Arama

Periyodik cetvelle ilgili yazı, şiir veya akrostiş var mı?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 9 Aralık 2016 Gösterim: 22.869 Cevap: 3
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
30 Aralık 2008       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Periyodik cetvelle ilgili yazı, şiir veya akrostiş var mı?
EN İYİ CEVABI Keten Prenses verdi
periyodik yasa
PERİYOTLAR YASASİ olarak da bilinir, kimyada, elementlerin atom numaralarına (atom çekirdeğindeki toplam proton sayısı) göre dizildiklerinde özelliklerinin de periyodik olarak değiştiğini belirten yasa.
Sponsorlu Bağlantılar

Tarihçe.
19. yüzyıl başlarında kimyasal çözümleme yöntemlerindeki hızlı gelişmeler elementlerin ve bileşiklerin fiziksel ve kimyasal özelliklerine ilişkin çok geniş bir bilgi birikimine neden oldu. Bunun sonucunda bilim adamları elementler için çeşitli sınıflandırma sistemleri bulmaya çalıştılar. Rus kimyacı Dimitriy İvanoviç Mendeleyev 1860’larda elementlerin özellikleri arasındaki ilişkileri ayrıntılı olarak araştırmaya başladı; 1869’da, elementlerin artan atom ağırlıklarına göre dizildiklerinde özelliklerinin de periyodik olarak değiştiğini ifade eden periyodik yasayı geliştirdi ve gözlemlediği bağıntıları sergilemek için bir periyodik tablo hazırladı. Alman kimyacı Lothar Meyer de, Mendeleyev’den bağımsız olarak hemen hemen aynı zamanda benzer bir sınıflandırma yöntemi geliştirdi.

Mendeleyev’in periyodik tablosu o güne değin tek başına incelenmiş kimyasal bağıntıların pek çoğunun birlikte gözlemlenmesini de olanaklı kıldı. Ama bu sistem önceleri pek kabul görmedi. Mendeleyev tablosunda bazı boşluklar bıraktı ve bu yerlerin henüz bulunmamış elementlerle doldurulacağını öngördü. Gerçekten de bunu izleyen 20 yıl içinde skandiyum, galyum ve germanyum elementleri bulunarak boşluklar doldurulmaya başladı.

Mendeleyev’in hazırladığı ilk periyodik tablo 17 grup (sütun) ile 7 periyottan oluşuyordu; periyotlardan, potasyumdan broma ve rubidyumdan iyoda kadar olan elementlerin sıralandığı ikisi tümüyle doluydu; bunun üstünde, her birinde 7 element bulunan (lityumdan flüora ve sodyumdan klora) iki kısmen dolu periyot ile altında üç boş periyot bulunuyordu. Mendeleyev 1871’de tablosunu yeniden düzenledi ve 17 elementin yerini (doğru biçimde) değiştirdi. Daha sonra Lothar Meyer ile birlikte, uzun periyotların her birinin 7 elementlik iki periyoda ayrıldığı ve 8. gruba demir, kobalt, nikel gibi üç merkezî elementin yerleştirildiği 8 sütunluk yeni bir tablo hazırladı.

Lord Rayleigh (John William Strutt) ve Sir William Ramsay’in 1894’ten başlayarak soy gazlar olarak anılan helyum, neon, argon, kripton, radon ve ksenonu bulmalarından sonra, Mendeleyev ve öbür kimyacılar periyodik tabloya yeni bir “sıfır” grubunun eklenmesini önerdiler ve sıfırdan sekize kadar olan grupların yer aldığı kısa periyotlu tabloyu geliştirdiler. Bu tablo 1930’lara değin kullanıldı.

Daha sonraları elementlerin atom ağırlıkları yeniden belirlenip periyodik tabloda düzeltmeler yapıldıysa da, Mendeleyev ile Meyer’in 1871’deki tablolarında özelliklerine bakılarak yerleştirilmiş olan bazı elementlerin bu yerleri, atom ağırlıklarına göre dizilme düzenine uymuyordu. Örneğin argon-potasyum, kobalt-nikel ve tellür-iyot çiftlerinde, birinci elementlerin atom ağırlıkları daha büyük olmakla birlikte periyodik sistemdeki konumları ikinci elementlerden önce geliyordu. Bu tutarsızlık atom yapısının iyice anlaşılmasından sonra çözümlendi.

