Arama

Çocuklarda dudak morarması neden olur?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 17 Nisan 2011 Gösterim: 45.179 Cevap: 16
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
2 Ocak 2009       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Öncellikle ilginize şimdiden teşekkürler; 4 yaşında bir oğlumuz var. Oyun oynadığımız zamanlarda 1-2 dk. hızlıca koşarsa dudakları morarıyor. Sitenizi bulmamı sağlayan makalede bunun epilepsi olabileceği yazıyordu ama şimdiye kadar çocuğumuzda herhangibir kasılma veya kendinden geçme belirtisi olmadı. Ayrıca ne bende ne eşimde böyle bir şikayet yok, ebeveynlerimizde de olmadığını belirteyim.
EN İYİ CEVABI fadedliver verdi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

ALNINDA DOĞUM LEKESİ VAR VE BU BAZEN MORARIYOR

Doktora başvırmanızda fayda var:)
Sponsorlu Bağlantılar
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
2 Ocak 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Mutlaka bir uzmana başvurmalısınız,sadece bilgilendirme amaçlıdır,kesinlikle teşhis değildir..

Sponsorlu Bağlantılar
Her yıl yaklaşık 12 bin civarında bebek, kalp hastası olarak dünyaya gözlerini açıyor ve ancak 2 bini tedavi olma şansını yakalıyor.

Ne yazık ki, büyük bölümü ailelerin ihmali sonucunda hayatlarını kaybediyor. Başkent Üniversitesi İstanbul Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi’nden, Çocuk Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kürşad Tokel, aileleri yakından ilgilendiren önemli bilgiler verdi…

Çok fazla görülüyor

Çocukluk kalp sağlığı merkezlerinin en büyük hasta grubunu doğuştan olan kalp hastalıkları oluştur. Canlı olarak doğan her 100 bebekten biri kalp hastalığı ile doğar.

Ailede daha önceden doğumsal kalp hastalığı olan bir ebeveyn, kardeş veya akraba varsa, annenin şeker hastalığı veya anne karnındaki bebekte genetik bir hastalık olasılığı varsa bu oran bazen 3-5 katına kadar artma gösterir.

Her ne kadar bu oran düşük ise de günümüzde çok popüler olan AIDS, kanser, kan kanseri vb hastalıklara göre de çok fazladır…
Her yıl yaklaşık 12.000 civarında bir bebek kalp hastalığı ile doğmaktadır.

Bunların belki yarısından az bir kısmı ameliyat veya bizim girişimsel tedaviler dediğimiz (Balon ile kapak açılması, şemsiye ile deliklerin kapatılması) yöntemlere gereksinme duymaktadır. Büyük bölümü ilk yaş içinde daha sık, daha sonra da en azından yılda bir kez kontrol edilmeye ihtiyaç duyar.

Bugün ülkemizde sağlıklı rakamlar olmamakla beraber bu çocuklardan yalnızca 2000 civarında olan kısmı tedavi edilebilmektedir. Diğerleri ise sosyal (ailenin sosyal güvencesi olmaması ve yoksulluk nedeni ile tedavinin yapılacağı merkeze ulaşamaması) veya ailenin ihmali, bazen hekimlerin hastalığın önemini kavramaması nedeni ile tedavi şansını yitirmektedir.

Bayılma, çarpıntı varsa dikkat

Romatizmal kapak hastalıkları ise ülkemizin önemli bir sosyal sorunudur. Çünkü bu çocuklar tümü ile sağlıklı bir yaşam şansları varken beta hemolitik streptokok dediğimiz ve şu kış günlerinde daha sık karşılaştığımız bir mikropla olan boğaz enfeksiyonun iyi veya hiç tedavi edilmemesi sonucu kendilerine ömür boyunca sorun olabilecek bir hastalığa sahip olurlar…

Son yıllarda ülkemizde azalmakla beraber kalp kapaklarının metal kapaklarla değişmesine kadar giden, örneğin kadınlarda nadir olmakla beraber gebelik ve çocuk sahibi olmayı bile engelleyebilen sosyal sorunlara da yol açar.

Diğer taraftan çocuk kardiyoloji merkezlerine en çok hasta başvurusunun nedeni; kalp hastalıklarının da göstergesi olabilen üfürümlerin duyulması, bayılma, çarpıntı, göğüs ağrısı ve kalp atımlarında düzensizlik yakınmasıdır.

