Arama

Bankacılık nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 20 Mayıs 2015 Gösterim: 57.160 Cevap: 1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Ziyaretçi
6 Şubat 2009       Mesaj #1
Ziyaretçi - avatarı
Ziyaretçi
Bankacılık nedir? Türkiye'deki bankacılık sektörü hakkında bilgiler verir misiniz?
EN İYİ CEVABI ahmetseydi verdi
Bankacılık ve Türkye'deki Bankacılığın Tarihçesi

Sponsorlu Bağlantılar
Bankacılık, banka olarak adlandırılan ku­rumların İşlem ve/veya faaliyetlerini İfade et­mektedir. Bankaların üstlendikleri fonksiyon­lar, hem ulusal, hem de uluslararası düzeyde para ve para ile ifade edilen değerlerin alımı­nı, satımını, değişimini, transferini ve plasma­nını kapsamaktadır. Bankalar genel bir eğilim olarak şu şekilde sınıflandırılmakladır:

1-Ticari bankalar ve merkez bankaları;

2- Ticari ban­ka kapsamına girmeyen kuruluşlar. Bu kuru­luşlar tasarruf ve kredi birlikleri gibi organi­zasyonlardır.

Günümüzde en Önemli bankacılık türleri, ti­cari bankacılık ile merkez bankacılığıdır. Tica­ri bankacılık, para ve paranın ikamesi olan menkul değerlerin alım-satım faaliyeti olarak tanımlanabilir. Bunun yanında bu tür bankacı­lıkta bir çok finansal hizmet sunulabilmekte­dir. Ticari bankaların bireylerden, firmalar­dan ve resmi kurumlardan sağladıkları mevdu­at ve öz sermayeleri, fon kaynaklarını oluştur­maktadır. Fon kullanım alanları ise, krediler ve diğer plasmanlardır. Bankaların kârı, fon kullanım alanlarından sağladıkları faiz ve ge­lirler ile fon kaynaklarına ödedikleri faiz ve gi­derler arasındaki farktan doğmaktadır.

Bankalar kendilerine yatırılan mevduatı ta­lep edildiğinde ödeyebilmek için daima nakit bulundurmak zorundadırlar. Bu nedenle, ak­tiflerin bir kısmı kolayca nakle çevrilebilecek şekilde tutulmaktadır. Uygulamada zorunlu ve gönüllü karşılıklar olarak adlandırılan bu fonlar, bankacılık sisteminin güvenilirliğini

sağlamada son derece önemlidir. Fon kaynak­larından gelecek herhangi bir talebi karşılaya­bilecek pozisyonu gerçekleştiren bankalar, kaydi para İhraç ederek veya yeni kredi imkân­ları sunarak müşterileri için ilave kredi kolaylı­ğı sağlayabilmektedir. Bankaların bu şekilde sunabilecekleri kredi miktarı toplam nakit miktarım önemli ölçüde aşabilmektedir. Ban­kaların bu faaliyetlerine devam edebilmeleri bankacılık sistemine güvenirliliği sürmesine bağlıdır. Daha açık bir ifadeyle, bankalar kar­şılık miktarını ve mevduatını nakte çevrilme ihtimalini gözönünde bulundurarak, mevdua­tın bir kaç katı kadar kredi verebilmektedir.

Merkez bankacılığı, merkez bankalarının fonksiyonlarıyla ilgilidir. Merkez bankaları devletlerin bankeri durumundadır ve aynı za­manda ticari bankalar ve/veya diğer finansal kuruluşlar için önemli fon kaynağı olma özelli­ğine sahiptir. Merkez bankaları, hükümetle iş­birliği içinde ülkenin para ve kredi politikaları­nın formülasyonundan ve icrasından sorumlu­dur. Bazı ülkelerde merkez bankaları özellik­le bankacılık sisteminin düzenlenmesini sağla­mak amacıyla oluşturulmuştur. ABD'dekİ Ve-dera! Reseıvc System buna örnektir. Bazı du­rumlarda ise, merkez bankaları bir gelişme sü­reci içerisinde yukarıdaki fonksiyonları yerine getirebilecek düzeye gelmiştir. İngiltere'deki Bank of Englaml'm durumu buna örnek teşkil etmektedir.

