Arama

Sanayileşme nedir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 19 Eylül 2015 Gösterim: 28.445 Cevap: 5
FeRrArİ - avatarı
FeRrArİ
Ziyaretçi
3 Mart 2009       Mesaj #1
FeRrArİ - avatarı
Ziyaretçi
bana çok lazım sanayıleşme nedir arkıler
EN İYİ CEVABI handeklc2 verdi
arkadaşlar bana acil olarak telefonu
1-hangi medeniyet tarafından ne zaman bulundu.
Sponsorlu Bağlantılar
2-hangi ihtiyaca yönelik ortaya çıktı
3-ortaya çıkı hikayesi nedir
4-bu buluşunzamna içindeki gelişim nasıl
YALVRIRIM BUGÜN BUNU SİTEYE KOYAMAZMISINIZ LÜTFEN???????????????????
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
3 Mart 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
SANAYİLEŞME :
Çevre sorunlarının ortaya çıkmasının temel sebeplerinden biri de, sanayileşmedir.Dünyadaki gelişmelerin sonucu olarak sanayileşme çabaları, çevreyi ve çevredeki insanları değişik yönlerden etkilemektedir. Sanayileşmenin etkisi her ülkede ortak özellikler taşımakla beraber, bazı farklılıklar göstermektedir. Ülkemiz 1970li yıllardan itibaren tarım toplumundan sanayi toplumuna geçmeğe başlamış ve bu alanda önemli gelişmeler sağlamıştır. Sanayileşme, kalkınmanın bir göstergesi olup, alt yapı gerektirir. Sanayileşme için alt yapı olmadığı takdirde çevre sorunları ciddi boyutlara ulaşabilmektedir. Türkiye; çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma ülküsüyle kalkınma çabalarında sanayileşmeğe ağırlık vermiş fakat birtakım yeni sorunlar ortaya çıkmıştır. Kuruluş yeri seçimi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmediği sanayi tesisleri, bulundukları yerde hayatı çekilmez kılmaktadır. Ülkemiz sanayi atıkları ve diğer sebeplerle büyük şehirlerimizde hava kirliliği, körfez kirliliği, akarsu, göl ve deniz kirlenmesi sanayileşmenin bir sonucudur. Bunun önlenebilmesi için sanayileşme bütün olarak ele alınıp, üretim öncesi ve sonrasında karşılaşılması muhtemel sorunlar için gerekli tedbirler alınmalıdır. TURİZM : Turizm en önemli kaynak kullanım alanı doğal varlıklardır. İlk çağlardan beri insanların seyahatlerinde önemli bir çekim öğesi olan doğal varlıklar turizmin ham maddesini oluştururlar. 1950li yıllardan itibaren nüfusun hızlı bir şekilde artması, sanayileşme, kentleşme ve gelişen teknoloji ile doğal ve fiziksel kaynaklardan aşırı derecede yararlanılması, dünyada da hem çevre sorunlarını yaratan hem de milletlerarası turizmin kaynak kullanımını daraltan başlıca etmenler olmuştur. Turizm-doğa çevre ilişkileri, öncelikle turizmin sağladığı ekonomik değerlere karşılık, turistik kentleşme, nüfus yoğunluğu, doğanın aşırı tahribi, çevre kirlenmesi gibi yarattığı sorunlarla daha belirgin bir durum arz etmektedir. Turizmin kırsal bölgelerin kentleşmesini hızlandırdığı, bir zaman işlenen toprakları sürülmeyen topraklar haline getirdiği ve yöre halkının toprağa dayalı saygınlık simgelerini ortadan kaldırdığı ileri sürülmektedir. Turizmin hızlı ve plansız gelişmesi sonucu ortaya çıkan otel, motel, tatil köyleri vb. yerlerin çöp, kanalizasyon......sorunları yeterince ele alınmadığı için çevrenin kirlenmesine yol açmıştır. Turizm olayının çevreye olan olumsuz etkilerinden biri de , turistik gelişmelerin belirli bölgelerde nüfus yoğunluğuna sebep olması, bölgenin su ve bitki örtüsü gibi ekolojik unsurları aşırı kullanarak turistik yerlerin çekiciliğini kaybetmesine yol açmasıdır.Antalya her geçen gün doğanın beton yığınları arasında kaybolup gittiği "beton kent" haline gelmektedir. Bu durum, dinlenmek, eğlenmek ve doğanın çok çeşitli nimetlerinden yararlanmak amacıyla seyahat eden insanların, doğa deniz ve kıyılarla olan ilişkilerini azaltmakta ve Antalya için bir zamanlar var olan "doğa ile kucaklaşan kent" imajının silinmesine yol açmıştır.
Sponsorlu Bağlantılar

