Arama

Köpeğimin problemi nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 5 Ekim 2016 Gösterim: 22.647 Cevap: 28
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
3 Şubat 2009       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
köpegim bugün isal oldu ve burda köpekten anlayan veteriner yok çıvık ve yeşilimsi dışkısı var hareket etmiyor yemek yemiyor cok halsiz ne olur acele yardım edin bana uşalmak için lütfen haski yavruma yardım edin ne yapmalıyım acele cevap yazın
EN İYİ CEVABI güzellik verdi
alın bakın köpeğinizin bu durumu hangisine daha çok uyuyor?

Sponsorlu Bağlantılar
BAŞLICA KÖPEK HASTALIKLARI



Tüm hayvanlar yaşamları boyunca çeşitli enfeksiyonlara maruz kalırlar.Anneden alınan antikorların etkisi sona erdiğinde enfeksiyonlara karşı zayıf hale gelirler.Enfeksiyona yakalanmadan önce,kendi bağışıklıklarını geliştirmeleri için gerekli olan yeterli miktarda antikoru üretecek B hücrelerine sahip olmaları gerekir.Özellikle köpek üretim merkezleri,barınaklar,pansiyonlar,pet shop ve dog showlar gibi kalabalık çevrelerde bulunan yavrular yüksek risk altındadır.Bu nedenle,viral ve bakteriyel aşıları tamamlanmış olan yavru köpeklerin,dog show gibi etkinliklere katılması doğru değildir.

VİRAL HASTALIKLAR

1- Gençlik Hastalığı : (Canine Distemper)

Köpeklerin gençlik hastalığı bulaşıcı viral bir hastalıktır.Kolostrum (anneden ilk emzirme sırasında alınan süt,ağız sütü,yüksek miktarda antikor içerir.) almış yavrularda, materyal (anneden alınan) antikorlar yavruyu aşağı yukarı 12 hafta kadar korur.Kolostrum almamış olanlarda ise bu süre 1-4 hafta arasında değişir. Bu nedenle hastalık genellikle 3-12 aylık köpeklerde yaygındır. Fakat daha yaşlı köpeklerde de rastlanabilmektedir.Yüksek ateş (40-41’C) ile başlayan hastalık, 4 formda kendini gösterebilir. Bunlar; Göz ve burun formu, sindirim sistemi formu, akciğer formu, ve sinirsel form’dur.


İştahsızlık,depresyon,burun ve göz akıntıları İle başlayan hastalık,kusma ve ishal ile devam eder.Hastalığa yakalanan köpeklerin büyük kısmı (%60-80’ni) ölür. Gastro intestinal formunu atlatmış gibi, sanki iyileşiyormuş gibi görülen hayvanlarda, yaklaşık 14 gün bir ara dönemden sonra, solunum sistemi formu ve sinirsel formlar arka arkaya görülebilir. Solunum sistemi formu, tipik, zatürre semptomları ile kendini belli eder, sık ve güç solunum, bazen öksürük, gittikçe zayıflama,yemek yiyememe gibi. Hastalığın son dönemi dediğimiz, sinirsel formunda ise sara tipi nöbetler,tikler ve felçler gözlenir.Distemper virüsü T ve B hücreleri ile makrofajları etkilediğinden,köpek iyileşse bile virüsün bağışıklık sisteminde yaptığı bozukluk kalıcı olur. Ayrıca, hayatı boyunca vücudunun belli bir bölgesinde bir tik, kalıcı olacaktır. Bu Tikler giderek azalır ancak asla yok olmazlar. Distemper virüsünün hastalık yapma yeteneği, köpek makrofajları üzerindeki bu replikasyon yeteneğinden ileri gelmektedir.


Tedavisi: Gençlik hastalığının tedavisi klinik belirtilere bakılarak yapılır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek,ve desteklemek tedavide hedef olmalıdır. Son yıllarda antiviral ilaçlar , hastalığın ilk safhasında yani viremi döneminde faydalı olmaktadır. Fakat bu tedaviler oldukça güç ve pahalı olmaktadır. Aynı zamanda, sonuç almak ta oldukça güç, bazen imkansız olan bu hastalıkta en etkili yöntem, yavru köpeklerin 7-9 haftalık iken, 3-4 hafta ara ile 2 kez aşılanması ve her yıl aşının 1 defa tekrar edilmesidir.

2- Kanlı İshal :(Canin Parvovirüs)

Kanlı ishale neden olan parvovirüsler nispeten yeni virüslerdendir ve kedilerin gençlik hastalığı virüsleri ile yakınlıkları vardır.İlk olarak 1978 yılında ortaya çıkan ve yüzbinlerce köpeğin ölümüne neden olan bu hastalık köpeklerin afeti olarak tanımlanmaktadır. Hastalık her yaştaki köpekte gastrointestinal belirtilere, yavru köpeklerde kalp kasının iltihabına (miyokarditis) neden olur.Özellikle yavru köpekler için tehlikeli olan parvoviral enteritise,3 yaşın altındaki köpeklerde rastlanmaktadır.Yeni Zelanda'da yapılan bir araştırmaya göre 0-7 haftalık köpeklerde hastalığın insidansı %63, 8-12 haftalık köpeklerde %29, 3-6 aylık köpeklerde %23, 6-12 aylık köpeklerde %14, 1-2 yaşındakilerde ise %9, bir yaşından sonra da %11 olarak tespit edilmiştir.Bu virüs özellikle hızlı olarak bölünen hücreleri hedef alır. Bu hücreler, bağırsakta bulunan ve alınan besinlerin değerlendirilmesi ile ilgili olan hücrelerdir.


