Arama

İçme suyunun özellikleri nelerdir?

Güncelleme: 4 Mart 2009 Gösterim: 37.230 Cevap: 4
grkemli - avatarı
grkemli
Ziyaretçi
4 Mart 2009       Mesaj #1
grkemli - avatarı
Ziyaretçi
kimyasal yönden yaniMsn Happy

Sponsorlu Bağlantılar
bugun 50. kimya soru'm olcak ama Msn HappyMsn HappyMsn HappyMsn HappyMsn HappyMsn HappyMsn HappyMsn HappyMsn Happy
Son düzenleyen grkemli; 4 Mart 2009 23:13 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
4 Mart 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
İyi İçme Suyunun Özellikleri Nelerdir?>>kimyasal olarak

Sponsorlu Bağlantılar

Su; kokusuz, renksiz, berrak ve içimi hoş olmalıdır. Sularda fenoller, yağlar gibi suya kötü koku ve tat veren maddeler bulunmamalıdır. Su tortusuz ve renksiz olmalıdır.
Su;hastalık yapan mikroorganizma ihtiva ermemelidir. Suda bulunan vibrio cholera, salmonella typhi, hepatit virüsü gibi mikroorganizmalar sudan geçerek hastalığa sebep olurlar. İçme sularının kesinlikle bakteriyolojik kirlilik taşımaması gerekir.
Suda sağlığa zararlı kimyasal maddeler bulunmamalıdır. Bazı kimyasal maddeler zehirli etki yapabilir. Arsenik, kadmiyum, krom, kurşun, civa gibi...
Bunun yanında baryum, nitrat, florür, radyoaktif maddeler, amonyum, klorür gibi maddeler sınır değerlerinin üzerinde sağlığa olumsuz etkileri olan maddelerdir.
Aynı zamanda bazıları suya kirli suların karıştığının göstergesidir. İçme suyu ve sanayide, kullanma sularında demir, manganez ve sertlik değerleri önemlilik arz eder.

Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
4 Mart 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
İçme Suyunun Kimyasal Özellikleri


İçme suyu analizinde değerlendirilen başlıca kimyasal parametreler pH, iletkenlik, amonyak, nitrit, nitrat ve sertliktir.

Suyun Elektriksel İletkenliği İçerisinde inorganik maddeleri elektrolit olarak bulundurmayan sular (sözgelimi deiyonize saf su gibi) elektriği güç iletir. Isı arttıkça elektrik geçirgenliği yine azalır. Bu nedenle suların elektrik geçirgenliğinin ölçülmesi de, içerisindeki elektrolit miktarının da bir ölçütü olarak alınabilir. Ölçüm 18-20 C 'de yapılır. Genellikle kaynak sularının elektriksel iletkenliği 2000-5000 ohm cm'dir.

Suyun pH'ı İçme kullanma sularının pH'ları 7 - 8.5 arasında olmalıdır. pH değeri içerisinde bulunan hidrojen iyonları derişiminin negatif logaritmasıdır. pH düşüklüğü asit, yüksekliği ise baz özelliğini gösterir. Bu sınırda hipokloritin dezenfektan etkisi en istenen düzeydedir.

Oksijen Su kalitesi için önemli ölçülerden birisi suda çözünmüş oksijen konsantrasyonudur. İçinde çözünmüş oksijen olmayan bir akar su veya göl su canlıları için kötü bir ortam oluşturur.

Çözünmüş oksijen ayrıca, su kirlenmesi ile ilgili en önemli parametrelerden birisidir. Su daki Çözünmüş Oksijen (D.O) suda yaşayan bakterilerin fotosentez olayı sonucu verdikleri oksijen ve havadaki oksijenden gelir. Oksijenin sudaki çözünürlüğü, havadaki oksijenin kimyasal basıncı, suyun sıcaklığı ve suyun kapsamındaki minerallerin derişimlerine bağlıdır.

Kirlenmiş yüzeysel sular genellikle oksijenle doymuştur. Oksijen konsantrasyonundaki önemli azalmalar alıcı suda yüksek biyokimyasal oksijen ihtiyacı yaratan organik atıkların fazlaca akıtıldığını gösterir.

