Arama

Kur'an-ı Kerim'de geçen Melek isimleri nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 4 Nisan 2019 Gösterim: 112.639 Cevap: 3
mert80427 - avatarı
mert80427
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #1
mert80427 - avatarı
Ziyaretçi
Kur'an-ı Kerim'de geçen Melek isimleri nelerdir?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi

Kuran'da adı geçen Melekler ve Görevleri


Melek nedir?
Sponsorlu Bağlantılar
İslâmî ilimler terminolojisinde melek, nurdan yaratılmış, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, Allah'ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren ve gözle görülmeyen latif, ruhanî ve nuranî varlıklardır.

Meleklere iman ne demektir?
Meleklere îmân, imanın temel şartlarından biridir. Kur'an'da meleklere imanın farz olduğunu bildiren birçok ayet vardır: "Peygamber, rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü'minler de (iman ettiler). Her biri; Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler." (Bakara 2/285), "… asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin … iyiliğidir." (Bakara 2/177).
Buna göre meleklere inanmayan kişi, dinden çıkmış olur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de, "Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur." (Nisa 4/136) buyurulmakta, meleklere düşman olanların, Allah'ın düşmanı olduğu bildirilmektedir (Bakara 2/98).

Meleklerin mahiyet ve özellikleri nelerdir?
Melekler, nurdan yaratılmış, nuranî ve ruhanî varlıklardır. Onlarda; yemek, içmek, erkeklik, dişilik, evlenmek, uyumak, gençlik ve ihtiyarlık gibi insanlara ait özelliklerden hiç biri yoktur.
Melekler Allah'a isyân etmezler. Hangi iş için yaratılmış iseler o işi yaparlar. Daimâ Allah'a ibadet ve itaat ederler. Kur'ân'da bu hususa şöyle işaret edilmiştir. “Üzerlerinde hakim ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar.” (Nahl, 16/50), “Şüphesiz Rabbin katındaki (Melek)ler O'na ibadet etmekten büyüklenmezler. O'nu tesbih ederler, yalnız O'na secde ederler” (A’raf, 7/206),
Melekler bir anda Allah'ın emrettiği bir mekândan diğer bir mekâna intikal edecek, hatta yerleri ve gökleri dolaşacak bir kabiliyette yaratılmışlardır. Kur'ân-ı Kerim'de meleklerin kanatlarının olduğu belirtilmektedir: “Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a mahsustur. O, yaratmada dilediğini arttırır..”(Fâtır,35/1) Melekler son derece kuvvetli ve süratli varlıklardır. İnsanların yapamadıklarını kolayca yaparlar, ulaşamadıkları yerlere çabucak ulaşırlar.
Melekler, Allah'ın emirleriyle farklı şekillere girebilirler. Örneğin Cebrâil Peygamber'e gelirken bazen Dıhye adındaki sahabi gibi görünmüş, bazen da kimsenin tanıyamadığı bir yabancı gibi gelmiştir (Müslim; Îmân; 1). Hz. İbrahim ve Hz.Meryem'e gönderilen meleklerin de birer insan şeklinde göründükleri yine Kur'ân'da haber verilmektedir (Meryem 19/16-17; Hûd 11/69-70).
Melekler gözle görülmezler. Gözle görülmeyişleri onların yok olduklarından değil, gözlerimizin o kabiliyette yaratılmamış olmasındandır. Melekleri gözlerimizle müşahade edemeyişimiz onları inkâr etmemizi gerektirmez. Zira gözümüzle görmediğimiz halde varlığını kabul ettiğimiz çok şey vardır. Akıl, ruh, zekâ, sevinç ve üzüntü gibi halleri bunlardan sayabiliriz. O halde meleklerin varlığına da ruhumuz ve aklımız gibi inanmak zorundayız.

Melekler gaybı bilebilirler mi?
Gayb bilgisi yalnız Allah'a mahsus olduğundan, melekler gaybı bilemezler. Ancak Allah tarafından kendilerine bildirildiği kadarıyla gaybı bilebilirler. Kur'an'da Allah'ın Hz. Adem'e varlıkların isimlerini öğrettiği, sonra da bunları meleklere göstererek isimlerini söylemelerini istediği, meleklerin de, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur…” dedikleri bildirilmektedir (Bakara, 2/31-32).

Meleklerin görevleri ve çeşitleri nelerdir?

Meleklerin temel görevleri, Allah'a kulluk etmek; O neyi emrediyorsa, onu yerine getirmektir. Melekler görevleri açısından bir kaç gruba ayrılır. Melekler yerde, arşta veya semada bulunurlar. Yerde bulunanlara arzî, gökte bulunanlara semavî, arşta bulunanlara ise arşî denir.
Melekler yüklendikleri görevler itibariyle farklı isimlerle anılmışlardır. Bunlardan dördü, büyük melek olarak bilinmektedir: Cebrâîl, Mikâîl, İsrâfîl ve Azrail. Bilinen diğer melekler de şunlardır: Münker-Nekir (Öldümden sonra, kabirde sorguyla görevli melekler), Kirâmen Kâtibin (Hafaza/İnsanların amellerini yazmakla görevli melekler), Hamele-i Arş (Arşı taşıyan melekler), Hazin (Cennet ve cehennemde bekçilikle görevli melekler), Zebânî, Mâlik (Cehennemde görevli melekler), Rıdvân (Cennette görevli melekler), Mukarrabûn ve İlliyyûn (Allah'a çok yakın ve onun katında üstün mevkie sahip melekler).