Parvoviral hastalığın ilk belirtisi şiddetli kusmadır.Kusmuk gri-beyaz renkte ve suludur.Kusmayı sulu,kötü kokulu,sarıdan kahverengiye kadar değişen renkte ishal izler.İshal halinde çıkarılan dışkıda taze ya da pıhtılaşmış halde kan bulunur.Ateş 41.C kadar yükselir.Kusma ve ishal nedeni ile oluşan sıvı kayıpları sonucu çoğu yavru köpekler ilk 24 saat içerisinde ölür.Kalbin etkilendiği durumlarda ise çoğu zaman yavru köpekler ölü bulunurlar.Bu hastalıkta ölüm oranı %50'nin üzerindedir. Parvovirüslerin bağışıklık sistemini baskıladıkları bilinmektedir.Ancak bunun mekanizması ve lenfosit fonksiyonlarını nasıl etkiledikleri henüz açıklığa kavuşmamıştır.Virüslerin bağışıklık sistemini nasıl baskıladıklarıyla ilgili 4 ana mekanizma vardır.Bu mekanizmalar sayesinde virüsler,vücudun bağışıklık sisteminin zayıf taraflarını araştırarak kendi varlıklarını garantiye alırlar.

Virüsler özellikle belirli bir hücreyi etkileyen kimyasal habercilerin reseptörlerine kendi genetom proteinlerini yerleştirirler.Bu şekilde virüs, habercinin gönderdiği komutları bozar veya ortadan kaldırır.Modifiye canlı parvovirüs aşıları,köpeklerde 2-5 haftalık bir süre için bağışıklık sistemini baskılayıcı etki gösterir.


Tedavisi; Genellikle hızla gelişen belirtiler, çoğu zaman yavru köpeklerde tedaviye fırsat vermemektedir. Fakat yine tedavi klinik semptomlara göre bakılarak ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirici ilaçlarla veya antiviral ilaçlarla sağaltım denenebilir. Yine en iyisi, anne sütünü tam alamamış hayvanlarda, 6. haftalıktan itibaren parvovirüs aşılarına başlanmalıdır.

3- Bulaşıcı Karaciğer Hastalığı : (Infectıous Canine Hepatitis, CAV-1)

Bu hastalığın etkeni adenovirüslerdir (CAV-1) . Bulaşma hasta köpeklerin idrarı ile olur.Hastalığın en şiddetli formları yavru köpeklerde görülmektedir.Aşılı anneden doğan yavru köpekleri kolostrum 5-7 haftaya kadar koruyabilir.Bulaşıcı karaciğer hastalığının 13 yaşındaki köpeklerde bile ölüme yol açtığı bilinmektedir.Adenovirüsler tüm dokuları enfekte edebilme yeteneğindedir.Fakat daha çok karaciğer hücreleri ile ilgilidirler ve bu organda şiddetli yangıya neden olurlar..Hastalığın ilerleyen dönemlerinde gözlerde kornoval opasite (kornoal bulanıklık) şekillenir.Mavi göz olarak da adlandırılan bu bozukluğun nedeni gözlerin pigmentli tabakasının yangısıdır ve aşılamayı takibende gözlemlenebilir.




4- Köpek Öksürük Hastalığı, Adenovirüs Tip-2 Enfeksiyonu : (Canine Adenovirüs Type-2 CAV-2)


Bu virüs daha çok solunum sisteminde hastalık yapmaktadır."Tracheobronşitis veya Kennel Cough" olarak adlandırılan köpek öksürüğü hastalığının etkenlerinden biridir.Özellikle kalabalık ortamlarda barınan köpekler arasında yaygındır.CAV-2 aşısı aynı zamanda CAV-1 aşı virüsü nedeniyle oluşabilecek korneal (göz) reaksiyonları da önler. Hastalık haftalarca sürebilmektedir. Eğer tedavide ikincil enfeksiyonlar işe karışırsa, hastalık ciddi boyutlarda seyredebilir. Bu nedenle hastalık ilk çıktığında, köpeğin genel durumu bozlumadan mutlaka veterinere başvurulmalıdır. Bu hastalıktan da korunmak için eğer köpek 3 aylıktan küçükse, 3-4 hafta ara ile iki aşı uygulanmalıdır.



5- Köpek Nezlesi : (Canine Parainfluenza)

Bu viral enfeksiyon solunum sisteminde orta dereceli bir yangıya neden olur.Ancak CAV-2 virüsü ve Bordetalla bronchiseptica bakterisi ile kombine halde çok şiddetli ve ölümcül enfeksiyonlara neden olurlar.


6- Koronavirüs İshali : (Canine Coronavirüs)

Koronaviaral enfeksiyon genellikle subklinik olarak seyreder.Klinik belirtileri ateşle ve hafif bir intestial akıntı ile başlar,sonraları kusma ve ishal gözlenir.Koronaviral hastalık tek başına şiddetli enfeksiyonlara neden olmamakla birlikte,özellikle parvoviral enfeksiyonlarla birleştiği zaman,hem klinik belirtilerin şiddeti hem de ölüm oranında artış görülür. Yani Köpeklerin bir çeşit kanlı ishal hastalığıdır. Bu hastalığa karşıda yavru köpekler aşılanmalıdır.

