Arama

Düşünmenin önemi nedir?

Güncelleme: 4 Aralık 2010 Gösterim: 14.770 Cevap: 3
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Eylül 2009       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
düşünmenin önemi nedir
Sponsorlu Bağlantılar
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Eylül 2009       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

düşünmenin önemi nedir

DÜŞÜNMENİN ÖNEMİ
Evrende yaratılmış olan her varlık, her detay mutlaka üzerinde düşünmeyi gerektiren hikmetlerle doludur. Ancak bu hikmetleri sadece her an Allah'a dönüp yönelen, Allah'ın yarattıkları üzerinde düşünen, samimi ve vicdanlı kişiler görebilirler.

Sponsorlu Bağlantılar
Allah yeryüzünde insanlar için sayısız nimet var etmiştir. Ancak bu nimetlerin farkına varabilmek, her birinin hakkını verebilmek için üzerlerinde düşünmek gerekir. İnsanlar için gökten su indiren, içecekleri suyu var eden, ağaçları, bitkileri, çiçekleri yaratan, hayvanları onların hizmetine veren, yerden çeşitli renk ve tatlarda meyveler bitiren Allah'tır. Geceyi, gündüzü, güneşi, yıldızları ve ayı insanların emrine veren, üretip-türettiği çeşitli yiyecekleri de insanlara sunan Rahman ve Rahim olan Allah'tır. Balarısına, insanlara şifa olacak balı yapmasını vahyeden de Allah'tır. Allah denizi, içindeki envai çeşit nimetle birlikte insanın kullanımına sunmuştur. Bundan başka ırmaklar, dağlar, yollar hep insana yarar sağlaması için Allah tarafından var edilmiştir. Allah, ayetin ifadesiyle insan için "güvenlik ve huzur bulacağı" yerler yaratmış, insana giyimlikler ve döşemelikler vermiş, yerden çıkardığı ürünleri ticaret yapmaları için bir meta kılmıştır. Daha bunlar gibi Allah'ın yarattığı sayısız nimetler vardır ki, Allah bu nimetlerin çokluğunu "saymakla bitiremezsiniz" diye bildirir (Nahl Suresi, 18). İşte gerek bu nimetler gerekse diğer herşey Allah tarafından bir amaç üzere yaratılmıştır. İnsanın yapması gereken bu amacı anlamak ve kendisinden istenildiği şekilde davranmaktır.

Insanın ilk yapması gereken kendisine bunca nimeti veren Yaratıcısını tanımak ve O'nun kendisinden neler istediğini öğrenmektir. Allah kulları için sayısız güzellik yaratmış, bir hiçlikken her birine bir can ve bir ömür vermiştir. Elbetteki tüm bu yaratışın bir amacı vardır.

İnsan için hem kendisinin hem de dünyanın yaratılış amacını kavramak önemli bir konudur. İnsan düşünmeye ilk bunlarla başlayabilir. Kendisi yoktan var edilmiş ve ölüme mahkum olan bir varlıktır. Yaşayabilmek için çok fazla şeye muhtaç olmasına karşın, yeryüzü onun ihtiyaç duyacağı her şeyle doldurulmuştur. Dünya üzerinde var olan şeylere bakıldığında bunların hepsinin insanın ihtiyaçlarına uygun olarak yaratıldığı görülür. Buna karşın dünyadaki tüm nimetler ve güzellikler geçicidir. Insanın sevdiği, sahip olmak istediği her türlü dünya nimeti sonunda yok olmak zorundadır. Çiçekler solmaya, meyveler bozulup küflenmeye, eşyalar ve sahıp olunan mallar eskimeye, insanlar yaşlanmaya mahkumdur. O halde düşünüldüğünde bundan çıkartılacak bir sonuç mutlaka olmalıdır. Nitekim Kuran dünya üzerinde var edilen şeylerin yaratılış amaçlarını şöyle açıklar: "Şüphesiz biz, yeryüzü üzerindeki şeyleri ona bir süs kıldık; onların hangisinin daha güzel davranışta bulunduğunu deneyelim diye." (Kehf Suresi 7) Ayette de ifade edildiği gibi yeryüzündeki tüm bu nimet ve güzelliklerin yaratılış amacı insanı denemektir. Allah geçici olan bu dünya nimetleriyle kullarını dener. Düşünen insan bu noktada şunu anlar ki; eğer bu dünya bir sınav yeri ise o zaman bunun sonunda bir Hesap Günü devardır ve insanlar dünyada yaptıkları tavırların karşılığını ödül ya da ceza olarak alacaklardır. Diğer bir deyişle Allah'ın ilahi adaleti tecelli edecektir.