Dört büyük melek ve görevleri

Cebrâîl


Dört büyük melekten birinin ismi olup, peygamberlere vahiy getirmekle görevlidir. Kur’an’da bu meleğin ismi Cibrîl, Rûhu’l-Kudüs, Ruhu’l-Emîn, Ruh ve Resul şeklinde geçmektedir. Bütün peygamberlere vahyi getiren Cebrâil’dir. Kur’an’a göre o, karşı konulmayacak bir güce, üstün ve kesin bilgilere sahip, Allah nezdinde çok itibarı olan ve diğer meleklerin kendisine itaat ettiği şerefli bir elçidir. Yenilmez bir kuvvet ve Allah nezdinde büyük bir makam sahibi olduğu ifâde edilmiştir: “O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve arşın sahibi (Allah’ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrâil’in) getirdiği sözdür.” (Tekvir, 81/19-20)

Mikail'in


Dört büyük melekten biri olup, tabiat olaylarını düzenlemekle görevlendirmiştir. Kelime olarak, “Allah’ın küçük ve sevgili kulu” anlamına gelen Mikail Kur’an’ın bir yerinde Cebrail ile birlikte geçmektedir: “Her kim, Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikâîl’e düşman olursa bilsin ki Allah da inkar edenlerin düşmanıdır.” (Bakara, 2/98)

İsrafil


Allah’ın emri ile kıyamet kopacağı zaman sûra üflemekle görevlendirilen İsrafil, dört büyük melekten biridir. Bir hadiste İsrâfil, sahib-i karn (sûr’un sahibi, borunun sahibi) olarak isimlendirilmiştir (Tirmizî, Kıyamet, 8). İsrafil sûr’u iki defa üfleyecektir. Birinci defa üfürdüğünde göklerde ve yerde bulunan her şey yok olacaktır: “Sûr’a üfürüleceği ve Allah’ın dilediği kimselerden başka, göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını bükerek O’na gelirler.” (Neml 27/87); “Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur” (Hakka, 69/13-15). İkinci defa üfürdüğünde, bütün insanlar tekrar dirilecek ve mahşer yerinde toplanmak üzere sevk edileceklerdir: “Sûr’a üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.” (Yasin, 36/51).

Azrail


Dört büyük melekten birinin ismi olup, insanların canını olmakla görevlidir. Bu melek Kur’an ve sahih hadislerde, Azrâîl ismiyle değil, melekü’l-mevt (ölüm meleği) şeklinde geçmektedir. “De ki: Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” (Secde 32/11) Her insanın canını almakla görevli bir ölüm meleği vardır. Azrâîl bu meleklerin başıdır: “Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde kusur etmezler.” (En’**, 6/61, A’raf, 7/37).

DİĞER MELEKLER
Kirâmen Kâtibin
Her insanın sağında ve solunda bulunan iki meleğin adıdır. Sağdaki melek sevapları soldaki melek ise günahları tesbit etmekle görevlidir. Bunlara ayrıca Hafaza Melekleri de denir. Kıyamet gününde insanların lehinde veya aleyhinde şahitlikte yapacaklardır.

Münker ve Nekir Melekleri
Ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli meleklerdir. Bunlar kabirde Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne? Dinin ne? Kıblen neresi? Gibi sorular soracaklardır.
Hamale-i arş Melekleri : Arşı taşıyan meleklerdir.
Mukarrabun ve İlliyyun Melekleri: Allah’ı devamlı tesbih eden meleklerdir.

HADİSLERDE İSMİ GEÇEN DİĞER MELEKLER
  • İnsanın kalbine doğru ve gerçekleri ilham eden melekler
  • Namaz kılan insanla birlikte “amin” deyen melekler
  • Her gün namazlarda mü’minlerle beraber olan melekler
  • Yeryüzünde Allah’ı zikreden, Kur’an okuyan müslümanları ziyaret eden melekler
  • Özellikle alimleri ve ilim meclislerini ziyaret eden melekler

Son düzenleyen Safi; 4 Nisan 2019 00:35
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Aralık 2008       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Kuran'da adı geçen Melekler ve Görevleri


Melek nedir?
Sponsorlu Bağlantılar
İslâmî ilimler terminolojisinde melek, nurdan yaratılmış, yemeyen, içmeyen, erkeklik ve dişiliği olmayan, uyumayan, günah işlemeyen, Allah'ın emriyle çeşitli görevleri yerine getiren ve gözle görülmeyen latif, ruhanî ve nuranî varlıklardır.

Meleklere iman ne demektir?
Meleklere îmân, imanın temel şartlarından biridir. Kur'an'da meleklere imanın farz olduğunu bildiren birçok ayet vardır: "Peygamber, rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü'minler de (iman ettiler). Her biri; Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler." (Bakara 2/285), "… asıl iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitap ve peygamberlere iman edenlerin … iyiliğidir." (Bakara 2/177).
Buna göre meleklere inanmayan kişi, dinden çıkmış olur. Nitekim Kur'an-ı Kerim'de, "Kim Allah'ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkar ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur." (Nisa 4/136) buyurulmakta, meleklere düşman olanların, Allah'ın düşmanı olduğu bildirilmektedir (Bakara 2/98).