Finansman şirketleri, tasarruf bankaları ve yatırını bankaları gibi banka olarak adlandırı­lan bazı kurumlaryukarıda tanımlanan banka­cılık fonkisyonlcırını yerine getirememekledir. Bu kurumlar literatürde finansal aracılar ola­rak ifade edilmektedir. Ekonomik fonksiyon­ları, fon fazlası olanlar ile fon ihtiyacı olanlar arasında bağlantı sağlamaktır. Bu tür finansal aracılar ticari bankalar gibi, para veya satmal­ına gücü olan herhangi bir araç yaratmamakta­dır. Diğer bir ifadeyle, kendilerine gelen fon­lardan daha fazla miktarda kredi sağlayama­maktadır.

Bankacılık uzun bir geçmişe sahiptir. Günü­müzdeki bankacılık sistemlerinin oluşması uzun bir zaman İçinde gerçekleşmiştir. İlk ban­kalar genellikle, değişik ülke paralarının değişmesi ve arayla ilgilenmiştir. Daha sonraki dö­nemlerde, hem mal, hem de kıymetli evrakla ilgili işlemler yapan ve para transferi ve hesap yoluyla ödeme imkânları sağlayan tüccar ban­kacılık ortaya çıkmıştır. Tarihsel gelişim için­de önemli bir faaliyet de, bankacılıkta mevdu­at kabulünün söz konusu olmasıdır. Özellikle İngiliz bankacıları mevduat bankacılığı alanın­da önemli yenilikler getirmiştir. Bu yenilikler­den sonra çek kullanımı, bankaların para ya­ratma işlevleri gelişmiştir. Bankacılığın geliş­mesinde rol oynayan önemli faktörlerden biri de devredilebilir kredi araçlarının kullanılma­ya başlanmasıdır.

Değişik ülkelerdeki bankacılık sistemleri kıs­men farklılık gösteriyor olsa da, bir çok açı­dan ortak Özellikler taşımaktadır. Temel fark­lılıklar, kullanılan organizasyon ve tekniklerin detaylarıyla ilgilidir. Bununla beraber, ulusla­rarası iletişim imkanlarının artması ve başarılı ülke uygulamalarının diğer ülkelerde de be­nimsenmesi sonucu, bu tür farklılıklar zaman­la azalmaya başlamıştır. Bankacılık sistemleri, genel olarak sistemin dayandığı yapılar dikka­te alınarak sınıflandırılmaktadır. Günümüzde ünite, şube ve karma olmak üzere üç bankacı­lık sistemi bulunmaktadır. ABD'deki bankacı­lık sistemi ünite bankacılığına örnektir, 1971 yılında bu ülkede 205 milyon nüfusa hizmet veren 24.600 şubeli 14.300 banka bulunmak­taydı. Buna karşılık aynı yılda İngiltere'de 49 milyon nüfusa hizmet sunan 14.300 şubeli 6 banka bulunmaktaydı. İngiltere'deki sistem ise şube bankacılığının tipik bir örneğidir. Fransa, Batı Almanya ve Hindistan'daki kar­ma bankacılık sistemlerinde de bölgesel veya yerel bankalar ulusal düzeyde hizmet sunan bankalarla birlikte faaliyet göstermektedir.

Planlı ekonomilerde nisbeten farklı bir ban­kacılık sistemi oluşmuştur. Sovyetler Birlİği'n-de bankacılık sistemi 1930'tardaki kredi re­formlarından sonra ortaya konulmuştur. Dev­let bankası durumundaki Gosbank, merkezi-lcştirilmiş bulunan tüm kısa vadeli kredi işlem­lerini kontrol etmektedir. Bununla beraber bu bankanın faaliyetleri sadece finansal işlcm-lerlesınırlandınlmamıştır.Gosbank'ın uzman-

ları Komünist Parti organlarında yer alarak devletin ekonomik ve finansal faaliyetlerinde etkin rol oynamaktadır. Sosyalist ekonominin kaynak tahsisini sağlamak, sistemde yer alan bir yatırım bankasına (Stroibank) verilmiştir. Bunun yanında uluslararı finansal İşlemleriyü-rütmek amacıyla Dış Ticaret Bankası (Vncs-horgbank) da bankacılık sisteminde önemli bir yere sahiptir. 4000 şubeye sahip Gesbank 240 milyon nüfusa hizmet vermektedir. Ges-bank'ın fonksiyonu, sadece ulusal bankacılık hizmetlerini (nakit, kredi ve ödeme ihtiyaçları­na cevap verme gibi) karşılamaktır.