Allah Kuran'da insanlara yaratılış amaçlarını düşünmelerini şöyle bildirir:

"Kendi nefisleri konusunda düşünmüyorlar mı? Allah, gökleri, yeri ve bu ikisi arasında olanları ancak hak ile ve belirlenmiş bir süre (ecel) olarak yaratmıştır. Gerçekten, insanlardan çoğu Rablerine kavuşmayı inkar ediyorlar." ( Rum Suresi 8)

Dünya kör tesadüfler sonucu olulşmuş sıradan bir mekan değildir. Dikkatle bakıldığında; yeryüzünün insan için yayılıp, döşendiği, toprağın adeta bir halı gibi kaplandığı, gökyüzünün insanın korunabilmesi için adeta bir tavan kılındığı, içindeki canlıların insanın beslenmesi, giyimi ve barınması için uygun özelliklerle dolu olduğu, çiçeklerin, böceklerin ve diğer herşeyin çok buyük bir sanatın göstergesi olduğu açıktır. Bu durumda dünya bir oyun ve oyalanma yeri olamaz, açıktır ki burası bir sınav yeridir ve bu sınavın sonucu son derece önemlidir. Gerçekten de insan düşünerek bu gerçeklere rahatlıkla ulaşabilr. Daha derin düşünse daha da büyük gerçeklere ulaşabilir.

Vicdanla düşünmenin kişiyi gerçeklere ulaştıracağı kesindir. Bunun için insanın çevresindeki şeylere kayıtsız kalmaması ve herşeyin bir amaç doğrultusunda var edilidiğini unutmaması gerekir. Ancak günümüz insanları günlük hayatın koşturmacasına kendilerini öylesine kaptırırlar ki küçük büyük hiçbir şeyi düşünmezler, hatta düşünme kabiliyetlerini bir ölçüde kaybetmiş olduklarını söylemek yanlış olmaz. Bu, elbette bir genelleme değildir, ancak büyük çoğunluk için geçerlidir. Alışkanlıklar adeta bir sis bulutu gibi gözlerinin önüne iner ve insanların en buyük harikaları dahi görmelerini engeller. Bunu yenmek içinse kişisel bir çaba gereklidir. Kişinin baktığı herşey üzerinde derin derin düşünmesi çözüm olacaktır. Ayette düşünmenin önemi şöyle ifade edilir:
"Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün ard arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır." (Bakara Suresi, 164)

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Eylül 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı
Misafir adlı kullanıcıdan alıntı