kaynak

Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
3 Mart 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
SANAYİLEŞME


Sanayileşme 18'inci yüzyılın sonlanyla 19'uncu yüzyılın başlarında İngiltere'de or­taya çıkmıştır. XV-XVI. yüzyıllarda oluşan fikri ve maddi değişikliklerin etkisiyle baş­ta ticaret olmak üzere, çeşitli ekonomik faa­liyetlerin ve düşüncenin çok yönlü ve bü­yük ölçüde bir değişmeye ve gelişmeye ko­nu olması, sınai faaliyetlerin de kaçınılmaz bir sonuç olarak pek kısa bir süre içerisinde hızlı bir gelişme göstermesine neden ol­muştur. Özellikle her geçen gün biraz daha gelişen sömürge ticareti el emeğinin yerine makine kullanmak ihtiyacını doğurmuş­tur.
Makineleşme yolunda ilk adımı İngilte­re atmıştır. Çünkü ingiltere bu yüzyıllarda sanayi Icşebilmcn in hemen hemen bütün imkânlarına sahip bulunuyordu. İngilte­re'nin sahip bulunduğu bu imkânlar şunlar­dır: Büyük bir deniz ticaret filosunun bulunması, denizaşırı geniş bir müstemleke piyasası, sınai tecrübe için yeteri kadar ser­maye, coğrafi, siyasi ve içtimai şartların el­verişliliği, bol ve ucuz emek ve son olarak fikri ve hukuki ortamın müsait olmasıdır. Bununla birlikte 16. yüzyılda başlayan ge­lişmeler sonucunda ingiltere tarımında pa­zar için üretim yaygınlaşmış, kapitalist üre­tim ilişkileri egemenlik kazanmış ve bu eği­limlere bağlı olarak üretimde verimlilik ar­tışları hızlanmaya başlamıştır. Tarımsal ke­simde kapitalist üretim ilişkileri gelişirken pek çok köylü üretici topraklarından kopa­rılmış, ya kırsal alanlarda ücret karşılığı ça­lışmak, ya da kentlere göç etmek zorunda kalmışlardır. Böylece kapitalist sanayinin en önemli koşullarından biri olan mülksüz-leşmiş emekçiler ordusu da yaratılmıştır. Öteyandan geleneksel teknolojiye daya­nan, basit el aletlerini kullanan ve imalatha­neler çevresinde örgütlenen mamul mallar üretimi kırsal alanlarda yayılmaktaydı. Ma­mul mallar üretiminin gelişmesiyle birlikte sermaye birikimi de önemli ölçüde artmıştı. Tarımdaki ve mamul mallardaki üretim ar­tışları, ulaştırma alanındaki gelişmelerle birleşince, iç ticaret büyüyor; İngiltere'de bir ulusal ekonomi ve ulusal pazar oluşu­yordu. İngiliz hükümetleri de yerli üretimi korumak için gerektiğinde korumacı politi­kalar izlemekten kaçınmıyorlardı, örneğin 18. yüzyıl boyunca Hindistan'ın ucuz emek kullanarak üretilen pamuklu kumaşlarının İngiliz pazarlarına girişine izin verilmemiş­tir.
Sanayileşmeyi hazırlayan icatlar ise önce tekstil alanında olmuştur. Böylelikle maki­neleşme hareketinin ilk başladığı alan teks­til sanayiidir. Daha sonraları kömür üreti­mi, demir-çelik gibi dallar da önem kazanaçaktır. Ancak sanayi devrimi denilince akla herşeyden önce pamuklu tekstil gelmekte­dir.
İngiltere önceleri, İhtiyacı olan pamukla kumaşları Hindistan'dan ithal ediyordu. Fa­kat sonradan dahilde imal edilen yünlü ku­maşların kullanılması amacıyla pamuklu kumaş ithalatı yasaklandı. Bunun üzerine halkın ihtiyacı olan kumaşlar ülke içinde üretilmeye başlandı. Fakat, bu konuda yete­ri kadar kalifiye işçi olmadığı gibi, olanlar da yüksek ücret istiyorlardı. İşte bu durum pamuklu kumaş imal eden iş adamlarını makineleşmeye yöneltti. Böylelikle İcatlar birbirini izlemeye başladı. Maden endüstri­sindeki ilk gelişmeler ise önce "demir" de olmuştur. Dokuma endüstrisinin hızlı bir gelişme göstermesi karşısında odun kömü­rü ile çalıştırılan yüksek fırınlar bu ihtiyaca cevap veremeyince İngiltere; İsveç, Al­manya