Arama

Ankara'nın turistik yerleri nerelerdir?

Güncelleme: 1 Ekim 2009 Gösterim: 12.978 Cevap: 3
DENİZ11 - avatarı
DENİZ11
Ziyaretçi
8 Nisan 2009       Mesaj #1
DENİZ11 - avatarı
Ziyaretçi
ankaranın turistlik yerleri nelerdir
Sponsorlu Bağlantılar
DrEaMy - avatarı
DrEaMy
Ziyaretçi
8 Nisan 2009       Mesaj #2
DrEaMy - avatarı
Ziyaretçi
ANKARA - Turizm Bilgileri

Sponsorlu Bağlantılar
Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, inkılâpların yaratıcısı, kahraman asker, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ebedî istirahatgâhının bulunduğu Anıtkabir, Rasattepe' de inşa edilmiştir.
Mimarları Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Arda'dır. 1944 yılında yapımına başlanan anıt, 1953'te tamamlanmıştır. Aynı yıl Ata, Etnografya Müzesindeki geçici kabrinden büyük bir törenle buraya nakledilmiştir.

Anıtkabir kompleksi içindeki üniteler ;İstiklâl Kulesi, Hürriyet Kulesi, Aslanlı Yol, Müdafaa-i Hukuk Kulesi, Mehmetçik Kulesi, Zafer Kulesi, Barış Kulesi, 23 Nisan Kulesi, Misak-ı Milli Kulesi, İnkılâp Kulesi, Zafer Kabartmaları, Mozole - Şeref Holüdür.

Antik Kentler ve Eserler
Frigya Krallığı'nın başkenti, ünlü Gordion şehrinin kalıntıları; Ankara-Eskişehir karayolunun yakınında, Sakarya (Sangarios) ve Porsuk nehirlerinin birbirlerine yaklaştıkları yerde, Polatlı'nın 21 km. kuzeybatısında, Ankara'dan 90 km. uzaklıkta, Yassıhöyük köyündedir.

Gordion' un tarihi M.Ö. 3000 yılma (Eski Tunç Çağı) kadar dayanmaktadır. Asur, Hitit (M.Ö. 1950 - M.Ö. 1180) ve Frigya (M.Ö. 900 -M.Ö.620) nın önemli bir yerleşme yeri idi. Frigya Devletine başkentlik yapmıştır. Gordios adlı (Frig başkenti kurucusu) kralın adını almıştır. Kral Gordios tarafından bağlanan ünlü düğüm, Büyük İskender tarafından M.Ö. 333 yılında kışı geçirdiği Gordion'da kesilmiştir. Gordion'da, bu tarihten sonra Büyük İskender Dönemi (M.Ö. 300-100) başlamış, sonra Roma Dönemi (M.Ö. 1.- M.S.4. yy.), daha sonra Selçuklu (M.S.11.-13. yy.) dönemi sürmüştür. Ahlatlıbel, Ankara'nın 14 kilometre güneybatısında Taşpınar Köyü - Gavurkale -Haymana eski yolu üzerindedir. Ankara'ya çok yakın olan bu Eski Tunç Çağı istasyonu Anadolu için önemli bir düz yerleşme birimidir. Bitik Höyüğü Ankara'nın 42 kilometre kuzeybatısındadır. Yukarıdan aşağıya doğru M.Ö. V. yüzyılda başlayan bir Klasik Çağ iskânı ile kalın bir Eski Tunç Çağ iskânı meydana çıkarılmıştır. Bitik' teki Eski Tunç Çağı kalıntıları bölgenin Doğu ve Batı Anadolu ile ilgisini belgeler. Ankara'nın 5 kilometre kuzeyinde, Çubuk Çayı kıyısındadır. Buradaki kazı Prof. Şevket Aziz Kansu tarafından 1937 yılında Türk Tarih Kurumu adına yapılmıştır. En alt katta Eski Taş Devri tipte aletler ele geçmiştir. Onun üstündeki Eski Tunç Çağı kültürü Ahlatlıbel kültürü ile benzerlik gösterir. En üstte ise çeşitli devirlere ait büyük bir sarayın kalıntılarına rastlanmıştır. Ankara'nın 60 kilometre güneybatısındadır. Yanında akmakta olan Babayakup Deresinin tabanından 60 metre yüksekte olan tepe, uzun süren bir yerleşmeye sahne olmuştur. Tepeye buradaki eski yıkık duvarlar nedeniyle Gavurkale adı verilmiştir.

Gavurkale, bir tepe üzerindeki dik kayaların güneye bakan yüzünde yer alan; birbiri ardına yürüyen iki tanrı, karşılarında oturan bir tanrıça kabartması ve bu kayalığın çevresindeki iri bloklardan oluşan duvarlar ile dikkati çekmiştir. Söz konusu kaya kabartmaları Hititlere özgü eserlerden olup, Anadolu'nun değişik yerlerinde bulunan benzer anıtlardan sadece birisidir.

Yapılan çeşitli araştırmalar sonucunda buranın surlarla çevrili önemli bir merkez olduğu anlaşılmıştır. Önceleri yalnızca Hititlerin ibadet yeri olarak bilinen Gavurkale' de önemli Frig yerleşiminin olduğu da anlaşılmış, burası 1930 yılındaki çalışmalar sırasında bizzat Atatürk tarafından ziyaret edilmiştir. Daha sonraki yıllarda çevresinde çeşitli yüzey araştırmaları yapılmış olan Gavurkale'de 1998 yılında Anadolu Medeniyetleri Müzesi Başkanlığında kazı çalışmalarına da başlanmıştır. Ulus'ta Hacı Bayram Cami bitişiğindedir. M.Ö. II. yüzyılda Frigya Tanrıçası Men adına yapılmış olan tapınak zamanla yıkılmıştır. Bugün kalıntıları bulunan tapınak ise son Galat Hükümdarı Amintos'un oğlu Kral Pylamenes tarafından Roma İmparatoru Augustus adına bir bağlılık nişanesi olmak üzere yaptırılmıştır.

