Arama

Vizyon ve misyon olmayan işletmede insan kaynakları hedefleri nasıl hazırlanır?

En İyi Cevap Var Güncelleme: 12 Ekim 2018 Gösterim: 4.174 Cevap: 1
DOFİTİ - avatarı
DOFİTİ
Ziyaretçi
12 Ağustos 2009       Mesaj #1
DOFİTİ - avatarı
Ziyaretçi
Vizyon ve misyon olmayan işletmede insan kaynakları hedefleri nasıl hazırlanır?
EN İYİ CEVABI Misafir verdi

Misyon-Vizyon


Misyon, bir şirketin varlık nedenini sunar. Misyon, şirket içindeki mevcut imkânlara odaklanır ve şirketi rakiplerinden farklı kılan özelliklerin bir ifadesidir. Kısaca misyon, “şirketin ne için var olduğunu ve kısa-uzun vadede neler yapacağını derinlemesine açıklayan hareket planlarıdır."
Sponsorlu Bağlantılar
Bu bizim kurumlarımızda açık mı? Sanırım tüm yöneticilerimiz bunun açıklıkla dile getirildiğini ve zihinlerde belirgin olarak yer ettiğini söyleyemiyor. Çalışanlar kime ve neye hizmet ettiklerini bilmelidirler. Kurumsal bağlılık ve vasat üstü çalışmalar bu bilgi ve inançla ortaya çıkacaktır.
Haddi zatında misyon ve amacımız açıktır: “İnsana saygılı, güvenilir ve saygın işletmeler kurmak, iş dünyasının her türlü su istimale düştüğü, insanlarda güven duygusunun yıprandığı bir ortamda bu ticari hayatın saygın ve güvenirliğini artırmaya yardımcı olmak."
Bizler bir deveye bile değer veren peygamberin ümmetiyiz. İnsanlığa faydalı olmak elbette ki en önemli şiarımız olacaktır.
Çalışanlarımızın tam bir hizmet terbiyesi alması halinde kuruma bağlılıkta veya hizmetin misyonunda tereddüt yaşamaları mümkün değildir. Günümüzde kendini sosyal amaçlara adayan pek çok firma kendini reklâm etmeye başlamıştır.
Eğitime katkı yapılmaktadır, fakirlere yardım verilmektedir diyerek çalışanlarına sosyal amaçlarından bahsedip onların kuruma olan sadakatinde inançlarını da kullanmaya başlamışlardır. Oysaki yıllardır yurt içi ve dışında o kadar çok sosyal amaçlı hizmetler yapılmıştır ki, bunları anlatmaya zaman yetmez. Burstan, okullardan, felaketlerde giden yardımlardan, kurbanlardan vs. bahsedilse nerelere neler yapıldı diye anlatılsa emin olun bir günlük zaman yetmez. Ancak bizler bazı rehberlik programlarıyla bunları anlatarak kuruma sağlanacak katkıyı, verimi, bağlılığı artırmalıyız.
Tanımı yapılan misyonun işletme tarafına baktığımızda ikinci bir yönünü görüyoruz: “Güvenilir ve saygın işletmeler kurmak".
Açtığımız işletmeler bulundukları sahada pazara yön veren işletmeler olmalı eğer bu olmuyorsa, en azından pazarda ciddi payı olan işletmeler olmalılar. Aksi halde biz sıradan işletmelerle kârı-zararı birbirine denk ücretleri ancak ödeyebilen bir yapıda kalırız ki bu bizim misyonumuz değildir. 

Amaç:
Müşterisine + çalışanlarına + hissedarlarına + toplum ve çevreye faydalı ve saygılı hizmet sunmak.

Donanım:
İnsan gücü + teknoloji + kurumsal yönetim anlayışıdır.