İçme suyunda Amonyak, Nitrit ve Nitrat: Klorlanmış sularda amonyak saptamak zordur. Çünkü amonyak kloraminler şeklinde bileşik halinde bulunabilir. Bu nedenle klorlu suları analiz etmeden önce dekloraminasyon yapılmalıdır. Suda amonyak bulunması yakın bir noktadan suyun organik maddelerle kirletildiğini gösterir. Organik maddelerin nitrifikasyon aşamasından geçerek tamamen zararsız hale geldiği döngünün ilk aşamasında amonyak meydana gelir. Eğer organik madde suya karıştıktan sonraki süre kısaysa yani henüz nitrifikasyon tamamlanacak kadar zaman geçmemişse suda amonyak saptanır.

Bunun yanında sudaki nitrit ve nitratların sudaki bakteriler ile denitrifikasyona uğraması sonucu da suda amonyak bulunabilir.

Suda bulunan amonyak, nitrit ve nitratın kaynağı gübrelerin kullanımı, sebze ve hayvanların çürümesi, evsel atıklar, kanalizasyonun toprak yüzeyine boşaltılması, endüstriyel atıklar ve çöplerin boşaltılması olabilmektedir.

Bütün bu kaynaklar nehir, göl ve yer altı suyunu bulaştırabilmekte, özellikle de kuyuları kirletebilmektedir. Bu kirlenme periyodik bir zamanın sonunda ya da uzun yıllar sonunda süzülme yoluyla ortaya çıkar. Kirli sulardaki nitrat düzeyi, çoğunlukla nitrit düzeyinden daha yüksektir.

Yüksek amonyak ve nitrit düzeyine genellikle mikrobiyolojik niteliği uygun olmayan sularda rastlanmaktadır. Yüksek nitrat düzeyine rastlanan sular ise genellikle kirli yer altı suları olmakta, yüzeyel sulardaki nitrat ise su bitkileri tarafından tüketilmektedir.

Sulardaki nitrat düzeyindeki artışın bir diğer nedeni ise nitrojenli gübrelerin suya karışmasıdır. Nehirlerdeki nitrat konsantrasyonunda belirgin mevsimsel faklılık olur ve özellikle ciddi bir kuraklığı izleyen şiddetli sağanaklardan sonra nehirlerde nitrat düzeyi yüksek seviyeye ulaşabilmektedir. Yer altı sularındaki nitrat düzeyi ise yıl oyunca çoğunlukla sabittir.

Nitrat düzeyi geleneksel su iyileştirme ve dezenfeksiyon işlemleri sonrası pek değişmez. İşlemden geçirilen sularda klor ve amonyak kloraminler şeklinde bileşik oluşturabildiği ve nitritler oksidasyona uğrayabildiği için nitrit ve amonyak varlığı tespit edilemeyebilir.

Nitratın sağlık üzerine etkisi:

Methemoglobülinemi:

Su kaynaklarının yüksek düzeyde nitrat içerdiği ülkelerde infantil methemoglobinemisi ve ölümler bildirilmiştir. DSÖ’nün bir yayınında 100 mg/lt ve daha fazla nitrat içeren kuyu sularının bebek yiyeceği hazırlanmasında kullanılmaması önerilmiştir. Daha düşük nitrat düzeylerinin de 10-20 mg / lt risk oluşturabileceği düşünülmektedir.

Kanser:

Vücuda giren nitrat kanserojen etkili nitrozaminlere dönüşebilmektedir.

Suların sertlik düzeyi: Sertlik ölçüsü olarak Fransız sertlik derecesi kullanılır. Bir Fransız sertlik derecesi 10 mg kalsiyum karbonatın oluşturduğu sertlik derecesi olarak kabul edilir. 1 - 4 sertlikteki sular yumuşak su, 15 - 28 sertlik derecesindeki sular orta derece sertlikte su, 28 Fransız sertti derecesinin üzerindeki sular ile sert sular olarak anılır.

