Arama

Koroner arter hastalığı nedir, pıhtılaşma süreci nasıldır?

Güncelleme: 12 Mart 2009 Gösterim: 3.314 Cevap: 3
jumanji - avatarı
jumanji
Ziyaretçi
12 Mart 2009       Mesaj #1
jumanji - avatarı
Ziyaretçi
koroner arter hastalığında pıhtılaşma mekanizması nasıl işliyor
Sponsorlu Bağlantılar
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
12 Mart 2009       Mesaj #2
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Koroner arter hastalığı

Sponsorlu Bağlantılar
Vikipedi, özgür ansiklopedi



Koroner Arter Hastalığı, koroner arterlerin duvarlarında oluşan plaklardan ötürü ortaya çıkan bir hastalıktır. Koroner kalp hastalığı veya kısaca CHD (Coronary Heart Disease) olarak da adlandırılır.
Koroner Arterler Aort damarından sağ ve sol ana korenerler olarak çıkan kalp dokusuna temiz kan taşıyan damarlardır. Kalbin epikardiyal bölgesinde seyrederler ve bu anadallardan çıkan daha küçük damarlarla kalp hücrelerine ulaşırlar. Sağ koroner arter tekbir anadal olarak seyrederken sol ana koroner arter aortadan çıktıktan yaklaşık 2 cm sonra sol ön inen arter ve sirkümfleks arter olarak ikiye ayrılmaktadır. Sol ön inen arter sol ventrikülün ön yüzünde seyrederken sirkümfleks arter kalbin arkasında seyretmektedir. Koroner Arterler arasında kollateral arte olarak isimlendirilen ara bağlantılarda bulunmaktadır. Koroner arterler ana atar damar olan aortadan aldıkları oksijenden zengin temiz kanı kalp hüçrelerine taşımakla görevldirler. Koroner damarlarda kan akımı esas olarak diastol dönemi denilen kalbin gevşeme döneminde olmaktadır. Koroner damarlar da diğer damarlar gibi intima, musküler tabaka ve adventisyadan oluşan üç tabakadan meydana gelmektedir.
Ateroskleroz damar duvarında lipid parçacıkların birikimi ile oluşan ve damarların lümenini (boşluğunu) tıkayarak normal kan akımını engelleyen patolojik bir süreçtir. Ateresklerozun koroner arterlerde meydana gelmesi ile oluşan hastalığa Koroner Arter Hastalığı denilmektedir. Koroner ateroskleroz yıllar boyu süren bir süreç olup bebeklik döneminden itibaren başlamaktadır. Hastalık boyutuna genelde dördüncü onyıldan sonra gelmektedir.
Ateroskleroz gelişiminde kişisel ve çevresel faktörler rol oynamakta olup kişisel faktörler birinci derece akrabalarda Koroner Arter hastalığı olması, Hipertansiyon, Kolesterol yüksekliği, Şeker Hastalığı olması, yaş ve açıklığa kavuşturulamamış genetik faktörlerdir. Çevresel veya sonradan edinilen risk faktörleri ise sigara kullanımı, yüksek kolesterol içerikli beslenme, stresli ve pasif yaşam şeklidir.
Zamanla koroner arterler içersinde gelişen lipid birikimleri damarlardaki kan akımını engelleyerek kalp kasının beslenmesini bozarak hastanın şikayetleri başlatmaktadır. Şikayetleri ilk öönce yokuş çıkmak, koşmak, stresli anlar gibi kalbin kan ihtiyacının arttığı durumlarda oluşmaktadır, darlığın ilerlemesi ve yeterli kan akımın sağlanamaması ile ileryen dönemde istirahat anında bile şikayetler oluşmaktadır. En fazla görülen şikayet göğüs ağrısıdır, bunun dışında göğüsde daralma, sıkışma, yanmada oluşturabilmektedir. Koroner arterdeki daralma ani şekilde oluşur ve kan akımı başka bir yerden sağlanamazsa (Miyokard enfarktüsü) oluşmaktadır. Koroner Arter hastalığının tanısında hastanın hikâyesi, EKG, Efor Testi, Nükleer Tıp Tetkikleri, Radyolojik Tetkikler ve Koroner Anjiyografi kullanılmaktadır. Tıkanmanın yerini ve miktarını belirlemede ve kesin tanıda en etkili tetkik Koroner Anjiyografidir. Tedavisinde ilaçlar, cerrahi (By Pass) ve Perkütan müdahaleler (Balon, Stent) kullanılmaktadır. Hangisinin uygulanacağına Koroner Anjiyografide tespit edilen darlığın yeri-miktarı, hastanın durumu ve hasta ile doktorun alaçağı karara göre belirlenmektedir. Hangi tedavi şekli seçilirse seçilsin ömür boyu tedavi gerektiren bir hastalıktır. Dünyada şuan en fazla ölüme neden olan hastalık Koroner Arter Hastalığıdır.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
12 Mart 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Pıhtılaşma Mekanizmaları: Katekolaminler platelet
agregasyonunu artırır, myokard iskemisi eşiğini
düşürür ve koroner tromboz riskini artırır.46 Platelet
agregasyonunu tıbbi açıdan sağlıklı depresif
hastalarda depresif olmayanlara göre artmış
bulunmuştur.47,48 KAH olan depresif hastalarda
plazma platelet faktör 4 ve beta-tromboglobulin
düzeyleri (platelet aktive olduğunda alfa granüllerinden
salınan iki protein) depresif olmayan KKH
hastalarından yüksek bulunmuştur.49,50 Bu nedenle,
depresyonla ilişkili platelet agregasyonu depresif
hastalardaki aterogenez sürecine ve kardiyak olay
riski artışına katkıda bulunabilir.
Quo vadis?
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
12 Mart 2009       Mesaj #4
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
yada daha anlaşılır bir dille;Ateroskleroz gelişiminde kişisel ve çevresel faktörler rol oynamakta olup kişisel faktörler birinci derece akrabalarda Koroner Arter hastalığı olması, Hipertansiyon, Kolesterol yüksekliği, Şeker Hastalığı olması, yaş ve açıklığa kavuşturulamamış genetik faktörlerdir. Çevresel veya sonradan edinilen risk faktörleri ise sigara kullanımı, yüksek kolesterol içerikli beslenme, stresli ve pasif yaşam şeklidir.
Zamanla koroner arterler içersinde gelişen lipid birikimleri damarlardaki kan akımını engelleyerek kalp kasının beslenmesini bozarak hastanın şikayetleri başlatmaktadır
Quo vadis?

Benzer Konular

23 Mayıs 2012 / kamyon Tıp Bilimleri
8 Ağustos 2011 / Misafir Soru-Cevap
16 Kasım 2012 / aieaa Tıp Bilimleri