7- Kuduz :(Rabies)

Kuduz sıcak kanlı hayvanların merkezi sinir sistemini etkileyen viral bir hastalıktır.Bu eski ve korkunç hastalığın etkeni olan Rhabdovirüsler beyinde yangı (iltihap) meydana getirirler.Bu virüs enfekte hayvanların salyası ile taşınır. Ve sinir sistemi vasıtasıyla beyine kadar ulaşır. İnkubasyon periyodu; (Etkeni aldıktan hastalığın başlamasına kadar geçen zaman periyodu.) 10 gün ile birkaç ay arasında değişir.Kuduz ölümcül bir hastalıktır.Klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra tedavinin faydası yoktur. Virüsü alan hayvan 10 gün içinde ölür.


Kuduz virüsü, ısırılma (yani salyasının, deriden açılan bir yaraya bulaşması) yolu ile bulaştıktan sonra, sakin dönem, kızgın dönem ve felç dönemi olarak 3 şekilde kendini gösterir.


Sakin Dönemde; Hayvanın davranışında bariz bir değişiklik görülür, bazen havayı ısırır,sık sık havayı koklar,hafif mızıldanma belirtileri görülür. Fakat hayvanın karakterinden başka pek bir değişiklik gözlenmez.


Kızgın dönemde; Hayvan aniden saldırganlaşır,önüne geleni ısırmaya kalkışır, bilinç kaybolmuştur, sahibini tanımaz, eğer bırakılırsa, önüne geleni ısıra ısıra, kaçmaya çalışır, göz bebeklerinin simetriği bozulmuştur. Yutkunma güçlüğünden dolayı ağızda biriken salya dışarı akar, hayvan aşırı susar., Su içmek istediğinde, yutkunma güçlüğü nedeniyle, şiddetli sancı duyan hayvan, su içemez ve korkar hale gelir. Bu arada kendini koparırcasına ısırır, şiddetli kaşıntısı vardır.


Felç Dönemi; Bu son dönemde, alt çene aşağıya düşmüştür, bir sopa ile kapatıldığında, ve bırakıldığında sanki alt çene kırıkmış gibi kendiliğinden düşer , yani açılır. Arka ayaklara ve hatta tüm vücuda felç gelmiştir. Solunum felci şekillendiğinde ölüm görülür.
Ölüm, tüm belirtilerle birlikte 10 gün içinde gerçekleşir. Belirtiler her zaman tipik olmayabilir.


Birçok vahşi hayvan(ratlar,racunlar,yarasalar,tilkiler) kuduzun rezervuarı durumundadır.Aristotlr "Hayvanın Tarihçesi" adlı kitabında kuduzu, “köpek deliliği" şeklinde tanımlamıştır.Kuduzdan korunma için modifiye canlı ve ölü aşılar bulunmaktadır.Son yıllarda ölü aşıların daha etkili bulunması,modifiye canlı aşıların vazgeçilmelerine neden olmuştur.


BAKTERİYEL HASTALIKLAR

1- Bordetelloz:

Bu hastalığın etkeni olan Bordetella bronchiseptica bakterisi Adenovirüs Tip-2 ve Parainfluenza ile birleşerek Köpek Öksürüğü diye adlandırılan hastalığı meydana getirir.Köpek bordetellozisi şiddetli öksürüğe neden olur.Aşı özellikle intranazal (burun içi) olarak uygulandığı zaman çok etkili koruma sağlar.Toplam 13 antijenlik tip bu hastalığa neden olabilmektedir.Fakat sadece 3 tanesine karşı aşı geliştirilmiştir.Ancak bu üçü %90 nın üzerindeki vakadan sorumlu olan antijenlerdir.

2- Leptospiroz:

Klinik tablosu oldukça değişik olan bu enfeksiyonda, ateş ile başlayan hastalık tablosu, böbrek yetmezliği ile sonuçlanır.Böbrek fonksiyonlarının bozulması üremiye neden olur.


Başlıca belirtileri; halsizlik, uyuşukluk, depresyon, iştahsızlık, ishal, kusma, ağız ve göz mukozalarının yangısı, anormal sinirsel belirtiler ve ölüme neden olan kan pıhtılaşması bozukluklarıdır. Bulaşma enfekte köpek ve ratların idrarları ile olur. Bu hastalığın en önemli özelliği insanlara da bulaşabilmesidir.

AŞISI BULUNMAYAN ÖNEMLİ KÖPEK HASTALIKLARI

1- Herpesvirüs :

Bu viral enfeksiyon özellikle yavru köpekler için öldürücü bir hastalıktır.Süt emme çağındaki yavru köpeklerde hafif derecede solunum yolu enfeksiyonuna neden olur.Kalıcı enfeksiyonlar olgun dişilerde meydana gelebilir.Herpesvirüsler sinir hücrelerine yerleşerek bağışıklık sisteminden korunabilme yeteneğindedirler.Brusellosizin aksine,herpesvirüsle enfekte olan gebeler doğum yaparlar.Ancak maternal antikor geçişini sağlayamazlar.Bu annelerden doğan yavrular herpesvirüslere karşı duyarlıdırlar.

2- Bruselloz:

Bu bakteriyel hastalığın ne aşısı, ne de tedavisi vardır.Hasta köpekler devamlı taşıyıcı durumundadırlar.Spontan yavru atmalar Brusellosizin ilk göstergesidir. Bulaşma oral ve mukoz membranlar yoluyla olmaktadır.Erkek köpekler enfeksiyonu çiftleşme yoluyla, enfekte dişi köpeklerden alırlar.


Ayrıca hasta dişilerin vulvalarının yalanması ve idrarlarının alınması yolu ile de bulaşmalar olmaktadır.Dişiler de yine çiftleşme ve hastalığın etkeni olan bakterilerin ağız yolu ile alınması neticesinde hastalığa yakalanırlar.Bu nedenle dişi köpekler üreme öncesinde brusellosiz yönünden kontrol edilmelidir.