Dikkat çeken diğer bir bankacılık sistemi de İslâmi prensiplere göre örgütlenen ve faizsiz bankacılık olarak da bilinen özel finans ku­rumlandır. İslam bankaları üç kategoride ör­gütlenmiştir: Kalkınma bankaları, özel amaçlı İslâm bankaları ve İslâmi ticari bankalar. İs­lâm bankaları, bir taraftan ticari bankaların sunduları fonksiyonların bir kısmını İcra eder­ken diğer yandan da bu bankaların İslâmi prensiplere göre uygun olmayan faaliyetlerini değiştirerek sunmaktadır.

Bankacılık kapsamına giren işler büyük ölçü­de ödünç alma ve verme işlemleridir. Diğer iş kollarında olduğu gibi bankacılıkta da serma­ye önemlidir. Bununla beraber bankalar iş­lem ve/veya faaliyet hacimlerine oranla nisbe­ten daha küçük bir sermaye miktarıyla çalış­maktadır. Bu nedenle bankaların sermaye ve rezerv pozisyonları, plasmanlarından doğabi­lecek zararlara karşı önemli bir güvencedir. Bir çok ülkede, bankanın plasmanları ile ser­mayesi arasında olması istenen oran veya oranlar yasal olarak belirlenmektedir.

Bankacılık işlemlerinin temel Özellikleri, ana hatlarıyla, bilançolardan elde edilebilmek­tedir. Bankaların temel pasifleri rezervleri, sermayeleri ve mevduattır. Mevduat yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilerden toplanabil-mektedir. Mevduat değişik açılardan tasnif edilebilmektedir. Vadeli ve vadesiz mevduat; tasarruf mevduatı ve cari hesaplar gibi. Banka­ların aktif yapıları ise değişik bir kompozisyon göstermektedir. Nakit, likit aktifler (risksiz bir şekilde nakte çevrilebilen kısa vadeli menkul kıymetler) orta ve uzun vadeli menkui kıy­met portföyü veya yatırımlar, krediler, avans­lar ve sabit aktifler (bina, mobilya vb.) önemli olan aktif kalemlerdir. Ayrıca bankalar bilan­çolarında tahakkuk etmiş, fakat gerçekleştiri­lememiş işlemleini yansıtabilmek amacıyla özel aktif ya da pasif hesabı kullanmaktadır.

Bankalar mevduatlarını değişik yollarla artır­ma imkanına1 sahiptir, banka açtığı bir krediyi bir cari hesaba transfer etliğinde veya bu kre­dinin çekle kullanımın sağlayabildiği durum­larda yeni mevduat yaratabilmektedir. Bunun yanında merkez bankasınca finanse edilen devlet harcamaları arttığında, bankaların mev­duatında bir artış olmaktadır.

Banka, aktiflerini de değişik şekillerde mobi-Iize edebilmektedir. Kredilerin geri ödenmesi­ni lalep etme, menkul kıymet satışı ve merkez bankasından borçlanma en çok uygulanan şe­killerdir. Şüphesiz, nakit elde etmenin fiyatı kullanılan yönteme göre değişiklik göstermek­tedir. Likit aktifler ve yatırımlar genellikle bir arada bulunmaktadır. Bu iki fon kullanım ala­nının ayrımı, kişisel tercihlere bağlı bulunuyor olsa da aralarında önemli birfarklılık vardır. Bu da, likidite ve pazarlanabilmc arasındaki ilişkilere bağlı olmaktadır.