Meleklerin mahiyet ve özellikleri nelerdir?
Melekler, nurdan yaratılmış, nuranî ve ruhanî varlıklardır. Onlarda; yemek, içmek, erkeklik, dişilik, evlenmek, uyumak, gençlik ve ihtiyarlık gibi insanlara ait özelliklerden hiç biri yoktur.
Melekler Allah'a isyân etmezler. Hangi iş için yaratılmış iseler o işi yaparlar. Daimâ Allah'a ibadet ve itaat ederler. Kur'ân'da bu hususa şöyle işaret edilmiştir. “Üzerlerinde hakim ve üstün olan Rablerinden korkarlar ve emrolundukları şeyleri yaparlar.” (Nahl, 16/50), “Şüphesiz Rabbin katındaki (Melek)ler O'na ibadet etmekten büyüklenmezler. O'nu tesbih ederler, yalnız O'na secde ederler” (A’raf, 7/206),
Melekler bir anda Allah'ın emrettiği bir mekândan diğer bir mekâna intikal edecek, hatta yerleri ve gökleri dolaşacak bir kabiliyette yaratılmışlardır. Kur'ân-ı Kerim'de meleklerin kanatlarının olduğu belirtilmektedir: “Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan Allah'a mahsustur. O, yaratmada dilediğini arttırır..”(Fâtır,35/1) Melekler son derece kuvvetli ve süratli varlıklardır. İnsanların yapamadıklarını kolayca yaparlar, ulaşamadıkları yerlere çabucak ulaşırlar.
Melekler, Allah'ın emirleriyle farklı şekillere girebilirler. Örneğin Cebrâil Peygamber'e gelirken bazen Dıhye adındaki sahabi gibi görünmüş, bazen da kimsenin tanıyamadığı bir yabancı gibi gelmiştir (Müslim; Îmân; 1). Hz. İbrahim ve Hz.Meryem'e gönderilen meleklerin de birer insan şeklinde göründükleri yine Kur'ân'da haber verilmektedir (Meryem 19/16-17; Hûd 11/69-70).
Melekler gözle görülmezler. Gözle görülmeyişleri onların yok olduklarından değil, gözlerimizin o kabiliyette yaratılmamış olmasındandır. Melekleri gözlerimizle müşahade edemeyişimiz onları inkâr etmemizi gerektirmez. Zira gözümüzle görmediğimiz halde varlığını kabul ettiğimiz çok şey vardır. Akıl, ruh, zekâ, sevinç ve üzüntü gibi halleri bunlardan sayabiliriz. O halde meleklerin varlığına da ruhumuz ve aklımız gibi inanmak zorundayız.

Melekler gaybı bilebilirler mi?
Gayb bilgisi yalnız Allah'a mahsus olduğundan, melekler gaybı bilemezler. Ancak Allah tarafından kendilerine bildirildiği kadarıyla gaybı bilebilirler. Kur'an'da Allah'ın Hz. Adem'e varlıkların isimlerini öğrettiği, sonra da bunları meleklere göstererek isimlerini söylemelerini istediği, meleklerin de, “Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur…” dedikleri bildirilmektedir (Bakara, 2/31-32).

Meleklerin görevleri ve çeşitleri nelerdir?

Meleklerin temel görevleri, Allah'a kulluk etmek; O neyi emrediyorsa, onu yerine getirmektir. Melekler görevleri açısından bir kaç gruba ayrılır. Melekler yerde, arşta veya semada bulunurlar. Yerde bulunanlara arzî, gökte bulunanlara semavî, arşta bulunanlara ise arşî denir.
Melekler yüklendikleri görevler itibariyle farklı isimlerle anılmışlardır. Bunlardan dördü, büyük melek olarak bilinmektedir: Cebrâîl, Mikâîl, İsrâfîl ve Azrail. Bilinen diğer melekler de şunlardır: Münker-Nekir (Öldümden sonra, kabirde sorguyla görevli melekler), Kirâmen Kâtibin (Hafaza/İnsanların amellerini yazmakla görevli melekler), Hamele-i Arş (Arşı taşıyan melekler), Hazin (Cennet ve cehennemde bekçilikle görevli melekler), Zebânî, Mâlik (Cehennemde görevli melekler), Rıdvân (Cennette görevli melekler), Mukarrabûn ve İlliyyûn (Allah'a çok yakın ve onun katında üstün mevkie sahip melekler).

Dört büyük melek ve görevleri

Cebrâîl


Dört büyük melekten birinin ismi olup, peygamberlere vahiy getirmekle görevlidir. Kur’an’da bu meleğin ismi Cibrîl, Rûhu’l-Kudüs, Ruhu’l-Emîn, Ruh ve Resul şeklinde geçmektedir. Bütün peygamberlere vahyi getiren Cebrâil’dir. Kur’an’a göre o, karşı konulmayacak bir güce, üstün ve kesin bilgilere sahip, Allah nezdinde çok itibarı olan ve diğer meleklerin kendisine itaat ettiği şerefli bir elçidir. Yenilmez bir kuvvet ve Allah nezdinde büyük bir makam sahibi olduğu ifâde edilmiştir: “O (Kur’an), şüphesiz değerli, güçlü ve arşın sahibi (Allah’ın) katında itibarlı bir elçinin (Cebrâil’in) getirdiği sözdür.” (Tekvir, 81/19-20)

Mikail'in


Dört büyük melekten biri olup, tabiat olaylarını düzenlemekle görevlendirmiştir. Kelime olarak, “Allah’ın küçük ve sevgili kulu” anlamına gelen Mikail Kur’an’ın bir yerinde Cebrail ile birlikte geçmektedir: “Her kim, Allah’a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail’e ve Mikâîl’e düşman olursa bilsin ki Allah da inkar edenlerin düşmanıdır.” (Bakara, 2/98)

