Arama

Afganistan'ın tarihi ve doğal güzellikleri nelerdir?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 15 Aralık 2011 Gösterim: 16.780 Cevap: 3
fatma özçelik - avatarı
fatma özçelik
Ziyaretçi
14 Mart 2009       Mesaj #1
fatma özçelik - avatarı
Ziyaretçi
afganistanın tarihi ve doğal güzelikleri nelerdir
EN İYİ CEVABI SEDEPH verdi
5a8d228fb49732f9
5a8d228fb49732f91752815
Sponsorlu Bağlantılar
Kâbil'in ana caddesi olan Chicken Caddesi turizme hizmet ediyor. 60'lı yıllarda meşhur olan bu caddede, bugün yok yok. Değerli taşlardan halılara kadar Yakın Doğu'ya ait ne varsa, bu caddede görmek mümkün… Savaşın ardından yeniden canlanan bu caddenin en son müşterileri yabancı yardım görevlileri ve tabii ki gazeteciler…

Afganistan'ın başkenti olan Kâbil, dünyanın en yüksek şehirlerinden biri. 1 milyon insanın yaşadığı şehir 1800 metre yüksekliğe kurulmuş. M.Ö. 2000'lere uzanan geçmişinde, Kâbil'e birçok değişik isim verilmiş, birçok tarihçi buradan bahsetmiş. Bu şehirden onlarca değişik hükümdar geçmiş.
Bunlar arasında dünyadaki tüm Afganlar'ın kralı olarak adlandırılan Nadir Şah, farklı bir yere sahip çünkü mezarı burada. Nadir Şah döneminde katıksız İslami kurallar uygulanarak, ülke kalkındırılmış. Afganistan'da refah artmış, 40 bin kişilik bir ordu kurulmuş ve Hindukuş Dağları'ndan şehre uzanan bir yol yapılmış. Ülkeyi dış dünyaya bağlayan tüm yollar güven altına alınmış.
16. yy sonlarına gelindiğinde, Babür Şah döneminde, Kâbil en parlak dönemlerini yaşamaya başlamış. Tüm Afgan şehirlerini güzelleştirme çalıştırmaları yapılmış. Her yere bahçeler, parklar inşa edilmiş. 17. yy sonlarında Kâbil, nüfusu 10 bine ulaşmış büyük bir ticaret merkezi haline gelmiş.
Timur Şah zamanında iyice zenginleşen Afganistan'da evler, camiler, kervansaraylar, hamamlar inşa edilmiş. 1916'ya gelindiğinde şehrin nüfusu 65 bini bulmuş. Bundan neredeyse çeyrek asır sonra Kâbil, ülkenin en geniş şehri olacak ve nüfusu da 380 bine ulaşacaktır. İşte bu nedenle Kâbil'in ilk kalkınma planı 1962-64 yılları arasında Afgan ve Sovyet yetkililerce hazırlanmış. O dönemler Kâbil, dünyaca ünlü bir hippi kentiydi. 1978'de plan tekrar gözden geçirildi ve 2 milyon kişinin ikâmeti için uygun hale getirildi. 60'lı yıllardaki bu hippi şehre 21. yy'a gelindiğinde Amerika'nın bombalarla müdahale etmesi, uzun dönemde bakıldığında geçmişe verilmiş katı bir cevap gibi.


Alıntıdır

SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
14 Mart 2009       Mesaj #2
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.
5a8d228fb49732f9
5a8d228fb49732f91752815
Sponsorlu Bağlantılar
Kâbil'in ana caddesi olan Chicken Caddesi turizme hizmet ediyor. 60'lı yıllarda meşhur olan bu caddede, bugün yok yok. Değerli taşlardan halılara kadar Yakın Doğu'ya ait ne varsa, bu caddede görmek mümkün… Savaşın ardından yeniden canlanan bu caddenin en son müşterileri yabancı yardım görevlileri ve tabii ki gazeteciler…

Afganistan'ın başkenti olan Kâbil, dünyanın en yüksek şehirlerinden biri. 1 milyon insanın yaşadığı şehir 1800 metre yüksekliğe kurulmuş. M.Ö. 2000'lere uzanan geçmişinde, Kâbil'e birçok değişik isim verilmiş, birçok tarihçi buradan bahsetmiş. Bu şehirden onlarca değişik hükümdar geçmiş.
Bunlar arasında dünyadaki tüm Afganlar'ın kralı olarak adlandırılan Nadir Şah, farklı bir yere sahip çünkü mezarı burada. Nadir Şah döneminde katıksız İslami kurallar uygulanarak, ülke kalkındırılmış. Afganistan'da refah artmış, 40 bin kişilik bir ordu kurulmuş ve Hindukuş Dağları'ndan şehre uzanan bir yol yapılmış. Ülkeyi dış dünyaya bağlayan tüm yollar güven altına alınmış.
16. yy sonlarına gelindiğinde, Babür Şah döneminde, Kâbil en parlak dönemlerini yaşamaya başlamış. Tüm Afgan şehirlerini güzelleştirme çalıştırmaları yapılmış. Her yere bahçeler, parklar inşa edilmiş. 17. yy sonlarında Kâbil, nüfusu 10 bine ulaşmış büyük bir ticaret merkezi haline gelmiş.
Timur Şah zamanında iyice zenginleşen Afganistan'da evler, camiler, kervansaraylar, hamamlar inşa edilmiş. 1916'ya gelindiğinde şehrin nüfusu 65 bini bulmuş. Bundan neredeyse çeyrek asır sonra Kâbil, ülkenin en geniş şehri olacak ve nüfusu da 380 bine ulaşacaktır. İşte bu nedenle Kâbil'in ilk kalkınma planı 1962-64 yılları arasında Afgan ve Sovyet yetkililerce hazırlanmış. O dönemler Kâbil, dünyaca ünlü bir hippi kentiydi. 1978'de plan tekrar gözden geçirildi ve 2 milyon kişinin ikâmeti için uygun hale getirildi. 60'lı yıllardaki bu hippi şehre 21. yy'a gelindiğinde Amerika'nın bombalarla müdahale etmesi, uzun dönemde bakıldığında geçmişe verilmiş katı bir cevap gibi.