düşünmenin önemi nedir

Günümüzde sağlığı yaratmada olumlu düşüncenin önemi üzerinde sıkça durulmaya başlanmıştır. Her geçen gün bu konuda ya yeni bir kitap yada makale yayınlanmaktadır. Düşünce dediğimiz bu güç nasıl oluyor da sağlığımızı bozuyor veya yaratıyor?
Yazdığı kitaplarla ve verdiği konferanslarla dünyada alternatif tıp alanında çığır açan Dr. Deepak Chopra, “Sağlığı Yaratma” adlı kitabında bu konuda şöyle diyor. “Araştırmalara göre mutlu insanlar daha sağlıklıdırlar. Öyle görünüyor ki, olumlu düşünceler taşımak demek olan mutluluk, beyinde biyokimyasal değişiklikler yapmakta ve bu değişiklikler de vücut fizyolojisi üzerinde son derece yararlı etkiler göstermektedir. Öte yandan, üzücü ya da bunaltıcı düşünceler de beyin kimyasında değişiklikler yapmakta ama bu değişikliklerin fizyoloji üzerinde zararlı etkileri olmaktadır.
Düşünceler, mesaj-göndericiler denilen beyin kimyasalları aracılığıyla çalışırlar. Beyin dokusunda bunların en azından otuz türü olduğu saptanmıştır. İnsanın içinde bulunduğu ruh durumuna göre bu mesaj-göndericilerin birbirlerine göre oranları değişir. Düşünceler bilincimizin denetimi altında olduğuna göre, istediğimiz düşünceyi bilinçli olarak seçebiliriz, düşüncelerimizi kontrol edebiliriz. Aynı zamanda düşünmek, beyin kimyasını çalıştırmak demektir. Kimya, beynin farklı yerlerindeki hormonların salgılanmasını etkiler. Örneğin, hipotalamus ve hipofiz. Sonra da bu hormonlar vücuttaki organlara mesaj taşırlar.
Daha belirgin birkaç örnek verelim. Önce olumsuz düşünceleri ele alalım. Kızgınlık, düşmanca düşünceler insanda hemen kalp atışlarını hızlandırır, kan basıncını arttırır ve yüzü kızartır. Kaygılı düşünceler de aynı şeyleri yapar ve bunların yanısıra el titremesi, soğuk ter ve mide düğümlenmeside görülür. Görülüyor ki, değişik düşünceler kendilerini fiziksel olarak ortaya koyabilmek için gerekli olan kimyasal değişiklikleri beyinde yaratırlar. Düşünce bozuklukları ve beyin kimyası bozuklukları arasında bir ilişki vardır.
Aynı şekilde, mutluluk, sevgi, barış, huzur, şefkat, dostluk, iyilik, cömertlik, yakınlık, içtenlik düşünceleri de merkezi sinir sisteminde mesaj taşıyıcılar ve hormonların akması yoluyla fizyolojide kendilerine karşılık olacak bir durum yaratırlar. Olumlu düşüncelerin fizyolojide yarattığı derin değişimler insanı sağlığa götürür, çünkü mesaj-taşıyıcıların aracılık ettiği bu düşüncelerin bedende uyarıcı bir etkisi vardır.
Kızgınlık, sevgisizlik, düşmanlık, gücenme, çelişki ve hüzün gibi duygular vücudun bağışıklık sistemini zayıf düşürür. Bunun tersi olan olumlu duygular ise vücudun direncini arttırır. Kısaca hastalıkların ortaya çıkmasına neden olan yalnızca düşüncelerdir.”
Şimdi konuya bir başka açıdan yaklaşalım. Akupunktur, T’ai Chi, Chi Gong, Yoga gibi alternatif terapiler, insan bedenini tamamen çevreleyen bir elektromanyetik alandan bahsederler. Buna “Aura” veya “enerji beden” denir. Ayrıca bu enerji bedende “Chakra” adı verilen yedi adette enerji merkezi bulunur. Bütün bu terapiler temelde hastalığı şöyle tarif eder. Hastalık, herhangi bir düzeyde bloke edilmiş, akışı engellenmiş bir enerjinin yansımasıdır. Varlığımızdaki bir dengesizliğin dışa vurumudur. Aura ve Chakra’lardaki enerji akışında meydana gelen bu dengesizlikler, fizik bedende hastalıkların oluşmasına sebep olur. Bütün dengesizliklerin nedeni ise, insanın içinde bulunduğu ruhsal durum’dur.
Düşüncelerimiz, duygularımız, birer enerjidir. Olumlu düşünceler auramızı güçlendirir, enerjimizi arttırır ve sağlık içinde olmamızı sağlar. Olumsuz düşünce ve duygular ise, enerjimizi azaltır hastalığa davetiye çıkartır.
Eğer sağlıklı olmak istiyorsak, enerji tüketen duygu ve düşüncelerimizi, enerji üreten duygular haline çevirmeliyiz. Onun için “düşünce ve duygularımızı her zaman kontrol etmeyi” öğrenmeliyiz.
kaynak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Aralık 2010       Mesaj #4
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ortaöğretim 3. sınıf felsefe dersi konu anlatımları hakkında daha çok bilgi istiyorum

Benzer Konular

6 Mayıs 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
8 Ocak 2015 / Misafir Soru-Cevap
26 Ocak 2010 / Misafir Soru-Cevap
2 Aralık 2008 / Ziyaretçi Soru-Cevap
5 Mart 2013 / asi profesör Çevre Bilimleri