KÖPEKLERİN KANLI İSHALİ (PARVOVİRÜS ENFEKSİYONU)


Etkeni parvoviridae familyasından lipoprotein yapıda DNA taşıyan bir virüstür. Feline Panleukopeni ( Kedi gençlik hastalığı veya kanlı ishali) ilave mink enteritis virüsü ile antijenik olarak ilişkilidir.
Etken, gayta ile etrafa yayılır. Virüs ilk olarak tonsillere, daha sonra da lenf yumrularına yerleşir. Daha sonra hedef organ olan ince barsakların kript hücrelerine yerleşir. Daha sonra virüs, kemik iliğinde ,kalp ve endotelyal hücrelerde replike olabilir.
Belirtileri nelerdir? : Hastalığın klinik belirtileri ,hayvanın yaşına, ırkına,türüne,çevre koşullarına göre, değişiklik gösterir. Rottweiler ve Doberman gibi bazı ırklar, hastalığa daha duyarlıdır. Bazen Hastalık hiçbir klinik belirti göstermeden ,taşıyıcı olarak seyredebilir.
İlk klinik semptomlar; kusma ve ishaldir. 4-8 haftalık yavru köpeklerde,akut miyokarditis ( kalp),2-12 aylık genç yavrularda hemorajik gastritis ( kanlı ishal), erişkinlerde de genellikle hafif enteritisle seyreder.
İshalin rengi, içerdiği kan miktarına göre sarıdan yeşile doğru döner ve kötü kokuludur. Hasta köpeklerde halsizlik ve ağızdan salya akışı gözlenir. Hastalık ilerledikçe ,anoreksi(iştahsızlık) gelişir. Ateş sekunder enfeksiyonlara ve hayvanın yaşına bağlı olarak değişmektedir. Yaşlı köpeklerde normal veya düşük, yavru köpeklerde ise 41 dereceye kadar çıkabilir. Kusmayı izleyen ilk 24 içinde şekillenen dehidrasyon ( sıvı kaybı) ,yavru hayvanların ölümüne sebeb olur. Hastalarda ishale bağlı olarak metabolik asidosis gelişir. Lökosit sayısı 2000’den aşağı düşmüştür.(Lökopeni)
Enfeksiyon, çoğunlukla fibrinli,kataral ve hemorajik(kanamalı) enteritis tablosu ile karakterizedir.
Az oranda etkilenmiş köpekler,sağıtımsız 1-2 gün içinde iyileşirken, orta derecede etkilenmiş olanlarda semptomatik ve destekleyici sağaltım ile 3-5 günlük bir sürede iyileşirler.
Fakat, projektil kusma ve ciddi bir hemorajik ishalin varolması prognozun iyi olmadığına işarettir. Yine 8 haftalıktan küçük yavrularda miyokarditis ve ani kalp yetmezliği görülür. Ve Buna ilaveten Solunum güçlüğüne bağlı olarak ölümle sonuçlanır.
Hastalıktan korunmada, Yavru köpeklerin hastalardan ayrılması ve dışkıladıkları yerden uzak tutulması gerekmektedir. Barınaklarda dezenfeksiyonda sodyum hypoklorit ( çamaşır suyu) solüsyonlarının kullanımı yarar sağlar.. Enfeksiyona karşı geliştirilmiş aşılar büyük önem kazanmıştır. Yavrulara anneden aldıkları maternal antikorlar nedeni ile,6-18 hafta’ya kadar, yapılan aşılar bağışıklık sağlamayacağından, ve yavruların pratik olarak,maternal antikorlarının ne zaman bitmiş olabileceği bilinemeyeceğinden, 6.9.12.15. ve 18. haftalarında ve bunu takiben yıllık olarak aşılanmalıdır. CPV enfeksiyonundan iyileşen hayvanlar hayat boyu bağışık kalırlar.
Son düzenleyen Keten Prenses; 3 Şubat 2009 17:45
güzellik - avatarı
güzellik
Ziyaretçi
3 Şubat 2009       Mesaj #2
güzellik - avatarı
Ziyaretçi
köpeğinin cinsini yazabilirmisin belki ozaman yardım edebilirim.
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
3 Şubat 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Öncelikle yedirdiklerinize dikkat edin.. çünkü hayvan da olsa insanda olsa ishalin iki sebebi olabilir. ya bir mikroorganizma yahutta yanlış beslenme.. yediklerine dikkat edip bir süre izleyin . ancak en yakınzamanda bir veterinere gözterin
Quo vadis?
T_walkeR - avatarı
T_walkeR
Ziyaretçi
3 Şubat 2009       Mesaj #4
T_walkeR - avatarı
Ziyaretçi
Kopegin cinsi ne?Berki tedavisini Gecikdirmisin/////
güzellik - avatarı
güzellik
Ziyaretçi
3 Şubat 2009       Mesaj #5
güzellik - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
alın bakın köpeğinizin bu durumu hangisine daha çok uyuyor?

BAŞLICA KÖPEK HASTALIKLARI



Tüm hayvanlar yaşamları boyunca çeşitli enfeksiyonlara maruz kalırlar.Anneden alınan antikorların etkisi sona erdiğinde enfeksiyonlara karşı zayıf hale gelirler.Enfeksiyona yakalanmadan önce,kendi bağışıklıklarını geliştirmeleri için gerekli olan yeterli miktarda antikoru üretecek B hücrelerine sahip olmaları gerekir.Özellikle köpek üretim merkezleri,barınaklar,pansiyonlar,pet shop ve dog showlar gibi kalabalık çevrelerde bulunan yavrular yüksek risk altındadır.Bu nedenle,viral ve bakteriyel aşıları tamamlanmış olan yavru köpeklerin,dog show gibi etkinliklere katılması doğru değildir.