Yaklaşık 1910’da Sir Ernest Rutherford’un ağır atom çekirdeklerinden alfa parçacıkları saçılımı üzerine yaptığı deneyler sonucunda çekirdek elektrik yükü kavramı geliştirildi. Çekirdek elektrik yükünün elektron yüküne oranı kabaca atom ağırlığının yarısı kadardı. A. van den Broek 1911’de, atom numarası olarak tanımlanan bu niceliğin elementin periyodik sistemdeki sıra numarası olarak kabul edilebileceği görüşünü ortaya attı. Bu öneri H. G. J. Moseley’in pek çok elementin özgün X ışını tayf çizgilerinin dalgaboylarım ölçmesiyle doğrulandı. Bundan sonra elementler periyodik tabloda artan atom numaralarına göre sıralanmaya başladı. Periyodik sistem, Bohr’un 1913’te başlattığı atomların elektron yapıları ve tayfın kuvantum kuramı üzerindeki çalışmalarla tam olarak açıklığa kavuştu.
59900d1481305482 periyodik tablo ve tarihcesi tablo1

Periyotlar.
Periyodik sistemin bugün kullanılan uzun periyotlu biçiminde, doğal olarak bulunmuş ya da yapay yolla elde edilmiş olan 107 element artan atom numaralarına göre yedi yatay periyotta sıralanır; lantandan(atom numarası 57) lütesyuma(71) kadar uzanan lantanitler dizisi ile aktinyumdan(89) lavrensiyuma(103) kadar uzanan aktinitler dizisi bu periyotların altında ayrıca sıralanır. Periyotların uzunlukları farklıdır. İlk periyot hidrojen periyodudur ve burada hidrojen(l) ile helyum(21) yer alır. Bunun ardından her birinde 8 element bulunan iki kısa periyot uzanır. Birinci kısa periyotta lityumdan(3) neona (10) kadar olan elementler, ikinci kısa periyotta ise sodyumdan(ll) argona(18) kadar olan elementler yer alır. Bunları, her birinde 18 elementin bulunduğu iki uzun periyot izler. Birinci uzun periyotta potasyumdan(19) kriptona(36), ikinci uzun periyotta rubidyumdan(37) ksenona(54) kadar olan elementler bulunur. Sezyumdan(55) radona(86) kadar uzanan 32 elementlik çok uzun altıncı periyot, lantanitlerin ayrı tutulmasıyla 18 sütunda toplanmıştır ve özellikleri birinci ve ikinci uzun periyottaki elementlerinkilere çok benzeyen elementler bu elementlerin altında yer alır. 32 elementlik en son uzun periyot tamamlanmamıştır. Bu periyot ikinci en uzun periyottur ve atom numarası 118 olan elementle tamamlanacaktır.

Gruplar
Helyum, neon, argon, kripton, ksenon ve radondan oluşan altı soy gaz, tümüyle dolu altı periyodun sonunda yer alır ve bunlar periyodik sistemin 0 grubunu oluştururlar. Lityumdan flüora ve sodyumdan klora kadar uzanan ikinci ve üçüncü periyottaki yedişer element ise sırasıyla I., II., III., IV., V., VI. ve VII. grupları oluştururlar. Dördüncü periyotta yer alan, potasyumdan broma kadar sıralanan 17 elementin özellikleri farklıdır. Bunların periyodik sistemde 17 alt grup oluşturdukları düşünülebilir, ama bu elementler geleneksel olarak 15 alt grupta toplanırlar ve demir, kobalt, nikel ve bundan sonraki periyotta benzer özellikte olan elementler tek bir grupta, VIII. grupta yer alırlar. Potasyumdan(19) manganeze(25) kadar olan elementler sırasıyla la, ila, illa, IVa, Va, Via, Vlla alt gruplarında, bakırdan (29) broma(35) kadar olan elementler de Ib, Ilb, Illb, IVb, Vb, Vlb, Vllb alt gruplarında toplanırlar.