Şirkete yönelik hedefler ve amaçlar
Şirketlerimiz mutlaka; kurumsal yapıya kavuşmuş, inisiyatiflerle değil prensiplerle yönetilen, insanlar akşam mesaileri bitip evine gittiğinde her şeyin onlarla gittiği değil tüm kayıtlarla kurum kültürünün dosyalarda, bilgisayarlarda onlarca yıl saklana bildiği bir sisteme sahip olmalıdır. Ayrılan arkadaş neler yapmıştı, ne tür usuller denendi başarılı veya başarısız olundu bilgisi ayrılan personelle gitmemeli listelerimiz, kayıtlarımız bizi sürekli tüm bilgilere ulaşabilir durumda tutmalıdır.
Gerçek anlamda bir kuruluş, ortak bir hedef etrafında birleşmiş insanlar topluluğudur.

Yasal olmayan hiçbir icraatımız ve işlerimiz yoktur, olamazda. Bu konuda tüm yöneticiler kendine güvenmeli ve müsterih olmalıdır. Yaptığımız işler ticari faaliyetler olduğu için bazı inceleme ve denetimlerde pek tabiî ki olacaktır. Bunlara dair gerekli düzenlemeleri ve dokümanları yerine getirdikten sonra müfettişlere gerekli açıklamayı rahatlıkla yapabiliriz demektir.
Şirketler üç önemli sermaye ile ayakta dururlar. Yapısal Sermaye, İnsan Sermayesi, İlişkiler Sermayesi

Yapısal Sermaye:
1. Piyasa ve rakiplere ait bilgilerin sürekli, doğru ve iyi analizle kaydedilmesi, kullanılmasıdır. Ayrıca patentler, markalar, lisanslar vb. yapısal sermayenin mülkiyetleri arasındadır.
2. Süreçlerin doğru kurulması ve yönetilmesidir. İşe alma süreçlerinden, üretim ve pazarlama süreçlerine kadar her şeyin doğru yapılandırılması ve işletilmesidir.

İnsan Sermayesi:
1. Yönetim: gelecekteki başarımızı garanti etmek için öncelikle yönetim kademesinin yetkin ve kuruma inanan insanlardan oluşması gereklidir. En önemli sermaye olan çalışanların bilgili ve yeterli olmasını sağlamakta yönetim kademesine verilen önemle doğru orantılı olmaktadır.
2. Çalışan: Bilgi, beceri, yetenek, tecrübe ve yenilikçi olmalarıyla değerlidirler. Bu tür çalışanlar işletmenin rekabet gücünü oldukça artırmakta ve kurumlarda kalma süreleri de uzun olmaktadır. Fikir üretmeyen sorunları çözmeyen veya gündeme bile getirmeyen çalışan işletmeye değer katmamaktadır.

İlişkiler Sermayesi:
1. Ağ: Ticaret yapılan tüm tedarikçiler ve piyasa ilişkileri. Kritik piyasa ilişkileri veya hammadde tedarikçileri bunlar arasındadır.
2. Marka: Ticari malın değeri marka ile öne çıkmaya başlamıştır. İtibarlı marka olma, iyi tanınan şirket olma, hedef kitlenin güvendiği marka ve işletme olma önemli bir rekabet avantajı sağlamaktadır.
3. Müşteriler: Parayı kazandığımız en önemli yer olan müşteriler rekabet avantajının en önemli kaynağıdır. Müşterinin işletmeyi nasıl algıladığı çok önemlidir. Müşteriler hakkında ne kadar fazla şey bilir ve onlara ne kadar yakın olursanız ticari fayda da o kadar fazla olacaktır.
Neden üst yapıya yatırım çok sınırlı kalmaktadır? Her şeyin zamanla yoluna gireceği beklentisinden. Ne var ki bu doğru bir yaklaşım olmadığı gibi sorunu çözmeye dair bir eylem hiç değildir.

Hiçbir sorun ve aksaklık kendi kendine, tam istenen ve en uygun şekilde çözüme doğru gitmediği gibi, hiçbir hatalı işleyiş ve süreç kendi kendine düzelmez.
İşlerin yolunda gitmesi için en başta yöneticinin yüksek performans ve gayreti zorunludur.
Zamanın harcanma biçimi, ulaşılan sonuçları önemli ölçüde etkiler. Bir başka deyişle sonuca yönelik zaman yönetimi verimliliğin vazgeçilmez bir anahtarıdır.
Dünyanın her yerinde ve her iş alanındaki kuruluşlar aynı sorunla boğuşurlar: Çok fazla fikir, çok az icraat.