VİRAL HASTALIKLAR

1- Gençlik Hastalığı : (Canine Distemper)

Köpeklerin gençlik hastalığı bulaşıcı viral bir hastalıktır.Kolostrum (anneden ilk emzirme sırasında alınan süt,ağız sütü,yüksek miktarda antikor içerir.) almış yavrularda, materyal (anneden alınan) antikorlar yavruyu aşağı yukarı 12 hafta kadar korur.Kolostrum almamış olanlarda ise bu süre 1-4 hafta arasında değişir. Bu nedenle hastalık genellikle 3-12 aylık köpeklerde yaygındır. Fakat daha yaşlı köpeklerde de rastlanabilmektedir.Yüksek ateş (40-41’C) ile başlayan hastalık, 4 formda kendini gösterebilir. Bunlar; Göz ve burun formu, sindirim sistemi formu, akciğer formu, ve sinirsel form’dur.


İştahsızlık,depresyon,burun ve göz akıntıları İle başlayan hastalık,kusma ve ishal ile devam eder.Hastalığa yakalanan köpeklerin büyük kısmı (%60-80’ni) ölür. Gastro intestinal formunu atlatmış gibi, sanki iyileşiyormuş gibi görülen hayvanlarda, yaklaşık 14 gün bir ara dönemden sonra, solunum sistemi formu ve sinirsel formlar arka arkaya görülebilir. Solunum sistemi formu, tipik, zatürre semptomları ile kendini belli eder, sık ve güç solunum, bazen öksürük, gittikçe zayıflama,yemek yiyememe gibi. Hastalığın son dönemi dediğimiz, sinirsel formunda ise sara tipi nöbetler,tikler ve felçler gözlenir.Distemper virüsü T ve B hücreleri ile makrofajları etkilediğinden,köpek iyileşse bile virüsün bağışıklık sisteminde yaptığı bozukluk kalıcı olur. Ayrıca, hayatı boyunca vücudunun belli bir bölgesinde bir tik, kalıcı olacaktır. Bu Tikler giderek azalır ancak asla yok olmazlar. Distemper virüsünün hastalık yapma yeteneği, köpek makrofajları üzerindeki bu replikasyon yeteneğinden ileri gelmektedir.


Tedavisi: Gençlik hastalığının tedavisi klinik belirtilere bakılarak yapılır. Bağışıklık sistemini kuvvetlendirmek,ve desteklemek tedavide hedef olmalıdır. Son yıllarda antiviral ilaçlar , hastalığın ilk safhasında yani viremi döneminde faydalı olmaktadır. Fakat bu tedaviler oldukça güç ve pahalı olmaktadır. Aynı zamanda, sonuç almak ta oldukça güç, bazen imkansız olan bu hastalıkta en etkili yöntem, yavru köpeklerin 7-9 haftalık iken, 3-4 hafta ara ile 2 kez aşılanması ve her yıl aşının 1 defa tekrar edilmesidir.

2- Kanlı İshal Msn SadCanin Parvovirüs)

Kanlı ishale neden olan parvovirüsler nispeten yeni virüslerdendir ve kedilerin gençlik hastalığı virüsleri ile yakınlıkları vardır.İlk olarak 1978 yılında ortaya çıkan ve yüzbinlerce köpeğin ölümüne neden olan bu hastalık köpeklerin afeti olarak tanımlanmaktadır. Hastalık her yaştaki köpekte gastrointestinal belirtilere, yavru köpeklerde kalp kasının iltihabına (miyokarditis) neden olur.Özellikle yavru köpekler için tehlikeli olan parvoviral enteritise,3 yaşın altındaki köpeklerde rastlanmaktadır.Yeni Zelanda'da yapılan bir araştırmaya göre 0-7 haftalık köpeklerde hastalığın insidansı %63, 8-12 haftalık köpeklerde %29, 3-6 aylık köpeklerde %23, 6-12 aylık köpeklerde %14, 1-2 yaşındakilerde ise %9, bir yaşından sonra da %11 olarak tespit edilmiştir.Bu virüs özellikle hızlı olarak bölünen hücreleri hedef alır. Bu hücreler, bağırsakta bulunan ve alınan besinlerin değerlendirilmesi ile ilgili olan hücrelerdir.


Parvoviral hastalığın ilk belirtisi şiddetli kusmadır.Kusmuk gri-beyaz renkte ve suludur.Kusmayı sulu,kötü kokulu,sarıdan kahverengiye kadar değişen renkte ishal izler.İshal halinde çıkarılan dışkıda taze ya da pıhtılaşmış halde kan bulunur.Ateş 41.C kadar yükselir.Kusma ve ishal nedeni ile oluşan sıvı kayıpları sonucu çoğu yavru köpekler ilk 24 saat içerisinde ölür.Kalbin etkilendiği durumlarda ise çoğu zaman yavru köpekler ölü bulunurlar.Bu hastalıkta ölüm oranı %50'nin üzerindedir. Parvovirüslerin bağışıklık sistemini baskıladıkları bilinmektedir.Ancak bunun mekanizması ve lenfosit fonksiyonlarını nasıl etkiledikleri henüz açıklığa kavuşmamıştır.Virüslerin bağışıklık sistemini nasıl baskıladıklarıyla ilgili 4 ana mekanizma vardır.Bu mekanizmalar sayesinde virüsler,vücudun bağışıklık sisteminin zayıf taraflarını araştırarak kendi varlıklarını garantiye alırlar.