Endüstriye uzun vadeli kredi veren bankalar likidite sorunuyla karşılaşmamak için daha fazla sermaye fonu vadeli mevduatlar daha fazla kısmını kullanmaktadır. Her ülkede ban­kacılık işlemlerinin temeli olan kısa vadeli kre­diler işletme sermayesi ve geçici olarak sabit sermaye sağlamaya yöneliktir. Diğer önemli bankacılık türü olan merkez bankacılığı XIX. yüzyılda İngiltere'de yaşanan finansal krizden sonra güdneme gelmiş ve bir çok ülkede uygu­lama alanı bulmuştur. Piyasa ekonomilerinde sık sık ortaya çıkan üretim ve istihdamdaki dalgalanmaları bankaların etkileyebildiği anla­yışı, bankacılık faaliyetlerinin bir üst kurum ta­rafından kontrol edilmesi fikrini yaygınlaştır-mıştır. Bu nedenle merkez bankaları, ülkele­rin ekonomik ve finansal gelişmelerinden so­rumlu tutulmuştur. Merkez bankalarının en önemli görevi sağlam bir ticari bankacılık sis­temini oluşturmak ve korumaktır. Şüphesiz, tüm finansal yapının merkez bankalarının de­netimi altında olması gerekitği de gözden kaçı­rılmamalıdır. Çünkü ekonomik İstikrarın bir

kaynağı para arzıdır. Merkez bankaları ülkele­rin dış ticaret ve finansal ilişkilerini de düzen­lemektedir. Merkez bankasının diğer bir fonk­siyonu da bankacılık hizmetleri sunmasıdır. Gelişen ülkelerde ise Özel finansal kurum ve araçların geliştirilmesi görevi de merkez ban­kalarında bulunmaktadır.

Merkez bankaları ticari bankaların faaliyet­lerini etkileme, düzenleme ve kontrol etmede değişik teknikler geliştirmiştir. Temel amaç bankaların para yaratabilme iktidarını yönlen­dirmektedir. Açık piyasa İşlemleri, reeskont politikası, kanuni karşılıklar politikası ve kre-dİ tavanları bunların en önemli olanlarıdır. Pa­ra arzının bu genel kontrol aletleri yanında, farklılaşiırılmış ıskonto oranları, menkul kıy­ma portföylerinin yenidnc düzenlenmesi ve tüketici kredilerin kontrolü gibi özel araçlar da kullanılmaktadır.




Son düzenleyen ahmetseydi; 20 Mayıs 2015 14:17
ahmetseydi - avatarı
ahmetseydi
VIP Je Taime
20 Mayıs 2015       Mesaj #2
ahmetseydi - avatarı
VIP Je Taime
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
Bankacılık ve Türkye'deki Bankacılığın Tarihçesi

Sponsorlu Bağlantılar
Bankacılık, banka olarak adlandırılan ku­rumların İşlem ve/veya faaliyetlerini İfade et­mektedir. Bankaların üstlendikleri fonksiyon­lar, hem ulusal, hem de uluslararası düzeyde para ve para ile ifade edilen değerlerin alımı­nı, satımını, değişimini, transferini ve plasma­nını kapsamaktadır. Bankalar genel bir eğilim olarak şu şekilde sınıflandırılmakladır:

1-Ticari bankalar ve merkez bankaları;

2- Ticari ban­ka kapsamına girmeyen kuruluşlar. Bu kuru­luşlar tasarruf ve kredi birlikleri gibi organi­zasyonlardır.

Günümüzde en Önemli bankacılık türleri, ti­cari bankacılık ile merkez bankacılığıdır. Tica­ri bankacılık, para ve paranın ikamesi olan menkul değerlerin alım-satım faaliyeti olarak tanımlanabilir. Bunun yanında bu tür bankacı­lıkta bir çok finansal hizmet sunulabilmekte­dir. Ticari bankaların bireylerden, firmalar­dan ve resmi kurumlardan sağladıkları mevdu­at ve öz sermayeleri, fon kaynaklarını oluştur­maktadır. Fon kullanım alanları ise, krediler ve diğer plasmanlardır. Bankaların kârı, fon kullanım alanlarından sağladıkları faiz ve ge­lirler ile fon kaynaklarına ödedikleri faiz ve gi­derler arasındaki farktan doğmaktadır.