Bizanslılar zamanında çeşitli eklemeler yapılıp, pencereler açılarak kilise haline getirilmiştir. Etrafı dört sütunla kuşatılmış dört duvar halindedir. Etrafını çevreleyen uzunluğuna on beşer, enine altışar adet kırk iki, tapınağın kapısı önünde dört, arkada iki adet sütunun yerleri bulunmaktadır. Yalnız iki yan duvarı ile kenarları işlemeli olan kapı kısmı eski hali ile ayakta durmaktadır. Aslı Roma Tapınağında bulunan ve Augustus'un başardığı işleri gösteren vasiyetnamesi bir yazıt ile bu tapınağın türbeye bitişik duvarına konulmuştur. Defterdarlık ve valilik binası arasındaki havuzun kenarında bulunmaktadır. Hiçbir yazıtı yoktur. Gövdesinde birçok halka olup, yüksekliği on beş metre kadardır. Sütunun İmparator Julianus' un (M.S. 361 - 363) Ankara'dan geçtiğinde şerefine dikildiği söylenir. IV. yüzyılda yapıldığı sanılan esere halk arasında Belkıs Minaresi de denilmektedir. Ulus Meydanından Yıldırım Bayazıt Meydanına uzanan Çankırı Caddesi üzerinde, caddeden 2.5 metreye kadar yükseklikteki bir platform üzerinde bulunmaktadır. Hamamın bulunduğu yüksek platformun höyük olduğu bilinmektedir.

Hamam, Caracalla (M.S. 212-217) devrine tarihlenir. Caracalla Hamamının Çankırı Caddesindeki girişi, sütunlu bir revak kalıntısının çevrelediği geniş bir alana, palaestraya yani bir güreş sahasına açılır. Bu revaklı avlunun bir kenarında 32 sütun olmak üzere bütün yüzünde 128 mermer sütun bulunmaktadır. Hamam binaları paleastra kısmının hemen arkasında yer alır. Bu yapılar ender rastlanan bir büyüklükte olup, her zaman olduğu gibi Apoditerium (soyunma kısmı), Frigidarium (soğukluk kısmı), Tepidarium (ılık kısım) ve Caldarium (sıcak Kısım) bölümlerinden oluşur. Hisar Caddesi ile Pınar Sokak arasında yer alır. İlk defa 1982 yılı sonunda bulunmuş, kurtarma kazılarına 15 Mart 1983'te Müzeler Genel Müdürlüğünce başlanmıştır. Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğü de kazılan 1986 yılı sonuna kadar sürdürmüştür. Sonuçta M.S. II. asrın başına tarihlenen tipik bir Roma Tiyatrosunun kalıntıları çıkarılmıştır. Bunlar arasında tonozlu parados binaları, döşemeli orkestra, seyirci oturma yerleri (kavea), sahne odası (scene)'ndan artakalan temel ve duvarların yanı sıra birçok heykel ve parçalan bulunmuştur. Varlık Mahallesi önünde ve Ankara Çayı üzerinde olup, Ankara'nın en eski köprüsüdür. 1222 yılında Selçuklu Hükümdarı I. Alaaddin Keykubat tarafından Ankara Valisi Kızılbey zamanında yaptırılmıştır.

Höyük ve Tümülüsler
Anıtkabir alanındaki tümülüslerde ilk kazı 1926 yılında Makridi tarafından yapılmıştır. 1945 yılında Anıtkabir alanında yapılan toprak düzeltmesi sırasında birkaç tümülüsün kaldırılması gerekmiş, iki tümülüs açılmış ve burada Friglere ait birçok çanak çömlek ile beraber aletler de ele geçmiştir. Uzmanlar bu tümülüslerin Gordion Frig mezarlarıyla çağdaş olduğunu meydana çıkarmışlardır.. Çiftlik - Demetevler Kavşağında Demetevlere giden yolun sol tarafında yer alır. 1986 ve 1987 kazı mevsimlerinde Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğünce kazılmıştır. Yapılan kazılar sonucunda, tümülüsün tepesinde Eski Tunç Çağına ait küçük ve yuvarlak tek bir yapı ve içinde pişmiş toprak eserler ele geçirilmiştir. Oyaca Kasabası sınırları içerisinde olup, Ankara-Haymana karayolunun yaklaşık 50. kilometresinde sola ayrılan Boyalık, Culuk, Çalış ve Durupınar yolundan 1.5 km gittikten sonra yolun sağında ve 150 metre mesafededir. Orta büyüklükte höyüklerden olan Külhöyük'te, Anadolu Medeniyetleri Müdürlüğü Başkanlığında kazı çalışmaları yapılmaktadır. Karaoğlan, Ankara'nın 25 km. güneyinde ve Ankara-Konya yolu üzerindedir. Höyükte Kalkolitikten itibaren tüm uygarlık katları görülmektedir. Ankara Gölbaşı bölgesinde Hitit ve Frig katlarına sahip en önemli istasyonlardan birisidir.

Kaleler
Asırlardır kentin bekçiliğini yapan Ankara Kalesi kentin sembolü olmuştur. Ankara Kalesi'nin tarihi, kentin tarihi kadar eskidir. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber ilk kez Romalılar tarafından yapıldığı fikri yaygındır.

Selçuklular tarafından onartılıp genişletilmiştir. Kurulduğu tepe yanında akan (Hatip Çayı) Bentderesinden 110 metre yüksektedir.

Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki kısımdır. Yirmiden fazla kulesi vardır. Dış kale eski Ankara şehrini yürek biçiminde çevirir. Dört katlı olan iç kale kısmen Ankara taşından kısmen de toplama (spoliyen) taşlarla yapılmıştır. İç kalenin iki büyük kapısı olup, birisi dış kapı, diğeri hisar kapı adını taşır. İç kaledeki kulelerin yüksekliği 14 ile 16 m. arasında değişmektedir. Bugün kale içinde Osmanlı Ankara'sının XVII. Yüzyıldan itibaren ayakta kalmış bir çok Ankara evi bulunmaktadır. Kalecik Kalesi, Çankırı'ya giden yol üzerinde Ankara'dan 78 km. uzaklıktadır. Modern kasabaya hakim olan simetrik koni biçimli bir tepenin üzerine kurulmuştur. Güneybatısındaki dağlara bir sırtla bağlanır ve Kızılırmak' a doğru uzanan ovada tek başına yükselir.

Camiler, Türbeler ve Kiliseler
Şehrin bazı önemli camileri, Ağaç Ayak Cami, Ahi Elvan Cami, Ahi Yakup Cami, Aslanhane (Ahi Şerafettin) Cami, Cenab-ı Ahmet Paşa Cami, Alaaddin Camii ,Çiçekçioğlu Camii, Direkli Cami, Eskicioğlu Camii, Hacettepe Camii, Hacı Arap Camii, Hacı Bayram Camii, İbadullah Cami Karacabey Camii, Kocatepe Camii, Kurşunlu Camii, Tabakhane Camii, Tacettin Camii ve Zincirli Cami'dir.
Ankara'da, Ahi Şerafettin Türbesi,Azimi (İsmail Paşazade Hacı Esad) Türbesi, Cenab-ı Ahmet Paşa Türbesi, Hacıbayram Veli Türbesi, İsmail Fazıl Paşa Türbesi, Karacabey Türbesi, Karyağdı Türbesi, Kesikbaş Türbesi, Yörük Dede (Doğan Bey) Türbesi bulunmaktadır. Adres: Atatürk Bulvarı No: 118 - Kavaklıdere (İtalyan Büyükelçiliği Bahçesinde)
Tel: 0.312.426 65 18
Ayin gün ve saatleri:
Cumartesi günleri: (Yaz) 19.00 (Kış) 18.00
Pazar günleri: (Yaz) 10.00 -12.00 -19.00 (Kış) 18.00 Adres: Işıklar Caddesi Kardeşler Sok. 15 - Ulus
Tel: 0.312.311 01 18
Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri: 10.30 (Türkçe) Adres: Birlik Mah. 3. Cad. No: 35 Oyak-Çankaya (Vatikan Büyükelçiliği yanı)
Tel:0.312.495 35 23
Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri: 09.45 (İngilizce) 11.00 (Fransızca) Adres: Şehit Ersan Cad. 46 - Çankaya (İngiltere Büyükelçiliği içinde)
Tel: 0.312.468 62 30/32 85
Ayin gün ve saatleri: Pazar günleri : 10.00 (İngilizce) Adres: Sakalar Mah. Birlik Sok. 8 - Samanpazarı,
Tel:0.312. 311 62 00

Ankara Cami ve Kiliseleri (İnanç Turizmi)

Hanlar
Kale altında ve Atpazarı Meydanı Sefa Sokakta bulunmaktadır. Kitabesinin 1522 tarihinde yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Ankara Kalesine giden yol üzerinde bulunan ve Fatih'in sadrazamlarından Mahmut Paşa tarafından 1421 yılında yaptırılmış olan eser, tipik Osmanlı şehir içi hanlarındandır. Kale yolu üzerinde ve Kurşunlu Hanın bitişiğindedir. 1421 - 1459 yılları arasında han ile birlikte Sadrazam Mahmut Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Doğu - Batı istikametinde boyuna uzanan büyük ve muntazam dikdörtgen plânda olup, on adet büyük kubbe ile örtülü bedesten ve bedesten dışında meydana gelmiş olan arasta ile birlikte iki kısımdan ibarettir. Anılan bedesten bugün Anadolu Medeniyetleri Müzesi teşhir salonu olarak kullanılmaktadır. Hacı Doğan Mahallesi Tekneciler Sokağı ile Sulu Han Sokağı arasında bulunmaktadır. 1685 tarihinde Şeyhülislâm Cevvar Zade Mehmet Emin Bey tarafından Zincirli Camiye vakıf olarak yaptırılmış olduğu ileri sürülen Sulu Hana Hasan Paşa Hanı da denilmektedir. Fakat 1141 tarihli vakfiyede, Hanın Abdülkerimzade Mehmet Emin Bey tarafından vakfedildiği kayıtlardan anlaşılmaktadır. At Pazarındadır. Aslen Kayserili olup, Ankara'ya yerleşen Hacı İbrahim Bin Hacı Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Vakfiyesi 1512 tarihlerinde düzenlendiğine göre bu tarihlerde yapılmış olmalıdır. Hanın yarısı mülk, yansı vakıfın ruhuna cüz-i şerif okumak, Lütfi Han kapısındaki musluğa bakmak için vakfedilmiştir. İçinde bir mescit yer almaktadır.