Virüsler özellikle belirli bir hücreyi etkileyen kimyasal habercilerin reseptörlerine kendi genetom proteinlerini yerleştirirler.Bu şekilde virüs, habercinin gönderdiği komutları bozar veya ortadan kaldırır.Modifiye canlı parvovirüs aşıları,köpeklerde 2-5 haftalık bir süre için bağışıklık sistemini baskılayıcı etki gösterir.


Tedavisi; Genellikle hızla gelişen belirtiler, çoğu zaman yavru köpeklerde tedaviye fırsat vermemektedir. Fakat yine tedavi klinik semptomlara göre bakılarak ve bağışıklık sistemini kuvvetlendirici ilaçlarla veya antiviral ilaçlarla sağaltım denenebilir. Yine en iyisi, anne sütünü tam alamamış hayvanlarda, 6. haftalıktan itibaren parvovirüs aşılarına başlanmalıdır.

3- Bulaşıcı Karaciğer Hastalığı : (Infectıous Canine Hepatitis, CAV-1)

Bu hastalığın etkeni adenovirüslerdir (CAV-1) . Bulaşma hasta köpeklerin idrarı ile olur.Hastalığın en şiddetli formları yavru köpeklerde görülmektedir.Aşılı anneden doğan yavru köpekleri kolostrum 5-7 haftaya kadar koruyabilir.Bulaşıcı karaciğer hastalığının 13 yaşındaki köpeklerde bile ölüme yol açtığı bilinmektedir.Adenovirüsler tüm dokuları enfekte edebilme yeteneğindedir.Fakat daha çok karaciğer hücreleri ile ilgilidirler ve bu organda şiddetli yangıya neden olurlar..Hastalığın ilerleyen dönemlerinde gözlerde kornoval opasite (kornoal bulanıklık) şekillenir.Mavi göz olarak da adlandırılan bu bozukluğun nedeni gözlerin pigmentli tabakasının yangısıdır ve aşılamayı takibende gözlemlenebilir.




4- Köpek Öksürük Hastalığı, Adenovirüs Tip-2 Enfeksiyonu : (Canine Adenovirüs Type-2 CAV-2)


Bu virüs daha çok solunum sisteminde hastalık yapmaktadır."Tracheobronşitis veya Kennel Cough" olarak adlandırılan köpek öksürüğü hastalığının etkenlerinden biridir.Özellikle kalabalık ortamlarda barınan köpekler arasında yaygındır.CAV-2 aşısı aynı zamanda CAV-1 aşı virüsü nedeniyle oluşabilecek korneal (göz) reaksiyonları da önler. Hastalık haftalarca sürebilmektedir. Eğer tedavide ikincil enfeksiyonlar işe karışırsa, hastalık ciddi boyutlarda seyredebilir. Bu nedenle hastalık ilk çıktığında, köpeğin genel durumu bozlumadan mutlaka veterinere başvurulmalıdır. Bu hastalıktan da korunmak için eğer köpek 3 aylıktan küçükse, 3-4 hafta ara ile iki aşı uygulanmalıdır.



5- Köpek Nezlesi : (Canine Parainfluenza)

Bu viral enfeksiyon solunum sisteminde orta dereceli bir yangıya neden olur.Ancak CAV-2 virüsü ve Bordetalla bronchiseptica bakterisi ile kombine halde çok şiddetli ve ölümcül enfeksiyonlara neden olurlar.


6- Koronavirüs İshali : (Canine Coronavirüs)

Koronaviaral enfeksiyon genellikle subklinik olarak seyreder.Klinik belirtileri ateşle ve hafif bir intestial akıntı ile başlar,sonraları kusma ve ishal gözlenir.Koronaviral hastalık tek başına şiddetli enfeksiyonlara neden olmamakla birlikte,özellikle parvoviral enfeksiyonlarla birleştiği zaman,hem klinik belirtilerin şiddeti hem de ölüm oranında artış görülür. Yani Köpeklerin bir çeşit kanlı ishal hastalığıdır. Bu hastalığa karşıda yavru köpekler aşılanmalıdır.

7- Kuduz Msn SadRabies)

Kuduz sıcak kanlı hayvanların merkezi sinir sistemini etkileyen viral bir hastalıktır.Bu eski ve korkunç hastalığın etkeni olan Rhabdovirüsler beyinde yangı (iltihap) meydana getirirler.Bu virüs enfekte hayvanların salyası ile taşınır. Ve sinir sistemi vasıtasıyla beyine kadar ulaşır. İnkubasyon periyodu; (Etkeni aldıktan hastalığın başlamasına kadar geçen zaman periyodu.) 10 gün ile birkaç ay arasında değişir.Kuduz ölümcül bir hastalıktır.Klinik belirtiler ortaya çıktıktan sonra tedavinin faydası yoktur. Virüsü alan hayvan 10 gün içinde ölür.


Kuduz virüsü, ısırılma (yani salyasının, deriden açılan bir yaraya bulaşması) yolu ile bulaştıktan sonra, sakin dönem, kızgın dönem ve felç dönemi olarak 3 şekilde kendini gösterir.


Sakin Dönemde; Hayvanın davranışında bariz bir değişiklik görülür, bazen havayı ısırır,sık sık havayı koklar,hafif mızıldanma belirtileri görülür. Fakat hayvanın karakterinden başka pek bir değişiklik gözlenmez.