DEVAMI Periyodik Tablo ve Tarihçesi
Son düzenleyen Safi; 9 Aralık 2016 22:35
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
30 Aralık 2008       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
periyodik yasa
PERİYOTLAR YASASİ olarak da bilinir, kimyada, elementlerin atom numaralarına (atom çekirdeğindeki toplam proton sayısı) göre dizildiklerinde özelliklerinin de periyodik olarak değiştiğini belirten yasa.
Sponsorlu Bağlantılar

Tarihçe.
19. yüzyıl başlarında kimyasal çözümleme yöntemlerindeki hızlı gelişmeler elementlerin ve bileşiklerin fiziksel ve kimyasal özelliklerine ilişkin çok geniş bir bilgi birikimine neden oldu. Bunun sonucunda bilim adamları elementler için çeşitli sınıflandırma sistemleri bulmaya çalıştılar. Rus kimyacı Dimitriy İvanoviç Mendeleyev 1860’larda elementlerin özellikleri arasındaki ilişkileri ayrıntılı olarak araştırmaya başladı; 1869’da, elementlerin artan atom ağırlıklarına göre dizildiklerinde özelliklerinin de periyodik olarak değiştiğini ifade eden periyodik yasayı geliştirdi ve gözlemlediği bağıntıları sergilemek için bir periyodik tablo hazırladı. Alman kimyacı Lothar Meyer de, Mendeleyev’den bağımsız olarak hemen hemen aynı zamanda benzer bir sınıflandırma yöntemi geliştirdi.

Mendeleyev’in periyodik tablosu o güne değin tek başına incelenmiş kimyasal bağıntıların pek çoğunun birlikte gözlemlenmesini de olanaklı kıldı. Ama bu sistem önceleri pek kabul görmedi. Mendeleyev tablosunda bazı boşluklar bıraktı ve bu yerlerin henüz bulunmamış elementlerle doldurulacağını öngördü. Gerçekten de bunu izleyen 20 yıl içinde skandiyum, galyum ve germanyum elementleri bulunarak boşluklar doldurulmaya başladı.

Mendeleyev’in hazırladığı ilk periyodik tablo 17 grup (sütun) ile 7 periyottan oluşuyordu; periyotlardan, potasyumdan broma ve rubidyumdan iyoda kadar olan elementlerin sıralandığı ikisi tümüyle doluydu; bunun üstünde, her birinde 7 element bulunan (lityumdan flüora ve sodyumdan klora) iki kısmen dolu periyot ile altında üç boş periyot bulunuyordu. Mendeleyev 1871’de tablosunu yeniden düzenledi ve 17 elementin yerini (doğru biçimde) değiştirdi. Daha sonra Lothar Meyer ile birlikte, uzun periyotların her birinin 7 elementlik iki periyoda ayrıldığı ve 8. gruba demir, kobalt, nikel gibi üç merkezî elementin yerleştirildiği 8 sütunluk yeni bir tablo hazırladı.

Lord Rayleigh (John William Strutt) ve Sir William Ramsay’in 1894’ten başlayarak soy gazlar olarak anılan helyum, neon, argon, kripton, radon ve ksenonu bulmalarından sonra, Mendeleyev ve öbür kimyacılar periyodik tabloya yeni bir “sıfır” grubunun eklenmesini önerdiler ve sıfırdan sekize kadar olan grupların yer aldığı kısa periyotlu tabloyu geliştirdiler. Bu tablo 1930’lara değin kullanıldı.

Daha sonraları elementlerin atom ağırlıkları yeniden belirlenip periyodik tabloda düzeltmeler yapıldıysa da, Mendeleyev ile Meyer’in 1871’deki tablolarında özelliklerine bakılarak yerleştirilmiş olan bazı elementlerin bu yerleri, atom ağırlıklarına göre dizilme düzenine uymuyordu. Örneğin argon-potasyum, kobalt-nikel ve tellür-iyot çiftlerinde, birinci elementlerin atom ağırlıkları daha büyük olmakla birlikte periyodik sistemdeki konumları ikinci elementlerden önce geliyordu. Bu tutarsızlık atom yapısının iyice anlaşılmasından sonra çözümlendi.

