Arama

Doğalgaz ve petrolün enerjiye katkısı nedir?

Güncelleme: 4 Kasım 2012 Gösterim: 6.020 Cevap: 3
sem007 - avatarı
sem007
Ziyaretçi
11 Haziran 2009       Mesaj #1
sem007 - avatarı
Ziyaretçi
türkiye de enerji ve önemi ile ilgili konu araştırıyorum ve doğalgaz ve petrolün enerjiye katkısını merak ediyorum lütfen yardımcı olur musunuz?
Teşekkürler...
Sponsorlu Bağlantılar
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
11 Haziran 2009       Mesaj #2
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Fosil yakıtlar grubundan hidrokarbon esaslı doğalgaz, yer altında gözenekli kayaların boşluklarına sıkışmış olarak yada petrol yataklarının üzerinde gaz halinde büyük hacimler şeklinde bulunur. Doğalgaz; %95 metan, az miktarda da etan, propan atom, bütan ve karbondioksitten oluşan renksiz, kokusuz ve havadan hafif bir gazdır. Doğalgaz kokusuz olduğundan kaçakların farkedilebilmesi için özel olarak kokulandırılır. Bu amaçla THT(tetra hidro teofen) ve / veya TBM(tersiyer bütil merkaptan)kullanılır. Karışımın içinde %95 yada daha yüksek bulunan metan gazının özelliği kimyasal yapısı en basit ve karbon içeriği en düşük olan hidrokarbon gazı olmasıdır. Metan molekülü 1 karbon 4 hidrojen atomundan oluşur. Kimyasal yapısının basit olması nedeniyle yanma işlemi kolaydır ve tam yanma gerçekleşir. Dolaysıyla; duman, is,kurum,ve kül oluşturmaz. Yanması en kolay ayarlanabilen ve yanma verimliliği en yüksek olan yakıttır. Bu özelliği kullanım kolaylığı ve ekonomisi sağlar. Karbon içeriğinin düşük olması nedeniyle atmosferde sera etkisi oluşturan ve insan sağlığı bakımından zehirleyici olan karbondioksit gazı emisyonu, katı yakıtlara göre 1/3 ve sıvı yakıtlara göre ½ oranındadır.

Sponsorlu Bağlantılar
Dünya da doğalgazDoğalgaz ve petrolün enerjiye katkısı nedir?Çeşitli kimyasal ürünlerin başlıca hammaddesi olan doğalgaz dünya enerji tüketiminin önemli bölümünü karşılamaktadır.Doğalgazın geçmişi yüzlerce yıl öncesine dayanmaktadır. Tarihsel kaynaklar doğalgazın ilk kez M.Ö. 900 lerde Çin de kullanıldığını göstermektedir. Taşınması, işlenmesi ve stoklanması kolay olan doğalgaz yaygın kullanımı ise 1790’da Ingiltere de başladı. Boru hattı taşımacılığıyla birlikte 1920 lerde artan doğalgaz kullanımı 2. Dünya savaşından sonra daha da gelişti. Doğalgaz enerji üretim sektöründe ilk kez Amerika da kullanılmaya başladı. 1950li yıllarda doğalgazı dünyada enerji tüketimindeki oranı %10u geçmiyordu. Günümüzde ise enerji tüketiminin %24ü doğalgazla karşılanmaktadır. Dünyada bilinen doğalgaz rezervlerinin yaklaşık 70 yıllık ömrü oluduğu tahmin edilmektedir. Bilinen doğalgaz rezervleri petrol rezervlerine eş değerdir .

Türkiye'de Doğalgaz
Türkiye’de doğalgazın varlığı 1970 yılında Kırklareli Kurumlar bölgesinde tespit edilerek, 1976 yılında Pınarhisar Çimento Fabrikası’nda kullanılmaya başlandı.1975 yılında Mardin Çamurlu sahasında bulunan doğalgaz, 1982 yılında Mardin Çimento Fabrikası’na verildi.Kaynaklardaki rezervlerin sınırlı olması tüketimin genişlemesini önledi.

Doğalgazın sanayi ve şehir şebekelerinde kullanımı çalışmalarına, 84/8806 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla 1984 yılında SSCB ile imzalanan doğalgaz sevkiyatı anlaşmasının ardından başlandı. Doğalgaz şehiriçi evsel ve ticari olarak ilk kez 1988’de Ankara’da kullanıldı. 1992 yılında Istanbul’da, Bursa’da, Eskişehir’de, Izmit’te doğalgaz pazarı genişledi.