Bankalar kendilerine yatırılan mevduatı ta­lep edildiğinde ödeyebilmek için daima nakit bulundurmak zorundadırlar. Bu nedenle, ak­tiflerin bir kısmı kolayca nakle çevrilebilecek şekilde tutulmaktadır. Uygulamada zorunlu ve gönüllü karşılıklar olarak adlandırılan bu fonlar, bankacılık sisteminin güvenilirliğini

sağlamada son derece önemlidir. Fon kaynak­larından gelecek herhangi bir talebi karşılaya­bilecek pozisyonu gerçekleştiren bankalar, kaydi para İhraç ederek veya yeni kredi imkân­ları sunarak müşterileri için ilave kredi kolaylı­ğı sağlayabilmektedir. Bankaların bu şekilde sunabilecekleri kredi miktarı toplam nakit miktarım önemli ölçüde aşabilmektedir. Ban­kaların bu faaliyetlerine devam edebilmeleri bankacılık sistemine güvenirliliği sürmesine bağlıdır. Daha açık bir ifadeyle, bankalar kar­şılık miktarını ve mevduatını nakte çevrilme ihtimalini gözönünde bulundurarak, mevdua­tın bir kaç katı kadar kredi verebilmektedir.

Merkez bankacılığı, merkez bankalarının fonksiyonlarıyla ilgilidir. Merkez bankaları devletlerin bankeri durumundadır ve aynı za­manda ticari bankalar ve/veya diğer finansal kuruluşlar için önemli fon kaynağı olma özelli­ğine sahiptir. Merkez bankaları, hükümetle iş­birliği içinde ülkenin para ve kredi politikaları­nın formülasyonundan ve icrasından sorumlu­dur. Bazı ülkelerde merkez bankaları özellik­le bankacılık sisteminin düzenlenmesini sağla­mak amacıyla oluşturulmuştur. ABD'dekİ Ve-dera! Reseıvc System buna örnektir. Bazı du­rumlarda ise, merkez bankaları bir gelişme sü­reci içerisinde yukarıdaki fonksiyonları yerine getirebilecek düzeye gelmiştir. İngiltere'deki Bank of Englaml'm durumu buna örnek teşkil etmektedir.

Finansman şirketleri, tasarruf bankaları ve yatırını bankaları gibi banka olarak adlandırı­lan bazı kurumlaryukarıda tanımlanan banka­cılık fonkisyonlcırını yerine getirememekledir. Bu kurumlar literatürde finansal aracılar ola­rak ifade edilmektedir. Ekonomik fonksiyon­ları, fon fazlası olanlar ile fon ihtiyacı olanlar arasında bağlantı sağlamaktır. Bu tür finansal aracılar ticari bankalar gibi, para veya satmal­ına gücü olan herhangi bir araç yaratmamakta­dır. Diğer bir ifadeyle, kendilerine gelen fon­lardan daha fazla miktarda kredi sağlayama­maktadır.

Bankacılık uzun bir geçmişe sahiptir. Günü­müzdeki bankacılık sistemlerinin oluşması uzun bir zaman İçinde gerçekleşmiştir. İlk ban­kalar genellikle, değişik ülke paralarının değişmesi ve arayla ilgilenmiştir. Daha sonraki dö­nemlerde, hem mal, hem de kıymetli evrakla ilgili işlemler yapan ve para transferi ve hesap yoluyla ödeme imkânları sağlayan tüccar ban­kacılık ortaya çıkmıştır. Tarihsel gelişim için­de önemli bir faaliyet de, bankacılıkta mevdu­at kabulünün söz konusu olmasıdır. Özellikle İngiliz bankacıları mevduat bankacılığı alanın­da önemli yenilikler getirmiştir. Bu yenilikler­den sonra çek kullanımı, bankaların para ya­ratma işlevleri gelişmiştir. Bankacılığın geliş­mesinde rol oynayan önemli faktörlerden biri de devredilebilir kredi araçlarının kullanılma­ya başlanmasıdır.

