak kendilerine mal ve mülk verdiği kişilere, malları ile ilgili bazı sorumluluklar yüklemiş ve görevler vermiştir. Bu sorumluluk ve görevler, Allah’ın bir emaneti olan mallardan bir kısmının başkalarına verilmesidir. Cenâb-ı Hakk, iman ve namazdan sonra, malın başkalarına verilmesini emretmiştir. Buna “infak etmek” denir. İnfakın üç çeşit kısmı vardır(Farz, vacip ve mendup). Farz olan zekât, vacip olan fitredir.
Dünyada kalacak olan malımızın, Allah’ın emrine göre kullanılması ve harcanması önemli bir iştir. Bu harcama, âhirete uzanan geçide sağlam bir köprü kurmamızı sağlar.
Hayır ve iyilik, mal, el ve dille yapılır. Yapılacak bütün iyiliklere “sadaka” denir.
Mal ile yapılacak iyilik ve yardımın başında zekât gelir. Zekât, insanların ihtiyaçlarından fazla olan mallardan başkalarına vermeleridir ve mecbûri bir yardım şeklidir.Bunun dışında, sadaka ile başkalarına yardım etmemiz gerekir.
İnsan yakınlık derecesine göre başkalarına yardım etmelidir (Çocuğu annesi-babası, kardeşi, yakın akrabaları, yakın ve uzak komşuları, içinde yaşadığı toplumun diğer bireyleri). Ancak maddî olarak yardım edilecek kişilerin gerçekten yoksul olmaları gerekir.
Fakat insan gönül zenginliğinin yerine, elinde olanın daha fazlazını ister, gözünü hırs bürür. Bunun yerine Allah’ın bize nimet olarak verdiği malların hayır yolunda, bize emrettiği şekilde harcanması olumlu bir davranıştır.Yalnız insan istediği malı değil, mallarından sevdiklerini yoksullara vermek zorundadır, böylece Allah’ın rızasını kazanır.
Mal ile yapılacak yardımlardan biri de “karz-ı hasen”dir.Bu yardım, faiz veya benzeri menfaat beklemeden ödünç para verilerek yapılır.
Herkesin yararlanabileceği çeşme, köprü, cami, hastane, okul, yol gibi kurumlar yaptırmak da mal ile yapılan yardımlar arasındadır.Bu tür hayır eserlerine sadaka-i câriye denir ve bu kişiler öldükten sonra da, o yerler hala işliyorsa sevabı çok olur.
Sosyal ve ekonomik bakımdan malla yapılacak en önemli yardımlardan biri de zenginlerin mallarını yatırıma aktarmalarıdır ve çalışmak isteyenlere iş ve geçim imkanı hazırlamalarıdır.

1-Mânevî Yardım:
Allah’ın ve Resûlünün bizden yapılmasını istediği, akıl ve vicdanın hoş gördüğü bir şeyi yapmak iyiliktir. Kötülükten sakınmak, başkalarına kötülük yapmamak da iyiliktir. Bu tür iyilikler de “sadaka”dır.İyilikte yardımlaşmak kadar kötülükten alıkoymaya çalışmak da müslümanların dinî-ahlâkî görevleri arasındadır. Kötülük gören kişi, kötülük ister küçük ister büyük olsun, ona engel olmalıdır. Eğer bu görev yapılırsa, kötülük azalır, toplum huzur bulur.

d) Yardım Yapılırken Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar:
1- Yardım Allah rızası için yapılır. Allah rızası gözetilmeden yapılan iyilikte riyâ ve gösteriş, yada çıkar düşüncesi vardır.
2- Yardım yapılacağı sırada gerçekten yoksul olan kişiler aranmalıdır. Ancak hayâ sahibi yoksullar, yoksulluklarını belli etmez. Yardım yapacakların, bunlar gibilerini bulup, haysiyetlerini bozmadan yardım etmelidirler.
3- Kötü, işe yaramaz mallar yardım olarak başkalarına verilmez.
4- Yapılan yardım hiç bir zaman başa kakılmamalıdır, aksi takdirde yapılan yardımın sevabı olmaz.
5- Yoksulun halinden anlamalı ve ona iyi davranmalıdır.
6- Hiç bir yardım küçük görülmemelidir.
7- İyilik ve yardımda bulunacak kişi bunu zamanında yapmalıdır. Zamanında yapılmayan yardım, ihtiyacı karşılamaktan uzaklaşır.
8- Yardım yapılırken gizliliğe önem verilmelidir. Ancak zekat gibi farz olan ibadetlerde açıklık esastır.

e) Başkalarından Yardım Bekleyenlerin Dikkat Etmesi Gereken Hususlar:
1- İhtiyaçtan fazlası istenmemelidir.
2- Yapılan yardımı azımsamadan kabul etmek gerekir.
3- Yardım kerîm olandan istenir, yardım etmek istemeyenden veya imkanı olmayandan yardım istenmez.
4- İyilik ve yardım yapana nankörlük değil, teşekkür etmeliyiz.

ayrıca bakınız>İslamiyet'te Yardımlaşma ve Yardımlaşmanın Önemi

08-02-2010 #6 (mesaj-linki)
Misafir
yardımlaşmaaaaaaa ndr?

02-12-2010 #7 (mesaj-linki)
Misafir
hiç bir şey bulamadım dfaha fazla şeyler koyabilmeniz gerekmektedir

21-12-2010 #8 (mesaj-linki)
Misafir
paylaşmanın tanımı nedir?
Mesaj Kuralları
Yeni konu açabilirsiniz
Konulara cevap yazabilirsiniz
Ek dosyası yükleyemezsiniz
Mesajlarınızı düzenleyemezsiniz
BB kodu Açık
İfadeler Açık
[IMG] kodu Açık
HTML kodu Kapalı
Trackbacks Açık
Pingbacks Açık
Refbacks Kapalı
Site Kuralları
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Aralık 2011       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İslamiyet genel anlamda başkalarına el açmayı ve muhtaç olmayı uygun bir davranış olarak görmez. Ancak zorunlu nedenlerden dolayı, her toplumda başkalarının yardımına ihtiyaç duyan kişiler bulunur. Bu durumda olan kişilerin sayısını en aza indirmek dinimizin sağlamaya çalıştığı bir durumdur. Peygamberimiz veren elin alan elden daha üstün olduğunu söylemiştir.

Zekat, sadaka, kurban fitre gibi ibadetler Kuranıkerim'de ve Peygamberimizin hadislerinde birçok güzel müjdelerle tavsiye edilmiştir. Yüce Allah şöyle buyurur:

"Verdiğiniz her hayır (sadaka) kendiniz içindir. Allah rızasını umarak yaptığınız her hayrın karşılığı size eksiksiz olarak verilir." (Bakara 272) (Anlatım: Mevlüt Aydın)

İslam, inananlara her zaman paylaşmayı ve yardımlaşmayı tavsiye eder. Zira, her varlıklı Müslüman, Yüce Allah'ın "... ve mallarında muhtaç ve mahrumların hakkı vardır" şeklindeki buyruğunu bilmeli ve inanmalıdır. İslam’da her Müslüman hem kendisinden, hem ailesinden, hem çevresinden, hem de toplumdan sorumludur. Müslüman kişi, bunlara karşı görevlerini tam olarak yerine getirmezse dünyada ve ahirette sorumlu olacaktır.

Benzer Konular

2 Mayıs 2014 / Misafir Soru-Cevap
14 Nisan 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
22 Kasım 2011 / bla_bla_bla Soru-Cevap
12 Kasım 2014 / Misafir Soru-Cevap