İsrafil


Allah’ın emri ile kıyamet kopacağı zaman sûra üflemekle görevlendirilen İsrafil, dört büyük melekten biridir. Bir hadiste İsrâfil, sahib-i karn (sûr’un sahibi, borunun sahibi) olarak isimlendirilmiştir (Tirmizî, Kıyamet, 8). İsrafil sûr’u iki defa üfleyecektir. Birinci defa üfürdüğünde göklerde ve yerde bulunan her şey yok olacaktır: “Sûr’a üfürüleceği ve Allah’ın dilediği kimselerden başka, göklerdeki herkesin, yerdeki herkesin korkuya kapılacağı günü hatırla. Hepsi de boyunlarını bükerek O’na gelirler.” (Neml 27/87); “Sûr’a bir defa üfürülünce, yeryüzü ve dağlar kaldırılıp birbirine bir çarptırılınca, işte o gün olacak olmuş (kıyamet kopmuş)tur” (Hakka, 69/13-15). İkinci defa üfürdüğünde, bütün insanlar tekrar dirilecek ve mahşer yerinde toplanmak üzere sevk edileceklerdir: “Sûr’a üfürülür. Bir de bakarsın kabirlerden çıkmış Rablerine doğru akın akın gitmektedirler.” (Yasin, 36/51).

Azrail


Dört büyük melekten birinin ismi olup, insanların canını olmakla görevlidir. Bu melek Kur’an ve sahih hadislerde, Azrâîl ismiyle değil, melekü’l-mevt (ölüm meleği) şeklinde geçmektedir. “De ki: Sizin için görevlendirilen ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.” (Secde 32/11) Her insanın canını almakla görevli bir ölüm meleği vardır. Azrâîl bu meleklerin başıdır: “Nihayet birinize ölüm geldiği vakit (görevli) elçilerimiz onun canını alır ve onlar görevlerinde kusur etmezler.” (En’**, 6/61, A’raf, 7/37).

DİĞER MELEKLER
Kirâmen Kâtibin
Her insanın sağında ve solunda bulunan iki meleğin adıdır. Sağdaki melek sevapları soldaki melek ise günahları tesbit etmekle görevlidir. Bunlara ayrıca Hafaza Melekleri de denir. Kıyamet gününde insanların lehinde veya aleyhinde şahitlikte yapacaklardır.

Münker ve Nekir Melekleri
Ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli meleklerdir. Bunlar kabirde Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne? Dinin ne? Kıblen neresi? Gibi sorular soracaklardır.
Hamale-i arş Melekleri : Arşı taşıyan meleklerdir.
Mukarrabun ve İlliyyun Melekleri: Allah’ı devamlı tesbih eden meleklerdir.

HADİSLERDE İSMİ GEÇEN DİĞER MELEKLER
  • İnsanın kalbine doğru ve gerçekleri ilham eden melekler
  • Namaz kılan insanla birlikte “amin” deyen melekler
  • Her gün namazlarda mü’minlerle beraber olan melekler
  • Yeryüzünde Allah’ı zikreden, Kur’an okuyan müslümanları ziyaret eden melekler
  • Özellikle alimleri ve ilim meclislerini ziyaret eden melekler

Son düzenleyen Safi; 4 Nisan 2019 00:32
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ekim 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İMANIN İKİNCİ ŞARTI: Meleklere inanmak

MELEKLERE İMAN
İmanın ikinci şartı meleklerin varlığına inanmaktır. Gerek Kur’ân-ı Kerim’de ve gerekse imanın altı esasının sıralandığı “Âmentü”de Allâh’a inanmanın hemen akabinde meleklere iman zikredilmiştir. Bir âyet-i kerimede de şöyle buyrulmuştur:

“Kim Allâh’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve kıyâmet gününü inkâr ederse, tam mânâsiyle sapıtmıştır.”(1)

Meleklere iman böylesine önemlidir. Bundan dolayıdır ki, Müslümanların iman esaslarını parçalamak, imanlarına zarar vermek için, belli çevreler tarafından melekler mevzuu zaman zaman kafaları ve gönülleri karıştıracak şekilde istismar edilegelmiştir. Bu sebeple Müslümanların çok önemli bir bölümünün meleklerle ilgili olarak bildikleri hususlar İslâm’ın iman esaslarına uymamaktadır.

Melek denilince, pek çok insanın kafasında, fizikî özellikleri olan bir kadın silueti canlanır. Zira basında-medyada, sinema ve tiyatrolarda, birtakım ticarî ürün reklamlarında ortaya konulan görüntü budur. Meselâ, “Çarli’nin Melekleri”, “sen benim meleğimsin” gibi sözler; kadınlara, kadın iç çamaşırlarına, çikletlere müstear isim olarak melek isminin verilmesi gibi... Bütün bunlar, insanların melek inancına da zarar vermiştir, vermektedir.

MELEKLER NASIL VARLIKLARDIR?
Kur’ân-ı Kerim’de ve hadîs-i şeriflerde, üzerinde en çok durulan hususlardan biri de meleklerdir. Kur’ân’ın seksenden fazla yerinde çeşitli kelimelerle meleklerden bahsedilmiştir.

Melek, kelime olarak haberci ve kuvvet mânâlarına gelir, cem'isi (çoğulu) melâike’dir. İslâmi ilimler ıstılâhında ise melekler, saf nur’dan yaratılmış(2), ışıktan milyarlarca defa daha rakîk (ince), lâtif varlıklardır. Onların vücudunda, anâsır-ı Erbaa (dört unsur) dediğimiz toprak, su, hava ateş gibi elemanlar yoktur. Bundan dolayı doğrudan gözle görülmezler, beşer aklı da zaten onları görmeye tahammül edemez.