Türkiye’de tüketime sunulan yıllık doğalgaz miktarı, imzalanan anlaşmalarla 2005 yılında 40 milyar m³; 2010 yılında 55 milyar m³ mertebesine ulaşması beklenmektedir. Özellikle evsel kullanımda doğalgazın kesilmesi riski yoktur. Gazın büyük bir kısmı sanayide kullanılmaktadır ve gaz dağıtım firmaları sanayideki aboneleri ile özel bir sözleşme yaparak olası bir gaz arzı sıkıntısında sanayiye verdiği gaz miktarını azaltıp bunu konutlara vermektedir. Böyle bir durum, bugün için çok az bir ihtimaldir,çünkü ülkemizde gaz arzı talepten fazladır.

Türkiye’de de sınırlı bir miktarda doğalgaz çıkmakta ve kullanıma sunulmaktadır. Türkiye doğal gazı esas olarak Rusya ve Iran’dan boru hatlarıyla,Cezayir ve Nijerya’dan sıvılaştırılmış (LNG)olarak deniz yoluyla satın almaktadır. Ayrıca Azerbaycan ve Türkmenistan ile doğalgaz temini için anlaşmalar yapmıştır.

Türkiye,enerji uzmanları tarafından dünyanın en hızlı gelişen on pazarından biri olarak gösterilmektedir. Ekonomik büyüme ve sınırlı doğal kaynaklar,ülkemizin enerji ithali gereksimini arttırmaktadır. Türkiye stratejik konumu gereği Ortadoğu ve Hazar Denizi doğalgaz üretim alanları ile Avrupa tüketim pazarı arasında köprüdür.



Petrol ve Enerji

Suriye’nin petrol ve doğalgaz rezervleri mutevazi olmasına rağmen ülke ekonomisinde önemli bir rolü bulunmaktadır. 2001 yılında ham petrol ihracatı 3.4 milyar dolar ile toplam ihracatın % 70’ni oluşturmuştur. Suriye 2020 yılında enerji ithalatçısı konumuna gelmesi beklenmektedir. Yeni petrol rezervleri arama faaliyetlerinin hızlandırarak, sahalarda yapılan üretimi maksimize ederek ve elektrik üretiminde kullanılmak üzere doğalgaz üretimini arttırarak Suriye, bu durumu geciktirmeye çalışmaktadır.

Petrol üretimi 1986 ve 1995 yılları arasında yıldan yıla hızlı bir artış göstermiştir. Ancak, 1995 yılından itibaren petrol üretiminde yıllık bazda bir azalma kaydedilmeye başlanmıştır. Petrol sanayi, devlete ait Syrian Petroleum Company –SPC (petrolün % 25’ini üretmektedir) , Hollandalı Shell ve Petro Canada firmalarından oluşan Al-Furat Petroleum Company-AFPC (petrolün % 65’ini üretmektedir) tarafından kontrol edilmekltedir. Petrol üretiminin büyük bölümü ülkenin kuzey doğusu’ndaki petrol sahalarında yapılmaktadır.

Petrol üretimi, azalan petrol rezervlerine bağlı olarak 2003 yılında günde 530.000 varil iken 2004 yılında günde 507.500 varile gerilemiştir. Al-Furat Company günlük üretim kapasitesini 400.000 v/g’den 250.000 v/g’ne düşürmüştür. Petrol üretiminin 2005 yılında 503.800 v/g’ne gerileyeceği düşünülmektedir.

        • Petrol Üretimi
        • Varil/Gün
      • 2000 540.000
      • 2001 510.000
      • 2002 520.000
      • 2003 530.000
      • 2004 520.000
  • Kaynak : SPC
Petrol üretiminde yaşanan gerilemeye bağlı olarak Suriye, yeni petrol yataklarının keşfine yönelik çalışmalarını hızlandırmış ve bu çerçevede Kasım 2003’te Petro-Canada Firması ile 25 yıllık bir anlaşma imzalamıştır. Buna göre firmanın ilk dört yılda jeolojik ve sismik çalışmalara ilaveten Deir Al Zour Bölgesinde iki petrol kuyusu açılmasına yönelik 8.25 milyon dolarlık yatırım yapması öngörülmektedir.