Kızgın dönemde; Hayvan aniden saldırganlaşır,önüne geleni ısırmaya kalkışır, bilinç kaybolmuştur, sahibini tanımaz, eğer bırakılırsa, önüne geleni ısıra ısıra, kaçmaya çalışır, göz bebeklerinin simetriği bozulmuştur. Yutkunma güçlüğünden dolayı ağızda biriken salya dışarı akar, hayvan aşırı susar., Su içmek istediğinde, yutkunma güçlüğü nedeniyle, şiddetli sancı duyan hayvan, su içemez ve korkar hale gelir. Bu arada kendini koparırcasına ısırır, şiddetli kaşıntısı vardır.


Felç Dönemi; Bu son dönemde, alt çene aşağıya düşmüştür, bir sopa ile kapatıldığında, ve bırakıldığında sanki alt çene kırıkmış gibi kendiliğinden düşer , yani açılır. Arka ayaklara ve hatta tüm vücuda felç gelmiştir. Solunum felci şekillendiğinde ölüm görülür.
Ölüm, tüm belirtilerle birlikte 10 gün içinde gerçekleşir. Belirtiler her zaman tipik olmayabilir.


Birçok vahşi hayvan(ratlar,racunlar,yarasalar,tilkiler) kuduzun rezervuarı durumundadır.Aristotlr "Hayvanın Tarihçesi" adlı kitabında kuduzu, “köpek deliliği" şeklinde tanımlamıştır.Kuduzdan korunma için modifiye canlı ve ölü aşılar bulunmaktadır.Son yıllarda ölü aşıların daha etkili bulunması,modifiye canlı aşıların vazgeçilmelerine neden olmuştur.


BAKTERİYEL HASTALIKLAR

1- Bordetelloz:

Bu hastalığın etkeni olan Bordetella bronchiseptica bakterisi Adenovirüs Tip-2 ve Parainfluenza ile birleşerek Köpek Öksürüğü diye adlandırılan hastalığı meydana getirir.Köpek bordetellozisi şiddetli öksürüğe neden olur.Aşı özellikle intranazal (burun içi) olarak uygulandığı zaman çok etkili koruma sağlar.Toplam 13 antijenlik tip bu hastalığa neden olabilmektedir.Fakat sadece 3 tanesine karşı aşı geliştirilmiştir.Ancak bu üçü %90 nın üzerindeki vakadan sorumlu olan antijenlerdir.

2- Leptospiroz:

Klinik tablosu oldukça değişik olan bu enfeksiyonda, ateş ile başlayan hastalık tablosu, böbrek yetmezliği ile sonuçlanır.Böbrek fonksiyonlarının bozulması üremiye neden olur.


Başlıca belirtileri; halsizlik, uyuşukluk, depresyon, iştahsızlık, ishal, kusma, ağız ve göz mukozalarının yangısı, anormal sinirsel belirtiler ve ölüme neden olan kan pıhtılaşması bozukluklarıdır. Bulaşma enfekte köpek ve ratların idrarları ile olur. Bu hastalığın en önemli özelliği insanlara da bulaşabilmesidir.

AŞISI BULUNMAYAN ÖNEMLİ KÖPEK HASTALIKLARI

1- Herpesvirüs :

Bu viral enfeksiyon özellikle yavru köpekler için öldürücü bir hastalıktır.Süt emme çağındaki yavru köpeklerde hafif derecede solunum yolu enfeksiyonuna neden olur.Kalıcı enfeksiyonlar olgun dişilerde meydana gelebilir.Herpesvirüsler sinir hücrelerine yerleşerek bağışıklık sisteminden korunabilme yeteneğindedirler.Brusellosizin aksine,herpesvirüsle enfekte olan gebeler doğum yaparlar.Ancak maternal antikor geçişini sağlayamazlar.Bu annelerden doğan yavrular herpesvirüslere karşı duyarlıdırlar.

2- Bruselloz:

Bu bakteriyel hastalığın ne aşısı, ne de tedavisi vardır.Hasta köpekler devamlı taşıyıcı durumundadırlar.Spontan yavru atmalar Brusellosizin ilk göstergesidir. Bulaşma oral ve mukoz membranlar yoluyla olmaktadır.Erkek köpekler enfeksiyonu çiftleşme yoluyla, enfekte dişi köpeklerden alırlar.


Ayrıca hasta dişilerin vulvalarının yalanması ve idrarlarının alınması yolu ile de bulaşmalar olmaktadır.Dişiler de yine çiftleşme ve hastalığın etkeni olan bakterilerin ağız yolu ile alınması neticesinde hastalığa yakalanırlar.Bu nedenle dişi köpekler üreme öncesinde brusellosiz yönünden kontrol edilmelidir.


KÖPEKLERİN KANLI İSHALİ (PARVOVİRÜS ENFEKSİYONU)