Melekler yemezler, içmezler, uyumazlar, günah da işlemezler; çünkü kendilerinde nefis yoktur. Gıdalarını zikir ve tesbihten alırlar. Erkek-kadın özellikleri yoktur. Yaratılmışların hiçbirine benzemezler. Gerektiğinde değişik tip ve kılığa girip görünebilirler. Zaten peygamberlerden başkasının melekleri yaratıldıkları şekilde yani aslî hüviyetlerinde görmeleri mümkün değildir.

Resûlüllah Efendimiz (s.a.v.) Cebrâil aleyhisselâmı aslî suretinde gördü, onun altıyüz kanadı vardı.(3) Kendisine zaman zaman insan suretinde de geldiğini kaynaklarımız haber vermektedir... Bu cümleden olarak bazan sahâbeden Dıhyetü’l-Kelbî (r.a.) sûretinde, bazan beyaz elbise giymiş bir a’rabî kılığında, bazan da sıradan bir şahıs hüviyetinde geldiği de olmuştur. Keza silahlı bir asker ve daha değişik kıyafetlerde de görülmüştür.(4)

MELEKLERİN VAZİFELERİ
Melekler akıllı varlıklardır ve her birinin yaratılış vazifeleri vardır. Onlar bu yükümlülüklerini tam ve eksiksiz olarak yerine getirirler. Allâh’a muhtelif şekillerde ibâdet ederler. Süleymen Çelebi merhum, meleklerin değişik tarzdaki ibadetlerini Mevlid’inde şöyle dile getirir:

Kimi kıyamda kimi kılmış rüku’,
Kimi Hakk’a secde kılmış bâ-huşu’.

Bazıları da “tesbih” ederler, mü’minler için mağfiret dileğinde bulunurlar. Bu husustaki bir âyet şöyledir: “… Melekler Rablerine hamd ile tesbih ediyorlar ve yerdekiler için mağfiret (bağışlanma) diliyorlar…”(5)

Bazı melekler de saf saf olup namaz kılarlar, Allâh’ın kitabını okurlar, zikrederler.(6)

Yine Kur’ân-ı Kerim ve hadîs-i şeriflerde bildirildiğine göre, melekler biz mü’minler için duâda bulunmakta, duâlarımıza “âmin” demekte, cemaatle kıldığımız namazlara, yaptığımız zikirlere iştirak etmekte, ilim meclislerimize katılmakta, bereketlerin intikallerini yani bir yerden başka bir yere geçmesini temin etmektedirler.

Kısacası, her hayırlı işimizde, iyi şeyler için teşebbüslerimizde, melekler ordusu yanıbaşımızda hazır bulunmaktadır.

İNSAN VÜCUDUNDA VAZİFELİ MELEKLER
Her insanın vücudunda vazifelendirilmiş ve ona yardımcı olan üçyüz seksendört adet melek vardır.

Bunlardan on altısı “Hafaza melekleri”dir. Hafaza melekleri devamlı olarak insanlarla beraber bulunurlar; onları şeytanların şerrinden-zararlarından korumakla vazifelidirler. Kur’ân-ı Kerim’de bu husus şöyle beyan olunmuştur:

“Muhakkak ki üzerinizde koruyucu melekler vardır.”(7)

İki tanesi, insanın sağ ve sol omuzlarında gene sürekli olarak bulunan ve amellerini tesbit eden, yazan “Kirâmen kâtibîn” melekleridir. Bunlarla ilgili olarak Kur’ân-ı Kerim’de şu açıklamaları görüyoruz:

“İki melek (insanın) sağında ve solunda oturarak yaptıklarını yazmaktadırlar. İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.”(8) “Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler, değerli yazıcılar vardır. Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler (eksiksiz olarak yazıp tesbit ederler).”(9)

İki melek de insana def’-i hâcet yaptırmakla memurdur.

Buraya kadar saydıklarımızın toplamı yirmi eder. Geriye kalan 364 melek ise, insan vücudunda bulunan 364 mafsal (eklem) kemiğini tutmakla vazifelidirler. Bu meleklerden birisi, şayet tutmuş olduğu mafsalı bırakmış olsa, o mafsal görevini yapamaz hâle gelir. Bilindiği gibi bu duruma felç diyoruz.

Def’-i hâcet yaptırmakla vazifeli olan melekler, o işi tenezzülen (alçakgönüllülük göstererek) kabul ettikleri için, dereceleri diğerlerinden üstündür. Bu sebeple, ihtiyacımızı giderip tuvaletten çıktıktan sonra, mutlaka, “el-Hamdü lillâhillezî ezhebe anni’l-ezâ ve âfânî min zâlik”(10) diye duâ etmek lâzımdır. Buna devam edenler, prostat dahil, birçok hastılıktan uzak olurlar. Zaten hastalıkların, rahatsızlıkların pek çoğu Resûlüllah Efendimizin sünnetlerine uyulmadığı, onlara aykırı hareket edildiği için meydana gelmiyor mu? Çare; hayat tarzımızı İslâm’ın âdâbına, Peygamber’in (s.a.v.) sünnetine uygun hâle getirmeye gayret göstermekten geçiyor.

BULUNDUKLARI YERE GÖRE İSİM ALAN MELEKLER
Meleklere, bulundukları yerelere, yaptıkları hizmete göre de isim verilir.

Meselâ gökte bulunanlara, semâ melekleri; yeryüzünde vazifeli olanlara, arz melekleri; Arş-ı a’zamı yüklenmiş bulunanlara, Hamele-i Arş denilmekte; cennetin hazînedârı olan meleğe Mâlik, cehennemde vazifeli bulunan on dokuz meleğe Zebâni adı verilmektedir.