Alıntıdır

SEDEPH - avatarı
SEDEPH
Ziyaretçi
14 Mart 2009       Mesaj #3
SEDEPH - avatarı
Ziyaretçi
Yazı: Andrew Lawler

Binlerce yıldır Asya'nın kavşak noktası olan ve pek çok kültürün izlerini barındıran Afganistan'da siyasi ve askeri çatışmaların ardından günümüzde bir diğer savaş daha veriliyor. Geçmişini kurtarmaya çalışan ülke, kaybolduğu düşünülen 20.000'i aşkın parçayı içeren ünlü Baktria altınlarının bulunmasının sevincini yaşıyor. Ancak binlerce eser hâlâ tehlike altında ve kültür savaşı sürüyor.

Dergide okuyacağınız ilginç öyküye dair ipuçlarını bu alıntıda bulabilirsiniz.

Ek suçu, köyünün yakınında bir yazıt bulmaktı ve öldürülmekten korkuyordu.
Muhammed Muhtar Ahmedi, bulduğu bu yazıtı vermeyi reddederek bir savaş ağasının emrine karşı gelmişti. Bu nedenle Kabil'de saklanıyor; Afganistan'ın dağlık orta kesimlerindeki evine gitmeye korkuyordu. Birlikte, başkent trafiğinde korna çalan araçların, egzoz püskürten kamyonların, külüstür eşek arabalarının ve gözü pek yayaların arasında ağır ağır ilerlerken, “Nereye gitsem beni öldürecekler diye korkuyorum. Öldürecekler beni!” diyordu.
Ahmedi'nin problemleri 1995'te kardeşiyle birlikte tarihi bir Budist tapınağı bulmasıyla başladı. Tapınağın içinde taştan bir sandık, sandığın içinde de bir kitap, altın sikkeler ve değerli bir taş buldular. Tapınak dış duvarında ise tuhaf harflerle bir şeyler yazılıydı. Bu haber kulaktan kulağa hızla yayıldı ve bölgenin savaş ağası Abdül Kerim Halili'nin askerleri sandığı, içindekilerle birlikte, alıp götürdü.
Tapınağın dış duvarına kazınmış yazıt söküldü. Ve Ahmedi, güvende olması için, bu yazıtı aldı. 2002'de Halili, Taliban sonrası Afganistan'da başkan yardımcısı olmuştu. Özel milisleri bu kez yazıtı da götürmek üzere geldi. Ahmedi, ancak milisler kendisine bir alındı belgesi verilmesini kabul ettiklerinde yazıtı teslim etmeye razı oldu. Ve hemen ardından da bu durumu Kültür ve Enformasyon Bakanlığı'na bildirmek üzere Kabil'e gitti. Halili yerel basının bu konudaki sorularını yanıtlarken önce ne sandık ne de yazıttan haberdar olduğunu söyleyecekti. Ancak Kabil'deki bir gazete Ahmedi'nin anlattıklarını doğrulayan alındı belgesini yayımladığında yazıtı Ulusal Müze'ye teslim etti. Sandık ve içindekilerin nerede olduğu konusu ise hâlâ gizemini koruyor –ve Halili konuşmayı reddediyor.
Ahmedi'nin korkusu, ülkesinin nefes kesen kültürel mirasının bir parçası olan bu eserlerin satılıp bir daha hiç Afganistan'a geri dönmemesiydi. Yüksek mevkideki bir devlet görevlisi, ekim seçimlerinden önce yapılan bir röportajda, Halili'nin hem tarihi eser hem de intikam tutkusu olan savaş ağalarından yalnızca biri olduğunu söyleyerek onun kaygılarını paylaştı. Açıklamasına, yağmaya göz yummayan ve direnen vatandaşların tutuklanabildiği ya da başlarına daha kötü şeylerin gelebildiğini de ekledi. Yani Ahmedi öldürülmekten korkmakta haklıydı.
Ve Afgan halkı da ülke hazineleri için endişelenmekte haklı. Evet, geçtiğimiz Nisan'da herkesi şaşırtan bir haberle ünlü Baktria altınları –kaybolduğu sanılan 20.000'i aşkın parça– Kabil'de, Başkanlık Sarayı'ndaki bir mahzende zarar görmemiş halde ortaya çıktı. Ancak bölgenin zengin ve karmaşık tarihinin kanıtları olan binlerce eser hâlâ tehlike altında.

National Geographic Türkiye - Afganistan Özel sayısı'ndan alıntıdır..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Aralık 2011       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
doğal güzellikleri nelerdir afganiztanın?

Benzer Konular

16 Ekim 2014 / SİMGE Soru-Cevap
26 Kasım 2016 / £r€ßß Cevaplanmış
18 Ekim 2014 / xxmoonxx Soru-Cevap
25 Şubat 2015 / Misafir Soru-Cevap
26 Mart 2012 / goksu20 Soru-Cevap