Çalışanlara yönelik yaklaşım
Şirketlerin en önemli varlıklarından olan "entelektüel sermaye" iş gücü; işletmenin gelecekteki başarısı için kritik bir öneme sahip olmasına rağmen bilançoda gösterilmeyen bir değerdir Bu nedenle işe alınacak eleman titizlikle seçilmeli ve uygun yetkinliğe sahip çalışma arkadaşlarından hiper aktif birtakım ruhu çıkarılmalıdır. Bu hususta işe alım ve mülakat komisyonlarının gözetiminden geçmesini özellikle sağlayalım.

Referans kontrolü yapmak için ilgili sorumlular en son çalıştığı iki işvereni de arayacaklardır. İşverene, imkânı olsaydı, adayı yeniden işe alıp almayacağını sordunuz da. güçlü bir evet cevabı duymuyorsanız, altından kalkamayacağınız bir risk alıyor olabilirsiniz.

"Oturarak başarıya ulaşan tek canlının tavuk olduğu söylenir" herkesin kendisine yatırım yapması gerektiğini anlatan bu deyim, başarının tesadüf? olmadığını ve çalışanların arkadan gelenlerin nefesini ensesinde hissederek kendisine verilen hedeflere yönelmesini işaret eder.
Hizmet kurumlan da Kaynak Holding Şirketlerinin bir model olmasını beklemektedirler. Kurumsallıkta, iş disiplininde, üretimde, kârlılıkta ve kendi fikri dünyamızı yaşarken ve tüm çalışanlara rahatlıkla yaşatırken ekonomik alanda da başarılara koşmakta bir model olmamızı bekliyorlar.
Bizler entelektüel sermayenin gelişmesi için her türlü desteği ve eğitimi vermeliyiz.

Ayrıca; görev dağılımını ve tayinleri adil ve yerinde, performans değerlemesini de sürekli yapmalıyız. Anket ve analizlerle çalışanın düşüncelerini izlemeli, öneri ve fikirlerinden faydalanmalıyız. İş hayatının vazgeçilmezi olan insan gücü iyi eğitimle başarısını artırabilir.
Yönetici kendi eksiklerinin tamamlayıcısı olan bir yardımcı ile daha yüksek ve daha verimli bir çalışma ortaya koyar. Eğer o yardımcı kendi gibi veya daha yetersiz ise sadece talimatlarına göre çalışan bir yardımcı bulmuş olur ki bu, yöneticinin yapabileceğinden daha az verimli olmasına neden olur. Yöneticilerden istenen ise vasat iş değil, beklentilerinde üzerinde bir açılım yapmasıdır.

Talimatlarla çalışan insan kendine söyleneni yapar kendini korumaya alır, eksikleri söylenince mazereti bellidir; “bunlar söylenmemişti". Biz çalışanlarımıza çalışma ortamı hazırlayıp onların katkılarını istiyoruz, bizzat kendilerinin üretken olmasını istiyoruz. Kariyer planlamasında ve tayinlerde ilişkiler yerine ölçülebilir kıstaslar ve planlı eğitim programları uygulanmalıdır. Yeterli kabiliyeti olanlar için ilerlemek son derece kolay olmalıdır.
Devamsızlığı alışkanlık haline getirenler, işletmeye neler kaybettirdiklerinin farkında değillerdir. O nedenle devamsızlık oranı yöneticiler tarafından sistematik olarak kontrol edilmelidir. Mazeretli veya mazeretsiz hangi durumda, ne oranda devamsız olduğu tespit edilmelidir.

Bunun getirdiği en önemli sorun maliyetlerin artmasıdır:
1. İş gücü yetersiz sanılıp yeni elemanlar işe alınır.
2. Çalışanlar üzerinde iş yoğunluğu, artacağından kalite ve verimlilik düşer.
3. İş yoğunluğu ve günlük işleri zamanında bitirme telaşı zamanında üretmeyi engeller ve pazarlamayı olumsuz etkiler.
4. Fazla mesai ile ürün yetiştirmeye gidileceğinden performansı düşürür ve giderleri artırır.
Oysaki devamsızlık, elinizdeki rakamsal verilerin düzgün tutulması ve ilgili kişilere yapacağınız uyarılarla telafi edilebilir.