Hamamlar
Eski Hamam, Gazi Lisesinin tam karşısında yer almaktadır. Oldukça harap durumda olan hamamın soyunmalığı tamamen yıkılmış olmasına mukabil, soğukluk ve sıcaklık, külhan dahil olmak üzere ayakta durmaktadır. Eserin mimari yapısı ve tekniği itibariyle XV. yüzyıla ait olduğu tahmin edilmektedir. Karacabey Hamamı Talat Paşa Bulvarı üzerinde olup 1444 tarihinde yapılmıştır. Çifte hamam olarak teşkil olunmuş Karacabey Hamamı batı kısmında birbirine bitişik soyunmalıkları, doğu kısmında ise batıdakilere göre daha değişik inşa tarzı gösteren sıcaklık ve halvetleriyle birlikte bütünü kareye yakın büyük bir dikdörtgen meydana getirmektedir, birleşmektedir. İstiklâl Mahallesi Acı Çeşme sokakta bulunmaktadır. Kadınlar ve erkekler kısmı olmak üzere çifte hamam halinde yapılmış olan Şengül Hamamının bugün İstiklâl Caddesi üzerindeki erkekler kısmı evvelce kadınlara ait idi. Yan yana olan iki kısmın da soyunmalıklarının inşa tekniği ve malzemesinden, XIX. yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.

Anıtlar
Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin önündedir. 1956 yılında Türkiye Emlâk Kredi Bankası tarafından heykeltıraş Hüseyin Anka'ya yaptırılmıştır. En büyük mimarımız Mimar Sinan (1409-1588)'ın ayakta duran, kendine has giysileriyle mermer heykeli bulunmaktadır. Kızılay'da Güven Park içerisindedir. 1935 yılında Ankara taşından yapılmıştır. Türk Ulusunun polis ve jandarmaya bir armağanı olduğundan dolayı Emniyet Anıtı da denilmektedir. Ulus'ta T.C. Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü binasının yanındadır. 1966 yılında T.C. Ziraat Bankası tarafından İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi öğretim üyelerinden Heykeltıraş Prof. Hüseyin Anka'ya yaptırılmıştır. Ulus Meydanındadır. Anıt, Kurtuluş Savaşı kahramanlarına Türk Ulusu' nun bir armağanı olarak 1927 yılında dikilmiştir. Yenişehir'de Atatürk Bulvarı üzerinde, Ordu Evi önündedir. Atatürk'ün ayakta ve kılıcına dayanmış halde üniformalı, tunçtan yapılmış bir heykelidir. İsmet Paşa Kız Enstitüsü binasının önündedir. Atatürk'ün annesi Zübeyde Hanım' ın büstü Türk Kadınlar Birliği Merkezi tarafından Türk analarının en büyüğüne armağan olmak üzere 31 Mart 1964 tarihinde dikilmiştir.

Gezi ve Mesire Yerleri
Altınpark, İrfan Baştuğ Caddesi Aydınlıkevler'de, 640 bin m2'lik alanda hizmet vermektedir. Park alanında Uluslararası Fuar Merkezi, Bilim Merkezi, Kültür Merkezi, Kapalı ve Açık Spor Alanları, Açık ve Yan Açık Gösteri Anfileri, Türk, İtalyan ve Çin Lokantaları, Türk Sokağı ve Tepe hanından oluşan bölüm, Gölet ve bahçeler, Üretim seraları, Olimpik Yüzme Havuzu, Mini Golf Sahası ve At Tavlası halkın ziyaretine sunulmuştur.

Danışma Tel: 0.312.317 96 70- 317 96 96 Atakule, varlığı ile modern Ankara görünümüne önemli bir katkıda bulunmaktadır. Yüksekliği 125 metre olan kulenin tepe rakımı 118.2 metredir. 115.6 metredeki görsel ve işitsel cihazların kullanımına uygun çok amaçlı kokteyl salonu (nikâh töreni, seminer, konferans vb.) 600 metrekarelik bir alana sahiptir. Saatte bir tur atan döner lokanta 111.8 metrededir. Her gün 09.30 - 23.00 arası açık olan seyir terası, 103.8 metrededir. 99.8 metrede ise cafe - bar bulunmaktadır.

Danışma Tel: 0.312.440 77 01 Atatürk tarafından kurulan çiftlik, günümüzde gazinoları, parkları, piknik yerleri, hayvanat bahçesi, çeşitli ürünleri ve doğası ile Ankaralılar tarafından çok ziyaret edilen bir gezi ve mesire yeridir. Ulaşım belediye otobüsleri, dolmuş ve banliyö treni ile mümkündür.

Danışma Tel: 0.312.212 02 3 l İstasyon - Opera binaları arasında yer alır. Lunaparkı, çay bahçeleri, gazinoları, yaz aylarında faaliyet gösteren tiyatroları, kayık ve su bisikletiyle içinde dolaşılan büyük havuzuyla, restoran ve çeşitli eğlence yerleriyle halkın yazın rağbet ettiği önemli bir gezi ve eğlence merkezidir. Ankara'ya 12 kilometre uzaklıkta, Samsun Yolu üzerindedir. Tabii güzelliği, gazinosu, kamp yeri ve bir de yüzme havuzu olan baraj, yabancıların da beğenisini toplayan bir gezi ve mesire yeridir. Ulaşım, otobüs ve minibüsle mümkündür. Cumhurbaşkanlığı Köşkü ve Atatürk Müzesinin bulunduğu yerdir. Yaz aylarının sıcak günlerinde nispeten serin olan Çankaya'da pastaneler ve geniş park alanı içinde kır kahveleri de mevcut olup, Ankara'nın bir tablo gibi seyredilebileceği en güzel yerdir. Ankara'ya 12 kilometre uzaklıktadır. Baraj çevresindeki ormanlık alan içinde gazinolar, piknik yerleri, yürüyüş alanları ve kır kahveleri vardır. Motor gezileri içinde elverişli olan baraja belediye otobüsü ile gitmek mümkündür. Ankara'nın 25 kilometre güneybatısında ve Konya Yolu üzerinde olan Mogan Gölü'nün kıyısında plaj ve gazinoların yanı sıra restoran ve kahveler vardır. Sıcak yaz aylarında deniz özlemini bir parça da olsa gideren bir gezi ve mesire yeridir. Kıyısında bir yüzme havuzu olan göl, kayık gezileri için elverişlidir. Ulaşım, belediye otobüsü ile sağlanmaktadır. MTA Gül Bahçesi, Kurtboğazı arajı, Sarıyar Barajı, Beynam Orman İçi Dinlenme Yeri, Çamkoru Orman İçi Dinlenme Yeri, Güven - Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri, Hoşebe Orman İçi Dinlenme Yeri, Karagöl Orman İçi Dinlenme Yeri , Sorgun Orman İçi Dinlenme Yeri, Söğütözü Orman İçi Dinlenme Yeri , Tekkedağı Orman İçi Dinlenme Yeri , Uluhan Orman İçi Dinlenme Yeridir.

