Arama

'Can' ile ilgili İngilizce cümle örnekleri verir misiniz? - Sayfa 2

En İyi Cevap Var Güncelleme: 17 Mart 2017 Gösterim: 214.275 Cevap: 12
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Nisan 2012       Mesaj #11
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaşlar can ile cümleler hazırladım hepsi %100 doğrudur dikkate alınmasını isterim.. Can :
Olumlu, olumsuz ve soru cümlelerinde kullanış şekli; (Yetenek) konusunda olduğu gibidir. Buradaki ihtimal için can‘ın kullanımı may, might ve could‘dan tamemen farklıdır.
Sponsorlu Bağlantılar
Burada şu hususa dikkat etmek lazım; can‘in bu durumlardaki kullanımında geçmiş zaman hali could‘dur. Bunu ihtimal bildiren may ve might gibi kullanılan could ile karıştırmamak lazımdır.

Zaman zaman vuku bulan olay ve durumların izah edilmesinde kullanılır. Burada anlatılan olaya bir şans verme durumu yoktur. Bir gerçek vardır ve bu gerçek arada sırada veya sık sık olabilmektedir. Bu kullanış biçimi, sadece şimdiki ve geçmiş zamanda ve sadece olumlu cümlelerde mümkündür.

You can see bears in this forest. Bu ormanda ayı görebilirsin.
Bu ormanda ayı vardır ve görenler olmuştur.

Humans can err. (Beşer şaşar = insan hata yapabilir.)
İnsanoğlu beşerdir ve hata yapması tabiidir.

İstanbul can be vary cold in winter. İstanbul kışın çok soğuk olabilir.
İstanbul’un kışın zaman zaman çok soğuk olduğu bilinmektedir.

The teacher can be very angry. Öğretmen kızabilir.
Bu cümlede “öğretmenin zaman zaman çok kızdığı olur” manası vardır. Eğer; ” The teacher may be very angry.” denmiş olsa yukarıdaki cümlenin verdiği manayı vermez. Bu cümlede belirli bir olay vardır ve öğretmen belki kızabilir demektedir.

The teacher could be very angry. Öğretmenin çok kızdığı olabilirdi.
Bu cümlede could can‘in geçmiş zaman halidir. Cümleden anlaşılması gereken öğretmen zaman zaman kızardı manasıdır.

My grandfather could cry like a child. Dedem çocuk gibi ağlardı.
Dedemin çocuk gibi ağladığı anlar olurdu demektir.

Bir de şartların elvermesiyle olabilen ya da olamayan işlerin anlatılmasında can ihtimal hesaplaması şekli ile kullanılır.

You can swim in this river. It is too shallow. Bu nehirde yüzemezsiniz. Çok sığdır.
Bu cümlede öznenin yezme bilmediğinden kasıt yoktur. Kastedilen nehrin yüzmeye elveriyli olmayışıdır.

The boy can be bored here. He doesn’t know anyone. Çocuk burada sıkılabilir. Kimseyi tanımıyor.

Can I change my dollars in your town? Şehrinizde dolarlarımı bozdurabilir miyim?

Children can play snowball in the garden. There is enough snow now. Çocuklar bahçede kartopu oynayabilirler. Şimdi yeteri kadar kar var.

Bu durum gelecek zaman için söz konusu olursa can kullanılmaz. Will be able to veya will be possible kullanılır.

When Ziraat Bank opens a branch in my town, you will be able to change foreign currency.
When Ziraat Bank opens a branch in my town, you will be possible change foreign currency.
Ziraat Bankası bizim şehirde şube açtığı zaman döviz bozdurabileceksiniz.
mana - avatarı
mana
Ziyaretçi
24 Nisan 2013       Mesaj #12
mana - avatarı
Ziyaretçi
“Can” yapabilmek, edebilmek anlamında kullanılan İngilizce bir kelimedir. Can fiili, olumlu, soru ve olumsuz olmak üzere üç kullanımı vardır.
  • İngilizce olumlu cümlede “Can” olarak kullanılır ve fiilden önce gelir.
  • İngilizce soru cümlesinde yine “Can” diye kullanılır ama cümlenin başına gelerek.
  • İngilizce olumsuz cümlede ise “Can not (Can’t)” olarak kullanılır ve fiilden önce gelir.
  • Can yapabildiğimiz şeyler için kullanırız, Can’t ise yapamadığımız şeyler için kullanırız.
  • Aşağıda Can’t ile ilgili olumlu ve soru cümleleri yer alıyor.
Can’t ile ilgili İngilizce cümleler;
Sponsorlu Bağlantılar
  • You can’t take photographs in the museum. (Müzede fotoğraf çekemezsiniz.)
  • You can’t smoke here (Burada sigara içemezsiniz.)
  • I can not skate. (Paten yapamam.)
  • My sister can not play the guitar. (Kız kardeşim gitar çalamaz.)
  • My students can not play basketball. (Öğrencilerim basketbol oynayamaz.)
  • Serkan can not play volleyball. (Serkan voleybol oynayamaz)
  • My father can not speak French. (Babam Fransızca konuşamaz.)
  • She can’t come on Sunday. (O pazar günü gelemez.)
  • Selim Bey can’t go to England. (Selim Bey İngiltere’ye gidemez.)

Son düzenleyen Safi; 17 Mart 2017 04:26
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
27 Aralık 2013       Mesaj #13
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Can you swim? Yes i can.
Can he ride a horse? No he can't.
Can you play football? Yes i can.
Can you write a poem? No i can't.
Can you stay alone? Yes i can.

Can't you come with us? No i can't.
Can't she ride a biycycle? Yes she can.
Can't we watch a movie together? Yes we can.
Can't you run as fast as me? No i can't.
Can't you climb the tree? Yes i can.

Benzer Konular

13 Mart 2014 / umtcn787 Soru-Cevap
12 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
29 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
22 Şubat 2012 / Misafir Cevaplanmış
11 Aralık 2011 / Misafir Soru-Cevap