ve Norveç'ten demir ithal etmek zo­runda kalmıştır. Bu durum kaçınılmaz bir zorunluluk olarak demir sanayicilerinin üretimlerini arttırmaya, bunun için de bu konuda bazı buluşlar yapmaya zorlamıştır. Diğer taraftan, yüksek fırınlarda yakıt mad­desi olarak odunun kullanılması dolayısıyla ormanların büyük ölçüde azalması da sana­yicileri demir üretiminde yeni usuller bul­maya zorlamıştır. Bu nedenlerle demir en­düstrisinde önce maden kömürü kullanıl­maya başlanmıştır. Fakat o zamanki ilkel metotlarla yeraltından maden kömürü çı­karmak çok zordu. Çünkü ocaklarda hem grizu tehlikesi vardı hem de ocakları basan sulan boşaltabilmek mümkün olmuyordu. Diğer taraftan kömür; yüksek fırınların iç­yüzlerinde kalın tabakalar meydana getire­rek fırınlan kullanılmaz hale getiriyor ve böylelikle verim büyük ölçüde düşüyordu.
Maden kömürünü yakıt olarak yüksek fırın­larda en verimli şekilde kullanabilmeyi ilk düşünen ve bu konuda çalışmalar yapan Dud Dudly' dir. Ancak uzun süren çalışma­lara ve gösterilen çabalara rağmen Dud Dudly'nin çalışmaları başarıyla sonuçlan­madı. Bununla beraber bu konudaki çalış­malar durmamış ve daha yıllarca devam et­miştir. Görüldüğü gibi "kömür" ve "demir," sınai gelişmenin başlıca iki unsuru olmuş­lar ve bu iki maddeyi yeterli ölçüde elde et­meye muvaffak olan ülkeler, Yeniçağın zengin ve sanayileşmiş ülkeleri haline gel­mişlerdir.
Sanayileşme alanındaki gelişmeyi sağ­layan icatların meydana geldiği diğer bir alan ise "makine imalaü"dır. Ortaçağın sa­nayi faaliyeti makine yerine el emeğine ve basit aletlere dayanıyordu. Makine niteliği ni taşıyabilen bazı aletler ise rüzgâr ve su gi­bi tabiat kuvvetlerinden yararlanılarak ça­lıştırılıyordu. Fakat bu kuvvetler makineli bir sınai faaliyet için yeterli değildi. Çünkü su her yerde bulunamıyor, rüzgâr ise her za­man olmuyordu. Böylelikle sınai faaliyet­lerde makinanın yer alabilmesi için buharın kullanılmasına kadar beklenilmiştir.
Nitekim "James Watt"ın 1781 yılında buharla işleyen makineler konusunda elde ettiği üstün basan, XVII. yüzyılın sonlarına ulaşıldığında insanları artık ilkel araç ve yöntemlerle çalışmaktan kurtarmıştır.
Sanayi Devrimi'nin basanlarının yanısı-ra, İngiltere'deki maliyetlerine de değin­mek gerekiyor. Bu maliyetleri ilk aşamada İngiliz emekçileri yüklenmiştir. Kırsal alanlardaki sanayinin büyük bir hızla kent­lere aktarılması, olumsuz çevre koşullan» mn yükünü işçilerin omuzlanna yüklemiş­tir. Öte yandan, makine kullanımının yay-gınlaşması, kırsal alanlarda el tezgahların da üretim yapan yüzbinlerce dokumacının işsizliğe ve yoksulluğa terkedilmesİ anla­mına gelmiştir. Ayrıca, fabrikalarda ça­lışmaya başlayan işçilerin; sanayi devrimi­nin gerçekleştirdiği üretim sıçramasından uzun bir süre yararlanamadıkları anlaşıl­maktadır. 1760'larda başlayan üretim ve ve­rimlilik artışlarına ve hızla yükselen kârlara karşın, ingiltere'de işçi ücretleri 19, yüzyı­lın ikinci yansına kadar önemli artışlar gös­termemiştir. 19. yüzyılın başlarından itiba­ren sanayi devrimi ingiltere'den Kıla Avru-pası'na sıçradı. Fransa, Belçika, Almanya ve diğer Batı Avrupa ülkeleri bir yandan yerli sanayilerini İngiliz mallarının rekabe­tine karşı korurken, öte yandan da makine kullanan fabrika düzenine geçmeye başla­dılar. Kısa bir süre sonra da İngiltere ve di ğer Batı Avrupa ülkeleri, ucuz tarımsal mallar ve mamul mallan için pazar arayışı içinde, dikkatlerini dünyanın geri kalan bölgelerine çevirdiler.