Vazgeçilmezler
  • En önemli unsur insana sürekli yatırımdır.
  • Herkes kendi işinin lideridir.
  • Elemanlarımızı yetkilendirmek, inisiyatif kullandırmak rekabet gücünü artırır.
  • Her düzeyde, her boyutta açık iletişim yapılmalıdır.
  • Etkin ekip çalışması olmalıdır.
  • Her zaman daha kaliteli hizmet sunulması esas olmalıdır.
  • Konumlara ve yasal düzenlemelere uygun işleyiş olmalıdır.
  • Topluma, çevreye ve insanlığa yararlı olma esasına bağlı kalınmalıdır.
Muhteşem Yönetici
Herkes büyük bir lider olamaz ama herkes daha iyi bir lider ve yönetici olabilir.
Bizler yöneticiden beklenenleri sıralarken öncelikleri atlıyor olabiliriz. Yöneticiden beklenenler: Kaliteyi sağlamak, standartları belirlemek, performansı yüksek tutmak vs. diye sıralanabilir. Oysaki bunların en başında geleni ve en önemlisi, ‘‘yetenekleri uygun bir ortam içinde bir araya toplayarak yüksek performans üretmektir".
Muhteşem bir yöneticiyle çalışma fırsatınız olduysa o yöneticinin sizi başarılı kılmak için ne kadar uğraş verdiğini hatırlarsınız. Onlar başarı için sizi sizden daha fazla zorlarlar. Muhteşem yönetici çalışanlarına yol açar, usul gösterir, hizmet eder.
Muhteşem yönetici, kişisel görüş farklarını bir kenara bırakıp herkesin paylaştığı heyecan ve ihtiyaca sarılmalarını, kurumun amacına en yüksek faydayı oluşturmalarını sağlar.

Muhteşem yöneticinin geleceğe dair iyimserliğini ve inancını hiçbir aksilik yok edemez. Buna izin ve fırsat vermez. Kimsenin görmediği daha iyi gelecek için kendisiyle birlikte başkalarını da harekete geçirir. Beklentilerini çalışanlarına açıkça ifade eder, onları takdir etmesini bilir, insanlara değer verir ve ilgi gösterir, çalışanları tanır ve nasıl harekete geçireceğini bilir aynı zamanda neleri yapabileceğini bildiğinden onlardan tam istifade eder.

Yönetici çalışanlarının zayıf ve güçlü yanlarını bilmeli, nelerin ona heyecan verdiğini nelerden uzak durduğunu da bilmeli ki harekete geçirebilsin. Klasik metotlarla sorunlar çözülmüyorsa farklı ve yeni bakış açısıyla durumu değerlendirmek gerekir, bu ise yeni bakış açısı ve değişim gerektirir.

Değişimde Ustalaşmak İçin Bes Öneri
1. Sorunlara odaklanmayı bırakıp fırsatlara odaklanmak
  • Gizli fırsatları görüp ona sarılmalı
2. Kısa vadeye odaklanmayı bırakıp, uzun vadeye odaklanmak
  • Değişimin ortasında bile uzun döneme ait vizyonu korumalı
3. Koşullara odaklanmayı bırakıp, amaca odaklanmak
  • Şartlar ne olursa olsun belirgin bir amaca sahip olmalı
4. Kontrole odaklanmayı bırakıp, uyum sağlayamaya odaklanmak
  • Herkesi kontrol etmeye çalışmak yerine, herkesin uyum sağlama yeteneğini sağlamalı
5. Kuşkulara odaklanmayı bırakıp, güvene odaklanmak
  • Kendi içlerinde daha güvenlidirler, yollarına çıkan her türlü engelle baş edebileceklerine inanırlar Dünya'ya farklı gözlerle bakan insanlar yeni düşünceler geliştirir, yeni fırsatlar görürler.