Milli Parklar
Soğuksu Millî Parkı

Kaplıcalar
İlin önemli kaplıcaları Kızılcahamam-Sey Hamamı Kaplıcası( link ), Ayaş İçmesi ve Kaplıcası, Ayaş Karakaya Kaplıcası, Beypazarı-Dutlu-Tahtalı Kaplıca ve İçmeleri, Kapullu Kaplıcası, Çubuk Melikşah Kaplıcası ve Haymana Kaplıcasıdır.
Ankara Kaplıcaları (Sağlık Turizmi)

Mağaralar
Ankara ili Güdül ilçesinde Bizans döneminden kalma mağaralar bulunmaktadır.
Ankara Mağaraları(Mağara Turizmi)

Kuş Gözlem Alanı
Çöl Gölü Kuş Alanı,Mogan Gölü Kuş Alanı,Kızılcahamam Ormanları Kuş Alanı,Kavaklı Dağı Kuş Alanı,İnözü Vadisi Kuş Alanı ve Sarıyar Barajı Kuş Alanı Ankara ili sınırları içinde bulunmaktadır. Ayrıca Beynam Ormanı Kuş Alanı ve Tuz gölü Kuş Alanı da Ankarada bulunmaktadır.
Sakarya Havzası
Kızılırmak Havzası
Konya Kapalı Havzası


Spor Aktiviteleri
Ankara'ya 26 Km. uzaklıktaki Elmadağ Kayak Merkezinde , Kar kalınlığı 30-40 cm' yi bulan kış aylarında kayak yapma imkanı mevcuttur. Elmadağ Kayak Merkezinde bulunan tesisler hizmet vermektedir. Ayrıca, Ankara'da biri kurtuluş Parkı içinde, diğeri Bahçelievler Sondurakta olmak üzere iki adet buz pateni sahası bulunmaktadır.
Elmadağ Kayak Merkezi (Kış Turizmi) Gölbaşı, Ankara'daki Hava sporlarının yapıldığı alanlardan biridir. Yamaç Paraşütü Yapılan Yerler Ankara İli, çok çeşitli av hayvanları barındırmaktadır. Bunların başında, keklik, çil keklik, tavşan yaban ördekleri ve yaban kazları gelmektedir. Nallıhan, Beypazarı, Kızılcahamam , Çamlıdere, Çubuk ve Güdül ilçeleri ormanlık alanlarında ayı, vaşak, yaban domuzu, geyik bulunmaktadır. Ankara İl sınırı dahilinde yapılmakta olan balıkçılık akarsu, göl, baraj gölü ve gölet balıkçılığı olmak üzere dört grupta toplanabilir.
Akarsu balıkçılığı, Kızılırmak, Sakarya nehirleri ile bunların kolları ve Kirmir Çayında yapılmaktadır. Göl balıkçılığı, Mogan Gölü, Eymir Gölü ve Karagöl' de yapılmaktadır. Baraj gölü balıkçılığı, Ankara çevresinde bulunan çeşitli baraj göllerinde yapılmaktadır. Ankara'nın çeşitli bölgelerinde, gençlerin faydalanabicekleri Orman Bakanlığı Orman Kampları bulunmaktadır. Gençlik Turizmi

KÜLTÜR, SANAT VE EĞLENCE
Ankara siyasal açıdan olduğu gibi kültürel ve sanatsal açıdan da Türkiye'nin başkenti durumundadır. Devlet Tiyatroları, özel ve amatör tiyatrolar, Devlet Opera ve Balesi, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, Devlet Resim ve Heykel Müzesi, çok sayıda resim galerisi, amatör müzik grupları, kültür merkezleri başkentlilerin yararlandıkları etkinliklerdir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin yarım yüzyılı aşan Devlet Tiyatrosu, Ankara'da en güzel oyunları sergilemekle kalmamış, bilinçli ve son derece ince zevkli bir tiyatro seyircisi de yetiştirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin 40 yılı aşan balesi Ankara'da filizlenmiştir. Bu sanat dalı da, tıpkı tiyatro gibi seyircisini de birlikte yaratmış ve geliştirmiştir. Her yıl ekim ayında perdelerini açan tiyatro, opera ve bale sahneleri mayıs sonuna kadar yerli ve yabancı eserlerin seçkin örneklerini sunar. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası da konserleri ile Ankara kültür sanat yaşamına renk katar.

1988'de başlayan "Ankara Uluslararası Film Festivali", 1984'ten bu yana süregelen "Uluslararası Ankara Sanat Festivali", Ankara'da yapılan önemli etkinliklerdendir. Ayrıca, Ankara Uluslararası Çizgi Film Festivali, Ankara Uluslararası Müzik Festivali ve Asya - Avrupa Sanat Bienali ilgi çekici sanatsal etkinliklerdir.