Meleklerin adedini Allah’tan başka kimse bilmez. Dinî kaynaklarımızda, her yağmur damlasının, kar tanesinin bile bir melek tarafından indirildiği bildirilmiştir.

DÖRT BÜYÜK MELEK
1. Azrâil(11):
“Melekü’l-mevt” (ölüm meleği) de denilen Azrâil aleyyhisselâm ve emrindeki melekler, ömrü sona eren canlıların ruhlarını almakla vazifelidir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur: “(Resûlüm) de ki: Size vekil kılınan ölüm meleği canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”(12)

2. Mikâil(13):
Kâinatta meydana gelen hâdiseleri idare ile görevlidir. Yağmurların yağması, rüzgârların esmesi gibi hizmetlere memur edilmiştir.

3. İsrâfil(14):
Kıyâmetin kopması ânında ve insanların tekrar dirileceğinde Sur’a üfleyecek olan melek. Bununla ilgili bir âyette şöyle buyrulmuştur: “Sur’a üflenince, Allâh’ın diledikleri müstesnâ olmak üzere, göklerde ve yerde kim varsa hepsi düşüp ölmüş olacaktır. Sonra ona bir daha üflenince, hemen ayağa kalkıp bakakalacaklardır.”(15)

Hâsılı; Allah Teâlâ, hesapların görülmesi için çürümüş kemikleri, yırtılmış ve parçalanmış derileri, kopmuş saçları bir araya toplayacaktır. “Sanki etrafa yayılmış çekirge sürüsü gibi gözleri düşkün (utançtan yere bakar) bir halde ve dâvetçiye koşarak kabirlerden çıkarlar. O esnada kâfirler, ‘Bu, çok çetin bir gündür!’ derler.”(16)

4. Cebrâil(17):
Vahiy meleğidir. Allah Teâlâ ile peygamlerleri arasında vâsıtadır. Peygamberleri ve ashâbını destekler, azâbı hak eden toplulukları helâk eder. Bu hususla ilgili bir âyet şöyledir: “O zâlimleri de korkunç bir ses yakaladı ve yurtlarında dizüstü çökekaldılar!” Burada geçen “korkunç ses!”, Cebrâil aleyhisselâmın bağırması idi.(18)

Bu dört büyük melek aynı zamanda meleklerin peygamberleridirler.

KABİRDEKİ SUAL MELEKLERİ
Dünyadan âhirete geçiş kapısı olan kabirde, insanlar iman açısından sorgulanacaktır. Bu sorgulamayı yapan meleklere de Münker ve Nekir melekleri denir.

İsmâil Hakkı Bursevî (k. s.) hazretleri anlatıyor:

“Rivâyet edildiğine göre bir adam, İmam Ömeru’n-Nesefî (rh.) hazretlerini vefâtından sonra rüyasında gördü ve ona sordu:

- Münker ve Nekîr’in sualleri nasıl geçti?

Bu soruya Hazret-i İmam şu cevabı verdi:

- Allah Teâlâ rûhumu iâde ettikten sonra Münker ile Nekîr bana, kabir suallerini sormaya başladılar. Ben onlara dedim ki: “Suallerinize nesir hâlinde mi, yoksa nazım (şiir) olarak mı cevap vereyim?”

Onlar:


- Cevaplarını şiir hâlinde söyle, dediler.

Bunun üzerine ben onlara şu şekilde cevap verdim:

‘Rabbiye’llâhü lâ ilâhe sivâhü
Ve nebiyyî Muhammed Mustafâhü
Dîniye’l-İslâmi ve fi’lî zemîmün
Es’elü’llâhe afvehû ve atâhü’

Meâli: Rabbim Allah’tır, ondan başka ilah yoktur. Nebîm (peygamberim) Hz. Muhammed Mustafâ’dır (s.a.v.). Dînim İslâm’dır, fiillerim ise çok çirkin!.. Onun için ben, Allah’tan (c.c.) af ve atâsını (lûtfedip bağışlamasını) istiyorum.

Bundan sonra adam uykusundan uyanır ve bu mısra’ları ezberlediğini görür.”(19)

Cenâb-ı Mevlâ-yi zû’l-Celâl’den niyâzımız; bizlere de, Münker ve Nekîr’in suallerine sühûletle cevap verebilmeyi nasip eylesin. Âmîn...

İmanın diğer şartları gibi, melek inancımızın da düzgün ve sağlam olması gerekir. Bu da doğru bilgi ve sahih bir imanla olur. Bunları elde etmenin de yolu, Ehl-i Sünnet âlimlerinin eserlerine müracaat edip onların ortaya koyduğu düsturlara uymaktır.
***
Dilerseniz bu mevzûdaki son sözü, diğer birçok mevzûda olduğu gibi, gene Hicrî ikinci bin yılın müceddidi İmâm-ı Rabbânî Ahmed Farukî es-Serhendî (k.s.) hazretlerine bırakalım ve ona kulak verelim.

MELEKLER, İKRÂMA MAZHAR OLMUŞ KULLARDIR

“Melekler, elçilik vazifesi ve Allâh’ın (c.c.) vahyini tebliğ etme makam ve rütbesi ile şereflenmişlerdir. Onlar, aldıkları bütün emirlere derhal uyarlar; kat’iyyen isyan etmezler, Allâh’a itaattan ayrılmazlar.

“Melekler yemezler, içmezler, giymezler... Kadınlık veya erkeklikle de vasıflandırılamazlar. Onlarda doğmak, nesil meydana getirmek yoktur. İlâhî kitapların ve sayfaların hepsi, melekler vâsıtasiyle inmiştir. Onlar, emânetleri yerine getirmekteki doğrulukları sebebiyle korunmuş ve muhâfaza altında kalmışlardır.