Son düzenleyen Safi; 12 Ekim 2018 16:23
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Ağustos 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir.

Misyon-Vizyon


Misyon, bir şirketin varlık nedenini sunar. Misyon, şirket içindeki mevcut imkânlara odaklanır ve şirketi rakiplerinden farklı kılan özelliklerin bir ifadesidir. Kısaca misyon, “şirketin ne için var olduğunu ve kısa-uzun vadede neler yapacağını derinlemesine açıklayan hareket planlarıdır."
Sponsorlu Bağlantılar
Bu bizim kurumlarımızda açık mı? Sanırım tüm yöneticilerimiz bunun açıklıkla dile getirildiğini ve zihinlerde belirgin olarak yer ettiğini söyleyemiyor. Çalışanlar kime ve neye hizmet ettiklerini bilmelidirler. Kurumsal bağlılık ve vasat üstü çalışmalar bu bilgi ve inançla ortaya çıkacaktır.
Haddi zatında misyon ve amacımız açıktır: “İnsana saygılı, güvenilir ve saygın işletmeler kurmak, iş dünyasının her türlü su istimale düştüğü, insanlarda güven duygusunun yıprandığı bir ortamda bu ticari hayatın saygın ve güvenirliğini artırmaya yardımcı olmak."
Bizler bir deveye bile değer veren peygamberin ümmetiyiz. İnsanlığa faydalı olmak elbette ki en önemli şiarımız olacaktır.
Çalışanlarımızın tam bir hizmet terbiyesi alması halinde kuruma bağlılıkta veya hizmetin misyonunda tereddüt yaşamaları mümkün değildir. Günümüzde kendini sosyal amaçlara adayan pek çok firma kendini reklâm etmeye başlamıştır.
Eğitime katkı yapılmaktadır, fakirlere yardım verilmektedir diyerek çalışanlarına sosyal amaçlarından bahsedip onların kuruma olan sadakatinde inançlarını da kullanmaya başlamışlardır. Oysaki yıllardır yurt içi ve dışında o kadar çok sosyal amaçlı hizmetler yapılmıştır ki, bunları anlatmaya zaman yetmez. Burstan, okullardan, felaketlerde giden yardımlardan, kurbanlardan vs. bahsedilse nerelere neler yapıldı diye anlatılsa emin olun bir günlük zaman yetmez. Ancak bizler bazı rehberlik programlarıyla bunları anlatarak kuruma sağlanacak katkıyı, verimi, bağlılığı artırmalıyız.
Tanımı yapılan misyonun işletme tarafına baktığımızda ikinci bir yönünü görüyoruz: “Güvenilir ve saygın işletmeler kurmak".
Açtığımız işletmeler bulundukları sahada pazara yön veren işletmeler olmalı eğer bu olmuyorsa, en azından pazarda ciddi payı olan işletmeler olmalılar. Aksi halde biz sıradan işletmelerle kârı-zararı birbirine denk ücretleri ancak ödeyebilen bir yapıda kalırız ki bu bizim misyonumuz değildir. 

Amaç:
Müşterisine + çalışanlarına + hissedarlarına + toplum ve çevreye faydalı ve saygılı hizmet sunmak.

Donanım:
İnsan gücü + teknoloji + kurumsal yönetim anlayışıdır.

Şirkete yönelik hedefler ve amaçlar
Şirketlerimiz mutlaka; kurumsal yapıya kavuşmuş, inisiyatiflerle değil prensiplerle yönetilen, insanlar akşam mesaileri bitip evine gittiğinde her şeyin onlarla gittiği değil tüm kayıtlarla kurum kültürünün dosyalarda, bilgisayarlarda onlarca yıl saklana bildiği bir sisteme sahip olmalıdır. Ayrılan arkadaş neler yapmıştı, ne tür usuller denendi başarılı veya başarısız olundu bilgisi ayrılan personelle gitmemeli listelerimiz, kayıtlarımız bizi sürekli tüm bilgilere ulaşabilir durumda tutmalıdır.
Gerçek anlamda bir kuruluş, ortak bir hedef etrafında birleşmiş insanlar topluluğudur.