Ankara Turizm Rehberi, Bilgileri, Turistik Yerleri, Antik Kentler ve Eserler
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
8 Nisan 2009       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
KEÇİÖREN ESTERGON KALESİ


ESTERGON TÜRK KÜLTÜR MERKEZİ
kale1


Adını, Türk Tarihi'nde önemli bir yer tutan Estergon Kalesi'nden alan ve Etnografya Müzesi, Aktar Dükkanları, Asya Bahçeleri ve nakış nakış işlenmiş Türk motifleriyle Cumhuriyet tarihine damgasını vuran Türk Kültür Merkezidir.

Yapım Çalışmaları...
yapim1

Giriş katı (Dükkanlar) Müze, Restoran Teras ve Asma katlı Kümbeti'nden oluşmuştur. İnşaat çalışmaları 6 yılda tamamlanmıştır. Sanatsal işçilik ve büyük titizlik gerektiren imalatı, yapım süresinin gecikmesine neden olmuştur. Geleneksel Türk sanatının hakim olduğu projede aynı zaman da dünya sanatının evrensel çizgilerinden de yararlanılmıştır.


KALE GÖVDESİ

govde1

1221'de Selçuklu Sultanı 1. Alâaddin Keykubat tarafından fethedilen Alanya, Kalesi'nin de yenilenmesiyle bir tersane şehri kimliğine bürünürken, Alanya Kalesi'nin surlarında yükselen Kızıl kule, zerafet ve güzelliği ile Akdeniz'e nazire yapmaktadır. İşte bu güzel Kule'nin sekizgen gövdesini örnek alarak sekiz köşesinde oluşturulan yuvarlak sütunlarını tıpkı Selçuklu sultanlarının saç örgüleri gibi Selçuklu desenleriyle süsledik. Pencere kenarlarındaki işçilik ve nişler, rozetler aynı dönemin günümüze yansımasıdır. Restoran katımızdaki geniş seyir imkanı sağlayan pencerelerin arasında oluşan kısa sütunlarda yine aynı saç örgüsü ile süslerken, bu sütunların alt bitişlerine kuş evlerini yerleştirdik. Çünkü asırlardır Türkler yapmış oldukları; cami, medrese, külliye ve hanların duvarlarına çok ince zevkle bezenmiş kuş evlerini kondurmayı ihmal etmemişlerdir. İşte en çok değer verdikleri binaların duvarlarına bu evleri kondurarak da hayvan severliğin yüceliğini ve hassasiyetini bugüne kadar taşımışlardır. Bu büyük düşünceyi gelecek nesillere taşımak için şirin kuş evlerini binanın sekiz kenarına yerleştirdik. Ne kadar tesadüftür bilinmez ama, mimari çizgi olarak Antalya-Alanya Kızıl Kule örnek alınırken, Türkiye'nin dört bir yanından onlarca taş getirilmesine rağmen, Sayın Başkan Turgut Altınok tarafından Antalya Korkuteli Taşı beğenilen Antalya-Korkuteli taşıyla kaplanan Kale, yeşil Keçiören'de beyazlar giyinmiş bir gelin gibi süzülmekte ve bakanların gözünü kamaştırmaktadır. Estergon-Türk Kültür Merkezi'nin giriş Taç Kapısı (portal) Selçukluların 1251 yılında Konya'da yaptırdıkları Karatay Medresesi'nin çok ufak değişiklik yapılmış bir versiyonudur. Taç Kapı tamamen mermerden el işçiliğiyle yapılırken bazı detay motifler de Sivas Divriği Ulu Camii ve Şifahanesi'nin Taç Kapısı'nın motiflerinden de yararlanılmıştır. Kültür Merkezimiz üç kat ve bir kümbetten oluşmaktadır. Dört bin metre kare kapalı alana sahiptir


.
GİRİŞ KATI
kapi1

Görkemli ve zarif işçiliğiyle Taç Kapı'dan girenleri karşılayan ahşap kapı bugünkü Özbekistan Cumhuriyeti'nin Hiva şehrinde bulunan İsfendiyar Han'ın yazlık sarayının dış kapısının ikiz kardeşidir. Giriş katında 14 dükkandan oluşan çarşı katı, Anadolu'dan kasaba, köy, Mahmut Bey Cami ve yine Kastamonu'da bulunan İbn-i Neccer Camii kapıları birebir örnek alınırken diğer kapılar; Semerkant, Buhara, Hiva ve Merv'de orjinali bulunan bin yıllık kapıların motifleri, Kastamonu El Sanatları Müdürlüğü'nün himayelerinde, Kastamanolu ustaların el emeği ve alın terleriyle ortaya çıkarıldı. Her biri bir başka şaheser olan bu kapılardan dükkanlara girip altın, gümüş, ipek, antika vs. değişik el sanatlarının satıldığı bu güzel arastalardan alış-veriş yapmanın keyfini yaşayacağız. Çarşı katının koridorlarını gezerken ayaklarınızın altında uzanan, Özbekistan Hiva'nın mavi beyaz dünyaca meşhur çinilerinin mozaik tekniği ile yapılmış mermer halı üzerinde yürürken; bazen gözleriniz Orta-Asya'ya özgü Buhara-Hiva sütunları olarak bilinen ahşap sütunlara ilişecek ki, bu sütunların motiflerinin orjinalleri Hiva Han Sarayı Müzesi'nde teşhir edilmektedir. Bu sütunların 7 tanesi 1995'te Paris'e götürülmüş UNESCO tarafından restore görmemiş dünyanın en eski ahşap eseri olarak ödül almış ve sergilendikten sonra yine eski yeri olan Hiva Han Sarayı'na taşınmıştır. Dükkan katımızın merkezindeki mermer fiskiye, büyüleyici mermer işçiliği ve şırıl şırıl akan su sesiyle Osmanlı'dan bizlere sesleniyor. Bugün aslı Topkapı Sarayı'nın Revan ve Bağdat Köşkü'nün arasında bulunan bu fiskiye aslına uygun olarak Marmara Mermeri'nden blok parçalar halinde aylar süren bir çalışma ile oyulmuştur. İç bedesten boşluğunda sekizgen olan bu güzel yapının restoran katında bulunan gerçek akvaryum, her biri beş metre olan üç kenara oturarak 15 metre boyunda bugün Türkiye'de bulunan en büyük boyutlu akvaryumdur. Üstünden akan misinali şelale, akvaryumu geçip 16. yüzyıl alt yapı tekniğiyle deniz altı görünümünde özgün bir çalışma olan İznik Çinisi'nin önünden akarken, bu güzel çinilerin ışıltısı ve sıcaklığıyla kalbiniz turkuaz mavisinin verdiği özgürlük hissiyle coşacaktır. Müze katının bedesten boşluğuna bakan "rumi" desenli kafes pencereler, mekanı bir başka mistik havaya büründürürken, çinili üç kenarın karşısında bu rumi desenli kafes pencereleri de içine alan Türk-İslam el sanatlarının şaheserlerinden minyatürler, av sahnesi, aşk sahnesi ve günlük hayattan betimlemeler göz dolduruyor. Başınızı ta tepeye diktiğinizde sizi 32 kenarlı pervari kubbe karşılar. Rumi desenler ve altın varaklardan gözlerinizi biraz aşağı kaydırdığınızda yine rumi desenlerle süslenmiş tifani tekniğiyle yapılmış beş kenarlı vitray pencereler gözünüzü kamaştırır.
Bedesten boşluğunda gezinirken elleriniz kristal korkuluklara ilişecek ve ayaklarınız merdiven alınlıklarındaki Kütahya çini desenleri taşıyan, porselen fırça dekorlu basamaklarla bizleri müze katına çıkaracak. Bu kristal korkulukların orjinalleri Dolmabahçe Sarayı'nın Muayede Salonu'nda üst kata çıkışlarda kullanılmıştır.