Değişik ülkelerdeki bankacılık sistemleri kıs­men farklılık gösteriyor olsa da, bir çok açı­dan ortak Özellikler taşımaktadır. Temel fark­lılıklar, kullanılan organizasyon ve tekniklerin detaylarıyla ilgilidir. Bununla beraber, ulusla­rarası iletişim imkanlarının artması ve başarılı ülke uygulamalarının diğer ülkelerde de be­nimsenmesi sonucu, bu tür farklılıklar zaman­la azalmaya başlamıştır. Bankacılık sistemleri, genel olarak sistemin dayandığı yapılar dikka­te alınarak sınıflandırılmaktadır. Günümüzde ünite, şube ve karma olmak üzere üç bankacı­lık sistemi bulunmaktadır. ABD'deki bankacı­lık sistemi ünite bankacılığına örnektir, 1971 yılında bu ülkede 205 milyon nüfusa hizmet veren 24.600 şubeli 14.300 banka bulunmak­taydı. Buna karşılık aynı yılda İngiltere'de 49 milyon nüfusa hizmet sunan 14.300 şubeli 6 banka bulunmaktaydı. İngiltere'deki sistem ise şube bankacılığının tipik bir örneğidir. Fransa, Batı Almanya ve Hindistan'daki kar­ma bankacılık sistemlerinde de bölgesel veya yerel bankalar ulusal düzeyde hizmet sunan bankalarla birlikte faaliyet göstermektedir.

Planlı ekonomilerde nisbeten farklı bir ban­kacılık sistemi oluşmuştur. Sovyetler Birlİği'n-de bankacılık sistemi 1930'tardaki kredi re­formlarından sonra ortaya konulmuştur. Dev­let bankası durumundaki Gosbank, merkezi-lcştirilmiş bulunan tüm kısa vadeli kredi işlem­lerini kontrol etmektedir. Bununla beraber bu bankanın faaliyetleri sadece finansal işlcm-lerlesınırlandınlmamıştır.Gosbank'ın uzman-

ları Komünist Parti organlarında yer alarak devletin ekonomik ve finansal faaliyetlerinde etkin rol oynamaktadır. Sosyalist ekonominin kaynak tahsisini sağlamak, sistemde yer alan bir yatırım bankasına (Stroibank) verilmiştir. Bunun yanında uluslararı finansal İşlemleriyü-rütmek amacıyla Dış Ticaret Bankası (Vncs-horgbank) da bankacılık sisteminde önemli bir yere sahiptir. 4000 şubeye sahip Gesbank 240 milyon nüfusa hizmet vermektedir. Ges-bank'ın fonksiyonu, sadece ulusal bankacılık hizmetlerini (nakit, kredi ve ödeme ihtiyaçları­na cevap verme gibi) karşılamaktır.

Dikkat çeken diğer bir bankacılık sistemi de İslâmi prensiplere göre örgütlenen ve faizsiz bankacılık olarak da bilinen özel finans ku­rumlandır. İslam bankaları üç kategoride ör­gütlenmiştir: Kalkınma bankaları, özel amaçlı İslâm bankaları ve İslâmi ticari bankalar. İs­lâm bankaları, bir taraftan ticari bankaların sunduları fonksiyonların bir kısmını İcra eder­ken diğer yandan da bu bankaların İslâmi prensiplere göre uygun olmayan faaliyetlerini değiştirerek sunmaktadır.

Bankacılık kapsamına giren işler büyük ölçü­de ödünç alma ve verme işlemleridir. Diğer iş kollarında olduğu gibi bankacılıkta da serma­ye önemlidir. Bununla beraber bankalar iş­lem ve/veya faaliyet hacimlerine oranla nisbe­ten daha küçük bir sermaye miktarıyla çalış­maktadır. Bu nedenle bankaların sermaye ve rezerv pozisyonları, plasmanlarından doğabi­lecek zararlara karşı önemli bir güvencedir. Bir çok ülkede, bankanın plasmanları ile ser­mayesi arasında olması istenen oran veya oranlar yasal olarak belirlenmektedir.

Bankacılık işlemlerinin temel Özellikleri, ana hatlarıyla, bilançolardan elde edilebilmek­tedir. Bankaların temel pasifleri rezervleri, sermayeleri ve mevduattır. Mevduat yerli ve yabancı gerçek ve tüzel kişilerden toplanabil-mektedir. Mevduat değişik açılardan tasnif edilebilmektedir. Vadeli ve vadesiz mevduat; tasarruf mevduatı ve cari hesaplar gibi. Banka­ların aktif yapıları ise değişik bir kompozisyon göstermektedir. Nakit, likit aktifler (risksiz bir şekilde nakte çevrilebilen kısa vadeli menkul kıymetler) orta ve uzun vadeli menkui kıy­met portföyü veya yatırımlar, krediler, avans­lar ve sabit aktifler (bina, mobilya vb.) önemli olan aktif kalemlerdir. Ayrıca bankalar bilan­çolarında tahakkuk etmiş, fakat gerçekleştiri­lememiş işlemleini yansıtabilmek amacıyla özel aktif ya da pasif hesabı kullanmaktadır.