Suların sertliği geçici ve kalıcı sertlik olmak üzere 2 grupta incelenir. Geçici sertlik bikarbonatlardan kaynaklanırken, kalıcı sertlik Ca ve Mg sülfattan ileri gelir. Suyun sertliğini gidermek için kireç ya da soda kullanılır. Kireç geçici sertliği soda kalıcı sertliği giderir.

Genel olarak yer üstü suları yer altı sularına göre daha yumuşak sulardır. Ancak yer altı suları kaynak suyu özelliği taşıyorsa, yer altına inişte filtrasyona uğrayacakları için yumuşak su özelliği kazanmaları söz konusu olabilmektedir.

Kaynak suyunda olduğu gibi en az 6 metre kalınlığa sahip olan ince taneli topraktan süzülerek yer altına inen su filtrasyon mekanizması aracılığı ile içerisinde bulunan asılı partiküller ve kolloid maddelerin yanı sıra sertlik unsurlarından da arınarak sertlik açısından yumuşak düzeylere inmektedir.süzülmenin etkisi aksi yüklerin ve büyük kütlenin küçük küçük kütleyi çekmesi şeklinde gerçekleşmektedir.

Sulardaki sertlik derecesi çeşitli birimler aracılığı ile ölçülebilmektedir. 0,01 gram kalsiyum karbonat 1 franız sertlik dercesine eşittir. Kaynak suyunun setlik derecesi 10 fransız sertlik derecesi ile sınırlıdır. Kaynak suları açısından 10 fransız sertlik dercesinin üzerindeki sertlik dereceleri doğal filtrasyonun yeterli düzeyde işlemediği ve otopürasyonun tam gerçekleşmediği şeklinde yorumlanabilir.

Bu açıdan sertlik unsurları 10 fransız sertlikten daha sert yapıda sular yer altına geçebilmişse beraberinde çeşitli kimyasallar da geçmiş olabilir. Bu nedenle gerekli bütün kimyasalların ölçümünün yapılamadığı urumlarda kaynak sularının içme suyu olarak kullanılabilirliğinin değerlendirilmesi için 10 fransız sertlik derecesini aşıp aşmaması indikatör olarak kullanılabilir.

Sertlik derecesinin kendi açısından ise sağlığa zarar verebilecek sertlik düzeyi DSÖ tarafından 50 fransız sertlik derecesi ve üzeri olarak belirlenmiştir.

Sert suların sağlık üzerine etkisi:

Suyun sertlik derecesi arttıkça mide şişkinlik hissi ve gastrite yol açabileceği bilinmektedir. Sert suların kardiyovasküler hastalıklar için ise koruyucu bir faktör olabileceği düşünülmektedir. Diğer taraftan sert suların.yemeklerin geç pişmesi, sabunun zor köpürmesi, boru ve kazanlarda tıkanmalara yol açabildiği bilinmektedir.

Flor: Sularda litrede 1 mg flor bulunursa diş çürümeye karşı dayanıklı olur. Sudaki flor miktarı litrede 2-4 mg olduğu zaman ise dişlerde kalıcı nitelikte lekelenmeler olur.

kaynak

Quo vadis?
grkemli - avatarı
grkemli
Ziyaretçi
4 Mart 2009       Mesaj #4
grkemli - avatarı
Ziyaretçi
moderator felanmısın sen Msn Grin acemiyim daha bu sitede'de Msn Happy
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
4 Mart 2009       Mesaj #5
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Alıntı
grkemli adlı kullanıcıdan alıntı

moderator felanmısın sen Msn Grin acemiyim daha bu sitede'de Msn Happy

burası soru cevap forumu ayrı bir forum.. sohbet için lütfen buradan başlayın>>>> MsXLabs´la Nasıl Tanıştınız?
ve forumun diğer özelliklerini kullanın
Quo vadis?

Benzer Konular

25 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Soru-Cevap
26 Eylül 2011 / Misafir Soru-Cevap
25 Kasım 2012 / Misafir Soru-Cevap
3 Ağustos 2012 / TUZCUAY Sağlıklı Yaşam
11 Ekim 2014 / girl Soru-Cevap