İKİNCİ KAT
İkinci katta bir müzemiz yer almaktadır. Bu Etnoğrafya Müzesi Kültür Bakanlığı'na tahsis edilmiş ve düzenlenmiştir.

RESTORAN KATI


restoran1Restoran katı olan üçüncü katta, pencereler özellikle panoramik seyir sağlamak için alabildiğince yırtılmıştır. Osmanlı desenleri ile döşenmiş sedirler ve Selçuklu desenli kadife ipekli fon perdeler rengarenk vitrayların ışığı altında Ankara'yı seyretme imkanı sağlıyor. Burada kullanılan kumaşlar Vakko'nun sanatsal kreasyonundan yararlanılarak hazırlanmıştır. Restoran katının en büyük özelliği oturma mekanlarının üç değişik kompozisyonda dekore edilmiş olmasıdır. Yerden 40 cm kaldırılarak oluşturulan platformda büyük bakır siniler içinde yer minderlerinde oturularak servis yapılırken, pencerelerin genişlik boyutlarına göre oluşturulan U sedirlerle aynı boyutlardaki sehpalarda ikram verilirken, isteyen misafirler de bedesten boşluğuna ve akvaryuma nazır masalarda neşe ve mutluluk içinde keyifli anlar yaşayacaktır. Bütün bu sedirler, sehpalar, masalar bazen yoğun, bazen stilize edilmiş geleneksel ahşap işçiliğinin güzelliklerini de sergilemektedir. Restoranın hemen girişinde yer alan ve Anadolu'da "yüklük dolabı" olarak bilinen ulusal şöminedeki dolap, heybetli görünümüyle göz doldururken odun ateşinde pişen Türk Kahvesi sevenlerin yüreğine sonsuz bir mutluluk izini çizecektir. Ne demişler... "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır" Restorandaki bu güzellikler yanında tavanlardaki sade bordur kalem işlerinden de söz etmeden geçmeyelim. Restoran katının üzerinde bin metre kare açık terası, terasın merkezinde göğe doğru yükselen kümbet kafeteryamız bulunmaktadır.
KÜMBET


kumbet1

Orta-Çağ Türk-İslam sanatının en bol ve çeşitli örnekleri türbe olarak kullanılan kümbetlerde görülür. Orta-Asya ve İran'da tuğlanın sırlı çinilerle karma dekoratif işlenişiyle oluşan bu yapılar, Anadolu'da biraz daha mütevazi taş yapılara dönüşmüştür. Bu yapılar altta genellikle kare plan üzerine çeşitli silindirik, sekizgen gibi plan kesitleri gösteren içten kubleli dıştan piramidal külah çatılı çift katlı yapılmıştır. Uzaktan bakıldığında çadırı anımsatır. Bu Selçuklu türbelerinin Türklerin Orta-Asya mezar çadırı geleneğinden etkilendiğini gösterir. Selçukluların türbeleri silindirik, kare, çokgen şekillerde yapılmıştır. Sekizgen türbe örneklerine bütün Anadolu'da rastlanılmaktadır. Tokat Ebul Kasım, Kırşehir Melih Gazi, Amasya Halifet Gazi, Divriği Sitte Melik ve Kemereddin, Erzurum Emir Saltuk türbeleri bunlardan birkaç örnektir. İşte geleneksel ve ulusal kümbet mimarisi, Kültür Merkezi'nde kafeteryanın mimarisine ilham kaynağı oldu. İç tezyinatında ise yine Selçuklu ve Osmanlı motiflerinden esinlendi. Bu renk armonisine, camın ışıltılı renkliliği, rumi, art noveau (yeni sanat) dönemi tifani tekniği vitraylar eşlik ederken, ziyaretçiler Ankara'yı bir başka mekandan seyretme imkanı bulur. Bu mekandaki saray tipi avizenin ışıltısı ise bizleri değişik atmosferlerin duygu alemlerine taşıyacaktır. Teras katımızın sur gediklerine yaklaşıp surlar içerisindeki açık teras aralarındaki Botanik ve Gül bahçelerini; ladinler, selviler, kadife çamlar, şimşirler, altuni leylandiler, lavozontlar, top akasyalar, akçaağaçalar, kestane-ler, erguvanlar, mevsimine göre lale, sümbül, nergiz, çiğdemler, çuha çiçekleri, beyaz papatyalar, hercai menekşeler ve yalçın kayalıklar arasına yayılıcı ardıç ile bezeli bahçelerin keyfini sürüp gelecek günlerimize bugünün taze bir hatırası olarak birer kare resim çekmekten ve çektirmekten kendinizi alamayacasınız. Ve inanıyoruz ki, 80 yıllık Cumhuriyet Türkiyesi'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün "Kendi kültürüne sahip çıkmayan toplumlar başka kültürlerin avı olurlar" sözünü hatırlayacak ve bu büyük Türk milleti bu kültür merkezine emeği geçen başta Belediye Başkanı Turgut Altınok'a ve tüm çalışanlarına bir kürek harç koyarak, bir fidan dikerek emek veren işçisine bile teşekkür etmeyi kendisine bir borç sayacaktır.