Yasal olmayan hiçbir icraatımız ve işlerimiz yoktur, olamazda. Bu konuda tüm yöneticiler kendine güvenmeli ve müsterih olmalıdır. Yaptığımız işler ticari faaliyetler olduğu için bazı inceleme ve denetimlerde pek tabiî ki olacaktır. Bunlara dair gerekli düzenlemeleri ve dokümanları yerine getirdikten sonra müfettişlere gerekli açıklamayı rahatlıkla yapabiliriz demektir.
Şirketler üç önemli sermaye ile ayakta dururlar. Yapısal Sermaye, İnsan Sermayesi, İlişkiler Sermayesi

Yapısal Sermaye:
1. Piyasa ve rakiplere ait bilgilerin sürekli, doğru ve iyi analizle kaydedilmesi, kullanılmasıdır. Ayrıca patentler, markalar, lisanslar vb. yapısal sermayenin mülkiyetleri arasındadır.
2. Süreçlerin doğru kurulması ve yönetilmesidir. İşe alma süreçlerinden, üretim ve pazarlama süreçlerine kadar her şeyin doğru yapılandırılması ve işletilmesidir.

İnsan Sermayesi:
1. Yönetim: gelecekteki başarımızı garanti etmek için öncelikle yönetim kademesinin yetkin ve kuruma inanan insanlardan oluşması gereklidir. En önemli sermaye olan çalışanların bilgili ve yeterli olmasını sağlamakta yönetim kademesine verilen önemle doğru orantılı olmaktadır.
2. Çalışan: Bilgi, beceri, yetenek, tecrübe ve yenilikçi olmalarıyla değerlidirler. Bu tür çalışanlar işletmenin rekabet gücünü oldukça artırmakta ve kurumlarda kalma süreleri de uzun olmaktadır. Fikir üretmeyen sorunları çözmeyen veya gündeme bile getirmeyen çalışan işletmeye değer katmamaktadır.

İlişkiler Sermayesi:
1. Ağ: Ticaret yapılan tüm tedarikçiler ve piyasa ilişkileri. Kritik piyasa ilişkileri veya hammadde tedarikçileri bunlar arasındadır.
2. Marka: Ticari malın değeri marka ile öne çıkmaya başlamıştır. İtibarlı marka olma, iyi tanınan şirket olma, hedef kitlenin güvendiği marka ve işletme olma önemli bir rekabet avantajı sağlamaktadır.
3. Müşteriler: Parayı kazandığımız en önemli yer olan müşteriler rekabet avantajının en önemli kaynağıdır. Müşterinin işletmeyi nasıl algıladığı çok önemlidir. Müşteriler hakkında ne kadar fazla şey bilir ve onlara ne kadar yakın olursanız ticari fayda da o kadar fazla olacaktır.
Neden üst yapıya yatırım çok sınırlı kalmaktadır? Her şeyin zamanla yoluna gireceği beklentisinden. Ne var ki bu doğru bir yaklaşım olmadığı gibi sorunu çözmeye dair bir eylem hiç değildir.

Hiçbir sorun ve aksaklık kendi kendine, tam istenen ve en uygun şekilde çözüme doğru gitmediği gibi, hiçbir hatalı işleyiş ve süreç kendi kendine düzelmez.
İşlerin yolunda gitmesi için en başta yöneticinin yüksek performans ve gayreti zorunludur.
Zamanın harcanma biçimi, ulaşılan sonuçları önemli ölçüde etkiler. Bir başka deyişle sonuca yönelik zaman yönetimi verimliliğin vazgeçilmez bir anahtarıdır.
Dünyanın her yerinde ve her iş alanındaki kuruluşlar aynı sorunla boğuşurlar: Çok fazla fikir, çok az icraat.