Nur Z. KESKİN
Quo vadis?
handeklc2 - avatarı
handeklc2
Ziyaretçi
4 Mayıs 2009       Mesaj #4
handeklc2 - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
arkadaşlar bana acil olarak telefonu
1-hangi medeniyet tarafından ne zaman bulundu.
2-hangi ihtiyaca yönelik ortaya çıktı
3-ortaya çıkı hikayesi nedir
4-bu buluşunzamna içindeki gelişim nasıl
YALVRIRIM BUGÜN BUNU SİTEYE KOYAMAZMISINIZ LÜTFEN???????????????????
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
7 Mayıs 2012       Mesaj #5
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sanayileşme için alt yapı olmadığı takdirde çevre sorunları ciddi boyutlara ulaşabilmektedir. Türkiye; çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkma ülküsüyle kalkınma çabalarında sanayileşmeğe ağırlık vermiş fakat birtakım yeni sorunlar ortaya çıkmıştır. Kuruluş yeri seçimi konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmediği sanayi tesisleri, bulundukları yerde hayatı çekilmez kılmaktadır. Ülkemiz sanayi atıkları ve diğer sebeplerle büyük şehirlerimizde hava kirliliği, körfez kirliliği, akarsu, göl ve deniz kirlenmesi sanayileşmenin bir sonucudur.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
19 Eylül 2015       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
SANAYİLEŞME a.
1. Bir etkinlik alanına sanayi yöntemlerinin uygulanması: Tarımda sanayileşme.
2. Bir ülkede, bir bölgede sanayinin gelişmesi: Bir tarım bölgesinin sanayileşmesi. || Aşırı sanayileşme, piyasasının emme gücüne oranla fazla sanayi donanımına sahip olan ya da sanayi kesimiyle öteki kesimleri (tarım, hizmet vb.) arasında dengesizlik bulunan bir ekonominin durumu. || Yetersiz sanayileşme sanayisi yeterince gelişmemiş olan bir ülkenin, bir iktisadi kesimin durumu.



Kaynak: Büyük Larousse

Benzer Konular

19 Ekim 2011 / yetisir007 Soru-Cevap