“Meleklere inanmak, dînin inanılması zarûri olan şartlarındandır. Onları tasdik etmek, İslâm’ın farzlarındandır.

“Ehl-i Sünnet âlimlerinin çoğunluğuna göre, insanların havâs zümresi (seçkinleri) meleğin havâs zümresinden daha faziletlidir. [Peygamberleri de yine meleklerin peygamberlerinden üstündür.] Çünkü beşerin kemâle erip olgunlaşması esnasında birçok engel mevcuttur, insan bunları aşarak Hakk’a vâsıl olur. Meleklerin Allâh’a yakınlığı ise, zorlanmadan ve halkın engellemesi olmadan kolayca hâsıl olur.

“Her ne kadar tesbih ve takdis yani Cenâb-ı Hakk’ı şânına yakışmayan her türlü kusurdan mutlak olarak tenzih etmek kudsiyyûn olanların (meleklerin) meşguliyeti ise de; lâkin bu devletle yani bu büyük ve şerefli vazifeyle cihâdı bir araya getirmek, kâmil insanların işidir. Nitekim Cenâb-ı Hak şöyle buyurdu:

“Allah, malları ile canları ile cihad edenleri, derece itibariyle, oturanlar üzerine faziletli kıldı.”(20)
Son düzenleyen Safi; 4 Nisan 2019 00:39
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Kasım 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Melek Nedir?
Melek, Allah tarafından yaratılmış, erkeklik ve dişilikleri olmayan ve Allah’a itaatten ayrılmayan nuranî bir varlıktır. Melekler, duyu organlarıyla algılanabilecek maddî bir yapıya sahip olmamaları yönüyle gayb âlemine ait varlıklardır. Bunun için de, haklarında duyularla değil, âyet-i kerimeler ve peygamberlerin verdikleri haberlerle bilgi sahibi oluruz.

Rabbimiz, gaybın son habercisi, son peygamberi Hz. Muhammed’e (sallallahu aleyhi ve sellem) vahyetmiş olduğu kitabında, bize meleklerden bahseder ve onların varlığına inanmayı iman esasları içinde ifade eder: “Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, (buna) mü’minler de (iman ettiler). Her biri Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler.” (Bakara, 2/285)

Meleklere inanmayan kişi, ilgili âyetlerin hükmünü inkâr ettiği için iman etmiş sayılmaz. Esasında meleklere inanmamak, dolaylı olarak vahyi, peygamberi, peygamberin getirdiği kitabı ve tebliğ ettiği dini inkâr etmek anlamına gelir.

Meleklerin özellikleri nelerdir?
Meleklerle ilgili bilgiyi biz, Hz. Peygamber’in (sallallahu aleyhi ve sellem) hadislerinde görmekteyiz. Bir hadis-i şerifte “Cinlerin ve şeytanların ateşten, Hz. Âdem’in topraktan/çamurdan, meleklerin ise nurdan yaratıldığı” (Müslim, Zühd, 10) bildirilir.

Melekler günah işlemezler
Melekler, öfke, kin, gazap, kıskanma ve haset gibi negatif duygulardan uzak olup, beşere ait diğer his ve meyillerden korunmuşlardır. Dolayısıyla onlar için, isyan ve başkaldırma gibi herhangi bir günah söz konusu değildir.

Yemez içmezler, evlenmezler

İnsanların sahip oldukları yemek, içmek, erkeklik, dişilik, evlenmek gibi fiil ve özelliklerden uzak (Saffat, 37/49) ruhanî birer varlık olan meleklerin, makamları sabittir ve onlar için bir ücret alma da söz konusu değildir.

Son derece hızlı hareket edebilirler
Melekler, kendilerine has latif ve nuranî bir yapıya sahip olmaları sebebiyle son derece süratli, kuvvetli ve mükemmel varlıklardır. Kur’an’da onların bu özelliklerini ifade adına şöyle buyrulur: “Melekler ve ruh, O(nun arşı)na -miktarı (dünya senesi ile) elli bin yıl olan- bir günde yükselip çıkarlar.” (Mearic, 70/4)

Çeşitli şekillere girebilirler

Melekler, Allah’ın emir ve izni ile çeşitli şekillere girebilen varlıklardır. Onlar peygamberler tarafından hem aslî, hem de başka şekilleriyle görülmüşlerdir. Meselâ, Cebrail (aleyhisselam) Hz. Meryem’e bir insan şeklinde görünmüştür. (Meryem, 19/16-17.) Hz. İbrahim’e bir oğul müjdesiyle gelen melekler de, insan şeklinde görünmüşlerdir. Ayrıca Cibrîl hadisi olarak bilinen, -iman, İslâm ve ihsan kavramlarının tanımlarının yapıldığı- rivâyette de belirtildiği gibi, Cebrail sahabiler tarafından insan şeklinde görülmüştür. (Müslim, İman 37)

Meleklerin görevleri nelerdir?
Yüce Yaratıcı tarafından meleklere verilen görevleri Kur’an âyetlerinin ve bazı hadis-i şeriflerin ışığında şöyle sıralayabiliriz:

1. Allah’ı her bir eksik ve yanlış mülâhazadan tenzih etmek, O’na gece gündüz övgü ve şükranda bulunmak ve O’nu, O’na yaraşır bir biçimde yüceltmek.