Diğer yandan Suriye Petrol Şirketi (SPC) Hindistanlı Oıl & Natural Gas Corporation (ONGC) ve ABD’li Improved Recovery Group’tan oluşan Konsorsiyumla petrol çıkarma ve üretimine yönelik bir Anlaşma imzalamıştır. Bunlara ilaveten SPC Hırvat INA Industries Nafta ve ABD’li Veritas DGC Inc. İle Akdenizde Offshore keşif çalışmalarına yönelik bir Anlaşma imzalamıştır.

Kanadalı petrol şirketi Tanganyka 2002 yılında Oudeh sahasının geliştirilmesi için SPC ile anlaşmış, 2004 yılı Temmuz ayında iki kuyunun kazısını tamamlamıştır. Üretim halihazırda 1000 v/g’dür, ancak Tanganyka sahanın 2.4 milyar varil petrol kapasitesi olduğunu, çalışmalar tamamlandığında günlük üretimin 30.000 varile çıkacağını belirtmektedir.

2004 yılı Temmuz ayında SPC, Çin Ulusal Petrol ve Gaz Geliştirme Şirketi (CNOGC) ve Sino-Syrian Kawkab Petrol Şirketi ile Kibibeh sahasının geliştirilmesine yönelik bir anlaşma imzalamıştır. Çalışmalar tamamlandığında sahanın üretim kapasitesinin 10.000 v/g olması planlanmaktadır.

Hükümet petrol sektörüne yatırım yapılması noktasında yabancı şirketleri desteklemekte ancak büyük petrol şirketlerinin dikkatini çekmekte zorlanmaktadır. Örneğin Petrol ve Mineral Kaynaklar Bakanlığı tarafından açılan 14 blokun yabancı şirketlere tahsis edilmesi amaçlı ihaleye küçük ve orta ölçekli petrol firmaları teklif vermiş, sözkonusu bloklardan sadece 6 tanesine teklif gelirken diğer 8 blok için herhangi bir başvuru olmamıştır. Tekliflerin büyük bölümü Suriye’nin Irak sınırında bulunan bloklara gelirken, Türkiye sınırında bulunan ve Lübnan sınırının kuzeyinde olan bir blok için de teklif verilmiştir.

Suriye, azalan petrol üretimi ve artan enerji ihtiyacını gözönüne alarak alternatif bir enerji kaynağı olarak dolagaz rezervlerinde üretime başlamayı planlamaktadır. Rezervlerin büyük bölümü Deir al-Zor ve Palmyra bölgelerinde yer almaktadır. Suriye’nin gaz rezervleri 500-600 milyar m3 olup bunun ancak 300 milyar m3’ü işlenebilmektedir. 2002 yılı verilerine göre Suriye 205 milyar ft3 doğalgaz üretimi gerçekleştirmiştir. Halihazırda ülke’nin günlük gaz üretimi yaklaşık 20 milyon ft3 tür. Suriye’nin bilinen ve keşfedilen rezervler yaklaşık 30 yıl devam edeceği tahmin edilmektedir.

        • Gaz Üretimi
        • Milyar m3
      • 2000 7.00
      • 2001 6.80
      • 2002 6.75
      • 2003 6.40
    • 2004
    • Kaynak : SPC
2001 yılı başında Mısır, Lübnan ve Suriye Hükümetleri, Mısır ve Suriye doğalgazını pazara sunmak üzere 1 Milyar dolar değerinde bölgesel boru hattı kurulması yönünde anlaşmaya varmışlardır. Boru hattının Mısır’ın kuzeyinde yer alan Arish’ten başlayarak Ürdün ve Lübnan’a ve oradan Suriye’ye bağlanması planlanmaktadır. Sözkonusu boru hattının Mısır ve Ürdün arasındaki bölümünün inşaatı tamamlanmak üzeredir. Daha sonra Lübnan ve Suriye’den de geçecek hattın Türkiye’ye de bağlanması planlanmaktadır.

Diğer yandan, Suriye Lübnan’a az müktarlarda doğalgaz ihracatına başlamıştır. Mayıs 2001’de Suriye, Lübnan’daki enerji santrallerine doğalgaz temini amacıyla iki ülke arasında 26 öil uzunluğunda boru hattı inşaatını öngören bir anlaşma imzalamıştır.

Suriye, Mısır, Ürdün, Türkiye, İrak ve Lübnan’ı birbirine bağlayan elektrik enterkonnekte sistemi kanalıyla Mısır’dan elektrik ithalatı gerçekleştirilmektedir. Anılan ülkeler arasında elektrik alım satımını sağlamak amacıyla kurulan şebekenin Türkiye-Suriye bölümü 2003 yılında tamamlanmış ancak henüz faaliyete geçmemiştir. Suriye-Lübnan bölümünün ise 2004 yılında tamamlanmıştır.