Bankalar mevduatlarını değişik yollarla artır­ma imkanına1 sahiptir, banka açtığı bir krediyi bir cari hesaba transfer etliğinde veya bu kre­dinin çekle kullanımın sağlayabildiği durum­larda yeni mevduat yaratabilmektedir. Bunun yanında merkez bankasınca finanse edilen devlet harcamaları arttığında, bankaların mev­duatında bir artış olmaktadır.

Banka, aktiflerini de değişik şekillerde mobi-Iize edebilmektedir. Kredilerin geri ödenmesi­ni lalep etme, menkul kıymet satışı ve merkez bankasından borçlanma en çok uygulanan şe­killerdir. Şüphesiz, nakit elde etmenin fiyatı kullanılan yönteme göre değişiklik göstermek­tedir. Likit aktifler ve yatırımlar genellikle bir arada bulunmaktadır. Bu iki fon kullanım ala­nının ayrımı, kişisel tercihlere bağlı bulunuyor olsa da aralarında önemli birfarklılık vardır. Bu da, likidite ve pazarlanabilmc arasındaki ilişkilere bağlı olmaktadır.

Endüstriye uzun vadeli kredi veren bankalar likidite sorunuyla karşılaşmamak için daha fazla sermaye fonu vadeli mevduatlar daha fazla kısmını kullanmaktadır. Her ülkede ban­kacılık işlemlerinin temeli olan kısa vadeli kre­diler işletme sermayesi ve geçici olarak sabit sermaye sağlamaya yöneliktir. Diğer önemli bankacılık türü olan merkez bankacılığı XIX. yüzyılda İngiltere'de yaşanan finansal krizden sonra güdneme gelmiş ve bir çok ülkede uygu­lama alanı bulmuştur. Piyasa ekonomilerinde sık sık ortaya çıkan üretim ve istihdamdaki dalgalanmaları bankaların etkileyebildiği anla­yışı, bankacılık faaliyetlerinin bir üst kurum ta­rafından kontrol edilmesi fikrini yaygınlaştır-mıştır. Bu nedenle merkez bankaları, ülkele­rin ekonomik ve finansal gelişmelerinden so­rumlu tutulmuştur. Merkez bankalarının en önemli görevi sağlam bir ticari bankacılık sis­temini oluşturmak ve korumaktır. Şüphesiz, tüm finansal yapının merkez bankalarının de­netimi altında olması gerekitği de gözden kaçı­rılmamalıdır. Çünkü ekonomik İstikrarın bir

kaynağı para arzıdır. Merkez bankaları ülkele­rin dış ticaret ve finansal ilişkilerini de düzen­lemektedir. Merkez bankasının diğer bir fonk­siyonu da bankacılık hizmetleri sunmasıdır. Gelişen ülkelerde ise Özel finansal kurum ve araçların geliştirilmesi görevi de merkez ban­kalarında bulunmaktadır.

Merkez bankaları ticari bankaların faaliyet­lerini etkileme, düzenleme ve kontrol etmede değişik teknikler geliştirmiştir. Temel amaç bankaların para yaratabilme iktidarını yönlen­dirmektedir. Açık piyasa İşlemleri, reeskont politikası, kanuni karşılıklar politikası ve kre-dİ tavanları bunların en önemli olanlarıdır. Pa­ra arzının bu genel kontrol aletleri yanında, farklılaşiırılmış ıskonto oranları, menkul kıy­ma portföylerinin yenidnc düzenlenmesi ve tüketici kredilerin kontrolü gibi özel araçlar da kullanılmaktadır.




ѕнσω мυѕт gσ ση ツ

Benzer Konular

2 Ekim 2006 / Pollyanna Meslekler
11 Mart 2009 / ThinkerBeLL Ekonomi
9 Ağustos 2011 / ThinkerBeLL Ekonomi
20 Mayıs 2009 / asla_asla_deme Hukuk