Etkeni parvoviridae familyasından lipoprotein yapıda DNA taşıyan bir virüstür. Feline Panleukopeni ( Kedi gençlik hastalığı veya kanlı ishali) ilave mink enteritis virüsü ile antijenik olarak ilişkilidir.
Etken, gayta ile etrafa yayılır. Virüs ilk olarak tonsillere, daha sonra da lenf yumrularına yerleşir. Daha sonra hedef organ olan ince barsakların kript hücrelerine yerleşir. Daha sonra virüs, kemik iliğinde ,kalp ve endotelyal hücrelerde replike olabilir.
Belirtileri nelerdir? : Hastalığın klinik belirtileri ,hayvanın yaşına, ırkına,türüne,çevre koşullarına göre, değişiklik gösterir. Rottweiler ve Doberman gibi bazı ırklar, hastalığa daha duyarlıdır. Bazen Hastalık hiçbir klinik belirti göstermeden ,taşıyıcı olarak seyredebilir.
İlk klinik semptomlar; kusma ve ishaldir. 4-8 haftalık yavru köpeklerde,akut miyokarditis ( kalp),2-12 aylık genç yavrularda hemorajik gastritis ( kanlı ishal), erişkinlerde de genellikle hafif enteritisle seyreder.
İshalin rengi, içerdiği kan miktarına göre sarıdan yeşile doğru döner ve kötü kokuludur. Hasta köpeklerde halsizlik ve ağızdan salya akışı gözlenir. Hastalık ilerledikçe ,anoreksi(iştahsızlık) gelişir. Ateş sekunder enfeksiyonlara ve hayvanın yaşına bağlı olarak değişmektedir. Yaşlı köpeklerde normal veya düşük, yavru köpeklerde ise 41 dereceye kadar çıkabilir. Kusmayı izleyen ilk 24 içinde şekillenen dehidrasyon ( sıvı kaybı) ,yavru hayvanların ölümüne sebeb olur. Hastalarda ishale bağlı olarak metabolik asidosis gelişir. Lökosit sayısı 2000’den aşağı düşmüştür.(Lökopeni)
Enfeksiyon, çoğunlukla fibrinli,kataral ve hemorajik(kanamalı) enteritis tablosu ile karakterizedir.
Az oranda etkilenmiş köpekler,sağıtımsız 1-2 gün içinde iyileşirken, orta derecede etkilenmiş olanlarda semptomatik ve destekleyici sağaltım ile 3-5 günlük bir sürede iyileşirler.
Fakat, projektil kusma ve ciddi bir hemorajik ishalin varolması prognozun iyi olmadığına işarettir. Yine 8 haftalıktan küçük yavrularda miyokarditis ve ani kalp yetmezliği görülür. Ve Buna ilaveten Solunum güçlüğüne bağlı olarak ölümle sonuçlanır.
Hastalıktan korunmada, Yavru köpeklerin hastalardan ayrılması ve dışkıladıkları yerden uzak tutulması gerekmektedir. Barınaklarda dezenfeksiyonda sodyum hypoklorit ( çamaşır suyu) solüsyonlarının kullanımı yarar sağlar.. Enfeksiyona karşı geliştirilmiş aşılar büyük önem kazanmıştır. Yavrulara anneden aldıkları maternal antikorlar nedeni ile,6-18 hafta’ya kadar, yapılan aşılar bağışıklık sağlamayacağından, ve yavruların pratik olarak,maternal antikorlarının ne zaman bitmiş olabileceği bilinemeyeceğinden, 6.9.12.15. ve 18. haftalarında ve bunu takiben yıllık olarak aşılanmalıdır. CPV enfeksiyonundan iyileşen hayvanlar hayat boyu bağışık kalırlar.
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
3 Şubat 2009       Mesaj #6
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Bolca su içmeli biraz zorla sonra da yağdan uzak tut kuru mama ver. Poposunu sürekli temizle. Ama fazla diğil,yoksa bir de tahriş olur.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Temmuz 2009       Mesaj #7
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Husky, Golden, Terrier vs... Irk ve tür hangisi olursa olsun, aldığınız pet shop'un bağlı bulunduğu VETERİNER HEKİM'i ulaşabiliceğiniz (acil durumlarda) karvizit'i mutlaka olsun. Burdan faydalana biliceğiniz en iyi ve doğru destek bu olur. Umarım sorun hallolmuştur...
exodus - avatarı
exodus
Ziyaretçi
30 Temmuz 2009       Mesaj #8
exodus - avatarı
Ziyaretçi
İshal tanım olarak; sıvı kıvamlı, gün içerisinde fazla miktarda ve sıkça yapılan dışkılamadır. Hayvanınızın dışkısını bir veya iki sefer sulu kıvamda yapması normal olabilir. Bu durum devam edecek olursa mutlaka Veteriner hekiminize danışınız. Unutmayınız ki, ishal bir hastalık değildir. Vücutta birşeylerin ters gittiğinin bir belirtisidir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Temmuz 2009       Mesaj #9
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
İshal oluşumunun bir çok sebebi vardır Bunlar kısaca olarak
-Beslenmeye bağlı olarak,paraziter etkenler,bakteriler,viruslar,tümörler... gibi
İshalde dışkı sulu kıvam dadır.Bunun sonucunda hayvanda dehidrasyon şekillenir.Hayvanın genel durumu bozulur.Hayvanın sıvı-elektrod dengesi bozulur.
Tedavide erken müdahele önemlidir.Eger gec kalınırsa hayvan aşırı sıvı kaybından öle bilir.
Bunun için en yakın veteriner hekime hasta götürülmelidir.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Şubat 2010       Mesaj #10
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
mrb daha 2 aylık olan köpeyim ishal ve çok halsiz veterinere başvurdum 2 gündür serum veriyolar ama köpek çok halsiz ve ymek yemiyor ne yapmalıyım

çok üzüldüm Msn Sad haskiler çok tatlı ama bizler gibi hastalanmış olabilir mutlaka onunda tedavisi vardırrr Msn Happy
Son düzenleyen Misafir; 9 Şubat 2010 19:38 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi

Benzer Konular

30 Eylül 2014 / Misafir Soru-Cevap
13 Nisan 2014 / ŞAHRECEP Soru-Cevap
18 Temmuz 2011 / AndThe_BlackSky Soru-Cevap
6 Ekim 2016 / Ziyaretçi Soru-Cevap