Amerikalı Conoco Philips şirketi Total firması ile ortak Deir al-Zor bölgesinde gaz sahası geliştirme projesi üstlenmiştir. Amerikalı Occidental Petrol Şirketi Homs ve Halep arasında 750 milyon dolar değerinde gaz sahası projesine başlamıştır. Petro Canada şirketi önümüzdeki 30 ay içinde Homs ve Halep’te 15 adet gaz üretim sahası kurarak birinci fazda 6 milyon ft3 gaz üretmeyi hedeflemektedir. INA Naftaplin şirketi ise 2007 yılında üretime geçmesi öngörülen Johar Hayan bloku ile ilgili çalışmalara yakında başlamayı planlamaktadır.

Suriye’nin halihazırda enerji kapasitesi 7000 MW’tır. Suriye, enerji stratejileri çerçevesinde, doğalgaza dayalı kombine çevirim santralleri yapımı ve halihazırda petrole dayalı santrallerin doğalgaza çevirilmesini planlamaktadır. Son yıllarda ülkenin en büyük iki enerji santrali olan Mharda ve Banias petrolden doğalgaza çevirilmiştir. Bu çerçevede, 300 MW kapasiteli Zeizoun santrallerinin de doğalgaza çevirimi öngörülmektedir. 2004 yılı Nisan ayında 630 MW kapasiteli Tishreen Santrali faaliyete geçmiştir. Homs ve Halep yakınlarında çalışmaları devam eden iki projenin 2005 yılında tamamlanarak, toplam elektrik üretimine 1700 MW katkıda bulunması planlanmaktadır. 400 kw ve 200 kw’luk trafo merkezleri inşaası da 2005 yılı programında yer almaktadır. Diğer yandan, 2004 yılında üç elektrik santrali ihalesi sözkonusu olmuştur. Bunlardan biri Şam yakınında Deir Ali bölgesinde 750 MGW’lık santral projesi olup, 2004 yılının başında ihaleye açılmıştır. Avrupa Yatırım Bankası sözkonusu projenin finansmanına katkıda bulunacaüını açıklamıştır. Ayrıca mevcut bazı santralerrin rehabilitasyonu sözkonusu olacaktır. Elektrik Bakanlığı’nda ihale duyuruları Üretim Genel Müdürlüğü ve Dağıtım Genel Müdürlüğü olmak üzere 2 kanaldan yapılmaktadır.
fadedliver - avatarı
fadedliver
Ziyaretçi
11 Haziran 2009       Mesaj #3
fadedliver - avatarı
Ziyaretçi
Türkiye'de Petrol ve Doğal Gaz

19. yüzyılda Osmanlı Devleti'nin sınırları içinde yer alan Musul ve Bağdat vilayetlerinde ham petrol sızıntısına rastlanan bazı alanlar olduğu biliniyordu. Bu yüzyıl sonlarında bir yabancı şirket Türkiye'de ilk kez petrol arama sondajı yaptı. İskenderun çevresinde yapılan sondajlarda doğal gaza rastlandı. Bir başka yabancı şirketin 1900'de Trakya'daki Mürefte yöresinde yaptığı sondajda petrol bulundu. Ama çıkan petrol miktarı çok az olduğundan bir süre sonra kuyular kapatıldı.