Yaklaşık 1910’da Sir Ernest Rutherford’un ağır atom çekirdeklerinden alfa parçacıkları saçılımı üzerine yaptığı deneyler sonucunda çekirdek elektrik yükü kavramı geliştirildi. Çekirdek elektrik yükünün elektron yüküne oranı kabaca atom ağırlığının yarısı kadardı. A. van den Broek 1911’de, atom numarası olarak tanımlanan bu niceliğin elementin periyodik sistemdeki sıra numarası olarak kabul edilebileceği görüşünü ortaya attı. Bu öneri H. G. J. Moseley’in pek çok elementin özgün X ışını tayf çizgilerinin dalgaboylarım ölçmesiyle doğrulandı. Bundan sonra elementler periyodik tabloda artan atom numaralarına göre sıralanmaya başladı. Periyodik sistem, Bohr’un 1913’te başlattığı atomların elektron yapıları ve tayfın kuvantum kuramı üzerindeki çalışmalarla tam olarak açıklığa kavuştu.
59900d1481305482 periyodik tablo ve tarihcesi tablo1

Periyotlar.
Periyodik sistemin bugün kullanılan uzun periyotlu biçiminde, doğal olarak bulunmuş ya da yapay yolla elde edilmiş olan 107 element artan atom numaralarına göre yedi yatay periyotta sıralanır; lantandan(atom numarası 57) lütesyuma(71) kadar uzanan lantanitler dizisi ile aktinyumdan(89) lavrensiyuma(103) kadar uzanan aktinitler dizisi bu periyotların altında ayrıca sıralanır. Periyotların uzunlukları farklıdır. İlk periyot hidrojen periyodudur ve burada hidrojen(l) ile helyum(21) yer alır. Bunun ardından her birinde 8 element bulunan iki kısa periyot uzanır. Birinci kısa periyotta lityumdan(3) neona (10) kadar olan elementler, ikinci kısa periyotta ise sodyumdan(ll) argona(18) kadar olan elementler yer alır. Bunları, her birinde 18 elementin bulunduğu iki uzun periyot izler. Birinci uzun periyotta potasyumdan(19) kriptona(36), ikinci uzun periyotta rubidyumdan(37) ksenona(54) kadar olan elementler bulunur. Sezyumdan(55) radona(86) kadar uzanan 32 elementlik çok uzun altıncı periyot, lantanitlerin ayrı tutulmasıyla 18 sütunda toplanmıştır ve özellikleri birinci ve ikinci uzun periyottaki elementlerinkilere çok benzeyen elementler bu elementlerin altında yer alır. 32 elementlik en son uzun periyot tamamlanmamıştır. Bu periyot ikinci en uzun periyottur ve atom numarası 118 olan elementle tamamlanacaktır.

Gruplar
Helyum, neon, argon, kripton, ksenon ve radondan oluşan altı soy gaz, tümüyle dolu altı periyodun sonunda yer alır ve bunlar periyodik sistemin 0 grubunu oluştururlar. Lityumdan flüora ve sodyumdan klora kadar uzanan ikinci ve üçüncü periyottaki yedişer element ise sırasıyla I., II., III., IV., V., VI. ve VII. grupları oluştururlar. Dördüncü periyotta yer alan, potasyumdan broma kadar sıralanan 17 elementin özellikleri farklıdır. Bunların periyodik sistemde 17 alt grup oluşturdukları düşünülebilir, ama bu elementler geleneksel olarak 15 alt grupta toplanırlar ve demir, kobalt, nikel ve bundan sonraki periyotta benzer özellikte olan elementler tek bir grupta, VIII. grupta yer alırlar. Potasyumdan(19) manganeze(25) kadar olan elementler sırasıyla la, ila, illa, IVa, Va, Via, Vlla alt gruplarında, bakırdan (29) broma(35) kadar olan elementler de Ib, Ilb, Illb, IVb, Vb, Vlb, Vllb alt gruplarında toplanırlar.

DEVAMI Periyodik Tablo ve Tarihçesi
Son düzenleyen Safi; 9 Aralık 2016 22:38
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Mart 2010       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Elektrondur benim adım
Leblebi gibi değildir yapım.
Eksi yük taşırım
Koşarım çekirdeğin çevresinde
Tur atar durarım.
Razıyım onlarla beraber olmaya
Onlardır benim canım kanım
Notron Proton ve Elektron
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
14 Nisan 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
benim adım helyum
kankimdir sodyum
sevgilimdir potasyum
öpcem seni gözünü yum

Benzer Konular

9 Aralık 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
27 Şubat 2012 / darq_lowe Cevaplanmış
21 Ekim 2009 / Misafir Cevaplanmış
16 Ağustos 2020 / Misafir Cevaplanmış
17 Nisan 2011 / Misafir Soru-Cevap