TAŞ İŞÇİLİĞİ


taskapi1

Kale kapısı, Selçuklu taş sanatının şaheserlerinden Konya Karatay Medresesi, taş kapıda bir bir uygulanarak inşaa edildi. Sekizgen plan üzerine oturan ana gövdenin her köşesinde saç örgüsü sütunları göğe yükselirken, kısa sütunlar altına yerleştirilen kuş evleri ayrı bir güzellik katıyor
.

AHŞAP KAPILAR

kapi1
900'lü ve 1000'li yılarda Orta Asya'nın kadim şehirlerinden Semerkant, Buhara ve özellikle Hiva'da yaptırılıp, camilerde, bilim kaynağı medreselerde, hayatın tayfi olan Han Saraylarında oyma sanatı olarak ahşaba el emeği ile can veren, binbir deseni ile insanı büyüleyen o görkemli kapılar bugün Keçiören Estergon Türk Kültür Merkezi'nde ana mekanlara açılıyor.
1000 YILLIK HİVA SÜTUNLARI DA ESTERGONDA... Hiva Sütunları, Orta Asya'da kadim Türk tarihinin en büyük eserlerinde, tonozlu yapıların çok olması sebebiyle destekleyici malzeme olarak kullanılmıştır. Bu sütunlar, bölgede yetişen, baharın en son yapraklanan kara ağaçlarından yapılmaktadır. Bu ağaçlar, naturel yapılarında motiflendirilerek ve geometrik desenlerle elma çiçeği ve rumi tarzında oyma tekniğiyle yüzyıllar boyu işlendi. Bu sanat dünyada ilk defa Orta Asya dışında Ankara Keçiören'de, Estergon Türk Kültür Merkezi'nde yeniden hayat buldu.

VİTRAYLAR ve KALEM İŞLERİ

ahsap1

Kümbet kafetarya pencereleri, restoran katı pencereleri, müze katı pencereleri ve dükkan katı pencereleri art-noveau ve rumi tarzda vitray pencerelerle süslendi. Kümbet kubbesi ve bedesten boşluğu kubbesi ise Osmanlı tezyinat sanatının şaheserlerinden altın varaklarla süslendi.

İZNİK ÇİNİLERİ


cini1

16. yüzyıl İznik Çinileri'nin örnekleri, kale tezyinatında kullanılmak üzere, aynı teknoloji kullanılarak, mo-dern bir kompozisyonla İznik Vakfı'na yaptırıldı. Böylece hem Vakfın güçlenmesine ve bu güzel sanatımızın dünyaya yeni örnekleriyle tanıtılmasına vesile olundu, hem de o güzel renk cümbüşü Keçiörenlilerin beğenisine sunuldu.


AKVARYUM
Restoran katında, bedesten boşluğunu seyrederken, denizaltı akvaryumunun önünden büyülü bir şekilde akan şelalenin avludaki Osmanlı Tarzı mermer havuzda toplanışı ve fışkıran sular her gelen misafiri yüzyıllar öncesine götürecek.

MİNYATÜRLER


minyatur1Bedesten boşluğuna bakan müze katının duvarları Sümame'den alınan av sahnesi ve sünnet düğünü ile Herat minyatürlerinden aşk sahnesi sergileniyor.

ŞÖMİNE, SEDİR, PERDELER...


somine1Anadolu'nun ocaklı yüklük dolapları Orta Asya motifleriyle beraber pencerelerde, Osmanlı Sultanlarının kaftanlarının deseni sedirlerimizde kullanılırken, Selçuklu Kubadabad Sarayı'nın duvarlarındaki rölyefler kadife tüllerle bezendi.

YER DÖŞEMELERİ
Özbekistan'ın dünyaca meşhur Hiva mavi-beyaz çinileri, mermer-mozaik tekniğiyle bedesten boşluğunun koridorlarını süslemektedir.

GELENEKSEL ASYA BAHÇELERİ

bahce1

Bugünün park bahçe peyzajında Hollanda, Fransa, İngiltere bahçeleri örnek alınarak dizayn edilmiştir. Ancak şu gerçek unutulmamalıdır ki, dünyanın yedinci harikasından biri olan Babil'in Asma Bahçeleri Asya'dadır.
Quo vadis?
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ekim 2009       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
anıtkabir

Benzer Konular

6 Nisan 2015 / Misafir Soru-Cevap
11 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap
31 Mart 2011 / Misafir Taslak Konular