Doğu Anadolu Bölgesi'ni uzun yıllar işgalleri altında tutan Ruslar, I. Dünya Savaşı sırasında Erzurum ve Erzincan yörelerinde yapılan bazı sondajlarda petrole rastladılar. I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı Devleti Irak'taki geniş ham petrol alanlarını yitirdi. Türkiye bu zengin petrol alanlarında hakkı olduğunu ileri sürdü. 1926'da imzalanan bir antlaşmayla Türkiye, Irak'ın elde edeceği petrol gelirinin yüzde 10'unun 25 yıl süreyle kendisine verilmesi karşılığında bu topraklardan vazgeçti.
Türkiye'deki cevher yataklarının araştırılması ve saptanması amacıyla kurulan Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA), 1940'ta Siirt ilinin Raman Dağı yöresinde ve 1945'te Garzan yöresinde verimli ham petrol yatakları buldu. Daha sonra MTA'nın görevini devralan Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Siirt ilinde birçok kuyu açarak üretim yaptı. Arama ve üretim izni alan bazı yabancı petrol şirketleri de Adana, Adıyaman, Diyarbakır ve Siirt'te verimli yataklar buldular. Türkiye'nin ham petrol üretimi 1950'de 18.000 ton, 1960'ta da 375.000 tondu. Bu yıllardan önce Türkiye, benzin ve gaz gibi petrol ürünleri gereksinmesini yurtdışından satın alarak karşılıyordu. 1955'te Siirt ilinde Batman (bugün Batman ilinde), 1961'de Kocaeli ilinde İPRAŞ, 1962'de İçel ilinde ATAŞ, 1972'de İzmir ilinde Aliağa ve 1987'de de Ankara ilinde Orta Anadolu (bugün Kırıkkale ilinde) rafinerilerinin yapılması, Türkiye'yi önemli miktarda ham petrol satın alan ve gereksinmesi olan petrol ürünlerini kendi rafinerilerinde işleyerek elde eden bir ülke durumuna getirdi. Rafinerilerinin yıllık ham petrol işleme kapasitesi 30 milyon tondan çok olan Türkiye, 2.5 milyon ton kadar ham petrol üretmektedir ve 20 milyon tondan çok ham petrol satın almaktadır.

1986'da açıklanan bilgilere göre Türkiye'de saptanan üretilebilir durumdaki ham petrol rezervlerinin kalan miktarı yaklaşık 21 milyon tondur. Bu üretilebilir rezervin yüzde 59'u yabancı petrol şirketlerinin elindedir. Yabancı petrol şirketlerinden başlıcalar Mobil ve Shell'dir. Irak, Kerkük'te ürettiği ham petrolün bir bölümünü boru hattıyla Adana ilindeki Yumurtalık limanına pompalar. Bu ham petrolün bir bölümü Türkiye'deki rafinerilerde işlenir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde üretilen ham petrolün bir bölümünü İskenderun Körfezi'ne, Batman Rafinerisi'nde işlenemeyen petrolü öteki rafinerilere taşımak ve Irak'tan gelen petrolü değerlendirmek amacıyla bazı başka boru hatları da yapılmıştır. Bunlar Batman-Dörtyol, Şelmo-Batman ve Yumurtalık-Kırıkkale boru hatlarıdır. 1987'de Türkiye'deki rafinerilerde işlenerek elde edilen başlıca petrol ürünlerinin yaklaşık miktarları şöyleydi: 2.5 milyon ton benzin, 760 bin ton jet yakıtı, 6.5 milyon ton mazot, 8 milyon ton fueloil ve 390 bin ton gazyağı.

Türkiye'de petrol ürünlerinin kullanıldığı bazı termik santraller da vardır. Bunlar Aliağa, Ambarlı, Bornova, Hopa, ve Seydişehir santralılarıdır.

Türkiye'nin başlıca doğal gaz kaynakları Marmara Bölgesi'nin Trakya kesimi ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndedir. Çevre kirlenmesine yol açmayan temiz bir yakıt olan doğalgaz yataklarının araştırılması çalışmalarına Türkiye'de 1960'larda başlandı. 1974'te TPAO'nun yaptığı sondajlar sırasında Hamitabat'ta verimli doğal gaz yataklarına rastlandı. Dünya doğal gaz rezervlerinin çok küçük bir bölümü ülkemizdedir. Bu rezervlerin en büyük bölümü Hamitabat'tadır. Burada yapılan üretim sonucunda elde edilen doğal gaz, bir termik santral ile bazı fabrikalarda yakıt olarak kullanılmaktadır. Hamitabat'tan geçen SSCB-Türkiye Doğal Gaz Boru hattı, Bulgaristan sınırından Ankara'ya kadar uzanır. Doğal gazın boru hattıyla ulaştığı yörelerdeki konutlar ile sanayi kuruluşlarında çevreyi sürekli kirleten öteki yakıtların yerini alması tasarlanmıştır. Ankara kentindeki konutlara ulaştırılan doğal gazın İstanbul'da da kullanıma sunulması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Pisicikkk - avatarı
Pisicikkk
Ziyaretçi
4 Kasım 2012       Mesaj #4
Pisicikkk - avatarı
Ziyaretçi
petrolle doğalgazın önemii blurmusunuz ltfennnn Msn Happy

Benzer Konular

25 Ekim 2013 / Ziyaretçi Soru-Cevap
22 Şubat 2011 / ThinkerBeLL Kimya
22 Şubat 2015 / Misafir Cevaplanmış
30 Ekim 2011 / Misafir Soru-Cevap