Çalışanlara yönelik yaklaşım
Şirketlerin en önemli varlıklarından olan "entelektüel sermaye" iş gücü; işletmenin gelecekteki başarısı için kritik bir öneme sahip olmasına rağmen bilançoda gösterilmeyen bir değerdir Bu nedenle işe alınacak eleman titizlikle seçilmeli ve uygun yetkinliğe sahip çalışma arkadaşlarından hiper aktif birtakım ruhu çıkarılmalıdır. Bu hususta işe alım ve mülakat komisyonlarının gözetiminden geçmesini özellikle sağlayalım.

Referans kontrolü yapmak için ilgili sorumlular en son çalıştığı iki işvereni de arayacaklardır. İşverene, imkânı olsaydı, adayı yeniden işe alıp almayacağını sordunuz da. güçlü bir evet cevabı duymuyorsanız, altından kalkamayacağınız bir risk alıyor olabilirsiniz.

"Oturarak başarıya ulaşan tek canlının tavuk olduğu söylenir" herkesin kendisine yatırım yapması gerektiğini anlatan bu deyim, başarının tesadüf? olmadığını ve çalışanların arkadan gelenlerin nefesini ensesinde hissederek kendisine verilen hedeflere yönelmesini işaret eder.
Hizmet kurumlan da Kaynak Holding Şirketlerinin bir model olmasını beklemektedirler. Kurumsallıkta, iş disiplininde, üretimde, kârlılıkta ve kendi fikri dünyamızı yaşarken ve tüm çalışanlara rahatlıkla yaşatırken ekonomik alanda da başarılara koşmakta bir model olmamızı bekliyorlar.
Bizler entelektüel sermayenin gelişmesi için her türlü desteği ve eğitimi vermeliyiz.

Ayrıca; görev dağılımını ve tayinleri adil ve yerinde, performans değerlemesini de sürekli yapmalıyız. Anket ve analizlerle çalışanın düşüncelerini izlemeli, öneri ve fikirlerinden faydalanmalıyız. İş hayatının vazgeçilmezi olan insan gücü iyi eğitimle başarısını artırabilir.
Yönetici kendi eksiklerinin tamamlayıcısı olan bir yardımcı ile daha yüksek ve daha verimli bir çalışma ortaya koyar. Eğer o yardımcı kendi gibi veya daha yetersiz ise sadece talimatlarına göre çalışan bir yardımcı bulmuş olur ki bu, yöneticinin yapabileceğinden daha az verimli olmasına neden olur. Yöneticilerden istenen ise vasat iş değil, beklentilerinde üzerinde bir açılım yapmasıdır.

Talimatlarla çalışan insan kendine söyleneni yapar kendini korumaya alır, eksikleri söylenince mazereti bellidir; “bunlar söylenmemişti". Biz çalışanlarımıza çalışma ortamı hazırlayıp onların katkılarını istiyoruz, bizzat kendilerinin üretken olmasını istiyoruz. Kariyer planlamasında ve tayinlerde ilişkiler yerine ölçülebilir kıstaslar ve planlı eğitim programları uygulanmalıdır. Yeterli kabiliyeti olanlar için ilerlemek son derece kolay olmalıdır.
Devamsızlığı alışkanlık haline getirenler, işletmeye neler kaybettirdiklerinin farkında değillerdir. O nedenle devamsızlık oranı yöneticiler tarafından sistematik olarak kontrol edilmelidir. Mazeretli veya mazeretsiz hangi durumda, ne oranda devamsız olduğu tespit edilmelidir.

Bunun getirdiği en önemli sorun maliyetlerin artmasıdır:
1. İş gücü yetersiz sanılıp yeni elemanlar işe alınır.
2. Çalışanlar üzerinde iş yoğunluğu, artacağından kalite ve verimlilik düşer.
3. İş yoğunluğu ve günlük işleri zamanında bitirme telaşı zamanında üretmeyi engeller ve pazarlamayı olumsuz etkiler.
4. Fazla mesai ile ürün yetiştirmeye gidileceğinden performansı düşürür ve giderleri artırır.
Oysaki devamsızlık, elinizdeki rakamsal verilerin düzgün tutulması ve ilgili kişilere yapacağınız uyarılarla telafi edilebilir.