Bunların büyük bölümü kalp hastalıklarına bağlı olmamakla beraber bazen hiç belirtisi olmayan kalp hastalıklarının da tanınmasına olanak sağlar.

Aileler bu belirtileri ciddiye alsın

- Özellikle yenidoğan bebeklerde ağız içi, dudak ve tırnaklarda olan morarma
Morarmanın bebek ağlayınca artması

- Bebeklerin anne sütü veya mama alırken yorulması, sık nefes alıp vermesi

- Nefes alıp verirken göğüs kafesinde çökmeler-çekilmeler olması

- Beslenirken özellikle başta olmak üzere vücutta terleme

- Bebeğin kilo almasının yeterli beslenme olmasına rağmen ilk 6 ayda aylık 600 gr, ikinci altı aylık dönemde aylık 300-600 gr’ın altında olması veya akranlarına göre kilo almanın yetersizliği

- Çocuğun kalbinin hızlı, çok yavaş veya düzensiz olarak atması

- Bebeğin sık akciğer enfeksiyonu geçirmesi,

- Daha büyük çocuklarda çocuğun akranlarına göre daha çabuk yorulması, sık nefes alıp vermesi, bacaklarda ve yüzünde şişme olması,

- Bacaklarına kramp girmesi

- Kan basıncının yüksek olması

- Normal muayeneler sırasında kalbinde çocuk hekimleri tarafından üfürüm dediğimiz seslerin duyulması

Hastalık nasıl teşhis edilir?

Kalp hastalıklarının tanısında en çok kullanılan yöntem konunun uzmanların yaptığı dikkatli muayenedir.

Hastanın öyküsünün dinlenmesi ve muayene ile tanı çocukların yarısında konulabilir. Tanının kesinleştirilmesi için EKG, kalp filmi çekilebilir.

Ancak günümüzde çocuk kardiyologlarının en önemli tanı aracı ekokardiyografidir. Ses dalgaları kullanılarak yapılan bu incelemenin çocuğa bir zararı yoktur.

Ancak küçük bebeklerde bazen bebeğin ilaçlarla sakinleştirilmesine gerek olabilir. Bu inceleme ile kalbin iç yapıları, çalışması, fonksiyonları, delikler, kalp damarlarının ve kapaklarının darlığı, kapaklarda olan kaçaklar, deliklerden geçen kan miktarı gibi pek çok konuda tama yakın bilgi elde edilebilir. Bazen sadece bu tetkikle yapılan inceleme ile hastayı ameliyata vermek olanaklı hale gelir.

Çocuklar da kalp kateterizasyonu ve anjiografi gerek tanı gerekse de tedavi amacı ile kullanılır. Bu yöntemlerle kalp kapaklarındaki ve damarlardaki darlıklar balonla açılabilir, kalpteki delikler ve köprü damarlar değişik cihazlarla kapatılabilir, bazen kalpte çocuğun yaşamı için gerekli olan açıklıklar ameliyata gerek olmadan gerçekleştirilebilir.

Bu yöntem kullanılarak çocuklara kalp pili takılabilir. Kalp atımlarının düzensizliği, çarpıntı gibi durumlarda kalp atımları 24 saat süre ile kaydedilebilir. Sıklığı fazla olmayan şikayetler de saat benzeri cihazlarla olay anında kalp atımlarının kaydı alınabilir.

Tedavi yöntemleri nelerdir?

Doğuştan kalp hastalıklarının çoğunun tedavisi ameliyatla yapılır. Hastaların bir kısmı erken müdahale edilmediği zaman kaybedilebilir.

Bunun yanı sıra bazı küçük kalp delikleri kendiliğinden kapanır, bazıları ise hiç kapanmasa da çok küçük oldukları için ömür boyu ameliyat edilmeden takip edilebilir. Kateter ile tedavisi mümkün olan doğuştan kalp hastalıkları da vardır.

Kapak ve damar darlıkları kateter sırasında balon ile genişletilebilir, bazı özellikteki kalp delikleri de kateter yardımıyla kapatılabilir. Her hastalık için farklı tutum gereklidir. Takip ve tedavinin şekline, zamanlamasına izleyen çocuk kardiyologunun karar vermesi gerekir.