2. Allah’ın peygamber olarak seçtiği kullarına vahiy getirmek.

3. Peygamberleri salât ve selâm ile yüceltmek ve bütün insanlara dünyada hayır duada bulunmak.

4. Peygamberlere ve mü’minlere manevî bir güçle destek olup onları sıkıntılı ve üzüntülü anlarında rahatlatmak, inkârcıları ise sıkıntıya sokmak.

5. İnsanı koruyan takipçiler olarak bir anlamda insanlara hizmet etmek.

6. İnsanların fiillerini kaydetmek.

7. Kâinatla ilgili olarak yürütülen ilâhî icraata vasıta olmak.

8. Beşerin yaratılış ve ölümüyle ilgili olarak görev yapmak.

9. İlâhî cezaları icra eden elemanlar olarak görev yapmak.

Melekler kaç gruba ayrılır, vazifeleri nelerdir?

Meleklerin sayısı ve çeşitleri:
Meleklerin sayısını ancak Allah bilir. Kur’an’da ve hadislerde meleklerin sayıları hakkında açık bir bilgi mevcut değildir. Ancak Kur’an’ın “Göklerin ve yerin orduları Allah’a aittir.” şeklindeki beyanlarından hareketle, sayılamayacak kadar çok olduklarını söylememiz mümkündür.

Vahiy meleği Hz. Cebrail


Cebrail (aleyhisselam) dört büyük melekten biridir. Allah tarafından peygamberlere vahiy getirmekle görevlendirilmiştir. İsmi Kur’an’da üç yerde Cibrîl olarak geçmektedir. Ayrıca Cibrîl âyetlerde “ruh”, “rûhenâ”, “rasûlün kerîm”, “rasulü rabbik”, “ruhu’l-emin”, “ruhu’l-kudüs” gibi isimlerle de zikredilmektedir. Bir hadiste ise, bunlara ilâveten “en-Nâmus” diye isimlendirilmektedir.

Kıyamet meleği: Hz. İsrafil


Bu meleğin adı Kur’an’da açıkça geçmez. Âyetlerde yalnızca, sura üflenileceğinin haberi verilir. Adı, hadiste dört büyük meleğin içinde zikredilir. İsrafil (aleyhisselam) sûra iki defa üfleyecek, ilkinde kıyamet kopacak, ikincisinde ise tekrar diriliş meydana gelecektir.

Ölüm meleği: Hz. Azrail


Görevi, ölüm vakti gelenlerin ruhunu teslim almaktır. Kur’an’da ölüm meleği adıyla ifade edilmiştir.

Kirâmen Kâtibîn melekleri


İnsanın sağında ve solunda görevli olarak bulunan iki meleğin adıdır. Sağdaki, iyi iş ve davranışları, soldaki ise kötü iş ve davranışları tespit etmekle görevlidir. ‘Hafaza melekleri’ adı da verilen bu melekler, kıyamet günü hesap sırasında yapılan işlere de şahitlik edeceklerdir.

Kâinattaki hadiseleri idare eden melek:


Hz. Mikâil Dört büyük melekten biri olup Allah tarafından kâinattaki tabii olayların ve yaratıkların rızıklarının idaresine vasıta kılınmıştır. İsmi, Kur’an’da sadece bir âyette geçer.

Mukarrebûn melekleri


İlliyyûn ve Kerûbiyyûn olarak da anılan bu melekler, Allah’ı tesbih ve anmakla görevli olup O’na çok yakın ve O’nun katında şerefli bir mevkide bulunurlar.

Hamele-i arş melekleri


Arşı (Allahın kudret ve saltanatının tecelli yeri) taşıyan meleklerin adıdır. Kur’an’da haklarında şöyle buyrulur: “Arşı taşıyan, bir de onun çevresinde bulunan melekler devamlı olarak Rab’lerini zikir ve O’na hamd ederler.”

Münker ve Nekir melekleri


Ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli iki melektir. Bilinmeyen, tanınmayan, yadırganan anlamındaki Münker ve Nekîr, mezardaki şahsa, hiç görmediği bir şekille gelmeleri sebebiyle bu ismi almışlardır. Bu iki melek kabirdeki ölülere, “Rabbin kim?”, “Peygamberin kim?”, “Kitabın ne?” şeklinde sorular yöneltirler ve o insana, alacakları cevaplara göre muamele ederler. Hadis-i şeriflerde, insanın kalbine doğruyu ve gerçeği ilham eden, Kur’an okunurken yeryüzüne inen meleklere de dikkat çekilir.

Melek inancı insana ne kazandırır?
Meleklere inanan birisi, kendisini hiçbir zaman yalnız hissetmez. Zira böyle birisi en yalnız zamanlarında bile, kendisiyle beraber bulunan meleklerin varlığını bilir ve onların mevcudiyetlerinden duyduğu manevî bir feyizle yalnızlığını ünsiyete (sıcak bir birlikteliğe) çevirir.

Her an onların kontrolü altında olduğunu bilen ve düşünen bir mü’min, günahlara doğru yürümekten hem utanır hem de çekinir. Melek inancı, manevî güzelliğin ve ahlâkî inceliğin bir sembolü olarak, insanlarda kendilerine benzemeye özlem duyulan bir hedef olarak da teşvik edici bir etkiye sahiptir.
Son düzenleyen Safi; 4 Nisan 2019 00:34

Benzer Konular

22 Aralık 2012 / adsızzz Müslümanlık/İslamiyet
22 Mart 2011 / Poss Cevaplanmış
10 Kasım 2016 / eda Cevaplanmış
6 Ocak 2014 / Misafir Cevaplanmış
25 Kasım 2011 / enis Müslümanlık/İslamiyet