Vazgeçilmezler
  • En önemli unsur insana sürekli yatırımdır.
  • Herkes kendi işinin lideridir.
  • Elemanlarımızı yetkilendirmek, inisiyatif kullandırmak rekabet gücünü artırır.
  • Her düzeyde, her boyutta açık iletişim yapılmalıdır.
  • Etkin ekip çalışması olmalıdır.
  • Her zaman daha kaliteli hizmet sunulması esas olmalıdır.
  • Konumlara ve yasal düzenlemelere uygun işleyiş olmalıdır.
  • Topluma, çevreye ve insanlığa yararlı olma esasına bağlı kalınmalıdır.
Muhteşem Yönetici
Herkes büyük bir lider olamaz ama herkes daha iyi bir lider ve yönetici olabilir.
Bizler yöneticiden beklenenleri sıralarken öncelikleri atlıyor olabiliriz. Yöneticiden beklenenler: Kaliteyi sağlamak, standartları belirlemek, performansı yüksek tutmak vs. diye sıralanabilir. Oysaki bunların en başında geleni ve en önemlisi, ‘‘yetenekleri uygun bir ortam içinde bir araya toplayarak yüksek performans üretmektir".
Muhteşem bir yöneticiyle çalışma fırsatınız olduysa o yöneticinin sizi başarılı kılmak için ne kadar uğraş verdiğini hatırlarsınız. Onlar başarı için sizi sizden daha fazla zorlarlar. Muhteşem yönetici çalışanlarına yol açar, usul gösterir, hizmet eder.
Muhteşem yönetici, kişisel görüş farklarını bir kenara bırakıp herkesin paylaştığı heyecan ve ihtiyaca sarılmalarını, kurumun amacına en yüksek faydayı oluşturmalarını sağlar.

Muhteşem yöneticinin geleceğe dair iyimserliğini ve inancını hiçbir aksilik yok edemez. Buna izin ve fırsat vermez. Kimsenin görmediği daha iyi gelecek için kendisiyle birlikte başkalarını da harekete geçirir. Beklentilerini çalışanlarına açıkça ifade eder, onları takdir etmesini bilir, insanlara değer verir ve ilgi gösterir, çalışanları tanır ve nasıl harekete geçireceğini bilir aynı zamanda neleri yapabileceğini bildiğinden onlardan tam istifade eder.

Yönetici çalışanlarının zayıf ve güçlü yanlarını bilmeli, nelerin ona heyecan verdiğini nelerden uzak durduğunu da bilmeli ki harekete geçirebilsin. Klasik metotlarla sorunlar çözülmüyorsa farklı ve yeni bakış açısıyla durumu değerlendirmek gerekir, bu ise yeni bakış açısı ve değişim gerektirir.

Değişimde Ustalaşmak İçin Bes Öneri
1. Sorunlara odaklanmayı bırakıp fırsatlara odaklanmak
  • Gizli fırsatları görüp ona sarılmalı
2. Kısa vadeye odaklanmayı bırakıp, uzun vadeye odaklanmak
  • Değişimin ortasında bile uzun döneme ait vizyonu korumalı
3. Koşullara odaklanmayı bırakıp, amaca odaklanmak
  • Şartlar ne olursa olsun belirgin bir amaca sahip olmalı
4. Kontrole odaklanmayı bırakıp, uyum sağlayamaya odaklanmak
  • Herkesi kontrol etmeye çalışmak yerine, herkesin uyum sağlama yeteneğini sağlamalı
5. Kuşkulara odaklanmayı bırakıp, güvene odaklanmak
  • Kendi içlerinde daha güvenlidirler, yollarına çıkan her türlü engelle baş edebileceklerine inanırlar Dünya'ya farklı gözlerle bakan insanlar yeni düşünceler geliştirir, yeni fırsatlar görürler.

Son düzenleyen Safi; 12 Ekim 2018 16:39

Benzer Konular

26 Aralık 2012 / Misafir Soru-Cevap
11 Ağustos 2015 / muhalefet Soru-Cevap
20 Nisan 2010 / Misafir Cevaplanmış
14 Ekim 2010 / Misafir Soru-Cevap