Ameliyat edilecek birçok hastaya ekoya ek olarak kateter-anjiografi de uygulanır, bulgular çocuk kardiyoloji ve kalp damar cerrahisi bölümlerinin katıldığı toplantıda tartışılarak konsey kararı alınır. Konsey kararı ameliyatın şeklini ve zamanını belirmeyi amaçlar.

Daha sonra ameliyatla ilgili ayrıntılı bilgiyi kalp-damar cerrahıyla görüşerek alabilir, tüm sorularınızı yöneltebilirsiniz.

Her yaşta tedavisi mümkün mü?

Doğuştan kalp hastalıklarının çoğu ameliyatla tedavi edilir. Her hastalık için farklı bir zamanlama söz konusudur. Sanıldığının aksine yenidoğanlar dahil olmak üzere her yaştaki çocuğa kalp ameliyatı uygulanabilir.

Bunun için belli bir yaş veya kilo sınırlaması yoktur. Bazı kalp hastalıklarında yenidoğan döneminde acil olarak yapılan ameliyat hayat kurtarır. Bazı kalp hastalıklarında ise deliklerin kendiliğinden kapanma potansiyeli nedeniyle daha uzun süre beklenebilir. Bu hastaların da çocuk kardiyolojisi kontrollerine düzenli olarak gitmeleri gereklidir.

İzleme gelmeyen bazı hastalar bazen çok beklenildiği için ameliyat şansını kaybedebilirler…
kaynak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Eylül 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yeğenim yedi yaşında, konuşamıyor ve kasılarak dudakları morarıyor.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Eylül 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

yeğenim yedi yaşında, konuşamıyor ve kasılarak dudakları morarıyor.

Doktora görünmenizde fayda vardır bunun birçok nedeni olabilir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ALNINDA DOĞUM LEKESİ VAR VE BU BAZEN MORARIYOR
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #6
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

ALNINDA DOĞUM LEKESİ VAR VE BU BAZEN MORARIYOR

Doktora başvırmanızda fayda varMsn Happy
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BEBĞİM ALTI AYLIK ALNINDA DOĞUMDAN KALMA LEKE VAR VE BU KENDİNİ SIKTIĞI ZAMAN MORARMA MEYDANA GELİYOR NEDEN?

BEBĞİM ALTI AYLIK MEME EMERKEN ÇABUK YORULUYOR. VE ALNINDA DOĞUMDAN KALMA LEKE VAR RENGİ HİÇ DEĞİŞMEDİ KOYU BİR KIRMIZI KENDİNİ SIKINCA MORARIYOR NEREYE BAŞ VURMAM LAZIM
Son düzenleyen Misafir; 8 Eylül 2009 13:13 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #8
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

BEBĞİM ALTI AYLIK ALNINDA DOĞUMDAN KALMA LEKE VAR VE BU KENDİNİ SIKTIĞI ZAMAN MORARMA MEYDANA GELİYOR NEDEN?

Maalesefki nedenini bizler bilemeyiz, doktora götürmelisiniz.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BEBEĞİM ALTI AYLIK MEME EMERKEN ÇABUK YORULUYOR. VEALNINDA DOĞUMDAN KALMA LEKE VAR RENGİ HİÇ DEĞİŞMEDİ KOYU KIRMIZI KENDİNİ SIKINCA MORARIYOR NEREYE BAŞ VURMAM LAZIM
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
8 Eylül 2009       Mesaj #10
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

BEBEĞİM ALTI AYLIK MEME EMERKEN ÇABUK YORULUYOR. VEALNINDA DOĞUMDAN KALMA LEKE VAR RENGİ HİÇ DEĞİŞMEDİ KOYU KIRMIZI KENDİNİ SIKINCA MORARIYOR NEREYE BAŞ VURMAM LAZIM

Öncelikle çocuk doktoruna götürebilirsiniz.Eğer yeterli görmez ise cildiyeciye yönlendirme yapabilir.

Benzer Konular

7 Ağustos 2015 / özlem adıgüzel Soru-Cevap
12 Mayıs 2013 / Misafir Soru-Cevap
22 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
2 Ağustos 2011 / murat6507 Soru-Cevap
5 Mart 2011 / Sessiz gemi Soru-Cevap